Sherlock
Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6

Anime Manga Forum -> Müzik, Sinema, TV ve Kitap -> TV Dizi
 
Yazar
Mesaj
Nami
Üşengeç Kalem



Yaş: 34
Kayıt: 16 Eyl 2007
Mesajlar: 3,846
Tanıtımlar: 7
Teşekkür: 4292

Durumu: Çevrimdışı

Nami
Üşengeç Kalem
Sherlock Konu: Yanıt: Sherlock
Alıntıyla Cevap Gönder
Serinin son bölümünü az önce bitirmiş bulunmakla beraber aynı zamanda whatsappın coşmasıyla herkese "sherlock izlesene" misyonerliği yapmış bulunmaktayım.

Son sezon için sadece "Efsane sezon diye buna derler" demek istiyorum. Tamam ilk 2 sezon çok güzeldi ama 3. sezon....

İlk bölümde

Spoiler:


2. Bölümde ise

Spoiler:


3. Bölüm ise tamamen hayranlık uyandıracak bir durum oldu... Şimdi hangi olayı yazsam ki...

Spoiler:


Kısacası son bölümü izlerken içimizde oluşan hissiyat:

Spoiler:


Ve yeni bir bölümün çıkması için en az 1 sene bekleyeceğimizi bilmenin verdiği acı:

Spoiler:


En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger Anime Listesi  
28 Oca 2014 0:54
Bu mesaja teşekkür edenler (4 kişi): akrema, Rukia, prenses serenity, kuinşi

from kiruna
Otaku (Level 1)
Otaku (Level 1)



Kayıt: 09 Oca 2014
Mesajlar: 20
Favori Anime & Manga: fullmetal alchemist:brotherhood, azumanga daioh, the wallflower

Durumu: Çevrimdışı

from kiruna
Otaku (Level 1)
Sherlock Konu: Yanıt: Sherlock
Alıntıyla Cevap Gönder
babam kardeşime film bilgisayardan indirtmese ben de yeni bölümünü izleyebilicem ama...... Neyse şu anlık sherlock'un nasıl olup da ölmediğini merak edeyim ben de Normal

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
28 Oca 2014 1:26
kuinşi
Mangaka
Mangaka



Yaş: 39
Kayıt: 24 Ekm 2010
Mesajlar: 2,867
Favori Anime & Manga: Gintama
Teşekkür: 4881

Durumu: Çevrimdışı

kuinşi
Mangaka
Sherlock Konu: Yanıt: Sherlock
Alıntıyla Cevap Gönder
Bu sezonla ilgili içimde dolup taşan bir duygu seli var. Öncelikle çok bekledik. O kadar çok bekledik ki bir gün gerçekten de Sherlock'un başlayacağı gerçeğini şahsen ben unutmuşum. Açıkçası sonsuza kadar bekleyeceğimi filan sanıyordum. O yüzden 4. sezon için tekrar beklemeye başladığımda aslında bir rahatlık hissettim. Çünkü olması gereken buymuş gibi geldi bana. Sherlock izlenen değil, beklenen bir diziymiş gibi geldi; onu "o" yapan bekletmesiymiş gibi geldi, doğal olan Sherlock'u sonsuza kadar beklemekmiş gibi geldi. Garip, biliyorum. Ama alışmış kudurmuştan betermiş.

Ben az bekledim hem. Bu diziyi keşfettiğimde 2012 Mayıs ayındaydık. 2. sezon Ocak'ta yayınlanıp bitmişti. Yani ben normalden 4 ay daha az beklemiş oluyorum. Şanslıyım.

Yine de 19-20 ay, beklemek için çok fazla yahu. Sanki sevdiceğimi askere yollamışım gibi. Çok garip lan.

Her neyse. Bölüm bölüm gideceğim. Her bölüm için ayrı sellerim var çünkü benim.

Tabii ki Spoiler uyarısı. İzlemediyseniz okumayın.

1. bölüm

Öncelikle:

-Bir de ayrıntı ayrıntı gideceğim, gözüme takılan ya da sonradan tumblr'da, ekşide görüp de aydınlandığım birtakım sahneler, detaylar filan. Yorumlamak mı? Haddim değil Hayranlık Besliyor -

1- Anderson'la başlayalım: Bu dinozor sevdalısından özellikle de s02e03'ten beri bildiğin nefret ediyordum. Ama Sherlock'un intiharında kendisinin payı olduğunu düşünmesi ve yaşadığı pişmanlıkla "Boş Cenaze Arabası" (The Empty Hearse, orijinal kitap serisinde Holmes'ün 3 yıl sonra geri döndüğü The Empty House adlı hikayeye nazire olarak bulunmuş bir isim, ayrıca da s03e01'in ismi) adında bir fan club kurarak Sherlock'un yaşadığı inancını her daim taze tutması kesinlikle takdire şayan. Zaten hayranlar da kendisini resmen affetmiş durumda, ben de affettim gitti zaten Çok Mutlu

2- Anderson'ın teorisi: Oha ve de çüşşşş demek istiyorum babam afedersiniz. Ben çevrimiçi canlı izledim (yani BBC'de yayınlanırken ben de aynı anda bir siteden takip ettim yayını) ama bu sahneleri kaçırmışım. Haberim yok yani. Sonra twitter'da coşkun duygularla sürterken Molly-Sherlock öpüşmesini görünce başka bir bölümle ilgili spoiler sandım, elim ayağıma dolaştı. Hemen feyste Sherlock çılgınlığımı paylaşabildiğim tek arkadaşıma gidip döküldüm, kendisi bana durumu açıklayınca hem rahatladım hem de hafiften bir hayal kırıklığına uğradım. Ama o sahne: O müzik. (Tam olarak bu müzik, bkz: aşağısı) O sonradan "wrecking ball" esprilerine maruz kalmış ve şarkıyı sevmeme sebep olan pencereden epik giriş ve en sağlam, en hardcore fan girl'ün, shipper'ın dahi hayallerine giremeyecek o sahne. Yuh demek istiyorum. Fanservice'in kralını görmek için 20 ay beklemişim. Daha bi 20 ay beklerim, sorun yok Hayranlık Besliyor

[Bağlantı]

3- Sherlock vs Sırplar vs Mycroft: Bu Mycroft'ın tembelliği beni öldürecek. İyi ki bi' saha görevine çıktı, saatlerce dırlandı be! Bu adamdan bir cacık olmaz! Ha, ama Sırpça konuşmak için Slavca, Almanca ve Türkçe bilmenin yeterli olduğunu söylerken nedendir bilinmez gururum okşandı. Mycroft Türkçe biliyormuş. Madde

Ayrıca, Anthea, seni güzellik! Çok özlemişiz, nerelerdeydin?

4- Lokanta sahnesi: Müziği ayrı güzel, kendi ayrı güzel harika bir sahne: Sherlock'un Guy Ritchie filminin Holmes'ü gibi ordan burdan bir şeyler aşırarak ayaküstü kılık değiştirivermesi, kırık bir Fransızca ile konuşması, John'un en romantik anının içine etmesi, en öldürücü bakışlarıyla karşısında taş olsa eritecek Afganistan gazisi, 3 kıtanın John Watson'ı karşısında ezilip büzülmemek için işi şakaya vurması ve son bıyık gafıyla kendini yerde bulması, sonra diğer kafede yediği dayak ve en son girdikleri Müslüman lokantasında (camında Arapça helal yazıyordu) yediği kafa... Sonra Mary hakkındaki çıkarımları -ve o küçücük liar yazısı ki aklımıza daha ilk anda kazınıverdiydi- ve Mary'nin arabada Sherlock'tan hoşlandım dediğinde John'daki o rahatlama, o sevinç belirtisi -fazla da belli etmek istemedi ama kuyruğu olsaydı sallardı kesin- Ne güzel sahnelerdi ardı ardına yahu.

[Bağlantı]

5- Grahan-hayır-Greg! Ve sarılma sahnesi! Bu arada s01e01'de tıpkı Sherlock gibi kolunda nikotin bandıyla dolaştığını bildiğimiz Greg'in Sherlock'un gidişinden sonra tekrar sigaraya başlamış olması insanın resmen içini burkuyor. Üzgün ya da Ağlıyor Önce küfredip sonra sarılması kesinlikle bu sezondaki favori sahneler ilk beşimde sağlam bir yer edinmesine sebebiyet verdi Gavin-pardon-Greg Lestrade'ın Gülücük Dağıtıyor

6- Sherlock'un kendini Molly'ye affettirme turları: Molly'nin umutlarının hâlâ taze olduğunu gördük, üzüldük. "Nasıl davranmalıyım, John gibi mi?" diye sorduğunda "Hayır, Molly gibi davran" cevabını alınca hepimiz Molly kadar mutlu olduk. Davaları alırken zırt pırt Sherlock'un Molly'ye bağlam kapsamında anlamlı bakışlar fırlatması filan, ne kaa hojjjtu. Gerçi sonunda yine Molly'ye John diye seslendi (kaçınılmaz) ama hem nişanı için tebrik etmesi, hem teşekkür etmesi, hem de "Moriarty hata yaptı, benim önemsemediğimi düşündüğü tek kişi, benim için en önemli şeyi yaptı" diyerek onu öpmesi (burda "to matter" fiilinin geldiği anlamlar önemli, pek çok yerde yanlış çevrildi ama asıl kastettiği buydu) tıpkı Molly gibi bizim de içimizi eritti. Evet ya, biz de sosyopatlardan hoşlanıyoruz belki, bizim de tipimiz onlardır belki! Yine de Molly'nin Sherlock için nasıl level atladığını da görmüş bulunduk. Çok da iyi oldu, çok da güzel oldu.

7- Sherlock Holmes için traş olmuyorum! diye tişört bastırıp John'a yolluyoruz, genşler, hadi bakalım, pamuk eller cebe Çok Mutlu Ve Mary'nin, makyajsız, yatakta oturup John'un blogunu okuyan Mary'nin ısrarla Sherlock'u ne zaman görmeye gidecek diye John'u sıkıştırıp durması! Sanırım Mary Morstan'ı ilk bu sahnede sevdim.

8- Sherlock'un Mrs. Hudson'la konuşurken John'un muayenehanedeki sahneleriyle desteklenen konuşması inanılmaz gırgırdı.

9- Ve yeni kötü adam arz-ı endam eder. Bir de cahiller "uleyy, V for Vendetta göndermesi" diye sevindi ya. Te Allah'ım.

10- Metro kabusu: Bir an gerçekten oradan kendi çabalarıyla kurtulamayacaklarına inandım. Bir tür mucize bekledim: Son anda polis gelecek? Bomba başkası tarafından durdurulacak? Sherlock ağlamaya başlayınca koptum tabii. John'un sözleri beni iyice tıkadı. Son anda Anderson flashback'i ile bize gerçekler açıklanınca hafiften bir hayal kırıklığı da yaşadım. Belki de ilk teori gibi daha cafcaflı bir şey bekliyordum. Herkes de eleştirmen olmuş yahu, hem 20 ay bekle, hem ağzının suyunu akıta akıta izle, hem de utanmadan eleştir. Terbiyesizim vesselam. Her neyse, sonra Sherlock tabii elini ağzına götürüp iyice katıla katıla ağlamaya başlayınca ben de katıldım tabii ama sonra bir baktık şerefsiz meğersem ağlamıyormuş katıla katıla gülüyormuş! John orada öldürseydi kendisini, inanın hiç ama hiç üzülmezdim. Adi. Şerefsiz. Cibiliyetsiz. Tipsiz. Sevimsiz aşkım benim!

11- Yine de Sherlock'un gözyaşlarının tamamında olmasa da bir kısmında ve de özründe samimi olduğuna yürekten inanıyorum. Hele de düğmeyi bulmadan önceki o telaşı, John'a git demesi filan. Bayağı içime oturdu o çaresizlik dakikaları. Hayatta çaresiz görmek isteyebileceğim son insan Sherlock çünkü. (YALAN)

12- 2. teoriyi atlamışım. Allah çarpar. Yalnız çarpıldım. Ekrana dalıverecektim ha. Moriarty'yi Sherlock'la yan yana gülerken görmek. Duygular sel oldu aktı. Fanservice'in kralı demiş miydim? Yok, yok, bildiğin padişah. Çar. İmparator.

13- Tabii son gol yine Molly'den geldi. Ah be yavrum. Tamam çocuk Sherlock'a benziyor ama tipsiz. Zaten Sherlock da bildiğin tipsiz. Bakma, bizim sevgimiz tanıyor olduğumuzdan. Enişteyi de tanısak severiz belki ama. Çk. Olmamış.

-Senden bir mucize istedim.
-Seni duydum.


Bizi de duysana reyiz... Bizim de sesimizi duysana!

Neyse, bu kadar saçmalama yeter. İkinci bölümün duyguları apayrı Hayranlık Besliyor

Bir de yazmadan geçmeyeyim: İlk bölümün ilk 25-30 dakikası filan hüngür şangır ağladım. İzlediğime inanamıyordum çünkü. Böyle ekrana bakıp bakıp ağladım. Annem ve kardeşimden hakaret gördüm hatta ama gene ağladım. engel olamadım kendime. Vücudum isteğimin dışında, kendiliğinden hareket etti sanki. Sinirlerim boşaldı. Mahvetti.

Yalnız şu kadarını söyleyeceğim: İlk iki sezon John'un koşulsuz sadakati, sınırsız dostluğu, sonsuz merhameti ve affediciliği ile resmen başım dönmüştü ve koşulsuz şartsız kendisine aşık olmuştum. 3. sezon aşkın ibresi bu kez Sherlock'tan yana döndü. Kendime inanamadım.

Değildim men sana mail, sen ettin aklımı zail/Mene tan eyleyen gafil, seni görgeç utanmaz mı?

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
29 Oca 2014 0:10
Bu mesaja teşekkür edenler (3 kişi): Nekomamushi, Nami, akrema

Nekomamushi
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 28
Kayıt: 20 Hzr 2014
Mesajlar: 266
Cinsiyet: Kız
Teşekkür: 290

Durumu: Çevrimdışı

Nekomamushi
Otaku (Level 4)
Sherlock Konu: Yanıt: Sherlock
Alıntıyla Cevap Gönder
İlk çıktığı dönemde sınıf arkadaşlarım deli manyak gibi takip ederlerdi de izlemek bana yeni nasip oldu. O sıralarda tvde sanırım baskervillein köpekleri bölümünden bir sahneye denk gelmiştim ama izlemeye pek fırsat bulamamıştım. Tabi ben ilk 9 bölümü beklemeden izlediğim için, onu da iki günde bitirdiğim için allak bullak olmuş vaziyetteyim. Sanki Sherlock, içi gizem ve ceset dolu bir tırla üstümden geçti desem abartmış olmam.

Gelgelelim dizinin aslı olan kitapları hiç okumamıştım, Sherlock'u da rdj'nin çektiği abd yapımı filminden tanıyordum biraz. O sebeple karakterlere dizide anlatıldığı şekliyle benimsedim desem yalan olmaz. Her neyse. Bütün kitapları orjinal çevirilerinden bulup okuma hayalindeyim.

Yine de baskerville in köpekleri hikayesini çocukken ingilizce dersinde okumuştuk. Hani bu ingilizceyi öğretmek için basılan kitaplar var ya, onlardan. Ordan aklımda kalanla karşılaştırdığımda mükemmel bir uyarlama yapılmış olduğunu söyleyebilirim.

Vıdı vıdı.

Bu yılbaşında bir de özel bölüm geliyormuş bu arada. Sherlock Holmes' ü bir bölüm için 1895'e geri taşımışlar. Nasıl bir şey çekecekler bilemiyorum. Bazıları, dizinin gidişatından bağımsız olacağını, bazıları da gidişatın bozulmamış olabileceğini öne sürüyor. Ve eğer gidişat bozulmayacaksa bu zaman yolculuğunun kesinlikle Doctor Who'nun işi olması gerektiğini söylüyorlar.

Yani bir nevi, bir crossover senaryosu görebilmemiz olası. Ki fanlar da yıllardır bunu istiyor, hata youtubeda o kadar gerçekçi mash-up lar var ki acaba gerçekten fragman mı diye düşünüyorsunuz. Ayrıca, Moffat'ın da gençliğinde böyle bir crossover fanfici yazdığını, bunu da çekmeyi istediğini ama çok zor bir iş olduğunu söylediğini de biliyoruz.


Neyse. Yılbaşını iple çekiyorum.

4. Sezon ise 2016 baharında deniyor, 2017ye erteledik dedikoduları da var tabi ama youtubea fragmanlar düşmüş bile. Çok daha karanlık bir sezon bizi bekliyor gibi.

Bir de bomba iddia var. Mary John'u terkedebilirmiş.

Bir diğer açıklama da yine Moffat'tan. Moriarty gerçekten ölü, ancak oynayan adam bu sezonun kadrosunda var. Büyük ihtimalle Sebastian Moran geliyor.

Vee, bir de işin fangirl boyutu var. Daha ilk bölümden beri johnlock fanservice vardı, 3. sezonda da iyice ayyuka çıkardılar. Şikayetçi miyiz? Hayır. Ama lütfen, 4. sezon daha ciddi olsun. Filler tadında birşey istesem fanfiction okurdum zaten.



Ben yahu ben. Eski Jazz Lambası. Nick değişikliği oldu sadece.

ab imo pectore - γνῶθι σεαυτόν
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
16 Tem 2015 14:48
kuinşi
Mangaka
Mangaka



Yaş: 39
Kayıt: 24 Ekm 2010
Mesajlar: 2,867
Favori Anime & Manga: Gintama
Teşekkür: 4881

Durumu: Çevrimdışı

kuinşi
Mangaka
Sherlock Konu: Yanıt: Sherlock
Alıntıyla Cevap Gönder
Yılbaşı özel bölümünün fragmanı. HARİKA OLMUŞ tamam sakinim

[Bağlantı]

Değildim men sana mail, sen ettin aklımı zail/Mene tan eyleyen gafil, seni görgeç utanmaz mı?

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
08 Ekm 2015 0:30
Bu mesaja teşekkür edenler (3 kişi): vivi, hibertansiyar, Lost Control

hibertansiyar
Mangaka
Mangaka



Yaş: 36
Kayıt: 05 Mar 2008
Mesajlar: 1,138
Nerden: Cyberworld
Teşekkür: 89

Durumu: Çevrimdışı

hibertansiyar
Mangaka
Sherlock Konu: Yanıt: Sherlock
Alıntıyla Cevap Gönder
Aman tanrım, bu trailer'ı daha ilk kez görüyorum. Mükemmel görünüyor!

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Anime Listesi  
09 Ekm 2015 23:32
Narowi
Mangaka
Mangaka



Yaş: 26
Kayıt: 05 Oca 2011
Mesajlar: 636
Nerden: suuny go dan
Teşekkür: 131

Durumu: Çevrimdışı

Narowi
Mangaka
Sherlock Konu: Yanıt: Sherlock
Alıntıyla Cevap Gönder
Yenilerde izleyip bitirdim bu haber beni ne kadar mutlu etti anlatamam Hayranlık Besliyor dizinin şahsen güzel bir yanı ise günümüze uyarlamış olmaları ( john blog yazması, telefon bilgisayar vs) bu olay benim hoşuma gitti açıkcası ha öyle olmasa yine takip ederdim tabii oyuncu kadrosunu çok sevdim Şık

ESKİ NİCK >SERENA<

"insanlar umutsuzca mutluluğu ararlar ama mutluluk onları aramaya gelmez
Çünkü mutluluk nadiren kendi iradesiyle insanları ziyaret eder"
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
10 Ekm 2015 19:01
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6
6. sayfa (Toplam 6 sayfa) [ 57 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız