Aslında animelerin anime olduğunu bilmeden önce Mermaid Melody izlerdim YouTubedan :'3 Sonra bi gün "Avatar izliycem yeheheheeğğ" diye site site gezerken internette adam gibi hızlı yükleyen bi siteyle karşılaşmıştım, direk izlemeye başlamıştım işte, sonra o kenarda hani izleyeceğin şeyin üstüne tıklıyosun da karşına bölümleri çıkıyo izliyosun ya lşsdsaişsda işte Avatarın üstünde Naruto vardı, "Enee bu neymiş" diye ona tıklamıştım yorumlarda "Çok güzel anime" falan diyince merak etmiştim animenin nolduğunu, araştırmıştım. İlk bilinçli olarak izlediğim anime Kimi ni Todoke'dir hatta, çok sevmştim de öyle devam etmiştim izlemeye.

Benim animeyle tanışmam yaşadığım şehrin dönüp dönüp aynı animeyi, aynı sahneleri yayınlamasıyla oldu diyebilirim. O zamanlar hem yaşımın ufak olması ve internet aleminin daha bebeklik döneminde bile olmamasından dolayı hep merak ettiğim bir anime olarak kaldı kendisi. Yakın bir zamana kadar da bilmiyorudum ve buradaki arkadaşlar sayesinde aklıma kazınmış olan o animeyi izledim

Daha sonraları, henüz anime kelimesini bilmediğim zamanlarda benim için hepsi çizgi filmdi ama tek farkları çizimleri diğerlerinden farklı olmasıydı Trt'de robtlu çok güzel animeler vardı. Özellikle voltron benim için bambaşka bir yerdedir. İlreleyen zamanlarda farkettim ki Trt birden fazla robotlu anime veriyormuş çünkü hepsnin konusu birbirinden farklıydı.

Tsubasa ve Dragon Ball'a gelmeden önce ben Star'da verildiğini biliyordum ama yine Trt'nin verdiğini öğrendiğim ufak bir ring'de robotların dövüştüğü ve o robotları ring'in kenarından klavye ile kontrol eden insanların olduğu bir anime vardı. O da güzeldi bence ama sonra akıbeti ne oldu bilmiyorum

Tsubasa ise benim için fenomenlerden biridir. Tv'de ne zaman mahalledeki çocuklar olarak Tsubasayı izlesek, ilk yapılan maçlarda etkisini hissederdik Çekilen bir şut ve o topun gideceği yere kadar gitmeden biten bölümler yüzünden deli olduğum çok olmuştur

Dragon Ball ise aklımda kalanıyla zamanında Star'da yayınladığı ve 10 ya da 12 bölüm civarında verildiğiydi. Üniversiteye girdiğim zaman oda arkadaşımda tamamı olduğunu öğrendim ve ilk serisini hem arşivime ekleme hem de tamamını izleme fırsatı yakalamış oldum.

Evet işte benim animelerle tanışıp, kendilerine hayran olup, bir daha bırakamayarak üzerine bir sürü anime izlememi sağlayan hikayemdi

Küçükken trt de Sailor Moon ve Miyazaki'nin eserlerini izler ya bu çizimler ne güzel diye iç geçirirdim.Sonra büyüdüm kuzenim OP izlerken rastladım anime bu dedi sonra ben Death Note,LoveCom derken buralara kadar geldim

Anime ile ta,mamen ilişki icinde olmamın hikayesi boraz tuhaf ve abartılı gelebilir
şöyle ;
biralı bir ortamda kız arkadaşımın kardeşinin Sailor moon izlerken dikkatimi cekmesile oldu
sonra sıkmaya başladı haliyle

manga ise kız arkadaşımın tavsiyesi ile oldu basta sevmedim ama anime sıkıcı gelmeye başlayınca mangaya
devam edem dedim kendime . baktım olaylar koptu gidiyor Nuhun gemisiyle bende atlıyayım dedim o gemiye
gayet de iyi

bende MTV Turkiye diye bir müzik kanalı vardı akşam ve ikindi saatinde veriyordu bende izleyerek "NARUTO" ya başladım

bende arkadaşım sayesinde tanıştım. anlatıp duruyordu izlediği şeyleri bi izleyeyim dedim. sonra devamı geldi zaten

kolejden çıkarken yol kenarında çarpıştık ve göz göze geldik mangaları toplarken tanıştık mı dememizi bekliyorsun çoğu kişi trt de görmüştür adaştırmıştır öyle öğrenmiştir ay savaşçısı pokemon digimon bunlar öncü oldu tvsi olmayanları bilemem ama türklerin %97 si böyle öğrenmiştir

Ben 17 yaşıma geldiğimde dahi nick ve cnbc-e de çizgi film izliyordum fakat ilerlemiyorlardı sıkmıştı pokemona da bayılırdım ayrıca ama tv de verilmiyordu internetimiz çok yavaştı bir arkadaşım anime nedir biliyormusun dedi ve bana death note önerdi ve animeye başladım sonra fma sonra bleach sao derken bir çok anime izledim ve manga okudum

Küçükken Sailor Moon'u hep takip ederdim ama yaşım küçük olduğundan sadece çizgi film olduğu için izliyordum. Ayrıca Japon kültürü ile tanışmam da aynı yıllara denk gelir. Show TV'de haftasonları saat 06:00 gibi Japon filmleri oynardı. İşin ilginç yanı bunlar da live action imiş aslında yıllar geçince öğrendim ((: Sailor Moon çok garip gelirdi bana. Bölümler arasında çok farklar olurdu, bir bölümde olan karakter ertesi gün yayınlanan bölümde olmazdı, bir bölüm 10 dk sürerdi ve hikayeden pek birşey anlaşılmazdı vs. Meğer bunlar da TRT'nin iğrenç yayın politikası yüzündenmiş.

Ortaokul yıllarında Dragon Ball izlemiştim Star'da yayınlanırken... Daha sonra One Piece'i de izlemişim azıcık ama farkında olmamışım ((:

Bilinçli bir izleyici olmam aslında tamamen tesadüfe dayalı. The Matrix serisini çok sevdiğim için Animatrix'in DVD'sini almamla anime dünyasına giriş yaptım denebilir ama sadece giriş yapmakla yetindim. Anime neymiş onu öğrendim yalnızca.

O sıralarda Star Wars Episode III DVD'si piyasa sürülmüştü ve ben de DVD hakkında bilgi almak için bir sinema dergisi almıştım. Tesadüf eseri dergi o ay Ghost in the Shell posteri veriyordu ve ben "neden olmasın?" diyerek Ghost in the Shell'in DVD'sini aldım. Büyülenmiş gibiydim. Daha önce çizgi filmler, animasyonlar izlemiştim; hatta Animatrix'in ekstralarında animelerden küçük klipler de izlemiştim ama bu kadarını beklemiyordum ((: Hikaye, çizim, kurgu vs. Ghost in the Shell beni çok etkilemişti. Hergün okuldan sonra eve gelip izler ve yeni bir şeyler bulmaya çalışırdım filmde... 170 kere falan izlemişimdir herhalde ((: Daha sonra Ghost in the Shell'in mangasını da indirerek manga dünyasına giriş yaptım ve iyi ki de yapmışım. Başka türlü anlamak mümkün olmayacaktı Ghost in the Shell'i ve evrenini ((: