anime karakterinden anime karakterine de fark var hani.

gerçek dünyadaki rukia gibi dolaşırsan bleach izleyen kişiler dışında kimse fark etmez bile,

ama gidip basilisk karakterlerinden biri gibi giyinirsen dikkar çeker mi? çeker.

tepki ne olur bilmiyorum ama hangi şehir olduğuna bağlı biraz o

naruto shippuuden dendeki hinta tarzı tam benlik zaten saçlarımız benziyo

çok isterim hatta planlarım arasında

etrafta dolaşan c.c. ler , yoruichi'ler , faye valentine'ler , revy'ler , nell'ler [tamam bunda abarttım ) bir erkek olarak kesinlikle beni rahatsız etmez.
hatta sonuna kadar desteklerim.
ama burası türkiye.bazı yerlerde kot giyen erkeklere hala tuhaf bakan insanlar var.
ben lisedeyken cicekli sort giydigim için tuhaf bakıslara maruz kalırdım.

ha ama bu yazdıklarım her yer için geçerli değil.şehirlerimizin ve bu şehirlerdeki insanlarımızın yeniliklere ve alışılmadık durumlara bakışları tıpkı kültürleri ve yöresel örf-adetleri gibi farklı.
bazı yerde bir defa bakıp kafasını çevirir ilgilenmez bile,başka bir yerde gelip ikaz eder bu nasıl giyiniş diye.

Mesajlara bir göz attım da...
Cosplayin garip karşılanacağı durumu "Türk Halkı malesef şöyle böyle... vs..." gibi ithamlarla ya da "Burası Türkiye!" gibi manidar sözlerle (sözüm herkese değil), ya da Avrupa Amerika gibi ülkeler kıyaslanarak anlatılmak istenmiş... Milletin gereğinden fazla (!) dine bağlı olması bile (ki bunda abartılacak bir durum yok) cosplay konusundan saparak geri kafalı olma nedeni olarak gösterilmiş...
Türkiye'nin geride kalmasının nedeniyle milletin dine bağlılığının uzaktan yakından alakası yoktur... (O nedenler çok çok başka ama konuşma yeri bura değil...) Asıl büyük ölçüde bu bağlılık sayesinde kazanıldı o savaşlar... Şimdi İstanbul'da oturanlar orada yaşıyorlarsa bunu, değerli bir söz uğruna bir mucizeyi gerçekleştirmek için hareket eden Osmanlı ordusuna ve Çanakkale'deki geçit vermez azimli askerlere borçludurlar... Onların ise bu bitmez azmi nerden aldıkları çok açıktır... (Okuyanlar bilirler...)
"Şimdi nerden çıktı? Biz onlardan mı söz ettik? Konuyu nerelere getirdin?" denebilir belki... Ama bunu soracak olanların cosplayden; dine ve bundan oluştuğu varsayılan geri kafalılık tabirine nerden gelindiğine de dikkatlerini çekmek isterim...
(Bu konu hakkında daha söylenecek çok şey var ama başlık buna uygun değil..)
Konumuza dönersek;
Ülkemizde özellikle de küçük şehirlerde anime kültürü pek tanınmıyor... Ya da şöyle diyelim... Tanınıyor ama kıyaslanan ülkelere nazaran bu oran daha az... Ama gel gelelim bu bir eksiklik midir? Hayır... Cahillik midir? O da Hayır... Kimse anime kültürünü bilmek zorunda değildir... Kimse vizyona giren bir filmi -ne kadar iyi olursa olsun- gidip izlemek zorunda değildir... Bu, insanlardan birşey eksiltmez...
Bunun yanı sıra insan hiç görmediği ilk kez karşılaştığı bir giyiniş tarzı karşısında şaşırabilir... Bu gayet doğal birşey... Ama dik dik bakmalar, laf atmalar vs tarzı davranışların bir milletle isnad edilmesi çok da doğru olmasa gerek... Kim yapıyorsa bahsedilen rahatsızlıkları bu o kişinin sorunudur... Herkes istediğini giyebilir ayrıca... Ya gayet açık veya gayet kapalı, ya kot veya etek, ya spor veya klasik, ya cosplay veya akla gelebilen her türlü tarz...
Bu yadırgama olayı ise Avrupa'da ya da başka ülkelerde sanki hiç yokmuş gibi düşünülüyor... Belki de biz bahsedilen ülkelerin sadece bize yansıdıklarını görüyoruz... Ya da oralarda yaşayan varsa o ülkeyi sadece yaşadığı şehirden ibaret sandığı için böyle düşünüyor olabilir... Bu aynı şu duruma benzer... Yabancı bir turistin Türkiye'yi yalnızca İstanbul'dan ibaret sanması gibi birşeydir bu...

Saygılar...