Lelouch insanları kullanmıyordu. Savaşta komutan olur, emir verir ve askerler yapar, bunda yanlış olan ne?

Sizin mantığa göre Fatih Sultan Mehmet de osmanlı ordusunu kullanıyordu


İnsanların Suzaku'yu sevmemesinin nedeni ise aptal olması. düşmanın yanında savaşarak ülkeyi içten değiştiremezsin. suzaku adam olsaydı, madem içten değiştirmek istiyor, charles ile yanlızken onu öldürürdü (aynı babasını öldürdüğü gibi) bu sayede olayları değiştirebilirdi, ama samimi değil suzaku..
[/u]

suzaku ülkeyi içten değiştirebilir miydi bilmiyorum o kadar siyasi işlere yorum yapacak kafam yok ama bence yapması gerekli olduğu şeyi yapmaya çalışıyo.ve charlesi diyelim öldürdü tam olarak nasıl değiştirecekti anlatır mısın?

Lelouch'un amacı daha bireysel; kızkardeşinin huzuru ve ona bunu yapanlardan intikam almak niyetinde. Bunun için özelden genele bir taktik belirliyor.

Suzaku'nun amacı daha genel; elinden geldiğince herkesi korumak (Japon veya diğer halklardan olması farketmeksizin). Huzuru, merkezi bir güç vasıtası ile dünyanın geneline yaydırmak. Genelden genele bir yol haritası izliyor.

Bu ikisinin ortak yönü, kararlarının herkesi memnun edecek düzeyde olmaması ki aslında gayet normal; gerçek hayatta da verdiğimiz kararlar etrafımızdan farklı memnuniyet tepkileri alırlar nede olsa (uzun lafın kısası; herkesi memnun edemezsin).

Lelouch, bireysel amaçlarının, genelin amaçlarıyla çatışmasından dolayı devamlı içsel bir gel-git yaşıyor. Ruh halindeki değişimlere göre kimi zaman kızkardeşi için kimi zaman dünyanın huzuru için kimi zaman İngiltereden alacağı intikam için kimi zaman ise hepsi boş yolum buraya kadarmış bilinciyle tutarsız davranabiliyor. Durumlar kendi için iyiyse keyifli, kötüyse umutsuzluğa kapılıyor.

Suzaku'nun tek amacı, tek merkez sisteminin içinde yer alarak, gaddarca davranan sistemi kendi hiyerarşisi içerisinde ılımlı hale getirmek (Bunun başarılı olup olmayacağı tartışılır tabi ki). Bu inanca uygun olarak, içsel kararlılığında değişimler olmadan -ve pişmanlıklarını da gözardı etmeden- içinde bulunduğu hiyerarşiye göre davranıyor -bir nevi seçtiği yolun sevap ve günahlarını göğüslemeye çalışıyor. Bunu yaparken gerekirse kendini "feda etme"ye yönelik davranışlarını da unutmamak gerek; bunu hem pişmanlıklarından hem de herşeyin iyi olması için seçmiş olduğu yolun bir gereksinimi olarak yapıyor.

Bu ikisinin arasındaki bir farkta buradan çıkıyor; Lelouch amacına ulaşabilmek için sonuna kadar hayatta kalmaya bakarken, Suzaku ise amaçları -ve günahlarının kefareti- için kendini feda etmeye hazır.

Animenin sonunda her ikiside birbirinden etkilenerek; nerede ölmeli, nerede hayatta kalınmalının değişimini yaşıyorlar.

Suzaku'nun seçtiği yol "hainlik" olarak nitelendirilebilir mi? Evet. Düşünce tarzı yüzünden fazla idealist midir? Evet . Ama kararlılık ve idealleri için yaptıkları arasındaki tutarlılıklar, Lelouch'dan daha istikrarlı bir karakter tablosu çizdiriyor.

İşi "hainlik/kahramanlık" çizgisinden çıkarıp; hangisi daha iyi işlenmiş tablosundan bakarsam; Suzaku derim.

Ama şunuda belirteyim Lelouch'un içsel tutarsızlığı, onu üçboyutlu bir karaktere değilde, senaryo istedi diye öyle davranıp konuşan bir karaktere dönüştürmüş hissiyatı uyandırıyor.

Birde konu ile alakasız gelebilir ama animenin sonunda verdiği mesaj biraz naif geldi: "Kötüler cezalarını bulsun, dünya güzel bir yer olsun" mantığındaymış gibiydi. Bu iki karakteri tam bir yere oturtamamızın bir sebebide; yapımın dünya görüşü olarak, karakterlerinin işlenişine oranla çok basit kalması olabilir diyorum.

Death Note'un vermek istediği mesaj gibiydi

adamım şu mesaja 10 defa teşekkür edebilirim(değiştir şu nikini)
gerçekten iyi bi analiz ve görüş.
lelouch ve suzaku ikiside milliyetçi değiller, kendi vatanlarıyla savaşıyolar, ve ikisi de tüm dünyanın huzuru için savaşıyolar.
lelouch'un insanları kullanması mantığı ise herşeyi kızkardeşi için yapmasından çıkıyo ama sonuçta lelouch tüm insanların istediğini yaparak kızkardeşini mutlu ediyo.

ayrıca lelouch'un istikrarsız bir kişiliği olduğunu düşünmüyorum tüm animasyonlar içinde zihnini en iyi anlayabildiğim kişilerin birinin L birininde lelouch olduğunu zannediyorum çünkü.

lelouch insanları sevmeyen bi tip çünkü insanlar adaletsizler.bu yüzden ailesini de sevmiyor.euphie ve nunnally hariç.çünkü bu ikisi herkezin iyiliğini düşünen, kimseyi ezmeyen, adil ve saf karakterler.bu yüzden bu gibi kişileri tüm dünyaya bedel görüyor.o kadar insanın sorumluluğu alırken (savaşa yönlendirdiği ve kendisinin çıkarttığı isyanla ölümüne sebep olduğu insanlar) içindeki insanları kirli yüzlerinden dolayı sevmeyen lelouch'dan yararlanıyor.bu adaletsiz, zayıfları ezen insanları sevmemesinin altıında zaten intikamı da var.sonuçta kendi annesi ve en değerli varlığı kızkardeşi bunun kurbanı gitti.bu kadar intikam alıcı bir ruhu olmasının böyle bir nedeni de var.
ve "herşey boş bırak ölüyüm gidiyim" hissiyatını o zaten hep yaşıyordu.burada bi dengesizlik yok.o her zaman acı çekti, öyle sanıyorum ki kendini öldürmek zorunda kalmamış olsaydı bile yinede herşey bitince intihar edecekti.hep içinde taşıdığı bi duyguydu bu.ama önce yapması gerekenler vardı

Death Note daha çok "adaleti; kim, kime, nasıl vermelidir?" "Adaleti sağlamak için alınan güç insanı nasıl delirtip, acımasız bir tirana dönüştürür." gibisinden soruları akla getiriyordu.

Ana söylem olarak Code Geass'ın farklı olduğunu düşünüyorum. Mecha serilerinde sıkça görülen; savaş-politika-toplum-liderler temaları üstünden gidiyor. Ama bizleri şaşırtmak için çok fazla sürpriz ve beklenmedik olay gösterildiği için bunların üstüne çokta gidemiyor. Biraz üstün körü işlenmişler.


Boşver, sadece bir nick işte. Neyse öyle kalsın.



İşin o kısmında kesin konuşamıyorum. Sanki seyircinin beklentileriyle oynamak, heyecanı arttırmak için karakterin ruh halini kesin kez yansıtmaktan kaçınılmış gibime geldi. Bir bölüm küçük pislik dediği çocuğa (O sıralar kötü taraftaydı) sonraki bölümlerde ah garibim havalarında (Çocuk ona duygusal olarak bağlanmış artık) duygusal davranması yeterince hissettirilmeden geçiştirilmiş, sanki ani bir kararla bunu yapmış gibi. Bu yüzden, belirttiğin ince ruh halini -yani asıl kişiliğini- görmek çokta kolay değil. (Ey senaristler, ana-karakteri, entrika-dram yapacağız diye kurban etmeyiverseydiniz!)

Lelouch'un düşünce yapısında değişiklik olmadı olmasına da, serinin yapımcıları, bizleri heyecanlandırmak için adamı yaşanan duruma göre öyle ruhsal değişimlere soktular ki; izleyicisine, ana karakterin asıl amacından saptığını düşünüverdiriyor bir anda.

Benim bu yapımda sıkıntı olarak gördüğüm şeylerden biri; entrika-sürpriz hamle göstermek için yırtılınırken, serinin üstüne kurulu olduğu karakterin ruh halini, duruma göre şerbet kıvamında verdirmesi oldu.

valla 2 yıl önce ilk ve tek sefer izlediğim için dediğini pek hatırlayıp anlayamicam
ama o çocuk eğer doğru hatırlıyorsam ilk defa canını riske atarak ilk defa bağlılığını, sevgisini bu kadar kanıtlamıştı.bundan öncesinde de kanıtlayabilirdi ama kin dolu olduğu için pek kolay olmadı.
ama haklı da olabilirsin tekrar izlediğimde bi beyin hücrelerimi yormalıyım

ayrıca sen kendin o niki kaldırsan da biz sana kişiliksiz mi diyecez değiştir yoksa sana dude derim

Bu cümlenin her bir harfine katılıyorum ikiside birbirine zeka olarak yakın karakterler bende en iyi bu ikisini anlayabiliyorum tek farkları L karar vermeden önce düşünür lelouch önce karar verir sonra düşünür.

hmm evet L'in bilinçaltı ile barışık mantığı var.yani duygularını daha üst düzeye kadar aklıyla harmanlayabiliyor.
ama lelouch önce yapması gerektiğine inandığı yoldan gidiyor.mesela o finale kadar canını kendisi için feda eden o kıymetli kişiler olmadan önce sadece kendi kızkardeşini düşünmenin mahsuru yoktu ama düşünedebilirdi.