~ Angelique ~ Episode 7~ { Yeni bölüm ! 12 Hzr} Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 8, 9, 10, 11, 12, 13, Sonraki |
Yazar
Mesaj
3. bölüm eh işteydi. Olaylar çok çabuk geçti. Ne bileyim etrafın, şunun bunun tasviri yapılabilirdi veya dövüşler, darbeler anlatılabilirdi. Bir de çok fazla isim kullanılmış. Mesela Nova yerine, mor saçlı kız denilebilirdi bir kez.
4. bölüm daha güzeldi. Ayrıntıların verilmesi iyi olmuş. Aaa iyi eleştiri yazmaya programlı değilim ben
İyiydi iyi 
4. bölüm daha güzeldi. Ayrıntıların verilmesi iyi olmuş. Aaa iyi eleştiri yazmaya programlı değilim ben



Falcon-sama! *bows*

Ayh bu bölümde renklerle uğraşamıcam -__-"
******************************************************
~Yeni Görev~
"Yuula , yüksek derece zorluk , Eldhrimmer Denizi'nin ortasındaki Deniz fenerinde yaşıyor.
Grup; Olivia & Ruly - Blaze & Angelique"
"Hmm yeni görev buymuş demekki..." diye düşündü Blaze , kağıda göz attıktan sonra. Angelique'in sinirli bakışlarının üstünde olması hiç hoşuna gitmiyordu. " Ben sana yolda giderken gösteririm Blaze..." diye söylendi Angelique. Blaze ise sessiz kalıp içinden söylenmeyi tercih etti. Ateş kırmızısı saçlarını sürekli bir o yana birde bu yana sallayıp duruyordu. Yerde son nefeslerini vermekte olan adama haşin bir bakış attı ardından, hiç birşey yapmamış gibi arkasını döndü ve yokoldu. Geriye sadece yere dökülmekte olan küllerini bırakmıştı. Küller birer birer yere düşüp yokoluyordu.
Angel ise sanki hipnotize olmuş gibi , gözlerini hiç ayırmadan külleri seyrediyordu.
Sonra birden uyandı ve kapının önünde ona bakmakta olan Blaze'in yanına koştu.
" Şu pis oyunlarını bırak lütfen " dedi Angel, Blaze'i baştan aşağı süzerken.
Ateş kız gözlerini, Angel'ın gözlerinden ayırmadan " Kes şunu..birşey yaptığım yok...Oly ve Ruly dışarda bizi bekliyor " dedi. Sanki hiç yapmadığın şey...diye düşündü Angel , farketmeden gülümsemişti.
Koşarak dışarı çıktılar. Olivia ve Ruly onları soğuk, beton duvarın üstünde oturmuş bekliyordu. Angel ve Blaze'in geldiğini görünce duvarın üstünden motorlarına atladılar. Ruly arkasını döndü , gözleriyle " Merhaba.." dedi. Ruly neredeyse hiç konuşmazdı , genelde gözlerinden ne dediği anlaşılırdı.
Angel , diğerlerine görev kağıdını gösterdikten sonra Blaze'le aynı motora bindiler ve onlardan uzaklaştılar.
" Sana milyonlarca kez söyledim..Tanrı aşkına , bana bir daha herkesin arasında kardeşim deme ' "
" Öğrenseler ne olacak ki .. ? "
" Bunca senedir kardeş olduğumuzu bilmiyorlar..şimdi öğrenirlerse atılabiliriz.."
" Ben senin ablan olduğuma göre birşey olmayacağına yemin ediyorum "
"..."
Motorla giderken ılık rüzgar suratlarını yalayıp geçiyordu. Yolun iki yanında güneşin altın rengine boyadığı , sonsuz bir tarla vardı. Angel , kollarını ablasının boynuna attı, kafasını omuzuna dayadı ve temiz havayı içine çekti. Blaze bu olaydan pek hoşlanmasada kardeşini sevdiği için buna katlanmak zorundaydı...
Çok uzaklarda Eldhrimmer Denizi'nin bir kısmı gözüküyordu. Koyu Gri...hatta siyah bile denebilecek bir renkteydi deniz...Nehrin ortasında sap gibi duran Deniz Feneri'nin etrafında siyah ejder kuşları uçuşuyordu. Ejder Kuşları genelde 2-3 metre uzunluğunda olurdu. Ama Radyasyona maruz kalıp evrimleşmiş olanlar oldukça yırtıcı, kana susamış ve çok güçlü olurdu.
Denize yaklaştıkça o güzel atmosfer...mükemmel yaz havası..yerini, kar yağışına ve kasvetli...sevimsiz bir havaya bıraktı. Olivia ve Ruly'nin suratı her zamankinden daha asıktı. Blaze'in suratında şeytani bir ifade vardı. Sırıtıyordu. Gözleri altın renginden bordoya dönmüştü. Gaza bastı...Angelique'in çığlıkları etrafta yankılanıyordu. Blaze'in tek bakışıyla Angelique, dudaklarını ısırdı ve sustu. Blaze onun gözünün içine bakıyordu.
Sahile geldiklerinde Blaze motoru kaydırarak durdurdu ve Deniz fenerini izlemeye başladı. Az geçmeden Olivia ve Ruly'de onlara katılmıştı. Deniz onlar için çok kolay bir engeldi. Motorlarını oracıkta bıraktılar ve kayalıklardan dosdoğru atlayıp suya indiler. Kısa bir süre sonra suyun yüzeyine çıkıp yürümeye başladılar. Kocaman deniz olmasına rağmen suyun üstünde batmayan kocaman kayalar vardı. Kayaların üstünden atlaya atlaya kolayca Deniz Fenerine gittiler. Farketmeselerde mor bir korunma kalkanından geçmişlerdi. Tıpkı geçen seferki görevde, düşmana yaptıkları gibi onlar aynı tuzağın içindeydiler.
Blaze, bunu farketsede diğerleri geç farketmişti. Elini kafasına götürdü...kafa bandındaki tüylerden birini çıkardı . Tüyün etrafında bir ateş hortumu dolaştıktan sonra , Glin oluştu..
******************************************************
~Yeni Görev~
"Yuula , yüksek derece zorluk , Eldhrimmer Denizi'nin ortasındaki Deniz fenerinde yaşıyor.
Grup; Olivia & Ruly - Blaze & Angelique"
"Hmm yeni görev buymuş demekki..." diye düşündü Blaze , kağıda göz attıktan sonra. Angelique'in sinirli bakışlarının üstünde olması hiç hoşuna gitmiyordu. " Ben sana yolda giderken gösteririm Blaze..." diye söylendi Angelique. Blaze ise sessiz kalıp içinden söylenmeyi tercih etti. Ateş kırmızısı saçlarını sürekli bir o yana birde bu yana sallayıp duruyordu. Yerde son nefeslerini vermekte olan adama haşin bir bakış attı ardından, hiç birşey yapmamış gibi arkasını döndü ve yokoldu. Geriye sadece yere dökülmekte olan küllerini bırakmıştı. Küller birer birer yere düşüp yokoluyordu.
Angel ise sanki hipnotize olmuş gibi , gözlerini hiç ayırmadan külleri seyrediyordu.
Sonra birden uyandı ve kapının önünde ona bakmakta olan Blaze'in yanına koştu.
" Şu pis oyunlarını bırak lütfen " dedi Angel, Blaze'i baştan aşağı süzerken.
Ateş kız gözlerini, Angel'ın gözlerinden ayırmadan " Kes şunu..birşey yaptığım yok...Oly ve Ruly dışarda bizi bekliyor " dedi. Sanki hiç yapmadığın şey...diye düşündü Angel , farketmeden gülümsemişti.
Koşarak dışarı çıktılar. Olivia ve Ruly onları soğuk, beton duvarın üstünde oturmuş bekliyordu. Angel ve Blaze'in geldiğini görünce duvarın üstünden motorlarına atladılar. Ruly arkasını döndü , gözleriyle " Merhaba.." dedi. Ruly neredeyse hiç konuşmazdı , genelde gözlerinden ne dediği anlaşılırdı.
Angel , diğerlerine görev kağıdını gösterdikten sonra Blaze'le aynı motora bindiler ve onlardan uzaklaştılar.
" Sana milyonlarca kez söyledim..Tanrı aşkına , bana bir daha herkesin arasında kardeşim deme ' "
" Öğrenseler ne olacak ki .. ? "
" Bunca senedir kardeş olduğumuzu bilmiyorlar..şimdi öğrenirlerse atılabiliriz.."
" Ben senin ablan olduğuma göre birşey olmayacağına yemin ediyorum "
"..."
Motorla giderken ılık rüzgar suratlarını yalayıp geçiyordu. Yolun iki yanında güneşin altın rengine boyadığı , sonsuz bir tarla vardı. Angel , kollarını ablasının boynuna attı, kafasını omuzuna dayadı ve temiz havayı içine çekti. Blaze bu olaydan pek hoşlanmasada kardeşini sevdiği için buna katlanmak zorundaydı...
Çok uzaklarda Eldhrimmer Denizi'nin bir kısmı gözüküyordu. Koyu Gri...hatta siyah bile denebilecek bir renkteydi deniz...Nehrin ortasında sap gibi duran Deniz Feneri'nin etrafında siyah ejder kuşları uçuşuyordu. Ejder Kuşları genelde 2-3 metre uzunluğunda olurdu. Ama Radyasyona maruz kalıp evrimleşmiş olanlar oldukça yırtıcı, kana susamış ve çok güçlü olurdu.
Denize yaklaştıkça o güzel atmosfer...mükemmel yaz havası..yerini, kar yağışına ve kasvetli...sevimsiz bir havaya bıraktı. Olivia ve Ruly'nin suratı her zamankinden daha asıktı. Blaze'in suratında şeytani bir ifade vardı. Sırıtıyordu. Gözleri altın renginden bordoya dönmüştü. Gaza bastı...Angelique'in çığlıkları etrafta yankılanıyordu. Blaze'in tek bakışıyla Angelique, dudaklarını ısırdı ve sustu. Blaze onun gözünün içine bakıyordu.
Sahile geldiklerinde Blaze motoru kaydırarak durdurdu ve Deniz fenerini izlemeye başladı. Az geçmeden Olivia ve Ruly'de onlara katılmıştı. Deniz onlar için çok kolay bir engeldi. Motorlarını oracıkta bıraktılar ve kayalıklardan dosdoğru atlayıp suya indiler. Kısa bir süre sonra suyun yüzeyine çıkıp yürümeye başladılar. Kocaman deniz olmasına rağmen suyun üstünde batmayan kocaman kayalar vardı. Kayaların üstünden atlaya atlaya kolayca Deniz Fenerine gittiler. Farketmeselerde mor bir korunma kalkanından geçmişlerdi. Tıpkı geçen seferki görevde, düşmana yaptıkları gibi onlar aynı tuzağın içindeydiler.
Blaze, bunu farketsede diğerleri geç farketmişti. Elini kafasına götürdü...kafa bandındaki tüylerden birini çıkardı . Tüyün etrafında bir ateş hortumu dolaştıktan sonra , Glin oluştu..

By~ me -is back ~

vayss inti-chan bu bölümde süper olmuş
bakalım sonra nolcak merakla bekliyirem


--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:


canım yeni okudum ... ve beğendim integr@-kun
güzel bi bölüm olmuş tatlım hata yapa yapa kusursuzluğa yaklasırız ...
sende de böyle oluyor...
cok güzel gitti; tasvirler ve bağlayıcılık çok iyi...
şimdi yeni bölümü çok mantıklı planla ....ortaya cok hoş bişey cıkacak tatlım
ellerine sağlık kolay gelsin seker....
:not: karakterlerinin ruh hallerinide bi miktar yansıt in-chi....
:wink

güzel bi bölüm olmuş tatlım hata yapa yapa kusursuzluğa yaklasırız ...
sende de böyle oluyor...
cok güzel gitti; tasvirler ve bağlayıcılık çok iyi...
şimdi yeni bölümü çok mantıklı planla ....ortaya cok hoş bişey cıkacak tatlım

ellerine sağlık kolay gelsin seker....
:not: karakterlerinin ruh hallerinide bi miktar yansıt in-chi....



Nemesis Divinaya sonsuz tesekkürlerimi sunarım ....cici kyo'm seviyorum seni...
_______________________

Acıcık geç farkettim bidenem.
Çok özüre dilerim walla ya.Ama söz verdim, bu kez de yarım bırakırsam kendimi dağ tepe intaar etcem walla.
Öhömm... Yoruma gelirsek...
Zaten mükemmel olduğunu anlatacak kelime kalmadı başka İntegram...Her şey ortad amaşşalahın war yane.
Hala doğaçlama yapıyorsun di mi?
Walla billa harikasın ya!
Yeni ablamızı sewdim, çok sewdim.
Harika gidiyör walla. Kodummu otuturan cinsinden.
Bu yaşta bu yetenek.
Hele o Fea'yı haklamasına bittim.Süper ötesiydi.Agelique, ayrı bi afet.Hele fşu takım çalışmalarını anlatmana bayılıyorum.Nası beceriyosun walla ya! Acıcık tiyo wer d, nasiplenelim azıcık.
Harikasın canum.Dewamını (özellikle de şu yeniş görevi) merakla bekliyorum.

Öhömm... Yoruma gelirsek...
Zaten mükemmel olduğunu anlatacak kelime kalmadı başka İntegram...Her şey ortad amaşşalahın war yane.


Yeni ablamızı sewdim, çok sewdim.



Harikasın canum.Dewamını (özellikle de şu yeniş görevi) merakla bekliyorum.

Yorum yazmanız için sizi çok zorladığımı biliyorum ama işte...
Teşekkür ederim Kanashi-chan ^___^
Edit // Saol Ay prensesimm *-*
Kanashiii nin imzasıı *-*
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
" Ahh kahretsin...Bu bir tuzakmış...Blaze-sama..bize neden söylemedin " diye sordu Olivia , kötü durumda olmalarına rağmen neşesini bozmamıştı. Ama yinede endişeliydi.. Blaze Glin'i omuzuna attı ve arkasını dönüp " Sizin tahmin etmeniz gerekirdi..." dedi. Söylediği gibi gerçekten onların tahmin etmeleri gerekiyordu. Genelde böyle korunma duvarlarıyla karşılaşılırdı.
Yuula onları ,deniz fenerinin kapısının önündeki , sarmaşıklardan yapılma hamağın üstüne uzanmış bekliyordu. Blaze'in alev rengi gözleri , suratına bakıp pis pis sırıtmakta olan Yuula'nın gözlerinden ayrılmıyordu...Yuula bir vampirdi..kolay kolay ölmeyecekti. Tam Blaze'lik bir iş olduğu için Rain ,onu bu göreve vermişti. Angel " Çok sakin bir savaş olacak " diye fısıldadı. Ruly ise, onun önüne geçip yavaş yavaş fenere doğru giden merdivenleri çıkmaya başladı
" Vay vay vay..kimleri görüyorum..beni hala yoketmeyi başaramayan Rain'in bece..* Blaze sözünü keser* " . Yuula sözcüğünü bile tamamlayamadan Blaze'in küstah sesi etrafta yankılandı " Kes sesini ..". Blaze bu sözcüğü kullandığı için pişman olacağını biliyordu. Kalbi çok hızlı atıyordu ama , heycanını ve korkusunu belli etmiyordu. Yuula gibi bir vampir den korkulurdu. Yuula elini çenesine dayadı ve " Ohh çocuğum...Rain sana hiç terbiye öğretememiş anlaşılan...senden yaşça büyük biriyle böyle konuşman , senin gibi güzel bir kıza yakışmıyor hiç " dedi gayet sakin bir şekilde.
Blaze'in her zaman bir planı olurdu. Glin'i kavradı ve koşar adımlarda ayağa kalkmakta olan Yuula'ya saldırdı. Yuula bu hareketi hiç beklemiyordu , kılıcın darbesiyle arkaya savruldu ve sırtını duvara çarprı. Başı eğik bir şekilde yerde otururken , Blaze " Her canlı ölümlüdür bunu biliyorsundur herhalde...." dedi , kılıcının ucunu Yuula'nın boğazına dayamıştı. O an Yuula birden kenara çekildi ve yuvarlanarak , kollarından çıkan kılıçlarla Blaze'in bacaklarını kesti.Bu sabah Fea'ya yaptığı şeyin aynısını o yaşıyordu. Ama kılıçlar bacaklara milimler kala durmuştu. Blaze'in bir elinde Glin ..diğer elindede Angel'ın son anda ona fırlattığı kılıcı vardı. Tek kılıçla iki bacağını koruyamayacağından, Angel ona kendi kılıcını vermişti. Teşekkür ederim meleğim.. , diye teşekkür etti içinden Blaze . Kardeşi ,surat ifadesinden teşekkür ettiğini anlamıştı ve çoktan suratında , ablasını kurtarmanın verdiği mutluluk vardı. Olivia ve Ruly , hazır Yuula yerde yatarken ,kollarındaki ceplerden çıkardıkları bıçakları Yuula'nın ellerinden ve bacaklarından geçirdiler. Yuula'nın çığlıkları etrafta yankılandı. Ama bu dahada sinirlenmesine neden olmuştu. Tırnaklarını yere geçirdi , gözünün yanından süzülen kan damlasını yaladı ve bıçakları kırdı. Ayağa kalktı ve
" Sizin gibi veletlerle uğraşmaktan bıktım ! Rain'in gönderdiği kaçıncı suikastçısınız ha...ha " dedi..ama bir terslik vardı...Konuşamıyordu...
T-Tanrı aşkına ..buda nesi ? ..hareket edemiyorum... diye düşündü acı içinde. Ta ki zihninde Blaze'in sesini duyana kadar..." Sana her defasında söylüyorum..her canlı ölümlüdür " . A-ama nasıl olur..ben bir vampirim ve ölümüsüzüm
" O zaman izle bak şimdi nasıl ölüyorsun .." diye cevap verdi Blaze. Kemerinden çıkardığı içi kutsal su dolu olan küreyi Yuula'ya doğru fırlattı ve ona doğru koşmaya başladı. Küre Yuula'nın başının üstünde patladı ve içindeki tüm su Yuula'nın başından aşağı döküldü. Blaze ise o sıradae ışık kadar hızlı bir biçimde kollarını hareket ettiriyor ve Yuula'yı parçalara ayırıyordu. ..binlerce küçük parça... Yuula'nın şok olduğu suratından belliydi. Cansız kafasında...kocaman açılmış kırmızı gözlerin yanından kan damlıyordu.
Diğerleri ise bu savaşı Blaze'e bırakmıştı, çünkü aralarında en güçlü oydu ve bu savaş onun için çok kolay olmuştu... Hep derler... Blaze'in her zaman bir planı vardır diye...
Teşekkür ederim Kanashi-chan ^___^
Edit // Saol Ay prensesimm *-*
Kanashiii nin imzasıı *-*
Spoiler:
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
" Ahh kahretsin...Bu bir tuzakmış...Blaze-sama..bize neden söylemedin " diye sordu Olivia , kötü durumda olmalarına rağmen neşesini bozmamıştı. Ama yinede endişeliydi.. Blaze Glin'i omuzuna attı ve arkasını dönüp " Sizin tahmin etmeniz gerekirdi..." dedi. Söylediği gibi gerçekten onların tahmin etmeleri gerekiyordu. Genelde böyle korunma duvarlarıyla karşılaşılırdı.
Yuula onları ,deniz fenerinin kapısının önündeki , sarmaşıklardan yapılma hamağın üstüne uzanmış bekliyordu. Blaze'in alev rengi gözleri , suratına bakıp pis pis sırıtmakta olan Yuula'nın gözlerinden ayrılmıyordu...Yuula bir vampirdi..kolay kolay ölmeyecekti. Tam Blaze'lik bir iş olduğu için Rain ,onu bu göreve vermişti. Angel " Çok sakin bir savaş olacak " diye fısıldadı. Ruly ise, onun önüne geçip yavaş yavaş fenere doğru giden merdivenleri çıkmaya başladı
" Vay vay vay..kimleri görüyorum..beni hala yoketmeyi başaramayan Rain'in bece..* Blaze sözünü keser* " . Yuula sözcüğünü bile tamamlayamadan Blaze'in küstah sesi etrafta yankılandı " Kes sesini ..". Blaze bu sözcüğü kullandığı için pişman olacağını biliyordu. Kalbi çok hızlı atıyordu ama , heycanını ve korkusunu belli etmiyordu. Yuula gibi bir vampir den korkulurdu. Yuula elini çenesine dayadı ve " Ohh çocuğum...Rain sana hiç terbiye öğretememiş anlaşılan...senden yaşça büyük biriyle böyle konuşman , senin gibi güzel bir kıza yakışmıyor hiç " dedi gayet sakin bir şekilde.
Blaze'in her zaman bir planı olurdu. Glin'i kavradı ve koşar adımlarda ayağa kalkmakta olan Yuula'ya saldırdı. Yuula bu hareketi hiç beklemiyordu , kılıcın darbesiyle arkaya savruldu ve sırtını duvara çarprı. Başı eğik bir şekilde yerde otururken , Blaze " Her canlı ölümlüdür bunu biliyorsundur herhalde...." dedi , kılıcının ucunu Yuula'nın boğazına dayamıştı. O an Yuula birden kenara çekildi ve yuvarlanarak , kollarından çıkan kılıçlarla Blaze'in bacaklarını kesti.Bu sabah Fea'ya yaptığı şeyin aynısını o yaşıyordu. Ama kılıçlar bacaklara milimler kala durmuştu. Blaze'in bir elinde Glin ..diğer elindede Angel'ın son anda ona fırlattığı kılıcı vardı. Tek kılıçla iki bacağını koruyamayacağından, Angel ona kendi kılıcını vermişti. Teşekkür ederim meleğim.. , diye teşekkür etti içinden Blaze . Kardeşi ,surat ifadesinden teşekkür ettiğini anlamıştı ve çoktan suratında , ablasını kurtarmanın verdiği mutluluk vardı. Olivia ve Ruly , hazır Yuula yerde yatarken ,kollarındaki ceplerden çıkardıkları bıçakları Yuula'nın ellerinden ve bacaklarından geçirdiler. Yuula'nın çığlıkları etrafta yankılandı. Ama bu dahada sinirlenmesine neden olmuştu. Tırnaklarını yere geçirdi , gözünün yanından süzülen kan damlasını yaladı ve bıçakları kırdı. Ayağa kalktı ve
" Sizin gibi veletlerle uğraşmaktan bıktım ! Rain'in gönderdiği kaçıncı suikastçısınız ha...ha " dedi..ama bir terslik vardı...Konuşamıyordu...
T-Tanrı aşkına ..buda nesi ? ..hareket edemiyorum... diye düşündü acı içinde. Ta ki zihninde Blaze'in sesini duyana kadar..." Sana her defasında söylüyorum..her canlı ölümlüdür " . A-ama nasıl olur..ben bir vampirim ve ölümüsüzüm
" O zaman izle bak şimdi nasıl ölüyorsun .." diye cevap verdi Blaze. Kemerinden çıkardığı içi kutsal su dolu olan küreyi Yuula'ya doğru fırlattı ve ona doğru koşmaya başladı. Küre Yuula'nın başının üstünde patladı ve içindeki tüm su Yuula'nın başından aşağı döküldü. Blaze ise o sıradae ışık kadar hızlı bir biçimde kollarını hareket ettiriyor ve Yuula'yı parçalara ayırıyordu. ..binlerce küçük parça... Yuula'nın şok olduğu suratından belliydi. Cansız kafasında...kocaman açılmış kırmızı gözlerin yanından kan damlıyordu.
Diğerleri ise bu savaşı Blaze'e bırakmıştı, çünkü aralarında en güçlü oydu ve bu savaş onun için çok kolay olmuştu... Hep derler... Blaze'in her zaman bir planı vardır diye...

By~ me -is back ~

kutsal su *.* her eve lazım XD (bkz. kutsal suyla kuru fasulye yapmak)
şu blaze favori ya mükemmel bi karakter bu arada biz ne zaman geliyoruz
yuulanın ölmesine üzüldüm(tabi bi şaşırtma yapmazsan yine inti
blazeinde yenmesine sevindim zaten başka bişey bekleyemezdik
bi sorum olucak: bu hep böyle görevlerle mi devam edicek yoksa genel bi konu örgüsü filan yapıcan mı
yapsanda yapmasanda güzel aslında 
şu blaze favori ya mükemmel bi karakter bu arada biz ne zaman geliyoruz

yuulanın ölmesine üzüldüm(tabi bi şaşırtma yapmazsan yine inti


bi sorum olucak: bu hep böyle görevlerle mi devam edicek yoksa genel bi konu örgüsü filan yapıcan mı




Yasashii Uso-Chrome Shelled adlı şarkıyla beraber okumanız tavsiye edilir U__U
***********************************************
~ Angelique 5 Part 2 ~
Blaze tam arkasını dönmüş gidiyordu ki ; deniz fenerinin kapısı hızla açıldı ve içeriden , mutasyona uğramış ejder kuşları fırlayıverdi . Kuşlar Blaze'in yanından uçup gitmişti. Kırmızı saçlarını savurup arkasını döndüğünde , ejder kuşlarının kardeşine ve yanındakilere doğru hızla uçtuğunu gördü .
Zamanı vardı hızla koştu...koştu. Angelique kaskatı kesilmişti, hareket edemiyordu.
" Angel !! Dikkat et " diye bağırdı kendini kardeşinin önüne atarken. Ardından çarpmanın etkisiyle yere yuvarlandı ve diğerlerine dönüp " Siz gidin....Yuula ..deniz fenerini yokediyor..Hadi gidin !! "
diye bağırdı. Angel'ın ablasının yanına eğildi ve " Seni bırakmadım...ve asla bırakmayacağım " diye fısıldadı.
" Git diyorum ben başımın çaresine bakarım " dedi Blaze , kardeşni iteklerken. Angel ısrarla onu bırakmak istemiyordu. Ateş kız sinirlenmeye başlamıştı, avucundan çıkan hava basıncıyla Angel ve diğerlerini deniz fenerinin dışına attı.
Deniz feneri çöküyordu. Blaze , Angel'ın çığlıklarını aldırış etmeden , saldıran ejder kuşlarıyla mücadele ediyordu. Son bir kez kardeşine baktı . Orda bulunan kimseye ait olmayan bir çığlık duyulmuştu. Yuula...? diye düşündü Angel, gözlerinden süzülen yaşları kollarıyla silerken.Bembeyaz bir ışık saçıldı ..fenerde olanları görmeyi neredeyse imkansız hale getiriyordu. Küçücük ada sular içine gömülürken , sadece Blaze'i ejder kuşlarıyla savaşırken görmek mümkündü.
Blaze'in son sözleri Angel'ın kafasında yankılandı Tekrar görüşücez ..kardeşim . Kargaşanın arasında ablasına bakarken zar zor duyabilmişti bu sözleri.
" Tekrar görüşücez ... acaba nedemek istedi ? " diye sordu kendi kendine Angel. Akli dengesini yitirmek üzereydi. Ablası gözleri önünde kendini feda etmişti.
" Hadi Angel , artık burda durmanın bir anlamı yok..." dedi Ruly..en uzun cümlelerini kurmuştu. " Ama..ama onu kurtarmam gerek " diye karşılık verdi Angel , gözyaşları yine gözlerinden aşağı iniyordu. " Kurtarıcak birşey kalmadı Angelique " dedi Ruly, kabaca.
" Onu hissediyorum ! O buralarda bir yerde ..eminim.."
"Kendini kandırma...fenerin sulara gömülüşünü Olivia'da gördü...sende gördün."
" ..."
Olivia ve Ruly , Angel'ı olduğu yerde bırakıp eve döneceklerdi...bu gerekiyordu. Yoksa geri dönmeyecekti. "Durun ! " diye bağırdı Angelique. Olivia ve Ruly arkalarını döndüler. Angelique ise hızla ayağa kalkıp fenere doğru koşmaya başladı. Deniz fenerinin etrafını kaplayan taşlarda biri yatıyordu. Bu Blaze'di...Angel sevinç içinde taşlardan atlayarak Blaze'in yanına geldi ve elini, kafasının arkasına koyup onu doğrulttu. " Yaşıyorsun ! Yaşıyorsun..biliyordum "
Ona sarılmak için öne eğildiğinde birden durakladı ve ;
Ama..ama neden nefes almıyor.. diye düşündü, dehşete kapılmıştı.
Ateş kızı yere yatırdı ve kalp masajı yapmaya başladı. Elinden gelen herşeyi yapmıştı ama o...o uyanmıyordu. İşte o an Angel'ın gerçekten ağlaması gereken zamandı. Bağıra bağıra ağlıyordu. Yaşlar gözlerinden deliler gibi boşalıyordu . Sonra aklına küçükken ablasının söylediği bir şarkı geldi..ve mırıldanmaya başladı. Bu şarkıyı Olivia ve Ruly'de hatırlıyordu. Çünkü aralarında en büyük Blaze'di. Bir süre sonra onlarda şarkıya eşlik etmeye başladı.
Aradan bir kaç dakika geçince, gökyüzü aydınlanmaya başladı. Siyah bulutların yerini bembeyaz.pamuk gibi bulutlar almıştı. Gri deniz yavaş yavaş maviye dönüyordu.
" Onu gerçekten bu kadar çok mu seviyorsun ? " diye bir ses geldi arkalarından. Üçüde hızla arkalarını döndüler ve tam arkada dikilen üç kıza baktılar..."Bunu...bunu hanginiz sordu." dedi Angelique , yavaş yavaş ayağa kalkarken. Eli hemen arkaya yönelmişti. Tam silahını alıyordu ..birden eli durdu.
" I ıhh ..bunu yapmak istemezsin " dedi ortada dikilen kız, ardından devam etti " Ben Luinnila...kısacası..Luin ..bunlarda takım arkadaşlarım Rochelle ve Nimaelly. "
Nimaelly bir adım öne çıktı ve " Kısaca Nim'de diyebilirsiniz"..diye ekledi. Luin tam devam edecekken Angelique kolunun hareket etmesini engelleyen görünmez koldan kurtuldu ve " Evet çok seviyordum. Kardeşim ! O benim kardeşim " diye bağırdı.
Luin parmağıyla Angel'ın arkasını işaret etti ve " Seviyordun...hala sevmiyormusun..bak hala yaşıyor .." dedi. Angel şaşkınlık içinde arkasını döndü. Gerçekten Blaze ayaktaydı. Ablasına doğru yürüdü ve ona sıkı sıkı sarıldı. "Bir an öldün sandım...." diye mırıldandı. Blaze kardeşinin kafasını okşamaya başladı ve " Ölecektim..ama onlar beni kurtardı " dedi. Angel birden kafasını çekti ve garip bir surat ifadesiyle üçlüye bakıp " S-Siz..Blaze'i kurtardınızmı ?" diye sordu.
Luin şeytani bir kahkaha attıktan sonra " Evet...Deniz feneri sulara gömülürken onu o kargaşanın arasından çekip çıkardık. Baygındı..yaşıyordu ve...suda yutmuştu hehe "
Angel birden üçlünün önüne diz çöktü ve " Ne kadar teşekkür etsem azdır...size minnetarım " diye bağırdı.
Luin şakınlık içinde " B-Buna gerek yok..bizde kötüyüz ama ...kötü olanlara kötüyüz...Ablanı kurtardık diye bizi iyi sanma " diye karşılık verdii.
***********************************************
~ Angelique 5 Part 2 ~
Blaze tam arkasını dönmüş gidiyordu ki ; deniz fenerinin kapısı hızla açıldı ve içeriden , mutasyona uğramış ejder kuşları fırlayıverdi . Kuşlar Blaze'in yanından uçup gitmişti. Kırmızı saçlarını savurup arkasını döndüğünde , ejder kuşlarının kardeşine ve yanındakilere doğru hızla uçtuğunu gördü .
Zamanı vardı hızla koştu...koştu. Angelique kaskatı kesilmişti, hareket edemiyordu.
" Angel !! Dikkat et " diye bağırdı kendini kardeşinin önüne atarken. Ardından çarpmanın etkisiyle yere yuvarlandı ve diğerlerine dönüp " Siz gidin....Yuula ..deniz fenerini yokediyor..Hadi gidin !! "
diye bağırdı. Angel'ın ablasının yanına eğildi ve " Seni bırakmadım...ve asla bırakmayacağım " diye fısıldadı.
" Git diyorum ben başımın çaresine bakarım " dedi Blaze , kardeşni iteklerken. Angel ısrarla onu bırakmak istemiyordu. Ateş kız sinirlenmeye başlamıştı, avucundan çıkan hava basıncıyla Angel ve diğerlerini deniz fenerinin dışına attı.
Deniz feneri çöküyordu. Blaze , Angel'ın çığlıklarını aldırış etmeden , saldıran ejder kuşlarıyla mücadele ediyordu. Son bir kez kardeşine baktı . Orda bulunan kimseye ait olmayan bir çığlık duyulmuştu. Yuula...? diye düşündü Angel, gözlerinden süzülen yaşları kollarıyla silerken.Bembeyaz bir ışık saçıldı ..fenerde olanları görmeyi neredeyse imkansız hale getiriyordu. Küçücük ada sular içine gömülürken , sadece Blaze'i ejder kuşlarıyla savaşırken görmek mümkündü.
Blaze'in son sözleri Angel'ın kafasında yankılandı Tekrar görüşücez ..kardeşim . Kargaşanın arasında ablasına bakarken zar zor duyabilmişti bu sözleri.
" Tekrar görüşücez ... acaba nedemek istedi ? " diye sordu kendi kendine Angel. Akli dengesini yitirmek üzereydi. Ablası gözleri önünde kendini feda etmişti.
" Hadi Angel , artık burda durmanın bir anlamı yok..." dedi Ruly..en uzun cümlelerini kurmuştu. " Ama..ama onu kurtarmam gerek " diye karşılık verdi Angel , gözyaşları yine gözlerinden aşağı iniyordu. " Kurtarıcak birşey kalmadı Angelique " dedi Ruly, kabaca.
" Onu hissediyorum ! O buralarda bir yerde ..eminim.."
"Kendini kandırma...fenerin sulara gömülüşünü Olivia'da gördü...sende gördün."
" ..."
Olivia ve Ruly , Angel'ı olduğu yerde bırakıp eve döneceklerdi...bu gerekiyordu. Yoksa geri dönmeyecekti. "Durun ! " diye bağırdı Angelique. Olivia ve Ruly arkalarını döndüler. Angelique ise hızla ayağa kalkıp fenere doğru koşmaya başladı. Deniz fenerinin etrafını kaplayan taşlarda biri yatıyordu. Bu Blaze'di...Angel sevinç içinde taşlardan atlayarak Blaze'in yanına geldi ve elini, kafasının arkasına koyup onu doğrulttu. " Yaşıyorsun ! Yaşıyorsun..biliyordum "
Ona sarılmak için öne eğildiğinde birden durakladı ve ;
Ama..ama neden nefes almıyor.. diye düşündü, dehşete kapılmıştı.
Ateş kızı yere yatırdı ve kalp masajı yapmaya başladı. Elinden gelen herşeyi yapmıştı ama o...o uyanmıyordu. İşte o an Angel'ın gerçekten ağlaması gereken zamandı. Bağıra bağıra ağlıyordu. Yaşlar gözlerinden deliler gibi boşalıyordu . Sonra aklına küçükken ablasının söylediği bir şarkı geldi..ve mırıldanmaya başladı. Bu şarkıyı Olivia ve Ruly'de hatırlıyordu. Çünkü aralarında en büyük Blaze'di. Bir süre sonra onlarda şarkıya eşlik etmeye başladı.
Aradan bir kaç dakika geçince, gökyüzü aydınlanmaya başladı. Siyah bulutların yerini bembeyaz.pamuk gibi bulutlar almıştı. Gri deniz yavaş yavaş maviye dönüyordu.
" Onu gerçekten bu kadar çok mu seviyorsun ? " diye bir ses geldi arkalarından. Üçüde hızla arkalarını döndüler ve tam arkada dikilen üç kıza baktılar..."Bunu...bunu hanginiz sordu." dedi Angelique , yavaş yavaş ayağa kalkarken. Eli hemen arkaya yönelmişti. Tam silahını alıyordu ..birden eli durdu.
" I ıhh ..bunu yapmak istemezsin " dedi ortada dikilen kız, ardından devam etti " Ben Luinnila...kısacası..Luin ..bunlarda takım arkadaşlarım Rochelle ve Nimaelly. "
Nimaelly bir adım öne çıktı ve " Kısaca Nim'de diyebilirsiniz"..diye ekledi. Luin tam devam edecekken Angelique kolunun hareket etmesini engelleyen görünmez koldan kurtuldu ve " Evet çok seviyordum. Kardeşim ! O benim kardeşim " diye bağırdı.
Luin parmağıyla Angel'ın arkasını işaret etti ve " Seviyordun...hala sevmiyormusun..bak hala yaşıyor .." dedi. Angel şaşkınlık içinde arkasını döndü. Gerçekten Blaze ayaktaydı. Ablasına doğru yürüdü ve ona sıkı sıkı sarıldı. "Bir an öldün sandım...." diye mırıldandı. Blaze kardeşinin kafasını okşamaya başladı ve " Ölecektim..ama onlar beni kurtardı " dedi. Angel birden kafasını çekti ve garip bir surat ifadesiyle üçlüye bakıp " S-Siz..Blaze'i kurtardınızmı ?" diye sordu.
Luin şeytani bir kahkaha attıktan sonra " Evet...Deniz feneri sulara gömülürken onu o kargaşanın arasından çekip çıkardık. Baygındı..yaşıyordu ve...suda yutmuştu hehe "
Angel birden üçlünün önüne diz çöktü ve " Ne kadar teşekkür etsem azdır...size minnetarım " diye bağırdı.
Luin şakınlık içinde " B-Buna gerek yok..bizde kötüyüz ama ...kötü olanlara kötüyüz...Ablanı kurtardık diye bizi iyi sanma " diye karşılık verdii.

By~ me -is back ~

9. sayfa (Toplam 13 sayfa) [ 126 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |