... - Hatsukoi Kaze - ... Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 5, 6, 7, 8, 9, Sonraki |
Yazar
Mesaj
a-aaa kunouki'yede bak sen!.. hiç böle bişi beklemiyodum ben yaaa O.o nasıl olurr ?!? O.o olamaz XD neyse cnm kusura bakma yaa teyzemin pc'deyim T.T aile koruma şifresi var T.T yüzden fazla yakip edemiyorum T.T kendi evime bi gidiyim asla böle geç mesaj yazmicammmm T.T
Artık 'Getsu'yum, Sayonara 'Sewimlİ_HırsıZ' U_U
Naruto <3 <3 <3
Naruto <3 <3 <3
Tam da ertesi gün Sevgililer Günü ve buraya bölüm yazıyorum. XD Tezatlığa bakar mısınız?
*******************************
Kunouki'nin mektubunun üzerinden bir hafta geçmişti. İcharu, gözlüklerinin üzerinden, sınıfa giren kıza bakıyordu. Bu Yume miydi? Olamazdı, imkanı yoktu. O dağınık punk saçlar, gözlerin altından akan siyah makyaj, koyu boyalı saçlar ve daha da fazlası. Sınıfa girip de en öne oturmak hem de. Hayır, bu Yume olamazdı. Ne kadar da değişmişti.
Kitap ayracını sayfaya koydu ve Yume'nin yanına yaklaştı. Onu gören kızın ise tepkisi sert olmuştu:
- Ne bakıyorsun yaa dört göz?! Ayı mı oynuyor, açık bir yer mi gördün?
İcharu şaşırmıştı. Gözlerini kısarak Yume'ye baktı ve tıslayarak evabı yapıştırdı:
- Değişmek ve böyle saçma sapan laflar etmek bir köylü kızına yakışır bir davranıştı zaten.
Yume şaşırıp kalmıştı. Fakat sınıfa damdan düşer gibi giren Jini'yi görünce, İcharu'nun dediklerini kulak ardı etti.
İcharu ise Yume'yi Jini'nin koluna girmiş olarak görünce, resmen şok geçirdi. Yume'nin bunlara da takılmış olduğunu görünce, ondan yana olan tüm umutlarını geri çekti.
Eline kitabını alıp cam kenarına ilerledi. Satırlarda kayan gözleri, boştu. Okuduğu hiçbir cümleden anlam çıkaramıyordu. En sonunda kitaptaki dondurmacıyı köpek ile evlendirdikten sonra, karışan aklının kitapla iyice çorbaya döndüğünü düşünerek kitabı sırasına bıraktı. Pencereden bahçeyi seyretmeye başladı. Kendisine aşağıdan seslenen erkekleri bile duymuyordu. Aklında sürekli o vardı. O ela gözleri ve rüzgarda savrulan menekşe kokulu saçları... Arada büzüşen dudakları ve asil görünümlü urnu... Ama şimdi olana bak, siyah saçlıydı ve kırmızı renk lensliydi. Saçma saçma cevaplar veriyor, gotik ve aptal karışımı bir tarzda, yanlış kişilerle takılıyordu. Bu durumuna çok üzülüyordu İcharu. Hele de ilk tanıştıkları gün ve hafta sonunda karşılaşmaları... Sonra da Yume'nin sözleri... Onu kurtarmak istiyordu ama elinde ne vardı ki? Onun için hiçbir şey yapamazdı; Yume artık gözden çıkarılmalıydı. Ama kurtarırsa Jini onu ne yapardı? Herhalde annesi onu cennette ziyarete gelirdi. Sahi, annesi gideli ne kadar olmuştu? Üvey babası onu eline alalı ve... Ve bu hale getireli? aman, şimdi aile sorunlarını düşünürse, iyice kafayı sıyıracaktı. Yume'ye odaklandı. Bahçede Jini ile dolaşıyordu. Birden yüreği hop etti İcharu'nun. Yume sanki bir mıknatıs gibi tüm belalıları üzerine çekiyordu bugün. Olamazdı, Yume ile Richaku sevgili miydi yani? Yume Richaku'nun koluna girdi ve Jini'ye el salladı. Ardından da göz kırptı. Jini de ona göz kırptı. İcharu gerisini görmeye dayanamadı. Arkasını döndü. Sınıfa bir göz attı. Hami haricinde kimse yoktu. Ve gözlerinin kararmasıyla yere yığılması bir oldu...
*********************
Kısa bir bölümdü çünkü hemen yarın yenisi geliyor...
Umarım beğenmişsinizdir...
Uchichi
*******************************
Kunouki'nin mektubunun üzerinden bir hafta geçmişti. İcharu, gözlüklerinin üzerinden, sınıfa giren kıza bakıyordu. Bu Yume miydi? Olamazdı, imkanı yoktu. O dağınık punk saçlar, gözlerin altından akan siyah makyaj, koyu boyalı saçlar ve daha da fazlası. Sınıfa girip de en öne oturmak hem de. Hayır, bu Yume olamazdı. Ne kadar da değişmişti.
Kitap ayracını sayfaya koydu ve Yume'nin yanına yaklaştı. Onu gören kızın ise tepkisi sert olmuştu:
- Ne bakıyorsun yaa dört göz?! Ayı mı oynuyor, açık bir yer mi gördün?
İcharu şaşırmıştı. Gözlerini kısarak Yume'ye baktı ve tıslayarak evabı yapıştırdı:
- Değişmek ve böyle saçma sapan laflar etmek bir köylü kızına yakışır bir davranıştı zaten.
Yume şaşırıp kalmıştı. Fakat sınıfa damdan düşer gibi giren Jini'yi görünce, İcharu'nun dediklerini kulak ardı etti.
İcharu ise Yume'yi Jini'nin koluna girmiş olarak görünce, resmen şok geçirdi. Yume'nin bunlara da takılmış olduğunu görünce, ondan yana olan tüm umutlarını geri çekti.
Eline kitabını alıp cam kenarına ilerledi. Satırlarda kayan gözleri, boştu. Okuduğu hiçbir cümleden anlam çıkaramıyordu. En sonunda kitaptaki dondurmacıyı köpek ile evlendirdikten sonra, karışan aklının kitapla iyice çorbaya döndüğünü düşünerek kitabı sırasına bıraktı. Pencereden bahçeyi seyretmeye başladı. Kendisine aşağıdan seslenen erkekleri bile duymuyordu. Aklında sürekli o vardı. O ela gözleri ve rüzgarda savrulan menekşe kokulu saçları... Arada büzüşen dudakları ve asil görünümlü urnu... Ama şimdi olana bak, siyah saçlıydı ve kırmızı renk lensliydi. Saçma saçma cevaplar veriyor, gotik ve aptal karışımı bir tarzda, yanlış kişilerle takılıyordu. Bu durumuna çok üzülüyordu İcharu. Hele de ilk tanıştıkları gün ve hafta sonunda karşılaşmaları... Sonra da Yume'nin sözleri... Onu kurtarmak istiyordu ama elinde ne vardı ki? Onun için hiçbir şey yapamazdı; Yume artık gözden çıkarılmalıydı. Ama kurtarırsa Jini onu ne yapardı? Herhalde annesi onu cennette ziyarete gelirdi. Sahi, annesi gideli ne kadar olmuştu? Üvey babası onu eline alalı ve... Ve bu hale getireli? aman, şimdi aile sorunlarını düşünürse, iyice kafayı sıyıracaktı. Yume'ye odaklandı. Bahçede Jini ile dolaşıyordu. Birden yüreği hop etti İcharu'nun. Yume sanki bir mıknatıs gibi tüm belalıları üzerine çekiyordu bugün. Olamazdı, Yume ile Richaku sevgili miydi yani? Yume Richaku'nun koluna girdi ve Jini'ye el salladı. Ardından da göz kırptı. Jini de ona göz kırptı. İcharu gerisini görmeye dayanamadı. Arkasını döndü. Sınıfa bir göz attı. Hami haricinde kimse yoktu. Ve gözlerinin kararmasıyla yere yığılması bir oldu...
*********************
Kısa bir bölümdü çünkü hemen yarın yenisi geliyor...
Umarım beğenmişsinizdir...
Uchichi
''Haruki suzukeru, Allen!''
''Zavallı şeytan, ruhunun kurtarılmasına izin ver!''
Wah yawrıımmmm Nasıl da agrasife bağlamış zavallım. Gittü gül gibi kızz.Önüne gelenle takılır olmuş, wah zavalım, wahh wahh. Bu kızın sonu iyi değil walla.Sevabına kurtarsın biri bu kızı, yoksa gazetelere 3. sayfadan dramatik bi manşetle girip, kendisinden geriye bişi kalmayacak. Ah canım ya. Yapılır mıydı bu senin gibi kıza.Yapılır mıydı uleynn...Mektuplarla senin karakterini tersine çevirmek. Ahhhhh...Verceksiniz o adamı bana, arkeoloji müzesinde tarih öncesi hiperaktif bi kertenkele diye sergilicem. Tabi içi doldurulmuş bi halde. (Kara kedi ya, valla beni de kendine benzettin. Ben böyle senaryolar kurabiliyormuşum yani )Aslında varya bu hikayedeki ismi lazım değil bana birini hatırlatıyor. Şeytan diyor ki, hırsını almak için bas düğünü, katliam yap Kara pisini dramatik sahnesi.Aranea'yı koymak lazım bi ara Yume'ye escort olsun diye Kakdüs kılıklı patlıcan musakka (Umarım şimdi daha iyi anlamışsındır, benzetilen şahısı )Gıcık herif.
Böyle giderse ben daha sayarım. Öhöömm... Kısa, güzel (ve ağlatıcı ) bir bölümdü canum.Dewamını bekliyorum
Böyle giderse ben daha sayarım. Öhöömm... Kısa, güzel (ve ağlatıcı ) bir bölümdü canum.Dewamını bekliyorum
Fiyuuuuuuuuuuuuuuuuu
Islık çalıyorum fi-fiyuuuu Ne yaptı bizim Yume ya Ama gözümden çok düştü Yani değer mi şimdi aptal kızmış
İcharuda neden bayıldı ki Bi hastalığı mı var yoksa bir anlık mı oldu
Neysem tek kelimeyle çok iyi yazıyorsun U_U bu kadar net ve akııcı ki kıskandım
Prenses koparttın beni şu anada Hadi koyalım Araneae yi escort olarak
aaaa bu arada 1000. mesajım buraya gitmiiiş
Islık çalıyorum fi-fiyuuuu Ne yaptı bizim Yume ya Ama gözümden çok düştü Yani değer mi şimdi aptal kızmış
İcharuda neden bayıldı ki Bi hastalığı mı var yoksa bir anlık mı oldu
Neysem tek kelimeyle çok iyi yazıyorsun U_U bu kadar net ve akııcı ki kıskandım
Prenses koparttın beni şu anada Hadi koyalım Araneae yi escort olarak
aaaa bu arada 1000. mesajım buraya gitmiiiş
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Ya bu kız ne yapıyor böyle... Bu nasıl bir depresyondur... Sonunu iyi görmüyorum. Acil bir kurtarıcı lazım... İşler iyice sarpa sardı. Devamını (özellikle de kurtarıcıyı) merakla bekliyorum.
Ya bu arada gerçekten prensesin yorumu neydi öyle ya?.....
Ya bu arada gerçekten prensesin yorumu neydi öyle ya?.....
Walla biraz acayip bi yorum oldu, farkındayım Ama mazur görün.Son günlerde sebebini hala çözemediğim bi değişiklik içindeyim de Kısa zamanda eski halime dönerim diye umuyorum. İyi mi kötü mü siz karar verin.Ayhh...Valla bende anlamadım
Nedendir bilinmez, Yume'yi çok iyi anlıyorum
Nedendir bilinmez, Yume'yi çok iyi anlıyorum
Dökülme zamanı:
@Prenses:
XD Puahahaahahaha! Süper Süper Süperrr! XD Valla yok böyle bir yorum. Uçtum yani.
O pilik herif Yume'yi naaptı. Hadi bakalım aranea gel bebeüm bol maaşlı escortluk işi var. XD
@Pisicik:
Aptal kız Yume diyil mi yahu? İcharu'nun vbir hastalığı yok ama hasta olduğu var. Bu arada akıclık için de teşekkür ederim. Daha akıcı yazmaya başladım.
@Mangaka:
Depresyondayım, unutuldum, aldatıldım! Sevgilimden ayrıldım, çok yalnızım! XD
Koruyucu... İyi fikir ama benim aklımda öyle bir şey yoktu.
@Prenses 2:
Yume'yi anlayan bir sen değilsin.
İşte bu kadar. Yeni bölüm yakında elinizde olur.
@Prenses:
XD Puahahaahahaha! Süper Süper Süperrr! XD Valla yok böyle bir yorum. Uçtum yani.
O pilik herif Yume'yi naaptı. Hadi bakalım aranea gel bebeüm bol maaşlı escortluk işi var. XD
@Pisicik:
Aptal kız Yume diyil mi yahu? İcharu'nun vbir hastalığı yok ama hasta olduğu var. Bu arada akıclık için de teşekkür ederim. Daha akıcı yazmaya başladım.
@Mangaka:
Depresyondayım, unutuldum, aldatıldım! Sevgilimden ayrıldım, çok yalnızım! XD
Koruyucu... İyi fikir ama benim aklımda öyle bir şey yoktu.
@Prenses 2:
Yume'yi anlayan bir sen değilsin.
İşte bu kadar. Yeni bölüm yakında elinizde olur.
''Haruki suzukeru, Allen!''
''Zavallı şeytan, ruhunun kurtarılmasına izin ver!''
Bölüm 5 - Kaiten No Uta (Açılış Şarkısı)
Gözlerini açar açmaz, karşısında Hami'yi buldu. Hala sınıf boştu. Kimse bayıldığını görmemişti.
Doğrulmaya çalışınca, sırasında oturmakta olduğunu farketti. Onu ayıldığını gören Hami ise tekrar sırasına gitmişti. İcharu, dikkatlice baktı Hami'nin yüzüne. Gözleri kıpkırmızıydı. Ağlamıştı büyük ihtimalle. Yanına yaklaştı Hami'nin ve pat diye soruyu soruverdi:
- Sen ağladın mı?
- Y-yo-yoo...
Pek inandırıcı bir cevap olmasa da, İcharu'nun uğraşacak zamanı veya hali yoktu. Zaten ders zili de çalmıştı. Sırasına oturdu ve Yume'yi bekledi. Ona söyleyecek bir çift lafı vardı.
Fakat Yume yerine, koridordan birtakım sesler geldi. Bir kızın çırpınışı ve bir kabadayının kahkahaları...
- Bırak beni gerizekalı herif!
- Seni böyle sıkıca kavramışken, neden bırakayım ki?
- Ya sana defol git diyorum! Bırak beni ya! İMDAAT!
- Puahahaha! Çocuklar şunu duyuyor musunuz? Zavallı küçük kızımız yardım istiyor.
Bu sesi nerede olsa tanırdı. Yume idi bu kız. Hemen koridora fırladı. Richaku ile onun ''kabadayılar alayı'' Yume'yi bir oraya, bir buraya çekiştiriyorlardı. Kız ise çırpınıyor, yardım istiyordu. Hızla atıldı İcharu. Kardeşine artık bir ''dur'' demesi gerekiyordu. Yoksa Yume'nin sonu iyi değil gibi görünüyordu.
- Onu rahat bırak Richaku.
- Ne yaparsın benim canım kardeşim? Aa, yoksa beni o gözlüklerinle döver misin? Çok korktuummm!
- Kaşınmasan iyi edersin şapşal.
Richaku ile arkadaşları, birbirlerine bakıp alaycı bir tavırla güldüler. Elinden tuttuğu Yume'yi bir arkadaşına teslim eden Richaku, ikiz kardeşine yaklaştı ve alaycı br tavır takınarak, onu şöyle bir süzdü.
- Hadi gel. Madem kendini o kadar babayiğit sanıyorsun, kapışalım. Hemen burada. Kazanan Yume'yi alır.
Bu sözlerin ardından arkadaşlarına döndü ve alaycı bir tavırla Yume'ye bakarak söylendi.
- Baylar, bu akşam bizim evde parti olacak gibi görünüyor. Hem Yume de gelir, biraz eğleniriz. Ne dersiniz?
İcharu, bu akılsızlar alayının sözlerine katlanamadı ve sol yumruğuyla Richaku'ya girişti. ir an sendeleyen Richaku, İcharu'nun boşluğundan yararlanarak bir tekme indirdi ve esaslı bir kavga başladı. Yume ise bu olanları şaşkınlıkla izliyor, içinden İcharu'ya minnetler yağdırıyordu.
En sonunda Richaku'nun, tam karın boşluğuna bir tekme yemesiyle kavga son buldu. Yere yığılan Richaku, bir süre nefessiz kaldı. Yume de ellerini kurtarıp Richaku'ya koştu. Üzerine eğildi ve kanların aktığı dudaklarından öptü. Ardından da ağlamaya başladı.
- Richaku! Richaku, iyi misin tatlım?
Ardından hırçın bir şekilde İcharu'ya baktı ve bağırarak Richaku'yu savundu.
- Ne yaptığını zannediyorsun ha? Dört gözlünün tekisin ve aptalsın! onunla böylesine dövüşmeye hakkın yok tamam mı? Sen...Sen sadece... kendini beğenmiş dört gözün tekisin. Bir işe yaradığın yok. Ot gibi büyüyor, hiç bir şey yapmıyorsun!
İcharu'nun yüzü karardı. Acıyarak süzdü Yume'yi. Nefret dolu pırıltılarla dolu olan gözlerini Yume'ninkilere dikti ve tıslarcasına karşı çıktı.
- Sen kim oluyorsun da benim yaptılarımı değerlendirme hakkını kendinde buluyorsun? Asıl sen kendine bak önce. Aptal bir giyimin, aptal davranışların, aptal sözlerin, aptal bir sevgilin var ve haklı olan birini yargılamaya kalkıyorsun. Ne kadar da safsın. Belki kendini ''hayata atılıyor'' olarak tanımlıyorsundur fakat sen sadece kendine zarar vererek OT GİBİ BÜYÜYORSUN YUME. Adın gibi değilsin. Aksine sen bir ''akumu''sun... Aptal kız.
Yume'nin gözleri açık kaldı ve titremeye başladı. İcharu hala ona bakıyordu. En sonunda kendini toparladı ve kekeleyerek hala şaşkın bir biçimde geveledi.
- Se-sen-seni idare-ye söy-söyleye-ceğim. Göreceksin gün-nün-ü İc-icha-icharu.
- Ne yaparsan yap. Umrumda değilsin, aptalın tekisin ve hiç bir şeye değmezsin. şimdi anlıyorum ki aptal olan sadece sen değil, aynı zamanda benmişim de.
- Madem aptalsın, neden bana suç atıyorsun?
- Boşver. anlayamazsın. anlayamayacaksın. Ve zaten anlamadın. Yazıklar olsun. Keşke seni hiç elinden kurtarmasaydım da Richaku ile ayıları, seni harcasalardı. Kimbilir halana ''Halacım, hamileyim.'' derken yüzünün şekli nasıl olacaktı. Neyse, uğraşmaya değmezsin. Hadi git söyle. Çekinme.
Yume faltaşı gibi açılmış olan gözlerini İcharu'dan aldı ve koşa koşa gidip müdüre haber verdi. Bunu duyan müdür, kızgınlıkla İcharu ile Richaku'u çağırdı. Neticesinde kabak, İcharu'nun başında patladı. Yume, kesinlikle çok büyük bir yalancıydı...
İlerleyen günlerden biriydi. Hami, pencere kenarında oturmuş, İcharu'yu gözlemliyordu. Elindeki deftere de birkaç not alıyordu. Aniden, İcharu'nun gözlüklerinin altında, bir çift ağlayan göz olduğunu farketti. İşte tam sırasıydı. Yavaşça İcharu'nun yanına yaklaştı ve kırık koluna değmemeye dikkat ederek, yanına oturdu. Bir süre onu ziledikten sonra derdini sordu...
''Hayat bir gemidir. Durmadan yol alır, arkasında hiç iz bırakmaz...''
***************************************
İşte yeni bölüm...
Kapanışı da bir Japon atasözü ile yaptım...
Umarım beğenirsiniz...
Sevgiler...
Yazarınız, Uchichi
Gözlerini açar açmaz, karşısında Hami'yi buldu. Hala sınıf boştu. Kimse bayıldığını görmemişti.
Doğrulmaya çalışınca, sırasında oturmakta olduğunu farketti. Onu ayıldığını gören Hami ise tekrar sırasına gitmişti. İcharu, dikkatlice baktı Hami'nin yüzüne. Gözleri kıpkırmızıydı. Ağlamıştı büyük ihtimalle. Yanına yaklaştı Hami'nin ve pat diye soruyu soruverdi:
- Sen ağladın mı?
- Y-yo-yoo...
Pek inandırıcı bir cevap olmasa da, İcharu'nun uğraşacak zamanı veya hali yoktu. Zaten ders zili de çalmıştı. Sırasına oturdu ve Yume'yi bekledi. Ona söyleyecek bir çift lafı vardı.
Fakat Yume yerine, koridordan birtakım sesler geldi. Bir kızın çırpınışı ve bir kabadayının kahkahaları...
- Bırak beni gerizekalı herif!
- Seni böyle sıkıca kavramışken, neden bırakayım ki?
- Ya sana defol git diyorum! Bırak beni ya! İMDAAT!
- Puahahaha! Çocuklar şunu duyuyor musunuz? Zavallı küçük kızımız yardım istiyor.
Bu sesi nerede olsa tanırdı. Yume idi bu kız. Hemen koridora fırladı. Richaku ile onun ''kabadayılar alayı'' Yume'yi bir oraya, bir buraya çekiştiriyorlardı. Kız ise çırpınıyor, yardım istiyordu. Hızla atıldı İcharu. Kardeşine artık bir ''dur'' demesi gerekiyordu. Yoksa Yume'nin sonu iyi değil gibi görünüyordu.
- Onu rahat bırak Richaku.
- Ne yaparsın benim canım kardeşim? Aa, yoksa beni o gözlüklerinle döver misin? Çok korktuummm!
- Kaşınmasan iyi edersin şapşal.
Richaku ile arkadaşları, birbirlerine bakıp alaycı bir tavırla güldüler. Elinden tuttuğu Yume'yi bir arkadaşına teslim eden Richaku, ikiz kardeşine yaklaştı ve alaycı br tavır takınarak, onu şöyle bir süzdü.
- Hadi gel. Madem kendini o kadar babayiğit sanıyorsun, kapışalım. Hemen burada. Kazanan Yume'yi alır.
Bu sözlerin ardından arkadaşlarına döndü ve alaycı bir tavırla Yume'ye bakarak söylendi.
- Baylar, bu akşam bizim evde parti olacak gibi görünüyor. Hem Yume de gelir, biraz eğleniriz. Ne dersiniz?
İcharu, bu akılsızlar alayının sözlerine katlanamadı ve sol yumruğuyla Richaku'ya girişti. ir an sendeleyen Richaku, İcharu'nun boşluğundan yararlanarak bir tekme indirdi ve esaslı bir kavga başladı. Yume ise bu olanları şaşkınlıkla izliyor, içinden İcharu'ya minnetler yağdırıyordu.
En sonunda Richaku'nun, tam karın boşluğuna bir tekme yemesiyle kavga son buldu. Yere yığılan Richaku, bir süre nefessiz kaldı. Yume de ellerini kurtarıp Richaku'ya koştu. Üzerine eğildi ve kanların aktığı dudaklarından öptü. Ardından da ağlamaya başladı.
- Richaku! Richaku, iyi misin tatlım?
Ardından hırçın bir şekilde İcharu'ya baktı ve bağırarak Richaku'yu savundu.
- Ne yaptığını zannediyorsun ha? Dört gözlünün tekisin ve aptalsın! onunla böylesine dövüşmeye hakkın yok tamam mı? Sen...Sen sadece... kendini beğenmiş dört gözün tekisin. Bir işe yaradığın yok. Ot gibi büyüyor, hiç bir şey yapmıyorsun!
İcharu'nun yüzü karardı. Acıyarak süzdü Yume'yi. Nefret dolu pırıltılarla dolu olan gözlerini Yume'ninkilere dikti ve tıslarcasına karşı çıktı.
- Sen kim oluyorsun da benim yaptılarımı değerlendirme hakkını kendinde buluyorsun? Asıl sen kendine bak önce. Aptal bir giyimin, aptal davranışların, aptal sözlerin, aptal bir sevgilin var ve haklı olan birini yargılamaya kalkıyorsun. Ne kadar da safsın. Belki kendini ''hayata atılıyor'' olarak tanımlıyorsundur fakat sen sadece kendine zarar vererek OT GİBİ BÜYÜYORSUN YUME. Adın gibi değilsin. Aksine sen bir ''akumu''sun... Aptal kız.
Yume'nin gözleri açık kaldı ve titremeye başladı. İcharu hala ona bakıyordu. En sonunda kendini toparladı ve kekeleyerek hala şaşkın bir biçimde geveledi.
- Se-sen-seni idare-ye söy-söyleye-ceğim. Göreceksin gün-nün-ü İc-icha-icharu.
- Ne yaparsan yap. Umrumda değilsin, aptalın tekisin ve hiç bir şeye değmezsin. şimdi anlıyorum ki aptal olan sadece sen değil, aynı zamanda benmişim de.
- Madem aptalsın, neden bana suç atıyorsun?
- Boşver. anlayamazsın. anlayamayacaksın. Ve zaten anlamadın. Yazıklar olsun. Keşke seni hiç elinden kurtarmasaydım da Richaku ile ayıları, seni harcasalardı. Kimbilir halana ''Halacım, hamileyim.'' derken yüzünün şekli nasıl olacaktı. Neyse, uğraşmaya değmezsin. Hadi git söyle. Çekinme.
Yume faltaşı gibi açılmış olan gözlerini İcharu'dan aldı ve koşa koşa gidip müdüre haber verdi. Bunu duyan müdür, kızgınlıkla İcharu ile Richaku'u çağırdı. Neticesinde kabak, İcharu'nun başında patladı. Yume, kesinlikle çok büyük bir yalancıydı...
İlerleyen günlerden biriydi. Hami, pencere kenarında oturmuş, İcharu'yu gözlemliyordu. Elindeki deftere de birkaç not alıyordu. Aniden, İcharu'nun gözlüklerinin altında, bir çift ağlayan göz olduğunu farketti. İşte tam sırasıydı. Yavaşça İcharu'nun yanına yaklaştı ve kırık koluna değmemeye dikkat ederek, yanına oturdu. Bir süre onu ziledikten sonra derdini sordu...
''Hayat bir gemidir. Durmadan yol alır, arkasında hiç iz bırakmaz...''
***************************************
İşte yeni bölüm...
Kapanışı da bir Japon atasözü ile yaptım...
Umarım beğenirsiniz...
Sevgiler...
Yazarınız, Uchichi
''Haruki suzukeru, Allen!''
''Zavallı şeytan, ruhunun kurtarılmasına izin ver!''
6. sayfa (Toplam 9 sayfa) [ 85 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |