***Amy*** Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 6, 7, 8 ... 10, 11, 12, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Kaç bölümü birden okudum!
Mektubu okurken ağzım açık kaldı. Annesi koca bi yeri mi yönetiyormuş! Öyle zamanlarda cesaret isteyen bi görev bu bence. Bi de tatlı Samuel'i de unutmayalım! (Doğru mu yazdım?) Hep prensesimizin yanında olacağı için içim rahat

Mektubu okurken ağzım açık kaldı. Annesi koca bi yeri mi yönetiyormuş! Öyle zamanlarda cesaret isteyen bi görev bu bence. Bi de tatlı Samuel'i de unutmayalım! (Doğru mu yazdım?) Hep prensesimizin yanında olacağı için içim rahat


Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥





sağol sedacım
aslında biliyorum sana söz vermiştim uzun yazıcaktımda bu bölümü şu haftalarda hiç dokunamadım bile hikayeyeneden bilmiyorum ben mi tembelim yoksa ders çalışmaktan mı yada yorgunluktan mıXD neyse 8. bölümü artık koyuyım
-------------------8. BÖLÜM
ArkADAşlıK
Özenle mühürlenmiş mektubu okuduktan sonra anlamsızca mektubu ortadan ikiye ayırmak için bakımsız tırnaklarımı bir cambazın ellerini, ayaklarını, vücudunu kullandığı gibi kullanıyordum...
...
O son sözünde ne demek istiyordu hiçbir fikrim yok ama omuzlarıma öyle bir yük binmiştiki kendimi bir yandan çok farklı, öbür yandanda kavrulmuş, bezmiş, güçsüz hissediyordum.Yaptığım saçma hareketi kemdimce eleştirerek *Kendine gel ve düşün* dedim
...
...
...
Artık kendime gelmeli ve gereksiz düşüncelerden arınmalıyım.Tapınak şövalyelerine gitmeliyim.Evet evet onlara.Amcamın dediği gibi sadece onlar bana yardım edebilir.Peki ya edemezlerse yada onların yanlarına gidene kadar Joshua bizi bulursa!
Ağacın gövdesindende yardım alarak ayağa kalktım, avuçlarımı alnıma koyarak *hadi ama güçlü, umut dolu, insanları koruyan eski Amy’e ne oldu!* diyerek yerimden ayaklarım kesilinceye kadar hoplayıp zıpladım ve bağırarak ‘Hadi Amy-----iLEri !!!!!!!’
Çocuklar bağırışlarımı duymuş olacaklarki arkama döndüğümde hepsini gülerken, gülümserken buldum.
-Utanarak ‘Ne oldu niye bana öyle bakıyorsunuz?’
-*Samuel* kollarını öğretmeni dinliyormuş modunda birleştirerek yanıma doğru geldi. ‘Senden beklenildiği gibi davrandığın için önünde eğilerek teşekkür ediyoruz’ dedi bizim İan ve Elton’da hiçbir hareket belirtisi olmayınca göz kırparak ‘Hadi çocuklar!’ diye bağırdı.
Ne olduysa ondan sonra oldu zaten:D Ben orada öylece dikilip ne olduğunu anlamaya çalışırken hepsi bana doğru hızlı adımlarla yaklaşarak, beni omuzladılar.Uçsuz bucaksız, ressamın elinden çıkmış gibi bir görünüm andıran yeşil, sarı, mavi renkleriyle insanı büyüleyen gökyüzüne doğru fırlatmaya başladılar:D
O anda kendimi hür, özgür hissetmeye başladım, Samuel ve Cascada’yla o şen şakrak geçirdiğimiz günler geldi aklıma...
Herkes bir ağızdan bağırıyordu, kahkahalar atıyordu:D
-Öyle kaptırmıştım ki kendimi ‘Gökyüzünün efendisi, bana yolllll aççççççç!!!!’ diye bağırarak kollarımı iki yana açmıştım.
Olduğum yerde bizimkilerle gülüşerek hep bir ağızdan bağırıyordum.Benim üzüntüm, mutluluğumu yansıtıyorlardı.Ben dünyanın merkeziymişim gibi onlarda benim yolumda ilerliyordu işte bu gerçek dostluk değil midir!...Arkadaşının herşeyine ortak olmak.
Öyle bir saat kadar eğlendikten sonra,
-*Elton* yüzündeki samimi bir gülümsemeyle elini uzatarak ‘Artık gitmeliyiz prenses, yolumuz uzun’
-Her iki yanıma bakarak ayağa kalktım ve elimi, elinin üzerine koydum ‘Tamam, rehberimiz sensin =) ’
Samuel ve İan eşyalarımızı atların eğerlerine yerleştirerek herşeyi kontrol etti.3 tane atımız olduğu için bende Elton’nın arkasına geçtim.Kararan gökyüzüne bakarak,
-‘Günler ne kadarda hızla akıp gidiyor tıpkı avucumda süzülen kum topluluğu gibi :/’
Elton gözlerime bakarak hafifçe gülümsedi.At nallarından gelen o tiz sesle yol alıyorduk.Elton galiba kendisinden çekindiğimi düşünerek,
- ‘İsterseniz bana yaslanabilirsiniz ’diyerek gülümsedi
-‘Immm... peki’ diyerek başımı omuzlarına yasladım .
Nal sesinin sert bir şekilde yere temasını hissetmemle başımı kaldırdım ve gelenin Samuel olduğunu farketmem çok uzun sürmedi.Onu süzerken, aniden bakışlarıyla karşılaştım, gözlerimiz birleşmişti.Bir süre öylece bakıştıktan sonra başımı tekrar Elton’ın omzuna dayadım ve ona göz kırparak bakışlarımı yere doğru yönelttim ve yine düşünmeye başladım... Kendimi ne kadar özgür de hissetsem artık özgür değildim herşeyim her adımım halka, insanlara yönelik olmalıydı.Annem eğer koca bi halkı yönetiyorsa, üzerimde onun omuzlarında olan yükten, baskıdan bin kat daha fazlası hakimdi,çünkü o zamana kadar onun yokluğunda pek çokşey değişmişti....
...
...


-------------------8. BÖLÜM
ArkADAşlıK
Özenle mühürlenmiş mektubu okuduktan sonra anlamsızca mektubu ortadan ikiye ayırmak için bakımsız tırnaklarımı bir cambazın ellerini, ayaklarını, vücudunu kullandığı gibi kullanıyordum...
...
O son sözünde ne demek istiyordu hiçbir fikrim yok ama omuzlarıma öyle bir yük binmiştiki kendimi bir yandan çok farklı, öbür yandanda kavrulmuş, bezmiş, güçsüz hissediyordum.Yaptığım saçma hareketi kemdimce eleştirerek *Kendine gel ve düşün* dedim
...
...
...
Artık kendime gelmeli ve gereksiz düşüncelerden arınmalıyım.Tapınak şövalyelerine gitmeliyim.Evet evet onlara.Amcamın dediği gibi sadece onlar bana yardım edebilir.Peki ya edemezlerse yada onların yanlarına gidene kadar Joshua bizi bulursa!
Ağacın gövdesindende yardım alarak ayağa kalktım, avuçlarımı alnıma koyarak *hadi ama güçlü, umut dolu, insanları koruyan eski Amy’e ne oldu!* diyerek yerimden ayaklarım kesilinceye kadar hoplayıp zıpladım ve bağırarak ‘Hadi Amy-----iLEri !!!!!!!’
Çocuklar bağırışlarımı duymuş olacaklarki arkama döndüğümde hepsini gülerken, gülümserken buldum.
-Utanarak ‘Ne oldu niye bana öyle bakıyorsunuz?’
-*Samuel* kollarını öğretmeni dinliyormuş modunda birleştirerek yanıma doğru geldi. ‘Senden beklenildiği gibi davrandığın için önünde eğilerek teşekkür ediyoruz’ dedi bizim İan ve Elton’da hiçbir hareket belirtisi olmayınca göz kırparak ‘Hadi çocuklar!’ diye bağırdı.
Ne olduysa ondan sonra oldu zaten:D Ben orada öylece dikilip ne olduğunu anlamaya çalışırken hepsi bana doğru hızlı adımlarla yaklaşarak, beni omuzladılar.Uçsuz bucaksız, ressamın elinden çıkmış gibi bir görünüm andıran yeşil, sarı, mavi renkleriyle insanı büyüleyen gökyüzüne doğru fırlatmaya başladılar:D
O anda kendimi hür, özgür hissetmeye başladım, Samuel ve Cascada’yla o şen şakrak geçirdiğimiz günler geldi aklıma...
Herkes bir ağızdan bağırıyordu, kahkahalar atıyordu:D
-Öyle kaptırmıştım ki kendimi ‘Gökyüzünün efendisi, bana yolllll aççççççç!!!!’ diye bağırarak kollarımı iki yana açmıştım.
Olduğum yerde bizimkilerle gülüşerek hep bir ağızdan bağırıyordum.Benim üzüntüm, mutluluğumu yansıtıyorlardı.Ben dünyanın merkeziymişim gibi onlarda benim yolumda ilerliyordu işte bu gerçek dostluk değil midir!...Arkadaşının herşeyine ortak olmak.
Öyle bir saat kadar eğlendikten sonra,
-*Elton* yüzündeki samimi bir gülümsemeyle elini uzatarak ‘Artık gitmeliyiz prenses, yolumuz uzun’
-Her iki yanıma bakarak ayağa kalktım ve elimi, elinin üzerine koydum ‘Tamam, rehberimiz sensin =) ’
Samuel ve İan eşyalarımızı atların eğerlerine yerleştirerek herşeyi kontrol etti.3 tane atımız olduğu için bende Elton’nın arkasına geçtim.Kararan gökyüzüne bakarak,
-‘Günler ne kadarda hızla akıp gidiyor tıpkı avucumda süzülen kum topluluğu gibi :/’
Elton gözlerime bakarak hafifçe gülümsedi.At nallarından gelen o tiz sesle yol alıyorduk.Elton galiba kendisinden çekindiğimi düşünerek,
- ‘İsterseniz bana yaslanabilirsiniz ’diyerek gülümsedi
-‘Immm... peki’ diyerek başımı omuzlarına yasladım .
Nal sesinin sert bir şekilde yere temasını hissetmemle başımı kaldırdım ve gelenin Samuel olduğunu farketmem çok uzun sürmedi.Onu süzerken, aniden bakışlarıyla karşılaştım, gözlerimiz birleşmişti.Bir süre öylece bakıştıktan sonra başımı tekrar Elton’ın omzuna dayadım ve ona göz kırparak bakışlarımı yere doğru yönelttim ve yine düşünmeye başladım... Kendimi ne kadar özgür de hissetsem artık özgür değildim herşeyim her adımım halka, insanlara yönelik olmalıydı.Annem eğer koca bi halkı yönetiyorsa, üzerimde onun omuzlarında olan yükten, baskıdan bin kat daha fazlası hakimdi,çünkü o zamana kadar onun yokluğunda pek çokşey değişmişti....
...
...

süpersin yaXD hadi üç ayı tin tin tin XD

Yazını iğicene geliştirmişsin cnm , çok akıcı ve seri yazıorsun.gercekten okurken hiçç sıkılmadım.Hanı ben gibi kitap okuma özürlu bır kişide bunu diyorsa gerileri ne der artık onu sen düşün
Tekradan tebrik ederimm...
Bu arada kız ders çalışmaktann yazmaya fırsatt bulamıyorr ki , bize bile zor cwp yazıorr

Bu arada kız ders çalışmaktann yazmaya fırsatt bulamıyorr ki , bize bile zor cwp yazıorr



Yok benim çok hoşuma gitmeye başladı bu Samuel!
Şuraya bittim. Kahkahalara boğulduğum paragraf!
Öyle duygusal ve düşündürücü devam ederken birden Amy'nin kalkıp böyle kendi kendini motive etmesi çok hoşuma gitti!
Buraya ağlamaklı bir ifade koyuyorum
ve nerde öyle dostlaaaarrr, arkadaşlaaaaarrr diyorum!
Şuraya bittim. Kahkahalara boğulduğum paragraf!


Alıntı:
Öyle duygusal ve düşündürücü devam ederken birden Amy'nin kalkıp böyle kendi kendini motive etmesi çok hoşuma gitti!
Alıntı:
Buraya ağlamaklı bir ifade koyuyorum

Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥



7. sayfa (Toplam 12 sayfa) [ 112 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |