***Amy*** Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 8, 9, 10, 11, 12, Sonraki |
Yazar
Mesaj
T_T bizi kimseden saymıyor musun?Yukiko duy duy bak bizi kimseden saymıyor
Tuku'cum bak şimdik,sen severek ve isteyerek yazıyorsan iki hatta bir kişi bile takip ediyorsa yazmaya devam et.Takip edip yorum yazmayanlar da vardır belki değil mi?Sen yazmay devam et.(Bir zamanlar berenasan söylemişti bunları bana bir nevi nasihat gibi:D )

Tuku'cum bak şimdik,sen severek ve isteyerek yazıyorsan iki hatta bir kişi bile takip ediyorsa yazmaya devam et.Takip edip yorum yazmayanlar da vardır belki değil mi?Sen yazmay devam et.(Bir zamanlar berenasan söylemişti bunları bana bir nevi nasihat gibi:D )




Limon bahçesinde bir prenses...
Elinde mürekkepli kalem ve eski bi kağtla hayallerinden sözcükleri kağıda sıralıyor.
Esen hafif rüzgar üstündeki elbiseyi hafifçe oynatırken birden görüntü bozuluyor.
''Kimse okumuyor...'' diye devam eden sözler işte böyle hayallerimi ikiye bölüyor.
Begümcüğüm, biz, Hizashi ile yetmez miyiz sana?
Başkaları okumuyorsa okumuyor, boşver bunu. Sevdiğin ve anlaştığın arkadaşlarınn senin çalışmalarını taktir etmeleri hoşuna gitmiyor mü?
Elinde mürekkepli kalem ve eski bi kağtla hayallerinden sözcükleri kağıda sıralıyor.
Esen hafif rüzgar üstündeki elbiseyi hafifçe oynatırken birden görüntü bozuluyor.
''Kimse okumuyor...'' diye devam eden sözler işte böyle hayallerimi ikiye bölüyor.
Begümcüğüm, biz, Hizashi ile yetmez miyiz sana?
Başkaları okumuyorsa okumuyor, boşver bunu. Sevdiğin ve anlaştığın arkadaşlarınn senin çalışmalarını taktir etmeleri hoşuna gitmiyor mü?

Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥


hikayeyi yazmadığım günerin hatırına uzun tuttum inş sıkılmadan okursunuz
****
10.BÖLÜM part 1
Acabaa bu eşsiz gökyüzü gibi herşey eşsiz, berrak ve saf mıydı?
Gözlerimi kapatıp, tüm ağırlığımı toprağa verdim.Şimdi oda en az benim kadar yük taşıyordu yada daha fazlasını
Sendeleyerek çalılıkların olduğu yere gittim bu yeşilliğin arasından kolayca seçilebilen kırmızımsı meyveleri görünce içimden öylece gülümsemek geldi birden.Kimbilir belkide bu gibi şeylere güldüüm için deliyimdir
Bu düşüncelerle kendimi oyalamaya çalışırken İan’ın bizi yemeğe çağırdığını duydum.Aldığım uyartıdan miğdem etkilenmiş olucak ki zaman kaybetmeden ötmeye (guruldamaya) başladı.Orada bir kahkaha fırlatıp bizimkilerin olduğu yere zaman kaybetmeden gittim.
-‘İan,her zamanki gibi döktürmeye başlamışsın, yeteneklerini yeni farkediyorum, bundan sonra da hep senden yemek beklicem ona gore
’
-‘Teşekkür ederim, efendim’ diyerek gülümsedi.
-*Samuel* ‘Bakıyorumda bizimkinin yüzü kızarmış’
İan, tam buna karşı çıkacak gibiyken,
-*Elton* ‘Yo Yo şimi bütün iltifatlar senin dostum’ dedikten sonra herkes büyük bir coşkuyla gülmeye başaladı İan’in dışında.Ama sonradan oda bize katıldı
.
.
.
Uzun bir sohbet ve gülüşmelerin arasında insan kendisini ne kadarda huzur dolu, içten hissediyor ...
Hiçbişeyden bahsetmeden geçti günümüz ne de olsa herkes bir günlüğünede olsa tüm sıkıntılardan uzaklaşmak istiyordu, haklı olarak.Günümüz böyle gektikten sonra güzelce bir uyku çekip sabaha karşı altı dolaylarında güneşin yüzüme çarpmasıyla ve kuşların kulağıma fısıldamasıyla uyandım.Yerden doğrulduğumda herkes uyuyordu.
.
.
.
Suyun akışını hissedebiliyordum, evet evet tam bu b-bu tarafta!.Bir süre böyle koştuktan sonra nefes nefese bacaklarımı büküp kollarımı dizlerime yasladım.Soluk soluğaydım.Ve karşımda koca, güzel, martılarla dolu bir pınar vardı, işte buna değdi dedim içimden anlamsız bir coşkuyla.İlk yaptığım şey kayalıkların üstüne oturarak pınarı gözlemlemeye koyulmak oldu.Sonrada düşünmeye başladım.Düşündüğüm şeylerden biriyse o garip rüyaydı.Bu rüyaya ve o sisinsice sırıtıp benimle konuşan yabancıya nasıl bir anlam yüklemeliyim?Hiçbir fikrim yok...Bu sırada bembeyaz , ender güzellikte rastlanan bir martı olduğum yere gelerek gagasıyla elimi sağa sola hareket ettirmeye başladı.İrkilmiştim, dikkatlice bakındığımda gagasında bir cismin olduğunu sezinledim. Ellerimi açtığım anda avucumu gagasıyla tutarak elimi kaldırıp indirmeye başladı…Sonradan uzaklaştı…
Avuç içlerime baktığımda kanadığını farkettim oysaki hiçbir acı hissetmemiştim. gagasıyla ne yapmaya çalışıyordu bu korkusuz martı?
Birkaç dakika geçtikten sonra tekrar gelip olduğu yerde durdu.Gözlerime bakıyordu.Ani bir refleksle kendimi oturduğum kayalığın diğer ucuna attım.O ise gelerek gagasını kayalığa yaklaştırdı ve oraya kurdeleyle sarılmış kağıda benzer birşey bırakıp gitti…
Hiçbir anlam veremezken olduğum yerde kaldım.Sadece bu varlığın havaya meydan okurcasınaki uçuşunu seyrettim...Ama bir süre sonra ani kanat çırpışlarıyla gözden kayboldu.Ani bir titremeyle o kurdeleyle sarılmış şeye bakmaya başladım.Ellerim daha fazla dayanamayıp onu avuçladı ve sabırsızca açmaya başladı.Söz dinletemiyordum kendime.O kadar çırpınmama rağmen hala açamamıştım. Bir anlık duraksamadan sonra yavaşça kurdeleyi çözdüm…Sıkıca yuvarlanmış küçük bir kağıt vardı elimde artık…
Kağıtta…‘
Farkına var, değerlerini bil
Gözlemle…
Sadece böyle yardım edebilirsin sonsuzluğa!’
yazılıydı.
10. BÖLÜM part2
Buda neyin nesi
Martı tarafından gönderilen bu mesajı nasıl algılamalıyım.
Orada neyin farkına varıp algılamam isteniyor, herşeyi gözlemlememi istemesi gelecekle geçmiş arasındaki uzantılar olabilir mi?
Gökyüzüne bakıp yine düşünmeye başladım hayatımın nasıl ilerlediğine anlam veremzken bu hayatın hep bilmecelerle tarandığının farkındaydım.Arkadan gelen seslerle ilgilenmeden taş parçacıklarını pınara doğru fırlatıyordum…
-*Samuel nefes nefese* ‘Burada ne yapıyorsun, her yerde seni aradık, niye bize haber vermeden buralara kadar geldiniz, hemde olduğumuz yerden hiç ilgisi olmayan bi yere, ve gün ışığıyla birlikte hemen yola koyulacağımızı bildiğin halde!!!’
Çok kızgındı, ve benimle senli bir şekilde konuşuyordu, ama o sadece bana karşı öfkelendiğinde, sinirlendiğinde böyle konuşur,bağırıp çağrırdı :/
-‘Ö-öz-özür dilerim’ dedim üzgün küçük bir çocuk gibi başımı eğerek
-*İan* ‘Prenses her yerde sizi aradık!’
Herkes çok kızgındı…
-‘Bunu bilerek yapmadım sizi telaşlandırdıysam eğer özür dilerim =)… … Sadece yolculuk öncesi hava alıp kendime gelmek istemiştim =)’
Elton hiçbirşey söylemeden öylece duruyordu.
-*Elton* ‘Bir daha böyle birşeyin tekrarlanmamasını rica ediyoruz efendim, burada yüzlerce kişinin yaşamı belkide sizin ellerinizde..’ diyerek gecelediğimiz yere doğru yönelmeye başladı.Arkasından İan ve Samuel de gitti.Sonrada ben…Bu düşüncesizliğim, sorumsuzluğum beni şu halde çileden çıkatmıştı, en çokta Elton’ın sözünden etkilenmiştim …
Farkına varmadan herkesi geçip atların olduğu yere gidrken İan,
-‘Prenses…’ diyerek elimi tutu.
- Elinize ne oldu !’
Yarayı sarmak için gömleğinin bir parçasını yırtıp narince elime doladı.Elton ile Samuel de öylecesine bakıyorlardı sadece şaşkındılar…
-*Elton* ‘Bu nasıl oldu?’
.
.
.
-‘Sadece kayalıkların arasında kalan küçük bir yengeci elime almak istemiştim işte sonucuda bu oldu
’ dedim.Evet bu doğru değildi ama yalan söylemek zorunda kalmıştım işte bana en çok güvenen insanlara, belki şimdi benden şüpheleniyorlardır fakat onlara bunun nedeninin bir martı olduğunu söyleyemezdim :/
Bir sure böyle konuşarak atlara doğru yürüdük bana inanmadıklarını hissedebiliyordum ama …
Yolculuğumuz yine başlamıştı at sırtında…Herkes suskundu.Onların ne düşündüklerini bilmek isterdim, kendimi öyle çaresiz hissediyordumki Samuel 2 gün sonra oraya büyük ihtimalle varabileceğimizi söylemişti.Yine aynıı kuşkular, sezgilerle uzun, çileli yolda ilerliyorduk, bizi neyin bekleyeceğini bilemediğimiz halde…Ama bir konuda emindim buda beni destekleen insan yada insan üstü bir varlığın olduğuydu
Dostlarıma olan güvenim, amcamın bana söyledikleri, kardeşimin özlemi ve onunla olan anılarım,…Sizlerin yüzünü kara çıkarmamak için elimden gelen herşeyi yapacağım…

****
10.BÖLÜM part 1
Acabaa bu eşsiz gökyüzü gibi herşey eşsiz, berrak ve saf mıydı?
Gözlerimi kapatıp, tüm ağırlığımı toprağa verdim.Şimdi oda en az benim kadar yük taşıyordu yada daha fazlasını

Sendeleyerek çalılıkların olduğu yere gittim bu yeşilliğin arasından kolayca seçilebilen kırmızımsı meyveleri görünce içimden öylece gülümsemek geldi birden.Kimbilir belkide bu gibi şeylere güldüüm için deliyimdir

Bu düşüncelerle kendimi oyalamaya çalışırken İan’ın bizi yemeğe çağırdığını duydum.Aldığım uyartıdan miğdem etkilenmiş olucak ki zaman kaybetmeden ötmeye (guruldamaya) başladı.Orada bir kahkaha fırlatıp bizimkilerin olduğu yere zaman kaybetmeden gittim.
-‘İan,her zamanki gibi döktürmeye başlamışsın, yeteneklerini yeni farkediyorum, bundan sonra da hep senden yemek beklicem ona gore

-‘Teşekkür ederim, efendim’ diyerek gülümsedi.
-*Samuel* ‘Bakıyorumda bizimkinin yüzü kızarmış’
İan, tam buna karşı çıkacak gibiyken,
-*Elton* ‘Yo Yo şimi bütün iltifatlar senin dostum’ dedikten sonra herkes büyük bir coşkuyla gülmeye başaladı İan’in dışında.Ama sonradan oda bize katıldı

.
.
.
Uzun bir sohbet ve gülüşmelerin arasında insan kendisini ne kadarda huzur dolu, içten hissediyor ...
Hiçbişeyden bahsetmeden geçti günümüz ne de olsa herkes bir günlüğünede olsa tüm sıkıntılardan uzaklaşmak istiyordu, haklı olarak.Günümüz böyle gektikten sonra güzelce bir uyku çekip sabaha karşı altı dolaylarında güneşin yüzüme çarpmasıyla ve kuşların kulağıma fısıldamasıyla uyandım.Yerden doğrulduğumda herkes uyuyordu.
.
.
.
Suyun akışını hissedebiliyordum, evet evet tam bu b-bu tarafta!.Bir süre böyle koştuktan sonra nefes nefese bacaklarımı büküp kollarımı dizlerime yasladım.Soluk soluğaydım.Ve karşımda koca, güzel, martılarla dolu bir pınar vardı, işte buna değdi dedim içimden anlamsız bir coşkuyla.İlk yaptığım şey kayalıkların üstüne oturarak pınarı gözlemlemeye koyulmak oldu.Sonrada düşünmeye başladım.Düşündüğüm şeylerden biriyse o garip rüyaydı.Bu rüyaya ve o sisinsice sırıtıp benimle konuşan yabancıya nasıl bir anlam yüklemeliyim?Hiçbir fikrim yok...Bu sırada bembeyaz , ender güzellikte rastlanan bir martı olduğum yere gelerek gagasıyla elimi sağa sola hareket ettirmeye başladı.İrkilmiştim, dikkatlice bakındığımda gagasında bir cismin olduğunu sezinledim. Ellerimi açtığım anda avucumu gagasıyla tutarak elimi kaldırıp indirmeye başladı…Sonradan uzaklaştı…
Avuç içlerime baktığımda kanadığını farkettim oysaki hiçbir acı hissetmemiştim. gagasıyla ne yapmaya çalışıyordu bu korkusuz martı?
Birkaç dakika geçtikten sonra tekrar gelip olduğu yerde durdu.Gözlerime bakıyordu.Ani bir refleksle kendimi oturduğum kayalığın diğer ucuna attım.O ise gelerek gagasını kayalığa yaklaştırdı ve oraya kurdeleyle sarılmış kağıda benzer birşey bırakıp gitti…
Hiçbir anlam veremezken olduğum yerde kaldım.Sadece bu varlığın havaya meydan okurcasınaki uçuşunu seyrettim...Ama bir süre sonra ani kanat çırpışlarıyla gözden kayboldu.Ani bir titremeyle o kurdeleyle sarılmış şeye bakmaya başladım.Ellerim daha fazla dayanamayıp onu avuçladı ve sabırsızca açmaya başladı.Söz dinletemiyordum kendime.O kadar çırpınmama rağmen hala açamamıştım. Bir anlık duraksamadan sonra yavaşça kurdeleyi çözdüm…Sıkıca yuvarlanmış küçük bir kağıt vardı elimde artık…
Kağıtta…‘
Farkına var, değerlerini bil
Gözlemle…
Sadece böyle yardım edebilirsin sonsuzluğa!’
yazılıydı.
10. BÖLÜM part2
Buda neyin nesi

Orada neyin farkına varıp algılamam isteniyor, herşeyi gözlemlememi istemesi gelecekle geçmiş arasındaki uzantılar olabilir mi?
Gökyüzüne bakıp yine düşünmeye başladım hayatımın nasıl ilerlediğine anlam veremzken bu hayatın hep bilmecelerle tarandığının farkındaydım.Arkadan gelen seslerle ilgilenmeden taş parçacıklarını pınara doğru fırlatıyordum…
-*Samuel nefes nefese* ‘Burada ne yapıyorsun, her yerde seni aradık, niye bize haber vermeden buralara kadar geldiniz, hemde olduğumuz yerden hiç ilgisi olmayan bi yere, ve gün ışığıyla birlikte hemen yola koyulacağımızı bildiğin halde!!!’
Çok kızgındı, ve benimle senli bir şekilde konuşuyordu, ama o sadece bana karşı öfkelendiğinde, sinirlendiğinde böyle konuşur,bağırıp çağrırdı :/
-‘Ö-öz-özür dilerim’ dedim üzgün küçük bir çocuk gibi başımı eğerek
-*İan* ‘Prenses her yerde sizi aradık!’
Herkes çok kızgındı…
-‘Bunu bilerek yapmadım sizi telaşlandırdıysam eğer özür dilerim =)… … Sadece yolculuk öncesi hava alıp kendime gelmek istemiştim =)’
Elton hiçbirşey söylemeden öylece duruyordu.
-*Elton* ‘Bir daha böyle birşeyin tekrarlanmamasını rica ediyoruz efendim, burada yüzlerce kişinin yaşamı belkide sizin ellerinizde..’ diyerek gecelediğimiz yere doğru yönelmeye başladı.Arkasından İan ve Samuel de gitti.Sonrada ben…Bu düşüncesizliğim, sorumsuzluğum beni şu halde çileden çıkatmıştı, en çokta Elton’ın sözünden etkilenmiştim …
Farkına varmadan herkesi geçip atların olduğu yere gidrken İan,
-‘Prenses…’ diyerek elimi tutu.
- Elinize ne oldu !’
Yarayı sarmak için gömleğinin bir parçasını yırtıp narince elime doladı.Elton ile Samuel de öylecesine bakıyorlardı sadece şaşkındılar…
-*Elton* ‘Bu nasıl oldu?’
.
.
.
-‘Sadece kayalıkların arasında kalan küçük bir yengeci elime almak istemiştim işte sonucuda bu oldu

Bir sure böyle konuşarak atlara doğru yürüdük bana inanmadıklarını hissedebiliyordum ama …
Yolculuğumuz yine başlamıştı at sırtında…Herkes suskundu.Onların ne düşündüklerini bilmek isterdim, kendimi öyle çaresiz hissediyordumki Samuel 2 gün sonra oraya büyük ihtimalle varabileceğimizi söylemişti.Yine aynıı kuşkular, sezgilerle uzun, çileli yolda ilerliyorduk, bizi neyin bekleyeceğini bilemediğimiz halde…Ama bir konuda emindim buda beni destekleen insan yada insan üstü bir varlığın olduğuydu
Dostlarıma olan güvenim, amcamın bana söyledikleri, kardeşimin özlemi ve onunla olan anılarım,…Sizlerin yüzünü kara çıkarmamak için elimden gelen herşeyi yapacağım…

süpersin yaXD hadi üç ayı tin tin tin XD



Afferin Begümcüğüm! İşte böyle dinle sözümüzü xD
Hikayeye gelirsek Elton'un sözlerini etkileyici buldum. Tam da zamanında gerektiği yerde darbeyi indirmiş gibi oldu. Her halde artık prenses kafasının estiği gibi dolaşmaması gerektiğini anlamıştır!!!
Hikayeye gelirsek Elton'un sözlerini etkileyici buldum. Tam da zamanında gerektiği yerde darbeyi indirmiş gibi oldu. Her halde artık prenses kafasının estiği gibi dolaşmaması gerektiğini anlamıştır!!!
Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥


Bakalım diğer bölümde prenses bu gizemli olayların kökünü bulabilecek mi? Ve ayrıca bizim yakışıklı korumacılarımız (Samuel de var tabi ,, ehheheehh
) prensesin kendilerinden bu yara izinin asıl saklanma sebebini öğrenince nasıl tepki verecekler?




Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥

9. sayfa (Toplam 12 sayfa) [ 112 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |