Beyaz Ölünün Masalı- 6. Bölüm; Küçük Bir Kedi Gibi... Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6 |
Yazar
Mesaj
*-*
Çok teşekkür ederim hepinize yorumlarınız için ^^
Çok teşekkür ederim hepinize yorumlarınız için ^^
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Altıncı Bölüm; Küçük bir kedi gibi...
“Eğlence” faciasından yaklaşık bir hafta sonraydı. Yüreğimdeki kırgınlığı yansıtan gözlerimle pencereden bakıyordum.
Kapım tıklandı; oda hizmetçimdi.
Geldiği gibi gitmesini söyledim ona, seyis çırağı çok önemli bir konuda konuşmak için beklediğini söyledi bana.
Kalbim tekliyordu.
“Hayır”
Dedim.
“Hasta olduğumu söyle, ya da meşgul olduğumu… Kimseyle konuşmak istemiyorum… Hele de aşağılık bir seyisle.”
Öyle bir öfkeyle söylemiştim ki son sözlerimi, geriledi. Şaşırmıştı.
Ne yapabilirdim? Sevgimi dizginleyince ortaya kırgınlığım, öfkem çıkıyordu.
Kapım tekrar tıklanadı…
“Israr ediyor.”
Derin bir iç geçirdim. Sinirlerim bozulmaya başlamıştı.
“Hasta ya da meşgul olduğumu söylediğinde bile mi? ! “
Gözlerimi gözlerine diktim.
Ve sözleri kulağımda çınladı; “Ben yakışıklı seyis çırağım. Bütün hizmetçileriniz bana bayılıyor!”
Başım dönmeye başlamıştı; Çalışanım hizmetlim üzerinde benden daha çok söz sahibiydi!
Elana bir şeyler ima edercesine bir kez daha “Israr ediyor” dedi.
“Görüşme salonunu hazırla.”
Sesim o kadar kısık, o kadar umutsuz çıkmıştı ki… Kendime acıdım; kim olsa acırdı zaten.
Merdivenlerden inerken kendimi kusacakmış gibi hissediyordum. Onu terslemek, onu reddedebilecek kadar güçlü olduğumu kanıtlamak istiyordum. Ama biliyordum ki karaya vurmuş bir balık ne kadar çaresizse ben de o kadar…
Ve işte o kapının önündeydim; arkasında da Will.
Aptaldım ben.
Hem de çok…
Ama kolay değildi ki! Anlattıkları karşısında ona acımamak, ona sarılmamak.
“Bir annem var benim, herkesten çok ona borçlu olduğum…”
Demişti…
Ona baktım. Klasik yalanlardı bunlar…
“Hasta değil. Çok sağlıklı hatta.”
Karışmış gözüküyordu. Ne söylemesi gerektiğini o bile bilmiyordu.
“İnan bana, seni o adamın kollarına atmak ruhumu bin parçaya böldü! Nefret ettim kendimden.”
Sözünü kestim, öfkelenmiştim.
“Bir de gurur duysaydın kendinle!”
Gözlerini devirdi. Ne demesi gerektiğini hesaplıyordu, şüphesiz.
“O benim sahip olduğum tek kişi! Ve bu da sahip olduğum tek iş… Sen, sen… anlayamazsın!”
Anlayamazdım evet… Korkunç ve can yakıcı bir zafere sahip olduğumu düşünmüştüm o an. Ona defolmasını söyleyebilecektim…
“İşimi kaybederdim, hayır hayır, Shaina seni elbette işim uğruna… İşimle beraber annemi de kaybederdim! Kaç işe girip çıktığımı, çıkarıldığımı bilmiyorsun, annemin bir kez daha aynısı olursa beni bırakacağını. Ve o da giderse ben yapayalnız kalırım bu dünyada!”
Kaşlarımı kaldırdım. Gitmesini söyledim. Bitirmeden olmaz dedi bana.
“Sen benim değilsin… Asla da olmayacaksın. O adamın kolları arasında vereceksin son nefesini! O adam emecek senin güzelliğini gençliğini ve ben seni son kez o güzel, lanetli beyaz elbisende göreceğim… Sen de uçup gideceksin hayatımdan!”
Sustu, titriyordu.
“Anlamıyorsun değil mi… Onu kaybedemezdim. O da giderse ki gider, o kadın beni azcık seven üvey annem ne de olsa… Seni hiç sevmemeliydim aslında. Ama lanet olsun öyle büyüleyiciydin ki…”
Ve o kazandı.
“Çok adisin sen, Will. Cehennemde çürü bebeğim.”
Ve sarıldım ona.
Kollarımın arasında, yağmurda ıslanmış bir kedi gibi titriyordu.
“Eğlence” faciasından yaklaşık bir hafta sonraydı. Yüreğimdeki kırgınlığı yansıtan gözlerimle pencereden bakıyordum.
Kapım tıklandı; oda hizmetçimdi.
Geldiği gibi gitmesini söyledim ona, seyis çırağı çok önemli bir konuda konuşmak için beklediğini söyledi bana.
Kalbim tekliyordu.
“Hayır”
Dedim.
“Hasta olduğumu söyle, ya da meşgul olduğumu… Kimseyle konuşmak istemiyorum… Hele de aşağılık bir seyisle.”
Öyle bir öfkeyle söylemiştim ki son sözlerimi, geriledi. Şaşırmıştı.
Ne yapabilirdim? Sevgimi dizginleyince ortaya kırgınlığım, öfkem çıkıyordu.
Kapım tekrar tıklanadı…
“Israr ediyor.”
Derin bir iç geçirdim. Sinirlerim bozulmaya başlamıştı.
“Hasta ya da meşgul olduğumu söylediğinde bile mi? ! “
Gözlerimi gözlerine diktim.
Ve sözleri kulağımda çınladı; “Ben yakışıklı seyis çırağım. Bütün hizmetçileriniz bana bayılıyor!”
Başım dönmeye başlamıştı; Çalışanım hizmetlim üzerinde benden daha çok söz sahibiydi!
Elana bir şeyler ima edercesine bir kez daha “Israr ediyor” dedi.
“Görüşme salonunu hazırla.”
Sesim o kadar kısık, o kadar umutsuz çıkmıştı ki… Kendime acıdım; kim olsa acırdı zaten.
Merdivenlerden inerken kendimi kusacakmış gibi hissediyordum. Onu terslemek, onu reddedebilecek kadar güçlü olduğumu kanıtlamak istiyordum. Ama biliyordum ki karaya vurmuş bir balık ne kadar çaresizse ben de o kadar…
Ve işte o kapının önündeydim; arkasında da Will.
Aptaldım ben.
Hem de çok…
Ama kolay değildi ki! Anlattıkları karşısında ona acımamak, ona sarılmamak.
“Bir annem var benim, herkesten çok ona borçlu olduğum…”
Demişti…
Ona baktım. Klasik yalanlardı bunlar…
“Hasta değil. Çok sağlıklı hatta.”
Karışmış gözüküyordu. Ne söylemesi gerektiğini o bile bilmiyordu.
“İnan bana, seni o adamın kollarına atmak ruhumu bin parçaya böldü! Nefret ettim kendimden.”
Sözünü kestim, öfkelenmiştim.
“Bir de gurur duysaydın kendinle!”
Gözlerini devirdi. Ne demesi gerektiğini hesaplıyordu, şüphesiz.
“O benim sahip olduğum tek kişi! Ve bu da sahip olduğum tek iş… Sen, sen… anlayamazsın!”
Anlayamazdım evet… Korkunç ve can yakıcı bir zafere sahip olduğumu düşünmüştüm o an. Ona defolmasını söyleyebilecektim…
“İşimi kaybederdim, hayır hayır, Shaina seni elbette işim uğruna… İşimle beraber annemi de kaybederdim! Kaç işe girip çıktığımı, çıkarıldığımı bilmiyorsun, annemin bir kez daha aynısı olursa beni bırakacağını. Ve o da giderse ben yapayalnız kalırım bu dünyada!”
Kaşlarımı kaldırdım. Gitmesini söyledim. Bitirmeden olmaz dedi bana.
“Sen benim değilsin… Asla da olmayacaksın. O adamın kolları arasında vereceksin son nefesini! O adam emecek senin güzelliğini gençliğini ve ben seni son kez o güzel, lanetli beyaz elbisende göreceğim… Sen de uçup gideceksin hayatımdan!”
Sustu, titriyordu.
“Anlamıyorsun değil mi… Onu kaybedemezdim. O da giderse ki gider, o kadın beni azcık seven üvey annem ne de olsa… Seni hiç sevmemeliydim aslında. Ama lanet olsun öyle büyüleyiciydin ki…”
Ve o kazandı.
“Çok adisin sen, Will. Cehennemde çürü bebeğim.”
Ve sarıldım ona.
Kollarımın arasında, yağmurda ıslanmış bir kedi gibi titriyordu.
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
ve kara pisi den güzel bi bölüm daha *-*
özellikle;
kısmını çok sevdim
devamını bekliyorum^^
özellikle;
Alıntı:
kısmını çok sevdim
devamını bekliyorum^^
Shana~ Arigatou!! :3
Spoiler:
my_dream_jeanne@hotmail.com
Pisi-san gecikmiş yorumum için lütfen beni bağışla, şu sıralar yoğundum *-*
Efenim, en azından bir karakterinde duygu namına bir şey görebilmekten ötürü mesut olduğumu belirtmeliyim *-* Shaina en azından Will'e acıdı ama ne için Will'imiz kızımızın egosunu tatmin etti diye ^^'' Evet, yine kendini beğenmiş bir başkarakterle karşı karşıyayız bunu söylemeden de geçmeyeyim *-*
Will'e inanmadım *-* Yani Shaina'yı gerçekten iddia ettiği gibi çok sevdiğine demek istiyorum *-* Sevdiği insan uğruna her şeyi yapabilecek bir erkek gerçekten o kızı seviyordur ki buradan anladığımız kadarıyla Will'in sevgisi bence Shaina'nın dış görünüşü ve bulunduğu konumla odaklı *-*
Will'in bu yarım sevgisi yüzünden ya da korkaklığı mı demeliyim başlarına çok iş gelecek gibi. Diyalogları beğendim Pisi, gittikçe iyileşiyorsun devamını bekliyorum *-*
Efenim, en azından bir karakterinde duygu namına bir şey görebilmekten ötürü mesut olduğumu belirtmeliyim *-* Shaina en azından Will'e acıdı ama ne için Will'imiz kızımızın egosunu tatmin etti diye ^^'' Evet, yine kendini beğenmiş bir başkarakterle karşı karşıyayız bunu söylemeden de geçmeyeyim *-*
Will'e inanmadım *-* Yani Shaina'yı gerçekten iddia ettiği gibi çok sevdiğine demek istiyorum *-* Sevdiği insan uğruna her şeyi yapabilecek bir erkek gerçekten o kızı seviyordur ki buradan anladığımız kadarıyla Will'in sevgisi bence Shaina'nın dış görünüşü ve bulunduğu konumla odaklı *-*
Will'in bu yarım sevgisi yüzünden ya da korkaklığı mı demeliyim başlarına çok iş gelecek gibi. Diyalogları beğendim Pisi, gittikçe iyileşiyorsun devamını bekliyorum *-*
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
Çok ama çooooooook teşekkür ederim Kınal Konstes *-*
Diyaloglarımdan geçer not almak için çok çalışıyorum *-*
Diyaloglarımdan geçer not almak için çok çalışıyorum *-*
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
evet miniciğim kediciğim ;
herzamanki gibi beğenerek okumaya basladığım bir hikayende daha karsılaştık seninle.umarım bu da diğerleri gibi beni'' hadi kedi yaz '',
''hadi kedi devam et'' diye inim inim inletmez...
bu tip hikayeleri seviyorum ve de bekliyorum ...
herzamanki gibi beğenerek okumaya basladığım bir hikayende daha karsılaştık seninle.umarım bu da diğerleri gibi beni'' hadi kedi yaz '',
''hadi kedi devam et'' diye inim inim inletmez...
bu tip hikayeleri seviyorum ve de bekliyorum ...
Nemesis Divinaya sonsuz tesekkürlerimi sunarım ....cici kyo'm seviyorum seni...
_______________________
büyülendim *-*
muhteşem yanlız bölümler biraz geç geliyor gibi yakıştıramadım u-u
devamını bekliyorum bu sözde klişe oldu artık xD
bu arada imzandaki şiir de süper
muhteşem yanlız bölümler biraz geç geliyor gibi yakıştıramadım u-u
devamını bekliyorum bu sözde klişe oldu artık xD
bu arada imzandaki şiir de süper
İnanılmaz gelebilir ama öm görme yeteneğim sıfır =_=
pisiiiiii hikayelerini yeniden başladım okumaya seviyorum o psikopatımsı ruh hallerini anlatmanı anne rice gibi aynı -.- ama yeni bölüm istiyorumm... bi Mel bi sen aynı anne rice gibi yazıyorsunuzz! ! evet tek beceremediğim şeyi harika yapıyorsuun -diyalog- T___T kıskandıııım kontes imm Mel'immin de neden seni örnek aldığını anladımm O.o
***VeRa TePeS***
Eski Maron_Rei
Karin Axelsson
Eski Maron_Rei
Karin Axelsson
6. sayfa (Toplam 6 sayfa) [ 58 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |