Bloodline-EK BÖLÜM Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 8, 9, 10 ... 14, 15, 16, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj


Yaaay!İşte yeni bölüm:
BÖLÜM 4:KARANLIK TARAF
Mai olaydan 1-2 saat sonra uyandı.Kendini çok zinde hissediyordu.Neşeyle:
"Haru!Haru!Bak yaşıyorum!" dedi.Haru ona doğru baktı.Sevinçle:
"Evet Mai,Tanrım!Çok teşekkürler!" dedi.Mai abisine doğrı inanılmaz bir hızla koştu.ona sarıldı.Mainin içinde garip bir his vardı.Hayır,hayır bu sevgi değildi,ya da ona benzer bir şey.Dayanılmaz bir istekle abisine sarıldı ve sonra aynı derecede bir istekle sipsivri dişlerini abisinin boynuna sapladı.Kan istiyordu.Ama o sırada bir el hızla onu çekti.Bu Bloodline'dı Mai'ye sert bir ses tonuyla:
"Karanlık tarafını kontrol etmeyi öğrenmen gerek!" dedi.Mai sesi titreyerek:
"Pee.Peee...peki efendim!" dedi.Bloodline kısık bir sesle:
"Anlaşıldı,senin bir öğretmene ihtiyacın var..." dedi ve abisinin kanayan boynuna özlemle bakan Mai'ye baktı...Bir kaç gün geçmeden Mai'nin gücü ortaya çıktı.Herhangi bir gücü vardı çünkü güçlü bir nosferatunun yani Bloodline'ın kanını içmişti.Mai istediği istediği kişiyi bir çeşit tünele sokuyordu.Bu kişi ne kadar ilerlerse ilerlesin Tünel hiç bitmiyordu.Öyle ki tünelin sonunu görebilmesine rağmen son gittikçe uzaklaşıyordu.Mai'nin şimdiden düşmanları oluşmuştu.Fakat ilk başlarda avlanmaya bile tek başına çıkamayan Mai şimdi tüm düşmanlarına tek başına meydan okuyabiliyordu.Mai'nin bir sırrı vardı.İçten içe Alexander'a aşıktı.Alexander ise hala Victoria'nın yasını tutuyordu...
BÖLÜM 4:KARANLIK TARAF
Mai olaydan 1-2 saat sonra uyandı.Kendini çok zinde hissediyordu.Neşeyle:
"Haru!Haru!Bak yaşıyorum!" dedi.Haru ona doğru baktı.Sevinçle:
"Evet Mai,Tanrım!Çok teşekkürler!" dedi.Mai abisine doğrı inanılmaz bir hızla koştu.ona sarıldı.Mainin içinde garip bir his vardı.Hayır,hayır bu sevgi değildi,ya da ona benzer bir şey.Dayanılmaz bir istekle abisine sarıldı ve sonra aynı derecede bir istekle sipsivri dişlerini abisinin boynuna sapladı.Kan istiyordu.Ama o sırada bir el hızla onu çekti.Bu Bloodline'dı Mai'ye sert bir ses tonuyla:
"Karanlık tarafını kontrol etmeyi öğrenmen gerek!" dedi.Mai sesi titreyerek:
"Pee.Peee...peki efendim!" dedi.Bloodline kısık bir sesle:
"Anlaşıldı,senin bir öğretmene ihtiyacın var..." dedi ve abisinin kanayan boynuna özlemle bakan Mai'ye baktı...Bir kaç gün geçmeden Mai'nin gücü ortaya çıktı.Herhangi bir gücü vardı çünkü güçlü bir nosferatunun yani Bloodline'ın kanını içmişti.Mai istediği istediği kişiyi bir çeşit tünele sokuyordu.Bu kişi ne kadar ilerlerse ilerlesin Tünel hiç bitmiyordu.Öyle ki tünelin sonunu görebilmesine rağmen son gittikçe uzaklaşıyordu.Mai'nin şimdiden düşmanları oluşmuştu.Fakat ilk başlarda avlanmaya bile tek başına çıkamayan Mai şimdi tüm düşmanlarına tek başına meydan okuyabiliyordu.Mai'nin bir sırrı vardı.İçten içe Alexander'a aşıktı.Alexander ise hala Victoria'nın yasını tutuyordu...
05 Mar 2009 20:15

05 Mar 2009 20:16

06 Mar 2009 22:47

06 Mar 2009 22:47


13 Mar 2009 15:32


BÖLÜM 5:Kötü sürpriz
Bloodline,Mai ava çıkmış Haru ise işteyken fabrikada düşüncelere dalmış bir biçimde koltuğuna oturmuştu.Victoria'yı düşünüyordu.Onu özlediğini fark etti.Ölmenin ne kadar güzel olabileceğini düşündü.Ölmek...Son zamanlarda kafasını en çok kurcalayan şey...Ölümsüzlük...İmkansız...En azından o böyle düşünüyordu.Yumruğunu sıktı.İçinden Mutlaka...Mutlaka bir yolu olmalı!Ölümsüzlük imkansızdır!Benim için bile! diye geçirdi.Düşündü...Ölmesi için gereken güç şu an kimsede yoktu...Mai'nin de o güce ulaşması için daha çok uzun zaman vardı...İntihar...Heralde tek çözüm yolubuydu...Kendini öldürmek...Aptalca...Ama bir o kadar da mantıklı...Saçmalık...Ama bir o kadar da huzurlu...Sonuçta kendi ölümünü kendi elinden alıyorsun...Ne kadar da onurlu...Denenmeli...En azından denemek...Kan...Ve ölüm...Yaşamak...Şu anda en az istediği şey...Tanrı...Din...Karmaşa...Bloodline bunları aklından geçirdi.Bıçağını aldı.
"Kendi kendimi nasıl öldürebilirim?" diye mırıldandı.Bıçağı attı.Bıçakla yapılamayacak kadar zor bir işti bu.Bir anda aklına bir fikir geldi.Fabrikanın eski makinelerine yürüdü.Fabrika eskiden bir fıçı fabrikasıydı.Makineleri çalıştırdı.Bu makinalar onu önce kesecek,sonra sıkıştıracak,sonra ise yakacaktı ve en sonunda ölmek...Ne kadar huzurlu...Makineyi çalıştırdı.Sonra makinenin bandına yatıp o sırada hiç acı çekmemek için kendini bir çok yerinden bıçakladı.Kendini kısa süreliğine etkisiz hale getirmeye çalıştı böylece.Bir kaç saat sonra neresi olduğunu bilmediği bir yerde uyandı.Baktı.Victoria şaşkın gözlerle ona bakıyordu.Sonra ona doğru koşmaya başladı.Sevinç içinde "Alexander!Alexander!" diye bağırıyordu.Ona sarıldı.Fakat bir kaç dakika sonra Victoria geriledi usulca:
"Ama..Ama nasıl olur?Yoksa...Yoksa sen...sen öldün mü?" dedi.Alexander gülerek:
"Evet sevgilim...Sonunda beraberiz!" dedi.Victoria sevinç içinde ona sarıldı.Alexander sırıtarak:
"Demek öbür taraf böyle bir yer...Ne kadar da huzurlu ve güzel..." dedi ve Yemyeşil çayırlara ve gürleyen şelalelere baktı...Osırada Mai Fabrikadaki Parçalanmıi ve Yanmış cesedin başında yaşlı gözlerle yaşamaya ve diğer vampirlerden öc almaya yemin etti...
Bloodline,Mai ava çıkmış Haru ise işteyken fabrikada düşüncelere dalmış bir biçimde koltuğuna oturmuştu.Victoria'yı düşünüyordu.Onu özlediğini fark etti.Ölmenin ne kadar güzel olabileceğini düşündü.Ölmek...Son zamanlarda kafasını en çok kurcalayan şey...Ölümsüzlük...İmkansız...En azından o böyle düşünüyordu.Yumruğunu sıktı.İçinden Mutlaka...Mutlaka bir yolu olmalı!Ölümsüzlük imkansızdır!Benim için bile! diye geçirdi.Düşündü...Ölmesi için gereken güç şu an kimsede yoktu...Mai'nin de o güce ulaşması için daha çok uzun zaman vardı...İntihar...Heralde tek çözüm yolubuydu...Kendini öldürmek...Aptalca...Ama bir o kadar da mantıklı...Saçmalık...Ama bir o kadar da huzurlu...Sonuçta kendi ölümünü kendi elinden alıyorsun...Ne kadar da onurlu...Denenmeli...En azından denemek...Kan...Ve ölüm...Yaşamak...Şu anda en az istediği şey...Tanrı...Din...Karmaşa...Bloodline bunları aklından geçirdi.Bıçağını aldı.
"Kendi kendimi nasıl öldürebilirim?" diye mırıldandı.Bıçağı attı.Bıçakla yapılamayacak kadar zor bir işti bu.Bir anda aklına bir fikir geldi.Fabrikanın eski makinelerine yürüdü.Fabrika eskiden bir fıçı fabrikasıydı.Makineleri çalıştırdı.Bu makinalar onu önce kesecek,sonra sıkıştıracak,sonra ise yakacaktı ve en sonunda ölmek...Ne kadar huzurlu...Makineyi çalıştırdı.Sonra makinenin bandına yatıp o sırada hiç acı çekmemek için kendini bir çok yerinden bıçakladı.Kendini kısa süreliğine etkisiz hale getirmeye çalıştı böylece.Bir kaç saat sonra neresi olduğunu bilmediği bir yerde uyandı.Baktı.Victoria şaşkın gözlerle ona bakıyordu.Sonra ona doğru koşmaya başladı.Sevinç içinde "Alexander!Alexander!" diye bağırıyordu.Ona sarıldı.Fakat bir kaç dakika sonra Victoria geriledi usulca:
"Ama..Ama nasıl olur?Yoksa...Yoksa sen...sen öldün mü?" dedi.Alexander gülerek:
"Evet sevgilim...Sonunda beraberiz!" dedi.Victoria sevinç içinde ona sarıldı.Alexander sırıtarak:
"Demek öbür taraf böyle bir yer...Ne kadar da huzurlu ve güzel..." dedi ve Yemyeşil çayırlara ve gürleyen şelalelere baktı...Osırada Mai Fabrikadaki Parçalanmıi ve Yanmış cesedin başında yaşlı gözlerle yaşamaya ve diğer vampirlerden öc almaya yemin etti...
13 Mar 2009 20:36

9. sayfa (Toplam 16 sayfa) [ 151 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |