1. geçmiş olsun
2. yine çok güzeldi amaaa çoooooookkkk kısaydı neden güzel şeyler hep kısadır? keşke okulda bu kadar kısa olsa
3. bu bölümdeki favori kısmım:


4. Bi ara bu fanfici bıraktın diye korkmuştum. sakın bırakma tamam mı? hatta türk dizilerine benzet cılkını çıkar, bıkalım (tabii mümkünse)okumak istemeyecek hale gelelim. (gerçi bıkmak imkansıza benziyo ama neyse..)

teşekkürlet TwT tamam bırakmam aploaaa *-* zaen bu kadar uraştıktan sonra bütün emeklerimi çöpe atamam >.< saçımı süpürge ettim ben bu fanfic için!!! *abartma modu: on!*
11. bölüm nerdeyse bitiyo *-* koyarım bu gece *-*
(heyooo 501. mesajım )

502. mesaj OuO (cidden saymayı artık bırakmam gerek...)


-------------------------------------------------------------------------------------


-Omake pt:2-


Rhea: cidden ya sizin saçlarınız çok manyak. Mesela Tyki eliyle saçını bi yatırıyo öyle kalıyo! *Tyki stili saçını geriye yatırır, saçı tekrar gözüne düşer* ya da kandanın at kuyruğu. O kadar mı düzenli olur ya…

Tyki ve Kanda: *Rhea’nın başına bakarlar* kafanda ne öldü senin?

Rhea:*pis pis bakar* o benim saçım... Cidden Kanda neyle yıkıyosun saçını *Kanda’nın saçına dokunur*

Kanda: çek elini! *mugeni çıkarır, bakakalır* NE?!

Rhea: *gururla* plastik kılıçla değiştirdim. Şimdi söyle, neyle yıkıyosun saçını bende denicem *-*

Kanda: sölemem.

Rhea: söle.

Kanda: sölemem.

Rhea: söle.

Kanda: sölemem.

Rhea: sölersen mugeni geri veririm.

Kanda: peki *-* Loreal.

Herkes: * * Loreal mi?!

Kanda: Evet. *saçlarını geriye atar* çünkü ben buna değerim.

Rhea: pe…ki… O___O


-------------------------------------------------------------------------------------


11. Bölüm (No shit, Sherlock?)


‘’Öldüm ben Allen, Bittim ben hadi beni şimdi öldür-’’

‘’Hala sana bakıyo~r’’ dedi Allen mutlu mutlu.

‘’Bundan keyif alıyorsun değil mi? Bir de en iyi arkadaşım olacaksın…’’

‘’A-ah, ben mi bundan keyif alıyorum? Cık cık cık ben hiç öyle bir şey yapar mıyım? Senin adına üzülüyorum tabii ki.’’ Dedi Allen pokerde hile
yaparken kullandığı masum gülümsemesiyle.

‘’Niye bu okula geldi? Başka okul mu kalmadı?’’ diye yakındı Akane.

Sonrada kalemi alıp eline sapladı.

‘’Komui-senseiii! hemşireye gitmem lazım!’’ dedi Akane üstünden kan akan elini manyak gibi havada sallayarak.

Az önce sırf Kanda’yla yüzyüze gelmemek için eline kalem mi sapladı? Diye düşündü Allen dehşet içinde.

‘’Deary dersin ortasında gid-’’

‘’Tamam ben kaçtım o zaman!’’ dedi Akane arkasında toz bulutu bırakarak jet hızıyla sınıftan çıkarken.

‘’-emezsin.’’ Diye cümlesini tamamladı Komui Lee.

Akane hemşirede elini bandajlattıktan sonra –bandajın yarım parmaklı eldiven gibi gözüktüğünü düşündü Akane, kendisinin otuz tane bulundurduğu aksesuar, havalı olduklarını düşünüyordu- karın ağrısı bahanesiyle revirdeki sedyemsi şeyde yatarken (Y/N:tam adını bilmiyorum ezmeyin beni.) Allen ziyarete geldi.

‘’Kandaya acıyorum. Hayranları etrafını sardı. Bırakmıyorlar.’’ Dedi Allen sandalyede otururken.

‘’Beter olsun.’’ Dedi Akane homur homur.

‘’Pe…ki…’’ dedi Allen Akane’den yükselen karanlık auradan tırsarak.

Bip biiğp. Bip biiğp. Bızzzt bızzt bızzt.

‘’Mesaj geldi.’’ Dedi Akane cep telefonunu Allen’ın ‘benim masum gözlerim’ diye mızıklamasına sebep olacak biryerden çıkarırken.

‘’Şimdi bahçeye gel yoksa kovulursun.’’ Diye okudu kuru kuru.

‘’Avvv Kanda mesaj atmış.’’ Dedi Allen Akane’ye sokularak. ‘’Gençlik aşkı…’’ dedi bilge bilge.

‘’Aramızda iki ay var diye bu kadar ezme ya. Ayrıca aramızda aşk. Falan. Yok.’’

‘’Ah tabii…’’ dedi Allen manalı manalı. Akane cep telefonunu Allen’ın kafasına fırlatmak istiyordu...

‘’Part time çalışıyorum. Şu an iş saatinde değilim >D’’ diye cevap attı Akane. Yazarkenki ifadesi gerçektende >D smileyine korkutucu derecede benziyordu.

‘’Cidden acımasızsın.’’

‘’Biliyorum.’’

Bip biiiğp. Bip biğğğp. Bızzt bızzt bızt.

‘’Gelmek için üç dakikan var. Eğer gelmezsen pişman olursun.’’ Diye okudu Akane.

Gözlerini devirdi.

‘’Acıdım yahu, hadi gidelim.’’ Bahçeye giden koridorlarda yürürken Akane içecekk makinasından kutu kola aldı. Allen nedenini sorduğunda ise Allen’ın üstelememesine sebep olacak kadar karanlık bir gülümsemeyle yanıt verdi.

‘’Vhoa…’’ dedi Akane kalabalığa şokla bakıp.

‘’Hey! Çekilir misiniz!’’ diye bağırdı Allen kibar-ingiliz-beyefendisi modunda.

***
Allen’ın modları;

1-Kib (Kibar ingiliz beyefendisi)

2-Poker (masum gülümseme + hilekarlık)

3-Karanlık kişilik (arkada alevler yanarken çıkan şeytan boynuzları ve şeytan kuyruğu. Korkutucudur. Baya.)

4-Canı pahasına kaçan (Road’u görürse…)
***

‘’Allen, Allen, Allen, masum, kibar, saf Allen.’’ Dedi Akane Allen’ın kafasını patlatlayıp başını bilgece iki yana sallayarak. Evvet!! gençlik aşkı sözünün intikamını söke söke almıştı.

Akane Allen’ın pis pis bakmasını kaale almayıp kalabalığa daldı.

‘’Nayıııır! Akane bu bir intihaaağğğr!’’ dedi Allen kedini yerden yere savurup. (Y/N: görüntüyü bi aklınıza getirin x’D)

‘’N’aber Kanda?’’ dedi Akane Kanda’nın yanına vardığında, terlemiş ve hayattan bezmiş modda.

‘’İyidir senden kanka? falan dememi beklemiyorsun herhalde.’’ Dedi Kanda sesinde her zaman kullandığı küçümseyici tonla.

‘’Ah, onun davranışları için özür dilerim Kanda-san o bizim kesimimizden değil.’’ Dedi şeker gibi bir ses.

Böğ. Kirisawa Yuuki .

Akane’nin okulda ne kadar popüler olduğu konusuna açıklık getirelim. Ortalarda. Allen okulun ucubelerinden sayılıyordu –beyaz saç, yanık kol ve garip yara pek muhteşem üçlü sayılmazdı- Akane de Allen’la takıldığı için doğal olarak pek popüler olamamıştı, hoş, pek de umrunda değildi zaten. O ve Allen, Lou Fa, Fou ve birkaç arkadaştan daha oluşan arkadaş gruplarında gayet iyi geçiniyorlardı.

Kirisawa Yuuki ise popülerlik basamaklarının en üstündeydi. Hatta kendi deyimiyle ‘yeni bir basamak yaratmıştı’ Koyu sarı beline kadar saçları ve açık kahverengi gözleriyle çok güzeldi, zengin bir ailenin çocuğuydu ve Akane’nin aksine modaya uyardı.

‘’^%*&’$ git Kirisawa.’’ Dedi Akane çalkaladığı kolayı açıp o ve diğer kızların (ve de bazı erkeklerin O_O) üstüne püskürtüp.

‘’Garip fikirlerin var…’’ dedi Kanda ciyaklayarak dağılan kalabalığa bakıp.

‘’Biliyorum.’’ Dedi Akane gururla.

‘’Ne zaman biraz kibar davranmayı öğreneceksin Akane?’’ dedi yanlarına gelen Allen, gözlerini devirerek.

‘’Sen kimsin fasülye tohumu?’’

‘’NE?! Adım Allen seni pislik!!!’’

‘’Bari Allen’a doğru dürüst davran Kanda.’’ Dedi Akane kolunu Allen’ın beline dolayarak. Allen da kolunu Akane’nin omzuna attı.

‘’Şimdi neler hissettiğini anlıyorum Akane…’’ dedi kızın omzunu patpatlayıp.

‘’Ovv benim Thiedoll sensei’ye resim ödevini teslim etmem lazım! Görüşürüz Akane!’’ dedi Allen aceleyle okul binasına koşup.

‘’Ders başlamak üzere. Krory-sensei’nin dersi. İyi adamdır. Hadi gidelim Kanda.’’

‘’Hey Deary.’’

‘’Efendim?’’

‘’Fasülye tohumuyla ne kadar yakınsınız?’’

‘’Baya. Birbirimizi uzun süredir tanıyoruz. Hadi gidelim!’’ dedi Akane, Kanda’yı bileğinden tutup derse sürüklerken.

Baya derken ne demek istedi bu velet?… Yani eğer çok yakınlarsa bu demekki-Neyse umrumda değil zaten.

Veletin sevgilisi olsun ya da olmasın umrumda değil.

Kesinlikle.

Hiç değil.

Birazcık bile.

Aşk acısı? Çok klişe.


‘’Che.’’

-------------------------------------------------------------------------------------


Bakın 10. bölümün bktanlığını gidermek için bu bölümü uzun yaptım *-* heheyy *hayattan bezmiş ses tonu*

Oha O_O Kanda çok pis titreşti *-* Akane de titreşsin abi çok klasik olucak ama XD: süper süper mega süper olmuş-gene *-*

çok güzel olmuş..... lor"eal, çünkü ben buna değerim

Che...

Loreal..Çünkü ben buna değerim ...

Azdsoadhsaıjldhsapodsagpfdsaflsa Hime-sama iflas etti XD Ambullaannns !!!

Bu arada kola fikri çok iyiydi Akane'yi buradan tebrik ediyrouz U___U

Allen'a kurban olsunlar !!!

bravo Rhea bu bölüm süperdi yaaa
hele bölümün başındaki konuşmaya kopmuş durumdayım
Loreal.....Çünkü ben buna değerim
Aynen Allen a kurban olsunlarr

Yine koptum yaa(kanda geberebilir kıskançlıktan ) omake bölümünde yine geberdim gülmekten. akane de az mazoşist değil hani eline kalem sapladı

yeni bölüm... yaz tatili ödevinin yarısında bile değilim yav...bittim ben....


-------------------------------------------------------------------------------------
Omake pt:3

(...)Ve tanrı yaoi'yi yarattı.(...)

KraliçeArı: Bugün Rhea azıtıp manyak gibi d.gray-man doujinshileri indirmekle meşgul olduğu için ben burdayım… hangi çift olduğunu bilmek istemezsiniz…

Rhea: *bilgisayar başından* evet istemezsiniz nihihihihi

Tyki:…Muhtemelen istemeyiz cidden…Özellikle içinde ben varsam…

Rhea: Varsın

Tyki: *rengi solar*

Kanda:*Rhea’nın yaptığı şampuan deneyi yüzünden zorla banyoya kilitlenip mecburen banyo yapmıştır* Bornoz ver banaaaaağ!

KraliçeArı: Aslı bornoz ver şuna…*sigh*

Rhea: yatağın üstündekini ver

--5 dk sonra—

Kanda: *üstünde Rhea’nın çingene pembesi bornozuyla oturmaktadır*Mugeni bi buliyim…

Rhea: yakıştı ama… açtı seni… İşimi biliyorum

KraliçeArı: *Kandayı bornozla ilk gördüğü andan beri WTF modunda takılıp kalmıştır*

Rhea: Şimdi Allen gel buraya *allenı kolundan tutup Kanda’nın yanına sürükler* ikinizi dolabıma kilitlicem *-*

Allen: Nedenini bilmek istemiyorummmmm Q.Q

Kanda: Moyashi’yle ben mi?! Bırak beni giysilerimi istiyorum!!!

Rhea: ya bornoz ya hiçbir şey Kanda…Giysilerini yaktım *-* (içinden: Kanda+allen+dolabım=nihhahah)

Mirate: Naaaaayıııııır! *Allen’ı Rhea’nın elinden kurtarır* Yaoi fangirllüğün yüzünden Allen’ın masumiyetini kaybetmesine izin vermiycem!!!

Allen: sol kolumdakinden bahsediyosunuz dimi? Lütfen, lütfen, sol kolumdakinden bahsediyor olun….

Rhea: gördün mü! Allen tam bir innocent&clueless uke! Kanda için yaratılmış!!!

Kanda:*kesici bir şeyler arar…içinden Rhea’yı öldürmek için çok pis planlar kurmaktadır*

Akane: demek Kanda için yaratılmış ha *psikopat ifade*

Rhea: e-e-evet….TYKİİİİ! Bilgisayarımdan ellerini çek!!! *mouse’u Tyki’nin elinden kapar.

Tyki: *şokta* hilekar çocuk ve… ben?...

Rhea: evet ehehehe… göre göre o doujinshiyi mi gördün… Sen esas ff.nete baksan nihi…

Mirate:Bakmasan daha iyi. İnan bana bakmasan daha iyi. *bilge bilge başını iki yana sallayarak yine şoka girmiş Tyki’nin omzunu patpatlar*

KraliçeArı: Adamceyzi yine şoka soktun…Zaten bilgisayarındaki doujinshileri kim görse…

Kanda: Daha da mı var?

Rhea: evet hehe… Hemde AreKan var bi tane…Allen seme… nihi…*hala Tyki’nin yanında duran Mirate’ye gözü takılır* Tyki benim üleeeeyn!

Mirate: tamam aploa *.* ben Lavi’ye gidem o zaman… *yan yan lavi’nin yanına gider*

Lavi: Ben nerden geldim buralara…*Lucky fanficlerini bulduktan sonra batsın bu dünya moduna girmiştir*

Kanda: *AreKan doujinini gördükten sonra bulduğu kalemle yavaş yavaş Rhea’ya yaklaşır…*

Rhea: K-kanda… unutma bu fanfici ben yazıyorum ve sana istediğimi yapabilirm… ona göre…

Rhea’nın hayatı kurtulacak mı? Mirate Lavi’nin donuyla ne yapacak? Rhea’nın bilgisayarındaki yaoi materyallerinin devamı su yüzüne çıkacak mı? Tyki bir omakeyi şoka girmeden atlatabilecek mi? Hepsi omake pt:3 te!

-------------------------------------------------------------------------------------
Ciddiyet moduna geçiniz lütfen.
-------------------------------------------------------------------------------------

12.Bölüm


‘’One-chaaan! ’’

Yaşına göre ufak on yaşındaki kız tırmandığı ağaçtan başını sarkıttı.

‘’Ne oldu Rima?’’ dedi kendisinin neredeyse siyah gözüken koyu kırmızı saçları aksine canlı, alev rengi kıvırcık saçları olan beş yaşındaki kız kardeşine bakarken.

‘’Ray Mr. Cifer’i aldı!!!’’ diye şikayet etti küçük kız. Mr. Cifer onun oyuncak bebeğiydi. [i]Kim oyuncak bebeğine Mr. Cifer gibi bir ad koyar ki? Özellikle bebek kızsa…

‘’Tanrım, bir şeyi de aranızda halledemez misiniz? Gidin abime sorun!’’

Tanrı? Artık ona inanmıyorum.

‘’O yine kendi köşesine çekilip resim çiziyor! Hadi, lütfen yardım et Akane onee-chan!’’

Abimin klasik davranışları.

Bu da ne? Benim anılarım…

‘’Anne! Rima’ya yardım etsen?’’ dedi on yaşındaki Akane. Upuzun salık
saçları tutunduğu ağaç dalından aşağı sarkarken güneş ışığında kırmızı parıltılar saçıyordu.

‘’Sandviçleri hazırlıyorum tatlım. Ray, hadi git ve ikiz kardeşine oyuncağını geri ver olur mu?’’ Sakura Deary’nin düz, alev rengi saçları dağınık topuza toplanmıştı. Eflatun gözleri oğlu Ray’e şefkatle bakıyordu. Siyah kıvırcık saçlı, mavi gözlü, uzun boylu, zayıf bir adam gölün kenarındaki büyük bir taşa oturmuş turkuaz rengi suyu izliyordu.

Babam?... Doğru ya, hiçbir zaman bizimle pek ilgilenmezdi.

‘’Ama o da beni gıcık etti.’’

‘’Kardeşin hakkında böyle konuşma Ray!’’

Ray… Rima…

Alevler… yanağımın kenarından ter süzülüyor, sıcaklığı bütün duyularımla hissediyorum… Anılarım, anılarım… Şimdi de başka bir anı?... Hayır, bana en acı verici anımı gösterme…

Ray…Rima…

‘’RAY!!! RİMAAAAA!!!’’

‘’Akane gitme!!!’’ biri kolundan tutuyor, hayır, hayır, kurtarmalıyım onları…

Bu günü hatırlamak istemiyorum… Hayır, Hayır çık bu kabustan!...

Anılarını reddetmen gereksiz, bunlar yaşadığın şeyler, kabus değil…

‘’BIRAK BENİ RİTSU Nİİ-SAN! HALA ORDALAR!’’

‘’Onları kurtaramazsın Akane!’’

Soluk tenli kız, şimdi on iki yaşında, kızıl saçları alevden yanıp omzuna bile gelmeyecek boya gelmiş, gözlerinde anlatılamayacak bir telaşla elini abisinin elinden kurtardı.

‘’Onee-chaaan!’’ clız bir çığlık… son nefesini veriyormuş gibi… ve bir patlama…

Rima, Ray, annem, babam…[/i]

‘’HAYIIIIIR!!!’’ terden saçları yüzüne yapışmıştı o günden beri bir daha uzatmadığı, annesiyle babasının saç renklerinin karışımı olan saçları… Yataktan hızla kalkıp elleriyle kulaklarını kapadı.

‘’Saçların çok güzel Akane… Bu kadar güzel renkte saç eminim sadece sende vardır… Baksana ışıkta kırmızı, karanlıkta siyah…’’ yumuşak bir kadın sesi beyninde yankılandı.

‘’Annem…’’

Geçmişi şimdi de rüyalarında mı kendisini takip edecekti?...


-------------------------------------------------------------------------------------

‘’Koruman olduğum günden sonraki birinci ayımızı kutluyoruz Kanda!’’ dedi Akane sınıfa dalarak.

‘’Ah ne romantik…Ah! Acıdı!!!’’ dedi cümlesini bitirdiği anda kafasına silgiyi yiyen Allen.

‘’Niye bunu kutlamak isteyelim ki velet? Ne zamandan beri senin benim korumam olman güzel bir şey sayılıyor? ’’

‘’Çok kırıldım Kanda.’’

‘’Ona niye silgi yok?! Bana atıyorsun ama?!’’

‘’Bir koruma olarak koruduğum kişiyi yaralamam absürt olurdu.’’

‘’Ne zamandan beri mantıklı davranıyorsun ki?’’ dedi Allen gerçeği Akane’nin yüzüne vurarak.

‘’Evet o da bir bakış açısı… Evet evet… ne zamandan beri mantıklı davranıyorum ki ben?’’ dedi Akane manyakça bir kahkaha atıp Kanda’ya silgi fırlatmaya başlayarak.

‘’Ov silgilerim bitti.’’ Dedi kalem kutusunu parmağıyla deşip. Yaklaşan Kanda’nın farkında değildi tabii.

‘’Akaneeeee, Kanda sana ona attığın silgileri yedirecek gibi bakıyor…’’

‘’NE?-ah K-Kanda? Ö-öyle bakma b-ben herkese silgi fırlatırım, sevgimi böyle gösteriyorum!’’ dedi Akane ‘sevgi gösterme’ kısmında kollarını açıp iki yana sallanarak.

‘’Evet herkese silgi fırlatır…’’ dedi Allen başını sallayarak.

‘’Umrumda değil! Bak velet-’’

‘’Günaaağğydığn sınıııığf!’’ diye viyakladı içeri dalan Komui Lee.
Akane Komui-sensei’yi öpecek gibi bakıyordu.

‘’Ah! Bak ders başladı!’’ dedi Kanda’nın gazabından kurtulmanın etkisiyle mutlu mutlu.

‘’Hey Akane, bugün gözlerinin altı morarmış, iyi misin?’’ dedi Akane’nin önüne oturan Allen endişeyle arkasına dönüp.

‘’Ah, Komui-sensei’nin verdiği ödevi bir kez olsun evde yapmaya kalkıştım, eh, sonuç pek iç açıcı olmadı tabii, gece yarısına kadar ayaktaydım.’’ Dedi Akane umursamaz sırıtmasıyla omuz silkip.

‘’Peki o zaman, kendini çok yorma.’’ Dedi Allen. Gülümseyip önüne döndü.

Bazen iyi bir yalancı olmak çok yararlı bir yetenektir.

-------------------------------------------------------------------------------------