Deep Red [15.Bölüm+Omake pt:6 ve KandaxAkane resimleri ^^] Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 16, 17, 18 ... 31, 32, 33, Sonraki |
Yazar
Mesaj

asdasda sana özel özet geçiyim Aqua xD
şöyle kiiiii;
dersaneye başladım, hafta içleri çok az girebilcem (ya da hiç) hafta sonları gircem ama
okul başlayınca muhtemelen hafta içi hiç giremicem
öyle işte ya, eskisi gibi 7/24 forum takılmıycam yani 
şöyle kiiiii;
dersaneye başladım, hafta içleri çok az girebilcem (ya da hiç) hafta sonları gircem ama



Arbeit macht frei.

kasma kendini ya okullar başlayınca bende hafta içi giremeyebilirim.ara sıra ödev bahanesiyle girerim.bide hafta sonları.neyse geçelim bu kasvetli ortamı da sana bişe diycem harbi harbi biliomu du japanese sizin fenci lan.ne fenci ama adamda kaç dil var acep


hocam japonca biliomusunuz dedim herif direk japonca konuşmaya başladı
ki tanıdıktı söledikleri, japoncaydı ciddi ciddi.
yaaaaaaaah benim annem bir psikopaaaaaaat TTATT hayattaki en değerli varlığımı yasaklıyo bana

yaaaaaaaah benim annem bir psikopaaaaaaat TTATT hayattaki en değerli varlığımı yasaklıyo bana

Arbeit macht frei.



Sonunda yeni bölüm *-* OMG -is happy- bitirmek ne diye bu kadar zamanımı aldı bilmiyorum
ama bitti işte TTuTT
Bölümün sonunda Akane'nin yeni yaptığım resmini koycam *-* o küçük, parıltılı spoilera bakmadan geçmeyin e mi? ilk önce ona bakıp sonra bölümü okuyarak hile yapmak yok! önce hikaye sonra resim
o resime bütün fen dersini verdim beeeğğğn!!! Cidden yani o resim yüzünden periyodik cetvel hakkında hiçbi fikrim yok
heyt bea, artık resmi olarak 8. sınıfım a dostlar....
_____________________________________________________________
Omake Pt:4: OSTler adamı şoka sokabilir
Vendetta: Hacı bugün D.Gray-Man soundtracklerini indirdim…
Tyki: *hayattan bezmiş* ee? (içinden: Biran önce bitsin…)
Vendetta: Seninki bana çok pis Nuri Alço’yu hatırlatıyo…
Tyki: . . . *dili tutulmuş*
KraliçeArı: şoka soktun lan yine adamceğzi…
Lavi: *yanlarından koşarak geçer* GÖREMİYORUM KÖR OLDUUUUUM!
Vendetta: Sen zaten kör değil miydin?...
Lavi: yarı yarıya… E ayıp ama!
Vendetta *Lavi’nin sonunu kafasından indirir* söle yavrum kim yaptı bunu sana?
Lavi: *biran kendini tecavüz kurbanı gibi hisseder* M-M-Mirate *sniff*
Mirate:
Vendetta&Mirate :*çakarlar* (high five stili
)* şimdi sıraaaa *bakışlarını psikopatça Allen ve Kanda’ya kaydırırlar*
Allen: bittik...
Kanda: . . . harbi lan…
Tyki: En azından ben kurtuldum *sigh*
KraliçeArı: Hayır kurtulmadın >D *psikopat sırıtma* ormanda Allen’a yaptıklarını ödeticem >D
Vendetta: o cümle çok pis yanlış anlaşılabilir yalnız…
Mirate: Abi o senin sapıklığın.
Vendetta: …evet muhtemelen…
Preview
What. The. Fuck.
Kanda gülüyo mu?! Nası yani?! Allen şoka girmekte haklı O_o
_____________________________________________________________
Ciddiyet moduna geçiniz lütfen
_____________________________________________________________
13. Bölüm
‘’Ne?’’ dedi Akane bilmediği bir dünyada. Sesi kafasının içinde garip bir şekilde yankılandı, dışarıya ulaştığına emin değildi, ses tellerini bile hissedemiyordu, tüm vücudunu hissedemiyordu. Tepedeki inanılmaz derecede büyük bir hilale doğru uzanan bej rengi, büyük bir savaşın kalıntıları gibi duran bina parçaları suyun üstünde duruyordu, Akane ise kücük bir kara parçasının üstündeydi, suyun sağlıksız, mavi-gri bir rengi vardı. Kızın gözü ayın yansımasına takıldı, simsiyah…
Beyaz ayın sudaki yansıması simsiyah.
Bu dünyada anlayamadığı bir gariplik vardı. iki boyutlu gibiydi ve renkler gerçekte olamayacak kadar keskindi.
Akane kendini buraya ait değilmiş gibi hissediyordu, vücudu beceriksiz bir çocuğun çizimleri gibi gözüküyordu, gerçekçi değil, kalemle çizilmiş hafif çizgiler halindeydi.
Buraya ait değilim.
Daha önce pürüzsüz olan gümüşi renkteki suyun üstünde siyah dalgalar durduğu kaya parçasına doğru geldi. Akane dalgayı yaratan şeye bakmaya çalıştı.
Deforme olmuş kırmızı bir el…
‘’ALLEEEEEEN!’’ sesi kafasının içinde kat kat yankılanarak başına korkunç bir ağrı saplanmasına neden oldu.
’Ngh… Başım…Hayır…Allen…’’ Akane başını üstünde durduğu kara parçasında -o da savaşta yıkılmış bir binanın gri parçası görünümündeydi- diz çöktü. Vücudu şimdi normale dönmüştü, artık o absürt iki boyutlu görünümünde değil tanıdık, zayıf, ufak tefek, alışılmadık saç ve göz rengine sahip vücuduna geri dönmüştü ama çevresindeki dünya hala aynı iki boyutlu garip görünümündeydi.
Buraya ait değilim.
Arkasında ayak sesleri. Sendeleyen, düzensiz ayak sesleri, ağır yaralı birinin çaresizce yürümeye çalışmak için acınası bir çabasında çıkabilecek sesler…
‘’Akane…’’
Kanda’nın sesi.
Kızın gözleri karmakarışık duygular yüzünden büyümüştü.
‘’K-Kanda…?’’
Arkasını döndü. Kanda, gümüşi suyun üstünde gerçeküstü bir şekilde yürüyordu. Hemde ayak sesleri çıkararak. Yakışıklı yüzü kesiklerle doluydu ve hergünkü gibi spor olan kıyafetlerinde kan lekeleri vardı.
‘’A…kane…’’ kenarından kan sızan dudaklarından kızın ismi döküldü.
Kanda bana asla ilk ismimle hitap etmez ki…
Ve birden-
Kandanın çığlığı yankılandı. Kanda’yı alevler sarmıştı, uzun, siyah saçları garip bir şekilde suyun yüzeyini saran inanılmaz güçlü alev hortumunun etkisiyle uçuşuyordu ve Kanda, Kanda acı içinde bağırıyordu, Akane’nin asla duymayacağını sandığı, duymak istemediği, duymamak için canını bile verebileceği bir çığlık.
‘’O öldü.’’ Dedi arkasından bir ses. Lavi. Ne ara oraya gelmişti bilmiyordu, düşünecek halde de değildi. Akane bastırmaya çalıştığı bir hıçkırıkla arkasına döndüğünde Lavi’yle karşılaştı. Küçük kara parçasının üstünde kırılmış kemikleri varmış gibi uzuvları çarpık açılarda yatıyordu. Kızıl saçları yer yer kandan ıslaktı, Akane aralarında kan pıhtıları görebiliyordu.
‘’Üzgünüm…’’ dedi Lavi öksürüp kan kusarak. ‘’Sanırım ben de seninle kalamayacağım.’’ Zorla bilindik cıvıl cıvıl gülümsemelerinden birini daha çakıp-
‘’LAVİ!’’
Yüzünde son gülümsemesinin hayaletiyle…
‘’HERKES!!!’’
…Öldü.
Akane yataktan öyle hızlı kalktı ki sırtı ve boynuna bir ağrı saplandı. siyah-kırmızı saçları terden yanaklarına yapışmıştı ve zaten solgun teni iyice beyazlaşıp sağlıksız bir renge bürünmüştü.
‘’Ugh! Yine mi kabuslar!...En azından ailemle ilgili değil…Ama yine de….Bunlar…’’
İşaret ve orta parmaklarıyla şakaklarını ovan Akane çatlamış sesiyle ekledi,
‘’…Onlardan bile kötü….’’
_____________________________________________________________
Akane okula giderken içinde saçma olduğunu bilmesine karşın Kanda, Allen ya da Lavi’ye bir şey olduğu ve onlara zarar geldiği düşüncesi vardı. Saçma olduğunu biliyorudu, zaten muhtemelen doğru da değildi. Ayrıca okula geç kalmıştı, o hızda paten sürmeye rağmen.
Lavi hala Japonyadaydı, Kanda Lavi’nin Tokyo’da bir süre daha kalacağını duyunca öyle bir tepki vemişti ki Akane bir saat boyunca onu öfke kontrolünü öğrenmeye zorlamıştı-işe yaradı mı? Hayır. Aynı zamanda hepimizin kim olduğunu gayet iyi bildiği hiperaktif kızıl kafa bir tavşan bütün o modellik-reklam-ve-anladın-sen-onu işleri bittikten sonra bir şekilde bütün gazetecileri atlatıp Akane’nin evine gelme gibi sapına kadar sevilesi bir davranış edinmişti kendine.
‘’Ehem-geç kaldığım için özür dilerim.’’ Dedi sınıfın kapısını tekmeleyerek açan Akane.
‘’Bir daha olmasın Akane-chan, yoksa Komurinlerimden birini peşine salmak zorunda kalacağım.’’ Dedi manyakça sırıtan Komui-sensei parlayan gözlüklerini sinsi sinsi düzeltip.
‘’P-P-Peki K-Komui-sensei…’’ dedi bu cidden tırsmış Akane. Komui Lee her zaman inanılmaz derece aptal olmasına rağmen çift kişilikli olmaya korkutucu derecede yakın bir şekilde, çılgın bilim adamı kimliğine de sahipti. Her dahi biraz çatlaktır ama Komui’ye çatlak demek Titanik’e tekne demek gibi birşeydi. Herif robotlarına isim veriyordu ya. İsim.
‘’Bir gün de geç kalmasan olmaz sanki. Aptal velet,’’ dedi sırasına rahatça oturup kalemini parmaklarının arasında çeviren, üniformasının içine siyah bir t-shirt giyip gömleğini dışarı çıkaran, siyah Adidaslarıyla baya havalı gözüken Kanda.
Gerçi Akane aynı zamanda müdür olan Komui-sensei’ye şantaj yapıp eğer Allen, o ve Kanda (Kanda okul üniformasından nefret ettiği için eğer Akane’ye kendi ismini de söylemezse kızı Mugenle mikroskobik parçalara ayıracağını söylemişti) okul üniformalarını istedikleri gibi giyemezlerse Lenalee’nin onun kardeşi olduğunu herkese anlatacağını söylemişti. – Komui HAYIIIR! O AHTAPOTLARIN HEPSİ SEVGİLİ LENALEE’ME SARKACAAAK! Diye höykürüp teklifi hemen kabul etmişti- sonuç olarak bembeyaz saçını dağınık, ufak bir atkuyruğuna toplamış gömleği dışarda ve içine de açık yeşil conversleriyle aynı renk bir t-shirt giyerek sınıftaki çoğu kızın yakışıklılığını farketmesine sebep olan Allen rahatça sandalyesine kurulmuş tahtadakileri geçiriyordu.
Akane içine mor t-shirt giymişti ve mor, boynunu kavrayan bir kolye takmıştı, bunlara her zamanki siyah botlarının üstüne giydiği dizlerinin baya üstüne gelen siyah çoraplar eklenince Kanda inanmak istememesine rağmen gayet sevimli gözüküyordu. Saçları da biraz daha uzamıştı, şimdi uçları biraz omuzlarına değiyordu ve hafifçe yana doğru yatan bir kahkülü vardı, başının yanında taktığı birkaç eflatun tel tokayla saçının yüzüne gelmemesini sağlıyordu.
‘’Beni çok mu özledin Kanda-hime?’’ dedi sırıtarak. Bu dialog günlük rutinleri olmuştu artık.
Tabii dialog yine günlük rutinleri olan Kanda’nın kudurması yüzünden burda bitiyordu.
Komui’nin dersi gibi. Kanda bir şekilde bütün ders boyunca Akane’yi kovalayarak dersi kaynatabiliyordu. Allen ise bu durumda Karanlık Kişiliğine geçip koşarken yardım çığlıkları atan Akane’yi görmezden gelip Lou Fa’yla sohbete dalıyordu. Bu şekilde Akane’nin onu Road’dan kurtarmadığı zamanların intikamını kat kat almış oluyordu.
Ne yani Allen'ı cidden masum çocuk mu sanmıştınız?
_____________________________________________________________
Bölüm sonu~(hadi be?)
Ehem, nese, bölüm başında ddiğim gibi; İşte kocaman bir paragraf boyunca betimlediğim Akane'nin saçları azıcık uzamış ve daha havalı giyinmiş hali (hani şu fen dersinde yaptığııııım!!
);
Evet Akane'nin kulağında bir sürü küpe var *-* çünkü bence piercingler inanılmaz havalı *-*
Akaneyi flashbacklerdeki uzun saçı, ray ve rimayla görmek için imzamdaki linkten deviantart galerime bakın, onları da downloada falan uğraşamıycak kadar tembelim

Bölümün sonunda Akane'nin yeni yaptığım resmini koycam *-* o küçük, parıltılı spoilera bakmadan geçmeyin e mi? ilk önce ona bakıp sonra bölümü okuyarak hile yapmak yok! önce hikaye sonra resim



_____________________________________________________________
Omake Pt:4: OSTler adamı şoka sokabilir
Vendetta: Hacı bugün D.Gray-Man soundtracklerini indirdim…
Tyki: *hayattan bezmiş* ee? (içinden: Biran önce bitsin…)
Vendetta: Seninki bana çok pis Nuri Alço’yu hatırlatıyo…
Tyki: . . . *dili tutulmuş*
KraliçeArı: şoka soktun lan yine adamceğzi…
Lavi: *yanlarından koşarak geçer* GÖREMİYORUM KÖR OLDUUUUUM!
Vendetta: Sen zaten kör değil miydin?...
Lavi: yarı yarıya… E ayıp ama!
Vendetta *Lavi’nin sonunu kafasından indirir* söle yavrum kim yaptı bunu sana?
Lavi: *biran kendini tecavüz kurbanı gibi hisseder* M-M-Mirate *sniff*
Mirate:

Vendetta&Mirate :*çakarlar* (high five stili

Allen: bittik...
Kanda: . . . harbi lan…
Tyki: En azından ben kurtuldum *sigh*
KraliçeArı: Hayır kurtulmadın >D *psikopat sırıtma* ormanda Allen’a yaptıklarını ödeticem >D
Vendetta: o cümle çok pis yanlış anlaşılabilir yalnız…
Mirate: Abi o senin sapıklığın.
Vendetta: …evet muhtemelen…
Preview
What. The. Fuck.
Spoiler:
Kanda gülüyo mu?! Nası yani?! Allen şoka girmekte haklı O_o
_____________________________________________________________
Ciddiyet moduna geçiniz lütfen
_____________________________________________________________
13. Bölüm
‘’Ne?’’ dedi Akane bilmediği bir dünyada. Sesi kafasının içinde garip bir şekilde yankılandı, dışarıya ulaştığına emin değildi, ses tellerini bile hissedemiyordu, tüm vücudunu hissedemiyordu. Tepedeki inanılmaz derecede büyük bir hilale doğru uzanan bej rengi, büyük bir savaşın kalıntıları gibi duran bina parçaları suyun üstünde duruyordu, Akane ise kücük bir kara parçasının üstündeydi, suyun sağlıksız, mavi-gri bir rengi vardı. Kızın gözü ayın yansımasına takıldı, simsiyah…
Beyaz ayın sudaki yansıması simsiyah.
Bu dünyada anlayamadığı bir gariplik vardı. iki boyutlu gibiydi ve renkler gerçekte olamayacak kadar keskindi.
Akane kendini buraya ait değilmiş gibi hissediyordu, vücudu beceriksiz bir çocuğun çizimleri gibi gözüküyordu, gerçekçi değil, kalemle çizilmiş hafif çizgiler halindeydi.
Buraya ait değilim.
Daha önce pürüzsüz olan gümüşi renkteki suyun üstünde siyah dalgalar durduğu kaya parçasına doğru geldi. Akane dalgayı yaratan şeye bakmaya çalıştı.
Deforme olmuş kırmızı bir el…
‘’ALLEEEEEEN!’’ sesi kafasının içinde kat kat yankılanarak başına korkunç bir ağrı saplanmasına neden oldu.
’Ngh… Başım…Hayır…Allen…’’ Akane başını üstünde durduğu kara parçasında -o da savaşta yıkılmış bir binanın gri parçası görünümündeydi- diz çöktü. Vücudu şimdi normale dönmüştü, artık o absürt iki boyutlu görünümünde değil tanıdık, zayıf, ufak tefek, alışılmadık saç ve göz rengine sahip vücuduna geri dönmüştü ama çevresindeki dünya hala aynı iki boyutlu garip görünümündeydi.
Buraya ait değilim.
Arkasında ayak sesleri. Sendeleyen, düzensiz ayak sesleri, ağır yaralı birinin çaresizce yürümeye çalışmak için acınası bir çabasında çıkabilecek sesler…
‘’Akane…’’
Kanda’nın sesi.
Kızın gözleri karmakarışık duygular yüzünden büyümüştü.
‘’K-Kanda…?’’
Arkasını döndü. Kanda, gümüşi suyun üstünde gerçeküstü bir şekilde yürüyordu. Hemde ayak sesleri çıkararak. Yakışıklı yüzü kesiklerle doluydu ve hergünkü gibi spor olan kıyafetlerinde kan lekeleri vardı.
‘’A…kane…’’ kenarından kan sızan dudaklarından kızın ismi döküldü.
Kanda bana asla ilk ismimle hitap etmez ki…
Ve birden-
Kandanın çığlığı yankılandı. Kanda’yı alevler sarmıştı, uzun, siyah saçları garip bir şekilde suyun yüzeyini saran inanılmaz güçlü alev hortumunun etkisiyle uçuşuyordu ve Kanda, Kanda acı içinde bağırıyordu, Akane’nin asla duymayacağını sandığı, duymak istemediği, duymamak için canını bile verebileceği bir çığlık.
‘’O öldü.’’ Dedi arkasından bir ses. Lavi. Ne ara oraya gelmişti bilmiyordu, düşünecek halde de değildi. Akane bastırmaya çalıştığı bir hıçkırıkla arkasına döndüğünde Lavi’yle karşılaştı. Küçük kara parçasının üstünde kırılmış kemikleri varmış gibi uzuvları çarpık açılarda yatıyordu. Kızıl saçları yer yer kandan ıslaktı, Akane aralarında kan pıhtıları görebiliyordu.
‘’Üzgünüm…’’ dedi Lavi öksürüp kan kusarak. ‘’Sanırım ben de seninle kalamayacağım.’’ Zorla bilindik cıvıl cıvıl gülümsemelerinden birini daha çakıp-
‘’LAVİ!’’
Yüzünde son gülümsemesinin hayaletiyle…
‘’HERKES!!!’’
…Öldü.
Akane yataktan öyle hızlı kalktı ki sırtı ve boynuna bir ağrı saplandı. siyah-kırmızı saçları terden yanaklarına yapışmıştı ve zaten solgun teni iyice beyazlaşıp sağlıksız bir renge bürünmüştü.
‘’Ugh! Yine mi kabuslar!...En azından ailemle ilgili değil…Ama yine de….Bunlar…’’
İşaret ve orta parmaklarıyla şakaklarını ovan Akane çatlamış sesiyle ekledi,
‘’…Onlardan bile kötü….’’
_____________________________________________________________
Akane okula giderken içinde saçma olduğunu bilmesine karşın Kanda, Allen ya da Lavi’ye bir şey olduğu ve onlara zarar geldiği düşüncesi vardı. Saçma olduğunu biliyorudu, zaten muhtemelen doğru da değildi. Ayrıca okula geç kalmıştı, o hızda paten sürmeye rağmen.
Lavi hala Japonyadaydı, Kanda Lavi’nin Tokyo’da bir süre daha kalacağını duyunca öyle bir tepki vemişti ki Akane bir saat boyunca onu öfke kontrolünü öğrenmeye zorlamıştı-işe yaradı mı? Hayır. Aynı zamanda hepimizin kim olduğunu gayet iyi bildiği hiperaktif kızıl kafa bir tavşan bütün o modellik-reklam-ve-anladın-sen-onu işleri bittikten sonra bir şekilde bütün gazetecileri atlatıp Akane’nin evine gelme gibi sapına kadar sevilesi bir davranış edinmişti kendine.
‘’Ehem-geç kaldığım için özür dilerim.’’ Dedi sınıfın kapısını tekmeleyerek açan Akane.
‘’Bir daha olmasın Akane-chan, yoksa Komurinlerimden birini peşine salmak zorunda kalacağım.’’ Dedi manyakça sırıtan Komui-sensei parlayan gözlüklerini sinsi sinsi düzeltip.
‘’P-P-Peki K-Komui-sensei…’’ dedi bu cidden tırsmış Akane. Komui Lee her zaman inanılmaz derece aptal olmasına rağmen çift kişilikli olmaya korkutucu derecede yakın bir şekilde, çılgın bilim adamı kimliğine de sahipti. Her dahi biraz çatlaktır ama Komui’ye çatlak demek Titanik’e tekne demek gibi birşeydi. Herif robotlarına isim veriyordu ya. İsim.
‘’Bir gün de geç kalmasan olmaz sanki. Aptal velet,’’ dedi sırasına rahatça oturup kalemini parmaklarının arasında çeviren, üniformasının içine siyah bir t-shirt giyip gömleğini dışarı çıkaran, siyah Adidaslarıyla baya havalı gözüken Kanda.
Gerçi Akane aynı zamanda müdür olan Komui-sensei’ye şantaj yapıp eğer Allen, o ve Kanda (Kanda okul üniformasından nefret ettiği için eğer Akane’ye kendi ismini de söylemezse kızı Mugenle mikroskobik parçalara ayıracağını söylemişti) okul üniformalarını istedikleri gibi giyemezlerse Lenalee’nin onun kardeşi olduğunu herkese anlatacağını söylemişti. – Komui HAYIIIR! O AHTAPOTLARIN HEPSİ SEVGİLİ LENALEE’ME SARKACAAAK! Diye höykürüp teklifi hemen kabul etmişti- sonuç olarak bembeyaz saçını dağınık, ufak bir atkuyruğuna toplamış gömleği dışarda ve içine de açık yeşil conversleriyle aynı renk bir t-shirt giyerek sınıftaki çoğu kızın yakışıklılığını farketmesine sebep olan Allen rahatça sandalyesine kurulmuş tahtadakileri geçiriyordu.
Akane içine mor t-shirt giymişti ve mor, boynunu kavrayan bir kolye takmıştı, bunlara her zamanki siyah botlarının üstüne giydiği dizlerinin baya üstüne gelen siyah çoraplar eklenince Kanda inanmak istememesine rağmen gayet sevimli gözüküyordu. Saçları da biraz daha uzamıştı, şimdi uçları biraz omuzlarına değiyordu ve hafifçe yana doğru yatan bir kahkülü vardı, başının yanında taktığı birkaç eflatun tel tokayla saçının yüzüne gelmemesini sağlıyordu.
‘’Beni çok mu özledin Kanda-hime?’’ dedi sırıtarak. Bu dialog günlük rutinleri olmuştu artık.
Tabii dialog yine günlük rutinleri olan Kanda’nın kudurması yüzünden burda bitiyordu.
Komui’nin dersi gibi. Kanda bir şekilde bütün ders boyunca Akane’yi kovalayarak dersi kaynatabiliyordu. Allen ise bu durumda Karanlık Kişiliğine geçip koşarken yardım çığlıkları atan Akane’yi görmezden gelip Lou Fa’yla sohbete dalıyordu. Bu şekilde Akane’nin onu Road’dan kurtarmadığı zamanların intikamını kat kat almış oluyordu.
Ne yani Allen'ı cidden masum çocuk mu sanmıştınız?
_____________________________________________________________
Bölüm sonu~(hadi be?)
Ehem, nese, bölüm başında ddiğim gibi; İşte kocaman bir paragraf boyunca betimlediğim Akane'nin saçları azıcık uzamış ve daha havalı giyinmiş hali (hani şu fen dersinde yaptığııııım!!

Spoiler:
Spoiler:
Evet Akane'nin kulağında bir sürü küpe var *-* çünkü bence piercingler inanılmaz havalı *-*

Akaneyi flashbacklerdeki uzun saçı, ray ve rimayla görmek için imzamdaki linkten deviantart galerime bakın, onları da downloada falan uğraşamıycak kadar tembelim

Arbeit macht frei.


OHA!
Hem yazıda hem de resimde çok yeteneklisin daha yeni okuyabildim ve bayıldım.
Devam.
Edit: Bu arada o dersane benim ömrümü yedi ömrümü. 4 yıl gittim ama sonunda kurtuldum.
Güzel sanatları kazandığım için gitmeme gerek yok. Allah sana sabır versin.
İnkılap dersinde bol bol çizim yaparsın artık, şahsen benim ink kitabımın yazıları resimler yüzünden okunmuyordu bile. 
Hem yazıda hem de resimde çok yeteneklisin daha yeni okuyabildim ve bayıldım.

Edit: Bu arada o dersane benim ömrümü yedi ömrümü. 4 yıl gittim ama sonunda kurtuldum.




Spoiler:

17. sayfa (Toplam 33 sayfa) [ 325 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |