Deep Red [15.Bölüm+Omake pt:6 ve KandaxAkane resimleri ^^] Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 6, 7, 8 ... 31, 32, 33, Sonraki |
Yazar
Mesaj

olur *-* ay bu kadar yorum geldi heycanlandım lan *-* arkımla muabetlerimizden o kelimeye alışkınım da x'D (muhabbetlerin konusunu bilmek istemezsin, inan bana.) Bu arada Akane'nin yaşına açıklık getirelim, 15, hatta bi doum günü sahnesi yapmaya karar verirsem 16 yaşında. yani 13 değil. 13 yaşında olan benim
eğlendiğinize sevindim (ne diyorum lan ben hikayeye gelen yorumları her okuduğumda odayı turluyorum x'D sevinmeyi aştım yani
) lenalee'ye dayak
bana kalsa lenalee bu ficte olmazdı ama malum, her dgm karakterini koymaya calışıyoreee U__U
edit: oyy yeni kalkıp kahvaltı bile etmeden yorumlara cevap yazıp yeni bölüme başladım midem bulaniyiii (evet akşam 5'te kalktım noolmuş
)



edit: oyy yeni kalkıp kahvaltı bile etmeden yorumlara cevap yazıp yeni bölüme başladım midem bulaniyiii (evet akşam 5'te kalktım noolmuş

Arbeit macht frei.


Hımm... *Bu bölümün başında uyarı koysam mı diye düşünür
* off bugün az yazabildim ama yinede koyiyim buraya dedim
hımm uyarı olaraktan... ergenlikten haberi olmayan okumasın (mirate'ye bölümü gönderip ondan nası bi uyarı koysam diye fikir istediğimde onun bulduğu yaratıcı uyarı x'D)
-------------------------------------------------------------------------------------
7.Bölüm
Allen'ın evi - 7. bölümdeyiz yahu hala hangi şehir ve ülkede olduğunu söylememe gerek var mı?
‘’Allen!’’ dedi Akane Allen kapıyı açtığı anda eve dalıp. Genelde yaptığı bir şey olduğu için Allen bunu pek garipsemedi tabii.
‘’Uvv burda ne varmış?’’ dedi yerdeki birikintiye eğilip.
‘’Su.’’ Dedi Allen Akane’nin niye böyle bir şey yaptığından emin olamayarak.
‘’Hadi ordan! Sağlıklı bir erkeksin, evde yanlızsın, n’aparsın?’’
‘’Uhm… bulaşıkları yıkamak?’’ dedi Allen suyun taştığı lavaboyu işaret ederek.
‘’Suymuş cidden.’’ Dedi Akane hayal kırıklığıyla. ‘’Tam da senin sonunda ergenliğe ulaşmış olduğunu düşünürken…’’
‘’Akane tanrı aşkına, ergenliğe ulaşmış gibi mi duyuluyorum?!?’’ Diye ciyakladı Allen. (Y/N: evet Allen’ın seiyuu’süne karşı büyük bir nefret besliyorum.)
‘’Errrm- bir dakika buna cevap vermem gerekiyor mu?- OVVV kurabiye!!!’’ dedi Akane söylediği cümleyi yarıda kesip tezgaha koşarak.
-------------------------------------------------------------------------------------
Akane'nin evi
‘’Your touch, your ways, leave me dumb without reason…’’ Akane ders çalışmaya çalışırken iPod’undaki şarkıya eşlik ediyordu. Şarkı sözünü söylerken birden gözleri açıldı ve kulaklığı çıkardı.
‘’Hayır! Bu şarkının onunla hiçbir alakası yok!’’ dedi sinirle kendine. ‘’Sözleri duyunca aklıma onun gelmesi sadece bir tesadüf! Evet tesadüf!’’
Kulaklığı geri taktı.
‘’Your love, my gift
You go and I will follow
My dream, my wish
Don't leave me here so helpless’’ diye çaldı iPod.
Akane’nin kafasında anime sinirlenme işareti oluştu.
Yeter.
Skillet dinlemek dikkatimi dağıtıyor. Evet. Bütün olay müzik grubunda. Slipknot falan dinlemeliyim. Onların şarkılarında aşk yoktur…
-------------------------------------------------------------------------------------
Hala Akane'nin evi
‘’I still press your letters to my lips
And cherish them in parts of me that savor every kiss
I couldnt face a life without your light
But all of that was ripped apart when you refused to fight’’ diye çaldı iPod.Akane pes ederek iPod’u kapattı ve alnı kızarana dek kafasını masaya vurdu.
Seni çok yanlış tanımışım Slipknot…
-------------------------------------------------------------------------------------
‘’Akane~!’’ dedi Lavi Akane’nin üstüne atlayıp kollarını minyon kıza dolayarak.
‘’Artık alıştım ya…’’ dedi Akane homur homur.
‘’Che.’’ Dedi Kanda. Ya da öyle bir ses çıkardı. Ya da cheledi. O yaptığına ne deniyosa ondan yaptı işte!
Kanda, Akane ve Lavi –muhteşem üçlü- Lavi’nin Kanda’nın telefonuna attığı aralıksız mesajlar yüzünden yine buluşmuşlardı. Akane’nin orda olması da Reever’ın aman-Kanda-korumasız-dışarıya-çıkmasın tavrı yüzündendi. Hatta bir şekilde Akane’nin Kanda=Jean-Baptiste Grenouille benzetmesini duyup Kanda her yalnız dışarı çıkmak istediğinde bu benzetmeyi ona hatırlatıyordu, Kanda bu yüzden muhtemelen Akane’den daha da nefret ediyordu –a-ah bu mümkün mü? diye düşündü Akane-
‘’Ah Japonya! Manga cenneti!’’ dedi Lavi şelale gibi sevinç gözyaşları ve şelale gibi demenin küçümseme olacağı kadar sümük akıtan bir burunla.
‘’Lavi. Sümüklerini omzuma akıttığının farkında mısın?’’ dedi Akane korkulması gereken sakin ifadesiyle.
‘’Hım? *sniff* pardon,’’ dedi Lavi burnunu çekmeye devam edip -ki bunun ultra-şelalemsi-sümükleri durdurmada hiçbir etkisi yoktu-
Akane Lavi’yi yakasından tutup omzunun üstünden karşıdaki duvara fırlattı.
Kanda şokla Lavi’nin aptal aptal sırıtıp Akane’nin neden koruma olduğunu şimdi anladığı gibi birşeyler mırıldandığı duvara baktı.
Lavi hayran hayran Akane’ye baktı.
Akane masum masum ikisinden başka tarafa bakarak ıslık çaldı.
-------------------------------------------------------------------------------------
böğğ bu bölümde ciddi bişi olmadı farkındayım. Omakemsi oldu hatta. fikir gelmiyiii aklımaaaağğ. cidden ya, bi fikriniz varsa söyleyin TT^TT
(bakın lan - len - üleyn- ulan benzeri bişi bile kullanmadım cümlenin sonunda. o derece kastım yani kibar olmak için. hadi, hadi, pamuk eller klavyeye!) hımm açıklamam gereken şeyler...
Akane'nin ilk dinlediği şarkı My Obsession (haha isimden anlatmak istediğim noktayı anladınız siz
) grupsa, anladığınız gibi Skillet.
Çeviriler (muhtemelen ihtiyacınız yok ama yinede... ben çevirdim bu arada, ne kadar doğrular bilinmez x'D);
ilk dinlediği;
Your touch, your ways, leave me dumb without reason
Senin dokunuşların, senin yolların nedensiz yere beni aptallaştırıyor
ikinci dinlediği;
Your love, my gift
You go and I will follow
My dream, my wish
Don't leave me here so helpless
Senin aşkın, senin hediyen
Sen gideceksin ve ben seni takip edeceğim.
benim hayalim, benim dileğim
Beni burda bu kadar çaresiz bırakma.
Son dinlediği şarkı Snuff - Slipknot
I still press your letters to my lips
And cherish them in parts of me that savor every kiss
I couldnt face a life without your light
But all of that was ripped apart when you refused to fight
Mektuplarını dudaklarıma bastırıyorum (öpüyorum desen ölürsün dimi?!)
Ve parçalarımdaki , tadını çıkardığım her öpücüğe değer veriyorum
Senin ışığın olmadan hayatla yüzleşememiştim
Ama sen savaşmayı istemediğinde bunun hepsini koparıp ayırdım
-------------------------------------------------------------------------------------
Oyy yoruldum yav
gecenin bi yarısı şarkı sözü çeviriyorum yani
bu arada Akane'yle kişiliğimiz giderek daha da benziyo... ama o benim kadar emo değil ve benim kadar az gülümsemiyo -__-;;; yine de, en sevdiği kahve türünden sonra şimdi de dinlediğimiz gruplar aynı :'D
....
....
Evet biliyorum frappucino kahve sayılmaz, nolmuş yani?!
haydi yoruuuuuğğğm *-*


hımm uyarı olaraktan... ergenlikten haberi olmayan okumasın (mirate'ye bölümü gönderip ondan nası bi uyarı koysam diye fikir istediğimde onun bulduğu yaratıcı uyarı x'D)
-------------------------------------------------------------------------------------
7.Bölüm
Allen'ın evi - 7. bölümdeyiz yahu hala hangi şehir ve ülkede olduğunu söylememe gerek var mı?
‘’Allen!’’ dedi Akane Allen kapıyı açtığı anda eve dalıp. Genelde yaptığı bir şey olduğu için Allen bunu pek garipsemedi tabii.
‘’Uvv burda ne varmış?’’ dedi yerdeki birikintiye eğilip.
‘’Su.’’ Dedi Allen Akane’nin niye böyle bir şey yaptığından emin olamayarak.
‘’Hadi ordan! Sağlıklı bir erkeksin, evde yanlızsın, n’aparsın?’’
‘’Uhm… bulaşıkları yıkamak?’’ dedi Allen suyun taştığı lavaboyu işaret ederek.
‘’Suymuş cidden.’’ Dedi Akane hayal kırıklığıyla. ‘’Tam da senin sonunda ergenliğe ulaşmış olduğunu düşünürken…’’
‘’Akane tanrı aşkına, ergenliğe ulaşmış gibi mi duyuluyorum?!?’’ Diye ciyakladı Allen. (Y/N: evet Allen’ın seiyuu’süne karşı büyük bir nefret besliyorum.)
‘’Errrm- bir dakika buna cevap vermem gerekiyor mu?- OVVV kurabiye!!!’’ dedi Akane söylediği cümleyi yarıda kesip tezgaha koşarak.
-------------------------------------------------------------------------------------
Akane'nin evi
‘’Your touch, your ways, leave me dumb without reason…’’ Akane ders çalışmaya çalışırken iPod’undaki şarkıya eşlik ediyordu. Şarkı sözünü söylerken birden gözleri açıldı ve kulaklığı çıkardı.
‘’Hayır! Bu şarkının onunla hiçbir alakası yok!’’ dedi sinirle kendine. ‘’Sözleri duyunca aklıma onun gelmesi sadece bir tesadüf! Evet tesadüf!’’
Kulaklığı geri taktı.
‘’Your love, my gift
You go and I will follow
My dream, my wish
Don't leave me here so helpless’’ diye çaldı iPod.
Akane’nin kafasında anime sinirlenme işareti oluştu.
Yeter.
Skillet dinlemek dikkatimi dağıtıyor. Evet. Bütün olay müzik grubunda. Slipknot falan dinlemeliyim. Onların şarkılarında aşk yoktur…
-------------------------------------------------------------------------------------
Hala Akane'nin evi
‘’I still press your letters to my lips
And cherish them in parts of me that savor every kiss
I couldnt face a life without your light
But all of that was ripped apart when you refused to fight’’ diye çaldı iPod.Akane pes ederek iPod’u kapattı ve alnı kızarana dek kafasını masaya vurdu.
Seni çok yanlış tanımışım Slipknot…
-------------------------------------------------------------------------------------
‘’Akane~!’’ dedi Lavi Akane’nin üstüne atlayıp kollarını minyon kıza dolayarak.
‘’Artık alıştım ya…’’ dedi Akane homur homur.
‘’Che.’’ Dedi Kanda. Ya da öyle bir ses çıkardı. Ya da cheledi. O yaptığına ne deniyosa ondan yaptı işte!
Kanda, Akane ve Lavi –muhteşem üçlü- Lavi’nin Kanda’nın telefonuna attığı aralıksız mesajlar yüzünden yine buluşmuşlardı. Akane’nin orda olması da Reever’ın aman-Kanda-korumasız-dışarıya-çıkmasın tavrı yüzündendi. Hatta bir şekilde Akane’nin Kanda=Jean-Baptiste Grenouille benzetmesini duyup Kanda her yalnız dışarı çıkmak istediğinde bu benzetmeyi ona hatırlatıyordu, Kanda bu yüzden muhtemelen Akane’den daha da nefret ediyordu –a-ah bu mümkün mü? diye düşündü Akane-
‘’Ah Japonya! Manga cenneti!’’ dedi Lavi şelale gibi sevinç gözyaşları ve şelale gibi demenin küçümseme olacağı kadar sümük akıtan bir burunla.
‘’Lavi. Sümüklerini omzuma akıttığının farkında mısın?’’ dedi Akane korkulması gereken sakin ifadesiyle.
‘’Hım? *sniff* pardon,’’ dedi Lavi burnunu çekmeye devam edip -ki bunun ultra-şelalemsi-sümükleri durdurmada hiçbir etkisi yoktu-
Akane Lavi’yi yakasından tutup omzunun üstünden karşıdaki duvara fırlattı.
Kanda şokla Lavi’nin aptal aptal sırıtıp Akane’nin neden koruma olduğunu şimdi anladığı gibi birşeyler mırıldandığı duvara baktı.
Lavi hayran hayran Akane’ye baktı.
Akane masum masum ikisinden başka tarafa bakarak ıslık çaldı.
-------------------------------------------------------------------------------------
böğğ bu bölümde ciddi bişi olmadı farkındayım. Omakemsi oldu hatta. fikir gelmiyiii aklımaaaağğ. cidden ya, bi fikriniz varsa söyleyin TT^TT
(bakın lan - len - üleyn- ulan benzeri bişi bile kullanmadım cümlenin sonunda. o derece kastım yani kibar olmak için. hadi, hadi, pamuk eller klavyeye!) hımm açıklamam gereken şeyler...
Akane'nin ilk dinlediği şarkı My Obsession (haha isimden anlatmak istediğim noktayı anladınız siz

Çeviriler (muhtemelen ihtiyacınız yok ama yinede... ben çevirdim bu arada, ne kadar doğrular bilinmez x'D);
ilk dinlediği;
Your touch, your ways, leave me dumb without reason
Senin dokunuşların, senin yolların nedensiz yere beni aptallaştırıyor
ikinci dinlediği;
Your love, my gift
You go and I will follow
My dream, my wish
Don't leave me here so helpless
Senin aşkın, senin hediyen
Sen gideceksin ve ben seni takip edeceğim.
benim hayalim, benim dileğim
Beni burda bu kadar çaresiz bırakma.
Son dinlediği şarkı Snuff - Slipknot
I still press your letters to my lips
And cherish them in parts of me that savor every kiss
I couldnt face a life without your light
But all of that was ripped apart when you refused to fight
Mektuplarını dudaklarıma bastırıyorum (öpüyorum desen ölürsün dimi?!)
Ve parçalarımdaki , tadını çıkardığım her öpücüğe değer veriyorum
Senin ışığın olmadan hayatla yüzleşememiştim
Ama sen savaşmayı istemediğinde bunun hepsini koparıp ayırdım
-------------------------------------------------------------------------------------
Oyy yoruldum yav


....
....
Evet biliyorum frappucino kahve sayılmaz, nolmuş yani?!

haydi yoruuuuuğğğm *-*
Arbeit macht frei.




Bende ilhamın gelmesini bekliyore TT^TT yarında oruç tutcaım icin asagya tıkınmaya incem belki ilham gelir
boş mideyle düşünemiorum
(dolu mideyle de düşünemiyorum gerçi -__-'') yinede lenaleenin ölmesi dışında bi fikrin varsa söyleee T.T


Arbeit macht frei.



7. sayfa (Toplam 33 sayfa) [ 325 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |