cemreee*-* çok güzel olmuş*-* teşekkürler teşekkürler*-* xD yalnız herkesin bniki biz direk bihterle nage xD burdan uzaktayken çook fazla bölüm yazmanı umuyorum geldiğimde hepsini bu günkü gibi bir çırpıda okuyacağım sakın bırakma~~

Hepsini ne çabuk okudun leyn Tımamdır bebişim hiç merak etme sürekli yeni bölüm yazacağım

Hatta yeni bir bölmüm yazıyorum şu anda U__U

Evet evet o malum şarkı Tsunaide Kiss wo

Lovel,pembe saçlı kızı görür görmez,kız hava da bir takla atarak aşağıya,hemen yanlarına iniş yapmıştı;
‘Şu işe bakın! Aylar sonra eve geri dönüyorum ve akumalarla karşılanıyorum!’
Kız,bunu söylemesine rağmen,halinden gayet mutluymuş gibi gülümsüyordu..Lenalee hemen öne çıkıp kıza sıkıca sarıldı;
‘Eve hoş geldin Celestite!’ diye bağırıyordu bir yandanda..Lavi,kollarını başına götürüp gülümsedi;
‘Kanda ve Allen’in seni bulmaya gittiklerini sanıyordum..Onlar neredeler?’
Pembe saçlı kız,tıpkı Lavi gibi kollarını kafasının arkasına dayadı ve omuz silkerek konuştu;
‘O iki uyuşuğu geride bıraktım..Beni yavaşlatıyorlardı..Ve buraya gelip ne göreyim! Akuma mezarlığı! Tanrı aşkına bunların hepsini siz üçünüz mü hallettiniz?’ diye hayretle sordu Celestite, Lavi,Lenalee ve Crowley’i kastederek..
Üçünün de kafasında damlacıklar çıkmıştı..Lavi, başka yöne bakıp ıslık çalmaya başladı..Soru yanıtlayan kişi Komui olmuştu;
‘Aslında..’
Ama sözleri arkadan koşarak gelen Allen ve Kanda’nın yüzünden kesilmişti;
‘Hey Celestite ! Hile yaptın!’ diye bağırıyordu Allen..Celestite ise omuz silkip konuştu;
‘Bunu sen mi diyorsun hileci çocuk? Kanıtın var mı?’
‘İnnocence’ini aktive ettin ! Bunu gör…’
Allen,Kanda’nın bir süredir baktığı şeyi fark etmişti..Ama Celestite hala anlayamamıştı;
‘Ne oldu? Niye sus..’ Evet..O da fark etmişti..
‘Sizde kimsiniz..’diye sordu Kanda sertçe..Bu,bir soru cümlesinden çok emir cümlesine benziyordu..Ve işin kötü tarafı Lovel, emirlerden hiç hoşlanmazdı..

‘Niye sordun?Nüfusuna mı geçireceksin?’
‘N-Ne?’
‘Beni duydun pırasa saçlı arkadaşım..Seni neden ilgilendirecekmiş?’
Kanda,birdenbire öyle korkutucu bir aura yaymaya başlamıştı ki,Aqua,Chou ve Shin tırsmıştı..
‘Pırasa..Saç mı?’
‘O..Onun kusuruna bakmayın lütfen..Buralarda yeniyiz..’ diye kurtarmaya çalıştı Shin.Lovel ise durumdan hiç rahatsız olmamış,boş boş bakıyordu..
‘Şimdi sen bu mugenlee!!!’
Ama Kanda’nın lafları, mugenin birdenbire buz kesmesiyle kesilmişti..
‘Celestite!!’ diye kükredi Kanda..Ama kız mutlu mutlu gülüyordu;
‘Sevgili Yuu’cuğumun kabalığına bakmayın..Bazen ne kadar nazik ve neşeli olduğumu düşününce onun evlatlık olduğunu düşünüyorum..Hahaha!’ şeklinde yürüyordu ki, Kanda’nın üzerine doğru yürümeye başlamasıyla kaçıp Allen’in arkasına saklandı;
‘Allen-san!!Koru beni!!’ Ama Allen’in Kanda’yı sakinleştirmeye pek gücü yetecekmiş gibi gözükmüyordu..
O sırada Chou,Aqua’nın elini alıp Kanda’nın yanağına dayamıştı..Kanda,ne olduğunu anlayamadan Aqua’ya döndü..Aqua,kıpkırmızı kesilmişti.. Bu –samuray benzeri yarı çıplak uzun açık saçlı- çocuk çok sexy gözüküyordu..
Bu pozisyonda durmaya devam ederlerken, Kanda’nın mugeni tutan eli yavaş ça aşağıya inmişti..Gözleri doğrudan Aqua’ya bakıyordu ve yüzünün kızgın hatları yumuşuyordu..
Chou,yaptığından memnun gülümsedi;
‘Aqua’nın sessiz halinin bir iyi yönü varsa, o da insanlara huzur vermek..’ dedi..Aradan Shin çıktı;
‘İyi ama bu innocence değil ki..’ Chou gülümsedi;
‘Evet..Değil..’

Bu durumda biraz daha durdular..En sonunda Kanda tam geriye çekiliyordu ki,Allen’in arkasından fırlayan Celestite,Kanda’nın koluna girip onu sıkıca kendisine yapıştırdı;
‘Bu kadarı yeter ondan uzak dur!’ diye çemkirdi kız..Oyuncağını almak isteyen kötü birine bakarcasına düşmanca bakıyordu..Aqua ise şaşkınca kafasını yana yatırdı..O sırada Buket,havayı değiştirmek amacıyla öne çıkarak gidip Allen’e elini uzattı;
‘Sizinle tanıştığıma sevindim Allen..Hakkınızda çok şey duydum..’
Allen, az önce olan şeyin şaşkınlığına rağmen elini uzattı;
‘Be-Beni tanıyormusunuz?’
Buket,yüzüne büyük bir gülümseme yerleştirdi;
‘Tahmin bile edemezsin..’
O sırada Celestite,bir yandan Aqua’ya, bir yandan Allen’e bakıyorlardı..
‘Hey Yu..Bana mı öyle geliyor yoksa bu ikisi aşırı dereceden benziyor mu?’
Ama Kanda, Celestite’yi duymamıştı bile..Sadece az önce bakakaldığı o gümüş renkli gözleri düşünüyordu;
Kesinlikle karanlık bir şeye sahipti o gözler…

Xxx

Aqua,artık şu kelimeyi duymaktan feci halde sıkılmıştı;
‘Seni bir yerden tanıyor muyum?’
İşin sinir bozucu yanı, Aqua’nın da aynı kelimeyi Allen ve Celestite denilen exorcistlere söyleyebilecek olmasıydı..
Özellikle Allen..Çok tanıdıktı..
Aqua tam onunla bir yerlerden tanışıp tanışmadıklarını anlamak üzere yanına gidiyordu ki Komui,çocuğu kolundan tuttuğu gibi kaçırmıştı..Çocukta bir şey anlamamıştı..

Lenalee,herkesi birbirine tanıtmıştı..Sonuçta Celestite’nin saçını yolmadan dinleyebileceği tek kişi oydu..Her şey açıklandığında,Celestite’te Osmanlıdan gelen arkadaşlarını bağrına basmıştı..
Aqua hariç..Ona , ‘Gözüm üzerinde..Kanda’dan uzak dur! O benim!’ dercesine bakıyordu..
Kanda’nın ise onlara acıyacak ya da özel ilgi gösterecek olduğunu düşünmek saçmalıktı zaten..
Aqua’nın sesi hala geri gelmemişti bu yüzden de kenarda durup arkadaşlarının konuşmalarını dinliyordu;
Kanda ve Lovel,birbirlerine sürekli laf sokma yarışındaydı..Lenalee’de aralarında durup onları sakinleştirmeye çalışıyordu..
Shin ve Chou,Celestite ile kahkahalara boğuluyordu..Aqua,şefkatle gülümsedi..Onları mutlu görmek güzeldi..
Ama her şey bir yana, Aqua, Nage ve Bihter’in Crowley ile konuşacak ne bulduğunu merak ediyordu..
‘Maraş dondurması?’ diye geçirdi içinden ve kendi kendine güldü..
Sonra da kapıdan dışarıya çıktı..Ne de olsa konuşamıyordu bari etrafı gezseydi..
Kız,bu düşüncelerle Kara Emir’de gezinmeye başladı..Oldukça dolandıktan sonra,Bilim Departmanı’na gelmişti.Reever,kendisini görünce gülümsedi;
‘Merhaba Aqua..’
Aqua!da gülümsedi..Reever çok nazik bir beyfendiydi..Ama..Arkasında kocaman,tuhaf bir şey vardı..Kız kalakalmıştı..Üzerinde rakamların yazılı olduğu kırık aynalardan oluşan tuhaf bir yapıydı bu..
‘Etkileyici değil mi? İstersen seni oraya götürebilirim..Allen’da piyano odasında olmalı zaten..’
Diye bir ses geldi arkadan..Kız,arkasını dönüp gülümsedi..Lavi çok sevimliydi.. Birdenbire kızarmıştı..
Aqua,bir yandan çocuğun kolunu çekiyor,bir yandan da dinliyordu;
‘Bu,bir çelit ışınlanma aleti..Milenyum Kontu’nun eski evine açılıyor ve oradan da bütün dünyaya dağılıyor..Eğer yemek artıklarını izlersek Allen’in gizli piyano odasını bile bulabiliriz!’

Xxx

Evet..İçerdeydiler..Hatta piyano odasının kapısında duruyordu Lavi. Ama..Gördüğü şeye bir anlam veremiyordu..Allen ve Aqua birbirlerine sıkıca sarılmıl ağlıyorlardı..Ama..Neden?
Kübün içine girdikleri anda Lavi,Allen’in piyanosunu çaldığını duymuştu..Çok huzur verici bir şeydi bu..Kendilerini kübün içinden silinmekten kurtaran melodiydi..
Ama,Aqua sesi duyar duymaz çılgına dönmüştü ve koşarak odaya dalmıştı..
Lavi,kızın sesinin çıkmadığını sanıyordu..Ama,Allen’in piyanosuyla uyumlu bir şarkı söylemeye başlamıştı birdenbire..Çocuk şaşkınca izliyordu..

‘Ve sonra çocuk derin bir uykuya daldı..
Küllerin içinde zar zor nefes alan alevler birer birer,
O sevgili yüze doğru yükseldiler..
Binlerce hayal,Dünya’nın üzerine dökülüyor..
Gümüş gözlerin parladığı o gece de,sen doğdun ışıklarla birlikte…
Kaç milyon yıl geçerse geçsin..
Kaç milyon dua Dünya’ya geri dönerse dönsün..
Dua etmeye devam ediyorum..
Herkese sevgi için..
Birleşmiş ellerini öpmek için…’

Şarkı bittiğinde, ikisi de sanki içinde oldukları bir transtan yeni çıkmışlarmış gibi kalakalmıştı..Hemen ardından da kafalarını tutarak bir müddet çığlık attılar..Oldukça canları yanıyormuş gibi gözüküyordu..En sonunda, Allen’in burnundan kan gelmişti..Ama acı kesilmiş gibi gözüküyordu…

‘Sen..Kafamda şarkıyı söyleyen o kızsın..’
‘Sen piyanoyu çalan çocuksun..’

Bir müddet daha birbirlerine baktıktan sonra, ikisi de sanki uzun zamandır gözlerinin önünde duran bir şeyi yeni anlamış gibi gözlerini kocaman açtılar..Hemen ardından da koşarak birbirlerine sarıldılar..

‘Uzun zaman oldu kardeşim..’
‘Hem de çok uzun zaman…’

aha büyük karşılaşma sonunda geldi xD bunu biliyordum u.u çok güzel bir yerde kalmışsın yine T.T

wayy ne güzel yerde bitmiş u.u ama cadı himecim bir kaç eksiğini gördüm sölemeden edemicem
Lovel'ın kanda'ya çıkışması iyi hoş güzel olmuşta..Beinm tanıdığım kanda sadece "ne" demez yani oda ilk bi şaşırır ama sonra anında oda laf sokar bilmem anlatabildim mi =P ve o Celestite'e de sinir oldum "kanda benim!" de ne demekmiş -_- peh >.< yolarım saçını başını o kızın =P
bide Allen ve Aqua meselesi var. Aqua'yı geçtimde..Yani allen içind şarkı söyleyen kızdan onun kardeşi olduğunu nası çıkardı? yani orda biraz bozukluk var bide xD

Vay be eleştireceğim tuttu ffyi xDDD nese sustum son sözüm yeni bölümü bekliyorum

dsadasdsa hemen hepsine açıklama yapıyorum

[Verecek cevabım var ]

Celestite ve Kanda'nın arasında bi kizuna var O yüzden Kanda'yı sahipleniyor ama Kanda2dan pek tepki yok zaten

O sırada Ne? Derken nasıl desem bi donma böyle tepesinden karanlık alevlerin fışkırması falan XD Demonitic aura yaydığını şaaptım

Son olarakda şarkıda bi halt var evet Ama nasıl kendilerine geldiğini gelecek bölüm anlatmayı düşünüyordum yoksa böyle O___o'' şeklinde kalmak mümkündür

Aqua, bacım, bu bölüm de her zamanki gibi muhteşem fakat...
Ben hala Tyki istiyorum biliyosun demi?
Edit: bi de kanda 7/24 üstsüz dolaşsın itiyorum *w* isterse zatürre olsun umrumda değil *Q*

Zuhahha Evet haklısın O___o Bencede kandaya yeni bir tasarım yapmalıyız *-*

Celestite bütün tokalarını saklar kandanın saçlarınıda toplayamaz

Ve merak etme bacıım Ven dsem kısaca ? Ehe Tykki Mikk'te gelecek elbet U____u

hangi bölümde gelcek ya? her bölüm Tyki var diye içimde bir umut yeşererek açıyorum sayfayı, bi bakıyorum YOK! Vendy-chan diebilirsin bana asdasdas xD evet kanda saçı açık ve üstsüz dolaşsın *-* -hayal dünyasında...-