___Işığın Kalbi___ Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 8, 9, 10, 11, 12, 13, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
begenmenize sevindim işte yeni bölümüm ^^
***************
--Beni duydun Aura..Herhalde hep burada yaşayacak değiliz..Dönem bitti ve bizde evimize geri dönüyoruz..
--Saçmalama daha Şubat ayındayız
--Demek burada dönem çabuk bitiyormuş Aura...Her enyse valizlerini toparlamaya başla..
Ve odadan çıktı Hiro..Aura gerçekten üzülmüştü buna...Sevdiği kişilerden ayrılacakmıydı yani şimdi? Alice'den,Misty'den,Rose'dan,Suzaku'dan ve hatta Leonard'tan..Tamda yeni yeni anlamaya başlıyorlardı birbirlerini...
**********************
Kötü haber tez yayılır derler...Okuldaki hemen hemen herkes bu ahberi almıştı...Gerçekten bir hüzün kaplamıştı etrafı çünkü herkesle bir muhabbeti vardı Japonya'dan gelenlerin..Ama belkide bu habere en çok üzülen kişi Alice olmuştu..Okulun bahçesinde Zencer'la birlikte bir bankta otururken almıştı bu haberi...
--Ne?Anlamadım gidiyormusnuz?
Zencer hiçbirşey demeden sadece uzaklara bakıyordu..
--Zencer bana cevap ver!!!Gidiyormusnuz?
Ve Zencer kafasını ağır ağır çevirdi..Alice'in gözleri dolmuştu..Eliyle onları sildi..Yüzünü,ellerinin arasına aldı ve tam gözlerinin içine bakarak şöyle dedi...
--Seni seviyorum...
Alice gözlerini kocaman kocaman açtı..Zencer bunu ilk defa söylemişti..Boynuna sarıldı Zencer..
--Bende seni..
dedi ve doya doya ağlamaya başladı..İsyan ediyordu kadere...
--O zaman gitme..Kal benimle yalvarırım lütfen...Seni daha yeni buldum...Kaybetmeye dayanamam anlıyormusunu beni dayanamam!!!!
Zencer'ın yüreği kan ağlıyordu ama yapabilecek hiçbirşeyi yoktu..Yavaşça Alice'in saçlarını okşadı..Bir müddet boyunca öylece kaldılar..En sonunda Alice sakinleşmişti..
--Özür dilerim..Çocukça davrandım yine...Bunun senin elinde olmadığını biliyorum...Ama yinede..Anla beni..Bu çok zor...
Zencer anlayışlı kafasını salladı ve şöyle dedi
--Benden sonra...Eğer yeniden aşık olursan...Ben buna karşı çıkmam..
Ama Alice 2 parmağıyla kapattı Zencer'ın ağzını...
--Evet gidiyorsun ama biliyorumki ya sen..Ya da ben geleceğim sana...İnsan bir çok kez aşık olur..Ama sadece biri gerçek aşktır bunların...Gerçek aşkımı kaybetmem ve ona ihanet etmem Zencer...
*****************
Leonard ise hiçbirşeyn habersizdi..Bugün okula geç kalmıştı ve oda bugünlük gitmesem birşey olmaz diyerek öğlene kadar uyumuştu..Bu nedenle olanlardan haberi yoktu...Aura okuldan eve tek başına gelmişti bugün...Yüzü çok soluktu...Gülmüyordu bu aralar ve neşesi yoktu..Leonard ise gülümseyerek karşılaşmıştı onu
--Hayrola kırmızı melek bi sorunmu var?
Aura ise Leonard'ın gözlerinin tam ortasına baktı...Oldukça üzgün bakışlardı bunlar..Leonard durumun ciddiyetini anlamıştı
--Aura ne odlu söylesene?
Aura koştu ve Leonard'ın boynuna sarılarak ağlamaya başladı..
--Biz..Japonya'ya geri dönüyoruz...
Ve bir solukta anlatılan olaylar...Leonard'ın yüzündeki şok ifadesi..
**************************
2 hafta tahmin edilendende çabuk geçmişti..Şu işe bakın...İşte İngilizler Japonları geri uğurluyorlardı..Herkes üzgündü..Ama Aura gülümsemeye çalışıyordu...
--Hepinizle tnaıştığıma gerçekten çok memnunum dostlar..Hepinizle iyi kötü birşeyler yaşadık ve sizi gerçekten çok sevdik..Bizleri aranıza kabul ettiğiniz için gerçekten çok teşekkürler ama artık gitme vaktimiz geldi..
Birbirlerine sarılıp veda ettiler...Rose ağlamaya başlamıştı..Aura onun yanına gitti ve elini tuttu
--Ama ağlarsan benide üzersin Rose..Lütfen..Herşey çok güzel olacak eminim..
--Sizsiz olduktan sonra pek önemi yok..
Bunu diyen Alice'di..Oldukça üzgün bir şekilde yere bakıyordu..Son bir duyuruyla uçağın kalkacağı haber verildi..Son bir kez sarıldılar biribrlerine ve uçağın girişine doğru yürümeye başladı yolcular...Herşey,Aura'nın söylediği şu sözlerle son bulmuştu..
--Unutmayın..Bir kere aşık olupta onu kaybetmek,hiç aşık olmamaktan çok daha iyidir..Elveda...
***************
--Beni duydun Aura..Herhalde hep burada yaşayacak değiliz..Dönem bitti ve bizde evimize geri dönüyoruz..
--Saçmalama daha Şubat ayındayız
--Demek burada dönem çabuk bitiyormuş Aura...Her enyse valizlerini toparlamaya başla..
Ve odadan çıktı Hiro..Aura gerçekten üzülmüştü buna...Sevdiği kişilerden ayrılacakmıydı yani şimdi? Alice'den,Misty'den,Rose'dan,Suzaku'dan ve hatta Leonard'tan..Tamda yeni yeni anlamaya başlıyorlardı birbirlerini...
**********************
Kötü haber tez yayılır derler...Okuldaki hemen hemen herkes bu ahberi almıştı...Gerçekten bir hüzün kaplamıştı etrafı çünkü herkesle bir muhabbeti vardı Japonya'dan gelenlerin..Ama belkide bu habere en çok üzülen kişi Alice olmuştu..Okulun bahçesinde Zencer'la birlikte bir bankta otururken almıştı bu haberi...
--Ne?Anlamadım gidiyormusnuz?
Zencer hiçbirşey demeden sadece uzaklara bakıyordu..
--Zencer bana cevap ver!!!Gidiyormusnuz?
Ve Zencer kafasını ağır ağır çevirdi..Alice'in gözleri dolmuştu..Eliyle onları sildi..Yüzünü,ellerinin arasına aldı ve tam gözlerinin içine bakarak şöyle dedi...
--Seni seviyorum...
Alice gözlerini kocaman kocaman açtı..Zencer bunu ilk defa söylemişti..Boynuna sarıldı Zencer..
--Bende seni..
dedi ve doya doya ağlamaya başladı..İsyan ediyordu kadere...
--O zaman gitme..Kal benimle yalvarırım lütfen...Seni daha yeni buldum...Kaybetmeye dayanamam anlıyormusunu beni dayanamam!!!!
Zencer'ın yüreği kan ağlıyordu ama yapabilecek hiçbirşeyi yoktu..Yavaşça Alice'in saçlarını okşadı..Bir müddet boyunca öylece kaldılar..En sonunda Alice sakinleşmişti..
--Özür dilerim..Çocukça davrandım yine...Bunun senin elinde olmadığını biliyorum...Ama yinede..Anla beni..Bu çok zor...
Zencer anlayışlı kafasını salladı ve şöyle dedi
--Benden sonra...Eğer yeniden aşık olursan...Ben buna karşı çıkmam..
Ama Alice 2 parmağıyla kapattı Zencer'ın ağzını...
--Evet gidiyorsun ama biliyorumki ya sen..Ya da ben geleceğim sana...İnsan bir çok kez aşık olur..Ama sadece biri gerçek aşktır bunların...Gerçek aşkımı kaybetmem ve ona ihanet etmem Zencer...
*****************
Leonard ise hiçbirşeyn habersizdi..Bugün okula geç kalmıştı ve oda bugünlük gitmesem birşey olmaz diyerek öğlene kadar uyumuştu..Bu nedenle olanlardan haberi yoktu...Aura okuldan eve tek başına gelmişti bugün...Yüzü çok soluktu...Gülmüyordu bu aralar ve neşesi yoktu..Leonard ise gülümseyerek karşılaşmıştı onu
--Hayrola kırmızı melek bi sorunmu var?
Aura ise Leonard'ın gözlerinin tam ortasına baktı...Oldukça üzgün bakışlardı bunlar..Leonard durumun ciddiyetini anlamıştı
--Aura ne odlu söylesene?
Aura koştu ve Leonard'ın boynuna sarılarak ağlamaya başladı..
--Biz..Japonya'ya geri dönüyoruz...
Ve bir solukta anlatılan olaylar...Leonard'ın yüzündeki şok ifadesi..
**************************
2 hafta tahmin edilendende çabuk geçmişti..Şu işe bakın...İşte İngilizler Japonları geri uğurluyorlardı..Herkes üzgündü..Ama Aura gülümsemeye çalışıyordu...
--Hepinizle tnaıştığıma gerçekten çok memnunum dostlar..Hepinizle iyi kötü birşeyler yaşadık ve sizi gerçekten çok sevdik..Bizleri aranıza kabul ettiğiniz için gerçekten çok teşekkürler ama artık gitme vaktimiz geldi..
Birbirlerine sarılıp veda ettiler...Rose ağlamaya başlamıştı..Aura onun yanına gitti ve elini tuttu
--Ama ağlarsan benide üzersin Rose..Lütfen..Herşey çok güzel olacak eminim..
--Sizsiz olduktan sonra pek önemi yok..
Bunu diyen Alice'di..Oldukça üzgün bir şekilde yere bakıyordu..Son bir duyuruyla uçağın kalkacağı haber verildi..Son bir kez sarıldılar biribrlerine ve uçağın girişine doğru yürümeye başladı yolcular...Herşey,Aura'nın söylediği şu sözlerle son bulmuştu..
--Unutmayın..Bir kere aşık olupta onu kaybetmek,hiç aşık olmamaktan çok daha iyidir..Elveda...



işte yeni bölüm ^^
***********************
Dostlarından ayrıldıktan sonra eve gelmelerinin ardından bri hafta geçmişti..Aura oldukça üzgündü..Kimseyle konuşmuyordu.Sessizce oturuyor ve ona bir soru yöneltildiğinde gülümsemeye çalışarak sadece kafasıyla onaylıyordu..Onun bu hali herkesin yüreklerini parçalıyordu.Zaten onlarda üzgündü dostlarından ayırldıklarından dolayı ama Aura'nın bu hali acılarına acı katıyordu..
--Söylesene Riko..Ne yapmalıyız? Aura hiç konuşmuyor...
--Haklısın Hiro.Ama yapabileceğimiz hiçbirşey yok..Birkaç gün sonra doğum günü var..Hemde 18. yaş günü ama o bunu sevinçle kutlayamayacak kadar üzgün...
--Ne dersin?Ona bir parti hazırlayalım mı?
--Bunun onu mutlu edeceğini hiç sanmam..
--Evet ama benim bir fikrim var..
dedi ve gülümsedi Hiro..
***************
--Hey Aura!!
Tiran elleri cebinde Aura'nın yanına gitti..Aura kulağında kulaklıkla büyük pencerenin kenarına oturmuş dışarıyı izliyordu...Tiran'ın geldiğini farketmemişti..Tiran hafifçe dudak büktü..Oda onun bu haline çok üzülüyordu...Yavaşça Aura'nın yanına oturdu..Aura ona şakınca baktı ama Tiran Aura'nın bir kulağından kulaklığı aldı ve kendi kulağına taktı...Sonrada Aura'nın başını kendi göğsünün üzerine koydu ve öylece müziği dinlemeye başladılar..
Ne kadar garip..Onlar bu şarkıyı dinlerken..Aynı şarkyıı birileri daha dinliyordu...Zencer,Alice ve Leonard...
******************
--Hey Aura-channn bu aralar çok solgunsun iyimisin?
Aura irkildi ve araksındaki bir birinci sınıf öğrencisine güldü(lise 1
)
--Evet canım iyiyim..Sorduğun için teşekkürler..
Ve kız gülmüseyerek gitti..Aura ise yine suratını astı..Alice'i,Rose'u,Misty'yi,Suzaku'yu ve Leonard'ı çok özlemişti...Ama tanrı bilri bir daha ne zaman görüşeceklerdi..Aura'nın artık ne zaman kavramı kalmıştı nede başka bişey..Sürekli oadan oraya gidiyordu..hava kararınca eve gitme vaktinin geldiğini anlıyordu anca...Onun dışında okulun bahçesinde dolaşıp duruyordu...Öylesine...
Zencer onun acısını anlayan en iyi kişyidi..Aura öylesine bahçede dolaşırken oda bahçeden onu izliyordu..Onunda hali Aura'dan farksızdı ama o duygularını içine atıyordu...
********************
--Auraaaaa saan bir süprizimiz var!!!!
Aura isteksizce kafasını çevirdi..
--Neymiş bu süpriz?
--Süprizzzz bu nedenle içeriye git ve en güzel kıyafetini giy..
Aura ,Kari'ye gülümsedi
--Söylesene maskeli balo'da giydiğim kırmızı melek kostümüme ne dersin..
Kari bir müddet öyle kaldı sonrada Aura'nın kolundan çekerek onu odaya götürdü
--En iyisi ben sana yardımcı olayım..
*****************
Kari Aura'ya dollabından bir kıyafet seçmişti ve onu giyinme kabinine itip kendi dışarıya çıkmıştı..Aura isteksiz olduğundan dolayı bu kadar mükemmel bir kıyafet dahi oturmamıştı üzerine..Kari onu çekip hemen güzel bir saç modeli yaptı ve makyajını yaptı..Annesi ünlü bir kozmetikçi olduğundan oda bu konuda birşeyler biliyordu ama Aura bundan pek memnun değildi..Kari onu çekiştire çekiştire arabaya bindirdiğinde saat akşam 10'u gösteriyordu...Arabada Aura'nın yüzü hiç gülmedi ama Kari sürekli espri yapmaya çalışıyordu..En sonunda oda pes etmişti...Sadece dışarıyı izliyordu...Aura'nın karamsarlığı bulaşıcıydı..En sonunda araba durdu ve Kari arabadan indi..Sonrada Aura'nın kapısını açtı ve elinden tutarak inmesine yardımcı oldu..Okulun bahçesindeydiler..Heryer çok karanlıktı..Sakura ağaçları mükemmel görünüyordu...Ay ışığı onlara vuruyordu..Aura tam ağaçların arasından geçerken birdenbire her yerden konfetiler çıkmaya başladı...Birden her yer aydınlanmmıştı..Şu işe bakın...Küçkü bir doğum günü partisiydi bu..Aura için yapılmış...
***********************
Aura birdenbire çok şaşırmıştı..
--Burada neler oluyor?
--Yoksa küçük prenses unuttularmı bugün kendilerinin doğum günü..
Aura bir müddet Tiran'a öylece baktı..Sonra uzun zamandır hiç yapmadığı şekilde gülümsedi
--Evet...Bugün benim 18.yaş günüm..
--Teknik olarak yarın senin doğum günün ama zaten yarına yarım saat kaldı öyle değilmi?
Sadece 7 kişiydiler ama mutluytdular...Nede olsa Aura yine gülüyordu...
Bir müddet dans edip şakırlar söylediler ve yemek yediler..En sonunda Keiji bağırdı
--Şimdi hediye zamanıı!!!!!
Birdenbire herkes Aura'nın önüne sıraya dizilmişlerdi..Aura gülümsedi..İlk hediye Kari'nindi..
--Teknik olarak üzerindeki kıyafet benim hediyem Aura..
Aura birdenbire üzerindeki kıyafete baktı..Mor düz kesimli bir kıyafetti..Kolsuzdu ve oldukça güzel bir kıyafetti..
--Ah teşekkürler Kari!!!
Ve boynuna sarıldı Kari'nin..Önce biraz utanıp kızardı Kari..Sonrada elini kafasına götürdü ve kenara çekildi..Sıradaki hediye Keiji'dendi..Elinde küçük bir kutu duruyordu.Keiji kutuyu verdi ve kenara çekildi..Aura ktuuyu açtı ve bir anlık şok yaşadı...Kutunun içinde Kocaman zümrütlü güzel bri taç duruyordu...Küçük elmas taşlarla süslenmişti..
--Bu..Çok güzel Keiji..
Keiji'nin ynaağına ufak bir öpücük kondurdu Aura..Bu ufak çapta bir şok yaratmıştı ama hemen geçti..Keiji'de Kari'nin yanıan geçti..Sıra Zencer'ın hediyesindeydi..Bu hediye büyükçe bir kutunun içindeydi..Zencer onu yere koydu..Aura ona garip garip baktı..Sonra kututnun üzerindeki kurdeleyi açtı ve Aura birden irkildi..İçinden harika bir hayvan çıkmıştı..Bembeyaz bir kediydi bu...Tüyleri çok kabarık ve yumuşacıktı..Kuyruğu ince kuyruklardan değildi oldukça kabarıktı..O kadar sevimliydiki..Aura onu kucaına aldı ve okşamaya başladı..Masmavi gözleri vardı ve Aura'ya miyavlıyordu..
--Oh Zencer bu mükemmel bişey..
--Bu bir İran ve Ankara kedileri karışımı melez...Ailemin genetik üzerine çalıştıklarını söylemiştim...Onu ben büyüttüm ama şimdi onu sana vermek istiyorum..
--Ah Zencer çok teşekkürler!!!
Ve Zencer'a kocaman sarılarak onu öptü..Aura bu hediyeye gerçekten çok sevinmişti..
--Peki söylesene Zencer bu sevimli kediciğin adı ne?
--İsmi Amore..
--Yani aşk..Anladığım kadarıyla güzel bir dişi..
--Evet..Öyle..
Aura gerçekten çok sevinmişti..Kedileri çok severdi..Genleriyle oynanmış bu zavallı kediciğide çok sevimşti..Kedide onu çok sevmiş gibi görünüyordu..
Hediye verme sırası Tiran'daydı..
--Sana aslında iki tane hediye aldım..
Cebinden bir tane bileklik çıkardı Tiran..Oldukça güzel değerli taşlarla süslenmiş bir bileklikti bu...
--Ama galiba bu bilekliğin nasıl daha iyi olacağını biliyorum..
dedi ve eğilerek Amore'un boynuna taktı bilekliği..Oldukça güzel görünüyordu..
--Hahaha bu çok yakıştı..
Tiran birden Aura'nın arkasına geçti ve boynuna aynı bilekliğin kolyesini taktı.
--Kediside sahibine benzesin...
Aura Tiran'a gülümsedi..
--Dhaa basit hediyeler düşünemezmiydiniz?Bunlar geçrketen çok pahalı..
--Sıra bizde!!!
diye bağırdı Hiro...
--Bu Riko ve benim ortak hediyemiz..İyiki doğdun Aura!!!!
Ve ağaçların arasından çıkan kişiler...Aura önce inanamadı..Kendine geldiğinde hızla o tarafa doğru koştu ve herkese teker teker sarıalrak ağlamaya başladı..
--BURADA OLDUĞUNUZA İNANAMIYORUMN!!!!!
Evet...Hiro ve Riko Aura'ya hediye olarak ingilteredeki dostlarını getirtmişlerdi..Bu belkide gecenin en güzel süpriziydi..Sevinç çığlıkları,kucaklaşmalar...
--Sizleri çok özledim...
Herkesle doya doya özlem giderdiler...Zencer ve Alice'in birbirlerine sarılmaları görülmeye değerdi..Leonard ise nazikçe eğlip Aura'nın elini öpmekle yetinmişti..Herşey harikaydı...Ama gece yarısına sadece 1 dakika kalmıştı..
--Hey Aura bri diler tut!!!
diye bağırdı Leonard..Aura ise gidip Hiro ve Riko'nun ellerini tutup yanaklarına bir öpücük kondurdu..
--Dileklerim zaten gerçek odlu başka ne isterimki..
--Haydi geri sayım!!!3!!!2!!!1!!!0!!!
Ve birdenbire Aura parlamaya başladı...Herşey birden ışıldamaya vaşlamıştı..Hiçbirşey görülmüyordu..Birdenbire Aura'nın bedeninin içinden 2 ayrı ışık çıktı..Biri gecenin karnalığında kayboldu..Öbürüde Aura'nın içnie geri döndü..Herkes şaşkındı..
--Burada neler oldu biraz önce!!!!
diye bağırdı Tiran...Misty ise hafif bir tebessümle kafasını kaldırdı ve gülümsedi..
--Herşey şimdi başlıyor...Artık öğrenmenizin zamanı geldi...
Ve herkes Aura'nın yerde hareketsiz yatan bedenine baktı....
***********************
Dostlarından ayrıldıktan sonra eve gelmelerinin ardından bri hafta geçmişti..Aura oldukça üzgündü..Kimseyle konuşmuyordu.Sessizce oturuyor ve ona bir soru yöneltildiğinde gülümsemeye çalışarak sadece kafasıyla onaylıyordu..Onun bu hali herkesin yüreklerini parçalıyordu.Zaten onlarda üzgündü dostlarından ayırldıklarından dolayı ama Aura'nın bu hali acılarına acı katıyordu..
--Söylesene Riko..Ne yapmalıyız? Aura hiç konuşmuyor...
--Haklısın Hiro.Ama yapabileceğimiz hiçbirşey yok..Birkaç gün sonra doğum günü var..Hemde 18. yaş günü ama o bunu sevinçle kutlayamayacak kadar üzgün...
--Ne dersin?Ona bir parti hazırlayalım mı?
--Bunun onu mutlu edeceğini hiç sanmam..
--Evet ama benim bir fikrim var..
dedi ve gülümsedi Hiro..
***************
--Hey Aura!!
Tiran elleri cebinde Aura'nın yanına gitti..Aura kulağında kulaklıkla büyük pencerenin kenarına oturmuş dışarıyı izliyordu...Tiran'ın geldiğini farketmemişti..Tiran hafifçe dudak büktü..Oda onun bu haline çok üzülüyordu...Yavaşça Aura'nın yanına oturdu..Aura ona şakınca baktı ama Tiran Aura'nın bir kulağından kulaklığı aldı ve kendi kulağına taktı...Sonrada Aura'nın başını kendi göğsünün üzerine koydu ve öylece müziği dinlemeye başladılar..
Ne kadar garip..Onlar bu şarkıyı dinlerken..Aynı şarkyıı birileri daha dinliyordu...Zencer,Alice ve Leonard...
******************
--Hey Aura-channn bu aralar çok solgunsun iyimisin?
Aura irkildi ve araksındaki bir birinci sınıf öğrencisine güldü(lise 1

--Evet canım iyiyim..Sorduğun için teşekkürler..
Ve kız gülmüseyerek gitti..Aura ise yine suratını astı..Alice'i,Rose'u,Misty'yi,Suzaku'yu ve Leonard'ı çok özlemişti...Ama tanrı bilri bir daha ne zaman görüşeceklerdi..Aura'nın artık ne zaman kavramı kalmıştı nede başka bişey..Sürekli oadan oraya gidiyordu..hava kararınca eve gitme vaktinin geldiğini anlıyordu anca...Onun dışında okulun bahçesinde dolaşıp duruyordu...Öylesine...
Zencer onun acısını anlayan en iyi kişyidi..Aura öylesine bahçede dolaşırken oda bahçeden onu izliyordu..Onunda hali Aura'dan farksızdı ama o duygularını içine atıyordu...
********************
--Auraaaaa saan bir süprizimiz var!!!!
Aura isteksizce kafasını çevirdi..
--Neymiş bu süpriz?
--Süprizzzz bu nedenle içeriye git ve en güzel kıyafetini giy..
Aura ,Kari'ye gülümsedi
--Söylesene maskeli balo'da giydiğim kırmızı melek kostümüme ne dersin..
Kari bir müddet öyle kaldı sonrada Aura'nın kolundan çekerek onu odaya götürdü
--En iyisi ben sana yardımcı olayım..
*****************
Kari Aura'ya dollabından bir kıyafet seçmişti ve onu giyinme kabinine itip kendi dışarıya çıkmıştı..Aura isteksiz olduğundan dolayı bu kadar mükemmel bir kıyafet dahi oturmamıştı üzerine..Kari onu çekip hemen güzel bir saç modeli yaptı ve makyajını yaptı..Annesi ünlü bir kozmetikçi olduğundan oda bu konuda birşeyler biliyordu ama Aura bundan pek memnun değildi..Kari onu çekiştire çekiştire arabaya bindirdiğinde saat akşam 10'u gösteriyordu...Arabada Aura'nın yüzü hiç gülmedi ama Kari sürekli espri yapmaya çalışıyordu..En sonunda oda pes etmişti...Sadece dışarıyı izliyordu...Aura'nın karamsarlığı bulaşıcıydı..En sonunda araba durdu ve Kari arabadan indi..Sonrada Aura'nın kapısını açtı ve elinden tutarak inmesine yardımcı oldu..Okulun bahçesindeydiler..Heryer çok karanlıktı..Sakura ağaçları mükemmel görünüyordu...Ay ışığı onlara vuruyordu..Aura tam ağaçların arasından geçerken birdenbire her yerden konfetiler çıkmaya başladı...Birden her yer aydınlanmmıştı..Şu işe bakın...Küçkü bir doğum günü partisiydi bu..Aura için yapılmış...
***********************
Aura birdenbire çok şaşırmıştı..
--Burada neler oluyor?
--Yoksa küçük prenses unuttularmı bugün kendilerinin doğum günü..
Aura bir müddet Tiran'a öylece baktı..Sonra uzun zamandır hiç yapmadığı şekilde gülümsedi
--Evet...Bugün benim 18.yaş günüm..
--Teknik olarak yarın senin doğum günün ama zaten yarına yarım saat kaldı öyle değilmi?
Sadece 7 kişiydiler ama mutluytdular...Nede olsa Aura yine gülüyordu...
Bir müddet dans edip şakırlar söylediler ve yemek yediler..En sonunda Keiji bağırdı
--Şimdi hediye zamanıı!!!!!
Birdenbire herkes Aura'nın önüne sıraya dizilmişlerdi..Aura gülümsedi..İlk hediye Kari'nindi..
--Teknik olarak üzerindeki kıyafet benim hediyem Aura..
Aura birdenbire üzerindeki kıyafete baktı..Mor düz kesimli bir kıyafetti..Kolsuzdu ve oldukça güzel bir kıyafetti..
--Ah teşekkürler Kari!!!
Ve boynuna sarıldı Kari'nin..Önce biraz utanıp kızardı Kari..Sonrada elini kafasına götürdü ve kenara çekildi..Sıradaki hediye Keiji'dendi..Elinde küçük bir kutu duruyordu.Keiji kutuyu verdi ve kenara çekildi..Aura ktuuyu açtı ve bir anlık şok yaşadı...Kutunun içinde Kocaman zümrütlü güzel bri taç duruyordu...Küçük elmas taşlarla süslenmişti..
--Bu..Çok güzel Keiji..
Keiji'nin ynaağına ufak bir öpücük kondurdu Aura..Bu ufak çapta bir şok yaratmıştı ama hemen geçti..Keiji'de Kari'nin yanıan geçti..Sıra Zencer'ın hediyesindeydi..Bu hediye büyükçe bir kutunun içindeydi..Zencer onu yere koydu..Aura ona garip garip baktı..Sonra kututnun üzerindeki kurdeleyi açtı ve Aura birden irkildi..İçinden harika bir hayvan çıkmıştı..Bembeyaz bir kediydi bu...Tüyleri çok kabarık ve yumuşacıktı..Kuyruğu ince kuyruklardan değildi oldukça kabarıktı..O kadar sevimliydiki..Aura onu kucaına aldı ve okşamaya başladı..Masmavi gözleri vardı ve Aura'ya miyavlıyordu..
--Oh Zencer bu mükemmel bişey..
--Bu bir İran ve Ankara kedileri karışımı melez...Ailemin genetik üzerine çalıştıklarını söylemiştim...Onu ben büyüttüm ama şimdi onu sana vermek istiyorum..
--Ah Zencer çok teşekkürler!!!
Ve Zencer'a kocaman sarılarak onu öptü..Aura bu hediyeye gerçekten çok sevinmişti..
--Peki söylesene Zencer bu sevimli kediciğin adı ne?
--İsmi Amore..
--Yani aşk..Anladığım kadarıyla güzel bir dişi..
--Evet..Öyle..
Aura gerçekten çok sevinmişti..Kedileri çok severdi..Genleriyle oynanmış bu zavallı kediciğide çok sevimşti..Kedide onu çok sevmiş gibi görünüyordu..
Hediye verme sırası Tiran'daydı..
--Sana aslında iki tane hediye aldım..
Cebinden bir tane bileklik çıkardı Tiran..Oldukça güzel değerli taşlarla süslenmiş bir bileklikti bu...
--Ama galiba bu bilekliğin nasıl daha iyi olacağını biliyorum..
dedi ve eğilerek Amore'un boynuna taktı bilekliği..Oldukça güzel görünüyordu..
--Hahaha bu çok yakıştı..
Tiran birden Aura'nın arkasına geçti ve boynuna aynı bilekliğin kolyesini taktı.
--Kediside sahibine benzesin...
Aura Tiran'a gülümsedi..
--Dhaa basit hediyeler düşünemezmiydiniz?Bunlar geçrketen çok pahalı..
--Sıra bizde!!!
diye bağırdı Hiro...
--Bu Riko ve benim ortak hediyemiz..İyiki doğdun Aura!!!!
Ve ağaçların arasından çıkan kişiler...Aura önce inanamadı..Kendine geldiğinde hızla o tarafa doğru koştu ve herkese teker teker sarıalrak ağlamaya başladı..
--BURADA OLDUĞUNUZA İNANAMIYORUMN!!!!!
Evet...Hiro ve Riko Aura'ya hediye olarak ingilteredeki dostlarını getirtmişlerdi..Bu belkide gecenin en güzel süpriziydi..Sevinç çığlıkları,kucaklaşmalar...
--Sizleri çok özledim...
Herkesle doya doya özlem giderdiler...Zencer ve Alice'in birbirlerine sarılmaları görülmeye değerdi..Leonard ise nazikçe eğlip Aura'nın elini öpmekle yetinmişti..Herşey harikaydı...Ama gece yarısına sadece 1 dakika kalmıştı..
--Hey Aura bri diler tut!!!
diye bağırdı Leonard..Aura ise gidip Hiro ve Riko'nun ellerini tutup yanaklarına bir öpücük kondurdu..
--Dileklerim zaten gerçek odlu başka ne isterimki..
--Haydi geri sayım!!!3!!!2!!!1!!!0!!!
Ve birdenbire Aura parlamaya başladı...Herşey birden ışıldamaya vaşlamıştı..Hiçbirşey görülmüyordu..Birdenbire Aura'nın bedeninin içinden 2 ayrı ışık çıktı..Biri gecenin karnalığında kayboldu..Öbürüde Aura'nın içnie geri döndü..Herkes şaşkındı..
--Burada neler oldu biraz önce!!!!
diye bağırdı Tiran...Misty ise hafif bir tebessümle kafasını kaldırdı ve gülümsedi..
--Herşey şimdi başlıyor...Artık öğrenmenizin zamanı geldi...
Ve herkes Aura'nın yerde hareketsiz yatan bedenine baktı....




Yeni bölüm
************************
--Pekala bayan gizemli artık çıkarın şu ağzınızdaki baklayı!!!Yoksa bunu zorla yaparım!!!
--Ne yapacaksınız Bay Hiro?Beynime girip beni kontrol mu edeceksiniz?Yeteneğiniz henüz o kadar gelişmedi bunu unutmayın..
--Sen bunu nereden biliyorsun!!!!
Misty yavaşça etrafı yardı ve Aura'nın yanına çömeldi..
--Herşeyi anlatacağım ama önce küçük prensesimizi güvenli olacağı bir yere götürelim..Başı çok büyük bir belada çünkü..
****************
--Pekala..Size bu anlatacaklarım deli zırvası gibi gelecek ama aslında tamamen doğru..
--Bizim bu olanlarla ne alakamız var önce onu açıklasan hiç fena olmazdı..
--Sabırlı ol Leonard...Bu hikayeyi çok beğeneceğinize eminim..
Zamanın birinde..Büyük bir prenses ve onu korumaya yemin etmiş 4 büyük şovalye varmış..
--Biz bu hikayeyi zaten biliyoruz..Atalarımızın efsanesidir..Güçlerimizin kaynağı..
--Biraz sabırlı olmalısın Riko...
Riko sakince yerine geri oturdu...Misty ise anlatmaya devam etti
--Dediğim gibi zamanın birinde büyük bir prenses ve onu korumaya yemin etmiş 4 büyük şovalye yaşarmış..Prenses,her zaman iyiliği ve güzelliği ile dillere destan biri olmuştu...Dünya'nın kontrolü ondaydı..Ancak bu prensesin birde ikiz kardeşi vardı...Prenses her ne kadar iyiyse oda o derecede kötüydü..
--İyi ama neden?
--Kural budur..Dünyada bir kötü güç,birde iyi güç vardır..Bu her zaman böyledir..Değişemez..Her neyse...Kötü prenses iyi prensesin sahip olduğu her şeyi kıskanırdı..Bu nedenle kendine insanların kıskançlıklarından,öfkelerinden ve bunun gibi diğer kötü huylarından bir ordu yaratmıştı...İnsanların içinde iyilik olduğu kadar,kötülüğünde olduğunu biliyordu çünkü...Her neyse...İnsanoğlu birdenbire ikiye ayrılmıştı..Bir tarafta saf iyilik,öteki tarafta ise saf kötülük vardı..İşin aksi gibi güçler birbirlerinin tamamen eşitiydi..
Prenses buna çok üzülmüştü ve ikiziyle savaşırken,bu savaşı durdurmanın tek yolunun dengeyi yeniden sağlamak olduğunu farketmişti..
--Peki ya sonra?
--Sonra mı? Prenses bütün gücünü kullandı ve ikizini kendi içine hapsetti...Sonrada herkese olanları unutturdu ve oldukça uzun bir uykuya daldı...Hiçkimse ne olduğunu hatırlayamıyordu...Kendi şovalyeleri bile...Ellerindeki tek şey savaş kosstümleri ve prensesin vezirinin beynine yazdığı kaynaklardı...Vezir,herşeyi görüp sonsuza kadar onları saklamakla görevliydi..Bu nedenle olanları hatırlayan bir tek o vardı...
--Misty...Saadete gel..Bütün bunların bizimle ne alakası var?
--Biraz daha sabırlı ol Hiro..Henüz bitirmedim..
Şovalyelerin elinde sadece kıyafetleri ve 4 ayrı madalyon kalmıştı..Vezir,onlara bir kolye daha vermişti...Onlara bütün olanları anlatmıştı ancak zamanla,nesil ilerledikçe kimse buna inanmamaya başladı..Yaşamlarını iyi prensese borçlu olduklarını bilmiyorlardı ve zamanla bu olay bir efsane adını aldı...
--Bizim gücümüzün efsanesi..
--Kesinlikle..
--Peki söylermisin Misty?Bütün bu olanların Aura ile ne alakası var?
Misty muzipçe gülümsedi
--Sence?
Birdenbire Hiro ve Riko birbirlerine bakmaya başladılar...Acaba?
Ama tam o sırada Rose ani bir çıkış yaptı..
--Hayır bu kesinlikle olamaz!!!Aura ile çocukluğumuzdan beri mektuplaşırız...Onu hep tanıyordum ben!!!
Misty ise yavaşça Rose'un yanıan yürüdü..
--Evet..Çünkü sen özelsin Rose...Umut...Prenses ölmüştü belki ama onun ruhu hala yaşıyordu ve sen onunla telepati kuruyordun...Mektup sandığın o şeyler onun beyninden geliyordu aslında...Sende prensesin dostlarından biriydin...
--Benmi?Telepatimi?
Evet...İngilteredeki takıma özel gücün olmadığından dolayı girmek istemedin ama aslında bu senin özel gücündü...Büyük büyük annen kesinlikle harika bir telapati bağı kurabiliyordu...Sende bunu yapabilrisin..Buna eminim..
Birden herşey oturmaya başlamıştı..Alice bir adım öne çıktı..
--Bende ışınlama yeteneğine sahibim...Yani şimdi bendemi?
--Evet Alice..Sende büyük büyük annenin yeteneklerini taşıyorsun..Harika bir komutandı o..Ve bu nedenle sende klubumuzun başıydın...
Riko ,Misty'ye baktı..
--Ben,oldukça hızlı bir şekilde hareket edebiliyorum..
Hiro'da devam etti
--Bende bazen inanılmaz bir şekilde güçleniyorum..
Suzaku'nunda söyleyecekleri vardı
--Ben telekinezi yeteneğine sahibim..Eşyaları hareket ettirebiliyorum..
Son olarak Leonard konuştu
--Ve bende insanların beyinlerine girip onları kontrol edebiliyorum...
Misty'nin ifadesi şeytanca bir hal alımştı
--Ve hepinizin boynunda güçlerinizi simgeleyen madalyonlar var..Siz 4 büyük kumandanın ta kendisisiniz...
Uzun süren bir sessizlik..
--Peki ne yapmamız gerekiyor?
--Hrio!!Herhalde bu saçmalığa inanmadın !!
Bunu söyleyen Kari idi..Hiro ise ona sadece baktı ve şöyle dedi
--Tek bildiğim Aura'nın başının dertte olduğu..
--Bunu nerden biliyorsun?
--Hissediyorum..
Gene uzun bir sessizlik..Alice ellerini bağdaş yapmıştı sessizce yere bakıyordu..
--Peki ya diğerlerimiz?
--Onların özel bir rütbesi yok..Belkide sadece arkadaşltılar..O kadarınıda hatırlayamam...
Riko yarım bir tebessümle güldü
--O zaman sende çok sevgili vezirimizsin öyle değilmi?
Misty gülümsedi
--Zekana her zaman hayran kalmışımdır Riko...
İşte o sırada içeriki odadan bir ışık çıkmaya başladı..Birden hepsi Aura'nın yatağının başına toplandılar...Aura gözleri birdenbire açtı ve her yer parlamaya başladı artık göz gözü görmüyordu..Gözlerini açtıklarında bir çeşit uzay boşluğunun içindeydiler..Hemen karşılarında Aura duruyordu...Oldukça net ve kararlı bir sesle şöyle dedi
--Pekala..Biri bana burada neler olduğunu açıklasın...
Misty öne çıktı
--Prensesim...İkiz kardeşiniz,yapmış olduğunuz büyüyü bozdu ve kaçmayı başardı..
Prenses birdenbire öfkelenmişti
--Bunu nasıl başardı?En son hatırladığıma göre benim için verilen bir parti vardı..
--Evet prensesim..O sırada özgür kaldınız ve görüldüğü üzere..Artık tamamen safsınız..
--Ve arkandaki kişilerde yeni korumalarım öylemi..Hiro,Riko,Suzaku ve Leonard..
Birden iç güdüsel oalrak yere eğilmişlerdi..Prense sise gülümsemişti..Tamda eskiden odluğu gibi..
--Bir vezir,İki siyah şovalye,ikide beyaz şovalye,iki adette prenses öylemi? Çok güzel..
Birdenbire herkes giydiklerinin değiştiğini farketti..Alice,Rose ve Misty gerçekten prenses kıyafetleri içindeydiler..Suzaku ve Riko beyaz,Hiro ve Leonard ise siyah savaşçı kostümündeydiler..
--Evet çok güzel ama benimle gelmiyorsunuz!-Demek bu nedenle sizi birbirine benzetiyormuşum işin ilginçliğine bakın..
Birdenbire herşey tekrar odaya dönüştü..Herkes Aura'ya bakıyordu..Aura gülümsedi
--Galiba buna alışmanız biraz zaman alacak...
Tam odadan çıkacaktıki arkasını döndü
--Tiran,Zencer,Keiji ve Kari...Şu anda oldukça tehlikeli bir vaziyetteyiz...Lütfen gidin ve güvenli bir yerlere saklanın..
Ama Zencer'ın bağırmasıyla lafı yarıda kalmıştı
--ASLA!!Bu güne kadar seni koruduk Aura ve bundan sonrada seni korumaya devam edeceğiz..Kim odluğun bunu değiştirmez..
Herşey o kadar çabuk olmuştuki..Kimse ne odluğunu tam olarak anlayamamıştı hala...Aura derin bir nefes aldı ve bütün olanları onlara bir kez daha anlattı..
--Atalarınızın güçlerine sahipsiniz evet..İsteyen benimle gelmek zorunda değil..İstemeyenler diğer insanalr gibi savaş bitene kadar uyuyacaklardır...Ancak benimle gelmek isteyenleri çeviremem..
--Aura sen ne yaptığının farkındamısın?Bütün bunlardan haberin varmıydı?
Misty öne çıktı ve konuştu
--Hayır..Hiçbirşeyden haberi yoktu ama kötü ikizi bedeninden ayrılınca bütün anılar tekrar canlanmak zorunda kaldılar...Prensesin ruhunu uyandıran şey neydi biliyormusunuz beyler?
Bu soru şovalyelere yöneltilmişti
--Neymiş?
--Sİz...Size 4 ayrı ruh olarak göründü prenses..Zamanın geldiğini anlamıştı..Ama hiçbirşeyden ahberi yoktu bedeninin...Kimliğini aldı ve hiç olmayan biri gibi davranmaya başladı...Ve bugün,18. yaş günündede ruhlar serbest kaldı..Olan tek şey bu..Şimdi,geliyromusunuz?Yoksa buraamısınız?
Hiro biraz düşündü ve Aura'nın yanına gelip gülümsedi
--Sana hep demiyormuydum senin için savaşacağım diye..
Aura gülümsedi
--Sana hep demiyormuydum..Leonard ve seni,Riko ve Suzaku'yu birbirinizden ayıramıyorum diye..
--Evet..O zaman seniel gelip seni korumamıza izin ver..
--Sanki vermesem gelmeyeceksinizde..
dedi prenses ve gülümsedi
--Hadi o zaman...
Gökyüzündeki siyah bulutları gösterdi
--Kardeşim bizden bir adım önde...

************************
--Pekala bayan gizemli artık çıkarın şu ağzınızdaki baklayı!!!Yoksa bunu zorla yaparım!!!
--Ne yapacaksınız Bay Hiro?Beynime girip beni kontrol mu edeceksiniz?Yeteneğiniz henüz o kadar gelişmedi bunu unutmayın..
--Sen bunu nereden biliyorsun!!!!
Misty yavaşça etrafı yardı ve Aura'nın yanına çömeldi..
--Herşeyi anlatacağım ama önce küçük prensesimizi güvenli olacağı bir yere götürelim..Başı çok büyük bir belada çünkü..
****************
--Pekala..Size bu anlatacaklarım deli zırvası gibi gelecek ama aslında tamamen doğru..
--Bizim bu olanlarla ne alakamız var önce onu açıklasan hiç fena olmazdı..
--Sabırlı ol Leonard...Bu hikayeyi çok beğeneceğinize eminim..
Zamanın birinde..Büyük bir prenses ve onu korumaya yemin etmiş 4 büyük şovalye varmış..
--Biz bu hikayeyi zaten biliyoruz..Atalarımızın efsanesidir..Güçlerimizin kaynağı..
--Biraz sabırlı olmalısın Riko...
Riko sakince yerine geri oturdu...Misty ise anlatmaya devam etti
--Dediğim gibi zamanın birinde büyük bir prenses ve onu korumaya yemin etmiş 4 büyük şovalye yaşarmış..Prenses,her zaman iyiliği ve güzelliği ile dillere destan biri olmuştu...Dünya'nın kontrolü ondaydı..Ancak bu prensesin birde ikiz kardeşi vardı...Prenses her ne kadar iyiyse oda o derecede kötüydü..
--İyi ama neden?
--Kural budur..Dünyada bir kötü güç,birde iyi güç vardır..Bu her zaman böyledir..Değişemez..Her neyse...Kötü prenses iyi prensesin sahip olduğu her şeyi kıskanırdı..Bu nedenle kendine insanların kıskançlıklarından,öfkelerinden ve bunun gibi diğer kötü huylarından bir ordu yaratmıştı...İnsanların içinde iyilik olduğu kadar,kötülüğünde olduğunu biliyordu çünkü...Her neyse...İnsanoğlu birdenbire ikiye ayrılmıştı..Bir tarafta saf iyilik,öteki tarafta ise saf kötülük vardı..İşin aksi gibi güçler birbirlerinin tamamen eşitiydi..
Prenses buna çok üzülmüştü ve ikiziyle savaşırken,bu savaşı durdurmanın tek yolunun dengeyi yeniden sağlamak olduğunu farketmişti..
--Peki ya sonra?
--Sonra mı? Prenses bütün gücünü kullandı ve ikizini kendi içine hapsetti...Sonrada herkese olanları unutturdu ve oldukça uzun bir uykuya daldı...Hiçkimse ne olduğunu hatırlayamıyordu...Kendi şovalyeleri bile...Ellerindeki tek şey savaş kosstümleri ve prensesin vezirinin beynine yazdığı kaynaklardı...Vezir,herşeyi görüp sonsuza kadar onları saklamakla görevliydi..Bu nedenle olanları hatırlayan bir tek o vardı...
--Misty...Saadete gel..Bütün bunların bizimle ne alakası var?
--Biraz daha sabırlı ol Hiro..Henüz bitirmedim..
Şovalyelerin elinde sadece kıyafetleri ve 4 ayrı madalyon kalmıştı..Vezir,onlara bir kolye daha vermişti...Onlara bütün olanları anlatmıştı ancak zamanla,nesil ilerledikçe kimse buna inanmamaya başladı..Yaşamlarını iyi prensese borçlu olduklarını bilmiyorlardı ve zamanla bu olay bir efsane adını aldı...
--Bizim gücümüzün efsanesi..
--Kesinlikle..
--Peki söylermisin Misty?Bütün bu olanların Aura ile ne alakası var?
Misty muzipçe gülümsedi
--Sence?
Birdenbire Hiro ve Riko birbirlerine bakmaya başladılar...Acaba?
Ama tam o sırada Rose ani bir çıkış yaptı..
--Hayır bu kesinlikle olamaz!!!Aura ile çocukluğumuzdan beri mektuplaşırız...Onu hep tanıyordum ben!!!
Misty ise yavaşça Rose'un yanıan yürüdü..
--Evet..Çünkü sen özelsin Rose...Umut...Prenses ölmüştü belki ama onun ruhu hala yaşıyordu ve sen onunla telepati kuruyordun...Mektup sandığın o şeyler onun beyninden geliyordu aslında...Sende prensesin dostlarından biriydin...
--Benmi?Telepatimi?
Evet...İngilteredeki takıma özel gücün olmadığından dolayı girmek istemedin ama aslında bu senin özel gücündü...Büyük büyük annen kesinlikle harika bir telapati bağı kurabiliyordu...Sende bunu yapabilrisin..Buna eminim..
Birden herşey oturmaya başlamıştı..Alice bir adım öne çıktı..
--Bende ışınlama yeteneğine sahibim...Yani şimdi bendemi?
--Evet Alice..Sende büyük büyük annenin yeteneklerini taşıyorsun..Harika bir komutandı o..Ve bu nedenle sende klubumuzun başıydın...
Riko ,Misty'ye baktı..
--Ben,oldukça hızlı bir şekilde hareket edebiliyorum..
Hiro'da devam etti
--Bende bazen inanılmaz bir şekilde güçleniyorum..
Suzaku'nunda söyleyecekleri vardı
--Ben telekinezi yeteneğine sahibim..Eşyaları hareket ettirebiliyorum..
Son olarak Leonard konuştu
--Ve bende insanların beyinlerine girip onları kontrol edebiliyorum...
Misty'nin ifadesi şeytanca bir hal alımştı
--Ve hepinizin boynunda güçlerinizi simgeleyen madalyonlar var..Siz 4 büyük kumandanın ta kendisisiniz...
Uzun süren bir sessizlik..
--Peki ne yapmamız gerekiyor?
--Hrio!!Herhalde bu saçmalığa inanmadın !!
Bunu söyleyen Kari idi..Hiro ise ona sadece baktı ve şöyle dedi
--Tek bildiğim Aura'nın başının dertte olduğu..
--Bunu nerden biliyorsun?
--Hissediyorum..
Gene uzun bir sessizlik..Alice ellerini bağdaş yapmıştı sessizce yere bakıyordu..
--Peki ya diğerlerimiz?
--Onların özel bir rütbesi yok..Belkide sadece arkadaşltılar..O kadarınıda hatırlayamam...
Riko yarım bir tebessümle güldü
--O zaman sende çok sevgili vezirimizsin öyle değilmi?
Misty gülümsedi
--Zekana her zaman hayran kalmışımdır Riko...
İşte o sırada içeriki odadan bir ışık çıkmaya başladı..Birden hepsi Aura'nın yatağının başına toplandılar...Aura gözleri birdenbire açtı ve her yer parlamaya başladı artık göz gözü görmüyordu..Gözlerini açtıklarında bir çeşit uzay boşluğunun içindeydiler..Hemen karşılarında Aura duruyordu...Oldukça net ve kararlı bir sesle şöyle dedi
--Pekala..Biri bana burada neler olduğunu açıklasın...
Misty öne çıktı
--Prensesim...İkiz kardeşiniz,yapmış olduğunuz büyüyü bozdu ve kaçmayı başardı..
Prenses birdenbire öfkelenmişti
--Bunu nasıl başardı?En son hatırladığıma göre benim için verilen bir parti vardı..
--Evet prensesim..O sırada özgür kaldınız ve görüldüğü üzere..Artık tamamen safsınız..
--Ve arkandaki kişilerde yeni korumalarım öylemi..Hiro,Riko,Suzaku ve Leonard..
Birden iç güdüsel oalrak yere eğilmişlerdi..Prense sise gülümsemişti..Tamda eskiden odluğu gibi..
--Bir vezir,İki siyah şovalye,ikide beyaz şovalye,iki adette prenses öylemi? Çok güzel..
Birdenbire herkes giydiklerinin değiştiğini farketti..Alice,Rose ve Misty gerçekten prenses kıyafetleri içindeydiler..Suzaku ve Riko beyaz,Hiro ve Leonard ise siyah savaşçı kostümündeydiler..
--Evet çok güzel ama benimle gelmiyorsunuz!-Demek bu nedenle sizi birbirine benzetiyormuşum işin ilginçliğine bakın..
Birdenbire herşey tekrar odaya dönüştü..Herkes Aura'ya bakıyordu..Aura gülümsedi
--Galiba buna alışmanız biraz zaman alacak...
Tam odadan çıkacaktıki arkasını döndü
--Tiran,Zencer,Keiji ve Kari...Şu anda oldukça tehlikeli bir vaziyetteyiz...Lütfen gidin ve güvenli bir yerlere saklanın..
Ama Zencer'ın bağırmasıyla lafı yarıda kalmıştı
--ASLA!!Bu güne kadar seni koruduk Aura ve bundan sonrada seni korumaya devam edeceğiz..Kim odluğun bunu değiştirmez..
Herşey o kadar çabuk olmuştuki..Kimse ne odluğunu tam olarak anlayamamıştı hala...Aura derin bir nefes aldı ve bütün olanları onlara bir kez daha anlattı..
--Atalarınızın güçlerine sahipsiniz evet..İsteyen benimle gelmek zorunda değil..İstemeyenler diğer insanalr gibi savaş bitene kadar uyuyacaklardır...Ancak benimle gelmek isteyenleri çeviremem..
--Aura sen ne yaptığının farkındamısın?Bütün bunlardan haberin varmıydı?
Misty öne çıktı ve konuştu
--Hayır..Hiçbirşeyden haberi yoktu ama kötü ikizi bedeninden ayrılınca bütün anılar tekrar canlanmak zorunda kaldılar...Prensesin ruhunu uyandıran şey neydi biliyormusunuz beyler?
Bu soru şovalyelere yöneltilmişti
--Neymiş?
--Sİz...Size 4 ayrı ruh olarak göründü prenses..Zamanın geldiğini anlamıştı..Ama hiçbirşeyden ahberi yoktu bedeninin...Kimliğini aldı ve hiç olmayan biri gibi davranmaya başladı...Ve bugün,18. yaş günündede ruhlar serbest kaldı..Olan tek şey bu..Şimdi,geliyromusunuz?Yoksa buraamısınız?
Hiro biraz düşündü ve Aura'nın yanına gelip gülümsedi
--Sana hep demiyormuydum senin için savaşacağım diye..
Aura gülümsedi
--Sana hep demiyormuydum..Leonard ve seni,Riko ve Suzaku'yu birbirinizden ayıramıyorum diye..
--Evet..O zaman seniel gelip seni korumamıza izin ver..
--Sanki vermesem gelmeyeceksinizde..
dedi prenses ve gülümsedi
--Hadi o zaman...
Gökyüzündeki siyah bulutları gösterdi
--Kardeşim bizden bir adım önde...

Kesinlikle devamını bekliyorum. Şşimdilik okuyamasam da inanıyorum ki süper bir hikayedir
En İyi dileklerimle
Kaydediyorum valla


Kaydediyorum valla

Spoiler:
Appleseed XIII Ova -> PekYakında ve
Kamisama no Memo-chô Güncelleniyor...
Sadomi -> ilk 4 sayfa çıktı
Sakasama no Patema Özel; ilk 3 bölüm çıktı
Sakasama no Patema Movie çevriliyor

[Bağlantı]
Kendi Çevirilerim Aktif artık... *-*


9. sayfa (Toplam 13 sayfa) [ 125 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |