yoo melu.benim karakterim hep aynı.ama şu bir kaç gündür çok sakinim.hehehe.ne zaman dellencem bilmiyom

bu arada hatsu nun sesi çok güzel.nana mizuki nin sesine sahip

ilknur bu akşam bölümü koyacakmış sır gibi sallıyor valla bana bile göstermedi
ben bölümde şunların olacağını tahmin ediyorum
* Ryuich herhal kedili bişiy olcak
* Hatsu şarkı sölicek
* Mitsuyu bilmiyom valla
* getsu hiakyeye gircek bu kıyamığı unutmayınn walla kimse yapmazdı benyaptım

yanlış.şarkıyı sonraki bölümlerde söylicem.orkestranın tam olması lazım demi
**şimcikk karakterlerimizin çaldığı enstrumanlar;
*Hatsu=çok güzel şarkı söyler ve gitar çalar.(en çok elektro.kendi ruhunu yansıtır)
*Mitsu=çok güzel şarkı söyler (ee boşuna kuzen deiliz.) ve flüt çalar.
*Getsu=bateri çalar(aynı ablası gibin bu kız yaf)
*Jasu=piano ve org çalar.(ikiside aynı sayılır )
*Ryuchi=olağanüstü güzellikte keman çalar...(aşkım,kimse asılmasın o benim )

Maron’un Tuhaf Rüyası

Yaz olmasına rağmen bulutlu ve nemli hava Maron’u bunaltıyordu. Sanki Maron bu dünyada değildi… Bedeni bu dünyada olmasına rağmen ruhu başka bir dünyadaydı. Birden o derin sessizlikten çıktı. Çünkü başında Pakkyamlamou-sensei duruyordu ve Maron’a bağırdı;
-Kusakabe! KUSAKABE!!
Maron ne olduğunu anlayamadı ve birden afalladı. Hemen ayağa fırladı ;
-Buyurun madam!
Öğretmen, Maron’u süzdükten sonra flütüyle ona doğru işaret etti;
-Kusakabe! Uyuma ve dersi dinle!
Maron üzgün ve solgun yüzünü kaldırdı.
-Özür dilerim efendim…
-Peki oturabilirsin. Dedi yumuşamış bir ses tonuyla.
Miyako arkadan Maron’u dürtükledi.
-Maron senin neyin var böyle? Çok solgun görünüyorsun… Dedi kaygılı bir bakışla.
-Kendimi pek iyi hissetmiyorum. Sanırım eve gitsem iyi olacak.
-Benimde gelmemi ister misin Maron? Dedi Chiaki yumuşak bir ses tonuyla.
-Hayır! Umm… Sanırım kendim gitsem daha iyi olur… Dedi izin alıp gitti.
Yolda yürürken aklından bir sürü şey geçiriyordu. En sonunda eve vardığını anladı. İçeri girdiğinde ‘’belki Fin gelmiştir.’’ Diye geçirdi içinden. Evi aradı ama Fin yoktu. Yatağına uzandı ve düşündü. Biricik meleği Fin mi yalan söylüyordu, o gizemli kız mı? Peki, Fin neredeydi? Hala dönmemişti… ‘’Ya onu ele geçirdilerse?!’’ Diye düşündü. Rosary neden çalışmıyordu? Bu bir çelişkiydi. Bunları düşünürken hiç uykusu olmadığı halde garip bir uykuya daldı. Uyandığında Chiaki kapıyı kırarcasına çalıyordu. Maron kapıyı açar açmaz içeri daldı ve;
-Yine o iblisler mi geldi? İyi misin? Neden ağlıyorsun Maron? Neden bağırdın? Maron’u soru yağmuruna tuttu.
-Chiaki lütfen daha fazla soru sorma. Kimse gelmedi. Yalnızca kötü bir rüya gördüm. Rüyayı hatırlamıyorum ama çok korktum. Dedi yanağından süzülen yaşlarla.
-Korkma Maron ne olursa olsun seni koruyacağım! Şu an kavgalı olsak bile seni hala seviyorum… Dedi ve Maron’a küçük bir öpücük kondurdu ve oradan uzaklaştı.
-Bende seni seviyorum… Dedi Chiaki’nin arkasından…
Ertesi gün üçü birlikte okula giderken Ryuchi ile karşılaştılar.
-Selam Maron.
-Ah Ryuchi selam.
Chiaki öfkeli bir bakış attı Ryuchi’ye. Miyako ise bu yakışıklıdan çok etkilenmişti. Ryuchi hain bir gülümsemeyle;
-Öfkelenmenize gerek yok Nagoya-kun. Maron ve ben yalnızca arkadaşız. Dedi.
Chiaki’de ondan geri kalmayarak;
-Öfkelenmedim. Zaten öfkelenmem için hiçbir sebep yok. Maron beni seviyor bayım! Dedi zaferi yaşarcasına.
-Ryuchi. Bana ryuchi de Nagoya. Dedi ve havalı bir bakış atarak
-Görüşürüz MARON. Diyerek gitti.
Görüşürüz MARON..MARON..MARON..Chiaki’nin hala kulağında bu ses çınlıyordu.Maron’a hesap sormaya başladı.
-Maron! Kim bu pislik?! Neden sana Maron diyor?! Hatırlarsan tanıştığımızda sana Maron dedim diye kıyameti koparmıştın…!
Maron kızgınca bir bakış atarak;
-Chiaki ona pislik demeyi kes! O yalnızca arkadaşım. Seninle tanıştığımızda bir fark vardı. Senden hoş…… hemen lafı ağzına tıkarcasına ağzını kapattı.
Chiaki
-Devam et Maron! Hadi söyle. Dedi muzip bir biçimde.
Maron başını eğdi ve ;
-Cevabını bildiğin soruyu neden soruyorsun Chiaki…? Boş ver söylemeye gerek yok…
Chiaki çok bozuldu ve üzüldü.
-Peki Maron… NE ZAMAN SORUMA YANIT ALIRSAM O ZAMAN GÖRÜŞELİM. Dedi ve koşarak oradan uzaklaştı.
Hatsu sessiz bir şekilde bileğindeki yara izine bakmaktadır. Gözü yaşlanır ama ağlamaz. Düşünceli bir biçimde otururken bir kız belirir. Uzun, sarı saçları altın gibi parlamakta ve yemyeşil gözleri ışıldamaktadır. Bu kız biraz küçüktür.
-Yine mi düşünüyorsun onee-chan?
-Ah geldin demek Getsu…
-Evet onee-chan. Ama şimdilik gitmek zorundayım dünyadaki okulum beni bekliyor…
-Peki hoşça kal Getsu…
Ve kız gözden kaybolur…
Maron, Chiaki’yi çok üzdüğünü düşünerek onun peşinden gider.Chiaki üzüntülü bir biçimde yürürken birinin ona seslendiğini duydu. Aman tanrım! Bu ses … Arkasına döndüğünde şok olmuştu…

melucum içinn uzun bi bölümm doya doya oku meluum.ama pek güzel olmadı.ilham bi gidip bi geliyo ben napim maşallah borsa gibin.dalgalı.bi iniyo bi çıkıo bu arada diğer bölüm daha uzun olabilir.idare edin.anca sığdırdım

evde deildim yaaa yeni baktım süper olmuş her zamanki gibi ama..................
neden neden neden kardeşim önce girdi hikayeye!!!!!
ve onun 2 resmi benim ise sadece 1 tanecik resmim var....
bu arada eduardo mudur nedir ona ne oldu yaww

ya bide eğer resimlerde rengini değiştirmek istediğiniz bişi olursa mutlaka söyleyin ben getsu dan daha güzel yapıyom manevi kardeşim manevi kuzenim sizle msn de görüşcez demek ayşegül e 2 resim bana 1 resim heee

ayhh kıskanç manevi sisterım benim ilknur sana öle fiziksel özellikler bulmuş kii(maşşallah burdan kendisini tebrik ediyorum) iki saat ekran başına geçip resim aradım gözlerini düzeltiverirsin artık. Harika bi bölüm olmuş İlknurcum snei de zora soktum biliyorum. Benim için bölümü art arda yayınlamaya başladı vefalı arkim benim ellerin dert görmesin çok güsel olmuş