Niara-Ölüm öpücükleri- 17 bitti Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 24, 25, 26 ... 30, 31, 32, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
tamam
bundan sonra bölümler uzun
ama ya sıkılırsanız
jinden ,ler,de çok bahsedecem
XD
teşekkür ederim psico yorumun için

bundan sonra bölümler uzun



jinden ,ler,de çok bahsedecem




teşekkür ederim psico yorumun için
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^



bu ne sen bize bölüm diye bunu mu yutturuyorsun bakayım.Bana uzun yaz diyen kıza bak

Falım sakızlar da yazılar ne kadar uzun sa senin bu bölümünde okadar uzun olmuş kızıyorum haaaaa

yok yok bu kızın ilhamla arasına kara kediler girmiş belli ki

peki ya jinim o oo o nerede nerede yakışıklım.

bak seni uyarıyorum bir daha bukadar kısa bölümler yazar san suratına çilek atarız.yüzün yapış yupuş olur.

ve psiko canım benim nerelerdeydin ya seni görmeyeli uzun zaman oldu.Çok özledik vallahi


İnanılmaz gelebilir ama öm görme yeteneğim sıfır =_=

Psicom...
Ay inanamıyorum ya!!!
Psicooooooo diye dağlara taşlara çıkıp haykırmak istediğini belirten "BEN", benim bricik psicom gelmişken onu göremiyorum yaa!!!
Ya bu nesı bi eziyettir ya!!!
ÜHÜÜÜÜÜÜÜÜÜ HÜÜÜÜÜÜÜÜ ühühühüühü.
Ya karga sever kara pisinin kısa bölüm derdini bile unuttum yani.
Olamaz de mi ama? 









anlaştık
şeyyy... acaba bir dahaki bölüm uzun olursa.... uzun ve detaylı ve tavsiyelei yorumlar alabilir miyim
lütfen



şeyyy... acaba bir dahaki bölüm uzun olursa.... uzun ve detaylı ve tavsiyelei yorumlar alabilir miyim


lütfen


"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^


teşekkür ederim ^^
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^

Kara Kedi yazmış:
Aşkolsun yani.








ama ama ama
çok kızmış
özür dilerim. ama uzun bir bölümüm var
ama ama şeyyy
Okunması sakıncalı olabilir! İğrenç olaylar içermektedir lütfen Küçükler okumasın
Aranea'nın konağında. Arenea'nın bizi “dostlarına” tanıştırma balosunda...
Bu ülkedeki amacımız neydi? Neden bir zindanda farelerin bizi kemirmesine terk edilmemiştik? Kafamda bu düşünceler dans ediyordu. Öylesine dalgındım ki... Tiz bir kadın kahkahasıyla düşüncelerimden uyandım.
Üç tane birbirinden cilveli kadın, Jin'in etrafını sarmış, onu etkileme yarışına girmişlerdi. Jin ise alancı doğallığıyla onlara gülüyor, kahkaha atıyor ; farkında olmadan ümit veriyordu. Sinrili bir edayla kadehimi kadehliyor, ve Jini izliyordum. “Tanışma balosunda” hiç bir şey yaptığım yoktu.
Arkamdan kaba bir elin dokunduğunu hissedince döndüm. Oldukça iri yarı bir adam bana aç gözlerle bakıyordu.
-Merhaba bayan.
Ağzından iğrenç bir koku yayılıyordu. Elini sıkmaya tenezzül etmedim. Gözlerinden kendi yansımamı-gözlerimdeki kibiri görebiliyordum.
-Bu gece, konak arazisinin sonunda, ormanın girişindeki kulubeye geliyorsunuz.
Dona kalmıştım. Ne diyordu bu! Korkmuştum. Hayatımda hiç korkmadığım kadar. Bir adım geriledim. Yine de gördüğüm eğitim sayesinde gayet cesur gözükerek,
-Hayır!
Demeyi başarmıştım. Arkamı dönüp kararlı adımlarla orayı terk etmeye yeltelendim. Kabaca kolumu kavradı.
-onu görüyorsun, ve seviyorsun.
Diye durum analizi yaptı, Jini göstererek. kalbim sıkışmıştı.
-İz-le! Aptal kız izle!
Elini şıplatmasıyla, on- on beş kişi kalabalıktan sıyrıldı. O farkında bile olmasa Jinin etrafını sarmışlardı.
-Ben güçüyüm, sakın benimle oyun oynamaya çalışma, yoksa...
Kahaka attı. Ağzının iğrenç kokusu sarmıştı etrafımızı.
Devam etmek yerine elini boğazına götürüp kesme numarası yaptı. Gözleri tarif edemeyeceğim vahşi bir şekilde parlıyordu. Yanımdan ayrılırken Ölüm Tanrıçasına bir şeyler fısıldadı ve göz kırptı.
Jin hiç bir zaman güçlü olmamıştı. Ben de öyle. İkimizinde o adamlara karşı hiç bir şansımız yoktu. Ağlamak istemiyordum.
“Hiç bir şey olmayacak. O adam ileriye gitmeyecek ve sonradan bunların hesabını verecek.”
Ne kadar da zavallıydım. Kendimi bu şekilde avutuyordum.
***
Kulubenin paslı kapısını ittiğimde bir adam görmeyi beklerleken, altı tane görmüştüm. Korkum kontrolümden çıkmıştı. Kapıyı çekip kaçmaya çalıştım. Yakalandım. Adam ağzımı eliyle kapatı. Kucağında zavallı bir şekilde çırpınıp çığlık atamaya çalışyordum. İğrenç kokusunu benliğimde hissediyordum...Hızlı nefes alıp verişiyle ben titriyordum. Ağzımın içine kirli bir bez soktular. Kulubenin içinde onlarla baş başa kalmıştım Karanlıktı. Körebe oynamak gibiydi.
Panik haline çığlık atmaya çalışıyor ağlıyor-kaçmaya çalışıyordum. Onlar ise benimle oynamaya başlamışlardı bile. Vuruyor, gülüyor ve taciz ediyorlardı.
Bana...
Korkmuştum. Saf yüreğim, temiz aklım almıyordu. Bu canavarlığı.
Ormana kaçmıştım. Beni saldıkları andai kendimden geçmiş panik içinde ormana kaçmıştım.Yorulmuştum. Amaçsızca koşmaya , ağlamaya takatım kalmamıştı. Dizlerimin üzerine çöktüm.
Bir ağaç vardı karşımda. Dallarını, küçükken ona koşmam için annem gibi sonuna kadar açmıştı. Son gücümle ona ulaştım. Ağaca sarıldım. Bütün orman benimle beraber ağlıyordu.
Beyaz saçımda şefkatlli bir okşayış... Kafamı kaldırdığımda onu gördüm. Orman perisi, bir eliyle ağacına zincirlenmiş, ötekisiyle beni teselli etmeye çalışıyorlar.
Yeşil saçları uçuyor, kahverengi gözlerinden kristal gözyaşları süzülüyordu. Yanıma oturdu. Kafasını ağacına yasladı. Kumaş elbisesi gecenin meltemleriyle dalgalanıyordu.
O kadar güzel bir sesi vardı ki...
Bana bir ninni söyledi. İnsanların iğrençliğini, kaderini, nefretini anlatan.
O gece, o kulubeye gittiğim ve peri kızının kollarında ağladığım son gece olmadı.
baştaki uyarı meselesini abartmışta olabilirim.






Okunması sakıncalı olabilir! İğrenç olaylar içermektedir lütfen Küçükler okumasın
Aranea'nın konağında. Arenea'nın bizi “dostlarına” tanıştırma balosunda...
Bu ülkedeki amacımız neydi? Neden bir zindanda farelerin bizi kemirmesine terk edilmemiştik? Kafamda bu düşünceler dans ediyordu. Öylesine dalgındım ki... Tiz bir kadın kahkahasıyla düşüncelerimden uyandım.
Üç tane birbirinden cilveli kadın, Jin'in etrafını sarmış, onu etkileme yarışına girmişlerdi. Jin ise alancı doğallığıyla onlara gülüyor, kahkaha atıyor ; farkında olmadan ümit veriyordu. Sinrili bir edayla kadehimi kadehliyor, ve Jini izliyordum. “Tanışma balosunda” hiç bir şey yaptığım yoktu.
Arkamdan kaba bir elin dokunduğunu hissedince döndüm. Oldukça iri yarı bir adam bana aç gözlerle bakıyordu.
-Merhaba bayan.
Ağzından iğrenç bir koku yayılıyordu. Elini sıkmaya tenezzül etmedim. Gözlerinden kendi yansımamı-gözlerimdeki kibiri görebiliyordum.
-Bu gece, konak arazisinin sonunda, ormanın girişindeki kulubeye geliyorsunuz.
Dona kalmıştım. Ne diyordu bu! Korkmuştum. Hayatımda hiç korkmadığım kadar. Bir adım geriledim. Yine de gördüğüm eğitim sayesinde gayet cesur gözükerek,
-Hayır!
Demeyi başarmıştım. Arkamı dönüp kararlı adımlarla orayı terk etmeye yeltelendim. Kabaca kolumu kavradı.
-onu görüyorsun, ve seviyorsun.
Diye durum analizi yaptı, Jini göstererek. kalbim sıkışmıştı.
-İz-le! Aptal kız izle!
Elini şıplatmasıyla, on- on beş kişi kalabalıktan sıyrıldı. O farkında bile olmasa Jinin etrafını sarmışlardı.
-Ben güçüyüm, sakın benimle oyun oynamaya çalışma, yoksa...
Kahaka attı. Ağzının iğrenç kokusu sarmıştı etrafımızı.
Devam etmek yerine elini boğazına götürüp kesme numarası yaptı. Gözleri tarif edemeyeceğim vahşi bir şekilde parlıyordu. Yanımdan ayrılırken Ölüm Tanrıçasına bir şeyler fısıldadı ve göz kırptı.
Jin hiç bir zaman güçlü olmamıştı. Ben de öyle. İkimizinde o adamlara karşı hiç bir şansımız yoktu. Ağlamak istemiyordum.
“Hiç bir şey olmayacak. O adam ileriye gitmeyecek ve sonradan bunların hesabını verecek.”
Ne kadar da zavallıydım. Kendimi bu şekilde avutuyordum.
***
Kulubenin paslı kapısını ittiğimde bir adam görmeyi beklerleken, altı tane görmüştüm. Korkum kontrolümden çıkmıştı. Kapıyı çekip kaçmaya çalıştım. Yakalandım. Adam ağzımı eliyle kapatı. Kucağında zavallı bir şekilde çırpınıp çığlık atamaya çalışyordum. İğrenç kokusunu benliğimde hissediyordum...Hızlı nefes alıp verişiyle ben titriyordum. Ağzımın içine kirli bir bez soktular. Kulubenin içinde onlarla baş başa kalmıştım Karanlıktı. Körebe oynamak gibiydi.
Panik haline çığlık atmaya çalışıyor ağlıyor-kaçmaya çalışıyordum. Onlar ise benimle oynamaya başlamışlardı bile. Vuruyor, gülüyor ve taciz ediyorlardı.
Bana...
Korkmuştum. Saf yüreğim, temiz aklım almıyordu. Bu canavarlığı.
Ormana kaçmıştım. Beni saldıkları andai kendimden geçmiş panik içinde ormana kaçmıştım.Yorulmuştum. Amaçsızca koşmaya , ağlamaya takatım kalmamıştı. Dizlerimin üzerine çöktüm.
Bir ağaç vardı karşımda. Dallarını, küçükken ona koşmam için annem gibi sonuna kadar açmıştı. Son gücümle ona ulaştım. Ağaca sarıldım. Bütün orman benimle beraber ağlıyordu.
Beyaz saçımda şefkatlli bir okşayış... Kafamı kaldırdığımda onu gördüm. Orman perisi, bir eliyle ağacına zincirlenmiş, ötekisiyle beni teselli etmeye çalışıyorlar.
Yeşil saçları uçuyor, kahverengi gözlerinden kristal gözyaşları süzülüyordu. Yanıma oturdu. Kafasını ağacına yasladı. Kumaş elbisesi gecenin meltemleriyle dalgalanıyordu.
O kadar güzel bir sesi vardı ki...
Bana bir ninni söyledi. İnsanların iğrençliğini, kaderini, nefretini anlatan.
O gece, o kulubeye gittiğim ve peri kızının kollarında ağladığım son gece olmadı.
baştaki uyarı meselesini abartmışta olabilirim.
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^


25. sayfa (Toplam 32 sayfa) [ 320 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |