Niara-Ölüm öpücükleri- 17 bitti Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 7, 8, 9 ... 30, 31, 32, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
Bu hikayede eğer o çocuk ölürse bunalıma girerim işte o kadar (Sonra psikolok masraflarını babam karşılamakta güçlük çeker en az on yıl kendime gelemem ve babam iflas eder. Eve haciz gelir ben babacığımla ikimiz sokakta kalakalıruız) Sağlam korkuttum ama değil mi? 

Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥


mutlu olsun güzelde
esas benim pirensim mutlu olsun JIIINNNNNNN... 


*TRUST&BETRAYAL*
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
[img]http://www.imgplace.com/[/img]

Biliyorum çok sık bölüm koyuyorum bıkacaksınız benden
Bu arad psico Jin prens değilki niye herkes ona prens diyor
Buyurunuz yeni bölüm ;
Öyle bir çıkmazın içindeydim ki; bir yandan kalbim Nate için Nate le çarpıyor bir yandan da aldattığıma acıyordum.
Jin kapının eşiğinde bir kez daha arakasına baktı ve gitti.
O gider gitmez gözyaşlarına boğuldum.
Nate zavallı çocuk, ne suçu vardı ki onun. Ne kadarda çok acı çekmişti. Ne kadar masum ve güzeldi.
Jin, benim zavallı sevgilim. Ona ne yaptığımı bile bilmeden bana sonsuza kadar destek olacağını söylüyor ve büyük ihtimalle ona ihtiyacım olur diye kapının önünde bekliyordu.
Nate, Nate ve Nate.
Bütün gece bir kez bile gözümü kırpmadan onu düşümdüm ve onun için ağladım.
Varnira ne yaptığımı bilseydi eğer, beni kardeşlikten atar, benden utanç duyar, infaz edilmemi isterdi. Annem de öyle. Sevdiğim herkes benden kurtulmak ister, adım haine çıkardı.
Yinede ben yaptığımdan utanmıyor kendimle gurur duyuyordum.
Onlar anlamazdı bir insanın masumiyetini. Belki de anlamak istemezdiler. Aşağılık ve düşmüştü insanlar. Buraya gelmedikleri sürece onlara karışmamaya karar verilmişti. Ama gelmişlerdi işte bu yüzdende ölümü, tutsaklığı hak etmişlerdi.
Hayatımda bir heyecan vardı artık. Kız kardeşimin odasına gizlice giriyor ve onun iyileştirici iksirlerini çalıyordum, her gün.
Her gün iyileşiyordu Nate. Acı çekmiyor, çekiyormuş numarası yapıyordu. Bana bütün kalbiyle inanmıştı.
****
—Niarrraaaaaaaaaaaaaaaaa!
—Efendim?
—Hasta mısın? İyi misin?
Dedikten sonra beni aniden kucakladı.
—Ne yapıyorsun! İndir beni aşağıya.
Beni dinlemedi onun yerine kendi etrafında dönmeye başladı. Çok acayip duyguydu. Jin’ in bu davranışı annemi küplere bindirirdi. Dikkat çekmemek için çığlığımı bastırdım.
En sonunda beni yere bıraktı. Beklediğinin aksine gülmüyor, sinirden titriyordum. İrkildi.
—Pardon, şey ben sadece seni neşelendirmek istedim. Artık seni sadece akşamüstleri ata binmeden önce mutlu görüyorum.
—Siz.
Diye düzelttim onu. Sesimdeki aynı soğuklukla devam ettim;
—ayrıca sizi ilgilendirmez genç lort Jin.
Birkaç saniye boyunca şaşkınca beni süzdü. Gözlerindeki kırgınlığı okumak beni üzdüyse de taviz vermedim.
—Özür dilerim prenses Niara. İyi günler.
Hafifçe eğildi; uzaklaştı.
Birkaç saniye boyunca onu izledim. Jin gibi duygusal ve hassas bir sevgiliyi, dostu kırmak hiç Hoşuma gitmiyordu. Ama Nate’ i korumak için onu kendimden uzak tutmam gerekiyordu. Jin le konuşmak onun gözlerine bakmakta çok zordu.
“Özür dilerim” diye mırıldandım onun beni duymayacağını bile bile. Sol yanağımdan akan soğuk gözyaşını hissedebiliyordum.
Jin her ne kadar gururlu olsa da bana olan sevgisi taştan gururunu kırıyordu. Benim bir problemim olduğunu düşünüyor, bana destek olmak pahasına kalbini kırmama izin veriyordu.
Hoş bir akşamüzeriydi.
Bembeyaz atımı almış sonsuz bir mutluluk ve rahatlıkla sarayın avlusundan çıkıyordum.
Jin gülümseyen gözleriyle yanı başımda beliriverdi.
—merhaba prenses, size eşlik etmememi ister misiniz?
Bana “siz” demişti. Gözlerine baktım. Hiç bir şeyden haberi yoktu. Onun gözlerine bakınca içim burkuldu. Nefret ettim ağlama hissine bir kez daha kapıldım. Ona nasıl…
—Çok isterdim, ancak siz yanımdayken gülümseyememekten korkuyorum.
Kalbinin kırılışını yeşil, cam gibi gözlerden izlemiştim adeta. Ağzı hafifçe aralandı. Geriye doğru bir adım attı.
Jin kesin bir şekilde başımdan savmış, onu kendimden uzak tutmayı başarmıştım. Beni gördüğünde sadece kibar bir şekilde selam veriyor, benimle uğraşmıyor, güldürmeye çalışmıyor ve yatağımın içinde keyif yapmıyordu.
Onu tersleyerek ondan daha çok acı çekiyor ama Nate i koruyordum.
Irkımın attığı şen kahkahaların arasında zevksiz bir akşam yemeği daha yiyordum. Upuzun masanın oldukça kalabalık olmasına rağmen ben Jin in konuşmalarından ve gülüşünden mahrum, kendimi yalnız hissediyordum. Masadaki tek zevkim Jin’ le Varnira’ nın diyaloglarını dinlemek Jin’in bir zamanlar bana da yaptığı esprilere içten içe gülmekti.
Ne zavallılık, nasıl bir iğrençlik…

Bu arad psico Jin prens değilki niye herkes ona prens diyor

Buyurunuz yeni bölüm ;
Öyle bir çıkmazın içindeydim ki; bir yandan kalbim Nate için Nate le çarpıyor bir yandan da aldattığıma acıyordum.
Jin kapının eşiğinde bir kez daha arakasına baktı ve gitti.
O gider gitmez gözyaşlarına boğuldum.
Nate zavallı çocuk, ne suçu vardı ki onun. Ne kadarda çok acı çekmişti. Ne kadar masum ve güzeldi.
Jin, benim zavallı sevgilim. Ona ne yaptığımı bile bilmeden bana sonsuza kadar destek olacağını söylüyor ve büyük ihtimalle ona ihtiyacım olur diye kapının önünde bekliyordu.
Nate, Nate ve Nate.
Bütün gece bir kez bile gözümü kırpmadan onu düşümdüm ve onun için ağladım.
Varnira ne yaptığımı bilseydi eğer, beni kardeşlikten atar, benden utanç duyar, infaz edilmemi isterdi. Annem de öyle. Sevdiğim herkes benden kurtulmak ister, adım haine çıkardı.
Yinede ben yaptığımdan utanmıyor kendimle gurur duyuyordum.
Onlar anlamazdı bir insanın masumiyetini. Belki de anlamak istemezdiler. Aşağılık ve düşmüştü insanlar. Buraya gelmedikleri sürece onlara karışmamaya karar verilmişti. Ama gelmişlerdi işte bu yüzdende ölümü, tutsaklığı hak etmişlerdi.
Hayatımda bir heyecan vardı artık. Kız kardeşimin odasına gizlice giriyor ve onun iyileştirici iksirlerini çalıyordum, her gün.
Her gün iyileşiyordu Nate. Acı çekmiyor, çekiyormuş numarası yapıyordu. Bana bütün kalbiyle inanmıştı.
****
—Niarrraaaaaaaaaaaaaaaaa!
—Efendim?
—Hasta mısın? İyi misin?
Dedikten sonra beni aniden kucakladı.
—Ne yapıyorsun! İndir beni aşağıya.
Beni dinlemedi onun yerine kendi etrafında dönmeye başladı. Çok acayip duyguydu. Jin’ in bu davranışı annemi küplere bindirirdi. Dikkat çekmemek için çığlığımı bastırdım.
En sonunda beni yere bıraktı. Beklediğinin aksine gülmüyor, sinirden titriyordum. İrkildi.
—Pardon, şey ben sadece seni neşelendirmek istedim. Artık seni sadece akşamüstleri ata binmeden önce mutlu görüyorum.
—Siz.
Diye düzelttim onu. Sesimdeki aynı soğuklukla devam ettim;
—ayrıca sizi ilgilendirmez genç lort Jin.
Birkaç saniye boyunca şaşkınca beni süzdü. Gözlerindeki kırgınlığı okumak beni üzdüyse de taviz vermedim.
—Özür dilerim prenses Niara. İyi günler.
Hafifçe eğildi; uzaklaştı.
Birkaç saniye boyunca onu izledim. Jin gibi duygusal ve hassas bir sevgiliyi, dostu kırmak hiç Hoşuma gitmiyordu. Ama Nate’ i korumak için onu kendimden uzak tutmam gerekiyordu. Jin le konuşmak onun gözlerine bakmakta çok zordu.
“Özür dilerim” diye mırıldandım onun beni duymayacağını bile bile. Sol yanağımdan akan soğuk gözyaşını hissedebiliyordum.
Jin her ne kadar gururlu olsa da bana olan sevgisi taştan gururunu kırıyordu. Benim bir problemim olduğunu düşünüyor, bana destek olmak pahasına kalbini kırmama izin veriyordu.
Hoş bir akşamüzeriydi.
Bembeyaz atımı almış sonsuz bir mutluluk ve rahatlıkla sarayın avlusundan çıkıyordum.
Jin gülümseyen gözleriyle yanı başımda beliriverdi.
—merhaba prenses, size eşlik etmememi ister misiniz?
Bana “siz” demişti. Gözlerine baktım. Hiç bir şeyden haberi yoktu. Onun gözlerine bakınca içim burkuldu. Nefret ettim ağlama hissine bir kez daha kapıldım. Ona nasıl…
—Çok isterdim, ancak siz yanımdayken gülümseyememekten korkuyorum.
Kalbinin kırılışını yeşil, cam gibi gözlerden izlemiştim adeta. Ağzı hafifçe aralandı. Geriye doğru bir adım attı.
Jin kesin bir şekilde başımdan savmış, onu kendimden uzak tutmayı başarmıştım. Beni gördüğünde sadece kibar bir şekilde selam veriyor, benimle uğraşmıyor, güldürmeye çalışmıyor ve yatağımın içinde keyif yapmıyordu.
Onu tersleyerek ondan daha çok acı çekiyor ama Nate i koruyordum.
Irkımın attığı şen kahkahaların arasında zevksiz bir akşam yemeği daha yiyordum. Upuzun masanın oldukça kalabalık olmasına rağmen ben Jin in konuşmalarından ve gülüşünden mahrum, kendimi yalnız hissediyordum. Masadaki tek zevkim Jin’ le Varnira’ nın diyaloglarını dinlemek Jin’in bir zamanlar bana da yaptığı esprilere içten içe gülmekti.
Ne zavallılık, nasıl bir iğrençlik…



Zavalli Jin





cakal_akin@hotmail.com <----- isteyen ekleyebilir



ya iki bölümü ne ara yazdın xunlaicim geç okumuşum afedersin
artık seni övemiyrum kelimem tükendi XD ama sen anladın beni.
dipnot:bu arada psikonun sayfasında laf attığım için kızmadın umarım bölüm sayıların az ya,şikayetçiyim bu durumdan o yüzden didimm süpersin,fanfic sayfasının tozunu attırıyorsun

artık seni övemiyrum kelimem tükendi XD ama sen anladın beni.
dipnot:bu arada psikonun sayfasında laf attığım için kızmadın umarım bölüm sayıların az ya,şikayetçiyim bu durumdan o yüzden didimm süpersin,fanfic sayfasının tozunu attırıyorsun




AAAAAAAAAAAAAAA......
been vaarrrr yaaaa bu niara nın ağzını caaaaaaaaarrrttt diye yırtarımm.....aaaaaaaaaa
bune rezalet bu ne kepazeliik aaaaaaaaaaaa bune paçozluk
ayyh çok pis gaza geldim... ya şu kızın jin ime ettiklerine bak yaaa sırf sevabına biri alsında kurtarsın şu niaranın zulmünden bnm tatlı jin imi
bebeem ne acılar çekiooo aaaaaaaaaa
*byakuyam kızma ama öle değilmi.... zavallı jin
*hıhı
*bak oda öle düşünüo ....aaaaaaa




ayyh çok pis gaza geldim... ya şu kızın jin ime ettiklerine bak yaaa sırf sevabına biri alsında kurtarsın şu niaranın zulmünden bnm tatlı jin imi

*byakuyam kızma ama öle değilmi.... zavallı jin
*hıhı
*bak oda öle düşünüo ....aaaaaaa
*TRUST&BETRAYAL*
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
[img]http://www.imgplace.com/[/img]

8. sayfa (Toplam 32 sayfa) [ 320 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |