haklısın canım. Sınırlarımı bilmem gerekirdi. Teşekkür ederim.

Korku filmlerine para mı yatırıyorsunuz?Her hafta sinema köşelerinde yeni bir korku filmi çıksın diye kendinizi mi paralıyorsunuz?Yoksa DVD lerle mi yetiniyorsunuz?

Bunlara SON!
Manga tr fanfic köşesindeki Xunlai'yi takip edin,gerilimi içinizde hissedin!
Vahşet,korku,kan,sadizm ve buna benzer birkaç şey daha
Gerlim içiiiin,



fiyuuu.

Hiza hiç güleceğim yoktu valla

çok teşekkür ederim

birde eğer rahatsız olursanız ve sürekli rahatsızlık duyarsanız söyleyin azaltıcam şu vahşiliği

ben sevdim valla işte söylediğim nedenden dolayı dedim

Çok süper olmuş canem sadistlikte sınır tanımıyoruz he Yalnız anlamadığım bişiy var bu kızın adı Léa değil miydi? Neden kendi sözünü Léa böyle dedi şeklinde söyledi ki?? Bu kız çift karekterli mi yoksa iki adımı var Helga Léa gibi mi?? Sanırım kaçırdığım bi nokta var benden başka kimse oraa takılmamış Öhöm, onun dışında gayet güzel olmuş onun neden bu kadar çok acı çektiğini merak ettim. Blki de bu dünyada çok sewdiği birini öldürmüştür ve bu sayede dolaylı yoldan bir vampir olmuştur. Sonra bunun hep azabını taşımıştır. Hımm çok fazla düşünüyorum sanırım
* Bu arada gözümden kaçmadı kızımızın fiziksel görüntüsü Ursula'nın aynısı. Elbiselerde aynı sanırsam. Hehe nesem dewamını bekliyorum

yine çok teşekkür ederim Sailor Maron güzel yorumun için

Helga Ursula ile aynı değil hele kıyafteleri hiç aynı değil Helga nerden giyinir ursula gibi Helga nın gözleri çok açık mavi, saçlarıda heralde hayalimdeki gbi anlatmadım ama saman sarısı Ursulanın ki gibi sağlıklı bir renk değil. Hafif bonus gibi ve oldukça ince telli. Birde omuzlarını birazcık geçiyor.
onun dışında şu ana kadar hikayeyi üç bakışla analttım yani üç tane farklı kişi kendi ağzından konuştu;( çünkü birinci tekil şahıs la yazılmış h,kauyeleri çok severim, ana karakter sayısı çok oluncada böyle yaptım. Hem herkesi daha iyi tanırsınız diye düşündüm)
-Léa
-Helga
-Ayaka
(birde ileride Allegra dan dinleyeceksiniz.)

yine çok teşekkür ederim Sailor Maron güzel yorumun için

Soğuk bir şubat gecesinde çığlık atarak uyanmıştım, on altı yaşında gencecik bir insanken. Dengemi koruyamamış; sıcak yatağımdan soğuk kale zeminine düşmüştüm. Uyanmama rağmen kendimi toparlayamamış gene o iğrenç krizlerden birisine girmiştim. Titriyordum, delicesine titriyor, odamın içinde olmayan, karınca gibi dolanan insanları görüyor, kesik kesik çığlıklar atıyordum hıçkırıklarımın arasında. Üstünde oturduğum soğuk taşlarını suya dönüştüğünü, peluş ayıcıklarımın bana koştuğunu, elbiselerimin etrafta uçuştuğunu zannediyordum. Çırpınırken vücudumun yara bere içinde kaldığını bile hissetmiyordum. Kim bilir, gene hangi zindandaydım.
İnce kaslı kolların bana sarılmasıyla az da olsa sakinleşmiştim.
Abim beni kucağına almış, bana sıkıca sarılmıştı. Çıplak sırtını, kanayan burnum sayesinde kıpkırmızı olan yatağıma vermişti. Sıcak yanağıma soğuk dudaklarıyla şefkat dolu bir öpücük kondurdu. Fısıltıyla;
-İlaçlarını almayı unuttun mu, civcivim?
Ona evet demek yerine ona daha sıkı sarılmıştım. Koskoca dünyada kendimi güvende hissettiğim tek yerdi , kahramanım olan abimin kolları. Kafasını saçlarıma gömdü. Saçlarımı kokladı ve öptü. Bir yandan da beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
-Geçti, tamam. Hadi ilacımızı içelim.
Bana bebekmişim gibi davranıyor ve bu da benim hoşuma gidiyordu.

-Biraz daha sessiz giremez misin şu aptal krizine?
Ağabeyim Edward, çift yumurta ikizim Léa' nın sesini duyunca hızla ayağa kalktı. İnce kaslı vücudunun sinirden gerildiği gözle görülebilirdi.
-Çık buradan Léa!
Léa sadece kıkırdadı kıvırta kıvırta ağabeyime diklendi. Burunları neredeyse değecekti.
-Niye? Yoksa siz rahat rahat-
Sözünü bitiremeden tokatı yemişti Léa.
Büyük ihtimalle, gözlerinin dolduğunu belli etmemek için güzel kafası öne eğmişti. Uzun parmaklı ellerini yumruk yapmıştı. Beline kadar uzanan, kumralımsı sarı saçlarını savura savura, kıvırta kıvırta odadan girdiği gibi çıktı Léa.
Ellerini kafasına götürdü, Edward. Her şey çok üstüne geliyor, kontrolden çıkıyordu. Attığı tokat için şimdiden pişmandı. Bulduğu ilacı bana uzattı. Küçük kız kardeşleriyle uğraşmak onu çok yoruyor olmalıydı.

Titreyen ellerimle küçük şişedeki ilacı kafama diktim. Belkide ilacı içme sırası ondaydı.
-Özür dilerim, Edward.
-Senin suçun değil ki, niye özür diliyorsun?
Beni neşelendirmek için koyu mavi gözlerini kısmış, açık renk kaşlarını kaldırabilceği kadar kaldırmıştı. Gülmek istememe rağmen onun için güldüm. O nasıl benim için buzdan bir maske taşıyorduysa, bende onun için taşıyabilmeliydim.


bu bölüm içime gerçektende sinmedi ama. Bunu telafi edeceğim.

Ay harika bir bölüm olmuş yine canem bu aralar Léa düşman oldum yane sinir kız herkese trip filan atıyor kendini ne sanıyorsa manyak Ay ben o abiyi yerim datlum abiciğim gel yanı başıma Tanrım ya bana öle abi vericeğine neden cadoloz bi abla verdin yaa öhöm, neyse yalnız bu kız biraz fazla çocuksu sanki ya hani ben birinin bana çocuk gibi davranmasını sewmem özellikle de babam dışında bi erkekten He abisini babası gibi görüyosa ona bişiy diyemicem de nesem sapıtıyorum ben çok güzel bir bölüm olmuş datlum dewamını bekliyorum bu arada açıklama için teşekkürler^^

teşekkür ederim Sailor yorumun için.

Léa nın da bir problemi var canıııım. Edward haklısın gerçektende muhteşem bir abidir Bak gene çok doğru bir tespit yapmışsın, abisini babsı olarak görüyor. Birde normalde o kadar bebeksi davranmaz. Grdiği kriz yüzünde öyle

yorumun için çok teşekkür ederim açıklama içind ebir şey değil. Asıl ben teşekkür ederim açıklamayı baştan yapmam gerekirdi