Miranami Tsuki makam odasının ortasında ciyak ciyak bağırıyormuş. "Nya-sıl kaçarlar? Onları bir elime geçirirsem!! Auww-nyaa!! Gözüeeem!!! Bir de o kız yok mu! İntikamımı mahvetti! Ayrıca tırnağım da kırıldı!! Bıdı bıdı bıdı bıdı...." Kediler gene mi nyaa dermişçesine prenseslerine bakıyormuş. Sarayın ressam kedisi de bu tarihi anı belgelemekle meşgulmüş. "Onu elinden kaçırmışsın!!" diye içeri giren Vikontes Rin aşırı derecede çooooook öfkeli ve bir tanesi de mor iki gözle karşılaşmış.

Fufuuu çizim çok güzel. Devam. *-*

Buradası Envy le benim özel tanışma kaynaşma mekanımıza döndü resmen.

Envy Sasuke'nin yaralı koluna pansuman yaparken (klişe) Karin onları kıskanç kıskanç izliyormuş (klişe). Elleri zangır zangır titriyormuş kıskançlıktan. Öyle ki elindeki kahve fincanının içinde küçük çaplı bir tsunami oluyormuş (tsunami olur mu, meydana mı gelir?).

Her neyse. Saçmalamamıza dönelim. Tsunade nine çift kişilikli bir şizofrenmiş. Ve uzamadan önce de Şizofren Cüceler Kulübünün kıdemli üyelerinden biriymiş. Deidara ondan torpillenerek başkan olmak için ona "Tabi ki, sen benim kız kardeşim yaşındasın!" demiş. Ancak Tsunade bir anda "Necmettiiiiiiiiiiiin... Necmettiiiiiiiiiiiin..." diye bağırmaya başlayınca tırsmış ve bir daha onunla muhatap olmamaya karar vermiş.

Sonra birden kapı "GARÇ" diye açılmış ve suratının ortasına yapışmış bir kediyi çıkartmaya çalışan bir çocuk içeri girmiş. Çocuğun yanakları Heidi gibi al almış. Arkasından giren ayı gibi köpeği gören Envy korkmuş. Ciyak Ciyak bağırmaya başlamış. Sonra Pamuk Sasuke ona "Korkma ben seni korurum. Çok büyük dii... Höşt!" demiş. Çünkü cidden çok büyükmüş ve Sasuke yalan söylemenin doğru bir davranış olmadığını söyleyen annesini hatırlamış ve bir fiil bölümü girmiş.

***

"Pamuğum buraya gelirmisin bi'tanem?"
"Şeyy... E-efendim Anneciğim?
"Bu kurabiyeleri sen mi yedin?"
"HA-Hayır annecim yemedim ben Itachi yedi!"
"Ama Itachinin tarçına alerjisi var eğer o yeseydi yüzü balon gibi şişerdi bak gayet normal."
"Bilmiyoruuuum."
"Pamuğuuuum..."
"Anne bişiy söyliycem."
"Efendim bi tanem."
"Ama kızmiycaksın."
"Eeeee..."
"Kurabiyeleri ben yedim."
"Neden yalan söyledin?"

... bi zibilyon konuşma....[/u]

Valla ne yalan söliyim bunu yazarken kafam baya iyiydi.

Alkamsndflskdfmnlkdsanmdsaflk harika ilerliyor devam.

Karin birden kapıyı çarpıp dışarı çıkmış.

***

Yaklaşık 20 dakika sonra Miranami Tsuki'nin sarayında Kırmızı Pelerinli bir kız Miranami Tsuki'nin önünde eğilip şöyle demiş.
"Prensesim. Kraliçe Envy'i öldürmek için size yardım etmek istiyorum.

Miranami Tsuki'nin topuk harici hiçbir şeyden meydana gelmiş olan ayakkabılarının büyük salonda çıkardığı yankılı "tak tak" sesleri Pelerinli Kızın 2 metre ötesinde durmuş.
"Pekala Karin. Ancak bana yamuk yapma... Sakın!" demiş.

Daha demin gösterim sayısı gözüme çarptı: 809. Sonra da mesaj sayısına baktım: 47. Ya okuyup gülüp kaçan takipçilerim var, ya da boş bir anda bakıp sıkılanlardan oluşan bir kalabalık.

Karin yaptığı şeyin doğru olduğundan emin değilmiş. Envy'i öldürecek cesareti olup olmadığını bile bilmiyormuş. Ayrıca Miranami Tsuki ona yamuk yapmamasını söylememişmiydi.

Tüm bunlar olurken o sırada kulesinde canı sıkıldıdan patlamakla meşgul olan Rapunzel Neji'nin canına tak demiş. Orhan Baba'dan "Batsın bu dünyyeeaaaa..." diyerekten havaya 2 el ateş etmiş. Bu mermiler de gidecek sadece Deidara'nın dirseğinden 5 santim yukarıyı ve 5 santim aşağıyı bulmuş. Deidara'nın kolu kopmuş. Şansına Tsunade vakti zamanında Cüneyt arkına neşter uzatan o taş hemşîrelerdenmiş de kolunu dikmiş. O kargaşada Karin'in içeri girdiğini bile kimse farketmemiş. Çünkü Deidara ciyak ciyak bağırıyormuş.