Vampire Knight; Roses on the Chess [Sonnn BLM 25.01.2009] Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 36, 37, 38, 39, Sonraki |
Yazar
Mesaj
O.o kalpten götürcenmi sen bizi..
harika olmuş sonrasında bence bely elinde kılıcıyla koşsun koşsun ve kılıcıyla lucifer i öldürsün 'yıllar önce hayat verdiğim adamın hayatını alma zamanım geldi 'deisin ve bitsin ehehe
harika olmuş sonrasında bence bely elinde kılıcıyla koşsun koşsun ve kılıcıyla lucifer i öldürsün 'yıllar önce hayat verdiğim adamın hayatını alma zamanım geldi 'deisin ve bitsin ehehe
^^ K-ON!
18 Oca 2009 21:31
Nihahahahha XD Kısa bir konuşmadan sonra yeni ve son bölümümü okuyabilrsiniiz dostlarım U____U öhöm öhöm U__U Bu hikayeyi yazdığım süre boyunca aldığım yorumlardan her zaman memnun kaldım ve sizlere beni okuduğunuz için çok çok teşekkür ediyorum U___U Ümit ediyorumki bundan sorna yazacağım hikayelerimdendee beni yanlız bırakmazsınız...Tatatatammm işte sizlere Vampire Knight, Roses on the Chess Table Final bölümü...Keyfini çıkarın...
*******************
Kan..Kan...Kan....Bely,kılıcı Anya'nın göğsüne sokmuştu...Hemde bütün gücüyle, sonuna kadar...
Herkes,şok olmuş bir halde kendilerine bakıyordu...Belinda ne yapmıştı böyle? O..Anya'yı...
Rima, gözlerini kocaman açmış dururken birdenbire bacakları kendisini taşıyamamıştı ve yere çömmüştü..Shiki'de hemen onun koluna girmişti ama Rima yerden kalkamıyordu..Zero ise gözlerini kırpamıyordu bile..Kaname ise basit bir *hıhh* çekmişti sadece...Belinda..Tatlı Belinda Gerçekten gitmişti ve şimdi başları,gerçekten beladaydı..
İchijou, zorlukla ayağa kalktı ve yüzünde inanılmaz,acı dolu bir ifadeyle belinda'ya doğru ilerlemeye başladı..
--Bunu..Bunu yaptığına gerçekten inanamıyorum...
dedi..Ama..Bir terslik vardı bu işte...Belinda, yüzünü İchijou'ya döndürdü..İchijou, ve diğerleri,gördüğü manzara karşısında şok olmuşlardı...Anya, göğsünde kocaman kırmızı bir lekenin ortasında duran kılıca rağmen,gülümsüyordu..Ama Belinda..Gözleri..Yaşlarla doluydu...Kimse hiçbirşey anlamamıştı..Etrafta derin bir sessizlik vardı...Sonsuzluk gibi gelen birkaç saniyeden sonra,Anya'nın hemen arkasından,Lucifer'ın sesi, bir fısıltı halinde çıktı..
--Se...Sen...Nasıl?!!
diyebildi ses sadece...Belinda ise,bir eli kılıçta,öteki eliyle gözündeki yaşları silerek,büyük bir hınçla şunları söyledi..
--Üzgünüm Lucifer...Ama bu kılıç,senin düşündüğünden çok daha uzundu!!!
O sırada Bely,inanılmaz bir hızla kılıcı Anya'nın göğsünden çekti,ve Anya'yı yere düşmeden kucağına aldı...Anya'nın önünden çekilmesiyle ise, Lucifer ortaya çıktı...Gözlerini faltaşı gibi açmıştı..Ortasında,kocaman bir delik vardı...
--Sizi aşağılık sürt...
Ama Lafını bitiremeden,Lucifer, toza dönüşüvermişti...Herşey...Herşey bitmişti artık...Bir anda...Birdenbire herkes,herşeyi anlamıştı. Excalibur,Anya'yı boydan boya delip,Lucifer'a saplanmıştı...Ne yani? Bütün bunlar daha önceden planlanmışmıydı? En başından beri,kendilerinin haberi olmadan oynanan bir oyunun içindemiydiler yani?
Onlar,içinde bulundukları şoktan kurtulmaya çalışırken,Bely'de Anya'nın hemen yanıbaşında oturuyordu..Anya'nın kafasını kucağına almıştı ve ağzının kenarından akan bir damla kanı elbisesinin kumaşıyla siliyordu...Ağlıyordu ama son dakikalarını yaşayan Anya,gülüyordu..
--Be..Bensiz hiçbir işini bitiremezsin sen...
Bely,gözündeki yaşları silip gülümsemeye çalıştı
--Ben...Çok korktum...Gerçekten değiştiğimi düşüneceğini sandım..Benden nefret edeceğini sandım..Ama..Ama sen...
Bely,yine hıçkırarak ağlamaya başlamıştı..Anya ise,anaç bir ifadeyle elini,zorla kaldırıp Bely'nin yanağındaki yaşları sildi...
--Sen benim hala küçük kız kardeşimsin...Asla değişmeyeceğini biliyordum..
--Ama itiraf et, bir an sen bile koptun...
dedi Bely,bu sefer Anya'yı güldürmeye çalışarak..Anya gülümsedi..
--Sonuçta Excalibur'u getirdiğimi biliyordun...Bilmiyormuş gibi davranman,bana güç verdi..
Bely,gülümseyerek, herşeyden çok değer verdiği kız kardeşine baktı...
--Senin yerinde ben olmalıydım...Çok kötü bir kızsın Anya! Hani vampire dönüşeni,avcı kalan öldürecekti..
diyerek geçmişi yaad etti Belinda...O sırada,Anya'nın gözünün önüne, geçmişlerindeki o sahne geldi...
Belinda ve Anya..Anya, her zamanki gibi masada dersini çalışıyor, Bely'de onun eteklerini çekiştiriyor..
--Anya..Anya..Anya...Anya...Anya...Anya...Anya...
En sonunda dayanamayan Anya ona dönmüştü
--Ne oldu ?
--Söz ver!!
--Söz mü?
Henüz 11 yaşındaydılar ama Anya, o zaman dahi olgun bir genç kız gibi davranıyordu..
Belinda,onu sandalyesinden indirdi ve parmağını,onun parmağına tutup havaya kaldırdı...
--Eğer birgün...İkimizden biri vampire dönüşecek olursa,ötekimiz hiç düşünmeden onu öldürecek ve....
Anya,bu anının gerisini getiremedi..Sadece gözlerini kapadı ve gülümsedi...
--Acele et Belinda...Beni..Beni fazla bekletme...
ve Anya,gülümsyerek nefes almayı bıraktı...Belinda,yavaşça onun elini öptü ve ayağa kalktı...
--Hemen arkandayım...
dedi ve ötekilere döndü,soru sormalarına,birşeyler demelerine izin vermeden,elinde excaliburla...
--Şu son bir hafta içerisinde,başınıza inanılmaz olaylar geldi...
Belinda,titriyordu...Konuşmakta zorlandığıda belliydi..Ağlamamak için kendini zor tutuyordu...İchijou ve Zero,onu tutmak üzere ileriye atıldılar ama Bely,onlara eliyle durmalarını işaret etti...
--Bütün bu olaylar içerisinde...Ne olursa olsun, sizleri sevdiğimi bilmenizi isterim...
Belinda, kılıcı daha sıkı tutmaya başladı..Birdenbire nefesini tuttu ve ağlamasını bir kenara bırakarak,son derece kararlı bir ses tonuyla konuşmaya devam etti..
--Her ne yaptıysak, bunu sizler için yaptık! Casddy, Anya ve ben!!
Herkes,kendisine bakıyordu..Bely,bunu bilerek gülümsedi..
--Ama,şimdi...Maalesef...Gitmek zorundayız...Getirdiğimiz bütün güzel,ve kötü anılarla birlikte...
Hiçkimse birşey anlamamıştı ama Kaname, herşeyi anlamış gibi gözüküyordu...
--Demek öyle...
--Evet..Aynen öyle...Kain,Ruka,Rima,Shiki,Yuuki,Kaname...Üzgünüm...Her ne kadar bu yolculuk,sizlere şans getirmiş olsada,herşeye kaldığınız yerden devam etmek zorundasınız...Bizleri...Bizleri unutmak zorundasınız!!!
Herkes,birdenbire kafasını kaldırdı ve Bely'ye doğru hücüm etmeye hazırlandı
--Bunu yapamazsın!!
diye bağırdı İchijou...Ama Belinda,aldırmadı bile...
--Sizleri..Sizleri çok seviyorum...Ve, sizlere yaşattığım bütün acılardan dolayı özür diliyorum..Özelliklede İchijou ve Zero'dan..Hoşçakalın...
dedi Belinda, ve hiçkimsenin yetişemediği büyük bir hızla, elindeki kılıcı,boğazından geçirdi...Boğazında, boydan boya bir yarık oluşmuştu ve oluk oluk kanlar akıyordu...Buna rağmen Belinda,gülümsedi...Eğer birgün...
İkimizden biri vampire dönüşecek olursa,ötekimiz hiç düşünmeden onu öldürecek ve daha sonrada aynı kılıcı kendi bedenine saplayacak....
Belinda,vücüdunda tatlı bir sıcaklık hissediyordu..Kendisini kurtarmak için yanıbaşında bekleyen dostlarına hiçbir tepki gösteremiyordu...Onları duyamıyordu ama,Zero'nun ağladığını hissedebiliyordu...Kulağınada farklı tonlarda Belinda! ismi çarpıyordu...Belinda gülümsedi...Etrafındakilerin kendisi için yaydığı sevgiyi damarlarında hissedebiliyordu...Gülümsedi...
Zero ve İchijou,çığlıklar atarak Belinda ve Anya'nın cesetlerinin yanında duruyorlardı..Tuhaftı..Belinda,toza falan dönüşmemişti..Ama hiçkimsenin bunu düşünecek durumu yoktu...Bu korkunç manzaraya bakıyorlardı sadece...Kimse konuşamadı ama Kaname, sadece tek bir şey söyledi..
Öne doğru çıktı, ve hemen cebinde duran beyaz gülü, Belindayla Anya'nın arasına attı...Herkes ağlarken,etrafına baktı ve ağzını araladı...
--İşte şimdi, bir satranç tahtasına dönüşen,ve herkesin farklı bir taşı oynadığı hayatımızda solup giden,güllere ağlıyoruz...
Ama beyaz gül,Kaname'nin söylediklerine inat, Belinda ve Anya'nın kanıyla boyanıyordu...Kırmızı bir güle dönüşüyordu...
İşte tamda o sırada,etrafı bembeyaz bir sis kaplayıverdi..Herkesin gözünün önüne, iki genç kızın silüeti belirdi...Casddy ve Belinda'ydı bunlar...Geçmişten bir parçaydı gözlerinin önündeki..Nasıl bildiklerini bilmiyorlardı ama, Casddy'nin öldüğü ve Bely'nin onun kanını içtiği zamanki yaşananlardı bunlar...
--Lucifer'a direk olarak saldıramazsın Belinda..Seni engeller...
--Peki, o zaman ne yapmalıyım Lady Casddy?
--Bir iletken kullan..Birini feda et..
--Bunu..Bunu yapamam!!
--Yapmak zorundasın...Eğer..Bütün dünyayı feda etmek istemiyorsan..
Belinda,yumruklarını sıktı,ama Casddy'nin söylediklerinin gerçek olduğunu biliyordu..
--Pekala..Bunu yapacağım...Ama bir sorum var..
--Neymiş o?
--Neden..Neden birdenbire bütün insanları bu kadar önemsemeye başladın?
--Hiçbiri umrumda değil..Ben sadece Kaname'ye birşey olmasın istiyorum..
--Çünkü hala onu seviyorsun..Babana,ve hatta duygularına ihanet edecek kadar...
Belinda,gülümsüyordu..Casddy ise kafasını yana çevirdi ve ukalaca konuşmaya başladı..
--O,benim sahip olduğum tek şeydi..Beni nefretle bile hatırlasa,öldüğünü bilmeye dayanamam..Şimdi git Belinda!! Git ve Lucifer'ın işini bitir...Yoksa o,herkesin işini bitirecek!!!
Kaname,birkaç adım ilerledi ve Casddy'ye dokunmaya çalıştı...Ancak, bir seraplarmış gibi,birdenbire yok oldu iki kızda...Kaname, o sırada etrafındaki diğer arkadaşlarınıda farketti..herkes birbirine bakıyordu..Gözlerinde yaşlarla...Şimdi ne olacaktı?
Tamda o sırada İchijou,kafasını kaldırdı ve havaya baktı...Zero'nunda kolunu oraya bakması için çekiştirdi..Birkaç saniye sonra onları gören herkes havaya bakmaya başlamıştı...Hepsinin ağzı açık kalmıştı..Belinda ortada,Anya ve Casddy ise yanlarda olmak üzere üçü, havadan onlara bakıyordu...Belinda, sevimli bir tavırla, eliyle öpücük yapıp onlara yolladı..Casddy ve Anya ise yanlardan cool bir tavırla gülümsediler...Ve yavaş yavaş..Havaya karıştılar..
Onların havaya karışmasıyla birlikte, şato birdenbire sallanmaya başladı..Duvarlar,tavan, heryer yıkılıyordu....Herkes, kendisini şatodan kurtarmaya çalışıyordu.Ama Zero, hala Bely'nin yok olduğu yere bakıyordu...Tamda başının üzerine büyük bir kaya düşeckeken,İchijou onu yakasından tuttu ve kendine çekip koşmaya başladı..
--Üzgünüm..Ama seni korumalıyım!!! En azından Belinda için!!!
Herkes,birdenbire kendilerini şatodan oldukça uzak bir yerde buldu..Şato,parçalara ayrılıyordu..Son gördükleri şey,bir cam gibi paramparça olan portal kapısıydı...
--------------------
Yuuki,her zamanki gibi,kızları engellemeye çalışıyordu
--Kızlar!! lütfen sakin olun!!!
--Hey siz oradakiler!!! Düzgün bir sıraya geçin yoksa canınızı yakarım...
Zero'dan korkan kızlar,her zamanki gibi tek sıra olmuşlşardı..
--Bunu ben söylemedende yapa...
--Yuuki-channn!!!!
Zero'nun lafı,kendilerine doğru koşan Larissa yüzünden kesilmişti..
--Yuuki-chan söylermisin!! Anya-chii ve Bely-chii'yi gördünmü?
--Kimi?
Yuuki,bu kızın neden bahsettiğini bazen gerçektende anlayamıyordu..Onlarda kimdi ki?
--Hey sen! Hayali arkadaşlarını buralarda görmedik..Şimdi defol!!
Larissa,Zero'nun yüzüne bir müddet şaşkınca baktı..Daha sonrada elini kafasına götürüp gülmeye başladı
--He...Tabi ya tabi ben gidip birde diğer tarafa bakiim sihirli deniz atımla oynuyorlardır belki hoşçakalın!!!
Yuuki,Lariisa'nın arkasından tuhaf tuhaf baktı ama o sırada açılan kapı yüzünden dikkati dağıldı..
--Günaydın Yuuki...
--Ah! Kaname-senpai!
Larissa,koşa koşa bahçenin öteki tarafına gitti..Gülümsüyordu..Kafasını gökyüzüne kaldırdı ve konuştu..
--Anlaşılan,hayatımıza bir ışık kadar hızlı giren yıldızlarmız,bir anı bile bırakmaya lüzum görmeden gitmişler...
O sırada Larissa,gül bahçesine doğru elinde bir bıçakla ilerleyen İchijou'yu görür..
--Hey İchijou-kun!! O elindekide nedir??
İchijou,araksını döndü ve Larissa'yı görünce gülümsedi
--Ahh emin değilim..Ama yastığımın altında sakladığıma göre benim için değerli birşeydir herhalde...
dedi..Larissa,bıçağın kabzasındaki işareti görünce,yüzüne geniş bir sırıtış yerleştirdi..Bu bıçak,Belinda ve İchijou'nun yakınlaştıkları ilk gecede,Bely'nin ichijou'ya saldırdığı bıçaktı...
--Emin ol ki,senin için çok değerli...
dedi ve onu orada şaşkınca bırakıp daha sakin bir yere geçti..Daha sonrada cebinden,Bely'nin kolyesini çıkartıp,sallamaya başladı...
--Vampir şovalye'nin satranç tahtasındaki güller görevi...Tamamlandı...
dedi ve şişeyi elinden bırakıp,yere düşüp parçalanmasını seyretti...Gülümsedi..
--Vampir şovalyenin günahı, şimdi başlıyor...
dedi ve şişenin parçalarını orada bırakıp ilerlemeye başladı..
O yürürken,ekran yavaşça kararır...Sipsiyah ekranda, sadece Larissa'nın kırmızı olan gözü kalır...Hemen ardındanda, öteki gözü kırmızı kırmızı parlamaya başlar..Bir müddet sonra ise iki gözde aynı anda yumulur...
Sizlere ,tatlı rüyalar göstermeye devam edeceğim....
~SON~
*******************
Kan..Kan...Kan....Bely,kılıcı Anya'nın göğsüne sokmuştu...Hemde bütün gücüyle, sonuna kadar...
Herkes,şok olmuş bir halde kendilerine bakıyordu...Belinda ne yapmıştı böyle? O..Anya'yı...
Rima, gözlerini kocaman açmış dururken birdenbire bacakları kendisini taşıyamamıştı ve yere çömmüştü..Shiki'de hemen onun koluna girmişti ama Rima yerden kalkamıyordu..Zero ise gözlerini kırpamıyordu bile..Kaname ise basit bir *hıhh* çekmişti sadece...Belinda..Tatlı Belinda Gerçekten gitmişti ve şimdi başları,gerçekten beladaydı..
İchijou, zorlukla ayağa kalktı ve yüzünde inanılmaz,acı dolu bir ifadeyle belinda'ya doğru ilerlemeye başladı..
--Bunu..Bunu yaptığına gerçekten inanamıyorum...
dedi..Ama..Bir terslik vardı bu işte...Belinda, yüzünü İchijou'ya döndürdü..İchijou, ve diğerleri,gördüğü manzara karşısında şok olmuşlardı...Anya, göğsünde kocaman kırmızı bir lekenin ortasında duran kılıca rağmen,gülümsüyordu..Ama Belinda..Gözleri..Yaşlarla doluydu...Kimse hiçbirşey anlamamıştı..Etrafta derin bir sessizlik vardı...Sonsuzluk gibi gelen birkaç saniyeden sonra,Anya'nın hemen arkasından,Lucifer'ın sesi, bir fısıltı halinde çıktı..
--Se...Sen...Nasıl?!!
diyebildi ses sadece...Belinda ise,bir eli kılıçta,öteki eliyle gözündeki yaşları silerek,büyük bir hınçla şunları söyledi..
--Üzgünüm Lucifer...Ama bu kılıç,senin düşündüğünden çok daha uzundu!!!
O sırada Bely,inanılmaz bir hızla kılıcı Anya'nın göğsünden çekti,ve Anya'yı yere düşmeden kucağına aldı...Anya'nın önünden çekilmesiyle ise, Lucifer ortaya çıktı...Gözlerini faltaşı gibi açmıştı..Ortasında,kocaman bir delik vardı...
--Sizi aşağılık sürt...
Ama Lafını bitiremeden,Lucifer, toza dönüşüvermişti...Herşey...Herşey bitmişti artık...Bir anda...Birdenbire herkes,herşeyi anlamıştı. Excalibur,Anya'yı boydan boya delip,Lucifer'a saplanmıştı...Ne yani? Bütün bunlar daha önceden planlanmışmıydı? En başından beri,kendilerinin haberi olmadan oynanan bir oyunun içindemiydiler yani?
Onlar,içinde bulundukları şoktan kurtulmaya çalışırken,Bely'de Anya'nın hemen yanıbaşında oturuyordu..Anya'nın kafasını kucağına almıştı ve ağzının kenarından akan bir damla kanı elbisesinin kumaşıyla siliyordu...Ağlıyordu ama son dakikalarını yaşayan Anya,gülüyordu..
--Be..Bensiz hiçbir işini bitiremezsin sen...
Bely,gözündeki yaşları silip gülümsemeye çalıştı
--Ben...Çok korktum...Gerçekten değiştiğimi düşüneceğini sandım..Benden nefret edeceğini sandım..Ama..Ama sen...
Bely,yine hıçkırarak ağlamaya başlamıştı..Anya ise,anaç bir ifadeyle elini,zorla kaldırıp Bely'nin yanağındaki yaşları sildi...
--Sen benim hala küçük kız kardeşimsin...Asla değişmeyeceğini biliyordum..
--Ama itiraf et, bir an sen bile koptun...
dedi Bely,bu sefer Anya'yı güldürmeye çalışarak..Anya gülümsedi..
--Sonuçta Excalibur'u getirdiğimi biliyordun...Bilmiyormuş gibi davranman,bana güç verdi..
Bely,gülümseyerek, herşeyden çok değer verdiği kız kardeşine baktı...
--Senin yerinde ben olmalıydım...Çok kötü bir kızsın Anya! Hani vampire dönüşeni,avcı kalan öldürecekti..
diyerek geçmişi yaad etti Belinda...O sırada,Anya'nın gözünün önüne, geçmişlerindeki o sahne geldi...
Belinda ve Anya..Anya, her zamanki gibi masada dersini çalışıyor, Bely'de onun eteklerini çekiştiriyor..
--Anya..Anya..Anya...Anya...Anya...Anya...Anya...
En sonunda dayanamayan Anya ona dönmüştü
--Ne oldu ?
--Söz ver!!
--Söz mü?
Henüz 11 yaşındaydılar ama Anya, o zaman dahi olgun bir genç kız gibi davranıyordu..
Belinda,onu sandalyesinden indirdi ve parmağını,onun parmağına tutup havaya kaldırdı...
--Eğer birgün...İkimizden biri vampire dönüşecek olursa,ötekimiz hiç düşünmeden onu öldürecek ve....
Anya,bu anının gerisini getiremedi..Sadece gözlerini kapadı ve gülümsedi...
--Acele et Belinda...Beni..Beni fazla bekletme...
ve Anya,gülümsyerek nefes almayı bıraktı...Belinda,yavaşça onun elini öptü ve ayağa kalktı...
--Hemen arkandayım...
dedi ve ötekilere döndü,soru sormalarına,birşeyler demelerine izin vermeden,elinde excaliburla...
--Şu son bir hafta içerisinde,başınıza inanılmaz olaylar geldi...
Belinda,titriyordu...Konuşmakta zorlandığıda belliydi..Ağlamamak için kendini zor tutuyordu...İchijou ve Zero,onu tutmak üzere ileriye atıldılar ama Bely,onlara eliyle durmalarını işaret etti...
--Bütün bu olaylar içerisinde...Ne olursa olsun, sizleri sevdiğimi bilmenizi isterim...
Belinda, kılıcı daha sıkı tutmaya başladı..Birdenbire nefesini tuttu ve ağlamasını bir kenara bırakarak,son derece kararlı bir ses tonuyla konuşmaya devam etti..
--Her ne yaptıysak, bunu sizler için yaptık! Casddy, Anya ve ben!!
Herkes,kendisine bakıyordu..Bely,bunu bilerek gülümsedi..
--Ama,şimdi...Maalesef...Gitmek zorundayız...Getirdiğimiz bütün güzel,ve kötü anılarla birlikte...
Hiçkimse birşey anlamamıştı ama Kaname, herşeyi anlamış gibi gözüküyordu...
--Demek öyle...
--Evet..Aynen öyle...Kain,Ruka,Rima,Shiki,Yuuki,Kaname...Üzgünüm...Her ne kadar bu yolculuk,sizlere şans getirmiş olsada,herşeye kaldığınız yerden devam etmek zorundasınız...Bizleri...Bizleri unutmak zorundasınız!!!
Herkes,birdenbire kafasını kaldırdı ve Bely'ye doğru hücüm etmeye hazırlandı
--Bunu yapamazsın!!
diye bağırdı İchijou...Ama Belinda,aldırmadı bile...
--Sizleri..Sizleri çok seviyorum...Ve, sizlere yaşattığım bütün acılardan dolayı özür diliyorum..Özelliklede İchijou ve Zero'dan..Hoşçakalın...
dedi Belinda, ve hiçkimsenin yetişemediği büyük bir hızla, elindeki kılıcı,boğazından geçirdi...Boğazında, boydan boya bir yarık oluşmuştu ve oluk oluk kanlar akıyordu...Buna rağmen Belinda,gülümsedi...Eğer birgün...
İkimizden biri vampire dönüşecek olursa,ötekimiz hiç düşünmeden onu öldürecek ve daha sonrada aynı kılıcı kendi bedenine saplayacak....
Belinda,vücüdunda tatlı bir sıcaklık hissediyordu..Kendisini kurtarmak için yanıbaşında bekleyen dostlarına hiçbir tepki gösteremiyordu...Onları duyamıyordu ama,Zero'nun ağladığını hissedebiliyordu...Kulağınada farklı tonlarda Belinda! ismi çarpıyordu...Belinda gülümsedi...Etrafındakilerin kendisi için yaydığı sevgiyi damarlarında hissedebiliyordu...Gülümsedi...
Zero ve İchijou,çığlıklar atarak Belinda ve Anya'nın cesetlerinin yanında duruyorlardı..Tuhaftı..Belinda,toza falan dönüşmemişti..Ama hiçkimsenin bunu düşünecek durumu yoktu...Bu korkunç manzaraya bakıyorlardı sadece...Kimse konuşamadı ama Kaname, sadece tek bir şey söyledi..
Öne doğru çıktı, ve hemen cebinde duran beyaz gülü, Belindayla Anya'nın arasına attı...Herkes ağlarken,etrafına baktı ve ağzını araladı...
--İşte şimdi, bir satranç tahtasına dönüşen,ve herkesin farklı bir taşı oynadığı hayatımızda solup giden,güllere ağlıyoruz...
Ama beyaz gül,Kaname'nin söylediklerine inat, Belinda ve Anya'nın kanıyla boyanıyordu...Kırmızı bir güle dönüşüyordu...
İşte tamda o sırada,etrafı bembeyaz bir sis kaplayıverdi..Herkesin gözünün önüne, iki genç kızın silüeti belirdi...Casddy ve Belinda'ydı bunlar...Geçmişten bir parçaydı gözlerinin önündeki..Nasıl bildiklerini bilmiyorlardı ama, Casddy'nin öldüğü ve Bely'nin onun kanını içtiği zamanki yaşananlardı bunlar...
--Lucifer'a direk olarak saldıramazsın Belinda..Seni engeller...
--Peki, o zaman ne yapmalıyım Lady Casddy?
--Bir iletken kullan..Birini feda et..
--Bunu..Bunu yapamam!!
--Yapmak zorundasın...Eğer..Bütün dünyayı feda etmek istemiyorsan..
Belinda,yumruklarını sıktı,ama Casddy'nin söylediklerinin gerçek olduğunu biliyordu..
--Pekala..Bunu yapacağım...Ama bir sorum var..
--Neymiş o?
--Neden..Neden birdenbire bütün insanları bu kadar önemsemeye başladın?
--Hiçbiri umrumda değil..Ben sadece Kaname'ye birşey olmasın istiyorum..
--Çünkü hala onu seviyorsun..Babana,ve hatta duygularına ihanet edecek kadar...
Belinda,gülümsüyordu..Casddy ise kafasını yana çevirdi ve ukalaca konuşmaya başladı..
--O,benim sahip olduğum tek şeydi..Beni nefretle bile hatırlasa,öldüğünü bilmeye dayanamam..Şimdi git Belinda!! Git ve Lucifer'ın işini bitir...Yoksa o,herkesin işini bitirecek!!!
Kaname,birkaç adım ilerledi ve Casddy'ye dokunmaya çalıştı...Ancak, bir seraplarmış gibi,birdenbire yok oldu iki kızda...Kaname, o sırada etrafındaki diğer arkadaşlarınıda farketti..herkes birbirine bakıyordu..Gözlerinde yaşlarla...Şimdi ne olacaktı?
Tamda o sırada İchijou,kafasını kaldırdı ve havaya baktı...Zero'nunda kolunu oraya bakması için çekiştirdi..Birkaç saniye sonra onları gören herkes havaya bakmaya başlamıştı...Hepsinin ağzı açık kalmıştı..Belinda ortada,Anya ve Casddy ise yanlarda olmak üzere üçü, havadan onlara bakıyordu...Belinda, sevimli bir tavırla, eliyle öpücük yapıp onlara yolladı..Casddy ve Anya ise yanlardan cool bir tavırla gülümsediler...Ve yavaş yavaş..Havaya karıştılar..
Onların havaya karışmasıyla birlikte, şato birdenbire sallanmaya başladı..Duvarlar,tavan, heryer yıkılıyordu....Herkes, kendisini şatodan kurtarmaya çalışıyordu.Ama Zero, hala Bely'nin yok olduğu yere bakıyordu...Tamda başının üzerine büyük bir kaya düşeckeken,İchijou onu yakasından tuttu ve kendine çekip koşmaya başladı..
--Üzgünüm..Ama seni korumalıyım!!! En azından Belinda için!!!
Herkes,birdenbire kendilerini şatodan oldukça uzak bir yerde buldu..Şato,parçalara ayrılıyordu..Son gördükleri şey,bir cam gibi paramparça olan portal kapısıydı...
--------------------
Yuuki,her zamanki gibi,kızları engellemeye çalışıyordu
--Kızlar!! lütfen sakin olun!!!
--Hey siz oradakiler!!! Düzgün bir sıraya geçin yoksa canınızı yakarım...
Zero'dan korkan kızlar,her zamanki gibi tek sıra olmuşlşardı..
--Bunu ben söylemedende yapa...
--Yuuki-channn!!!!
Zero'nun lafı,kendilerine doğru koşan Larissa yüzünden kesilmişti..
--Yuuki-chan söylermisin!! Anya-chii ve Bely-chii'yi gördünmü?
--Kimi?
Yuuki,bu kızın neden bahsettiğini bazen gerçektende anlayamıyordu..Onlarda kimdi ki?
--Hey sen! Hayali arkadaşlarını buralarda görmedik..Şimdi defol!!
Larissa,Zero'nun yüzüne bir müddet şaşkınca baktı..Daha sonrada elini kafasına götürüp gülmeye başladı
--He...Tabi ya tabi ben gidip birde diğer tarafa bakiim sihirli deniz atımla oynuyorlardır belki hoşçakalın!!!
Yuuki,Lariisa'nın arkasından tuhaf tuhaf baktı ama o sırada açılan kapı yüzünden dikkati dağıldı..
--Günaydın Yuuki...
--Ah! Kaname-senpai!
Larissa,koşa koşa bahçenin öteki tarafına gitti..Gülümsüyordu..Kafasını gökyüzüne kaldırdı ve konuştu..
--Anlaşılan,hayatımıza bir ışık kadar hızlı giren yıldızlarmız,bir anı bile bırakmaya lüzum görmeden gitmişler...
O sırada Larissa,gül bahçesine doğru elinde bir bıçakla ilerleyen İchijou'yu görür..
--Hey İchijou-kun!! O elindekide nedir??
İchijou,araksını döndü ve Larissa'yı görünce gülümsedi
--Ahh emin değilim..Ama yastığımın altında sakladığıma göre benim için değerli birşeydir herhalde...
dedi..Larissa,bıçağın kabzasındaki işareti görünce,yüzüne geniş bir sırıtış yerleştirdi..Bu bıçak,Belinda ve İchijou'nun yakınlaştıkları ilk gecede,Bely'nin ichijou'ya saldırdığı bıçaktı...
--Emin ol ki,senin için çok değerli...
dedi ve onu orada şaşkınca bırakıp daha sakin bir yere geçti..Daha sonrada cebinden,Bely'nin kolyesini çıkartıp,sallamaya başladı...
--Vampir şovalye'nin satranç tahtasındaki güller görevi...Tamamlandı...
dedi ve şişeyi elinden bırakıp,yere düşüp parçalanmasını seyretti...Gülümsedi..
--Vampir şovalyenin günahı, şimdi başlıyor...
dedi ve şişenin parçalarını orada bırakıp ilerlemeye başladı..
O yürürken,ekran yavaşça kararır...Sipsiyah ekranda, sadece Larissa'nın kırmızı olan gözü kalır...Hemen ardındanda, öteki gözü kırmızı kırmızı parlamaya başlar..Bir müddet sonra ise iki gözde aynı anda yumulur...
Sizlere ,tatlı rüyalar göstermeye devam edeceğim....
~SON~
37. sayfa (Toplam 39 sayfa) [ 384 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |