Vampir'in Hediyesi-4.bölüm Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 5, 6, 7, Sonraki |
Yazar
Mesaj
4. kısmı.. Umarım beğenirsiniz.
Heyecanla ve sabırla değerli yorumlarınızı bekliyo olucam.
Lütfeeenn okuyan ve takip eden fikirlerini bnmle paylaşsınn. lütfenn
Büyük malikanenin koca demirli kapısı, ona gümbür gümbür vuran yumruklarla güne başladı. Hiç duraksamadan vuran eller çok ısrarcıydı. Bütün ev gece yarısı bu seslerle aniden uyandı. Korku içinde olan Mandela hemen Sanova’nın odasına yöneldi. Ancak onunla aşağıya inmeye cesaret edebilirdi. Ama Sanova’dan henüz bir ses çıkmamıştı. Arkadaşının paldır küldür odasına girmesiyle bile uyanmayan Sanova bir önceki gecenin acısını alıyor, en derin uykularında geziniyordu. Ne kapıdan gelen endişe verici sesler ne de Mandela’nın kulağının dibinde bağırması uyandırabilirdi onu. Sonunda odaya Karina’yla Mahnt’te geldi. Ablasını nasıl uyandırabileceğini iyi bilen çocuk hemen Sanova’nın üstüne atladı, bir süre sonra da tepinmeye başladı. Uyandığında tepesinde üç çift meraklı, endişeli ve korkmuş göz görünce neye uğradığını şaşıran kız hemen yataktan fırladı.
Kapının önüne geldiklerinde Mandela’nın boyu zor yettiği için bir de Sanova baktı kapı deliğinden; temiz yüzlü hafiften yakışıklı hortlak görmekten bile ileriye gitmiş bir korkuyla dolu olan delikanlının sağ burnundan kan damlıyordu. Sanki imkanı olsa kapıyı tırmanıp geçecek, içeriye dalacaktı. Yardıma ihtiyacı olduğu çok açıktı.
“PEŞİMDELER, arkamdalar ne olur açın kapıyı, size ben zarar vermem benim izimde olan ‘yaratıklar’ zarar verir, benden değil asıl onlardan korkun” diye bağırıyordu meçhul şahıs. Hayır hayır aslında bağırmıyordu, ağzını kapıya dayamış konuşuyordu, arada arkasına ya da gökyüzüne bakıyordu, çok temkinliydi. Biraz da paranoya bir görüntüsü vardı.
“HADİ AÇIN ARTIK KAPIYI, boşuna zaman kaybediyoruz!” demesiyle gençleri masumiyetine iyice inandıran çocuk susmuştu. Ama hala pes etmemiş kapıyı tekmelemeye devam ediyordu.
Karina kapının bitişiğindeki ayakkabılığa oturmuş bir şekilde söylendi: “Ne yaratığı, ne zaman kaybı? Neyden, niye zaman kazanmaya çalışıyoruz ki? Hem sonra neden gökyüzüne bakıyor bahsettiği şeyler uçuyor mu yoksa?”. Sonra da kendi söylediklerine inanamayıp kahkahalarla gülmeye başlayan Karina’yı duyan delikanlı “Lütfen yardım edin, bu evden başka çarem YOK, yem olurum onlara, etraf ormanlık alan, ne yaparım!” dedi.
Mahnt son kez delikten baktı ve gençle göz göze geldi. Ona inandı, ablasına ve Mandela’ya bakıp onaylarını da aldıktan sonra kapıyı ani bir hareketle açtı, hemen çocuk içeriye koştu ve kapıyı kapadı…
Heyecanla ve sabırla değerli yorumlarınızı bekliyo olucam.
Lütfeeenn okuyan ve takip eden fikirlerini bnmle paylaşsınn. lütfenn
Büyük malikanenin koca demirli kapısı, ona gümbür gümbür vuran yumruklarla güne başladı. Hiç duraksamadan vuran eller çok ısrarcıydı. Bütün ev gece yarısı bu seslerle aniden uyandı. Korku içinde olan Mandela hemen Sanova’nın odasına yöneldi. Ancak onunla aşağıya inmeye cesaret edebilirdi. Ama Sanova’dan henüz bir ses çıkmamıştı. Arkadaşının paldır küldür odasına girmesiyle bile uyanmayan Sanova bir önceki gecenin acısını alıyor, en derin uykularında geziniyordu. Ne kapıdan gelen endişe verici sesler ne de Mandela’nın kulağının dibinde bağırması uyandırabilirdi onu. Sonunda odaya Karina’yla Mahnt’te geldi. Ablasını nasıl uyandırabileceğini iyi bilen çocuk hemen Sanova’nın üstüne atladı, bir süre sonra da tepinmeye başladı. Uyandığında tepesinde üç çift meraklı, endişeli ve korkmuş göz görünce neye uğradığını şaşıran kız hemen yataktan fırladı.
Kapının önüne geldiklerinde Mandela’nın boyu zor yettiği için bir de Sanova baktı kapı deliğinden; temiz yüzlü hafiften yakışıklı hortlak görmekten bile ileriye gitmiş bir korkuyla dolu olan delikanlının sağ burnundan kan damlıyordu. Sanki imkanı olsa kapıyı tırmanıp geçecek, içeriye dalacaktı. Yardıma ihtiyacı olduğu çok açıktı.
“PEŞİMDELER, arkamdalar ne olur açın kapıyı, size ben zarar vermem benim izimde olan ‘yaratıklar’ zarar verir, benden değil asıl onlardan korkun” diye bağırıyordu meçhul şahıs. Hayır hayır aslında bağırmıyordu, ağzını kapıya dayamış konuşuyordu, arada arkasına ya da gökyüzüne bakıyordu, çok temkinliydi. Biraz da paranoya bir görüntüsü vardı.
“HADİ AÇIN ARTIK KAPIYI, boşuna zaman kaybediyoruz!” demesiyle gençleri masumiyetine iyice inandıran çocuk susmuştu. Ama hala pes etmemiş kapıyı tekmelemeye devam ediyordu.
Karina kapının bitişiğindeki ayakkabılığa oturmuş bir şekilde söylendi: “Ne yaratığı, ne zaman kaybı? Neyden, niye zaman kazanmaya çalışıyoruz ki? Hem sonra neden gökyüzüne bakıyor bahsettiği şeyler uçuyor mu yoksa?”. Sonra da kendi söylediklerine inanamayıp kahkahalarla gülmeye başlayan Karina’yı duyan delikanlı “Lütfen yardım edin, bu evden başka çarem YOK, yem olurum onlara, etraf ormanlık alan, ne yaparım!” dedi.
Mahnt son kez delikten baktı ve gençle göz göze geldi. Ona inandı, ablasına ve Mandela’ya bakıp onaylarını da aldıktan sonra kapıyı ani bir hareketle açtı, hemen çocuk içeriye koştu ve kapıyı kapadı…
hımm çokk heycanlıııııııı süper
*TRUST&BETRAYAL*
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
CANIM TEK KELİMEYLE HARİKA..ÜSLUP,İÇERİKK MUHTEŞEM..ÇOK DA SÜRÜKLEYİCİ..EE MAHRUM ETME BİZİ BU GÜZEL ESERLERİNDEN..DEVAMINI MUTLAKA GÖRMELİYİZ BURADA..ELLERİNE SAĞLIK FAKAT DENİLDİĞİ GİBİ ARADA BİR PARAGRAF YAPMALISIN,KARIŞIYOR BİRBİRİNE,OKUMAKTA ZORLANIYOR BAZEN İNSAN..
E HADİ NE DURUYOSUN DURMAK YOK,HİKAYELERİNE DEVAAM..KESİNLİKLEE [/b]
E HADİ NE DURUYOSUN DURMAK YOK,HİKAYELERİNE DEVAAM..KESİNLİKLEE [/b]
6. sayfa (Toplam 7 sayfa) [ 66 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |