The Hobbit Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 6, 7, 8, 9, 10, 11, Sonraki |
Yazar
Mesaj
[Bağlantı]
1985'te Rusya versiyonuda çekilmiş Hobbit'in bunu hiç bilmiyordum
.....
Acayip bir film olmuş pamuk prenses ve 7 cüceler gibi olmuş çocukken televizyonda izlediğimiz acayip güldüm hele smaug sahneleri falan ..Eğlence olarak izlenebilecek bir film

1985'te Rusya versiyonuda çekilmiş Hobbit'in bunu hiç bilmiyordum

Acayip bir film olmuş pamuk prenses ve 7 cüceler gibi olmuş çocukken televizyonda izlediğimiz acayip güldüm hele smaug sahneleri falan ..Eğlence olarak izlenebilecek bir film



Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Trapspringer, Lost Control


Kitabın iki film halinde işleneceğini öğrendiğimde ilk tepkim olumlu olmuştu ancak üç film olacağını duyunca Peter Jackson'a "Eh be, paragöz adam!" demekten kendimi alamamıştım. Tahmin edilebileceği üzere film uzatılmak için bayağı kasılmış, desem sanırım kimse bana kızmaz. Üç saatlik filmin yarısında ana hikayeyi işleyip yarısını efsaneler vesaire anlatımlarla doldurmuş Peter amca. Yine de şunu söyleyebilirim ki: Film için çok büyük beklentilerim vardı ve film beklentilerimi büyük oranda karşıladı.
Aslında filmin yarısı geçmişe dönük anlatımlarla falan doldurulmuş doldurulmasına ama çok da fena olmamış. Smaug'un gelmesi, Erebor'u basması falan güzeldi. Özellikle de görsel bakımında büyük bir zevk verdi, ki bu zevk veren görsellik filmin tamamı için de geçerliydi diyebilirim. Hatta filmin en iyi kozu da buydu belki. Yüzüklerin Efendisi filmlerinden tanıdığımız Orta Dünya, Hobbit kitabının masalsı yönüyle şahane harmanlanmış. Öyle ki daha önce hiçbir filmde görsel açıdan bu denli zevk aldığımı hatırlamıyorum. Çok üç boyut meraklısı biri sayılmam ancak size tavsiyem mümkünse paraya kıyın ve bu filmi üç boyutlu seyredin.
Görsel açıdan, bahsettiğim gibi, Yüzüklerin Efendisi havasını taşımakla beraber kendine has bir havası da var. Yüzüklerin Efendisi'nden ayrılan noktalar... Örneğin; bu filmdeki cüceler daha bir koca kafalı olacak şekilde animasyon edilmiş, Gimli bu kadar koca kafa değildi. Film aslında sadece görsellik değil, her bakımdan Yüzüklerin Efendisi filmlerinden ayrılan biraz da esprili bir üsluba sahip. Bu yüzden, Yüzüklerin Efendisi atmosferini ve ciddiyetini tam olarak taşımadığı için filmi eleştirenler olmuş. Böyle insanları kale almayınız, boş konuşan bir güruh bence. Hobbit kitabı ve Yüzüklerin Efendisi serisi birbirinden çok farklı bir üsluba sahipken neden filmlerinin aynı üsluba sahip olmasını bekleyelim ki? Hobbit'in daha ziyade masalsı bir yönü var ki bence bu da filmde güzelce yansıtılmış.
Thorin hakkında ise yeterince baskın bir lider olmadığı yönünde bir şeyler yazılmış sanırım. Bence gayet de otoriter ve asil bir karakter olarak işlenmiş, yani en azından kitapta anlatılan Thorin'e kıyasla bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Zaten filmde kitapta da olduğu gibi hiçbir cüce ön plana çıkmamış pek, yine de karakterleri kitaba yakın işlenmiş. Gimli'nin babası Gloin'in atarları güzeldi özellikle :D. Thorin'in "Meşekalkan" soy isminin nereden geldiğini anlatan uydurmasyon(kitapta yoktu yanlış hatırlamıyorsam, sakata gelmeyelim) hikaye için ise gerekli miydi, diye sormadan edemedim kendi kendime. Azog'a karşı meşe odununu kendisine kalkan yapması falan biraz saçmaydı sanki, hem meşe ağacı ne arasın Moria'da :P . Neyse, çok da takılınacak bir nokta olduğu söylenemez.
Bunun yanı sıra filmde yine çok takılmaya gerek olmasa da birkaç kusur gözüme çarptı. Mesela güldürükçü şişman goblin amcanın birden Gandalf ve ekibinin karşısına çıktığı kısım. Orada bu amcamız zemindeki tahtaları parçalayarak bizim kafadarların önünde beliriveriyordu ama orası bir köprüydü ve köprünün aşağısı da koca bir uçurum, yani ben yanlış idrak etmediysem goblin amca boşluktan fırladı.
Yine kafayı taktığım başka bir nokta ise Thorin'i bizzat kendisi öldürmek istediğini kesin bir şekilde böğüren Azog'un kan düşmanı Thorin'i en sonunda devirmişken kendisi öldürmeyip de yanındaki elemanından Thorin'in kellesini istemesiydi. Burası hakikatten çok gıcığıma gitti ama yav. Azog demişken. Azog kitapta yer alan bir karakter değildi ancak filme eklenmesini olumlu karşıladım ben. Thorin ile olan düşmanlığı falan almış yürütmüşler oradan hikayeyi, daha bir aksiyon katmış filme.
Hakikatten ne aksiyonlu film olmuş yav. Gariplerimin peşinden bela hiç eksik olmadı, kitapta da böyleydi aslında. Adamlar "biz tam on üç cüceyiz, on üç sayısı uğursuzluk getirir aga" mantığıyla yola çıkıp ekiplerine on dördüncü bir üye dahil ediyorlar. Valla başınıza uğursuzluk gelmemiş hali buysa siz yanmışınız hacı :D. Hele o taş devlerinin(taş devleri de yine kitapta olmayan bir kısımdı sanırım) savaşına denk gelmek nasıl bir bedbahtlıktır yav. Devam filmlerinde çöller, kutup ayıları falan göreceğiz sanırım :P.
Aslında başlarına bu belaları getiren her ne kadar kara talihleri de olsa bir bakıma da şanslılardı diyebiliriz, bu belalardan kurtulmalarını da yine talihlerine borçlular biraz. Özellikle savaş sahnelerinde şansları yaver gitti, hepsi özünde birer Jack Sparrow olduklarını gösterdi :P. Buradan hareketle şuraya gelecek olursam: Filmin başlarında Balin amca, ekiptekilerin aslen savaşçı olmadıkları şeklinde bir şeyler söylüyordu. Adamlar gayet de güzel savaşıyor yav. Ki yanlış hatırlamıyorsam kitapta savaşçı oldukları söyleniyordu.
Radagast'ın ise hikayeye dahil edilmesine sevindim. Ama biraz saf bir tip olarak işlenmiş sanki, hoş karşılamadım onun bu şekilde işlenmesini. Ayrıca biraz daha güçlü gösterilebilirdi. Ne bileyim, mesela peşinden kovalayan warg binicisi orc'ları rahatlıkla harcayamaz mıydı, harcayabilirdi. Elrond amcaya savaşçı bir kimlik kazandırmaktansa bu görevin Radagast'a verilmesi çok daha güzel olurdu. En nihayetinde, Radagast gibi bir karakteri bir daha nerede göreceğiz ki? Yine Necromancer'dan topuklarını vura vura kaçması da hoşuma gitmedi, o Necromancer yanılmıyorsam Nazgul Efendisi. Güçlü tabii güçlü olmasına da Radagast da ondan az değil ki, koskoca Maia'sın bre adam, korkma bu kadar!
Aslında kitapta bulunmamasına rağmen Galadriel, Saruman vs gibi karakterleri de gördük. Devam filmlerinde Legolas da yer alacak sanırım. Aragorn'u göreceğimizi ise sanmam. Çünkü; Aragorn ve Thorin benzer karakterler, en azından filmde işlendikleri üzere. Benzer hikayelere sahip iki asil, iki tahtından uzak kral. Aragorn'u gördüğümüz takdir de kendisi Thorin'in karizmasını ve asaletini gölgeleyebilir. Yani Aragorn'u göreceğimize(zaten kendisi yirmili yaşlarda falan olsa gerek bu hikayenin geçtiği zamanda) pek ihtimal vermiyorum, belli de olmaz tabii :).
Filmin genel olarak beğenilen sahnelerinden biri "bilmece" sahnesi olmuş sanırım. Ben de sevdim o sahneyi. Şu Gollum sinema dünyasının en orjinal karakterlerinden biri oldu, desem yanlış olmaz sanırım. Perdede görünce bizim boncuk gözlüyü koşup bir sarılasım geldi :D. Bilbo ondan yüzüğü çaldı belki ama bunun karşılığında onun için bir maceranın kapısını araladı, olumlu düşünmek lazım biraz da :P.
Lafı toparlamama çok gerek var mı bilmiyorum ancak gördüğünüz üzere "ah şurası öyle değil de şöyle olsaydı" dediğim noktalar olsa da filmi genel olarak beğendim, bayağı beğendim diyebilirim hatta. Bu filme para verilir. Eğlenceli en azından, bol bol güldürüp(Leyla ile Mencnun kafasına sahip olan ben, at muhabbeti geçtikçe de ister istemez güldüğüm için film beni daha bir güldürdü sanırım :P) bol bol heyecanlandırıyor ve tam bir görsel şölen sunuyor. Gerçekten de verilen paranın hakkını teslim eden bir film.
Bence: 9/10
@cleric
Hocam sanırım yanlışın var: Tom Bombadil, Hobbit kitabında değil Yüzüklerin Efendisi serisinin ilk kitabı Yüzük Kardeşliği'nde yer verilmiş bir karakter. Ve yanlış hatırlamıyorsam zaten hikayeye dahil bir karakter olduğu için yeterince tasvir ediliyordu kitapta, hakkında da yeterince şey anlatılıyordu; kendisi yaratılan ilk canlı. Aslında aynı şey Ağaçsakal için de söyleniyordu sanki yav. Şöyle de olabilir: Ağaçsakal ilk canlı, Tom Bombadil ilk insan(insanımsı) :P. Neyse, buralara niye girdiysem, kitabı okuyalı uzun zaman oldu, unutuluyor haliyle :P.
Not: Cüceler hakkında da aşağılayıcı imalarda bulunulmuş, zamanında görseydim hoş şeyler olmaya bilirdi :P.
Uzuncana da yazdık ama yine de bir şeyleri unutmuş gibi hissediyorum ya hadi bakalım hayırlısı...
Aslında filmin yarısı geçmişe dönük anlatımlarla falan doldurulmuş doldurulmasına ama çok da fena olmamış. Smaug'un gelmesi, Erebor'u basması falan güzeldi. Özellikle de görsel bakımında büyük bir zevk verdi, ki bu zevk veren görsellik filmin tamamı için de geçerliydi diyebilirim. Hatta filmin en iyi kozu da buydu belki. Yüzüklerin Efendisi filmlerinden tanıdığımız Orta Dünya, Hobbit kitabının masalsı yönüyle şahane harmanlanmış. Öyle ki daha önce hiçbir filmde görsel açıdan bu denli zevk aldığımı hatırlamıyorum. Çok üç boyut meraklısı biri sayılmam ancak size tavsiyem mümkünse paraya kıyın ve bu filmi üç boyutlu seyredin.
Görsel açıdan, bahsettiğim gibi, Yüzüklerin Efendisi havasını taşımakla beraber kendine has bir havası da var. Yüzüklerin Efendisi'nden ayrılan noktalar... Örneğin; bu filmdeki cüceler daha bir koca kafalı olacak şekilde animasyon edilmiş, Gimli bu kadar koca kafa değildi. Film aslında sadece görsellik değil, her bakımdan Yüzüklerin Efendisi filmlerinden ayrılan biraz da esprili bir üsluba sahip. Bu yüzden, Yüzüklerin Efendisi atmosferini ve ciddiyetini tam olarak taşımadığı için filmi eleştirenler olmuş. Böyle insanları kale almayınız, boş konuşan bir güruh bence. Hobbit kitabı ve Yüzüklerin Efendisi serisi birbirinden çok farklı bir üsluba sahipken neden filmlerinin aynı üsluba sahip olmasını bekleyelim ki? Hobbit'in daha ziyade masalsı bir yönü var ki bence bu da filmde güzelce yansıtılmış.
Thorin hakkında ise yeterince baskın bir lider olmadığı yönünde bir şeyler yazılmış sanırım. Bence gayet de otoriter ve asil bir karakter olarak işlenmiş, yani en azından kitapta anlatılan Thorin'e kıyasla bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Zaten filmde kitapta da olduğu gibi hiçbir cüce ön plana çıkmamış pek, yine de karakterleri kitaba yakın işlenmiş. Gimli'nin babası Gloin'in atarları güzeldi özellikle :D. Thorin'in "Meşekalkan" soy isminin nereden geldiğini anlatan uydurmasyon(kitapta yoktu yanlış hatırlamıyorsam, sakata gelmeyelim) hikaye için ise gerekli miydi, diye sormadan edemedim kendi kendime. Azog'a karşı meşe odununu kendisine kalkan yapması falan biraz saçmaydı sanki, hem meşe ağacı ne arasın Moria'da :P . Neyse, çok da takılınacak bir nokta olduğu söylenemez.
Bunun yanı sıra filmde yine çok takılmaya gerek olmasa da birkaç kusur gözüme çarptı. Mesela güldürükçü şişman goblin amcanın birden Gandalf ve ekibinin karşısına çıktığı kısım. Orada bu amcamız zemindeki tahtaları parçalayarak bizim kafadarların önünde beliriveriyordu ama orası bir köprüydü ve köprünün aşağısı da koca bir uçurum, yani ben yanlış idrak etmediysem goblin amca boşluktan fırladı.
Yine kafayı taktığım başka bir nokta ise Thorin'i bizzat kendisi öldürmek istediğini kesin bir şekilde böğüren Azog'un kan düşmanı Thorin'i en sonunda devirmişken kendisi öldürmeyip de yanındaki elemanından Thorin'in kellesini istemesiydi. Burası hakikatten çok gıcığıma gitti ama yav. Azog demişken. Azog kitapta yer alan bir karakter değildi ancak filme eklenmesini olumlu karşıladım ben. Thorin ile olan düşmanlığı falan almış yürütmüşler oradan hikayeyi, daha bir aksiyon katmış filme.
Hakikatten ne aksiyonlu film olmuş yav. Gariplerimin peşinden bela hiç eksik olmadı, kitapta da böyleydi aslında. Adamlar "biz tam on üç cüceyiz, on üç sayısı uğursuzluk getirir aga" mantığıyla yola çıkıp ekiplerine on dördüncü bir üye dahil ediyorlar. Valla başınıza uğursuzluk gelmemiş hali buysa siz yanmışınız hacı :D. Hele o taş devlerinin(taş devleri de yine kitapta olmayan bir kısımdı sanırım) savaşına denk gelmek nasıl bir bedbahtlıktır yav. Devam filmlerinde çöller, kutup ayıları falan göreceğiz sanırım :P.
Aslında başlarına bu belaları getiren her ne kadar kara talihleri de olsa bir bakıma da şanslılardı diyebiliriz, bu belalardan kurtulmalarını da yine talihlerine borçlular biraz. Özellikle savaş sahnelerinde şansları yaver gitti, hepsi özünde birer Jack Sparrow olduklarını gösterdi :P. Buradan hareketle şuraya gelecek olursam: Filmin başlarında Balin amca, ekiptekilerin aslen savaşçı olmadıkları şeklinde bir şeyler söylüyordu. Adamlar gayet de güzel savaşıyor yav. Ki yanlış hatırlamıyorsam kitapta savaşçı oldukları söyleniyordu.
Radagast'ın ise hikayeye dahil edilmesine sevindim. Ama biraz saf bir tip olarak işlenmiş sanki, hoş karşılamadım onun bu şekilde işlenmesini. Ayrıca biraz daha güçlü gösterilebilirdi. Ne bileyim, mesela peşinden kovalayan warg binicisi orc'ları rahatlıkla harcayamaz mıydı, harcayabilirdi. Elrond amcaya savaşçı bir kimlik kazandırmaktansa bu görevin Radagast'a verilmesi çok daha güzel olurdu. En nihayetinde, Radagast gibi bir karakteri bir daha nerede göreceğiz ki? Yine Necromancer'dan topuklarını vura vura kaçması da hoşuma gitmedi, o Necromancer yanılmıyorsam Nazgul Efendisi. Güçlü tabii güçlü olmasına da Radagast da ondan az değil ki, koskoca Maia'sın bre adam, korkma bu kadar!
Aslında kitapta bulunmamasına rağmen Galadriel, Saruman vs gibi karakterleri de gördük. Devam filmlerinde Legolas da yer alacak sanırım. Aragorn'u göreceğimizi ise sanmam. Çünkü; Aragorn ve Thorin benzer karakterler, en azından filmde işlendikleri üzere. Benzer hikayelere sahip iki asil, iki tahtından uzak kral. Aragorn'u gördüğümüz takdir de kendisi Thorin'in karizmasını ve asaletini gölgeleyebilir. Yani Aragorn'u göreceğimize(zaten kendisi yirmili yaşlarda falan olsa gerek bu hikayenin geçtiği zamanda) pek ihtimal vermiyorum, belli de olmaz tabii :).
Filmin genel olarak beğenilen sahnelerinden biri "bilmece" sahnesi olmuş sanırım. Ben de sevdim o sahneyi. Şu Gollum sinema dünyasının en orjinal karakterlerinden biri oldu, desem yanlış olmaz sanırım. Perdede görünce bizim boncuk gözlüyü koşup bir sarılasım geldi :D. Bilbo ondan yüzüğü çaldı belki ama bunun karşılığında onun için bir maceranın kapısını araladı, olumlu düşünmek lazım biraz da :P.
Lafı toparlamama çok gerek var mı bilmiyorum ancak gördüğünüz üzere "ah şurası öyle değil de şöyle olsaydı" dediğim noktalar olsa da filmi genel olarak beğendim, bayağı beğendim diyebilirim hatta. Bu filme para verilir. Eğlenceli en azından, bol bol güldürüp(Leyla ile Mencnun kafasına sahip olan ben, at muhabbeti geçtikçe de ister istemez güldüğüm için film beni daha bir güldürdü sanırım :P) bol bol heyecanlandırıyor ve tam bir görsel şölen sunuyor. Gerçekten de verilen paranın hakkını teslim eden bir film.
Bence: 9/10
@cleric
Hocam sanırım yanlışın var: Tom Bombadil, Hobbit kitabında değil Yüzüklerin Efendisi serisinin ilk kitabı Yüzük Kardeşliği'nde yer verilmiş bir karakter. Ve yanlış hatırlamıyorsam zaten hikayeye dahil bir karakter olduğu için yeterince tasvir ediliyordu kitapta, hakkında da yeterince şey anlatılıyordu; kendisi yaratılan ilk canlı. Aslında aynı şey Ağaçsakal için de söyleniyordu sanki yav. Şöyle de olabilir: Ağaçsakal ilk canlı, Tom Bombadil ilk insan(insanımsı) :P. Neyse, buralara niye girdiysem, kitabı okuyalı uzun zaman oldu, unutuluyor haliyle :P.
Not: Cüceler hakkında da aşağılayıcı imalarda bulunulmuş, zamanında görseydim hoş şeyler olmaya bilirdi :P.
Spoiler:
Uzuncana da yazdık ama yine de bir şeyleri unutmuş gibi hissediyorum ya hadi bakalım hayırlısı...
Bu mesaja teşekkür edenler (3 kişi): kriyolit, Lost Control, cleric
Aslında bende hatırlamıyorum karışıyor bir yerden sonra ..Şöyle bir durum var hala hatırlamıyorum gerçi hangisinde olduğunu ama bildiğim birşey varki Tombombadil'den sadede şiirlerle bahsedildiği 3 5 bilgi veriliyor ama ne kadar güçlü olduğuyla ve asıl amacının ne olduğuyla ilgili kesin veriler elde edecek bir bilgiye sahip olamıyoruz şiirler söylüyor aynı orta dünyanın yapılırkenki zamanları gibi şiirlerden birşeyler çıkıyor işte ama o kesinlik yok .Bu Tombombadil olayını çok okudum yabancı ve yerli forumlarda kimse kesin bir yargıya varamıyor.Keşke hikayelerden birinde ortaya çıksaydıda şöyle bir görseydik kitaplarda ne kadar ihtişamlı olduğunu 



^^cleric^^ yazmış:
Abi gittim senin için kitaba bakındım emin olayım diye. Yüzük Kardeşliği kitabında hikayeye dahil oluyor zaten Tom Bombadil. Dört kafadar Hobbit'i evinde bile ağırlıyor sağ olsun, hatta önce şamarcı söğüdün elinden kurtarıyor dörtlüyü sonrasında da höyüğün orada bir kez daha kurtarıyor. Coşkulu, güçlü ve şen bir amca kendisi, karısı var bir de Allah bir yastıkta kocatsın, gerçi ölümsüzler zaten :P.

Herşeye dahil olmak mı ? Hayır yanlış şeylerden bahsediyoruz benim bahsettiğim kitabın bir yerinde geçiyor bunu kabul ediyorum gerçi ben hatırlamıyorum orası ayrıda sadece şiirleri falan hatırlıyorum.Benim demek istediğim Tom Bombadil'in gücü yani Gandalf gibi maialar'dan çok daha güçlü mü yoksa değil mi , Tulkas , Ulmo güçlerinde bir abimiz mi ? Benim bahsetmek istediğim bu tarz şeyler..Eğer o kadar güçlüyse neden olaylara dokunmadı ? Herşeye nötr bir abimiz olduğu kesin..Hatta BFME 2 'de oyuna koyduklarındada baya sinirlenmiştim.Sonuçta güçlerinin sınırlarını bilemediğimiz birini böyle eklemek fanlardan ağır eleştiri almıştı ..


Tom Bombadil ve karısı Goldberry birer Maia. Orta Dünya'yı zamanında araştırmıştım ama şimdi çoğu uçtu gitti tabii, yine de kendi bakış açımla bir şeyler söyleyeyim.
Tom Bombadil kaba kuvvet olarak bir hayli güçlü olarak tasvir ediliyor kitapta. BFME 2'deki hali ise Tom Bombadil'in kitaptaki tasvirini çok da kötü yansıtmıyor, diyebilirim aslında. Ne denli güçlü olduğu hakkında bir yorum yapmak zor tabii. Ama şöyle bir şey var ki: sadece Tom Bombadil'in gücü için değil, Gandalf'ın, Saruman'ın ve diğer Maia'ların güçleri için de yorum yapmak zor. Kitapta bu karakterlerin güçleri çok net bir biçimde tasvir edilmiş diyemeyiz. Zaten Orta Dünya'ya da hangi karakter ne kadar güçlü vs. bir bakış açısıyla yaklaşmamak lazım.
Biraz da mitoloji olarak düşünmek lazım aslında Orta Dünya'yı. Tolkien için fantastik edebiyatın ilk örneklerini veren yazar diyebiliriz, daha öncesi için var olan fantastik ögeler mitoloji mal edilir. Bu bakımdan Tolkien'in eserlerini mitolojiden fantastik edebiyata geçiş olarak değerlendirebiliriz. Ben bu Valar, Maia konusunu şöyle düşünüyorum: Mesela Yunan Mitolojisi'ni ele alalım. Valar'ları mitolojide yer alan tanrılar(Zeus, Poseidon vb.) , Maia'ları ise mitolojik varlıklar(Medusa vb.) olarak değerlendirebiliriz. Bir varlığın Maia olması onun gücü hakkında pek de bir delil oluşturmaz. Maia'ların güçlerinden ziyade görevleri vardır. Radagast'ın görevi hayvanlar alemine göz kulak olmak iken Gandalf''ın görevi insanlara vb. göz kulak olmaktır. Ağaçsakal ise bitkiler aleminden sorumludur mesela, Saruman ağaçları yok ederek dengeyi bozduğu için Ağaçsakal harekete geçmiştir. Genel olarak Maia'ların görevlerinin dengeyi sağlamak olduğu da söylenilebilir. Her bir Maia'nın oynaması gereken rolleri vardır, bu nedenle dünyaya gönderilmişlerdir, bazılarının rollerini oynaması için yüzyıllarca beklemesi gerekir. Kendi iradeleri kısıtlıdır. Tom Bombadil'in rolü ilk yaratılan olmaktı ve devamında da seyircilik görevi verildi ona.
Aslında Tom Bombadil'e bambaşka bir bakış açısıyla da yaklaşabiliriz. Tolkien'in ilk defa Orta Dünya'nın kapılarını araladığı roman olan Hobbit bilindiği üzere bir çocuk masalı olarak ortaya çıkmıştır. Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi romanlarını da bu çerçevede yazmaya başladığı ancak İkinci Dünya Savaşı döneminin karamsar atmosferinin onu ciddileşmeye ittiği söylenir. Bu bağlamda Yüzüklerin Efendisi serüvenin henüz en başlarında yaratılmış bir karakter olan Tom Bombadil, çocuklar için tasarlanmış bir süper kahraman olarak da görülür.
Tom Bombadil kaba kuvvet olarak bir hayli güçlü olarak tasvir ediliyor kitapta. BFME 2'deki hali ise Tom Bombadil'in kitaptaki tasvirini çok da kötü yansıtmıyor, diyebilirim aslında. Ne denli güçlü olduğu hakkında bir yorum yapmak zor tabii. Ama şöyle bir şey var ki: sadece Tom Bombadil'in gücü için değil, Gandalf'ın, Saruman'ın ve diğer Maia'ların güçleri için de yorum yapmak zor. Kitapta bu karakterlerin güçleri çok net bir biçimde tasvir edilmiş diyemeyiz. Zaten Orta Dünya'ya da hangi karakter ne kadar güçlü vs. bir bakış açısıyla yaklaşmamak lazım.
Biraz da mitoloji olarak düşünmek lazım aslında Orta Dünya'yı. Tolkien için fantastik edebiyatın ilk örneklerini veren yazar diyebiliriz, daha öncesi için var olan fantastik ögeler mitoloji mal edilir. Bu bakımdan Tolkien'in eserlerini mitolojiden fantastik edebiyata geçiş olarak değerlendirebiliriz. Ben bu Valar, Maia konusunu şöyle düşünüyorum: Mesela Yunan Mitolojisi'ni ele alalım. Valar'ları mitolojide yer alan tanrılar(Zeus, Poseidon vb.) , Maia'ları ise mitolojik varlıklar(Medusa vb.) olarak değerlendirebiliriz. Bir varlığın Maia olması onun gücü hakkında pek de bir delil oluşturmaz. Maia'ların güçlerinden ziyade görevleri vardır. Radagast'ın görevi hayvanlar alemine göz kulak olmak iken Gandalf''ın görevi insanlara vb. göz kulak olmaktır. Ağaçsakal ise bitkiler aleminden sorumludur mesela, Saruman ağaçları yok ederek dengeyi bozduğu için Ağaçsakal harekete geçmiştir. Genel olarak Maia'ların görevlerinin dengeyi sağlamak olduğu da söylenilebilir. Her bir Maia'nın oynaması gereken rolleri vardır, bu nedenle dünyaya gönderilmişlerdir, bazılarının rollerini oynaması için yüzyıllarca beklemesi gerekir. Kendi iradeleri kısıtlıdır. Tom Bombadil'in rolü ilk yaratılan olmaktı ve devamında da seyircilik görevi verildi ona.
Aslında Tom Bombadil'e bambaşka bir bakış açısıyla da yaklaşabiliriz. Tolkien'in ilk defa Orta Dünya'nın kapılarını araladığı roman olan Hobbit bilindiği üzere bir çocuk masalı olarak ortaya çıkmıştır. Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi romanlarını da bu çerçevede yazmaya başladığı ancak İkinci Dünya Savaşı döneminin karamsar atmosferinin onu ciddileşmeye ittiği söylenir. Bu bağlamda Yüzüklerin Efendisi serüvenin henüz en başlarında yaratılmış bir karakter olan Tom Bombadil, çocuklar için tasarlanmış bir süper kahraman olarak da görülür.

^^cleric^^ yazmış:
Tom Bombadil hakkında çok fazla teori var ama kesin bildiklerimizi yazacağım sadece. Tolkien, kendi mektuplarında da bahsettiği üzere, Tom Bombadil'i gizemli bir karakter olarak bırakmayı tercih etmiş.
Tom Bombadil, yaşlı varlıktır ve "baba"sızdır. Yani bir yaratıcısı yoktur. Zamandan da önce, herşeyden önce o vardır. (Eru'nun müziğinden önce mi sonra mı var olmuştur bunu bilmiyoruz. Ama Eru olmadığını biliyoruz. Tolkien bizzat bu teoriyi çürütmüştür.)
Neden hiç bir şeye karışmıyor konusuna gelince: Öncelikle Tom'un kişiliğini ve güçlerini özetlemek lazım. Tom kendi güçlerini ve varlığını-bilmediğimiz sebeplerden ötürü- kendi yaşadığı Yaşlı Orman sınırlarıyla sınırlandırmıştır. Bu sınırı aşabilir ama aşmaz. Bu sınır dahilinde herşeye kadir bir varlıktır.
Sauron başarıyla yüzüğüne kavuşsa bile Tom için hiç bir tehlike arz etmez. Tom da kendi sınırları dışına çıkmadan yaşamayı düstür edindiği için Sauron'a karşı bir sefere çıkmaz. Gandalf-Gri- başta olmak üzere bir kaç karakter Elrond'un Konseyi'nde tam gücüne kavuşmuş Sauron'un Tom'u zorlayabileceğini öne sürmüştür. Ancak bu teoriler kitap içinde çürümüştür.
------------------------------------
Buradan sonrası benim küçük öteleme köşem: Tom Bombadil, güçleri itibariyle Doğu ve Güney Amerika Mitolojisi Tanrılarına benzemektedir. Mutlak olan güçlerini sınırlar, genellikle pasiftir, direkt olarak etkide bulunmaktan kaçınır.
Öte yandan günümüz dünyasında karşılığı, daha doğrusu Tolkien'in yaşadığı zamanlardaki karşılığı tam olarak Amerika Birleşik Devletleri'dir. Günümüzün aksine-Amerikan lobilerinde Manifest Destiny yorumlanıp, anlamı genişletilmeden önce- ABD tam bir izolasyonist politika izliyordu. Dokunulmadan, saldırılmadan bir şey yapmazken bölgesinin de mutlak hakimiydi.

Yazını okudum sanırım bazılarını bu forumdada paylaşmıştım.Sana önerim Lotr fanları forumlarında biraz tartışabilirsin eğer istiyorsan
.. Çünkü bu mitoloji olaylarını falan ben baya tartıştığımdan artık pek girmek istemiyorum. Hatta bir kademe ileri getirmek gerekirse Tolkien'in hikayeyi yaratan değilde devam ettiren olduğunu savunanlar artıyor ben gerçi bayadır takip etmediğimden neye dayandırdıklarını bilmiyorum ama tezlerinde güçlü olduklarını görmüştüm birkaç yerde.
Bu arada Tom Bombadil'in Maia olduğuda kitapta yazmaz.Ben Maia olmadığına inanıyorum ama Maia olduğuna inananda çok kişi var.Çünkü yüzükten etkilenmemesi bile onun gücünü gandalf radagast ve sarumandan ne kadar üstün olduğunu açıklıyor üstünden kastım aslında güç olarak değilde farklılık diyelim ek olarak gandalf iyilerin tarafında saruman kötülerin tarafında( eskiden öyle olmasa bile) radagastda doğayla bir bütün yani maiaların bir seçim şansı iradeleri var fakat Tom Bombadil öyle değil.Ve her seferinde ilk yaşayan olduğunu belirtiyor.Uzun hikaye işte
.Sana önerim önce şu sayfayı okuman aşağıdaki yazıyı yazan arkadaş çok güzel iş çıkarmış..Hele son paragrafı 10 numaradır.

Bu arada Tom Bombadil'in Maia olduğuda kitapta yazmaz.Ben Maia olmadığına inanıyorum ama Maia olduğuna inananda çok kişi var.Çünkü yüzükten etkilenmemesi bile onun gücünü gandalf radagast ve sarumandan ne kadar üstün olduğunu açıklıyor üstünden kastım aslında güç olarak değilde farklılık diyelim ek olarak gandalf iyilerin tarafında saruman kötülerin tarafında( eskiden öyle olmasa bile) radagastda doğayla bir bütün yani maiaların bir seçim şansı iradeleri var fakat Tom Bombadil öyle değil.Ve her seferinde ilk yaşayan olduğunu belirtiyor.Uzun hikaye işte

Spoiler:

Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Lost Control, Trapspringer
7. sayfa (Toplam 11 sayfa) [ 102 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |