Japonya'yı karıştıran güzel!
Ariana Miyamoto geçtiğimiz ay, Japonya'nın en güzel kadını seçildi. Ancak gözler, tacı giydiği o günden beri ülkenin geleneksel güzellik anlayışına uymayan 21 yaşındaki Miyamoto'da



Ten rengi nedeniyle birçok Japon, onu kendilerinden biri olarak görmüyor. Hatta, tacını hak etmediğini düşünenler var.

Genç kadın, Amerikalı bir baba ve Japon bir annenin çocuğu, melez kimliği yüzünden Japonya'da hep zor bir hayatı olmuş. Küçük yaştan beri farklı olduğu için dışlanan genç kadın, güzellik yarışmasına da bu nedenle girmiş. Yarışmayla elde ettiği ünü, Japonya'da ırkçı önyargıları yıkmak için kullanacağını söylüyor.

Japon kültürüyle büyüyen Miyamoto, ülkede bir devrim başlatmak istediğini vurguluyor. İdolüyse, İngiliz manken Naomi Campell. Miyamoto, podyumların ilk siyah mankenlerinden olan ve moda dünyasındaki güzellik tabularını yıkmayı başaran Naomi Campell gibi Japonya'da bir akıma önderlik etmek istiyor.


Posta

Haberi okumak için buraya tıklayın

Bu haberle ilgili Japonlarin yorumunu da gonderelim bari

[Bağlantı]

Bir milyon Japon kendisini yıllarca odasına kapatıyor
Japonya, son zamanların en büyük sorunuyla başa çıkmaya çalışıyor: Ülkede çoğunu genç erkeklerin oluşturduğu 1 milyon kişi, kendisini yıllarca odasına kapatıyor, manga okuyup bilgisayar oyunu oynamaktan başka bir şey yapmıyor. Hastalığın adı, 'hikikomori'...



Bir milyon Japon ciddi bir krizle boğuşuyor. Genellikle genç erkekler arasında yaygın olan 'hikikomori' hastalığı toplumdan uzaklaşma ve bazı vakalarda kişinin kendisini yıllarca odasına kapatma belirtileriyle ortaya çıkıyor.
Japonya’daki birkaç hikikomori uzmanından biri olan doktor Takahiro Kato, öğrencilik yıllarında kendisi de bu hastalığı geçirmiş ve şimdi de gelecek nesillerde ortaya çıkacak yaygın etkilerini önlemek için çalışıyor. Kyushu Üniversitesi’nde bir grup uzmanla hikikomori üzerine çalışan doktor, karşılaştığı vakalar arasında 50 yaşında olup 30 senedir toplumdan ayrı yaşayanlar olduğunu anlattı.



Hastalığın yaygın etkilerini anlatan Kato’ya göre hastalık çoğunlukla aileleri ve arkadaşlarıyla iletişimini kesen zeki, yetenekli ve orta sınıf ailelerde yetişen gençlerde görülüyor. Bu yüzden hastalık aynı zamanda Japon ekonomisi için de problem teşkil ediyor. Doktor, bazı hikikomori hastalarının iyi üniversitelerden mezun kişiler olmasının da onlar için çok üzücü bir durum olduğunu ifade ederek, Japonya’daki kontrolcü ve baskıcı aile yapısının bu hastalığın Japonya’da batı toplumlarına oranla daha çok görülmesine neden olduğunu ekledi.



Tokyo’da yaşayan 18 yaşındaki Yuto Onishi, altı ay önce başladığı tedavisine kadar üç yıl boyunca odasından çıkmamış. Gündüzleri uyuyup geceleri internette dolaşan genç, Japon çizgi romanı mangaları okuyarak kimseyle konuşmamış. Onishi, bütün bunları ortaokulda sınıf lideriyken yaşadığı başarısızlığına bağlıyor. Arkadaşlarının yargılamaları ve aşağılamalarıyla başa çıkamadığından sosyal hayatından uzaklaştığını anlatıyor: “Bir kere tecrübe ettiğiniz zaman tüm gerçekliğinizi kaybediyorsunuz… Anormal olduğunun farkındaydım ama değişmek istemedim. Öyle güvende hissediyordum.”

Hastalığın tedavisinin ilk adımını olan iletişim becerilerinin tekrardan kazanılması için grup halinde psikoterapi yöntemi sayesinde kişilerin iletişim kurması teşvik edilmeye çalışılıyor. Çoğu hastanın tedaviyi kabul etmesi bir yana aileleriyle bile konuşmadığını belirten Kato, hastalığın gelecek nesillerde teşhisi ve yaratacağı risk konusunda Japonya’nın büyük bir problemle karşı karşıya olduğunu söyledi.


Radikal

Haberi okumak için buraya tıklayın

Fukuşima'da nükleer sızıntı bitkileri etkiliyor
Japonya’da Mart 2011’de meydana gelen deprem ve tsunamide 6 reaktöründen 3’ü zarar gören ve radyasyon sızıntısı meydana gelen Fukuşima Daiichi Nükleer Santrali'nin çevresinde çekilen fotoğraflar endişe yarattı. Papatya fotoğrafları, felaketin uzun yıllar bölgeyi etkileyeceği yönündeki kaygıları kuvvetlendiriyor.



Sosyal paylaşım ağı Twitter’da Japonya'dan bir kullanıcının paylaştığı papatya fotoğrafı, gözleri yeniden nükleer felaketin yaşandığı Fukuşima’ya çevirdi. Nükleer santrale 110 km mesafede bulunan Nasuşioabara City’de çekilen ve yüzlerce kez retweet edilen fotoğrafta, 3 tanesi gözle görülür şekilde deforme olmuş 4 papatya görülüyor.

Sputnik Türkiye'nin haberine göre, bahçecilik uzmanları, yüksek oranda radyasyona maruz kalan bitkilerde bu tür bozuklukların görülmesinin 'normal' olduğu görüşünde. Haziran 2013’te de internet sitelerinde şekli bozulmuş meyve ve sebzelerin fotoğrafları yayımlanmıştı.

Öte yandan papatyaların bu korkutucu görüntüsü, Başbakan Şinzo Abe’nin başka yerlere gönderilern bölge sakinlerinin Mart 2017’ye kadar evlerine dönebilecekleri yönündeki kararının yarattığı endişeyi kuvvetlendirdi.


Hürriyet

Haberi okumak için buraya tıklayın

Japonya 70 yıl sonra yeniden ordu kurup silahlanıyor
İkinci Dünya Savaşı'ndan yenilgiyle çıkan ve orduları lağvedilen Japonya, yeniden ordu birlikleri kurarak silahlanmaya hazırlanıyor


Japonya Başbakanı Shinzo Abe başkanlığındaki kabinenin geçtiğimiz hafta meclise sunduğu güvenlik yasa tasarısı onaylanırsa, ülke tam 70 yıl sonra daimi bir ordu kuracak.

Meclise sunulan güvenlik yasa tasarısında, ülkenin askeri rolunun değiştirilmesi amaçlanıyor. Tasarı, Japonya’nın en önemli anayasa maddelerinden birisi olan ‘askeri yetkiler maddesi’ üzerinde değişiklik içeriyor.

İlk tur oylamada onaylanan ve önümüzdeki 60 gün içerisinde ikinci turda oylanması planlanan anayasa değişikliği, eğer ikinci turda meclisten en az 3’te 2’lik onay alabilirse yürürlüğe girecek.

Yasa degişikligi ile beraber ordunun görev ve yetkileri, müttefik ülkelere karşı yapılan ve Japonya için potansiyel bir tehdit oluşturan saldırılara karşı savunmayı ve ülke dışında esir tutulan Japon vatandaşlarının kurtarılmasını konusunda genişleticek.


İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra oluşturulan ve 70 yıldır yürürlükte olan anayasa kapsamında, Japonya’da sadece “Ulusal Savunma Gücü” adında bir ordu bulunuyor. Mevcut durumda bu ordunun yetkileri, yurtdışından gelen herhangi bir askeri tehdite karşı ülkeyi savunmakla sınırlı. Yapılması planlanan anayasa degişikliği ile birlikte, ordunun görev ve yetkilerini genişletmek ve müttefik ülkeler ile dostluğun pekiştirilmesi amaçlanıyor.

Geçtiğimiz hafta anayasa değişikliği ile ilgili propagandaya başlayan hükümet, anayasa tasarısının sebebini, Kuzey Kore’nin potansiyel tehdidi ve Çin Halk Cumhuriyeti ile Doğu Çin Denizi üzerinde yaşanan anlaşmazlık olarak gösteriyor. Yıllardır Çin ve Japonya’nın hak iddia ettiği bu bölgede, yakın zamanda Çin’in doğalgaz ve petrol aramaya başlaması bu anayasa önergesinin sebepleri arasında gösteriliyor.

Paketin oylanmasını takip eden hafta, başkent Tokyo’daki parlamentonun önünde yaklaşık 100 bin kişi toplanarak protesto gösterisi gerçekleştirdi. Japon haber ajansı JNN’nin bildirdiğine göre, yakın zamanda yapılan bir araştırma halkın yüzde 46’sının değişikliğe karşı çıktığını, yüzde 32’sinin ise tasarıyı onayladığını ortaya koydu.


ABD’nin Hiroşima’ya ve Nagazaki’ye gerçekleştirdiği nükleer saldırılar sonrası Japonya, 1945 yılında 2. Dünya Savaşı’ndan çekilmek zorunda kaldı. Pasifik cephesinde Japonya’nın da teslim olmasıyla birlikte, 2. Dünya Savaşı sona ermiş oldu. 2.Dünya Savaşı’nın ardından Müttefik Kuvvetler ile Japonya arasında 1951 yılında imzalanan San Francisco Barış Antlaşması’na göre, Japonya sadece savunma amaçlı bir ordu barındıracağına imza attı.


Sözcü

Haberi okumak için buraya tıklayın

[Bağlantı]



Sağcı Japon sanatçı Toshiko Hasumi tarafından çizilen mülteci kız resmi tartışma yarattı. Zira, resimde, 'Ben güvenli ve temiz bir hayat yaşamak, gurme yemekler yemek, güzel giysiler giymek ve lüks içinde bir yaşam istiyorum...tüm masraflar başkasına ait olmak koşuluyla. Aklıma bir fikir geldi. Mülteci olacağım' ifadesi yer alıyor.



"Ben güvenli ve temiz bir hayat yaşamak, gurme yemekler yemek, güzel giysiler giymek ve lüks içinde bir yaşam istiyorum…tüm masraflar başkasına ait olmak koşuluyla. Aklıma bir fikir geldi. Mülteci olacağım."

Yukarıdaki resmin metninde bunlar yazıyor.
BBC Trending'in haberine göre görsel ve içindeki metin geçen ay sağcı Japon bir sanatçı tarafından Facebook sayfasına konmuştu. Şimdi ise on binden fazla insan Change.org sitesinde yer alan imza kampanyasına katılarak bu resmin kaldırılmasını talep ediyor. Kampanyayı başlatanlar kendilerini "Irkçılığa izin vermeme grubu" olarak tanımlıyor ve Facebook'un bu çizimin Suriyeli mültecilere yönelik bir ırkçılık olduğunu kabul etmesini bekliyor.

'IRK YA DA MİLLİYET BELİRTMEDİM'
Japan Times gazetesi Facebook'un kendi kurallarını ihlal etmediği için resmi indirmediğini ancak sanatçının kendisinin resmi kaldırdığını yazdı. Fakat sanatçı Toshiko Hasumi BBC Trending'e yaptığı açıklamada imza kampanyasını başlatanların solcu aktivistler olduğuna inandığını söyledi. "Ben onlarla ilgili olumsuz pek çok siyasi manga (Japon çizimler) çizdim. Bu yüzden bana saldırıyorlar" diyor Hasumi.
Kendisini muhafazakar olarak niteleyen Hasumi çizim ve ona ilişkin metinde herhangi bir ırk ya da milliyet belirtmediğini söylüyor. Buna karşın Lübnan'daki bir mülteci kampında Jonathan Hyams tarafından çekilen 6 yaşındaki bir kız çocuğunun fotoğrafından esinlendiğini kabul ediyor.

'SAPKIN BİR ÖNYARGI'
Hasumi dün resmi Facebook sayfasından Hyams'ın ricası üzerine indirmiş. Hyams daha önce "Bu kadar sapkın bir önyargıyı ifade etmek için masum bir çocuğun resmini kullanmayı seçenler yüzünden derin bir üzüntü duydum ve şoktayım" şeklinde tweet atmıştı. Çizimi kaldırmasına rağmen Hasumi eseri konusunda özür dilemiyor.
"Avrupa ülkelerinin kurban seçilmesini ve bu sahte göçmenler tarafından çok çalışan insanların acı çekmesini istemiyorum" diyor. Manga sanatçısı küçük bir kızın fotoğrafını kullanarak kışkırtıcı olmaya çalıştığını da kabul etti. "Bu kızı kullanmamın nedeni eğer yaşlı bir adam çizseydim bu kadar dikkat çekmeyecekti. Gerçekten perişan durumda olan mülteciler var. Ben sadece kendini kurbanmış gibi gösteren, kendi çıkarları için hareket eden ve medya ilgisini kötüye kullanan sahte mültecileri kabul etmiyorum" diyor Hasumi.


5 BİNDEN SADECE 11'İ KABUL ETTİ
Japonya Suriyeli ve Iraklı mültecilere yardım için 810 milyon dolar yardım yapmayı kabul etmişti. Fakat Japonya başbakanı Şinzo Abe çatışma yüzünden yer değiştiren mültecileri ülkesine almayı reddediyor. Japonya 5 bin mülteci başvurusundan sadece 11'ini kabul etti.
Japonya'da ülkenin yaşlanan ve azalan nüfusuna karşın göç büyük bir tartışma konusu olmayı sürdürüyor.

@SanJi neyin kafası bu, anlamak güç. Aklıma bundan yaklaşık 4 sene önce, Suriyeliler daha yeni yeni Türkiye'ye gelmeye başladıklarında havaalanlarında oluşan görüntüler geldi. Zengin olduklarını düşündüğümüz aileler havaalanlarında yatarlardı, üstlerinde kirli pasaklı da olsa marka olduğu belli kıyafetler vardı ama ceplerinde para yoktu. O haldeyken işi gücü bırakıp kaçıp gelmişlerdi. Hele Adana havaalanı dillere destan. Sonra bunların eğitimli olanları iş bulup Türkiye toplumuna adapte oldu, eğitimsiz kesimse hala sokaklarda yatıyor. Ülkelerine muhtemelen geri dönemeyecekler. Alışkın olmadıkları bir kültürde orta yaştan sonra yeni bir hayat kurup asimile olacaklar ya da ömür boyu mülteci olarak sürünüp duracaklar.

Savaş tam olarak böyle bişey sanırım. Bugün, sattığı mangalarla dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birinde müreffeh bir hayat yaşarken atalarının savaş yıllarında çektiği acıların bir benzerini bugün başka toplumların çekiyor oluşu bu adamda empati sebebi oluşturamadıysa, diyebilecek hiçbir şey bulamıyorum. Ölmeden önce, Japonya'nın tekrar savaşa girip kaybedeceğini görmeyeceğinin bir garantisi var mı acaba?

Ki böyle birşey bize de çok uzak değil. Ortam zaten gergin. 3.Dünya savaşı çıkabilir deniyor. 2 yıla aynı durumda olmayacaģını garanti edebilecek kimse yok.

Tokyo'da 1 Kasım seçimleri için oy kullanmaya giden seçmenler arasında kavga çıktı

Türkiye'de 1 Kasım'da yapılacak Milletvekili Genel Seçimleri için yurt dışında oy kullanma işlemi sürerken, Japonya'nın başkenti Tokyo'da Türk vatandaşı seçmenler arasında kavga çıktı.


AFP'nin haberine göre; Türk Büyükelçiliği önünde yaşanan kavgaya polis müdahale etti. Neden çıktığı henüz bilinmeyen kavgada 2'si polis en az 12 kişi yaralandı. Reuters muhabiri Tom Wilson Twitter hesabı üzerinden en az 3 kişinin hastaneye kaldırıldığını bildirdi.

NHK televizyonuna konuşan bir görgü tanığına göre 10 kadar genç arasında bir parkta başlayan kavgaya 1 Kasım Genel Seçimleri kapsamında oy kullanmak için büyükelçiliğe gelen bazı vatandaşlar da karıştı.

Japonya Dışişleri Bakanlığı'nın rakamlarına ülkede 3 bin 600 Türk vatandaşı yaşıyor.


Yurt dışında kurulan sandıklara oy atma işlemi bugün saat 21.00'de sona eriyor. Bu sürede oy kullanamayan seçmenler dilerlerse gümrük kapılarında 1 Kasım Pazar günü saat 17.00'ye kadar oylarını atabilecek.

1 Kasım'da yapılacak TBMM 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için Yüksek Seçim Kurulu (YSK) yurt dışında kayıtlı 2 milyon 898 bin 924 seçmenin oy kullanması amacıyla 54 ülkede 113 temsilcilikte sandık kurdu. Yurt dışı seçmeninin bulunduğu ülkede ve gümrük kapılarında kullandığı oylar Ankara'da toplanacak. YSK'nın belirlediği şekilde sayımı da Ankara'da olacak.


Hürriyet

Haberi okumak için buraya tıklayın