Küçük Japon Kız Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, Sonraki |
Yazar
Mesaj
aklıma nazım'ın şiirini getiriyor, ne zaman bu hikayeyi okusam.. bir kız vardı japonya'da..
bir kız vardı japonya'da
ufacık, tefecik bir kız,
bir bulut vardı dünyada
işi: öldürmekti yalnız.
bu bulut bu kızcağızın
öldürdü nineciğini,
külünü göğe savurdu,
sonra, yine apansızın
gelip babasını vurdu,
sonra da kızın kendisini.
ve doymadı ve doymadı
yeni kurbanlar arıyor.
atom ölümüdür adı,
karanlıkta bağırıyor.
büyük bir birlik kuralım,
canavarı susturalım.
savaş cengine gidelim,
canavarı yok edelim.
bir kız vardı japonya'da
ufacık, tefecik bir kız,
bir bulut vardı dünyada
işi: öldürmekti yalnız.
bu bulut bu kızcağızın
öldürdü nineciğini,
külünü göğe savurdu,
sonra, yine apansızın
gelip babasını vurdu,
sonra da kızın kendisini.
ve doymadı ve doymadı
yeni kurbanlar arıyor.
atom ölümüdür adı,
karanlıkta bağırıyor.
büyük bir birlik kuralım,
canavarı susturalım.
savaş cengine gidelim,
canavarı yok edelim.
04 May 2010 10:12
Acıklı hikayeymiş, bunun gibi kaç tane vardır kim bilir? Teşekkürler paylaştığın için.
Yine Nazım;
KIZ ÇOCUĞU
Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin,
şeker de yiyebilsinler.
Bu şiiri ilk duyduğumda ilkokuldaydım ve gözlerim yaşarmıştı... Şimdi okuyunca hiddetleniyorum, yalnızca ellerinde bunu yapacak güç olduğunu göstermek için yani sırf gösteriş amaçlı bir katliam... İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı.
Yine Nazım;
KIZ ÇOCUĞU
Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin,
şeker de yiyebilsinler.
Bu şiiri ilk duyduğumda ilkokuldaydım ve gözlerim yaşarmıştı... Şimdi okuyunca hiddetleniyorum, yalnızca ellerinde bunu yapacak güç olduğunu göstermek için yani sırf gösteriş amaçlı bir katliam... İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı.
dünyadaki caniler yüzünden birçok buna benzer olay yaşandı fakat dünyanın bundan haberi yok
yazmış:
bende yanlış hatırlamıyosam TRT de belgeselini izlemiştim...kızın mezarını gösteriyolardı ve heryer kağıttan turna ve çiçek doluydu.. o kadardıki kızın cansız suratı bile zar zor seçiliyordu. üzücü ama hiç olmazsa son saatlerinde bile turna yapmaya devam ettiğinde göre umut doluymuş (:
Spoiler:
sözlükte dolaşırken, bu küçük kız ile ilgili bir şiire daha rastladım.. bu güneşli pazar gününü yaşadığım için utanıyorum aslında.. milyonlarca insanın ölümüne evet diyebilen bir kısım politikacı ise, muhtemelen 5 çaylarını içiyorlar rahat rahat.. ölmüş olanlarının ise bu dünyadan gitmiş olduklarına seviniyorum, ama sadako ve umudu ile aynı güzel toprakta huzur bulacaklarını hiç sanmıyorum..
(ekşisözlük'den alıntıdır)
"göremedim göreceklerimi ben
yaşamadım
haksa ölüm yaşayanlara
kuşları dinleyemedim
koklayamadım çiçekleri
uyanamadım bayram sabahlarına
ne babamın elini öpebildim
ne de öpüldü elim
söylenmemiş bir şarkıyım ben
yazılmamış bir şiir
çizilmemiş bir tablo
dalına bülbül konmamış bir gülüm
beni elimden çekerek
nereye sürüklüyorsun ölüm
yalnızca bir anım olsun istiyorum
içilmiş bir yudum berrak su
doyamasam da tadacağım bir sevgi
bir mutluluk uykusu
gözlerimi yaşartacak bir acı
yürekten çekebileceğim bir ah
tanrıya hesabını vereceğim
insansı bir günah olsun
bırak yakamı ölüm
bırak n'olursun
erdoğan sarıgül (evrenin kürtaj masası adlı kitaptan)"
bir de japon post-rock grubu mono'nun a thousand paper cranes adlı şarkısı da, sadako ve bin turna kuşu için yazılmış. eğer dinlemek isterseniz aşağıdaki linki tıkladıktan sonra sol alt köşedeki playerdan dinleyebilirsiniz.
[Bağlantı]
(ekşisözlük'den alıntıdır)
"göremedim göreceklerimi ben
yaşamadım
haksa ölüm yaşayanlara
kuşları dinleyemedim
koklayamadım çiçekleri
uyanamadım bayram sabahlarına
ne babamın elini öpebildim
ne de öpüldü elim
söylenmemiş bir şarkıyım ben
yazılmamış bir şiir
çizilmemiş bir tablo
dalına bülbül konmamış bir gülüm
beni elimden çekerek
nereye sürüklüyorsun ölüm
yalnızca bir anım olsun istiyorum
içilmiş bir yudum berrak su
doyamasam da tadacağım bir sevgi
bir mutluluk uykusu
gözlerimi yaşartacak bir acı
yürekten çekebileceğim bir ah
tanrıya hesabını vereceğim
insansı bir günah olsun
bırak yakamı ölüm
bırak n'olursun
erdoğan sarıgül (evrenin kürtaj masası adlı kitaptan)"
bir de japon post-rock grubu mono'nun a thousand paper cranes adlı şarkısı da, sadako ve bin turna kuşu için yazılmış. eğer dinlemek isterseniz aşağıdaki linki tıkladıktan sonra sol alt köşedeki playerdan dinleyebilirsiniz.
[Bağlantı]
16 May 2010 17:28
2. sayfa (Toplam 4 sayfa) [ 33 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |