18 temmuzda history channel'da insan silah belgeselinde ninjutsu konu alınmıştı. programın formatı iki gönüllünün konu olan savaş sanatını öğrenip sonrada şampiyonlarıyla dövüşmekti. tabi belgeselin eğitim kısmı normal şekilde geçti. ama dövüş kısmına gelince hatsumi'nin öğrencisi belgeselin sunucularının küçük düşmemeleri için iki değişiklik yaptı. birincisi puan sistemi getirmesi ki normalde böyle bir şey yoktur. diğeride şampiyonlar yerine zayıf yanları olan öğrencileri çıkartmalarıydı. sunuculardan birisi bu değişiklikler sayesinde kılpayı kazanırken, diğer ezilmeden yenildi.

aikido yu seviyorum. keşke öğrensem

muya thai da çok güzel öldürmeye dayalı bir spor benim sınıf arkadaşım thai(taylandlı) ondan öğrenmeye çalışıyorum

az önce televizyonda tai chi ile ilgili bi program izledim ben de ilk defa gördm sonra geldim bilg. açtm ve tekrar karşıma çıktı xD keşke öğrenebilsem şunlardan birini..

aslında filmler ninjutsu'yu tam olarak anlatmıyor. bize çoğunlukla ninja'ların tek tip kıyafet giyen ve kesici silahlar kullanan savaşçılar olarak lanse ediliyor. ama aslında 16 yüzyılda bile ateşli silah kullanabilen ninjalar vardı. 1984 yapımı the ninja mission filminde bir ninja'nın eline kaleşnikov verirseniz neler yapabileceğini gösteriyordu.

çok güzel bir birikim olmuş arkadaşlar elinize sağlık başlığı baştan sona okudumda bir sürü faydalı bilgi birikmiş

hım, bu arada osmanlı tokatı ile ilgili kısımlarla ilgili şüpeliyim. şu anda kaynak veremiyeceğim ama elimdeki bazı tarih kitaplarından doğru hatırlıyorsam, osmanlı tokadının temeli takip edebildiğim kadarıyla büyük selçuklu ordusundaki koçyiğitlere kadar gidiyordu. bu adamlar aynı sizin dediğiniz gibi çok iri ve kuvvetli adamlardan seçilip özel eğitim görüyorlarmış. ancak akıl hastalığı ile ilgili kısım hakkında bilgim yok. muhtemelen başka bir sınıf olan "deli" lerle karıştığını düşünüyorum. ancak delilerin akıl hastalığı ile pek alakası yokturda ona ayrıyeten geliriz
koç yiğitlerle ilgili ana bilgi bu adamların ağır zırhlı atlılara karşı olduğu ve ata eğersiz ve silahsız bindikleri ve tokatla attından düşürdükleri mızraklı zırhlıları kesilmek üzere arkadan gelen baltalılara bıraktıkları. malazgirt savaşından kalan bu adamlarla ilgili bilgi vardı sanırım. belki tarih bölümü okuyan bir arkadaş daha açıklayıcı bilgi verebilir.
bu koçyiğitlerin ana antremanı içinde okuduğum yerde elle civi çakıp civi sökme yazıyordu ama tahminim cividen anlamamız gereken şeyin aşağı yukarı bir keski büyüklüğünde bir mıh olduğu.
osmanlı ile ilgili savaş meydanlarında da yapılan kafatası incelemelerinde ölen düşman askerlerinin birçoğunda kafatası çatlağı veya bu kulakyolunda ciddi hasar olduğunu okuduğumu sanıyorum. yani teknik aslında genel olarak herkesin bildiği birşeydi muhtemelen ve optimum bir vuruş olarak rakibin kafasının yanına tek bir darbe vurarak hava basınçıyla kulak kanalını parçalayarak denge duyusunu yoketmeye yönelik gibi gözüküyor. en azından benim hatırladığım bu kadar

şimdi bakıyorumda kendi sanatlarımızla ve bu sanatların ustalarıyla ilgili oldukça az araştırma yapmışız. örnek olarak bu delilerin bir sürü farklı fraksiyonu vardır. Türklerin İslamiyet e ilk geçtikleri dönemde, budist rahipler gibi vücutlarındaki bütün tüyleri ve saçlarını kesip, karşılıksız olarak savaşlara katılan sınıfların olduğu biliniyor mesela. yani bir ihtimal bizim atalarımızın içinde de uzakdoğu ve hindistan dövüş sanatlarının ve hatta belkide bizim bilmediğimiz kendi dövüş sanatlarının ustası olan ve çoğu tekniğin aksine bunları savaşta kullanan birçok savaşçı vardı

Zaten hep kung-fu öğrenmek istemiştim ama şimdi bir de tai-chi ve kendo çıktı ama sıralama yapsam önce kung-fu sonra kendo sonra tai-chi derim bu arada izmirde kung-fu kursu varmı bilen söyleyebilir mi?


@dergul70 asıl senin anlattığında tam olarak yansıtmıyor. National Geographic te izlediğim bir belgesel vardı. Belgesel de en güçlü savunma sanatını arıyorlardı parça parça. Şöyleki her savunma sanatının temsilcisi olarak dünyanın en iyilerini getirmişler en güçlü yumruk en güçlü tekme ... gibi araştırıyorlardı(bu arada tekvandocu adam saniyede 17 den fazla tekme atıyor kafayı yedim). Sonra bir ninja çıkardılar (bu arada o giydikleri rahat ve sessiz hareket etmek ve geceleri görünmemek için) ninja çıkardılar derken ninjalığın temsilcisi olarak bir adam çıkardılar ve adam sanatlarının temelini anlattı. Aslında kesici silahlar ninjutsular falan değil olay ninjalığın temelinde hızlı hareket ve vücut bilgisi varmış bütün ninjalar insan vücudunun en ince sinirine kadar tam yerini bilirlermiş yada tespit ederlermiş ve hızlarını bununla birleştirip rakiplerine karşı kullanırlarmış. Bu vücut bilgisini sadece dövüşlerinde değil sağlık alanında da kullanmışlar. Ve belgeselde ninja olan adam 100-150 kiloluk bir adamın koltuk altına sadece 2 parmağıyla vuruyor ve adam felç oluyor(2 dakikalığına) bufelç olayı pek tabi rol yaparak da olabilir ama fazlasıyla gerçekçiydi(bu arada ben koltuk altındaki o noktayı biri söyledi bana doğru mudur emin değilim ama izmirden denemek isteyen varsa konuşalım ama benim öğrendiğim noktayı ben vurarak etkileyemem 15-20 saniye sıkmak gerekiyormuş)
@ustamelek yanlış biliyor olabilirim ama osmanlı tokatı da aslında bir tekniğe bağlı tabi iri-yarı güçlü biri çok etkili olabilir ama ben 15 yaşımda 50 kiloyum ve o teknikle 90 kilo olan bir arkadaşımı ağlattım. Karnına vurdum normalde karnına yumruk tokat falan atsam hissetmez arkadaş ama osmanlı tokatını hisseti. Bildiğim kadarıyla osmanlı tokatı omuzdan güç almaya dayanıyor yani normalde kavga ederken falan biz kolumuzu hareket ettirerek vururuz ama osmanlı tokatında hareket vurulacak noktaya doğru önce omuzdan yapılıyor ve cidden çok sağlam bir darbe oluyor:D

Hala da uğraşırım şu Muay Thai ile,çokta severek yaparım.Gerçi ülkemizde Muay Thai turnuvaları pek olmuyor.Çoğunlukla Kick Box. Bunun dışında Kung Fu öğrenmek istemişimdir hep.

Aynı zamanda Jeet Kune Do'da dikkatimi çekmiştir.Ha bide Hapkido.

elimde olsa bütün savunma ve dövüş sanatlarını öğrenirdim fakar yaşadığım ilçede böyle sporlar pek aktive değil o yüzden yapamadım bundan sonrada yaşımdan dolayı yapamam sanırım fakat en azından birini bile öğrenemediğim için içimde hep bir pişmanlık olacağı kesin