Bilimin çözemediği 10 olgu Sayfaya git: Önceki, 1, 2 |
Yazar
Mesaj
SanJi yazmış:
Jimmy Hoffa'nın mafya tarafından öldürüldüğü, cesedinin yokedildiği iddia ediliyor. Bunu yapmanın da binbir türlü yolu var... Zaten geçtiğimiz haftalarda Meksika'da para karşılığı mafya için cesetleri asitle yokeden bir kişi yakalanmıştı. Maria Celeste hakkında ise birşey söyleyemeyeceğim.
SanJi yazmış:
Yaşadıkları yere turist çekmek için uydurulmuş tipik amerikan yalanı. Loch Ness canavarının ise bir fotoğraf şakası olduğu biliniyor.
SanJi yazmış:
Benim de tesadüf diyemeyeceğim kadar çok sık yaşadığım bir olgu...
Ölümden sonraki hayat konusu bilimin erişemeyeceği bir konudur ve alakasızdır. Olayın sadece dini boyutu vardır.
Dejavu'ya gelince... Bunun da dinin bir boyutunun olduğu söyleniyor. Bana göre de doğru. Kalu Bela olayı (Ruhların ilk yaratılışı) Dejavu ile alakalı bir olaydır. İsterseniz araştırın. Aslında ben uzun bir açıklama yazmak isterdim ama saat bayağı geç...
Dejavu'ya gelince... Bunun da dinin bir boyutunun olduğu söyleniyor. Bana göre de doğru. Kalu Bela olayı (Ruhların ilk yaratılışı) Dejavu ile alakalı bir olaydır. İsterseniz araştırın. Aslında ben uzun bir açıklama yazmak isterdim ama saat bayağı geç...
dejavu olayını eskiden çok yaşardım bu aralar okadar sık değil ama bir kaç keresinde biraz kafa yorup ne zaman yaşadığımı buldum o yüzden tahminimce aynı cümleleri içeren çeşitli konuşmaları siz unutsanız bile bilinç altınızda işli olduğu için siz bu olayı 2.kez yaşadığınızda beyninizden geçen aynı uyarılar sayesinde eskisinede etki ediyo ve bölece dejavu olayı oluşuyo...bu benim düşüncem nekadar doğrudur bilinmez...
ölümden sonra yaşam konusu ise mangaka'nın dediği gibi bilimin bulabiliceği bi iş deil ama ruhu kanıtlamak üzereler ölen insanlar ve ölümden dönen insan üzerinde yapılan deneylerde ruhun 21 gramlık saatte 300.000km hızla hareket eden bir enerji olduğu kanıtlandı...ölümden dönenlerin gördüğü karanlık tünelde bu hareketin bir etkisidir...
yetilere gelince onlarda hellarmy'nin dediği gibi turist çekip yerel sermayeyi hareketlendirmek için yapılmış olaylardır...örnek loch ness'i gören turist duydunuzmu? nedense hep yerel halk görüyo (=
bir arkadaşımda goblinlerin olduğuna inanıyodu
7 türün yaratıldığı sölenir...insanlar,cinler,uzaylılar...nekadar doğrudur bilinmez ama daha 4 ırkın olabiliceğini düşünüyorum bende...
fakat yetinin onlardan biri olmadığı kesin -_-'
ölümden sonra yaşam konusu ise mangaka'nın dediği gibi bilimin bulabiliceği bi iş deil ama ruhu kanıtlamak üzereler ölen insanlar ve ölümden dönen insan üzerinde yapılan deneylerde ruhun 21 gramlık saatte 300.000km hızla hareket eden bir enerji olduğu kanıtlandı...ölümden dönenlerin gördüğü karanlık tünelde bu hareketin bir etkisidir...
yetilere gelince onlarda hellarmy'nin dediği gibi turist çekip yerel sermayeyi hareketlendirmek için yapılmış olaylardır...örnek loch ness'i gören turist duydunuzmu? nedense hep yerel halk görüyo (=
bir arkadaşımda goblinlerin olduğuna inanıyodu
7 türün yaratıldığı sölenir...insanlar,cinler,uzaylılar...nekadar doğrudur bilinmez ama daha 4 ırkın olabiliceğini düşünüyorum bende...
fakat yetinin onlardan biri olmadığı kesin -_-'
Birde ben ekleme yapayım :
Bir insan öldüğünde ağırlığı normal olmayarak 21 gram daha hafiflermiş.Ve bunuda ruh n ağırlığı olduğu söyleniyor.Ama bilimsel olarak hala açıklaması yok .Ruh ve beden ilişkisi hala çözülebilmiş bişey değil.
1907 yılında ABD'li bilimadamı Duncan MacDougalI tarafından ortaya atılan 'İnsan ruhunun ağırlığı vardır' tartışması, '21 gram' filmiyle yeniden gündeme taşındı
Yönetmenliğini, 'Paramparça aşklar' filmiyle tanıdığımız Meksikalı Alejandro Gonzalez Inarrittu'nun yaptığı, başrolünü ise Oscarlı oyuncu Sean Penn'in üstlendiği "21 gram" filmi, eski bir tartışmayı yeniden alevlendirdi. Filme adını veren bu rakam aslında 1900'lerin başında yapılan bilimsel bir araştırmaya dayanıyor. ABD'li bilimadamı Duncan MacDougalI, 1907 yılında yaptığı deneylerin sonucunda, ölüm anında insanların vücut ağırlıklarının tam 21 gram azaldığını ortaya koyarak, "Ruhun varlığını" kanıtladığını açıklamıştı. Kayıtlara göre, ABD'li uzman ölüm döşeğindeki hastaları, vücut ağırlıklarını hassas bir şekilde ölçebilen özel bir yatağa yerleştirdi. Deneyinde ağır tüberküloz hastalarını kullandı. Çünkü bu denekler ölürken fazla hareket etmeyerek, tartı sisteminin doğru ölçümler yapmasına olanak sağlıyordu. Ancak Dr. MacDougall sadece 6 hasta üzerinde bu deneyi gerçekleştirdi. Üstelik hastalardan ikisi son nefeslerini verirken, teknik arıza yaşandı ve ağırlıkları ölçülemedi. Diğer üç denek ölüm anında yaklaşık 21 gram "hafifledi". Ama birkaç dakika içinde kiloları aynı düzeye çıktı. Son denek ise gerçekten kalbi durduğunda 21 gram "hafifledi". Yani MacDougall, sadece 1 deneğin, ölüm anında "21 gram" verdiğini keşfetti.
Köpekler ruhsuz mu?
15 köpek üzerinde yaptığı deneylerde de hayvanların ölüm anında ağırlık kaybetmediğini gören MacDougall, bu bulguyu da ilk araştırmasına destek olarak gördü. Çünkü o dönemde köpeklerin ruhunun olmadığına inanılıyordu. New York Times gazetesi bu tezi "Ruhun ağırlığı bulundu" manşetiyle duyurdu.
Çıkan ruh değil gaz
Macdougall, tezini açıkladığında diğer bilimadamları tarafından tepkiyle karşılandı. Uzmanlar, ölüm anında hafiflemeyi sağlayanın ruh değil, bedenden çıkan gazlar olduğunu iddia etti. Günümüzde de California Üniversitesi'nin uzmanlarından Dr. Robert Stern, "İnsan vücudunda 'lysosome' adlı hücre benzeri yapılar bulunur. Ölümden sonra bunların salgıladığı enzimler, dokuları parçalayarak gaz ve sıvıya dönüştürür. Yaşanan hafifleme de bu yüzden gerçekleşir" diyor..
"Alıntı zevzek"
Bir insan öldüğünde ağırlığı normal olmayarak 21 gram daha hafiflermiş.Ve bunuda ruh n ağırlığı olduğu söyleniyor.Ama bilimsel olarak hala açıklaması yok .Ruh ve beden ilişkisi hala çözülebilmiş bişey değil.
1907 yılında ABD'li bilimadamı Duncan MacDougalI tarafından ortaya atılan 'İnsan ruhunun ağırlığı vardır' tartışması, '21 gram' filmiyle yeniden gündeme taşındı
Yönetmenliğini, 'Paramparça aşklar' filmiyle tanıdığımız Meksikalı Alejandro Gonzalez Inarrittu'nun yaptığı, başrolünü ise Oscarlı oyuncu Sean Penn'in üstlendiği "21 gram" filmi, eski bir tartışmayı yeniden alevlendirdi. Filme adını veren bu rakam aslında 1900'lerin başında yapılan bilimsel bir araştırmaya dayanıyor. ABD'li bilimadamı Duncan MacDougalI, 1907 yılında yaptığı deneylerin sonucunda, ölüm anında insanların vücut ağırlıklarının tam 21 gram azaldığını ortaya koyarak, "Ruhun varlığını" kanıtladığını açıklamıştı. Kayıtlara göre, ABD'li uzman ölüm döşeğindeki hastaları, vücut ağırlıklarını hassas bir şekilde ölçebilen özel bir yatağa yerleştirdi. Deneyinde ağır tüberküloz hastalarını kullandı. Çünkü bu denekler ölürken fazla hareket etmeyerek, tartı sisteminin doğru ölçümler yapmasına olanak sağlıyordu. Ancak Dr. MacDougall sadece 6 hasta üzerinde bu deneyi gerçekleştirdi. Üstelik hastalardan ikisi son nefeslerini verirken, teknik arıza yaşandı ve ağırlıkları ölçülemedi. Diğer üç denek ölüm anında yaklaşık 21 gram "hafifledi". Ama birkaç dakika içinde kiloları aynı düzeye çıktı. Son denek ise gerçekten kalbi durduğunda 21 gram "hafifledi". Yani MacDougall, sadece 1 deneğin, ölüm anında "21 gram" verdiğini keşfetti.
Köpekler ruhsuz mu?
15 köpek üzerinde yaptığı deneylerde de hayvanların ölüm anında ağırlık kaybetmediğini gören MacDougall, bu bulguyu da ilk araştırmasına destek olarak gördü. Çünkü o dönemde köpeklerin ruhunun olmadığına inanılıyordu. New York Times gazetesi bu tezi "Ruhun ağırlığı bulundu" manşetiyle duyurdu.
Çıkan ruh değil gaz
Macdougall, tezini açıkladığında diğer bilimadamları tarafından tepkiyle karşılandı. Uzmanlar, ölüm anında hafiflemeyi sağlayanın ruh değil, bedenden çıkan gazlar olduğunu iddia etti. Günümüzde de California Üniversitesi'nin uzmanlarından Dr. Robert Stern, "İnsan vücudunda 'lysosome' adlı hücre benzeri yapılar bulunur. Ölümden sonra bunların salgıladığı enzimler, dokuları parçalayarak gaz ve sıvıya dönüştürür. Yaşanan hafifleme de bu yüzden gerçekleşir" diyor..
"Alıntı zevzek"
1 - BEDEN / ZİHİN BAĞLANTISI: İnsan düşüncesi gerçekten fiziksel etkisi görülebiliyor. Herkesin bildiği ve bazı senaryolara konu olmuş bir örnek var ve bilenide bulunur bu örneğin. Bir işçi büyük et dondurma dolaplarından birinde kilitli kalıyor ve dolap bozuk olduğu halde donarak öleceğim korkusundan yada tribinden dolayı ölüyor. Halbu ki işçi içerideyken dolap çalışmadığı halde donarak ölen insanın özelliklerini göstermesi cesedinin.
Bende panik atak hastalığı ortaya çıktı ve etkileri hala sürüyor. Ataklar geldiğinde kabim çok hızlı çarpmaya başlıyordu ve sürekli kalp krizi geçirip öleceğimi düşünüyordum. Böyle durumlarda hep kendime şunu diyordum; Yeter oğlum, kriz geçireceğin falan yok, düşüne düşüne, kendi kendine kalp krizi geçireceksin.
3 - DEJA VU: Wikipedia'da yazan bir açıklamada şöyle diyor; Ayrıca, beynin sağ lobu ile sol lobunun milisaniyeden daha küçük bir zaman farkı ile çalışmasından da kaynaklanabilir. Bir taraf diğer taraftan önce algıladığı için, geç algılayan taraf bu olayın daha önce yaşanmış olduğu yanılsamasına kapılır. Bu durum sinir aksonlarındaki küçük bir sapmadan kaynaklanır.
Yakın bir arkadaşımla muhabbet ederken bana deja vu olayının bilimsel olarak açıkladığını söyledi ve açıklamasında şöyle demişti; Gözün diğer göze göre aldığı sinyali bir kaç milisaniye sonra beyne iletmesinden kaynaklanıyormuş. Yani diğer gözün görüntüyü beyne bir kaç milisaniye sonra göndermesinden dolayı beyinde iki kere aynı görüntü canlanıyor ve biz daha önce yaşamış duygusuna kapılarak kendimizi doğa üstü güçlere sahip olduğumuza inandırıyoruz.
5 - DUYU ÖTESİ ALGI: Bir arkadaşın dediğine göre; Eğer insan beyninin %10'unu kullanabilseydi, denizi havaya kaldırabilirdi. Yakın bir arkadaşım ilgileniyordu bu konuyla ve kağıdı döndürdüğünü söylemişti. İnsanların böyle gereksiz yalanları söylemeyeceğine/söylememesi gerektiğine inandığım için ona inanıyorum. Kaldı ki en yakın arkadaşım olduğundan inancım tam. Bende bu konuyla ilgilenmiştim araştırma olarak bir çok video izledim ve ikna oldum.
6 - ÖNSEZİ: İnsanlar gerçekten önsezilere sahip ve hakim olabilirler. Bu hızlı gelişen olaylarda nelerin sonuç olacağını bilmek/tir, gibidir.
Basit örnekler ile:
Özellikle annelerde olur bu durum. Örnek vermek gerekirse. Don olduğu bir zaman ben kundura ayakabıdan nefret ettiğim halde o gün nedense kundura giymiştim ve annemde oğlum giyme her gün spor giyersin, bugün yerler buzlu düşüceksin dediğinde ben pek aldırış etmeyip kunduralarımı ayağıma geçirdim ve yolun yarısında ayaklarım yerden kesildi ve çanağımı fena şekilde kırdım. Bir diğer örnek annem yağmur yağacak, şapkanı tak dediğinde olmaz bir deyip çıkınca 1 dakka geçmeden yağmur yağması.
7 - ÖLÜMDEN SONRA HAYAT: İnsanların inançları ile ilgilidir. Dünya tükenebilir enerji ve kaynaklardan mevcut bir oluşum olduğundan bir gün herkes ölecektir/yok olacaktır. Benim inancıma göre ölümden sonra hayat vardır. Her ne kadar Reenkarnasyon gibi boktan bir inanış olsada, yukarıda dediğim gibi "Dünya tükenebilir enerji ve kaynaklardan mevcut bir oluşumdur." bundan dolayı her şey tükendiğinde tekrardan gelecek bir dünya bulamayacağımızdan dolayı Reenkarnasyon olayının gerçekleşmesi mümkün değildir. Bir kaç kişi ortaya atılabilir hemen tek bu dünya yok gibi düşüncelerle. Başka dünyalarda ruhumuz farklı bedenlerde canlanır diye. Bana tükenmeyen bir şey söyleyebilirmisiniz? O dünyalarda yok olacaktır muhakkak. Mutlak ve bize gereksinimi olmayan güç olmalı mutlaka ve sonunda yok olacağımız kesindir.Yaşamımızın bir sonucu ve karşılığı olmalıdır. Değil mi?
8 - UFO’LAR: Bir belgeselde izlemiştim ve orada şöyle diyordu hatırladığım kadarı ile; Dünyanın en büyük piramidi araştırılırken piramidin yapıldığı bölgenin etrafında herhangi bir cesede rastlanmamış. Halbu ki piramitler yapılması zor ve meşakkatli yapılardır ve o sıcak havada 250 ağırlığında olan taşları kullanırken mutlaka kazalar olmalı ve bir kaç ölüm gerçekleşmesi gerekiyordur. Araştırmalarda piramitin çevresinde herhangi bir cesete rastlanmamış ve bu konuyu kitabında ele alan bir yazarın kitabı yazdığı yıllarda, kitabında kendisininde söylediği gibi (kitap 1980 sonrası yazılmıştı hatırladığım kadar) şu yaşadığım yıllarda 250 ton ağırlığında ki taşı kaldıracak bir vinç/araç yokken nasıl olurda böyle büyük ağırlıklar o yıllarda kaldırılabiliyor. Ben ufolara inanıyorum. Bu koskoca evrende tek akıllı canlılar olamayız. Evet piramitleri uzaylı dostlarım yaptı.
9 - ASLA BULUNAMAYAN KAYIPLAR: Taktir-i ilahi. Çok günahkar olmalılar .
Bende panik atak hastalığı ortaya çıktı ve etkileri hala sürüyor. Ataklar geldiğinde kabim çok hızlı çarpmaya başlıyordu ve sürekli kalp krizi geçirip öleceğimi düşünüyordum. Böyle durumlarda hep kendime şunu diyordum; Yeter oğlum, kriz geçireceğin falan yok, düşüne düşüne, kendi kendine kalp krizi geçireceksin.
3 - DEJA VU: Wikipedia'da yazan bir açıklamada şöyle diyor; Ayrıca, beynin sağ lobu ile sol lobunun milisaniyeden daha küçük bir zaman farkı ile çalışmasından da kaynaklanabilir. Bir taraf diğer taraftan önce algıladığı için, geç algılayan taraf bu olayın daha önce yaşanmış olduğu yanılsamasına kapılır. Bu durum sinir aksonlarındaki küçük bir sapmadan kaynaklanır.
Yakın bir arkadaşımla muhabbet ederken bana deja vu olayının bilimsel olarak açıkladığını söyledi ve açıklamasında şöyle demişti; Gözün diğer göze göre aldığı sinyali bir kaç milisaniye sonra beyne iletmesinden kaynaklanıyormuş. Yani diğer gözün görüntüyü beyne bir kaç milisaniye sonra göndermesinden dolayı beyinde iki kere aynı görüntü canlanıyor ve biz daha önce yaşamış duygusuna kapılarak kendimizi doğa üstü güçlere sahip olduğumuza inandırıyoruz.
5 - DUYU ÖTESİ ALGI: Bir arkadaşın dediğine göre; Eğer insan beyninin %10'unu kullanabilseydi, denizi havaya kaldırabilirdi. Yakın bir arkadaşım ilgileniyordu bu konuyla ve kağıdı döndürdüğünü söylemişti. İnsanların böyle gereksiz yalanları söylemeyeceğine/söylememesi gerektiğine inandığım için ona inanıyorum. Kaldı ki en yakın arkadaşım olduğundan inancım tam. Bende bu konuyla ilgilenmiştim araştırma olarak bir çok video izledim ve ikna oldum.
6 - ÖNSEZİ: İnsanlar gerçekten önsezilere sahip ve hakim olabilirler. Bu hızlı gelişen olaylarda nelerin sonuç olacağını bilmek/tir, gibidir.
Basit örnekler ile:
Özellikle annelerde olur bu durum. Örnek vermek gerekirse. Don olduğu bir zaman ben kundura ayakabıdan nefret ettiğim halde o gün nedense kundura giymiştim ve annemde oğlum giyme her gün spor giyersin, bugün yerler buzlu düşüceksin dediğinde ben pek aldırış etmeyip kunduralarımı ayağıma geçirdim ve yolun yarısında ayaklarım yerden kesildi ve çanağımı fena şekilde kırdım. Bir diğer örnek annem yağmur yağacak, şapkanı tak dediğinde olmaz bir deyip çıkınca 1 dakka geçmeden yağmur yağması.
7 - ÖLÜMDEN SONRA HAYAT: İnsanların inançları ile ilgilidir. Dünya tükenebilir enerji ve kaynaklardan mevcut bir oluşum olduğundan bir gün herkes ölecektir/yok olacaktır. Benim inancıma göre ölümden sonra hayat vardır. Her ne kadar Reenkarnasyon gibi boktan bir inanış olsada, yukarıda dediğim gibi "Dünya tükenebilir enerji ve kaynaklardan mevcut bir oluşumdur." bundan dolayı her şey tükendiğinde tekrardan gelecek bir dünya bulamayacağımızdan dolayı Reenkarnasyon olayının gerçekleşmesi mümkün değildir. Bir kaç kişi ortaya atılabilir hemen tek bu dünya yok gibi düşüncelerle. Başka dünyalarda ruhumuz farklı bedenlerde canlanır diye. Bana tükenmeyen bir şey söyleyebilirmisiniz? O dünyalarda yok olacaktır muhakkak. Mutlak ve bize gereksinimi olmayan güç olmalı mutlaka ve sonunda yok olacağımız kesindir.Yaşamımızın bir sonucu ve karşılığı olmalıdır. Değil mi?
8 - UFO’LAR: Bir belgeselde izlemiştim ve orada şöyle diyordu hatırladığım kadarı ile; Dünyanın en büyük piramidi araştırılırken piramidin yapıldığı bölgenin etrafında herhangi bir cesede rastlanmamış. Halbu ki piramitler yapılması zor ve meşakkatli yapılardır ve o sıcak havada 250 ağırlığında olan taşları kullanırken mutlaka kazalar olmalı ve bir kaç ölüm gerçekleşmesi gerekiyordur. Araştırmalarda piramitin çevresinde herhangi bir cesete rastlanmamış ve bu konuyu kitabında ele alan bir yazarın kitabı yazdığı yıllarda, kitabında kendisininde söylediği gibi (kitap 1980 sonrası yazılmıştı hatırladığım kadar) şu yaşadığım yıllarda 250 ton ağırlığında ki taşı kaldıracak bir vinç/araç yokken nasıl olurda böyle büyük ağırlıklar o yıllarda kaldırılabiliyor. Ben ufolara inanıyorum. Bu koskoca evrende tek akıllı canlılar olamayız. Evet piramitleri uzaylı dostlarım yaptı.
9 - ASLA BULUNAMAYAN KAYIPLAR: Taktir-i ilahi. Çok günahkar olmalılar .
dejavu artık bilimin çözemediği bir olgu değil. Karirinkuchi arkadaşımız açıklamış doğru da söylemiş. ben de psikoloji dersinde sordum. tamamen beynin hatalı çalışmasından kaynaklanan birşey olduğunu söyledi öğretmenimiz. bir resme baktığınızı düşünün o resmi daha önce hiç görmediniz. baktığınız an 10:57:02 olsun. beyin o saniyede gördüklerinizi daha geçmiş bir tarihe kaydettiği için (genellikle kişi stresli veya yorgunken) o saniyeden sonra o resme baktığınızda sanki daha önce görmüş gibi bir hisse kapılıyorsunuz. dejavu sadece bundan ibaret. yani reenkarnasyondu şuydu buydu bunlarla hiç alakası yok.
25 Mar 2009 19:25
Rüyada görmeyi kesinlikle yaşadım.
İngilizce dersinde ödevimi öğretmene gösterdiğimi ve onun nda beğendiğini görmüştüm. Ve sabahleyin İngilizce öğretmenime ödevimi gösterdim okulda, ve çok beğendi.
İngilizce dersinde ödevimi öğretmene gösterdiğimi ve onun nda beğendiğini görmüştüm. Ve sabahleyin İngilizce öğretmenime ödevimi gösterdim okulda, ve çok beğendi.
''Haruki suzukeru, Allen!''
''Zavallı şeytan, ruhunun kurtarılmasına izin ver!''
2. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 19 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |