Üzülmene gerek yok astur ayrıca yorum getirdiğin için çok memnun oldum bakış açımı yükseltmiş oldun

Tabii haklısın fakat hani hayatımızda hissettiklerimizden yola çıkarak ben o şekilde hissettiğimi paylaşmış oldum, hani ortaya bir tez sunmadım Ben demek o şekilde algılamışım olayı ve hayatımda o şekilde hissetmişim Light vurgusunu

Aslında Light a bir çok açıdan bakabiliriz. Kontrolsüz güç güç değildir doğru olabilir ama bu Lightın düştüğü sabırsızlık ve olaylara çok yönlü bakamamasından kaynaklanan bir sonuç olarak ortaya çıkıyor. Oysa güç gerçek anlamda sabredip çok doğal bir şekilde kendini kasmadan elde edilen bir olgudur bence ki L bunun bir örneği ve benim gözümde en güçlü oydu. Hayatın şehvetine el sürmeden yalnızlığıyla savaştığı her gece yüzündeki masum gülümseyişini kaybetmemesinde saklıydı onun gücü.

beklentilerimden çok eğlenceli postlar okudum herbiriniz harikasınız

Lighto-kun'u acıkcası ben hicbirzaman kötü bir karakter olarak tanımlayamadım. Ölüm cok ağır bir ceza ama biraz da kader inancınız varsa sanırım siz de aynı durumda olabilirdiniz. Şahsen ben olayları bu kadar ileri taşımayabilirdim ama bazı durumlar vardır ki olayı gerçekten yaşamadan bir tahmin yapamazsınız.

Kopya ve sınıfta kalma durumlarına gelince gerçekten mezun olana kadar L seviyesine geleceğiz sanırım gerçekten



kira bircok kere L ile karsı karsıya gelince salağa yatmak durumunda kalmiştir, hatta serinin en heyecanlı bölümleri de bunun icindedir, sadece iki kişinin konusmasıyla bu derece heyecanlanabileceğimi düşünemezdim hic o bölümleri izleyene kadar hatta bir de parmaklar ardına düşünce gercekten ''salağa yatmak'' durumu var ki o başka bir konu

tam tersine salağa yatmamış, her zaman, kendinden uzaklaştırıcı zeki hamleler yapmıştır, bir satrançta veya go oyununda salağa yatamazsınız. dn böyledir. bi hafızasını sildiğinde gerçekten salakladı, ama salağa yatmadı.
zaten salağa yatmaya burada bakış açım, konunun yönünü saptırmak için, aslında karşındakinin salaklığından faydalanmaktır. safteron kimliktir, bir diğer tabiri de aptala bağlamaktır. salaklığa yatmak zeka göstergesi değil, karşındakinin zekasızlığını ifade eder, zeki biri yemez bunu.

ikisinin de yaptığı "dostuma yakın, düşmanıma daha yakın", felsefesidir. L ise sen benim dostumsun vesaire diyerek yapmaktadır bunu, o da çakal zaten.
kira olacak zerzavat ise, salaklığa yatarak değil, bizzat zekasını kullanarak ve L'in keskin gözlemi ve tuzağı sonucu "bir zeka yarışı, bir kim daha iyi yarışı içine girerek", yaklaşmaktaydı L'e. velhasılı kelam, iyi olmak iddiası, kira zerzavatlığını saklama iddiası ile de kapıştı, bu da L ile yakınlaşma dinamiklerindendir. ilk başta L'den rahatsız olsa da. birbirlerine mecburdular.

ve bir formül, bu tarz çatışmalarda, düşmanlar birbirine ne kadar yakınsa, dramatik etki o kadar da güçlü olur. biraz da senaryo yazımı ile yorumlanmalı.(hababam sınıfı ile mahmut hoca'nın aynı okulda kalması gibi, g.gezdi'nin tespitidir.)

bir senaryoda böyle bir yakınlaşma L'in yaptıkları gibi yeri gelince kelepçe ile dahi, ve zorunluluk da olsa, bir dinamik ister. bunun çözümünde, kiranın polis içerisinde ve L'in yanında olması herzaman ve milyonlarca kez tercihi olacaktı, rekabetçi çocuksu yanı olacaktı, ve ekstra gücü ile kazandı.

ayrıca düpedüz gücü sindirememiştir ki, kendini tanrı ilan ediyor, birnevi dünya diktatörlüğüne ilerliyor. sevmem onu, L'i de sevmem, ikisi arasında kalsam, kira derim, en azından şirinlik muskası değil, ve tipi düzgün. karizma mı, o ne lan, uyduruk bir tabir işte. ben kimi severim, matsuda'yı severim arkadaş, garibim. misa'yı hiç sevmem, ne o öyle yahu, düşman başına!!! neydi öbür hatun takada mı, peşinden fizan'a giderim yolda görsem, mecnun olur çöllere düşerim...öhöm, herneyse...

L'nin gücünün kökenini görmüyoruz, yani nasıl bu hale geldiğini, sadece çocukluğuna dair birkaç şey var. ama gücünü aldığı şey safi zeka, sabır, dinginlik, su potansiyeli var, önüne çıkan herşeyi devirebilir su potansiyeli. böyle düşünüyoruz.

ama raito'ya ekstra güç tepeden iniyor, birden iniyor.ve üstelik, L'de sempatik duran zeka, onda itici, ama aynı düzeyde, L'deki sabırı görürken,
kira zerzavatındaki sabır göstergesi: ölüm meleği gözlerini düşünmüyor bile, anında çözmek duruken çözüm için bekliyor ve hamle yapıyor...

L'in çocuksu, şirin vesaire halleri, onda aristokratik bir hava ile zıt kutup oluşturuyor. Rairo da en az L kadar zeki, sabırlı. denk düşmanların karakter zıtlıkları olsun hesabı.

kısacası şu, zeka olarak denk olsalar da, tam manasıyla zıt kutuplarda yer alıyorlar. raito'nun faşizan tavrına L hümanizmle karşılık verirken, L ekolünden gelen N'de bunu destekliyor. (hernekadar L defteri kullanmak istese de)

hiç şöyle yorumladınız mı? yani gök, defter, düşmek, hani metafor olarak alalım bunu.

gökten bir tanrı birine kitap indiriyor, ama içi boş, sen yaz diyor, ve sindiremeyecek yaşta olan raito'da tanrıcılık oynamaya kalkıyor.

bir bakıma yıkımın peygamberi oluyor diğer gökten inen kitaplara nazaran...

netekim gerçek dünyaya bağlayım ki konu dışına çıkmasın.

DN gerçek dünyada bu tarz senaryo dinamiği yaklaşımları olmadığı için, ancak minimal örneklemlerle görülür. ha bu engel mi, değil, hatta çok da keyifli.

zira bir başka kural olan "özdeşleştirme" olayının DN da ne kadar iyi uygulandığını gösterir.

zaten canımız sıkılmıştı, eğlendik işte, değil mi ryuk?

ayrıca N dahil olduktan sonrasının aslında neden bence daha ilgi çekici olduğunu, ama zayıfladığını da bilahare bi ara yazarım efendim ki gerçek hayattan örnekler bulayım biraz.
malum konu başlığından taşmayalım.

alayınıza saygılar.

Şimdi o durum ilginç çok aslında.



Salağa yatmak herzaman bünyesinde bir hamle barındırmayabilir bazen de başlıbaşına bir hamledir.Belki de inkar ediştir.
Light bence yukarıdaki örnek gibi birçok durumda salağa yatmiş ve hatta cok gerçekci bir bicimde şaşırıyormus taklidi yapmak durumunda kalmiştir ( Hatta oyunculuk sınırlarını zorlayarak ailesine Kira'yı öldürmeyi cok istediğini yemek masasının tüm tadını tuzunu kacırarak defalarca ima etmiştir ) Fakat salağa yattıysa salaklaşmamış, hamlelerini planladığı izlemde devam ettirmiştir.




DN bu yüzden güzel. Briçok şekilde yorumlanabiliyor.

ailesine karşı yattı, herkese karşı yattı, en çok misa'ya karşı yattı.
da, L cık, geçen bir daha geçtim serinin üstünden, sanırım 6-7 oldu baştan, öyle yorumlayamıyorum netekim, ama yorumdur, yorumun yanlışı doğrusu olmaz.
alayınza selamlar.

bir de salağa yatmak daha çok tartma hamlesidir, bilgi alma hamlesidir, saklama hamlesi pek değildir. vurdumduymazlık, umursamazlık bile daha iyi sonuç verir.
saygılar, yav açacam mevzuyu da golden globe falan, biraz cevap biriksin de öyle.

Saygımız vardır

Bu arada kitapla alakalı verdiğin metaforu sezon finalini izleyince çok düşünmüştüm. Şuanda da varolan dinlerin Death Note vari anime versiyonları olsa nasıl olurdu diye düşünmekten alıkoyamiyorum kendimi. Çok ilginç bir kapı açtın bana şuanda sanırım, aklıma hic gelmemişti.

valla yazarken geldi aklıma, daha evvelden gelmiş olaydı,tüm kitap inme olaylarını didikler ona göre daha geniş ve uzun yazardım DN altına direk.

aslında anime dediğimiz direk bilinen hikayeyi ortaya koymak yerine metafor takılıyor işte.

din, inanış, hatta batıl inançlar, mitoloji ki aslında dinsel köken, herşeye kapı açıyor, çok çok.

alayınıza saygılar.

Bence salağa yatmak bir hamle değildir,karşından gelecek hamlelerden kendini korumaktır,bence Kira'nn da yaptığı buydu sadece salağa yatmayı bir araç olarak değil de bir kalkan olarak kullandı yani kalkanı bir hamle olarak kullanamazsınız,kalkan gelecek darbelerden sizi korumak içindir,Kira da bunu yaptı onu bir kalkan olarak kullandı L'den gelecek darbelere karşı kendini korumak,kimliğini açığa çıkarmamak için...
benim de salağa yatma anlayışım budur bazen istemediğiniz kişiye hayır diyemeyecek durumda olduğunuzda kullanmanız gereken bir kalkan vardır ve de benim böyle durumlarda kullandığım kalkanım salağa yatmaktır çünkü kalkan sizi korurken aynı zamanda karşınızdakine de zarar vermez yani onu yaralayıp canını acıtmaz...

Ama Kira'nın kullandığı kalkan biraz daha farklı ve aşırısı tabi