Tercih konusunda fikirlerinize ihtiyacım var :3 Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Merhaba forum ahalisi,
Uzatmadan lafa gireyim: sayısal(mf4) 9500 , eşit ağırlık 2200
Mimarlık ve mühendislik düşünüyorum sayısal alanda. Öte yandan eşit ağırlık için de önerilerinizi duymak isterim. Aslında sağlık alanı haricinde çeşitli fikirlere açık olduğumu da söyleyebilirim.
Bunun yanı sıra; aileden gelecek bir zenginliğimin olmadığını da belirteyim. Yani iş bulabileceğim ve para kazanabileceğim bir bölüm yazmam lazım kısacası =P
Uzatmadan lafa gireyim: sayısal(mf4) 9500 , eşit ağırlık 2200
Mimarlık ve mühendislik düşünüyorum sayısal alanda. Öte yandan eşit ağırlık için de önerilerinizi duymak isterim. Aslında sağlık alanı haricinde çeşitli fikirlere açık olduğumu da söyleyebilirim.
Bunun yanı sıra; aileden gelecek bir zenginliğimin olmadığını da belirteyim. Yani iş bulabileceğim ve para kazanabileceğim bir bölüm yazmam lazım kısacası =P
_proxy_ yazmış:
Ea süpermiş Trapspringer
İzmirde ben de Varım Traps aga güzel yer fakat Deu'nun Hukuk kısmı Buca'da, buca pek tekin yer değil diyorlar bizim okulun hazırlığında Buca'da okuyanlar ne kadar doğrudur bilinmez. Deu'yu kastederek demiyorum, ama seçerken yaşayacağın yer orası olacağı için dikkatli seç okulunu bunu diyebilirim ben öneri olarak ^_^ Çünkü okulun iyiliği yanında bulunduğu yer de çok önemli.
Mühendislik-Mimarlık ve Hukuk ikisini de düşündüğünü farkettim bayağı farklılar onlar sen nasıl bir kişiliksin yani ikisinde de bir nebze girişkenlik gerekir fakat mühendislik senin girişkenliğine daha bağlıdır. Eşit ağırlık puanın bayağı iyi olduğunu görüyorum fakat hukuk seçmende sadece puanın etkili olmamalı bildiğim kadarıyla Hukuk bayağı ezber bölümlerden biri ezberlemeyi sever misin ya da iyi misin çünkü bir yandan iş olanağı fazla olsa da okurken İllallah ettirmemesi gerekir.
Aslında hukuk ve mühendislik okuyan bazı arkadaşlar ne yapıyorlar okulda anlatsalar sizlere bayağı yardımı dokunur ^_^
Şimdilik bunları söyleyeyim ^_^
PS:Rehber yayınlandı mı yaw biraz kurcalayım da öyle devam edeyim
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Trapspringer
İş için:
Endüstri Mühendisliği. Bu sene bizim şirketlere ne zaman mühendis alınsa bu adamlardan alındı. Her işi yapıyorlar ve iyi olanları bir süre sonra Finans alanına doğru ilerleyip hoş işler yapıyorlar. Maaşları da iyi.
Hukuk: Her zaman lazım. Ama hiç bir zaman tatmin edici ücretlere ulaşamıyorsunuz. Daha doğrusu çalıştığınız süreye değmesi için çok uğraşmak gerekiyor. Haa tabii kitap yazarsanız ve okutulmaya başlanırsa o zaman keyfiniz yerinde olabilir. Ama çok fazla hukukçu var. Ancak en iyinin iyisi özelde iş yapıyor(onlar tabii ki paraya para demiyor). Ayrıca Türkiye'ye zincirleniyorsunuz, dışarıda bilginiz anlamsız çünkü.
İktisat: Gitme. Çok muğlak bir alan ve hiç bir işe yaramaz eğer akademik olarak ilgin yoksa*. Haa eğer paran çoksa da direkt düşünmeden buna gitmen lazım orası ayrı. Ama öteki türlü en iyinin en iyisi olunca anca ileride rahat edebiliyorsun yoksa bildiğin muhasebeci, noter, banka memuru, devlet memuru olup sürünürsün. *Akademik ilgiyi açmak için: Eğer sevmiyorsan çekilecek bir bölüm değil, her şeyi bilmen lazım, her şeyi düşünmen lazım, her konuda bilgin olması lazım. Hukukçu kadar hukuk, siyasalcı kadar siyasal, tarihçi kadar tarih, sosyolog kadar sosyoloji biliyor olman gerekiyor. Yoksa boş boş takılmış oluyorsun.
Siyasal: Türkiye'ye kazık çakacaksan ya da akademisyen olacaksan git. Ama her şekil KPSS/ALES vs. sınavdan sınava koşacaksın.
Makine Mühendisliği: İyisen ortalama bir para kazanırsın, kötüysen aç kalırsın. Diğer mühendislikler için de geçerli bu.
Felsefe/Sosyoloji: Paran varsa oturup kitap yazarsın. Sonra tutarsa ortalamanın üzerinde tutmazsa ortalamanın çok altında bir hayatın olur. Her şekil akademisyenlikten başka çıkar yolun yok. Belki belki yüksek lisans/ÇAP kurtarır.
Mimarlık: Türkiye'de okunmaz. Benim çok yakın bir arkadaşım, başka bir arkadaşımızın Pratt'teki derslerini görünce "Türkiye bildiğin rezaletmiş" diyip Viyana Teknik Üniversitesi'ne geçmişti. Ne zaman sorsam "vizyonsuzluk diz boyu, anca kutu kutu Simcity evi çızersin buradaki eğitimle" dedi.
İşletme: Gitme. Kendi ailenin şirketi, tanıdık biri vs. yoksa işsizsin. O zaman bile iktisat okusan daha iyi. İktisat okuyup bir yaz da Peter Drucker'la haşır neşir olab biri bir İşletme mezunundan daha iyidir.
Denizin üzerinde/sağında/solunda işi olan bölümler: Her şekil çok temiz para getiriyorlar. Gemi Mühendisliğini pek bilmiyorum-Gama'nın anlattığı kadar- bir tek işte parası iyimiş , ama Deniz Hukuku hem rahat hem de feci para basıyor. Tabii bunun için yine alanında bilinen biri olman lazım. Sonuçta kimse milyon dolarlık anlaşmazlığını emin olmadığı bir adamla çözmeyi denemez. Ama işte o anlaşmazlığı çözen adam olursan da o zaman komisyonuyla rahat rahat yaşarsın.
Okullar:
İstanbul Üniversitesi: İsmi var, kendi yok. Hepsi Yunus Söylet'in suçu tabii. Kime sorsan(fuat, saim, Faint vs.) aynısını söyler. Hocalar ya çok iyi(Merih Paya, Uğur Dolgun, Toktamış Hoca vs.) ya da çok kötü(say say bitmez). Hukukta açık ara birincidir. İktisat alanında da ülkedeki tek fakültedir. Ama sosyal hayat sıfırdır ve otomasyon+öğrenci işleri kombosu bazen hayatınızı kaydırır.
Boğaziçi: İktisatı rezalet. Bir tek bunu biliyorum . İşletme/İktisat sadece bankacı yetiştirmek üzere programlı. Diğer bölümlerini pek bilmiyorum. Sosyoloji ve Felsefesi iyi ondan eminim.
Mimar Sinan: Sosyoloji'de çok iyi. Kalan bölümleri bilmiyorum.
Dokuz Eylül: Bundan koşa koşa kaçan bir arkadaşım var. Ama genelde iyi diyorlar bilemedim.
Ankara Siyasal: MÜLKİYE. Alanında en iyi. Net. Ama tabii Türkiye'ye kısılıp kalıyorsun eğer yurtdışında yüksek lisans yapmazsan.
ODTÜ: Her bölümü ortalamanın üzerinde, ama hiç bir şeyde "en iyi" değil. Sosyal çevre olarak tabii ki ayrı bir havası var.
İTÜ: Mühendislik burada okunur. Ya da ODTÜ'de. Endüstri hariç. Onu KOÇ'ta okumak lazım mümkünse.
Yıldız: Hakkında zerre bilgim yok. Ne söylesem yalan olur.
Endüstri Mühendisliği. Bu sene bizim şirketlere ne zaman mühendis alınsa bu adamlardan alındı. Her işi yapıyorlar ve iyi olanları bir süre sonra Finans alanına doğru ilerleyip hoş işler yapıyorlar. Maaşları da iyi.
Hukuk: Her zaman lazım. Ama hiç bir zaman tatmin edici ücretlere ulaşamıyorsunuz. Daha doğrusu çalıştığınız süreye değmesi için çok uğraşmak gerekiyor. Haa tabii kitap yazarsanız ve okutulmaya başlanırsa o zaman keyfiniz yerinde olabilir. Ama çok fazla hukukçu var. Ancak en iyinin iyisi özelde iş yapıyor(onlar tabii ki paraya para demiyor). Ayrıca Türkiye'ye zincirleniyorsunuz, dışarıda bilginiz anlamsız çünkü.
İktisat: Gitme. Çok muğlak bir alan ve hiç bir işe yaramaz eğer akademik olarak ilgin yoksa*. Haa eğer paran çoksa da direkt düşünmeden buna gitmen lazım orası ayrı. Ama öteki türlü en iyinin en iyisi olunca anca ileride rahat edebiliyorsun yoksa bildiğin muhasebeci, noter, banka memuru, devlet memuru olup sürünürsün. *Akademik ilgiyi açmak için: Eğer sevmiyorsan çekilecek bir bölüm değil, her şeyi bilmen lazım, her şeyi düşünmen lazım, her konuda bilgin olması lazım. Hukukçu kadar hukuk, siyasalcı kadar siyasal, tarihçi kadar tarih, sosyolog kadar sosyoloji biliyor olman gerekiyor. Yoksa boş boş takılmış oluyorsun.
Siyasal: Türkiye'ye kazık çakacaksan ya da akademisyen olacaksan git. Ama her şekil KPSS/ALES vs. sınavdan sınava koşacaksın.
Makine Mühendisliği: İyisen ortalama bir para kazanırsın, kötüysen aç kalırsın. Diğer mühendislikler için de geçerli bu.
Felsefe/Sosyoloji: Paran varsa oturup kitap yazarsın. Sonra tutarsa ortalamanın üzerinde tutmazsa ortalamanın çok altında bir hayatın olur. Her şekil akademisyenlikten başka çıkar yolun yok. Belki belki yüksek lisans/ÇAP kurtarır.
Mimarlık: Türkiye'de okunmaz. Benim çok yakın bir arkadaşım, başka bir arkadaşımızın Pratt'teki derslerini görünce "Türkiye bildiğin rezaletmiş" diyip Viyana Teknik Üniversitesi'ne geçmişti. Ne zaman sorsam "vizyonsuzluk diz boyu, anca kutu kutu Simcity evi çızersin buradaki eğitimle" dedi.
İşletme: Gitme. Kendi ailenin şirketi, tanıdık biri vs. yoksa işsizsin. O zaman bile iktisat okusan daha iyi. İktisat okuyup bir yaz da Peter Drucker'la haşır neşir olab biri bir İşletme mezunundan daha iyidir.
Denizin üzerinde/sağında/solunda işi olan bölümler: Her şekil çok temiz para getiriyorlar. Gemi Mühendisliğini pek bilmiyorum-Gama'nın anlattığı kadar- bir tek işte parası iyimiş , ama Deniz Hukuku hem rahat hem de feci para basıyor. Tabii bunun için yine alanında bilinen biri olman lazım. Sonuçta kimse milyon dolarlık anlaşmazlığını emin olmadığı bir adamla çözmeyi denemez. Ama işte o anlaşmazlığı çözen adam olursan da o zaman komisyonuyla rahat rahat yaşarsın.
Okullar:
İstanbul Üniversitesi: İsmi var, kendi yok. Hepsi Yunus Söylet'in suçu tabii. Kime sorsan(fuat, saim, Faint vs.) aynısını söyler. Hocalar ya çok iyi(Merih Paya, Uğur Dolgun, Toktamış Hoca vs.) ya da çok kötü(say say bitmez). Hukukta açık ara birincidir. İktisat alanında da ülkedeki tek fakültedir. Ama sosyal hayat sıfırdır ve otomasyon+öğrenci işleri kombosu bazen hayatınızı kaydırır.
Boğaziçi: İktisatı rezalet. Bir tek bunu biliyorum . İşletme/İktisat sadece bankacı yetiştirmek üzere programlı. Diğer bölümlerini pek bilmiyorum. Sosyoloji ve Felsefesi iyi ondan eminim.
Mimar Sinan: Sosyoloji'de çok iyi. Kalan bölümleri bilmiyorum.
Dokuz Eylül: Bundan koşa koşa kaçan bir arkadaşım var. Ama genelde iyi diyorlar bilemedim.
Ankara Siyasal: MÜLKİYE. Alanında en iyi. Net. Ama tabii Türkiye'ye kısılıp kalıyorsun eğer yurtdışında yüksek lisans yapmazsan.
ODTÜ: Her bölümü ortalamanın üzerinde, ama hiç bir şeyde "en iyi" değil. Sosyal çevre olarak tabii ki ayrı bir havası var.
İTÜ: Mühendislik burada okunur. Ya da ODTÜ'de. Endüstri hariç. Onu KOÇ'ta okumak lazım mümkünse.
Yıldız: Hakkında zerre bilgim yok. Ne söylesem yalan olur.
Bu mesaja teşekkür edenler (3 kişi): Trapspringer, Law, Desdemona
Kendi bölümüm üzerinden gidicem;
Alanın dışında tercih etmeyi düşünüyosan o puanla kesinlikle hukuk yazmanı tavsiye ederim. Baya baya zorlayıcı bi' bölüm, iş hayatın boyunca öğrenci gibi çalışmanı gerektirir şüphesiz ama iş bulması en garanti mesleklerden birisi. Bi' kaç yıl içinde avukatlık için gelecek sınavın da şuan olduğu gibi niteliksiz avukatların sayısını azaltacak olması durumu da var. Yabancı dil de katarsan kendine kazanacağın para da seni gayet tatmin eder sanırım. Bunlara ek olarak Hakimlik, savcılık, valilik, kaymakamlık gibi pek çok üst düzeyde mevkiye sahip olabilme durumun da var.
Alanın dışında tercih etmeyi düşünüyosan o puanla kesinlikle hukuk yazmanı tavsiye ederim. Baya baya zorlayıcı bi' bölüm, iş hayatın boyunca öğrenci gibi çalışmanı gerektirir şüphesiz ama iş bulması en garanti mesleklerden birisi. Bi' kaç yıl içinde avukatlık için gelecek sınavın da şuan olduğu gibi niteliksiz avukatların sayısını azaltacak olması durumu da var. Yabancı dil de katarsan kendine kazanacağın para da seni gayet tatmin eder sanırım. Bunlara ek olarak Hakimlik, savcılık, valilik, kaymakamlık gibi pek çok üst düzeyde mevkiye sahip olabilme durumun da var.
"Sensei ni, yoroshiku na!"
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Trapspringer
Hukuk konusunda: Not: Ailede hukukçu enflasyonu olduğundan bu konuda baya' bilgim var
Hakimlik, savcılık, valilik, kaymakamlık gibi sınavların mülakat kısmında eğer ailende ya da sende devletin "falso" olarak gördüğü bir şey varsa-azınlık olmak mesela- çok sıkıntı çekersin, direkt elerler genelde.
Maaşa gelince... Memur maaşıyla rahat yaşanmaz. Ortalama bir hayat sürdürülebilir. Ama başarılı bir kitap yazarıysan o zaman işler değişir. Bunun zirve noktası da Kalamış'da bilmemkaçyüz metrekare evdir. Ancak o noktaya gelmek de ciddi emek ister. En az binlerce sayfa yazmayı geçtim, o sayfaları yazacak bilgiye ve tecrübeye de erişmen lazım. Ve tabii daha önce yazılmış olanlardan değişik(daha iyi) bir şey ortaya çıkartman da gerekiyor.
Özel hukuk konusunda ise... Açıkçası devlet senelerdir güya bir sınav getirecek, o gelirse biraz daha şartlar iyileşir ancak o sınavları gözü kapalı geçeceklerle dolu Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi 1500 küsür mezun veriyor her sene. Bunlardan 100 kişi ilk %10'luk dilimde yani diplomaları Türkiye'nin en iyisi olan 150 kişi var. O yüzelli kişiden biri değilsen özel hukukta "süper şirkete kapak atma" denilen olayı yapamazsın. Yine de kalan 1350 bile seni nispeten iyi bir büroya sokar. Buradan da artık yeteneğine göre ortalamanın üzerinde yaşama şansını yakalamaya çalışırsın. Burada artık işin içine uzmanlaşma giriyor. Alanında iyi olan elbette ki her meslekte iyi para kazanır, saygı görür.
Bir de tabii şu sorun var: Türkiye'de adalet yok. Hukuk da eksik işliyor hep. Kendine yazık ettiğinle kalıyorsun sonuçta. Emeğine değmiyor. Üniversitede deli gibi çalışıyorsun, iş hayatında deli gibi çalışıyorsun, zerre zevkli bir iş değil, öyle filmlerdeki gibi değil yani dandik bir kürsü var sürekli bir şeyleri arz edip, celpten celbe koşuyorsun, aşırı bürokraside kayboluyorsun. Bütün bu acıları çektikten sonra da yine özünde arkası daha sağlam olan kazanıyor.
Bu arada tabii Türkiye'ye zincirlendiğini de unutmaman lazım. Diğer mesleklerde en azından çekip gitme şansın var. Hukuk'ta bu çok daha zor, hatta imkansız.
Hakimlik, savcılık, valilik, kaymakamlık gibi sınavların mülakat kısmında eğer ailende ya da sende devletin "falso" olarak gördüğü bir şey varsa-azınlık olmak mesela- çok sıkıntı çekersin, direkt elerler genelde.
Maaşa gelince... Memur maaşıyla rahat yaşanmaz. Ortalama bir hayat sürdürülebilir. Ama başarılı bir kitap yazarıysan o zaman işler değişir. Bunun zirve noktası da Kalamış'da bilmemkaçyüz metrekare evdir. Ancak o noktaya gelmek de ciddi emek ister. En az binlerce sayfa yazmayı geçtim, o sayfaları yazacak bilgiye ve tecrübeye de erişmen lazım. Ve tabii daha önce yazılmış olanlardan değişik(daha iyi) bir şey ortaya çıkartman da gerekiyor.
Özel hukuk konusunda ise... Açıkçası devlet senelerdir güya bir sınav getirecek, o gelirse biraz daha şartlar iyileşir ancak o sınavları gözü kapalı geçeceklerle dolu Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi 1500 küsür mezun veriyor her sene. Bunlardan 100 kişi ilk %10'luk dilimde yani diplomaları Türkiye'nin en iyisi olan 150 kişi var. O yüzelli kişiden biri değilsen özel hukukta "süper şirkete kapak atma" denilen olayı yapamazsın. Yine de kalan 1350 bile seni nispeten iyi bir büroya sokar. Buradan da artık yeteneğine göre ortalamanın üzerinde yaşama şansını yakalamaya çalışırsın. Burada artık işin içine uzmanlaşma giriyor. Alanında iyi olan elbette ki her meslekte iyi para kazanır, saygı görür.
Bir de tabii şu sorun var: Türkiye'de adalet yok. Hukuk da eksik işliyor hep. Kendine yazık ettiğinle kalıyorsun sonuçta. Emeğine değmiyor. Üniversitede deli gibi çalışıyorsun, iş hayatında deli gibi çalışıyorsun, zerre zevkli bir iş değil, öyle filmlerdeki gibi değil yani dandik bir kürsü var sürekli bir şeyleri arz edip, celpten celbe koşuyorsun, aşırı bürokraside kayboluyorsun. Bütün bu acıları çektikten sonra da yine özünde arkası daha sağlam olan kazanıyor.
Bu arada tabii Türkiye'ye zincirlendiğini de unutmaman lazım. Diğer mesleklerde en azından çekip gitme şansın var. Hukuk'ta bu çok daha zor, hatta imkansız.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Trapspringer
Hukuk konusunda o kadar şey yazmanıza gerek yoktu aslında yav, benim de ailede bol bol hukukçu var . Babam ve amcam hakim; kuzenlerimden biri geçen yıl mezun oldu, hakimlik-savcılık mülakatının sonuçlarını beklemekte; bir diğer kuzenim ise hukuk okumakta.
Çok sağ olun yav. Yazdığınız şeyleri okudum ve dikkate alıyorum ama gerçekten ne yapacağımı şaşmış durumdayım
Çok sağ olun yav. Yazdığınız şeyleri okudum ve dikkate alıyorum ama gerçekten ne yapacağımı şaşmış durumdayım
Dershanedeki hocalar daha çok eşit ağırlığa yönelttiler beni yav; iktisat üzerinde durdular. İyi, güzel de iktisat yazacaksam hangisini yazayım sizce? Okul puanı şeysi olmasaydı Boğaziçi yazıp giderdim ama şimdi tutma ihtimali düşük görünüyor. Geriye kalanlar; Bilkent, TOBB ve Galatasaray. Özeldense devlet okulunda okumayı tercih ederim lakin Galatasaray da Fransızca olması nedeniyle benim açımdan olumsuz bir yöne sahip... Bu üçünü karşılaştırabilecek biri var mıdır? Veya şöyle sorayım kısacası: sizce hangisini yazsam daha iyi olur?
Shanks yazmış:
İktisat konusunda biraz araştırdım, internette falan bakındım. Yaparım gibi yav. TOBB ve Bilkent'te okuyan arkadaşlarım var, yarın veya yarından sonra insan gibi bir vakitte uyanabilirsem onlarla görüşeceğim; Galatasaray hakkında ise pek bir fikrim yok. TM1 için yazacağım bu üç bölümden biri olur muhtemelen. TM2'de Ankara Hukuk dışında pek de bir şey yok gidebileceğim, onu da yazmayı düşünmüyorum şu sıralar ama hiç de belli olmaz. MF4 için ise ODTÜ mimarlık yazabilirim. Vay arkadaş, yola mühendislik diye çıkmıştık bir de =( ama mühendislik konusunda iyi bölümlerin çoğunu kaçırmışım anlaşılan, ODTÜ inşaat mühendisliği de bir seçenek olabilir belki ama mimarlık daha yakın görünüyor bana (en azından taban puanı daha yüksek =P) ; yani mühendislik pek olmayacak gibi görünüyor. Off!.. Gerek eşit ağırlık gerek sayısal olsun iyi okullar ve orta-iyi okullar arasındaki görece uzun uçurumda kalmışım sanki yav veya bana öyle geliyor...
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Soul King Brook, Trapspringer
5. sayfa (Toplam 6 sayfa) [ 54 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |