Albüm Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 186, 187, 188 ... 338, 339, 340, Sonraki |
Yazar
Mesaj
ne sekersiniz böyle ya...
yaz gelmiş yurdum gençlerine ;
çoook mutlu oldum ya...
shizo cum canımsss yakısıklı ve karizma...
marvelgirl canım yeşiller yakışmış...güzel ve başarılı bi ömür diliyorum...
ayrıca ;
yakut su paso olayına bende daha değişik bi açıdan bakayım ;
arasıra yarım bilet atan öğrencilere bakıyor ve imreniyorum.kendi sefil üniverste yıllarımı, kent kart kuyruklarında titreşerek atıştırmayı ve de yurdu ve etüd odalarında yaptığımız kavgaları ,dedikoduları özlüyorum şimdi. üniverste de olmak o kadar güzeldi ki... parasızlık bile koymuyodu insana pöfff çok özledim o günleri....
yaz gelmiş yurdum gençlerine ;
çoook mutlu oldum ya...
shizo cum canımsss yakısıklı ve karizma...
marvelgirl canım yeşiller yakışmış...güzel ve başarılı bi ömür diliyorum...
ayrıca ;
yakut su paso olayına bende daha değişik bi açıdan bakayım ;
arasıra yarım bilet atan öğrencilere bakıyor ve imreniyorum.kendi sefil üniverste yıllarımı, kent kart kuyruklarında titreşerek atıştırmayı ve de yurdu ve etüd odalarında yaptığımız kavgaları ,dedikoduları özlüyorum şimdi. üniverste de olmak o kadar güzeldi ki... parasızlık bile koymuyodu insana pöfff çok özledim o günleri....
Nemesis Divinaya sonsuz tesekkürlerimi sunarım ....cici kyo'm seviyorum seni...
_______________________
KaNaShiiSaigo, aslında paso olayı ve öğrencilik meselesinin artık ucunu kaçırmış olduğumdan bana çekici gelmiyor. Biraz acıtasyon gibi olacak ama arkadaşlarım birer birer mezun oldu. Bir çoğu hayatını kurdu bile. Ve ben sonunda hayallerimin uzağında bilmediğim bir meslek için yarım yamalak ilerlemektten sıkıldım ki neyse ki sonundayım.
Tabi benim seçimim bu. Büyük ihtimalde parça parça işlerle gelip geçecek hayatım. Diploma ise ailemin isteği ve askerlikten kaçış yolumdan ötesi değil benim için.
Bazen hüzünleniyorum tüm bu olanlar için tıpkı şu dakikalarda olduğu gibi. Başıma az buçuk ne geleceğini kestirebiliyorum ama bir yola girdim bir kere. Değiştirmek olandan daha büyük bir risk içeriyor: Benim mutsuzluğum.
Ne yapacaksın ya da ne yapıyorsun diyorsun:
Şimdilik bir iki arkadaşımla birlikte küçük işyerleri için otomasyon yazılımları hazırlayıp, satmak gibi işler; olmadı zorlandığım dönemlerde bir kafe ya da bilmem nerde çalışmak gibi şeylerle hayatımı harcıyorum.
Bir ara mesleğimi seveyim diye okulda bir iki sevdiğim hocamızın yardımıyla mesleğime yönelik işlere girdim. En fazla sabredebildiğim 7 aylık kadardı -ki nerde olmak istediğimi bulamasamda neyin içinde olmak istemediğimi buldum.
Hatta bir yıl içinde destek alabilirsek yıllardır ilk defa destek alabildiğimiz bir oyun fikrimizi hayata geçirme şansımız var. Riskli bir deneyim olacak. Anlaşmalarımızı yaptık sayılır. Bir iki yazılımcı arkadaşın işlerinden istifa etmelerini bekleyip şirket ünvanı kazanmaya çalışıyoruz. Ve iki yıl içinde proje teslimi istiyorlar. Eğer olmazsa vay halimize demek dışında bir şey diyemiyorum. Bu arada oyun görsellikten ziyade fikir üzerine ve daha çok yurt dışı gibi bir hedef var. Ülkemizde pek tutunamayacak bir fikir olduğundan böyle gelişti. Umarım bir gün burdan sizinle paylaşırım. Paylaşamıyorsam batmışız demektir. Hayalperestiz işte
Yani aradığım meslek: Yılın yarısı çalışıp, yılın yarısında ise kendine zaman yaratarak hobilerine harcayıp geçirmek, gezmek tanımlı bir şey.
Çekici gibi gelebiliyor ama bazen elinize iş gelmeyince öyle kalıyorsunuz. Sonra hadi koş, kafe, kitapçı, giyim merkezlerine iş bul. Hiç çekici değil, hemde hiç. Bunu niye yazıyorsam bilmiyorum ama yıllarca ilişkinizi yürüttüğünüz sevdiğiniz bile bir gün çıkıp: "Sende gelecek yok" imaları eşliğinde postayı koyup gidebiliyor. Doğru söylüyor. Kim güvenebilir ki hayata böyle bakan bir adama. Uff! yaram deşildi yine. Normalde böyle bir şeyden utanıp söylememek lazım ama banane, ben boşvermiş ya da avere bir yaşamı düşleyen bir adamım. Ara sıra üzülür geçerim. Orta yaşlarıma doğru ise pişmanlığım artar ve sonra durulur yine döngümün içinde kavrulurum. Değerimin küçülmesi ya da küçülmek umrumda bile değil.
Tüm bunların sonunda ne oluyor: Bir süre sonra aileniz ve çevreniz bile size ümitsiz vaka gözüyle bakıyor.
İşin en komik yanı akıl verenim çok ama hayatını yerine koyup bir kaç yıl önce bir lakırtı etmeyip şimdi kendince lakırtı etme hakkını kazandıklarını düşünen küçük dünyalı arkadaşlarım benim. Yolunda giden bir hayat size bu kadar mı ego basıyor. -arkadaşlarım için konuşuyorum ki son kısmını hep kendilerine söylemekten çekinmiyorum.
-Konu paso olunca belediye kartlarından bahsediyorum-
Ama yok, insan bir anda aydınlanmaz, aydınlamıyorda zaten.
Neyse ilgisiz oldu, değerimi azalttı ama benden çıktı yine.
Öğrenciliği özleyecek miyim? Hayır ama avareliği özleyeceğim.
Tabi benim seçimim bu. Büyük ihtimalde parça parça işlerle gelip geçecek hayatım. Diploma ise ailemin isteği ve askerlikten kaçış yolumdan ötesi değil benim için.
Bazen hüzünleniyorum tüm bu olanlar için tıpkı şu dakikalarda olduğu gibi. Başıma az buçuk ne geleceğini kestirebiliyorum ama bir yola girdim bir kere. Değiştirmek olandan daha büyük bir risk içeriyor: Benim mutsuzluğum.
Ne yapacaksın ya da ne yapıyorsun diyorsun:
Şimdilik bir iki arkadaşımla birlikte küçük işyerleri için otomasyon yazılımları hazırlayıp, satmak gibi işler; olmadı zorlandığım dönemlerde bir kafe ya da bilmem nerde çalışmak gibi şeylerle hayatımı harcıyorum.
Bir ara mesleğimi seveyim diye okulda bir iki sevdiğim hocamızın yardımıyla mesleğime yönelik işlere girdim. En fazla sabredebildiğim 7 aylık kadardı -ki nerde olmak istediğimi bulamasamda neyin içinde olmak istemediğimi buldum.
Hatta bir yıl içinde destek alabilirsek yıllardır ilk defa destek alabildiğimiz bir oyun fikrimizi hayata geçirme şansımız var. Riskli bir deneyim olacak. Anlaşmalarımızı yaptık sayılır. Bir iki yazılımcı arkadaşın işlerinden istifa etmelerini bekleyip şirket ünvanı kazanmaya çalışıyoruz. Ve iki yıl içinde proje teslimi istiyorlar. Eğer olmazsa vay halimize demek dışında bir şey diyemiyorum. Bu arada oyun görsellikten ziyade fikir üzerine ve daha çok yurt dışı gibi bir hedef var. Ülkemizde pek tutunamayacak bir fikir olduğundan böyle gelişti. Umarım bir gün burdan sizinle paylaşırım. Paylaşamıyorsam batmışız demektir. Hayalperestiz işte
Yani aradığım meslek: Yılın yarısı çalışıp, yılın yarısında ise kendine zaman yaratarak hobilerine harcayıp geçirmek, gezmek tanımlı bir şey.
Çekici gibi gelebiliyor ama bazen elinize iş gelmeyince öyle kalıyorsunuz. Sonra hadi koş, kafe, kitapçı, giyim merkezlerine iş bul. Hiç çekici değil, hemde hiç. Bunu niye yazıyorsam bilmiyorum ama yıllarca ilişkinizi yürüttüğünüz sevdiğiniz bile bir gün çıkıp: "Sende gelecek yok" imaları eşliğinde postayı koyup gidebiliyor. Doğru söylüyor. Kim güvenebilir ki hayata böyle bakan bir adama. Uff! yaram deşildi yine. Normalde böyle bir şeyden utanıp söylememek lazım ama banane, ben boşvermiş ya da avere bir yaşamı düşleyen bir adamım. Ara sıra üzülür geçerim. Orta yaşlarıma doğru ise pişmanlığım artar ve sonra durulur yine döngümün içinde kavrulurum. Değerimin küçülmesi ya da küçülmek umrumda bile değil.
Tüm bunların sonunda ne oluyor: Bir süre sonra aileniz ve çevreniz bile size ümitsiz vaka gözüyle bakıyor.
İşin en komik yanı akıl verenim çok ama hayatını yerine koyup bir kaç yıl önce bir lakırtı etmeyip şimdi kendince lakırtı etme hakkını kazandıklarını düşünen küçük dünyalı arkadaşlarım benim. Yolunda giden bir hayat size bu kadar mı ego basıyor. -arkadaşlarım için konuşuyorum ki son kısmını hep kendilerine söylemekten çekinmiyorum.
-Konu paso olunca belediye kartlarından bahsediyorum-
Ama yok, insan bir anda aydınlanmaz, aydınlamıyorda zaten.
Neyse ilgisiz oldu, değerimi azalttı ama benden çıktı yine.
Öğrenciliği özleyecek miyim? Hayır ama avareliği özleyeceğim.
08 Hzr 2009 22:23
08 Hzr 2009 23:33
187. sayfa (Toplam 340 sayfa) [ 3396 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |