ailesiyle yemek yiyen adama tokat atan polis
[Bağlantı]

Yasaklar, sınırlamalar, engellemeler..... Sonunda olacağı buydu. Çok daha önce olmalıydı ama devletçi gelenek işte. Fakat gelenekler bile dayanmadı, sabır taşı çatladı.

Hükümet düşermi bilmiyorum(daha çok sanmıyorum, japonya mı bura) ama çok ses getircek.

NE acıdır ki hala dünya basınında yer ettiği kadar Türk basınında yer almadı. Yemişim basını o ayrı, tarih unutmasında.

Şakirt yancılarını da görmek iyi oldu

Aslında kraldan çok kralcı olan, ama koltuğa oturunca kendini kral zanneden bir kişiye karşı bu ayaklanma, tabi anlayana

Şu hükümeti savunacak kişi insan değildir bak o kadar diyorum

Ben birşey demiyorum. Ne bizim solcu, ne de bizim hükümet karşıtı basın kuruluşları değil. Dünya.

Rus Televizyonu: Türkiye'de ayaklanmalar, barikatlar, sokak savaşları yaşanıyor.

BBC: Mahkeme ağaçların sökülmesini geçici olarak durdurdu, ancak gösteriler Erdoğan'a karşı öfkeye dönüştü.

The Guardian: Bu gösteriler Türkiye için alışılmadık, çünkü genç yaşlı, sağcı solcu, Kürtçü Türkçü herkesi bir araya getirdi.

Financial Times: Alışveriş merkezi protestosu olarak başlayan gösteriler Erdoğan iktidarına karşı bugüne kadarki en büyük gösterilere dönüştü.

Al Monitor: Ilımlı siyasi İslam Türkiye'yi ılımlı şeriata götürüyor.

France24: Gösteriler Taksim Meydanı'nın tahrip edilmesini protestodan AKP iktidarını protestoya dönüştü. Hükümetin hesabı ters tepti.

CNN: Gösteriler giderek büyüyor. Polis müdahalesi halkı daha çok parka çekiyor.

Birde ZDF nin övüyo mu sövüyo mu dedirten başlığı vardı. Ona gerek yok.

AKP'li arkadaşlar, siz bilmiyorsunuz biz yaşlıyız diyen Paraclet özellikle, OKUMA EKSİĞİNİZ VAR. Biz gördük, siz görmediniz diyorsunuz. Ben sizi biliyorum şu konuşmalarınızdan, siz o olayları televizyondan gördünüz. Ben o olayları babamın, dayımın, teyzemin, annemin yaşadıklarından duydum. Sizin evinizin içerisinde muhtemelen tek kalın kitap olarak Kuran var. Bizde ise kütüphane var.

GELİP AHKAM KESMEYİ BİLİYORSUNUZ EKSİK BİLGİYLE YOK FAŞİZM BUDUR YOK CART ŞUDUR YOK CURT BUDUR DİYE. SAÇMA SAÇMA ARGÜMANLARLA GELİYORSUNUZ ÖNÜME. FAŞİZME TEK TANIM YAPTIĞINDA KAYBETTİN SEN BİR KERE FAŞİZM ARGÜMANINI. Sormazlar mı sana? Dimitrov'un Faşizm tanımını mı kullanıyorsun? Grcic'in kitabını mı? Yoksa Roger Eatwell'in versiyonunu mu? Ne oldu google'a gitti eliniz sanki? Ayrıca yaptığın Faşizm tanımı da dünyanın en dandik, en yanlış faşizm tanımı. Bunu da söylemeden geçemeyeceğim.

Güdülmüş çevre de ayrı bir komik argüman. Siz çünkü ancak güdülerek iş yapabiliyorsunuz. Konya'dan adam güt satırla İstanbul'u bassın, İç Anadolu'dan adam güt Sivas'da aydınları yaksın...

Ve tabii en önemli mevzunuz: Yalanlar. Demirören'e kimse dokunmadı demişsin. Yaa bırak. Bak senin okulun, evin nerede bilmem. Benim ama okulum da evim de İstiklal Caddesinde. İstersen sana tek tek ne gösterileri yapıldı azıcık zorlarsam hafızamı sayabilirim. Demirören Protestoları vardı arkadaşım. Tek fark polis bu kadar hayvanca ve manasızca herkese saldırmamıştı.

Olay artık ağaçlar değil. Ama neden ağaçlar değil bunu bile idrak etmek istemiyorsun. Açıklayayım: Dün(aslında 28 Mayıs'tan beri) polis insan öldürmek için sokaklarda. Yaptıkları, kendi şahit olduklarımı yazıyorum:
1)İçinde insanlar uyurken çadırları yaktılar.
2)Çadırları yakmadan önce içine gaz attılar.
3)Meydanda TOMA ile bir insana kafasına basınçlı su sıkarak havada takla attırdılar, duyduğuma göre ölmüş bu kişi ama ben kendim bir haber alamadım(tanımıyordum kendisini).
4)Yaşlı bir kadına yolda su sıktılar kadın duvara çarpıp durabildi. Sonra da düştüğü yerde kaldı öyle, şoka girdi.
5)Metro'ya gaz atıp kapılarını kapattılar.
6)Kapattıkları Metro'da insanlar çocuklarıyla boğuldu. Ben o metronun içinde olmaktan sadece kitabımı evde unuttuğum için kurtuldum.
7)Metro Kapılarını açtılar, burada benim çocukluk arkadaşıma geçiş yapıyoruz: "İnsanlar çıkarken kapılardan gaz sıkmaya başladılar, millet boğuluyor."

Bu polis terörüdür. Bu artık totaliter bir rejim olduğumuzun kanıtıdır. Protesto, bir insan hakkı olan düşünme ve düşündüğünü ifade etmenin bir parçasıdır. Zamanında ben de kan gördüm, yaralı gördüm diyor bir de. Hala olayı idrak edememiş. Polise vatandaşı öldürmeye teşebbüs etme hakkını kim veriyor? Polis insanların bir insan hakkını kullanmasını başka bir insan hakkına kast ederek cezalandırıyor. Zaman okumayı bırakın da azıcık Thomas Hobbes okuyun.

CNN, Reuters; Guardian; NYTimes ve daha niceleri deliler gibi bugün kapsamlı haberler yapıyorlar. Dün CNN neredeyse tam zamanlı bir şekilde bu olayları işledi. Norveç televizyonu kesintisiz feed veriyordu. Sizin Suriye'nin başına öreceğiniz çorap, Türkiye'de gerçek oldu. Halk hakikaten ayaklandı şu an. Çünkü dün ölümden döndü. Bunu anlamak istemiyorsanız ya da algılayamıyorsanız, lütfen en azından bir kaç günlüğüne susun.

Haa yok ben tartışırım diyorsanız da bana adam gibi argümanlarla gelin lütfen. Mümkünse doğru olsunlar. Bilimsel olurlarsa sevinirm. Yoksa ben gördüm, Allah dedi, "biz çok mağdur olduk", "halk zaten biziz" tarzı hem kel hem fodul argümanlarla gelmeyin. Sosyoloji, Felsefe, Siyaset Bilimi, Siyaset Tarihi, İktisat bilgisine güvenen buyursun tartışmaya. Ben Taksim'e gideceğim arada, gelince kurabildiyseniz argümanlarınızı zevkle okurum, karşı argüman üretirim. Ama eğer fazla zayıflarsa o zaman sadece "..." yazacağım.

Yeteeeer

Ortam fazlasıyla gergin. Tam olarak olayları takip edemedim zaten işten dolayı ve sağolsun aöf sınavlarından dolayı. Ancak yazdıklarınızdan gördüğüm kadarıyla büyük bir isyan kopup gitmiş... Hükümet, polis, kargaşa hepsi bir potada erimiş... Herkes kendine göre haklı ve kendi düşüncelerini savunmada özgür. Ancak sözlerinizle karşınızdaki insanı kırıcı seviyeyede gelenleriniz olmuş. Bunu herkes için diyorum ve açıkcası hoş bir durum değil. Ancak eskiye göre daha bir edepli konuşmalar olmuş birkaç kişi dışında. Büyük bir gelişme bu aslına bakarsanız.

Olayın özüne dönersek ise ne bundan önceki hükümetin yaptıkları ne de şu an ki hükümetin yaptıklarını tam olarak takip edemesem de. Yaşadıklarım ve gördüklerimi varsayalım hiç iç açıcı bir ortam değil ki bunu şu an yaşadığım(hükümet, ortam, hayat her neyse) zamanı ele alarak söylüyorum. Dediğim gibi herkes düşüncesini "uygun bir şekilde" söylemekte özgür. Ama karşısındakine bu düşünceyi "zorla kabul ettirmekte veya illa ki ben haklıyım" düşüncesinde diretmek aynı lafların tekrar edilmesinden ve sayfalarca anlamsız bir inatlaşmadan öteye geçmez...

Biraz sakinleşin... Yaşananlar her ne ise ve elinizden ne geliyorsa(gerçek hayatta ki eylemlerde) onu yapın, ancak lütfen bunu forumda ileri bir seviyeye götürerek siyaset tartışmasına dönüştürmeyin artık. Bu birbirinizi kırmaktan başka hiç bir işe yaramaz. Birkaç gün kilitli kalsın başlık. Size de tekrar söylüyorum "forum içinde" sadece sakinleşin biraz lütfen. Burası sadece bir anime forumu çünkü.