bir yerde doğru bir yerde yanlış kullanmışsın başbakanda olan şey "kibir", "gurur " değil. onun dışında, iktidara kim gelirse gelsin aynı şeyler olacak. siyaset=hile. tayyip kendi amaçları için gücünü kullanıyor bir başkası başka amaç için kullanacak . gelen kişi adam gibi adam olmadığı sürece sonuç değişmeyecek.

akp meydanları dolduruyor!! benimde doldurasim geldi..


ahhahaahahahh kol ve bacaklarindada koruma var cogunun.. kalkanlari ve yillar suren egitimlerinide unutmayalim..

Başlığın açılması iyi olmuş. Üç dört gündür çadırda kaldığım için daha yeni görme fırsatım oldu. (oda eve yıkanmaya geldim, yoksa görmezdim.) Baya bir yorum yazılmış, nutuk çekilmiş, fikirler ortaya konulmuş ama çok azını okudum. Eminim herkes kendince doğruları yazmıştır. İlk önce şunu diyeyim; Taksim şu anda Türkiye'deki en güvenilir yerlerden birisi, inanılmaz bir dayanışma ve yardımlaşma örneği var, herkes entegre olmuş bir biçimde, tek bir bütün olarak, haklarını savunmak için bir araya toplanmış. Şimdi çoğu kişi diyor, "üç beş ağaç için mi tüm bunlar?" tabi ki hayır! Bir bardağın taşma anı vardır, ister küçük bir damladan, ister büyük bir damladan olsun o bardak gene de taşar. Ve taştı. 800 lira emekli maaşının çok yeterli bir fiyat olduğunu söyleyen bir ekonomi bakanı olan, gösterilerde (haksız) yere yaralanan ve ambülans bekleyen kişilere "hem karşı çıkıyorlar birde ambülans mı bekliyorlar" diyebilen bir sağlık bakanının olduğu bir hükümetten, sineye çekmekten bıktılar. Ben parti tutmuyorum, savunduğum, savunmaya değer verdiğim bir parti "malesef" yok. Bu ayıbı hangi parti yapsa onun karşısında olurdum. Neyse, bunlar sadece belli bir sebepler, daha bir çok sebep var, sadece küçük bir özet geçeyim dedim. Sebepleri daha da çok merak edenler varsa, oradaki insanlarla konuşabilir, birikim patlaması yaşamış, görüp geçirmiş insanlar var. Onlarla konuşun, tanışın, beyin fırtınası yapın, "neden böyle oldu, neden bunlar oluyor?" gibi sorulara yanıt bulmaya çalışın, ve en önemlisi "yardımlaşın."

@Itachi
Öncelikle her yerde görüyorum baştan söyleyeyim dedim: IMF olayı tamamen bir göz boyama işi, şu an IMF'den çok daha tehlikeli kurumları çok daha fazla para borçluyuz. Dış borcumuzun oranı %40 Kamu ve %60 Özel Sektör civarında. Kamu borçlarının oranı düşmesine rağmen reel para miktarı olarak borç artmış durumda. Özel Sektör ise pamuk ipliğine bağlı. Bu ipliğin de kopmamasının ve RTE'nin böyle mal saçma sapan işlere girdikten sonra bile ülkenin batmamasının tek sebebi de Mehmet Şimşek denilen İktisat uzmanı. Daha detaylı olarak bir ara yüz yüze de anlatırım ama olay böyle dedikleri gibi değil yani.

Büyüme konusunda ise valla anlatamayacağım da Gini Katsayısı denilen bir halt var. Bunun iktisatta uygulamalı hali Lorenz Eğrisi. Kısaca bu eğri gelir dağılımı eşitliğini ölçüyor. Bizde hiç eşit değil. Büyüme denilen kavram reel GSYİH'nin artmasıdır. Ancak bu artışın "nereye" gittiği, toplumsal refaha dönüşüp dönüşmediği ile ilgilenilmez. Ama eğer bir ülkede yıllara bağlı Lorenz Eğrisi dış bükeyleşiyorken büyüme artıyorsa bunun yorumu şudur: "Sadece belli bir kesim zenginleşmektedir. Gelir adil dağılmamaktadır." Yani büyüyoruz ama halkın refahı artmıyor.

Gaz konusuna gelince: Nerede bizim ayıbımız? Polis adam gibi kullanamıyor ki gazı. Canı sıkıldıkça atıyor. O gazın amacı "area denial"dır. Yani belli bir alana girişi/alandan geçişi engellemek. Ancak sık kullanılırsa şöyle bir durum oluşur: Hem önüne hem de arkasına yahut kaçış yollarının tümü kaybolan grup ya boğularak ölür/yaralanır ya da karşılık verir. Zaten bu kaçamayacak hale gelmenin sonuçları Sun Tzu'dan beri bilinen bir gerçek. Bir gün bizim apaçi polislerimiz de öğrenecek. Fişek kullanımı dengesiz. Su kullanımı dengesiz. Joplasalar demişsin. Keşke joplasa. Beni joplayınca ileride çocuğum kanser olmuyor. Ama biber gazında oluyor. Zararsız dediler ama yalan. Dünya üzerinde biber gazının zararsız olduğunu kanıtlayan tek bir saygıdeğer çalışma yok.

Marjinaller neredeydi demişsin: Yaşlı "marjinaller" o sırada dayak yiyordu. Cümlenin nesnesi onlar zaten. Tipi beğenilmeyenler. Genç marjinaller de anaokulundaydı. Kürt "marjinaller" ise zorla bok yemekle meşguldü.

Ayrıca o sırada karşı çıkılamaması/çıkılmaması başka bir zamanda karşı çıkılamayacağı anlamına gelmez. Böyle bir argümantasyon en iyi ihtimalle tu quoque en kötü ihtimalle de demagojidir.

O yazına da ben cevap attıydım. Dediğimi farklı kelimelerle tekrar edeyim: "Protesto hakkı anayasal bir hakkın da ötesinde bir insan hakkıdır. Protesto hakkı ifade özgürlüğünün ve düşünce özgürlüğünün bir parçasıdir. Ve buna karşı bir yasa çıkartıp insanları bu yasaya göre yargılayan hükümetlere/devletlere de Lahey yolu gözükmüştür. Ki bu yasayla birini yargılayıp iç hukukda mahkum ettirseniz dahi dava AİHM'e gittiğinde davalı leyhinde sonuçlanır ve ülke tazminata mahkum olur. Zaten senelerdir olan da bu. Türkiye de AİHM mahkumiyetinde zirveye oynayan bir ülke."

Ayrıca bizim gibi aksatanlar yok argümanın da çok boş...
ABD: WALL STREET KAPANDI. Bizimkine yakın tek bir olay bile olmadı.
Yunanistan: Ülke felç oldu.
İspanya: Ülke felç oldu. Hükümet istifa etti.
İtalya: Hükümet düştü.
İrlanda: Açıklamam bile gerekmiyor sanırım bunu.
Portekiz: Parlamento'nun önünde ateş yaktıkları bir an bile vardı galiba bunların. Bayağı feci bir protesto dönmüştü. Ama ilgilenemediğim için hakkında tam bilgim yok.

Ayrıca RTE'nin söyleminde bir başbakan da bu ülkede hiç olmadı. Varsa yaz, bilelim. Beyefendi'nin hapsi, dünyanın en rahat hapis hayatıydı. 3 ay mı ne kaldığı hapishanede krallar gibi yaşatıldı. Çıkınca da kendi grubu içerisinde feci bir prestij sahibi oldu.

Bir de arada Alman Polisi'ne laf gelmiş. Bilmesem "aynen" diyecektim. Alman Polisi dünyanın en disiplinli ve en halkına saygılı polisidir. Aksi yönde bir vukuatın düzenli olarak tekrarlandığını gösteren kanıtlı bir argüman gelmedikçe de durum değişmeyecektir.

@E0nwe
Kesinlikle katılıyorum, hayatımda ilk defa kendimi bu kadar güvende hissettim. Herkes kardeşim gibi, bir şey olsa biliyorum herkes yardım edecek. İnsanlar birbirlerine gülümsüyor, birbirlerinin gözünün içine bakıyor. Çok güzel bir atmosfer var.

Eskiden anlamazdım futbol takımlarına bu kadar bağlı olanları, her maçına gidenleri vs... Demek bunun gibi bir atmosfer oluyormuş oralardada.

@Faust13
Abi senin mesajlara otomatik olarak teşekkür eden bir program yazmaya karar verdim

@faint otomatik olarak okuyan bir şey de yaparsan çok makbule geçer asdafasfa

@Faust

Senin her yazdığına körü körüne bağlanan/inanan arkadaşlarımı da anlayamıyorum. Başından beri kabul ederim bilgi seviyen ve hafızan oldukça üst düzeydir. Ama IMF'den daha tehlikeli olanları da yazabilir misin?

Özellikle borcun en yoğun olduğu dönem 2000'lerin başlarını ele alalım. Ülke her an kriz halindeydi. Türkiye'ye sürekli IMF heyetleri geliyor ve tüm Türkiye'ye piyasası bu gelişmelere yön buluyordu. Şimdi bu durumlar devam mı ediyor peki? IMF bir hiç ya hani, unutulmuş ya o zamanlar...

23 milyar dolarlık bir borç zamanında bu hukümet olaya dahil oldu.
Cumhuriyet tarihinde ilk defa sağlık ve eğitim harcamaları askeri harcamaların üzerine çıkarıldı, fakir kesim desteklendi.
Bütçe ağırlığının milli gelire oranı %24'den %1.5'a, kamu borçlarının milli gelire oranı %94'den %36'ya çekildi.
Şuna dikkat et Faust, toplam borç ile toplam borç yükü arasındaki farka.

Toplam borç arttı mı? Arttı.
Peki, toplam dış borçların milli gelire oranına ne oldu? %56.2'den %42.8'e geriledi. GSMH arttı mı? ARTTI.

...


Lorenz Eğrisi ve Gini katsayıları, sayende bunları araştırdım ve öğrendim. Eğer açı 45 derece olursa toplumda geril dağılımı mükemmel olur eyvallah. Gini katsayısı ile bununla özdeş olarak 0-1 arasında değer alıyor ve bu değer ne kadar düşük olursa gelir dağılımı eşitsizliği o kadar alçalıyor.
Bu da tamam.
Peki senin dediğin dışbükeylik kavramı nerede? Türkiye ne zaman 0,25 lerde gini katsayısına sahip olmuş?
2002'de 0,44 olan bu katsayı 2012'de 0,41'e gerilemiş. Demiyorum ki mükemmel bir gelişme lakin dediğinin aksine gelir dağılımı adilleşmiştir!

....


Gaz bombası kullanımının bir açısı vardır. Ben zaten demedim mi gerizekalı polisler var, bunların yaptıklarını tüm polise mâl etmektense, hümanist bir şekilde olaya yaklaşmak gerektiğini dile getirdim. Kafaya sıkan şerefsizleri korumuyorum, kim korur ki? Gerçi onların da var koruyanları "oh olsun" diyenleri.
Ama sen de güzel sıkıyorsun be Işkın'cım. Biber gazından kimsenin çocuğu kanser olmaz merak etme. Ya da biber gazındaki kanser riski yediğin fındıktaki kanser riskinden daha azdır bana güven
Ama kalkıp da gazı saatlerce gözüne sıkarsın, astım hastasını bununla boğarsan, dokunsan titreyecek bir yaşlıya sıkarsan ölüm-kör olma gibi bir şey olabilir ona karışamam. Çünkü o mantıkla yaklaşırsak makata soda şisesi sokmak da ölüm sebebi, ama soda şisesi kanser yapmıyor değil mi?

...

Marjinaller evet. Bırak şimdi o zamanın anaokulluları bizdik şimdi genç olduk lafını. O zaman genç yok muydu. Bu nasıl bir jenerasyon böyle:D Tabii ki bu denli korunulmadı halk, kim sahip çıktı sokakta "kürt olduğu için "dayak yiyen bir kürde? Dediğim gibi bencillikten doğan bir vaka, insanın fıtratında var olan yardımsever-kardeşliğe dönüştü. Heralde onca insan aynı amaçla yola çıkınca birbirlerine güvenir.

Ama bir insan dönüp de geçmişine bakmalıdır değil mi? Argümanı yanlış bulmuyorum açıkçası, halk aynı halk. Bi dakika şimdi düşündüm de o zamanlarda da sosyal medya kullanımı yaygın olsaydı şu an hukümete olan öfkesinden yakıp yıkanlar bundan 20 yıl öncesinde de aynı şekilde kardeşlerini korurlardı Pardon.


...

EN ÖNEMLİSİ: WALL STREET


Hehe. Oradaki toplum gibi değil mi bizim eylemci kardeşlerimiz de:)
Ne bir taş atan, ne bir sapanla kuş avlayan, ne ortalığı kırıp geçen insanlar vardı orada.
İşin komik yanı ise trafiği kapatan insanların amerikan polisi olması Halkı kuşatmaya alıp tutuklarken hepsinin kolkola girip bir dayanışma içinde olması gerçek eylemdir!

Bizim yaptığımız gibi "sıksana lan sıksana" değil.

Tek bir polis eylemcilerin üzerine yürüdüğünde 50 tanesi de ona zarar vermez, aynı şekilde tek bir marine 30 polise karşı dayılık yapar ve hiçbir polis ona karşı gelmez.

Bizde böyle bir düzen mi var? Hayır. Sen bizim burada birini tutuklarken neler yaşanır iyi biliyorsundur.


...


Eh, onun kral gibi hapis hayatı yaşamış olması hiç mi hiç batmıyor. ŞİİR okuduğu için hapse girmiş birini adam öldüren biriyle bir tutamam. Çok ciddiyim isterse sülaleme sövsün biri, ben hapishanede ne kadar ve nasıl yatacağıyla ilgilenmem. Zaten 10 ay ceza almıştı, hocası Erbakan desteğiyle bu süreç hızlandı, maküldür.

...

Alman Polisi iyidir kanka
Adamlar tank Ve oldukça saygılı Polizei ALL HEIL!

[Bağlantı]






Son olarak, eminim ki mükemmel cevaplar vereceksindir bu mesaja da Faust, o yüzden ben burada pes ediyorum

her şeyde bu kadar çabuk pes edip beni deli etmesene çocuk

Sen de yazının tamamını okusana üşengeçliği bırakıp

Adamın bilgisi fazla, benim bildiklerim onunkiler yanında hiçbir şey. Gerçekten.
Arkası da sağlam, teşekkürü falan bol. Yarın öbür gün bi yamuk yapsam, zaten sürünen ayaklarımı bırak kaydırmayı keserler.