Taksim Gezi Parkı Eylemi Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 32, 33, 34 ... 55, 56, 57, Sonraki |
Yazar
Mesaj
08 Hzr 2013 18:33

IMF bize anlatıldığı gibi öcü değildir. Asla bir ülkenin ekonomisini komple çökertmez. Amacı ülkelerin liberal piyasaya entegre olarak serbest küresel ticarete girişmesidir. Ne kadar işlediği tartışmalıdır. Bazı ülkelerde feci kalkınmalara ön ayak olmuştur, bazı ülkelerde ise ülkenin başarısız özel sektörünü serbest rekabete karşı koruyamamasından ötürü fiyaskoyla sonuçlanmıştır.
IMF'den tehlikeli olan kuruluşlar şunlardır: Bankalar, başka ülkelerin merkez bankaları, Devasa Uluslararası şirketler. Özetle bir devlete borç verebilecek sermayeye sahip herkes.
Japonya mesela şu an elinde bulundurduğu yüksek ABD tahvilleri sayesinde ABD'ye karşı kafasına göre hareket edebiliyor. Çin'in yükselişinin ardında da yine bu şekilde altına girilmiş bir dış borç yatıyor. Özetle IMF bir ülkeyi tehdit etmez. IMF gidip de dünya piyasasında yeri olan bir ülkeyi iflas ettirmez. Ancak diğer her kuruluş için öncelikli olan kendi karlarıdır. Seçim yapması gerekirse kendini seçer ya da bir A ülkesinin batması/darboğaza girmesi ileride kendisine bir kar getirecekse gözünü bile kırpmaz.
Borç oranları azalırken devletin kamudaki hizmetinin de azaldığına hiç dikkat etmemişsin. Yani devlet aslında eskiye göre daha az hizmette bulunduğu için, devletin hizmette bulunmak amacıyla borç aldığı sermayeyi artık özel sektör alıyor.
GSMH'nin değil GSYİH'nin artması daha önemlidir. Ayrıca GSYİH kısa vadeli fonlar nedeniyle şişme yapabilen bir olgudur. Bunun dışında asıl sıkıntı GSYİH'in kimlerin elinde arttığıdır. Eğer GSYİH'yi arttıran üretim faktörleri aslen faizler aleyhlerine işlemeye başladığı anda ülkeyi terk edecek olan yabancı fonların elindeyse o zaman çok ciddi bir sıkıntı var demektir.
-------------------------------------
Gini katsayısının hesabına gelince: TUİK'ten alınma hiç bir bilgiye inanma. Hükümetin kurumu. Enflasyonu nasıl hesapladıklarını da biliyoruz. Ancak dediğin gibi/dedikleri gibi bir azalma olmuş dahi olsa bu azalmanın oranı büyüme oranı ile yakın olmadığı için yine bir şey değişmiyor.
İstatistik yanlış kullanımla isteyene istediğini bulmasını sağlayan bir bilimdir. En basit örnek: Leylek sayısı ve Doğum oranları arasında korelasyon %99'dur. Bunu hesaplayan Reyiz(Granger olabilir ama emin olamadım şimdi adından bilen varsa söylesin) "istatistik hesaplarında doğru veriler alınmazsa böyle sonuçlara varılır" demiştir.
------------------------------------------
Devletin verdiği hizmetler: Alınan vergilerin artması ile finanse ediliyorlar. Oranları değişti, doğrudur. Ancak bu "işi olmayan adamdan yüzlerce TL isteyen devlet"i aklamıyor. Özetle devlet sistemin karsız olanlarını özel sektöre attı. Özel sektör buraları karlılaştırmaya başlayınca da fiyatları arttıracak ve ciğerimizi sökecek. Karlılaşana kadar da kısa vadeli borç alacak.
Devlet ise özelleştiremediği belli sektörlerde aşırı vergilendirme ile halkın üzerine biniyor. "Kar etmeyen devlet kurumu" lafı ortaya çıktı. Devletin işi kar etmek değil refah seviyesini yükseltmektir.
----------------------------------------
2001 Krizi ve nedenleri:
Krizin asıl nedeni bankacılık sektörü ve yabancı sermaye bağımlılığıydı. Bankacılık sektörü nispeten düzeltildi. Hala eksikleri var ve her bakanlar kurulunda Mehmet Şimşek çok eminim ki deliler gibi bağırıyordur bu konuda. Zaten şu hükümette en saygı duyduğum adamdır kendisi. Ancak yabancı sermaye bağımlılığı hala sürüyor. Ki bugün hangi saygıdeğer iktisatçıya sorsanız 2001 krizinin her şekilde geleceğini söyleyecektir.
----------------------------------------
Borcun ödenebilirliği:
Bu konuda hem doğrun hem de yanlışın var.
Doğrun: Şu an ülke borçlarını ödeyebilecek kapasitede. Yani borç yükü azaldı.
Yanlışın: Bu azalan borç yükü sadece ve sadece yabancı sermaye kısa vadeli fonlarını Türkiye'de tutmaya devam ederek bu fonları uzun vadeli fon olarak kullanmamıza olanak sağladığı sürece geçerli. Yani A sermayesi gittiği an bir B sermayesi gelmezse sıkıntı başlıyor.
------------------------------------------
Borçların ödenmesi konusunda potansiyel sorunlar:
Farklı borçluların aynı anda alacak talep etmesi. IMF'nin aksine borç yapılandırmak gibi bir zorunlulukları olmayan kuruluşlar(Yabancı ülke MB'leri, Uluslararası Şirketler ve Bankalar)
Sermaye'nin ülkeyi terk etmesi
Bir doğal afetin ülkenin "üretken" kısmını vurması.
Bir savaş çıkması
Uluslararası piyasada çok büyük bir değişiklik yaşanması. ÖR: Batmak için çok büyük olan bir firmanın batması.
------------------------------------------
Biber Gazı ve Kanser Riski:
Valla eğer sen 30 sene sonradan gelmiyorsan bunun hakkında kesin konuşamazsın
ABD de zamanında Agent Orange için aynısını demişti. Sonuçlarını gördük.
Ayrıca CS ve CR gazlarının(bize atılan zımbırtılar) kansere yol açabileceği konusunda ciddi şüpheler var.
Ben atmıyorum yani internete de yazsan gidip TTB ile de konuşsan ulaşacağın sonuç "evet böyle bir ihtimal var" olacaktır.
Ayrıca akıl var mantık var benz-(kimysal belirteci-en/ol/yl vs) içeren her hangi bir maddenin aşırı miktarlarda solunması kesinlikle ve kesinlikle sağlığa zararlıdır. Emin ol herkes aşırı miktarlarda soludu
---------------------------------------------
Eylemler ilk günlerinde zaten Wall Street gibiydi. Millet Park'ta çadır kurmuş kitap okuyordu. Polisin aşırı müdahalesinden sonra ipler koptu. Emin ol Amerika'da öyle bir müdahalede bulunulsaydı saniyesinde tüm kongre ayaklanırdı. Tüm sorumlular da bir daha mahalle muhtarı bile olamazdı.
Bizde olayların değişik olmasının sebebi halkın polisten korkması ve polisin eğitimsizliği. Daha doğrusu halk yargıdan korkuyor, polis alsa bir daha normal hayatına dönemeyeceğini düşünüyor.
-----------------------------------------------
Okuduğu şiirin sözlerini ve okunma amacını bilsen... Bu ülke öyle şiirlerin ardından basılan mahalleler ve yanan aydınlar gördü. Ki orada yaptığı tam da buydu. Halkı nefret ve dinsel ayrımcılık ile kışkırtıyordu. Yine de bana sorarsan böyle bir bedel ödemesi doğru değildi. Tabii kendisi böyle düşünmüyor olsa gerek çünkü ilgili maddeleri bir kere bile değiştirmeye kalkmadığı gibi şimdi de aynı maddelerle kendisine karşı gelenleri yargılıyor.
-------------------------------------------------
Yuh olm bunları nerelerden toplamışlar?
Benim senelerdir Almanya'da yaşayan 100'e yakın arkadaşım var. Kendim de gittim çok kez. Bir kere bile başıma böyle bir şey gelmedi, birinin başına geldiğini de duymadım. Gerçi tabii bunları yapanlara ne olduğu da önemli. Belki de komple meslekten men edildiler.
Acaba Bavyera'dan falan mı bunlar? Neyse vay anasını sayın seyirciler diyorum. Demek ki ben ucuz kurtulmuşum bu abilere sarhoş atarı yaparken. Fiske bile atmamışlardı bana.
--------------------------------------------------
Şaka/geyik kısmı:
Beyler hepimiz Torucon'a Khal Drogo olarak gidelim orjinalliği kalmasın nasıl fikir?
Yok olm burada mutlu mutlu tartışıyoruz, fikir paylaşıyoruz ne ayak kaydırması
IMF'den tehlikeli olan kuruluşlar şunlardır: Bankalar, başka ülkelerin merkez bankaları, Devasa Uluslararası şirketler. Özetle bir devlete borç verebilecek sermayeye sahip herkes.
Japonya mesela şu an elinde bulundurduğu yüksek ABD tahvilleri sayesinde ABD'ye karşı kafasına göre hareket edebiliyor. Çin'in yükselişinin ardında da yine bu şekilde altına girilmiş bir dış borç yatıyor. Özetle IMF bir ülkeyi tehdit etmez. IMF gidip de dünya piyasasında yeri olan bir ülkeyi iflas ettirmez. Ancak diğer her kuruluş için öncelikli olan kendi karlarıdır. Seçim yapması gerekirse kendini seçer ya da bir A ülkesinin batması/darboğaza girmesi ileride kendisine bir kar getirecekse gözünü bile kırpmaz.
Borç oranları azalırken devletin kamudaki hizmetinin de azaldığına hiç dikkat etmemişsin. Yani devlet aslında eskiye göre daha az hizmette bulunduğu için, devletin hizmette bulunmak amacıyla borç aldığı sermayeyi artık özel sektör alıyor.
GSMH'nin değil GSYİH'nin artması daha önemlidir. Ayrıca GSYİH kısa vadeli fonlar nedeniyle şişme yapabilen bir olgudur. Bunun dışında asıl sıkıntı GSYİH'in kimlerin elinde arttığıdır. Eğer GSYİH'yi arttıran üretim faktörleri aslen faizler aleyhlerine işlemeye başladığı anda ülkeyi terk edecek olan yabancı fonların elindeyse o zaman çok ciddi bir sıkıntı var demektir.
-------------------------------------
Gini katsayısının hesabına gelince: TUİK'ten alınma hiç bir bilgiye inanma. Hükümetin kurumu. Enflasyonu nasıl hesapladıklarını da biliyoruz. Ancak dediğin gibi/dedikleri gibi bir azalma olmuş dahi olsa bu azalmanın oranı büyüme oranı ile yakın olmadığı için yine bir şey değişmiyor.
İstatistik yanlış kullanımla isteyene istediğini bulmasını sağlayan bir bilimdir. En basit örnek: Leylek sayısı ve Doğum oranları arasında korelasyon %99'dur. Bunu hesaplayan Reyiz(Granger olabilir ama emin olamadım şimdi adından bilen varsa söylesin) "istatistik hesaplarında doğru veriler alınmazsa böyle sonuçlara varılır" demiştir.
------------------------------------------
Devletin verdiği hizmetler: Alınan vergilerin artması ile finanse ediliyorlar. Oranları değişti, doğrudur. Ancak bu "işi olmayan adamdan yüzlerce TL isteyen devlet"i aklamıyor. Özetle devlet sistemin karsız olanlarını özel sektöre attı. Özel sektör buraları karlılaştırmaya başlayınca da fiyatları arttıracak ve ciğerimizi sökecek. Karlılaşana kadar da kısa vadeli borç alacak.
Devlet ise özelleştiremediği belli sektörlerde aşırı vergilendirme ile halkın üzerine biniyor. "Kar etmeyen devlet kurumu" lafı ortaya çıktı. Devletin işi kar etmek değil refah seviyesini yükseltmektir.
----------------------------------------
2001 Krizi ve nedenleri:
Krizin asıl nedeni bankacılık sektörü ve yabancı sermaye bağımlılığıydı. Bankacılık sektörü nispeten düzeltildi. Hala eksikleri var ve her bakanlar kurulunda Mehmet Şimşek çok eminim ki deliler gibi bağırıyordur bu konuda. Zaten şu hükümette en saygı duyduğum adamdır kendisi. Ancak yabancı sermaye bağımlılığı hala sürüyor. Ki bugün hangi saygıdeğer iktisatçıya sorsanız 2001 krizinin her şekilde geleceğini söyleyecektir.
----------------------------------------
Borcun ödenebilirliği:
Bu konuda hem doğrun hem de yanlışın var.
Doğrun: Şu an ülke borçlarını ödeyebilecek kapasitede. Yani borç yükü azaldı.
Yanlışın: Bu azalan borç yükü sadece ve sadece yabancı sermaye kısa vadeli fonlarını Türkiye'de tutmaya devam ederek bu fonları uzun vadeli fon olarak kullanmamıza olanak sağladığı sürece geçerli. Yani A sermayesi gittiği an bir B sermayesi gelmezse sıkıntı başlıyor.
------------------------------------------
Borçların ödenmesi konusunda potansiyel sorunlar:
Farklı borçluların aynı anda alacak talep etmesi. IMF'nin aksine borç yapılandırmak gibi bir zorunlulukları olmayan kuruluşlar(Yabancı ülke MB'leri, Uluslararası Şirketler ve Bankalar)
Sermaye'nin ülkeyi terk etmesi
Bir doğal afetin ülkenin "üretken" kısmını vurması.
Bir savaş çıkması
Uluslararası piyasada çok büyük bir değişiklik yaşanması. ÖR: Batmak için çok büyük olan bir firmanın batması.
------------------------------------------
Biber Gazı ve Kanser Riski:
Valla eğer sen 30 sene sonradan gelmiyorsan bunun hakkında kesin konuşamazsın

ABD de zamanında Agent Orange için aynısını demişti. Sonuçlarını gördük.
Ayrıca CS ve CR gazlarının(bize atılan zımbırtılar) kansere yol açabileceği konusunda ciddi şüpheler var.
Ben atmıyorum yani internete de yazsan gidip TTB ile de konuşsan ulaşacağın sonuç "evet böyle bir ihtimal var" olacaktır.
Ayrıca akıl var mantık var benz-(kimysal belirteci-en/ol/yl vs) içeren her hangi bir maddenin aşırı miktarlarda solunması kesinlikle ve kesinlikle sağlığa zararlıdır. Emin ol herkes aşırı miktarlarda soludu

---------------------------------------------
Eylemler ilk günlerinde zaten Wall Street gibiydi. Millet Park'ta çadır kurmuş kitap okuyordu. Polisin aşırı müdahalesinden sonra ipler koptu. Emin ol Amerika'da öyle bir müdahalede bulunulsaydı saniyesinde tüm kongre ayaklanırdı. Tüm sorumlular da bir daha mahalle muhtarı bile olamazdı.
Bizde olayların değişik olmasının sebebi halkın polisten korkması ve polisin eğitimsizliği. Daha doğrusu halk yargıdan korkuyor, polis alsa bir daha normal hayatına dönemeyeceğini düşünüyor.
-----------------------------------------------
Okuduğu şiirin sözlerini ve okunma amacını bilsen... Bu ülke öyle şiirlerin ardından basılan mahalleler ve yanan aydınlar gördü. Ki orada yaptığı tam da buydu. Halkı nefret ve dinsel ayrımcılık ile kışkırtıyordu. Yine de bana sorarsan böyle bir bedel ödemesi doğru değildi. Tabii kendisi böyle düşünmüyor olsa gerek çünkü ilgili maddeleri bir kere bile değiştirmeye kalkmadığı gibi şimdi de aynı maddelerle kendisine karşı gelenleri yargılıyor.
-------------------------------------------------
Yuh olm bunları nerelerden toplamışlar?
Benim senelerdir Almanya'da yaşayan 100'e yakın arkadaşım var. Kendim de gittim çok kez. Bir kere bile başıma böyle bir şey gelmedi, birinin başına geldiğini de duymadım. Gerçi tabii bunları yapanlara ne olduğu da önemli. Belki de komple meslekten men edildiler.
Acaba Bavyera'dan falan mı bunlar? Neyse vay anasını sayın seyirciler diyorum. Demek ki ben ucuz kurtulmuşum bu abilere sarhoş atarı yaparken. Fiske bile atmamışlardı bana.
--------------------------------------------------
Şaka/geyik kısmı:
Beyler hepimiz Torucon'a Khal Drogo olarak gidelim orjinalliği kalmasın nasıl fikir?
Yok olm burada mutlu mutlu tartışıyoruz, fikir paylaşıyoruz ne ayak kaydırması


Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Faust13

IMF borç konusuna değinmek istiyorum. Yeni dünya düzenine göre artık devletlerin borçlanmasına gerek kalmadı yerine özel sektör borçlanıyor ki bunu geçersek özel sektörümüzün dış borcu her geçen gün artıyor şu an bile çok fazla bunu da geçtim devletin imf yerine getirdiği dış ve iç özel borçlanma koptu gidiyor.
Ekonomi düzeldi, ülke büyüyor mu?
Öncelikle artan milli gelir düzeyinin sebebi(özellikle 2005 sonrası ani artışın) önceden hesaplanan GSMH yerine GSYİH nın hesaplanıyor oluşu. Yani milli gelir hesaplamalarında yurt dışıdaki türklerin yerini yurt için deki yabancılar aldı. Yani o gelirin ne kadarı ülkede kalıyor belli değil. TAbi birde faust un bahsettiği lorenz eğrisi olayı var.
İkinci olarak yapılan özelleştirmeler. Devletin tüm kurumları satılmışken mantıklı olarak gelir artıyor fakat ele yüze bulaştırılan bir özelleştirme görüyoruz bu konuda. Satılan devlet kurumlarının hepsi komik fiyatlarla yabancı şirketlere peşkeş mantığıyla satıldı. Neredeyse tüm şirketler ilk 3 yılda alım maliyetlerini çıkarıp kara geçtiler. Yani üç yıl fiyatına yabancılara satıldı kendi el emeğimiz kurumlar.
Özelleştirmelerde batırılan diğer bir konu tekel konumundaki şirketlerin özelleştirilmesi. Arkadaş sen tekel gücündeki kurumları ö-zel-leş-ti-re-mez-sin. Özelleştirirsen dünyanın en pahallı internetlerinden birini kullanır, elektirik, su ve doğal gaz zammalrına doyamazsın.
Özelleştirmede son olarak milliyetçilik ve devletçilik ilkelerinin yok sayılması konusu. Mustafa Kemal boşu boşuna yabancı şirketlerin elindekileri millileştirmedi. Öncelikli amacı yerli-özel sektör olsada olmayan sermayaden dolayı devletçilik ilkesi uygulanmak zorunda kaldı ki böyle bir eylemde falan borsa çakılmasın, bir ayrancının konuşmaları yüzünden elin adamları tedirgin olmasın diye ama sen özeleştiriken tüm herşeyi yabacılara satarsan türkiye kısa dönemde olsada uzun dönemdeki taklalara doyamaz.
Düşük enflasyon oranı destanı. Komedidir. 2002 yılı ve 2012 yılı et, süt, ekmek, benzin, doğal gaz, su, elektirik, sebze... gibi temel ihtiyaçalrımız olanların fiyatlarını karşılaştırıp askari ücretle oranlarsanız korkunç tabloyu görsünüz. öyle şemsiyeyle, blok fülütle enflasyon hesaplanmaz.
Daha uzatıp eylemlerin neden yapıldığını anlayamayanlara anlatmaya girşecektim ama uzatmak istemedim işte. ben anlamıyorum diyen varsa özelden açıklarım kendisine.
son olarak bu yazıyıda okuyun kısa zaten 2 dknızı almaz. [Bağlantı]
edit: wall street eyleminde biber gazından etkilenen herkese 30.000 dolar tazminat ödendiğini biliyor musunuz?
Ekonomi düzeldi, ülke büyüyor mu?
Öncelikle artan milli gelir düzeyinin sebebi(özellikle 2005 sonrası ani artışın) önceden hesaplanan GSMH yerine GSYİH nın hesaplanıyor oluşu. Yani milli gelir hesaplamalarında yurt dışıdaki türklerin yerini yurt için deki yabancılar aldı. Yani o gelirin ne kadarı ülkede kalıyor belli değil. TAbi birde faust un bahsettiği lorenz eğrisi olayı var.
İkinci olarak yapılan özelleştirmeler. Devletin tüm kurumları satılmışken mantıklı olarak gelir artıyor fakat ele yüze bulaştırılan bir özelleştirme görüyoruz bu konuda. Satılan devlet kurumlarının hepsi komik fiyatlarla yabancı şirketlere peşkeş mantığıyla satıldı. Neredeyse tüm şirketler ilk 3 yılda alım maliyetlerini çıkarıp kara geçtiler. Yani üç yıl fiyatına yabancılara satıldı kendi el emeğimiz kurumlar.
Özelleştirmelerde batırılan diğer bir konu tekel konumundaki şirketlerin özelleştirilmesi. Arkadaş sen tekel gücündeki kurumları ö-zel-leş-ti-re-mez-sin. Özelleştirirsen dünyanın en pahallı internetlerinden birini kullanır, elektirik, su ve doğal gaz zammalrına doyamazsın.
Özelleştirmede son olarak milliyetçilik ve devletçilik ilkelerinin yok sayılması konusu. Mustafa Kemal boşu boşuna yabancı şirketlerin elindekileri millileştirmedi. Öncelikli amacı yerli-özel sektör olsada olmayan sermayaden dolayı devletçilik ilkesi uygulanmak zorunda kaldı ki böyle bir eylemde falan borsa çakılmasın, bir ayrancının konuşmaları yüzünden elin adamları tedirgin olmasın diye ama sen özeleştiriken tüm herşeyi yabacılara satarsan türkiye kısa dönemde olsada uzun dönemdeki taklalara doyamaz.
Düşük enflasyon oranı destanı. Komedidir. 2002 yılı ve 2012 yılı et, süt, ekmek, benzin, doğal gaz, su, elektirik, sebze... gibi temel ihtiyaçalrımız olanların fiyatlarını karşılaştırıp askari ücretle oranlarsanız korkunç tabloyu görsünüz. öyle şemsiyeyle, blok fülütle enflasyon hesaplanmaz.
Daha uzatıp eylemlerin neden yapıldığını anlayamayanlara anlatmaya girşecektim ama uzatmak istemedim işte. ben anlamıyorum diyen varsa özelden açıklarım kendisine.
son olarak bu yazıyıda okuyun kısa zaten 2 dknızı almaz. [Bağlantı]
edit: wall street eyleminde biber gazından etkilenen herkese 30.000 dolar tazminat ödendiğini biliyor musunuz?
Bu mesaja teşekkür edenler (3 kişi): Kawa No Uta, prenses serenity, Shanks
Bu mesaja teşekkür edenler (3 kişi): _proxy_, vivi, Shanks
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Asakura Hao, Trapspringer
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Shanks, Tifa
new york'u sembolize eden bir çok mekan vardır. en önemlilerden biriside, central park'tır. bir belgeselden bu parkın, 1800'lerin ortalarında, manhattan'nın yeniden düzenlenmesi sırasında planlandığını öğrenmiştim. daha o zamanlarda, bir şehrin ortasındaki parkın, ahalisi üzerindeki olumlu etkisi biliniyordu. parkın ortasından geçecek olan yollar bile o zamanlarda planlanıp yapıldı. 70'lerden sonra, uzun zaman, şehrin en tehlikeli bölgesi oldu. new york'un en pahalı arsaları, bu parkı çevreledi. tüm bu sebeplere karşın, ekonomik krizlerde bile bu parkı ranta çevirmeyi kimse düşünmedi. park sınırlarını neredeyse, ilk günkü gibi korumayı başardı.
şehirler sadece binalardan ibaret değildir. bir şehrin değerini tarihi ve çevresi belirler. parkların yeşilliğiyle çevrelenmiş binalar, beton grisiyle olanlardan daha güzeldir. tarihi özelliği olanlarsa, dünya mirasıdır. beyoğlu'da bir dünya mirasıdır. medeni bir ülkede bu değer görülür. büyük avm'lerden oluşan yaralardan sakınılır. tarihi binalar restore ederek, kullanıma açılır. bir çok avrupa ülkesinde yapılan şey budur.
şehirler sadece binalardan ibaret değildir. bir şehrin değerini tarihi ve çevresi belirler. parkların yeşilliğiyle çevrelenmiş binalar, beton grisiyle olanlardan daha güzeldir. tarihi özelliği olanlarsa, dünya mirasıdır. beyoğlu'da bir dünya mirasıdır. medeni bir ülkede bu değer görülür. büyük avm'lerden oluşan yaralardan sakınılır. tarihi binalar restore ederek, kullanıma açılır. bir çok avrupa ülkesinde yapılan şey budur.
Delikanlı Şinigami'ler hollow güçleri kullanmazlar.
Delikanlı Hollow'lar ve Arancar'lar, başka ruhlar ve hollow'ları yemeden güçlenmezler.
Delikanlı Ninja'nın Manifestosu
[Bağlantı]


Delikanlı Hollow'lar ve Arancar'lar, başka ruhlar ve hollow'ları yemeden güçlenmezler.
Delikanlı Ninja'nın Manifestosu
[Bağlantı]


Bu mesaja teşekkür edenler (3 kişi): Kawa No Uta, Faust13, prenses serenity
Itachi yazmış:
ne kadar üşensemde okuyorum yazıların çoğunu zaten


sende haklısın. herkes adına soruyorum o zaman Faust bu genel kültür nerden geliyor böyle dostum? senin bölüm ne ?

ek:bugün izmir çok güzeldi. çadır sayısı gittikçe artıyor. kimsenin pes etmeye niyeti yok









33. sayfa (Toplam 57 sayfa) [ 561 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |