Back to the Future elbetteki. Bilim kurgu adına bir klasik. Zaman yolculuğu paradoksunu ve bu türde bir teknolojinin sonuçları üzerine bilimsel bir yorum getiren, delicesine ve sınırsız bir tatmin veren, bir daha aynı keyfi ve sevgiyi yaşatacak olan bir filim izleyemiyeceğimi hatırlatan yegane seri.



Marty: Sakin olun doktor, ben, benim Marty.
Doc: Hayır bu olamaz ben seni geleceğe yeni gönderdim.
Marty: Evet beni geleceğe geri gönderdiğinizi biliyorum ama ben geri döndüm. Ben gelecekten geri döndüm.

american history x (nazi yanlısı bir adamın uyanışını anlatmaktadır.)
(edward norton =))

Bir süredir sinemaya gidemesemde BenX filmini aklımdan çıkaramıyorum... Uzun zamandır izleyipde ağladığım tek film...

Film de çok zeki ama otistik rahatsızlığı sebebiyle asosyal olan bir gencin yaşamının bir kısmı anlatılıyor. Ben X, Almanca'da "Ben bir HİÇİM" anlamına geliyormuş. "Hiç bir şey" olmanın ne anlama geldiği, nasıl hissettirdiği bundan daha iyi anlatılamaz...

Ben de o film var ama daha izlemedim Ben X izlemek lazım bir an önce aslında

Fight Club

Uzun süre ismine aldandığım, ''Dövüş klubü diye film mi olur lan? Boyuna dövüşen tipler... Pff'' şeklinde düşünerek izlemediğim bir filmdi. Çok yakın arkadaşlarımdan biri zorla izletmese daha da izlemezdim. Filmi basit bir aksiyon filmi olarak değerlendirdiğim için utandım sonunda. Güzel bir film. İzlenmeli, izletilmeli.

aynı izlenimlere bende kalpılmıştım izlemeden ama önyargılı yaklaşmamayı öğrenidm bu filmi izledikten sonra şimdi de herkes şaşırıyor bana böyle bir filmi bir bayan nasıl olurda bu kadar çok sever diye

uzak ara birincilikten beşinciliğe kadar tüm sırayı alan: pedro almadovar- hable con ella,

unlimited versiyonuyla terminator 2: the judgment day - james cameron.
alien quadrilogy içinde ridely scott- alien(directors cut) ve james cameron - aliens.
el labirento del fauno - böyle bir film daha evvel görmedim - del toro. (biraz daha kasarsa hellboy 3 pan ile yarışacak).

anime tarzını bir sinema filmine yansıtmak için yola çıkarak yaptıkları vaçovski biraderlerden the matrix,

elephant man - lynch.
alfred dayının kuşlar'ı
tim burton - batman returns
david fincher - se7en(hele o kütüphanede bach air(BWV 1068) çalmıyor mu, vay anam vay)
alex proyas the crow ve i,robot.
çok severim: oh brother where are thou? (soggy bottom boys...)
müzikal ilgiden dolayı, carlos saura filmleri.
yine müzikal ilgiden ve iflah olmaz ewan mcgregor hastalığından mütevellit: moulin rouge.
ewan demişken star wars ve ryan gosling ile oynadıkları bir level düşük jacob's ladder olan stay, ryan gosling demişken lars and the real girl .
nolan-the prestige ve iflah olunmaz batman hayranlığımı gaz yaptıran dark knight.
band of brothers dizisi ortaklığının bir başka boyutu olan spielberg-tom hanks ikilisi ve saving private ryan. ryan olan matt damon'dan dolay bourne serisi.
sergio leone filmleri ve ilham aldığı akira kurosawa filmleri, özellikle yojimbo,
yahu say say bitmiyor, daha sanat filmlerine( böyle tabiri yiyim bu arada) geçecektim....
neyse yoruldum, sonra.

1.finding neverland
2.yamakasi
3.baader meinhof (<3 müqemmeeeeeeel <3 )

fight club
whatever happened to harold smith?
the breakfast club
...çok var aslında ilk aklıma gelenler bunlar..son zamanlarda da into the wild çok süperdi tekrar izlenesi film..

ayrıca american history x'e de katılıyorum..çok iyiydi.