Black

*Kendinizi pek iyi hissetmiyorsanız kesinlikle izlemeyin, aşırı hüzünlü ve dramatik bir film.

Life of Pi

Abim her ne kadar Oscar'da öyle ön planda olmayı hak eden bi film olmadığını savunsa da beni gayet etkileyen bi yapım oldu.

50/50

Tam seyirlik bir film olmuş. Ne fazla dram, ne de fazla komedi. Tam dozunda bırakılmış. "Josep gordon levitt", son dönem sevdiğim (genç) yetenekli oyunculardan birisi. Burada da rolünün hakkını iyi kotarmış. Çok fazla beklentiye girilmeden izlenilmesi halinde, güzel bir tat bırakacağından eminim.10/7


The Breakfast Club

Her bakımdan birbirleriyle alakasız beş kişinin, farklı sebeplerden dolayı ceza almaları ve cumartesi günü okula gelerek, kendilerini anlatan bir komposizyon yazmaları istenir. Ve böylece bu beş kişinin, daha önce kendilerini okul koridorlarında görseler yollarını çevirecek beş kişinin hikayesi böylece başlar. Bu filmi çok önceden izlemiştim fakat hafıza tazelemek için tekrar izleyesim geldi. Film ilk önceden oyun olarak düşünülmüş fakat sonradan düşük bir bütçe ile böylesi bir kült film ortaya çıkmış. Cidden eski sinemanın tadı bambaşka oluyor.(gerçi o kadar eski değil...) Genel olarak baktığımızda, şimdiki amerikan gençlik filmlerinde anlatılanlar; ''seks, gece hayatı, uyuşturucu, alkol, party" hep bunlardan itbaret. Elle tutulur, ders çıkarılacak yapım sayısı çok az. Böyle oluncada, "The Breakfast Club" gibi filmlere direk atlıyıp, başucumuza koyuyoruz. Filmdeki genç oyuncular özenle ve çok iyi seçilmiş. Karakterlerini oynamıyorlar, resmen "yaşıyorlar." Araya serpiştirilen, amerikan'nın 80'lerde ortalığı yıkan müzikleride "cuk" diye oturmuş. Benim her daim beğendiğim bir yapım oldu ve olacak. 10/9


Closer


İlk önce herkes gibi (şaka lan, belli bi' kesim gibi) bende ''oyuncular çok iyiydi ağa!'' diyeceğim. Konu fazlasıyla klişe gelebilir ama öyle değil. Aldatmayı tek bi' kişi tarafından değil, aldatılan ve aldatan bireylerin tümü tarafından ekrana aktarmış. Karakterlerin hepsi de benim umduğum gibi hareket etmedi. Hepsi de beni şaşırtacak hareketler sergiledi. Olmadık hareketler ile işi bağladı elemanlar. Neyse... En sevdiğim kısımlardan birisi ise; klüpte The Smiths'in ''How Soon Is Now'' adlı şarkısının çaldığı bölümdü. 10/8


The Perks of Being a Wallflower

O yaşları ve o yaşlardaki sorunları anlatan güzelim bir film çıkmış ortaya. Genç oyuncular rollerini-özellikle Ezra Miller- çok iyi kotarmış. Konusuna ''psikolojik sorunları olan bir gencin filmi, fazla abartmamak gerekir" denmiş çeşitli sitelerde. Arkadaş, ne bekliyordun ki? Dünyayı falan mı kurtarsın? Yada kurt adama falan mı dönüşsün. Her neyse... Film de çalan müzikler ise ortama çok iyi gitmiş. Zaten "smiths"i görünce direk filme konsantirasyon pür dikkat oldu.10/8

Everything is Illuminated
Film Amerika'da yaşayan koleksiyon düşkünü bir Yahudi ailesinin kökenini araştırmak için Ukrayna'ya gidişini; oradaki rehberi, rehberinin dedesi ve rehberinin dedesinin köpeği ile çıktığı yolculuğu konu ediniyor. Müzikleri pek bir güzel, bu müzikler eşliğinde hikayeyi anlatımı da; görsellik de şahane. Güzel film, en azından eğlenceli olan ilk yarısı güzel diyebilirim. İkinci yarısında ise hüzne ağırlık verilmeye çalışılmış ancak senaryo pek de iyi bağlanamamış sanki, ilk yarısında oluşturduğu beklentileri ikinci yarısında karşılamayı çok başaramamış diyeyim veya.
Bence: 7/10


Planet of the Apes 2001
Tim Burton gözümde çok ufaldı bu filmle. Ben bunu esas filmin yeniden çevrilmişi sanırdım, meğersem esas filme küfür gibi bir şeymiş yahu. İzlemeyiniz derim, 68 yılı filmini izleyiniz.
3/10


The Godfather
Üçüncü kez izlemiş oldum. Her izlediğimde daha bi' güzel oluyor sanki yav. İlk izlememde sıkılmıştım açıkçası ancak bu sefer üçüncü izleyişim olmasına rağmen on saniyeliğine su içmek için başından kalkacak olduğumda dahi durdurmadan edemedim. Zaten iyi bir filmi en azından iki kez izleyip hakkını vermek gerek derim, son zamanlarda düşüncelerim bu yönde evrildi.
10/10


Snatch.
Yine çok sevdiğim bir film; ikinci izleyişim idi. Çok büyük keyifle izledim. 10/10

Elecktric Children, hostu

Prometheus 5/10

digiturkte verdiler dün, izledim ama fazla beğenmedim hristiyanlığı aşırı övmüşler ._.

Dertli zamanlarımın filmi ya.

Az önce Pulp Fiction'u izledim. İmdb'deki yerini kesinlikle hakediyor.
Şimdi ise Moilin Rouge başlıyorum.

12 Angry Men. Kesinlikle muhteşem bir film herkese tavsiye ediyorum. Film 1957 yapımı.
Şimdi ise Shichinin No Samurai [Seven Samurai] izleyeceğim. Böyle giderse İmdb tüm zamanlar 250 listesini biitireceğim.