İzlenmesi Gereken Filmler Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): BlackLight
Off, Casablanca, Lord of War, Pan's Labyrinth, Blade Runner, Ed Wood, The Unforgiven.... unuttum tabi. Biliyordum unuttuklarım olduğunu. Blade Runner'ı hele nasıl unuttum o apayrı bir soru.
Ayrıca John Lennon'ın rol aldığı "How I Won the War" da tavsiye edilir.
Ayrıca John Lennon'ın rol aldığı "How I Won the War" da tavsiye edilir.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Gama_Sennin
Herkesin yazdıklarını okumadım o yüzden sevdiğim filmleri direk yazayım.
V for Vendetta
Fight Club
Green Street Holigans
A clockwork orange
Harry Potter
Savaş Tanrısı
Matrix
Blade
Daha uzar bu liste.
V for Vendetta
Fight Club
Green Street Holigans
A clockwork orange
Harry Potter
Savaş Tanrısı
Matrix
Blade
Daha uzar bu liste.
pek fazla film izlemişlği olmayan ama izleyecek güzel film arayan biri olarak benim için baya iyi bir konu olmus *-*
izlediklerim arasında buraya yazabileceklerim;
One Flew Over the Cukoo's Nest
V For Vendetta
The Prestige
Fight Club
Lotr
The Shawshank Redemption
The Last Samurai
aklıma bu kadar geldi
izlediklerim arasında buraya yazabileceklerim;
One Flew Over the Cukoo's Nest
V For Vendetta
The Prestige
Fight Club
Lotr
The Shawshank Redemption
The Last Samurai
aklıma bu kadar geldi
Dünyanın en iyi filmi kabul edilen filmlerden seçmece
Öncelikle tartışmasız birinci: Battleship Potemkin/Potemkin Zırhlısı
Montaj ve film düzenleme üzerine teorilerini denediği Eisenstein bu filmle o zamana kadar bilenen sinematografiyi tamamen değiştirmiştir. Ama filmin asıl özelliği dünyanın en başarılı ve en etkileyici propaganda filmi olmasıdır. Öyle ki Joseph Goebbels Potemkin Zırhlısı hakkında "sinemada eşi bulunmayan harikulade bir film... Kesin ve sağlam temelli politik düşüncesi/ideolojisi olmayan insanlar filmi seyrettikten sonra Bolşevik olabilir." demiştir. Buna rağmen filmin Nazi Almanya'sında gösterilmesine izin vermiştir(İngiltere ve Fransa'nın aralarında bulunduğu ülkelerde olmayan bir özgürlükçü yaklaşım ile; bu ülkelerde Potemkin onyıllarca yasaklı bir film olarak kalmıştır.).
Charlie Chaplin'in ikizleri: The Gold Rush ve Modern Times
The Gold Rush Chaplin'in "kendisinin hatırlanmasını istediği" filmidir. Modern Times ise Chaplin'in hatırlandığı filmdir. Her ikisi de düzenin insan üzerindeki etkisini anlatan bu filmlerden özellikle Modern Times(Modern Zamanlar) ekonomi, sosyoloji, siyaset alanları ile ilgilenen herkesin izlemesi gereken, sinema severlerin ise izlemekten zevk alacağı bir filmdir.
Citizen Kane/Yurttaş Kane:
Hollywood'dan çıkmış açık ara en iyi filmdir. Üzerine çok şey yazılabilir, ancak etkilememek için yazmıyorum. Sadece Orson Welles'in basit bir radyo skeciyle yayınlandığı bölgedeki insanları uzaylılarının hakikaten dünyayı işgal etmeye geldiğine inandırdığını belirtiyorum. Düşünün 119 dakikalık bir filmle neler başarmıştır...
Shichinin no Samurai/Seven Samurai/Yedi Samuray:
Akira Kurosawa'nın magnum opusu. Gerek senaryo, gerekse sinematografi alanlarındaki inovatif bir çalışma olmasıyla çoğu klişenin çıkış noktasıdır. Bu nedenle sıklıkla "sinemayı en çok etkilemiş film" olduğu öne sürülür.
Tōkyō Monogatari/Tokyo Story/Tokyo Hikayesi:
Yasujirō Ozu'nun kuşak çatışması, kendi hayatları arasında sıkışmış insanlar ve toplumsal yargılar üzerine çektiği filmi, kendi karakteristik tarzına uygun olarak oldukça ağır tempoludur ve diyaloglarla ilerler. Özellikle kamera kullanımı, açısı tüm film boyunca sadece bir kere hareket etmesi nedeniyle dikkate değerdir.
Greed:
Erich von Stroheim'in şaheseri. Ana teması "çevrenin ve kalıtımın insanların kaderini tayin etmesi ve onları canavarlaştırarak "bête humaines"(Hayvan insan)'a dönüştürmesi"dir.
Mother/Ana:
Maksim Gorki'nin Ana romanının Vsevolod Pudovkin tarafından sinemaya uyarlanmış halidir. Mükemmel bir romanın, çok başarılı bir uyarlamasıdır.
Öncelikle tartışmasız birinci: Battleship Potemkin/Potemkin Zırhlısı
Montaj ve film düzenleme üzerine teorilerini denediği Eisenstein bu filmle o zamana kadar bilenen sinematografiyi tamamen değiştirmiştir. Ama filmin asıl özelliği dünyanın en başarılı ve en etkileyici propaganda filmi olmasıdır. Öyle ki Joseph Goebbels Potemkin Zırhlısı hakkında "sinemada eşi bulunmayan harikulade bir film... Kesin ve sağlam temelli politik düşüncesi/ideolojisi olmayan insanlar filmi seyrettikten sonra Bolşevik olabilir." demiştir. Buna rağmen filmin Nazi Almanya'sında gösterilmesine izin vermiştir(İngiltere ve Fransa'nın aralarında bulunduğu ülkelerde olmayan bir özgürlükçü yaklaşım ile; bu ülkelerde Potemkin onyıllarca yasaklı bir film olarak kalmıştır.).
Charlie Chaplin'in ikizleri: The Gold Rush ve Modern Times
The Gold Rush Chaplin'in "kendisinin hatırlanmasını istediği" filmidir. Modern Times ise Chaplin'in hatırlandığı filmdir. Her ikisi de düzenin insan üzerindeki etkisini anlatan bu filmlerden özellikle Modern Times(Modern Zamanlar) ekonomi, sosyoloji, siyaset alanları ile ilgilenen herkesin izlemesi gereken, sinema severlerin ise izlemekten zevk alacağı bir filmdir.
Citizen Kane/Yurttaş Kane:
Hollywood'dan çıkmış açık ara en iyi filmdir. Üzerine çok şey yazılabilir, ancak etkilememek için yazmıyorum. Sadece Orson Welles'in basit bir radyo skeciyle yayınlandığı bölgedeki insanları uzaylılarının hakikaten dünyayı işgal etmeye geldiğine inandırdığını belirtiyorum. Düşünün 119 dakikalık bir filmle neler başarmıştır...
Shichinin no Samurai/Seven Samurai/Yedi Samuray:
Akira Kurosawa'nın magnum opusu. Gerek senaryo, gerekse sinematografi alanlarındaki inovatif bir çalışma olmasıyla çoğu klişenin çıkış noktasıdır. Bu nedenle sıklıkla "sinemayı en çok etkilemiş film" olduğu öne sürülür.
Tōkyō Monogatari/Tokyo Story/Tokyo Hikayesi:
Yasujirō Ozu'nun kuşak çatışması, kendi hayatları arasında sıkışmış insanlar ve toplumsal yargılar üzerine çektiği filmi, kendi karakteristik tarzına uygun olarak oldukça ağır tempoludur ve diyaloglarla ilerler. Özellikle kamera kullanımı, açısı tüm film boyunca sadece bir kere hareket etmesi nedeniyle dikkate değerdir.
Greed:
Erich von Stroheim'in şaheseri. Ana teması "çevrenin ve kalıtımın insanların kaderini tayin etmesi ve onları canavarlaştırarak "bête humaines"(Hayvan insan)'a dönüştürmesi"dir.
Mother/Ana:
Maksim Gorki'nin Ana romanının Vsevolod Pudovkin tarafından sinemaya uyarlanmış halidir. Mükemmel bir romanın, çok başarılı bir uyarlamasıdır.
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Gama_Sennin, michiru~
_proxy_ yazmış:
Not: izlediğim filmler listesi oradakinden daha uzun. Orada gördüğün, izlemeye değer bulduğum filmlerin bir listesi, ama hep unuttuklarım çıkıyor. Aklımdayken, Ginger Snaps üçlemesi, ömrümde izlediğim tek mükemmel üçlemedir. TEK. Star Wars (esas üçleme) dahil bu ifadeye. Aklınıza gelebilecek her üçleme dahil.
V for Vendetta, film olarak ele alınırsa ortalama bir film. Çizgi romanın adaptasyonu olarak ele alınırsa ise rezalet bir film. Onu izlemek yerine çizgi romanı okumalı bence insan. Keza Watchmen için de aynısı geçerli.
The Dark Knight Rises ömrümde izlediğim en kötü filmlerdendir, bu arada.
Listede unuttuklarım elbet olacak, ki mesela Memento bunlardan bir tanesi, fakat, Leon zaten listede yer alıyor. Tabii ki yer alıyor, ve de. Fakat o liste çok eksik, bunun da farkındayım - unuttuklarım değil, bir türlü izleyemediklerim var.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Asakura Hao
KountSarpadeon yazmış:
Watchmen güzel bir filmdi. GN'si daha iyi ama film de oldukça başarılıydı.
V for Vendetta, çizgi romanının ulaşamayacağı kadar geniş kitlelere ulaştı ve bence filmi çizgi romanından daha kaliteli bir yapımdır.
Hipster Faust: GN'sini film çıkmadan yıllar önce okumuştum. Oldukça etkileyici olmasına karşın asla filmin görsellikle ve sesle kurduğu atmosfere yaklaşamamıştı. Uyarlama filmler arasında en başarılılarındandır.
Dark Knight Rises: Bence de beklentileri karşılamayan bir filmdi. Özellikle Knightfall okumuş insanlar için tatmin ediciliği çok düşüktü. Konunun bölük pörçük olması, çekimdeki donukluk ve TOM HARDY'NİN ANLAŞILMAZ SESİ-BR'de netleştirirler zaten- filmin içine girmeyi zorlaştıran etmenlerden en önemlileriydi. Dark Knight Rises'ın üzerinde Heath Ledger'ın hayaleti süzüldüğü için bu tarz bir filme dönüştüğü kanısındayım. Belki de hayatını feda ederek ulaştığı çizgiye, çok daha tehlikeli bir performans olacak olan Bane'in ve KFBatman'in karakterizasyonunda bilerek ulaşılmadığını düşünüyorum. Yapımcıların, ikisi de method actingin kitabını yazmış olan Tom Hardy ve Christian Bale'in rollerine Ledgervari bir şekilde bürünmelerinin götürüsünün kesinlikle getirilerinden fazla olduğuna karar vermiş olmaları oldukça mümkün.
2. sayfa (Toplam 6 sayfa) [ 53 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |