Guilty Crown Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 |
Yazar
Mesaj
geçenlerde bitirdim ben de animeyi ama pek ısınamadım açıkçası
inori ve shu gibi ana karakterlerden ne kadar sıkıldığımı bir kez daha gördüm. konu da öyle klişe mi dersniz klasik mi dersiniz artk baydı gitti. O shu'nun dengesizlikleri ayrıca sinir bozucuydu. Çizimleri ve müziklerini beğendim geri kalan kısmı ı-ıh

inori ve shu gibi ana karakterlerden ne kadar sıkıldığımı bir kez daha gördüm. konu da öyle klişe mi dersniz klasik mi dersiniz artk baydı gitti. O shu'nun dengesizlikleri ayrıca sinir bozucuydu. Çizimleri ve müziklerini beğendim geri kalan kısmı ı-ıh

Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): panres, Asakura Hao
Daha ilk bölümden yalvardım Allaha. Dedim 'ne olur ışıkla bitmesin ne olur' diye ama yine ışıkla bitti, yine ışıkla.
ama ondan sonra oturmayan taşlar varmış gibi geldi. bir şeyler uyuşmuyomuş gibi. olmamış ordan sonrası.
müzikleri ise çok güzeldi. özellikle ilk 15 bölüm radio havası verdi. parça geçişleri falan çok hoşuma gitti. sanki aksiyonun yaşandığı yerde radio yayını varmış gibiydi.
hayatta affetmeyeceğim bir şey varsa o da ihanettir. ne için olursa olsun.
fakat genel olarak sevdim. aksiyon, aşk, ihtiras, komplo, dram daha ne olsun. keşke sonunuda ışık olmadan güzelce bitirselerdi.
bu iki soruyu nasıl unuturum.
Spoiler:
ama ondan sonra oturmayan taşlar varmış gibi geldi. bir şeyler uyuşmuyomuş gibi. olmamış ordan sonrası.
müzikleri ise çok güzeldi. özellikle ilk 15 bölüm radio havası verdi. parça geçişleri falan çok hoşuma gitti. sanki aksiyonun yaşandığı yerde radio yayını varmış gibiydi.
Spoiler:
hayatta affetmeyeceğim bir şey varsa o da ihanettir. ne için olursa olsun.
fakat genel olarak sevdim. aksiyon, aşk, ihtiras, komplo, dram daha ne olsun. keşke sonunuda ışık olmadan güzelce bitirselerdi.

bu iki soruyu nasıl unuturum.
Spoiler:

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): saim
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): saim


herkesin dediği gibi konu klasikti ama yinede dövüş sahnelerini falan sevdim. Shu gibi ağlak erkek karakterlere sinir oluyorum
ayrıca inori nin bazı dengesiz tavırlarını mirai nikki de ki kıza benzettim ama sonradan aradaki farkı anladım yani bizimkisi isteyerek yapmıyormuş
bunlar dışında çoğu karakterin kolay bir sekilde fikir değiştirmesi de sinir etti. O ne öyle kişiliksiz gibi rüzgarın götürdü yöne sürükleniyorlardi resmen 





İlk dört bölüm itibariyle kötü görünmüyor. Ama yukarıdaki "klasik" yorumları beni gerdi. Neyse, başladık bir kere.
Özellikle 4. bölümü sevdim. Ayrıca Gai iyi bir karakter. Akar.
Avukat kılığına bayıldım.
Özellikle 4. bölümü sevdim. Ayrıca Gai iyi bir karakter. Akar.
Avukat kılığına bayıldım.



Bazı animeler vardır, dönem dönem patlama yapar ancak etkisi havai fişekten hallicedir; kendi sezonunda çekebildiği kadar ilgi çeker, sonra sessizce köşesine çekilir. Onunki bir anlık bir parlamadan başka bir şey değildir.
Bazı animeler ise bomba etkisi yaratır; sadece kendi sezonunun değil her sezonun animesi olur, bir anda kendisini klasikler arasında bulur, gürültüsü kulaklardan uzun süre silinmez.
Shingeki no Kyojin, bu bomba gibi animelerdense Guilty Crown havai fişek animesidir.
GC'nin meşhur olduğu dönemi hatırlıyorum. Neden izlemediğimi hatırlamıyorum ama. Zaman zaman animelerden uzaklaştığım oluyor nedensiz bir şekilde. SnK'yi de yayınlandıktan 6 ay sonra izlemiş insanım neticede.
GC, Oma Şuu'nun hikayesi: Kendisini etrafından soyutlamış, arkadaşlarıyla ilişkisi hep yüzeysel olmuş, kendi yağında kavrulmaya çalışan ama pek bir şey beceremediğinin de farkında olan ezik bir genç.
Ve ezik olan sadece Şuu değil, bütün Japonya aynı durumda. 10 yıl önce bir yılbaşı gecesi yayılan virüs ve gerçekleşen felaket, Japonya'yı başka devletlere bağımlı hale getirmiş.
Bu ezikliğin ortasında Şuu, kendi gizli bahçesine; artık kullanılmayan eski okul binasına döndüğü bir akşamüstü burada şarkılarını dinleyip kendinden geçtiği döneminin idolü İnori ile, birkaç saat içinde de İnori vasıtasıyla güçlü ve karizmatik lider Gai ile tanışacak. Ve bu iki tanışma onun hayatını değiştirecek.
Tabii ki "the ezik gets both da power and da gurl"
Gai'nin olması gereken güç bir şekilde Şuu'nun olacak ve ezikliğini ezip geçmek, yepyeni ve işe yarar biri olmak isteyen Şuu ortamların canına okuyacak....
.....mı acaba?
-----Buraya kadar tanıtımdı. Bundan sonrası spoiler içerir, karışmam.--------------
Şu liseli eziğin bir anda olağanüstü bir güç edinip ortamların canına okuması klişesi bir yana, bu gücü elde eden çocuğun sanki bu güce birkaç dakika önce değil de anasının karnındayken sahip olmuşcasına hemencecik uyum göstermesi, hiç yadırgamaması, hiç hata yapmaması ve eziklikten kahramanlığa bir anda zıplayıvermesi, bütün bunların bir bölümün yarısında oluvermesi.... Allahım, bu klişeden bıkmadı Japonlar.
Şuu'nun hiç sorgulamadan, zorlanmadan, üstelik son derece estetik biçimde bu gücü kullanmaya başlaması beni çok sinirlendirdi. Sen bir evren kuruyorsan, olaylar bu evrendeki mantığa göre yürümeli. Sen kendi evreninin mantığına saygı göstermiyorsun, ey anime ekibi!
Geçelim.
İnori'nin gelgitlerini sevmedim. Bize pasif ve yer yer duygusuz gösterilen kızın bir anda gözü kanlı psikopata dönüşmesi... çk, olmamış. Şuu sayesinde bu kızın sevgiyi, acıyı, üzüntüyü, mutluluğu öğrenmesi; yapay bir bedene sahip olmasına rağmen bir kalbi olduğu fark etmesi, yani gitgide insanlaşması güzel işlenmişti ama bir anda Mirai Nikki'nin o deli kızına dönünce hepimizi şaşırttı. Temelini mi kuramıyorsunuz kendi karakterlerinizin, anlayamıyorum.
Aynı şekilde, Şuu da ne güzel yavaş yavaş öğreniyordu -gücüne hemen ayak uydurması haricinde- Undertakers ile geçinmeyi öğreniyordu, Gai'ye özeniyordu, gücünün farklı yönlerini keşfediyordu ve bu sırada yıllardır "arkadaş" olduğu kişilerle arasında gerçek bağlar kurmaya başlıyordu ki hop! Adamı bir diktatöre çevirdiniz. Tamam, Hare'nin ölümü çok üzücüydü ama gene de Şuu'da böyle bir değişimi gerçekleştirecek kadar da mı büyüktü diye sorarlar adama...
Ayrıca Hare (spoiler'ını daha önce almış olmama rağmen almasaydım da) resmen ölüceeeeem! diye bağırdı bölüm boyunca. Bu kadar belli etmeyin karakterlerin öleceğini yaaa. Sürpriz olsun azıcık. SnK'yı örnek alın bu konuda. Adamlar çat çat öldürüyor, hiç sormuyor duygusal açıdan hazır mısın diye.
Neyse, benim için animenin en kötü karakteri hiç kuşkusuz Yahiro idi. Hem sen kardeşini bahane ederek gizli işlere kalkış, uyuşturucu sat, Şuu'ya yakalanınca önce çocuğu kandır, sonra da polisin kucağına at! Sanki kardeşini çok da seviyormuş gibi! Sonra Şuu senin kardeşinin ölümüne sebep olsun, sen git kendini Şuu'nun kucağına at! Bu kadar seviyormuşsun işte kardeşini! Üstelik Hare'nin ölümünün gerçek sebebini gizleyip Şuu'yu gaza getiren de, onu bir diktatör olmasına neden olan da ve en kötü anda "Ama Şuu, sen çok ileri gittin!" diyerek -sanki ileri gitmesine kendisi sebep olmamış gibi- sırtını ona dönen de Yahiro. Buna rağmen Hare gibi bir melek ölürken bu şeref yoksunu anime sonuna sağ çıkıp bir de "happily ever after" oluyor. Ulan ne şanslı karakterler var anime dünyasında yaaa.
Bu kadar kendi içinde tutarsız insan görmemiştim.
Onu geçtim, Daryl ne ayaktı? Sen psikopatlığın kitabını yaz, babanı delik deşik et, masum insanları süründür, sonra git Undertakers'ın neko-hacker'ına aşık ol. Tamam, bu çocuk adam olacak dediğim anda gitti gene sapıttı, sonra ne oldu? Kötü tarafın tek aklı başında adamcağızı, Daryl'in anime boyunca küçümsediği, aşağıladığı adam Rowan, son anda Daryl'i "sen ikinci bir şansı hak ediyorsun" diye ölümden kurtarsın, onun yerine kendi ölsün. Yok artık deve. Peki bari finalde Daryl hidayete ermiş şekilde gösterilse diyorsunuz, aa, finalde Daryl'in adı bile geçmiyor. Bir karakter yarattınız, hatta uğrunda başka bir karakteri harcadınız, bari arkasında durun. Uyuz oldum.
Animenin yıldızı benim için Souta idi. Seiyuu'sunda da mütevellit ( Sakaguçi Daisuke: Gintama'da Şimura Şinpaçi, Clannad'ta Sunohara ve NHK ni Youkoso'da Yamazaki'yi seslendirmiştir) duyar duymaz sevdim kendisini. İnori'ye aşık olduğu halde Şuu'dan dolayı geri çekilmesi, Şuu ile gerçek bir bağ kuran ilk arkadaş olması (sınıf arkadaşı olan dörtlü içinden) ve void'inin işe yaramadığını düşünüp içten içe dertlenmesi, Şuu tarafından bir kenara atılıp kansere yakalandığında yaşadığı trajedi, işte bu gerçekten güzel yazılmış bir karakterdi. Onunla ilgili hiçbir şey gerçek dışı değildi. Ve Şuu ile aralarının düzeldiği sahnede nasıl ağladım, ama nasıl ağladım! Hare'nin ölümü de final de halt etmiş yanında. Resmen içim kurudu. Benim için bütün animenin en duygusal sahnesiydi.
İşte bir Yahiro'ya bak, bir Souta'ya.
Geçelim.
Gai fazla idealize edilmiş bir elemandı. Tabii ki karizması beni de çarptı ama etkisi geçici oldu. Hele o beyaz saçlı halleri iyice sıktı. "Her şey benim planımın bir parçasıydı" muhabbeti bende geçerliliğini Aizen-sama ile birlikte kaybetti gençler, sorry
Finali ise... Hmmm. Şuu'nun yaşamasını beklemiyordum, orası iyi oldu. Ne bileyim ya, böyle açıklanmayan şeyler üzüyor. Kanser ve bütün voidler nasıl ve neden yok oldu, anlayamadık.
Ayrıca Mana gibi bir gıcığı nasıl yarattınız? İnanamadık.
6,5'tan 7 almış bir anime. Açılış ve kapanışları çok kötü değildi. Görsellik açısından güzeldi. Hele Şuu ile İnori'nin bazı sahneleri ve Şuu'nun dövüşürkenki bazı hareketleri filan, on numaraydı. O kadar.
Bir de ben Aya-nee ile ship'liyorum artık Şuu'yu. Olur mu olur.
Daarth elemanı da açıklanaydı iyiydi. Bak yazdıkça geliyor aklıma, puanını 6'ya mı düşürse napsam...
Son olarak: Arisa, seni bir Bergama tulumsun. Ve de iyi ki geberdin. İçimin yağları eridi hep.
Bazı animeler ise bomba etkisi yaratır; sadece kendi sezonunun değil her sezonun animesi olur, bir anda kendisini klasikler arasında bulur, gürültüsü kulaklardan uzun süre silinmez.
Shingeki no Kyojin, bu bomba gibi animelerdense Guilty Crown havai fişek animesidir.
GC'nin meşhur olduğu dönemi hatırlıyorum. Neden izlemediğimi hatırlamıyorum ama. Zaman zaman animelerden uzaklaştığım oluyor nedensiz bir şekilde. SnK'yi de yayınlandıktan 6 ay sonra izlemiş insanım neticede.
GC, Oma Şuu'nun hikayesi: Kendisini etrafından soyutlamış, arkadaşlarıyla ilişkisi hep yüzeysel olmuş, kendi yağında kavrulmaya çalışan ama pek bir şey beceremediğinin de farkında olan ezik bir genç.
Ve ezik olan sadece Şuu değil, bütün Japonya aynı durumda. 10 yıl önce bir yılbaşı gecesi yayılan virüs ve gerçekleşen felaket, Japonya'yı başka devletlere bağımlı hale getirmiş.
Bu ezikliğin ortasında Şuu, kendi gizli bahçesine; artık kullanılmayan eski okul binasına döndüğü bir akşamüstü burada şarkılarını dinleyip kendinden geçtiği döneminin idolü İnori ile, birkaç saat içinde de İnori vasıtasıyla güçlü ve karizmatik lider Gai ile tanışacak. Ve bu iki tanışma onun hayatını değiştirecek.
Tabii ki "the ezik gets both da power and da gurl"
Gai'nin olması gereken güç bir şekilde Şuu'nun olacak ve ezikliğini ezip geçmek, yepyeni ve işe yarar biri olmak isteyen Şuu ortamların canına okuyacak....
.....mı acaba?
-----Buraya kadar tanıtımdı. Bundan sonrası spoiler içerir, karışmam.--------------
Şu liseli eziğin bir anda olağanüstü bir güç edinip ortamların canına okuması klişesi bir yana, bu gücü elde eden çocuğun sanki bu güce birkaç dakika önce değil de anasının karnındayken sahip olmuşcasına hemencecik uyum göstermesi, hiç yadırgamaması, hiç hata yapmaması ve eziklikten kahramanlığa bir anda zıplayıvermesi, bütün bunların bir bölümün yarısında oluvermesi.... Allahım, bu klişeden bıkmadı Japonlar.
Şuu'nun hiç sorgulamadan, zorlanmadan, üstelik son derece estetik biçimde bu gücü kullanmaya başlaması beni çok sinirlendirdi. Sen bir evren kuruyorsan, olaylar bu evrendeki mantığa göre yürümeli. Sen kendi evreninin mantığına saygı göstermiyorsun, ey anime ekibi!
Geçelim.
İnori'nin gelgitlerini sevmedim. Bize pasif ve yer yer duygusuz gösterilen kızın bir anda gözü kanlı psikopata dönüşmesi... çk, olmamış. Şuu sayesinde bu kızın sevgiyi, acıyı, üzüntüyü, mutluluğu öğrenmesi; yapay bir bedene sahip olmasına rağmen bir kalbi olduğu fark etmesi, yani gitgide insanlaşması güzel işlenmişti ama bir anda Mirai Nikki'nin o deli kızına dönünce hepimizi şaşırttı. Temelini mi kuramıyorsunuz kendi karakterlerinizin, anlayamıyorum.
Aynı şekilde, Şuu da ne güzel yavaş yavaş öğreniyordu -gücüne hemen ayak uydurması haricinde- Undertakers ile geçinmeyi öğreniyordu, Gai'ye özeniyordu, gücünün farklı yönlerini keşfediyordu ve bu sırada yıllardır "arkadaş" olduğu kişilerle arasında gerçek bağlar kurmaya başlıyordu ki hop! Adamı bir diktatöre çevirdiniz. Tamam, Hare'nin ölümü çok üzücüydü ama gene de Şuu'da böyle bir değişimi gerçekleştirecek kadar da mı büyüktü diye sorarlar adama...
Ayrıca Hare (spoiler'ını daha önce almış olmama rağmen almasaydım da) resmen ölüceeeeem! diye bağırdı bölüm boyunca. Bu kadar belli etmeyin karakterlerin öleceğini yaaa. Sürpriz olsun azıcık. SnK'yı örnek alın bu konuda. Adamlar çat çat öldürüyor, hiç sormuyor duygusal açıdan hazır mısın diye.
Neyse, benim için animenin en kötü karakteri hiç kuşkusuz Yahiro idi. Hem sen kardeşini bahane ederek gizli işlere kalkış, uyuşturucu sat, Şuu'ya yakalanınca önce çocuğu kandır, sonra da polisin kucağına at! Sanki kardeşini çok da seviyormuş gibi! Sonra Şuu senin kardeşinin ölümüne sebep olsun, sen git kendini Şuu'nun kucağına at! Bu kadar seviyormuşsun işte kardeşini! Üstelik Hare'nin ölümünün gerçek sebebini gizleyip Şuu'yu gaza getiren de, onu bir diktatör olmasına neden olan da ve en kötü anda "Ama Şuu, sen çok ileri gittin!" diyerek -sanki ileri gitmesine kendisi sebep olmamış gibi- sırtını ona dönen de Yahiro. Buna rağmen Hare gibi bir melek ölürken bu şeref yoksunu anime sonuna sağ çıkıp bir de "happily ever after" oluyor. Ulan ne şanslı karakterler var anime dünyasında yaaa.
Bu kadar kendi içinde tutarsız insan görmemiştim.
Onu geçtim, Daryl ne ayaktı? Sen psikopatlığın kitabını yaz, babanı delik deşik et, masum insanları süründür, sonra git Undertakers'ın neko-hacker'ına aşık ol. Tamam, bu çocuk adam olacak dediğim anda gitti gene sapıttı, sonra ne oldu? Kötü tarafın tek aklı başında adamcağızı, Daryl'in anime boyunca küçümsediği, aşağıladığı adam Rowan, son anda Daryl'i "sen ikinci bir şansı hak ediyorsun" diye ölümden kurtarsın, onun yerine kendi ölsün. Yok artık deve. Peki bari finalde Daryl hidayete ermiş şekilde gösterilse diyorsunuz, aa, finalde Daryl'in adı bile geçmiyor. Bir karakter yarattınız, hatta uğrunda başka bir karakteri harcadınız, bari arkasında durun. Uyuz oldum.
Animenin yıldızı benim için Souta idi. Seiyuu'sunda da mütevellit ( Sakaguçi Daisuke: Gintama'da Şimura Şinpaçi, Clannad'ta Sunohara ve NHK ni Youkoso'da Yamazaki'yi seslendirmiştir) duyar duymaz sevdim kendisini. İnori'ye aşık olduğu halde Şuu'dan dolayı geri çekilmesi, Şuu ile gerçek bir bağ kuran ilk arkadaş olması (sınıf arkadaşı olan dörtlü içinden) ve void'inin işe yaramadığını düşünüp içten içe dertlenmesi, Şuu tarafından bir kenara atılıp kansere yakalandığında yaşadığı trajedi, işte bu gerçekten güzel yazılmış bir karakterdi. Onunla ilgili hiçbir şey gerçek dışı değildi. Ve Şuu ile aralarının düzeldiği sahnede nasıl ağladım, ama nasıl ağladım! Hare'nin ölümü de final de halt etmiş yanında. Resmen içim kurudu. Benim için bütün animenin en duygusal sahnesiydi.
İşte bir Yahiro'ya bak, bir Souta'ya.
Geçelim.
Gai fazla idealize edilmiş bir elemandı. Tabii ki karizması beni de çarptı ama etkisi geçici oldu. Hele o beyaz saçlı halleri iyice sıktı. "Her şey benim planımın bir parçasıydı" muhabbeti bende geçerliliğini Aizen-sama ile birlikte kaybetti gençler, sorry

Finali ise... Hmmm. Şuu'nun yaşamasını beklemiyordum, orası iyi oldu. Ne bileyim ya, böyle açıklanmayan şeyler üzüyor. Kanser ve bütün voidler nasıl ve neden yok oldu, anlayamadık.
Ayrıca Mana gibi bir gıcığı nasıl yarattınız? İnanamadık.
6,5'tan 7 almış bir anime. Açılış ve kapanışları çok kötü değildi. Görsellik açısından güzeldi. Hele Şuu ile İnori'nin bazı sahneleri ve Şuu'nun dövüşürkenki bazı hareketleri filan, on numaraydı. O kadar.
Bir de ben Aya-nee ile ship'liyorum artık Şuu'yu. Olur mu olur.
Daarth elemanı da açıklanaydı iyiydi. Bak yazdıkça geliyor aklıma, puanını 6'ya mı düşürse napsam...
Son olarak: Arisa, seni bir Bergama tulumsun. Ve de iyi ki geberdin. İçimin yağları eridi hep.

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Tuzlu Vanilya
3. sayfa (Toplam 3 sayfa) [ 29 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |