Gungrave Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Vagabond, Lost Control
An itibariyle bitirmiş bulunmaktayım
Gözüme gözüme sokulduğu halde şimdiye dek niye seyretmedim anlamış değilim?
Allahım ağlamak istiyorum ya niye tüm güzel seriler sonunda ağlatıyor arkadaş? bir mafya animesinden bu kadar güzel bir konu beklemiyordum... Mafya alemini çok güzel yansıtmışlar ki 2. bölümden itibaren sanki baba filmini izliyormuşum gibi hissettim. Gerek Lost controlunda benzettiği gibi "big daddy"'nin Don Corleone (Al Pacino)'a benzemesi olsun, gerek baba lakabı olsun tamamiyle o havayı yansıttı. Tek eksiği bilim kurgunun koyulmasıydı. Buna rağmen acaip bağlıyor sizi, zaten brandon karakteri yeter
o kadar tatlı, bi o kadar karizmatik ki hele onun o yufka yürekliliği sizi hemen bağlıyor kendine. Yer yer o kadar çocuksu o kadar masum ki al bağrına bas, hele o sevimli tebessümü yok mu
ama ah brandon ah sonda yüreğimi dağladın be koca oğlan sonunuz böyle olmamalıydı
Ama şu harry varya harry ona bi araba dolusu küfür edesim var
ömrümde bu kadar kancık, hain, hırslı bir herif görmedim. Baştaki o masum hali güç, para ve hırs bir insanı nasıl değiştirdiğinin en güzel örneği oldu. o kadar nefret ettim ki ondan, onu ölümüne piçaklamak istedim
Neyse arkadaşlar harry'ye de nefretimi kustuktan sonra, eğer halen varsa izlemeyen mutlaka zaman kaybetmeden izlesin. Herkese şiddetle tavsiye ederim


Allahım ağlamak istiyorum ya niye tüm güzel seriler sonunda ağlatıyor arkadaş? bir mafya animesinden bu kadar güzel bir konu beklemiyordum... Mafya alemini çok güzel yansıtmışlar ki 2. bölümden itibaren sanki baba filmini izliyormuşum gibi hissettim. Gerek Lost controlunda benzettiği gibi "big daddy"'nin Don Corleone (Al Pacino)'a benzemesi olsun, gerek baba lakabı olsun tamamiyle o havayı yansıttı. Tek eksiği bilim kurgunun koyulmasıydı. Buna rağmen acaip bağlıyor sizi, zaten brandon karakteri yeter



Ama şu harry varya harry ona bi araba dolusu küfür edesim var




Neyse arkadaşlar harry'ye de nefretimi kustuktan sonra, eğer halen varsa izlemeyen mutlaka zaman kaybetmeden izlesin. Herkese şiddetle tavsiye ederim


Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Lost Control, Vagabond
Brandon'dan daha orjinal bir karakter olduğu kesin Harry'nin. Ben severim kendisini



İzlemeyenler spoiler'ı açmasın
İngilizce isim telaffuzları komik BARADDOBAADO Rİİ, BIRANDON HİİTO, HARİ MAKUDOVERU
Çizimlerini de beğenmedim. Türk yapımı piri reis çizgi filmlerine benzettim ara ara.
Son bölümlerde gösterilen eski sahneler de olmasa anime hakkında hissettiklerim sadece nefret duygusuyla kalacaktı. Konuya yazan birkaç kişinin de söylediği gibi, kurgusu başarılı.
Spoiler:
İngilizce isim telaffuzları komik BARADDOBAADO Rİİ, BIRANDON HİİTO, HARİ MAKUDOVERU
Çizimlerini de beğenmedim. Türk yapımı piri reis çizgi filmlerine benzettim ara ara.
Son bölümlerde gösterilen eski sahneler de olmasa anime hakkında hissettiklerim sadece nefret duygusuyla kalacaktı. Konuya yazan birkaç kişinin de söylediği gibi, kurgusu başarılı.

Ben mafya türünü seviyorum. 2004'te başladığım Kurtlar Vadisi'ni 2010'a kadar bıkmadan izledim. Sonra hükumet yalakalığına sardırınca vazgeçmiştim kendisinden. Ama, bilen bilir, Osman Sınav'ın yapımcılığını üstlendiği ilk 50 küsur bölümü inanılmaz güzeldi. Zaten o bölümlerin gazı izletti bana bunca sene. Çakır'ın, Konsey'in, Testere, Pala gibi unutulmaz karakterlerin hatırası izletti.
Film izlemeyi hiç sevmem, Baba serisini çok yarım yamalak izledim ama izlediğim kadarıyla da çok beğendim. Klasiklerdir diye, genel kültürüm olsun diye oturup izlediğim Scarface, Goodfellas ve Casino'yu da çok sevmiştim, içlerinden Goodfellas'ın yeri ayrıdır. İyi filmler. O dönemi ve İtalyan soslu Amerikan mafyası temasını seviyorum.
Animede çok iyi mafya izlemedim henüz, yani şimdilik en iyisi Gungrave sanırım, ondan önce KHR var ama o da çok çocuksu ve filler'ımsı bölümlere sahip, biliyorsunuz. Ama azıcık ciddileştiklerinde tadından yenmiyor, onu da biliyorsunuz.
Bu Gungrave'i sanırım 2008'de ya da 2009'un başlarında bir kanalda izlemiştim, Sinek değildi, bir anime kanalıydı, adını hatırlamıyorum. Ben Death Note'u izleyerek anime dünyasına yeni atılmışım, Avatar The Last Airbender bütün animecileri peşinden sürüklüyor, MTV o sırada Basilisk, Hellsing filan yayınlayıp insanların anime damarını kaşımakla meşgul, hatta ben yine MTV'den Last Exile'ı takip ediyorum, FMA izliyorum ucundan, Bleach'e mi, Naruto'ya mı yoksa One Piece'e mi başlasam diye düşünüyorum durmaksızın (En son izlerim diye düşündüğü Bleach'e başladı) bir de bu dediğim kanaldan Samurai Champloo izliyorum. Samurai Champloo ki Gintama'yla beraber benim şu hayatta ilk beşimdeki yeri asla değişmeyecek iki animeden biridir. Hatta ilk beş demek biraz gerçek dışı oluyor, doğrudan ikinci sırada kendisi, işte böyle bir atmosferde SC'yi beklerken göz attığım bir animeydi Gungrave. Sanki biraz yine göz ucuyla baktığım Hellsing'e mi benziyordu ne? Yarım yamalak bakıyordum ona, özellikle Harry'nin olduğu sahnelere bakıyordum, Harry çok ilgimi çekiyordu, daha da çok Brandon ile olan dostlukları ilgimi çekiyordu. Ama hep yarım yarım, beşer onar dakika.
Son bölümü izlediğimi ve böylesine yarım yarım izlemiş olmama rağmen afedersiniz hayvanlar gibi ağladığımı hatırlıyorum. Bromance nedir bilmiyorum, DN'de L ve Light rekabeti çok ilgimi çekmişti ama o kadar, Sherlock henüz Moffat'ın aklına düşmemiş, benim nerden düşsün, bu kadar az anime bilgisi olan biri için iki erkeğin korkunç şeylerle, ihanetle, ölümle sınanan ve her şeye galip gelen dostluğu kemiklerimi birbirine çarptırdı. O kadar üzdü ki o son bölüm beni, animeyi aklımın en karanlık dehlizlerine hapsettim, yıllarca izlememek için ısrar ettim, hatta plan to watch'uma bile almadım, bekledim, bekledim. Geçen haftaya kadar tam 7 sene bekledim.
Tabii sonra ne dozerler geçti üstümüzden, neler neler ağlattı üzdü bizi, ne bromance'ler gördük... Ama bazı şeylerin sihri demek ki kolay kolay kaybolmuyor.
Geçen hafta kuinşi, çok sevdiği Beelzebub animesi çok dandik bir şekilde bitirilince isyanla plan to watch listesini açtı, birkaç şojo ve josei beğendi, derken bir an durdu, ekrana boş boş baktı ve listede olmayan Gungrave'i açıp oturdu, izledi.
Anime harika. Tabii ki Trigun göndermesini ben de yakaladım
Ama zaten aynı ekibin elinden çıkma olduğu hissediliyor. Müzikleri güzeldi. İlk bölümün anlaşılmazlığından sonra geçmişe dönmesi, sonra tekrar ilk bölümden sahnelerle günümüze dönmesi güzeldi. Karakterler, Allahım, tabii ki güzeldi!
Hiç aklıma gelmezdi, sevginin her türlüsünü, dostluğu, fedakarlığı, aşkı, tutkuyu, bağlılığı en iyi anlatan anime bir josei ya da şojo değil de bir bilimkurgu mafya olsun.
Şu an duygularım o kadar coşkun ki (ahahahah) yazarken dahi gözlerim yaşarıyor. Artık o değişmeyen beşin içinde sanırım Gungrave de var.
Son söz: Dört başı mamur bir anime. Bilim kurgusu insanları azıcık hayal kırıklığına uğratmış geçmişte ama biz anime severler alışığız böyle şeylere. Ama hayatta görüp görebileceğiniz en sağlam, en mükemmel dostluğun ve sevginin her şeklinin işlendiği harika bir anime. Ayrıca zenci bir samuray da var! İzlenmeli, daha bilinen bir anime olmalı, daha iyi yerleri hak ediyor!
Film izlemeyi hiç sevmem, Baba serisini çok yarım yamalak izledim ama izlediğim kadarıyla da çok beğendim. Klasiklerdir diye, genel kültürüm olsun diye oturup izlediğim Scarface, Goodfellas ve Casino'yu da çok sevmiştim, içlerinden Goodfellas'ın yeri ayrıdır. İyi filmler. O dönemi ve İtalyan soslu Amerikan mafyası temasını seviyorum.
Animede çok iyi mafya izlemedim henüz, yani şimdilik en iyisi Gungrave sanırım, ondan önce KHR var ama o da çok çocuksu ve filler'ımsı bölümlere sahip, biliyorsunuz. Ama azıcık ciddileştiklerinde tadından yenmiyor, onu da biliyorsunuz.
Bu Gungrave'i sanırım 2008'de ya da 2009'un başlarında bir kanalda izlemiştim, Sinek değildi, bir anime kanalıydı, adını hatırlamıyorum. Ben Death Note'u izleyerek anime dünyasına yeni atılmışım, Avatar The Last Airbender bütün animecileri peşinden sürüklüyor, MTV o sırada Basilisk, Hellsing filan yayınlayıp insanların anime damarını kaşımakla meşgul, hatta ben yine MTV'den Last Exile'ı takip ediyorum, FMA izliyorum ucundan, Bleach'e mi, Naruto'ya mı yoksa One Piece'e mi başlasam diye düşünüyorum durmaksızın (En son izlerim diye düşündüğü Bleach'e başladı) bir de bu dediğim kanaldan Samurai Champloo izliyorum. Samurai Champloo ki Gintama'yla beraber benim şu hayatta ilk beşimdeki yeri asla değişmeyecek iki animeden biridir. Hatta ilk beş demek biraz gerçek dışı oluyor, doğrudan ikinci sırada kendisi, işte böyle bir atmosferde SC'yi beklerken göz attığım bir animeydi Gungrave. Sanki biraz yine göz ucuyla baktığım Hellsing'e mi benziyordu ne? Yarım yamalak bakıyordum ona, özellikle Harry'nin olduğu sahnelere bakıyordum, Harry çok ilgimi çekiyordu, daha da çok Brandon ile olan dostlukları ilgimi çekiyordu. Ama hep yarım yarım, beşer onar dakika.
Son bölümü izlediğimi ve böylesine yarım yarım izlemiş olmama rağmen afedersiniz hayvanlar gibi ağladığımı hatırlıyorum. Bromance nedir bilmiyorum, DN'de L ve Light rekabeti çok ilgimi çekmişti ama o kadar, Sherlock henüz Moffat'ın aklına düşmemiş, benim nerden düşsün, bu kadar az anime bilgisi olan biri için iki erkeğin korkunç şeylerle, ihanetle, ölümle sınanan ve her şeye galip gelen dostluğu kemiklerimi birbirine çarptırdı. O kadar üzdü ki o son bölüm beni, animeyi aklımın en karanlık dehlizlerine hapsettim, yıllarca izlememek için ısrar ettim, hatta plan to watch'uma bile almadım, bekledim, bekledim. Geçen haftaya kadar tam 7 sene bekledim.
Tabii sonra ne dozerler geçti üstümüzden, neler neler ağlattı üzdü bizi, ne bromance'ler gördük... Ama bazı şeylerin sihri demek ki kolay kolay kaybolmuyor.
Geçen hafta kuinşi, çok sevdiği Beelzebub animesi çok dandik bir şekilde bitirilince isyanla plan to watch listesini açtı, birkaç şojo ve josei beğendi, derken bir an durdu, ekrana boş boş baktı ve listede olmayan Gungrave'i açıp oturdu, izledi.
Anime harika. Tabii ki Trigun göndermesini ben de yakaladım

Hiç aklıma gelmezdi, sevginin her türlüsünü, dostluğu, fedakarlığı, aşkı, tutkuyu, bağlılığı en iyi anlatan anime bir josei ya da şojo değil de bir bilimkurgu mafya olsun.
Spoiler:
Şu an duygularım o kadar coşkun ki (ahahahah) yazarken dahi gözlerim yaşarıyor. Artık o değişmeyen beşin içinde sanırım Gungrave de var.
Son söz: Dört başı mamur bir anime. Bilim kurgusu insanları azıcık hayal kırıklığına uğratmış geçmişte ama biz anime severler alışığız böyle şeylere. Ama hayatta görüp görebileceğiniz en sağlam, en mükemmel dostluğun ve sevginin her şeklinin işlendiği harika bir anime. Ayrıca zenci bir samuray da var! İzlenmeli, daha bilinen bir anime olmalı, daha iyi yerleri hak ediyor!


Geçen yıl izlemiştim bu animeyi. Gerçekten güzel bir animeydi. Yalnızca ilk bölümünü sevememiştim. O da sonunda Brandon'ın neye dönüştüğünü gördüğümüz içindi. Onun dışında bütün bölümleri güzeldi. Ve herkes gibi ben de Brandon denilen karakteri bayağı bir sevdim.

Yıllar önce Maxi TV'de izlediğim muhteşem anime. Yanılmıyorsam izlediğim ilk seinen anime bu seriydi. Brandon Heat karakteri gönlümde taht kurmuştur uzun bir süre. Sonra Byakuya geldi, Shikamaru geldi Law geldi.



-- Aizen Sousuke

2010 yılında izlediğim bir anime. Neredeyse izleyeli 12 yıl olmuş... zaman su gibi akıp geçiyor. Anime, son bölümlerine kadar güzeldi, ama son bölümler de öyle bir saçmaladılar ki, sıvadılar resmen her yeri.
Gene 7 verdim 10 üzerinden MAL'da, çünkü o berbat, uçuk kaçık son bölümler haricinde, tüm dünyaya karşı tek başlarına, bir birine kardeş gibi yakın, birlikte büyüyen iki yetimhane çocuğunun, sokak serseriliği ile başlayıp, yer altı dünyasının basamaklarını tırmanmalarını izlemek ve bu tırmanışın sonundaki büyük ihanet cidden çok iyiydi. O kısımlarda resmen bir Scarface filminden aldığım tadı aldım, çok başarılı. Ama o son bölümler neydi öyle... Böyle saçmalama görmedim ben ömrümde.
Gene 7 verdim 10 üzerinden MAL'da, çünkü o berbat, uçuk kaçık son bölümler haricinde, tüm dünyaya karşı tek başlarına, bir birine kardeş gibi yakın, birlikte büyüyen iki yetimhane çocuğunun, sokak serseriliği ile başlayıp, yer altı dünyasının basamaklarını tırmanmalarını izlemek ve bu tırmanışın sonundaki büyük ihanet cidden çok iyiydi. O kısımlarda resmen bir Scarface filminden aldığım tadı aldım, çok başarılı. Ama o son bölümler neydi öyle... Böyle saçmalama görmedim ben ömrümde.

2. sayfa (Toplam 3 sayfa) [ 21 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |