Monster Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 |
Yazar
Mesaj
Yavaş ileryen bir konu ve boğucu atmosfer ama bu anime olmuş. Nerdeyse her bölümde içim titredi. Her bölümün sonunda bir sonraki bölümü izlemek istedim ama bölümlere elim gitmedi. Ard arda izleyince insan gerçekten animenin atmosferine kapılıyo. Ama böyle günde 3 bölüm şeklinde izleyince tadını çıkararak izlemiş oldum. Hikayenin işlenişi çok başarılı tek eksi yanı 25 dk tamamlamak için bölümleri, sahneleri uzatmak olmuş.
Anime boyunca tahminden kaçının yada tahmin oyunu oynayın ama unutmayın herşey tahmin ettiğiniz gibi giderken öyle bi yerde ters köşeye yatırıyo ki insan şaşıp kalıyor.
edit;
forumda seferberlik başlatalım, izlemeyen kalmasın.
Spoiler:
Anime boyunca tahminden kaçının yada tahmin oyunu oynayın ama unutmayın herşey tahmin ettiğiniz gibi giderken öyle bi yerde ters köşeye yatırıyo ki insan şaşıp kalıyor.
edit;
forumda seferberlik başlatalım, izlemeyen kalmasın.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Gama_Sennin
Saim arkadaşım sağ olsun benim yerime yazmış ama ben onun gibi günde 3 bölüm değil 15 bölüm izlediğimden tadı damağımda kaldı. Her bölüm sonunda diğer bölümü izlemezsem çatlarım modundaydım. Bölümü geçtim bazen bölüm başında o modda olup openingi hep atladım.
Konu çok iyi bir şekilde işlenmiş. Karanlık bir havası ve bölüm sayısının çok olması önyargı oluşturmuştu bende ama önyargının önemsiz olduğunu bir kez daha anladım. Karakterler başarılıydı. Serinin iyi karaterlerini herkes sevmiştir ama Grimmer'i daha çok sevdim. Kötü karakter olarakta Roberto'ya bol bol küfrettim. Resimli kitapların anlatıldığı bölümler çok güzeldi özellikle 37. bölümdeki ''İsmi Olmayan Canavar'' hikayesi. Ayrıca çok çok iyi replikler vardı.
Evet tahminde bulunmayın yoksa benim gibi ağzınız hep açık kalır. İzleyen arkadaşlar dört dörtlük bir anime. Favorilere girdi bile.
Konu çok iyi bir şekilde işlenmiş. Karanlık bir havası ve bölüm sayısının çok olması önyargı oluşturmuştu bende ama önyargının önemsiz olduğunu bir kez daha anladım. Karakterler başarılıydı. Serinin iyi karaterlerini herkes sevmiştir ama Grimmer'i daha çok sevdim. Kötü karakter olarakta Roberto'ya bol bol küfrettim. Resimli kitapların anlatıldığı bölümler çok güzeldi özellikle 37. bölümdeki ''İsmi Olmayan Canavar'' hikayesi. Ayrıca çok çok iyi replikler vardı.
Spoiler:
Evet tahminde bulunmayın yoksa benim gibi ağzınız hep açık kalır. İzleyen arkadaşlar dört dörtlük bir anime. Favorilere girdi bile.
fuatgs
Yaklaşık bir ay önce bitirdiğim muhteşem bir animeydi.
İçinde korku unsuru bulunmayan ancak çoğu sahnesinde olayların doğal akışıyla insanı geren bir seri. Ne yalan söyleyeyim, gerilim türünün hakkını sonuna kadar vermiş bir anime. Bununla beraber olaylarla beraber karakterleriyle de insanı kendine bağlıyor. Pek çok animede filler olaylar ve o olaylarda karşımıza çıkan karakterler yalnızca o bölüm/bölümlere özel kalıyor. Bu seride ise filler bölüm olayı gibi görünen bölümlerdeki her olay ana hikayeye bir şekilde bağlanıyor. Üstelik o bölümlerde karşımıza çıkan karakterlerin psikolojisini, duygularını ve karakter gelişimini görmek gerçekten güzel. En başında bu yönüyle diğer animelerden ayrıldığını düşünüyorum.
Monster'da en çok sevdiğim diğer bir şey ise diğer animelerdeki gibi abartılı yüz ifadelerinin olmaması. Öncelikle, abartılı yüz ifadelerini sevsem de gergin ve ciddi atmosferi olan serilere pek yakıştırmadığımı söylemeliyim. Bu animede olmaması da oldukça iyi olmuş. Olaylar, Japonya dışında pek çok ülkede gerçekleştiği için bir animeden çok yabancı bir dizi havası var. Yabancı dizi tadında bir anime izlemek isteyenler için ideal bir seri olduğunu düşünüyorum.
Anime, posterine bakıldığında alışık olduğumuz iki erkek karakterin arasında gerçekleşen bir olay gibi görünse de öyle olmaması da çok iyi. Çünkü bir kadın olarak söylüyorum, erkeklerin aşırı ön planda olduğu ve kadınların sadece ağlayarak geride durduğu işlerden sonra güçlü, genç bir kadının, Nina karakterinin ön planda oluşu ve güzelliğinden çok yeteneği ve zekasıyla izleyicinin dikkatini çekmesine çok sevindim.
Nina'nın yaşadığı olaylarda neler düşündüğünü neler hissettiğini izleyici olarak bilsek de ikizi Johan'ın hiçbir zaman ne düşündüğünü veya ne hissettiğini tam olarak bilemedik. Ve bence asıl onun iç dünyasını görmeliydik. Çünkü animedeki bütün karakterlerin buluştuğu tek nokta Johan'dı.
Johan, "sen de aileden birisin," demişti Tenma'ya. Ama doktorumuza haksızlık yapmış olan tüm karakterleri öldürerek Tenma'nın başını çok büyük bir belaya soktu. Eğer Johan bunları yapmasa Tenma'nın herkes gibi bir hayatı olabilirdi ama olmadı. Gerçi Tenma'daki bu aşırı iyi niyet olduktan sonra herkes onu ezerdi ama neyse.
Tüm animeyi Tenma'nın gözünden görmüş olsak da birkaç baş rolünün olduğu bir seri bu. Başta Johan yalnızca Tenma için cinayet işlemiş gibi dursa da aslında onun olayının bu oluşu ve Tenma'nın da sıradan bir insan olması gayet iyiydi bence. Tıpkı tüm izleyicilerin Johan'ı, Tenma'nın ya da Nina'nın vurmasını beklerken alkolik adamın vurması gibi.
Tüm bunların dışında serinin sonunun yoruma açık bitmesi beni üzdü ancak Johan'a tam olarak ne olduğunu asla öğrenemeyeceğiz gibi görünüyor. Bazı şeylerin belirsiz olması sanırım o şeyi daha ilgi çekici yapıyor.
İçinde korku unsuru bulunmayan ancak çoğu sahnesinde olayların doğal akışıyla insanı geren bir seri. Ne yalan söyleyeyim, gerilim türünün hakkını sonuna kadar vermiş bir anime. Bununla beraber olaylarla beraber karakterleriyle de insanı kendine bağlıyor. Pek çok animede filler olaylar ve o olaylarda karşımıza çıkan karakterler yalnızca o bölüm/bölümlere özel kalıyor. Bu seride ise filler bölüm olayı gibi görünen bölümlerdeki her olay ana hikayeye bir şekilde bağlanıyor. Üstelik o bölümlerde karşımıza çıkan karakterlerin psikolojisini, duygularını ve karakter gelişimini görmek gerçekten güzel. En başında bu yönüyle diğer animelerden ayrıldığını düşünüyorum.
Monster'da en çok sevdiğim diğer bir şey ise diğer animelerdeki gibi abartılı yüz ifadelerinin olmaması. Öncelikle, abartılı yüz ifadelerini sevsem de gergin ve ciddi atmosferi olan serilere pek yakıştırmadığımı söylemeliyim. Bu animede olmaması da oldukça iyi olmuş. Olaylar, Japonya dışında pek çok ülkede gerçekleştiği için bir animeden çok yabancı bir dizi havası var. Yabancı dizi tadında bir anime izlemek isteyenler için ideal bir seri olduğunu düşünüyorum.
Anime, posterine bakıldığında alışık olduğumuz iki erkek karakterin arasında gerçekleşen bir olay gibi görünse de öyle olmaması da çok iyi. Çünkü bir kadın olarak söylüyorum, erkeklerin aşırı ön planda olduğu ve kadınların sadece ağlayarak geride durduğu işlerden sonra güçlü, genç bir kadının, Nina karakterinin ön planda oluşu ve güzelliğinden çok yeteneği ve zekasıyla izleyicinin dikkatini çekmesine çok sevindim.
Nina'nın yaşadığı olaylarda neler düşündüğünü neler hissettiğini izleyici olarak bilsek de ikizi Johan'ın hiçbir zaman ne düşündüğünü veya ne hissettiğini tam olarak bilemedik. Ve bence asıl onun iç dünyasını görmeliydik. Çünkü animedeki bütün karakterlerin buluştuğu tek nokta Johan'dı.
Johan, "sen de aileden birisin," demişti Tenma'ya. Ama doktorumuza haksızlık yapmış olan tüm karakterleri öldürerek Tenma'nın başını çok büyük bir belaya soktu. Eğer Johan bunları yapmasa Tenma'nın herkes gibi bir hayatı olabilirdi ama olmadı. Gerçi Tenma'daki bu aşırı iyi niyet olduktan sonra herkes onu ezerdi ama neyse.
Tüm animeyi Tenma'nın gözünden görmüş olsak da birkaç baş rolünün olduğu bir seri bu. Başta Johan yalnızca Tenma için cinayet işlemiş gibi dursa da aslında onun olayının bu oluşu ve Tenma'nın da sıradan bir insan olması gayet iyiydi bence. Tıpkı tüm izleyicilerin Johan'ı, Tenma'nın ya da Nina'nın vurmasını beklerken alkolik adamın vurması gibi.
Tüm bunların dışında serinin sonunun yoruma açık bitmesi beni üzdü ancak Johan'a tam olarak ne olduğunu asla öğrenemeyeceğiz gibi görünüyor. Bazı şeylerin belirsiz olması sanırım o şeyi daha ilgi çekici yapıyor.
3. sayfa (Toplam 3 sayfa) [ 23 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |