Yahari Ore no Seishun RabuCome wa Machigatteiru
Anime Manga Forum -> Anime -> Anime Serileri Genel Başlığı
 
Yazar
Mesaj
revashinsi
Yeni Otaku
Yeni Otaku



Yaş: 26
Kayıt: 22 Tem 2023
Mesajlar: 13
Favori Anime & Manga: Yahari Ore no Seishun Rabucome wa Machigatteiru Toshokan no Daimajutsushi (manga) Frieren (manga) Code Geass Sangatsu no Lion Chihayafuru
Cinsiyet: Erkek
Nerden: Gomenmachi
Teşekkür: 9

Durumu: Çevrimdışı

revashinsi
Yeni Otaku
Yahari Ore no Seishun RabuCome wa Machigatteiru Konu: Yahari Ore no Seishun RabuCome wa Machigatteiru
Alıntıyla Cevap Gönder
daima şiddetli bir sevgiyle hatırımda tutacağım bu animeyi. bir lise ortamının özge ve taze güzelliği, yaşanan ilişkilerin giriftliği ve yoğun duyguları, gidilen mekânların sade ve çekiciliği ve hepsinden öte ikindi ve akşam atmosferlerinin ilham verici halleriyle benim adıma kusursuz ve samimiyet yüklü bir yapım idi.

bu anime adeta içime işledi diyebilirim… benim içimde, iç alemimde oldukça müstesna ve dokunaklı bir yere sahip… lise hayatına dair animelere nedense bambaşka bir tutkunluğum var fakat bu yapımda aktarılan hayat niyeyse beni her şeyiyle tatmin eden ve sürekli kendine doğru çeken bir tılsıma sahipti. hikigaya'nın derinliğini ve birbirinden ilginç tespitlerini bu tarz animelerde bulmanız neredeyse imkânsız. tabii burada animenin orijini pek mühim. bir light novel adaptasyonu olduğu için derinlik algısı yüksek bir eser olmuş.

animedeki karakterler cidden pek hoşlar. kendilerini ifade edişleri yahut edemeyişleri, iroha-chan gibi dinamik ve tatlı mı tatlı bir varlığın oluşu, yui'nin hikigaya'ya olan duyguları ve bunların hem hikigaya'ya hem de yuki'ye olan yansımaları ve tabii ki yuki ve hikigaya'nın sessiz sedasız imrenilesi uyumları ve olgunlukları ve ayrıca hikigaya ve senpai'si arasında geçen muhabbetler insanı gayetle tatmin eden bir ilişkiler ağının kurulmasına pek yardımcı olmuş. yazdığım cümle de pek ve'li oldu ama yapacak bir şey yok artık.

her şey bir yana animeye has harika bir ayrıntı var ki bana en çok dokunan şey bu olsa gerek. güneşin, akşam için kızıllığa bürünmeye hazırlanan o pek lezzetli ışıklarını animeye o kadar güzel yedirmişler ki bunu nasıl anlatsam bilemiyorum. ve animede pek çok yerde o ikindi ve akşama geçiş algısı da verilmeye çalışılmış. bilerek yapıldıysa pek anlamlı olmuş lakin öylesine iyilik güzellik için yapıldıysa bile bir pek isabetli bir hamle olduğunu söylemek isterim. ikindi ve akşama geçiş vakitlerindeki güneşin ahvali üzerinde içten içe ihtisas yaptığım lezzetli bir mesele olduğu için buna değinmeden edemezdim. bu animeye benim için özel kılan mühim bir ayrıntı idi…

şimdi çok şey var yazmak istediğim lakin zamanında üçüncü sezonun bazı bölümleri izledikçe yazmış olduğum kısımları buraya aktarıp mazideki kendimin yaşadığı hislenişleri dökmüş olayım:

`5. bölümden…`

«eğer gerçek zalim bir metres ise eminim ki, yalan kibar bir kızdır.» hikki-kun gerçek bir bilge Gülücük Dağıtıyor bir "hayattan kesitler" bilgesi...

`6. bölümden…`

son sahne harika idi. yui-chan'ın ilgi çekici ve bilinçli bir bencilliği var. aslında bu hoş değil. lakin hikigaya-kun ve yukinoshita'ya nazaran daha çocuksu ve olgunlaşmamış bir kişiliği var ve tam da bu sebeple böyle davranması pek normal. bu bölümdeki bazı hareketleri bana nedense çok itici geldi. sürekli temas etme ve yanında olma isteği saf ve hakiki bir sevginin önündeki en sinsi engeldir bana göre. bu sebeple benden pek düşük bir puan aldı yui. fakat genç kalbi böyledir. en azından bir çok gencin kalbi böyledir. sevgileri yarım bırakan bir sevmeleri vardır. yui de biraz öyle...

`7. bölümden…`

opening'e baştan sona tekrardan dikkat edince oldukça estetik bir havası olduğunu farkettim. onun dışında yuigahama yui onları hep izleyecek. gencecik kalbi kan ağlasa da, dişlerini yastıklara geçirip kahrından gözyaşlarına boğulsa da yui'nin kaderi bu gibi. yalnız bahsetmek istediğim en güzel ayrıntı yuki ile higikaya-kun'un buluştuğu yer ve an idi. akşamüstünün o tatlı sakinliğinde ufak bir dinlenme için okulun bahçesine inen yuki ve onu gören canım hikigaya'nın hemen yanında bitmesi ve sonra olan her şey o kadar kusursuz ve gerçekçi yansıtılmış ki! benim için bu animeyi özel yapan faktörlerin başında atmosfer hissi geliyor. bunu mükemmel bir şekilde kotaran bir anime yapım ekibi var. özellikle ikindi ve akşamüstü manzaraları bu animede o kadar tatlı ki anlatamam! bu tatlı atmosferin üstüne yuki ve hikigaya'nın şirin buluşması eklenince tadından yenmez bir sahne ortaya çıktı. taa ki yui gelene kadar... yui'den nefret eden biri değilim ama bu hareketi o sahneyi çok fena baltaladı. tabii o da hikigaya'nın yuki'nin yanında olduğunu hissetmiş olmalı. o yüzden yanına gidebilmek için bir bahane arıyordu ve bahaneyi bulunca da koşa koşa hikigaya'nın yanına geldi. dikkat ettiyseniz önce aradı ama bunun kifayet etmeyeceğini düşünüp hop diye hemmen oraya damladı. sonrasında ise tat kaçırıcı potlar kıracaktı ki bir şekilde telafi etti. bunların akabinde hikigaya'nın onlara hitaben söylediği cümleler ise her şeyi özetler nitelikte idi. bir yanda çifte kumru olma yolunda ilerleyen utangaç yuki-hikki diğer yanda kalbi yana yana kül olmuş yui... trajedi yui'ye kalıyor. diğer mesuliyetler ve ağırlıklar ise yuki ve hikki'ye bırakılıyor. bakalım neler olacak. bakalım yui bu bilinçli bencilliğinden vazgeçebilecek mi? bu arada iroha-chan'ı görmek istiyoruz Gülücük Dağıtıyor aaa ayrıca rap sahnesi pek eğlenceli idi. işte bu kadar. yuigahama yui hep onları izleyecek. ta ki gencecik kalbinin külleri ateşten gözyaşlarıyla ıslana ıslana alışana dek.

açıkçası hikki'nin yuki yahut yui ile olması umrumda değil. ben sadece yui'nin adımlarını ve yöntemlerini bencilce buluyorum. ve hikki'yle kumaşlarının da uymadığını düşünüyorum. ayrıca yui'yi de severim. fakat ben onu bu aşk terazisinde hafif buluyorum. çok sevmek her zaman sevmek mi oluyor. sevmeyi sevmek yapan bence aşkın şiddeti değil aşkını sağlam bir fedakârlıkla ve ahenkli bir şekilde yaşayabilmektir. yui'ye baktığımda liseli bir gencin sıradan aşkını görüyorum. gençler daima tutkuyla aşık olur. ama bu yeterli değildir.

`11. bölümden…`

gittikçe şiirleşen yahut şarkılaşan bir seyri vardı bu bölümün. hafif bir giriş/prelüd kısmı akabinde tatlı ve romantik bir yui ritmi akabinde alelade kısımlar yani nakarat yahut şiirde tekrarlayan mısralar ve asıl duyguyu verecek yükseliş kısmı ve de yuki'nin sonlandırdığı tatmin dolu bir bitiriş kısmı...
bu dediklerimin dışında 07.15-07.30 arası yui'nin yüz ifadesi ve o ifadeyle beliren hisler o kadar güzel anlatılmış ki hayran hayran izledim. ayrıca hikigaya'mızın "hayatını alt üst etmeme izin ver" tarzında kurduğu cümle bir ilişkiyi tanımlamak açısından oldukça genel ve doğruya yakın bir cümle idi. zira ilişkiler tıpkı bir kardiyograf gibidir. kardiyograf hani şu doktor dizilerinde yahut filmlerde bir ekran üzerinde nabzını ölçen zikzaklar şeklinde ilerleyen aletten bahsediyorum. ilişkilerde eğer böyle zikzaklar -hikigaya'nın deyimiyle alt üst oluşlar- olmasa idi emin olun ki o ilişkilerin bir hayatiyeti de olmazdı. zira kardiyograftaki o zikzaklar yerini düz bir çizgiye bırakırsa hepimizin bildiği gibi bunun sonucu "ölüm" demektir. demek ki alt üst oluş bir ilişkinin dinamizmi için en mühim hayatiyet belirteci imiş. bu anlamda hikigaya-kun ve yukino-san'ın arasındaki ilişkinin nabızları da bir ilişki adına olabilecek en sağlıklı akışa ve atışa sahip idi. açıkçası ben duyguları kelime oyunları ardına saklamanın yahut imalar üzerine kurulu lafların samimiyetsizlik olduğunu düşünen biri değilim. bunu hikigaya ve yuki gibi kaliteli bir üslûp ile yapanlar bence pek de güzel kotarıyorlar bu ima ve üstü kapalılık işini. normalde liseli gençler daha sade ve daha direkt olur. zaten bu animede beni çeken en önemli noktalardan biri hikki-yuki ilişkisinin imalara ve mutlak belirsizliklere dayanan yanlarıydı. zira neredeyse üniversiteyi bitirmeye yaklaşmış ve başından türlü aşk maceraları geçmiş biri olarak rahatlıkla diyebilirim ki oldukça farklı ve tatlı bir aşk ilişkisi var bu ikili arasında. aslına bakarsanız böyle bir tarz üzere bir aşk yaşamayı çooook ister idim. ama ben geç akıllandım ve aşka değin şimdilik "nihai" hamlelerimi çok geç keşfettim. ve bu keşfettiğim hamlelere benzer hamlelerden bazılarını hikki-yuki çiftinde görünce hem çok şaşırdım hem de pek mutlu ve tatmin olmuş idim. böylelikle de bu anime benim için gayetle özel bir anlam taşıyan nadide animelerin başını çekmeye başlamıştı. ah ah neler neler anlattım. normalde bu kadar uzun yorum yazmam ama bu anime yazdırıyor işte…

watashi wa kanashimi de shinu deshō ga; tamashii mo kagayaite imasu ※
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
29 Tem 2023 16:31
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder  
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 1 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız