Yaş: 40 Kayıt: 10 May 2009 Mesajlar: 242 Favori Anime & Manga: naruro,bleach,death note Cinsiyet: Erkek Teşekkür: 7
Durumu: Çevrimdışı
sendoh Otaku (Level 3)
Konu: Yanıt: LOST
walla hell ben bu 4.sezon du sanırım sacmaladılar burdan toparlanmaz dızı dedım adamlar yok herseyı acıklıcaz dedı merak ettım nasıl acıklama yapcaklar dıye yoksa donusu zaman olayı donusu olmayan yoldu artık herhangı bır bolumu acıpta tekrar ızlemeyi dusunmuyorum daha fazla zaman kaybetmemek lazım
25 May 2010 12:58
Hellworld Yasaklı Üye
Yaş: 37 Kayıt: 08 Mar 2009 Mesajlar: 2,145 Tanıtımlar: 12 Cinsiyet: Erkek Nerden: İstanbul Teşekkür: 318
Durumu: Çevrimdışı
Hellworld Yasaklı Üye
Konu: Yanıt: LOST
Belki sezon finalinden yüksek beklentide olmadığım için beğendim.Lostun yayınlandığı sürece boyunca her izleyici tarafından üretilen teorileri tek bir bölümde şu şöyleydi vs. diye açıklayabileceklerini beklemiyordum.En azından paralel dünya,manyetik alan veya adanın nasıl oluştuğu hakkında biraz açıklama yapılsaydı diye beklentide olanlara karşılık adamlar herşeyi seyirciye bırakıp dini tema üzerinden diziyi bitirdiler.Kısacası dizi Jack gözünü açıp kapayınca kadar bitti.
Tekrar başa sarıp izleme muhabbetini 1-2 yıl sonrasında yaparım anca Imdb de ki puanlamam 7/10
Dizinin finaliyle ilgili bir alıntı..
Spoiler:
---- Büyük Resim ----
* Aslında ilk zamanlarda adaylık filan yok. O rahatsız kadın sıradan insanları ışıktan uzak tutuyor sadece. Ne zaman ki Jacob kardeşini o kuyuda öldürüp Black Smoke'a dönüşmesini sağlıyor işte o zaman başlıyor adaylık işi... Işık korunmaya o zaman ihtiyaç duyuyor. Jacob da başlıyor adaya adam toplamaya...
* İlk getirilenler Black Rock ekibi...Black Smoke tarafından çatır çatır öldürülüyor çoğu. Geriye kalıyor Ricardo. Onu kullanarak Jacob'ı öldürmeye çalışıyor MIB... Bu henüz ilk denemesi ve büyük bir dezavantaja dönüşüyor. Jacob Richard'ı ikna ederek yardımcısı olmasını sağlıyor. Böylece adaya getirdiği insanları MIB'e karşı uyarabiliyor.
* Black Rock'tan kalmış olan bir avuç insan bizim Others olarak bildiklerimizi oluşuturuyor. (Hatırlarsanız hepsi İngiliz aksanıyla konuşuyordu). Richard onlara göz kulak olsun diye Jacob tarafından görevlendiriliyor.
* ABD askerleri adayı bulur. Işığın korunması gerektiğini hatırlıyor Jacob ve Others'ı askerlerin üzerine salıyor. Askerlerden Others'a katılanlar oluyor. (Bazılarının taşıdığı ordu çakıları vs...)
* Dharma adaya gelir...Others ile aralarında savaş çıkıyor. Sebebi ise; gelişmiş teknolojileriyle ışığın kaynağını bulmaya en yakın olanlar olmaları. Hatta buluyorlar da... Swan istasyonunu kuruyorlar üstüne(veya yanına). (İstasyonun önünden akan küçük suyu hatırlarsınız...)
* Richard, Jacob; Benjamin ise Richard tarafından ikna edilerek Dharma adadan siliniyor. Others çadırda yaşamak yerine Dharma'nın yaptığı barakalarda yaşamayı tercih ediyor. Bir süre sonra aile hayatı vs şeyler nedeniyle adaya olan görevlerini 2. plana atıyorlar. Bu sıralarda da "bir şekilde" çocuk doğurup aile kurmaları engelleniyor. Fakat bu Others'ı yıldırmıyor Jacob'a karşı cephe alıyorlar neredeyse. Adaya doğum uzmanı getirerek sorunu düzeltmeye uğraşıyorlar...(Hikayenin en kilit kısmı zaten burası)
* Oceanic tayfası adaya gelir...Jacob, Others'a olan inancını yitirdiğinde aklına daha parlak bir fikir geliyor ve geçmişini unutmak isteyen bir avuç yürekli insanı adaya getiriyor. Bazılarına da 'süper güçler' bahşediyor. (Ölülerle konuşma, geleceği görme...) Hatta birisi var ki Jacob'ın kim olduğunu bilmezken bile adadan emirler alıp uyguluyor...
* Jacob artık Others'a yardım etmediği için bu yeni grubu ortadan kaldırabilecek bir planları olmuyor. Bizimkiler adada anormal işler döndüğü farkettilerinde ise çoktan adayı terk etmiş oluyorlar. Adayı terk edenler ise ne ilginçtir ki en çok ayrılmak isteyenler.
* Bir süre sonra aslında hayatlarında dönecek hiçbir şeyleri olmadığını farkedip adaya geri dönmeye çalışıyorlar. Yalnız bir kişi hariç... O da Kate! Sebebi anne olması. Jacob tarafından adı çiziliyor güzelin...
* Konuya dönersek; adaya dönen ekip 77'ye giderek Dharma'nın sonunu hazırlıyor. Böylece Jack de inanmaya başlıyor... Ama bomba patladıktan sonra günümüzde hiçbir şeyin değişmediği farkettiğinde asıl yapması gerekenin bu olmadığını da anlıyor. Bizimkiler Jacob'ın son kalesi olan Temple'a sığınıyorlar... Black Smoke orayı dağıtıyor...Bizimkiler adayı terk etmeye çalışıyorlar... Black Smoke buna da izin vermiyor.
* Jacob yüzünü gösteriyor. Onları neden adaya getirdiğini, ne yapmaları gerektiğini bir bir anlatıyor... Jack, denilenleri yapıyor. Kendisini feda ediyor. Yüzyıllar sonra Black Smoke yok oluyor... Böylece adanın kaderi de tamamlanmış oluyor...
---- Gelelim Karakterlerimize ----
* Boone, Shannon, Libby, Ana-Lucia, Eko, Charlie, Charlotte, Daniel, Juliet, Sayid, Sun, Jin ve Jack... Bu adamlar adada öldüler... Locke ve Michael ise ada dışında öldü...
* Hurley, Benjamin, Rose ve Bernard adada; Kate, Desmond, Sawyer, Claire, Richard, Miles ve Lapidus ise adadan kurtularak ömürleri yettiğince yaşadılar...
* Eninde sonunda Christian Shephard'ın da dediği gibi "Bazıları Jack'ten önce, bazıları ise çok uzun zaman sonra ölüyor" ve flashsideways'te buluşuyorlar. Hepsi normalde hayatlarında yaşamayı dilediği gibi yaşıyor... Sonunda ise birbirleriyle hasret gideriyorlar... Böylece karakterlerimizin kaderi de tamamlanmış oluyor...
- - - - DESTINY FOUND - - - -
* Ada bu insanlara Jacop tarafından verilmiş bir şans..Yoksa o uçaktan kimsenin kurtulmasına imkan yoktu..Jacop hem onları yaşattı, hem ikinci bir imtihan dünyasına girmelerine vesile oldu(ilkini çoğu kaybetmişti), hem de hata yapmış tek koruyucu olarak (kara duman) hatasını telafi etmenin yolunu aradı..
* Bir kısmı hemen öldü, bir kısmı sonra öldü, bir kısmı jackle öldü, bir kısmı (Kate, Sawyer, Lapidus. vs. vs. Aijira uçağıyla gidenler) yıllar sonra öldü, Hurley ve Ben de muhtemel yüzyıllar sonra öldü, yerlerine ada koruyucusu olacak yeni birilerini bulduktan sonra..
* Fakat flash sidelar da şimdi olayı ve zaman olayı olmadığ için en son Hurley ve Ben de katılınca Desmond birşeyler hatırlamaya başladı..Yani Hurley ve Ben yüzyıllar sonra öldü diye flash sidedakiler de o kadar beklemediler çünkü orda zaman kavramı yoktu..ayrıca flash sidelar eğer ada olmasaydı (sezonun başında batmış gösteriyorlardı) hayatlarının nasıl olacağına dair olabilecekleri görme adına bir şanstı onlar için.. Beden ölür ama ruh bakidir. Ruh anılarıyla günahlarıyla sevaplarıyla ahirete göçer. İşte karakterlerin ruhları ahirette birbirlerini bulmak ve anılarını tazelemek amacıyla ortak bir dünya yarattılar. Kendilerini gerçek dünyada olmaktansa hani hepimiz bazen deriz keşke şöyle doğsaydım ya da ikinci kez doğsam şöyle doğmak isterim gibi. İşte burada da Sawyer bir polis olarak kendini tasarlamış. Miles da öyle, Faraday ise müzisyen, Charlie ise en başından olması gerektiği gibiymiş vs. İşte kayıp ruhlar birbirlerini bulabilmek için bir ortak evren yarattılar. Tek bir ruh Desmond ise onların birbirlerini bulmasına yardımcı oldu ve hepbirlikte finalde buluşup sonsuzluğa gittiler. Aslında diziye adını veren LOST kayıp ruhları ifade ediyor gibi. Esasında dizi tüm dinlerde ortak olan ahiret,ruh ve ölüm sonrasına vurgu yapıyor. Nitekim kilisede görünen vitraydaki dini sembollerin anlamı da bu olabilir. Nitekim tek camda tüm dinleri ifade eden semboller mevcut.
* Özel elaman Desmond herkesi toparladı (ruhları), sevenleri buluşturdu ve ışığa (sonsuzluğa, sonsuz güzelliğe) götürdü..Kötüler ise (Mr. Eko, Ana lucia, Micheal) nereye gitti bilmiyorum, muhtemel adada kalmaya ve seslerini ancak belli zamanlarda fısıltı olarak duyurmaya mahkum oldular..belki zamanın sonunda affedilecekler..Bir sürü insanı öldürmüş olan fakat sonrdan iyi olan ve yüzlerce yıl adaya hizmet eden Ben gibiler ise ancak binanın girişine kadar gelebildiler fakat içeriye giremediler, ancak adaya da hapsolmadılar..Ya da Benjamin aslında doğrusunu yaptı..Yaptıklarının, işlediği günahların farkına vardı. Nitekim Dharma halkını katletti. Bu yüzden ruhunun cennete girmeye layık olmadığı kanaatini getirerek içeri girmeyi red etti.Muhtemel flash sidelarda hafızalarını tekrar kaybedip o hayali dünyayı tekrar tekrar yaşayacaklar.. Mesela Hurley Ana Lucia'nın gelip gelmeyeceğini sorduğunda Desmond'dan o hazır değil yanıtını alır. İşte buradan hareketle de Ana Lucia'nın cennete layık olmadığı sonucu çıkıyor.
* Flash sideın gerçek olmadığının bir kanıtıda John'un senin oğlun yokki demesi Jack'e, çok önemli operasyon geçiren John'un hemen ayağa kalkması, karnından vurulan Sun'ın çocuğunu kaybetmemesi vs. vs.
* Aslında kilisedeki o son buluşma o kadar duygu yüklüydü ki...
Biz olayları Jack'in gözünden takip ettik 6 sezon boyunca... Bizim için kilisedeki olaylar Jack'in gözlerini kapatmasıyla başladı. Fakat Kate'i düşününce Jack'e ("Seni o kadar özledim ki..." deyişi mesela) veya Sawyer'ın Juliet ile kavuşması... Hugo'nun, adada ona uzun yıllar yardım ettiği için Ben'e teşekkürü...
MUHTEMEL AÇIKLAMALAR SEYİRCİYE BIRAKILMIŞ, NE GİBİ…
* Zaten heykel şudur, ada budur, ada koruyucusu şöyledir, adanın kalbindeki ışığın mahiyeti budur deselerdi, hadi canım, öyle açıklama mı olur, bu ne saçmalık derdi herkes..Yani esas itibariyle bu konularda yapacakları her açıklama fanteziye, fantastikliğe kaçacaktı, öyle ki bilim kurguyu bile aşacaktı ve yine kimse tatmin olmayacaktı..
* Senaristler de ne demiş, biz karakter odaklı bir dizi çektik ve karakter odaklı bitirdik..Yani esas itibariyle ordaki karakterlerin yaşamlarını, iç dünyalarını anlattık, adanın kendisini değil..
* Diğer açıklanmayan şeyleri izleyiciye bırakılmış..Adanın kendisi insanlara gösterilmemiş bir nevi kutsal mekandır..İçindeki ışık kaynaktır. Bu kaynaktan herkesde bir parça vardır ki ruhların fani bedenlerinin belli bir süre hayatta kalmasını sağlar..Bedenler öldüğünde bedenlerdeki ayrı kalmış ışıklar tekrar kayanağına döner..
* Jacop kimdir, kendisinden önce gelen koruyuculardan bu görevi devralmış ve kendisinden sonra birine devredecek olan biridir.(Hava bükücüdeki avatarlar gibi). Adayı ve ışık kaynağını korumakla görevlidir çünkü bir sebepten dolayı ada tamamen görünmez değil, belli yollarla ulaşılabilir haldedir.Bu ışık kaynağı görevini yapabilsin diye koruyuculara özel güçler vermektedir.
* Adada ölenler kötüyse ceza olarak oraya sıkışıp kalmaktadır. Işık kaynağına direk düşen bir ruh muhtemel kara duman gibi olacaktır, sudan geçemeyen ve insanlığı kalmamış, adaya hapsolmuş..ama ışık bazı kişileri etkilemeyecektir..
* Adadaki heykel ve tapınakları muhtemel Jacopun emriyle ondan sonra gelen insanlar yapmıştır...Heykel Mısır mediyetinden birilerinin geldiğine, tapınaktaki mısır hiyerogrilifleri, Budizm sembolleri ve diğer semboller farklı inanışlardan insanların sürekli adaya geldiğine ve her seferinde tapınakğa kendilerinden birşeyler kattığını göstermekte..
* Tapınaktaki şifalı su muhtemel ışık yüzünden bu güce sahip..Tapınağın başındaki japon, bir anlaşmayla Jacop tarafından getirilmiş, amaç tapınağı yönetsin, ordaki insanlar başıboş kalmasın..
vs. vs.. yani boşlukta kalan yerleri sen doldurabilirsin..
25 May 2010 16:28
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): FaintSmile
sade Mangaka
Kayıt: 08 Nis 2010 Mesajlar: 1,390 Teşekkür: 372
Durumu: Çevrimdışı
sade Mangaka
Konu: Yanıt: LOST
Hellworld'un paylaştığı teoriye benzer bir şeyi dün warez-bb'de okumuştum. internette bayağı bir teori dönüyor finalle ilgili ama en anlamlısı ne yazık ki Hellworld'un paylaşmış olduğu teori. Hellword, yanlış anlama, ben dizi için "ne yazık ki" diyorum paylaştığın teori için değil.
Spoiler:
öyleyse bombanın patlamasıyla aynı anda araf konseptine girmeleri sadece tesadüf olmuş. (hah)
bir de ışık mışık iyi de, o ışığın olduğu yerle beraber adanın bazı yerlerindeki manyetik alan sadece uçak düşsün diye eklenen ve son bölüme kadar da dizidekilerin canına okuyan bir şeydi o zaman.
neyse tabi açıklama araya araya "insan nedir" sorusuna bile gidilebilir ucunu kaçırıp, ben de bir noktadan sonra dizide açıklama aramayı bırakmıştım ki o da jacob ile kara duman arasında bir oyun döndüğünü anladığım zamandı. öyle çok beklentim olmamıştı o noktadan sonra. yanlış anlaşılmasın supernatural konsepti sevmem anlamında demiyorum ama yine de mantık çerçevesinde gideceğiz diye bayağı sükse yapıyorlardı ya da en azından duyduğum buydu. neyse haydi bakalım başka yapımlara abc family.
25 May 2010 18:59
sendoh Otaku (Level 3)
Yaş: 40 Kayıt: 10 May 2009 Mesajlar: 242 Favori Anime & Manga: naruro,bleach,death note Cinsiyet: Erkek Teşekkür: 7
Durumu: Çevrimdışı
sendoh Otaku (Level 3)
Konu: Yanıt: LOST
bana kalsa ben diziyi 3 sezon öncede soru işaretlerini doldururdum kafamda seneryoyu ben yazardım bana sorun olmaz
Spoiler:
zamanda yolculuk ve teleport olayları işe girince bende mantıklı bir acıklama yapamıcaklarını anladım ki zaten havada kalan kısım bu biz herseyi acıklıcaz dediler diye meraktan izledim nasıl bisey uydurcaklar diye sacmalıcaklardı. Hiç girmemişler acıklama işine burda ben şuna kızıyorum reyting düşmesin diye herseyi acıklıcam diyosun insanları kandırıyorsun sacmada olsa bir acıklama yap bende nasıl sacmaladıgını göriyim herkes nasıl acıklancagını beklıyordu kimse kilisedeki mevzuları umursamıyordu yada sidewayların sonu ne olcak kimsenin umrunda degildi gizemli olan adaydı ve hic bisey acıklamadılar bundan sonrada finali yapılmayan bir diziye baslamam. Ben americalı olsam kandırıldım diye dava acarım mesela
27 May 2010 16:37
FaintSmile Mangaka
Yaş: 32 Kayıt: 13 Nis 2009 Mesajlar: 825 Favori Anime & Manga: Death Note, Naruto, Full Metal Alchemist(+Brotherhood), One Piece, Steins Gate Cinsiyet: Erkek Nerden: Samanyolu Galaksisi Teşekkür: 622
Durumu: Çevrimdışı
FaintSmile Mangaka
Konu: Yanıt: LOST
Biraz önce izledim... Çok beğendiğim bir finaldi. Tamda olmasını beklediğim gibiydi.
Spoiler:
Jack'in babası her şeyi güzelce açıkladı bence. O ada herkesin kişiliğine bir şeyler kattı, hayatlarında büyük değişikliklere sebep oldu. Gelmeden önceki mutsuzlukları gitti, hepsi mutluydu en sonunda ^^ Sadece sonda biraz belirsizlik vardı, ölüp cennete mi gittiler? Yoksa paralel evrende yaşantılarına devam mı ettiler diye. Bence Jack'in babasının yaptığı açıklamadan yola çıkarak yaşantılarına paralel evrende devam etmişlerdir. Hepsi mutluydu çünkü. Fakat Jack'in babasının paralel evrende hayatta olması, hepsinin ölmüş olupta cennete gittiğini de düşündürebilir. İkilem var burada aslında, sanırım izleyicinin yorumuna bırakılmış ne olacağı. Benim için iki türlüde hava hoş. İzlediğim her dakikasına değdi ve beni de değiştirdi Artık Lost'un bitmiş olduğunu bilmek biraz rahatsız hissettiriyor. Çok bağlanmıştım, senelerdir izlediğim bir şeyi artık izleyememek canımı yakıyor doğrusu Umarım daha da güzel diziler, filmler çekilir.
Alıntı:
Spoiler:
---- Büyük Resim ----
* Aslında ilk zamanlarda adaylık filan yok. O rahatsız kadın sıradan insanları ışıktan uzak tutuyor sadece. Ne zaman ki Jacob kardeşini o kuyuda öldürüp Black Smoke'a dönüşmesini sağlıyor işte o zaman başlıyor adaylık işi... Işık korunmaya o zaman ihtiyaç duyuyor. Jacob da başlıyor adaya adam toplamaya...
* İlk getirilenler Black Rock ekibi...Black Smoke tarafından çatır çatır öldürülüyor çoğu. Geriye kalıyor Ricardo. Onu kullanarak Jacob'ı öldürmeye çalışıyor MIB... Bu henüz ilk denemesi ve büyük bir dezavantaja dönüşüyor. Jacob Richard'ı ikna ederek yardımcısı olmasını sağlıyor. Böylece adaya getirdiği insanları MIB'e karşı uyarabiliyor.
* Black Rock'tan kalmış olan bir avuç insan bizim Others olarak bildiklerimizi oluşuturuyor. (Hatırlarsanız hepsi İngiliz aksanıyla konuşuyordu). Richard onlara göz kulak olsun diye Jacob tarafından görevlendiriliyor.
* ABD askerleri adayı bulur. Işığın korunması gerektiğini hatırlıyor Jacob ve Others'ı askerlerin üzerine salıyor. Askerlerden Others'a katılanlar oluyor. (Bazılarının taşıdığı ordu çakıları vs...)
* Dharma adaya gelir...Others ile aralarında savaş çıkıyor. Sebebi ise; gelişmiş teknolojileriyle ışığın kaynağını bulmaya en yakın olanlar olmaları. Hatta buluyorlar da... Swan istasyonunu kuruyorlar üstüne(veya yanına). (İstasyonun önünden akan küçük suyu hatırlarsınız...)
* Richard, Jacob; Benjamin ise Richard tarafından ikna edilerek Dharma adadan siliniyor. Others çadırda yaşamak yerine Dharma'nın yaptığı barakalarda yaşamayı tercih ediyor. Bir süre sonra aile hayatı vs şeyler nedeniyle adaya olan görevlerini 2. plana atıyorlar. Bu sıralarda da "bir şekilde" çocuk doğurup aile kurmaları engelleniyor. Fakat bu Others'ı yıldırmıyor Jacob'a karşı cephe alıyorlar neredeyse. Adaya doğum uzmanı getirerek sorunu düzeltmeye uğraşıyorlar...(Hikayenin en kilit kısmı zaten burası)
* Oceanic tayfası adaya gelir...Jacob, Others'a olan inancını yitirdiğinde aklına daha parlak bir fikir geliyor ve geçmişini unutmak isteyen bir avuç yürekli insanı adaya getiriyor. Bazılarına da 'süper güçler' bahşediyor. (Ölülerle konuşma, geleceği görme...) Hatta birisi var ki Jacob'ın kim olduğunu bilmezken bile adadan emirler alıp uyguluyor...
* Jacob artık Others'a yardım etmediği için bu yeni grubu ortadan kaldırabilecek bir planları olmuyor. Bizimkiler adada anormal işler döndüğü farkettilerinde ise çoktan adayı terk etmiş oluyorlar. Adayı terk edenler ise ne ilginçtir ki en çok ayrılmak isteyenler.
* Bir süre sonra aslında hayatlarında dönecek hiçbir şeyleri olmadığını farkedip adaya geri dönmeye çalışıyorlar. Yalnız bir kişi hariç... O da Kate! Sebebi anne olması. Jacob tarafından adı çiziliyor güzelin...
* Konuya dönersek; adaya dönen ekip 77'ye giderek Dharma'nın sonunu hazırlıyor. Böylece Jack de inanmaya başlıyor... Ama bomba patladıktan sonra günümüzde hiçbir şeyin değişmediği farkettiğinde asıl yapması gerekenin bu olmadığını da anlıyor. Bizimkiler Jacob'ın son kalesi olan Temple'a sığınıyorlar... Black Smoke orayı dağıtıyor...Bizimkiler adayı terk etmeye çalışıyorlar... Black Smoke buna da izin vermiyor.
* Jacob yüzünü gösteriyor. Onları neden adaya getirdiğini, ne yapmaları gerektiğini bir bir anlatıyor... Jack, denilenleri yapıyor. Kendisini feda ediyor. Yüzyıllar sonra Black Smoke yok oluyor... Böylece adanın kaderi de tamamlanmış oluyor...
---- Gelelim Karakterlerimize ----
* Boone, Shannon, Libby, Ana-Lucia, Eko, Charlie, Charlotte, Daniel, Juliet, Sayid, Sun, Jin ve Jack... Bu adamlar adada öldüler... Locke ve Michael ise ada dışında öldü...
* Hurley, Benjamin, Rose ve Bernard adada; Kate, Desmond, Sawyer, Claire, Richard, Miles ve Lapidus ise adadan kurtularak ömürleri yettiğince yaşadılar...
* Eninde sonunda Christian Shephard'ın da dediği gibi "Bazıları Jack'ten önce, bazıları ise çok uzun zaman sonra ölüyor" ve flashsideways'te buluşuyorlar. Hepsi normalde hayatlarında yaşamayı dilediği gibi yaşıyor... Sonunda ise birbirleriyle hasret gideriyorlar... Böylece karakterlerimizin kaderi de tamamlanmış oluyor...
- - - - DESTINY FOUND - - - -
* Ada bu insanlara Jacop tarafından verilmiş bir şans..Yoksa o uçaktan kimsenin kurtulmasına imkan yoktu..Jacop hem onları yaşattı, hem ikinci bir imtihan dünyasına girmelerine vesile oldu(ilkini çoğu kaybetmişti), hem de hata yapmış tek koruyucu olarak (kara duman) hatasını telafi etmenin yolunu aradı..
* Bir kısmı hemen öldü, bir kısmı sonra öldü, bir kısmı jackle öldü, bir kısmı (Kate, Sawyer, Lapidus. vs. vs. Aijira uçağıyla gidenler) yıllar sonra öldü, Hurley ve Ben de muhtemel yüzyıllar sonra öldü, yerlerine ada koruyucusu olacak yeni birilerini bulduktan sonra..
* Fakat flash sidelar da şimdi olayı ve zaman olayı olmadığ için en son Hurley ve Ben de katılınca Desmond birşeyler hatırlamaya başladı..Yani Hurley ve Ben yüzyıllar sonra öldü diye flash sidedakiler de o kadar beklemediler çünkü orda zaman kavramı yoktu..ayrıca flash sidelar eğer ada olmasaydı (sezonun başında batmış gösteriyorlardı) hayatlarının nasıl olacağına dair olabilecekleri görme adına bir şanstı onlar için.. Beden ölür ama ruh bakidir. Ruh anılarıyla günahlarıyla sevaplarıyla ahirete göçer. İşte karakterlerin ruhları ahirette birbirlerini bulmak ve anılarını tazelemek amacıyla ortak bir dünya yarattılar. Kendilerini gerçek dünyada olmaktansa hani hepimiz bazen deriz keşke şöyle doğsaydım ya da ikinci kez doğsam şöyle doğmak isterim gibi. İşte burada da Sawyer bir polis olarak kendini tasarlamış. Miles da öyle, Faraday ise müzisyen, Charlie ise en başından olması gerektiği gibiymiş vs. İşte kayıp ruhlar birbirlerini bulabilmek için bir ortak evren yarattılar. Tek bir ruh Desmond ise onların birbirlerini bulmasına yardımcı oldu ve hepbirlikte finalde buluşup sonsuzluğa gittiler. Aslında diziye adını veren LOST kayıp ruhları ifade ediyor gibi. Esasında dizi tüm dinlerde ortak olan ahiret,ruh ve ölüm sonrasına vurgu yapıyor. Nitekim kilisede görünen vitraydaki dini sembollerin anlamı da bu olabilir. Nitekim tek camda tüm dinleri ifade eden semboller mevcut.
* Özel elaman Desmond herkesi toparladı (ruhları), sevenleri buluşturdu ve ışığa (sonsuzluğa, sonsuz güzelliğe) götürdü..Kötüler ise (Mr. Eko, Ana lucia, Micheal) nereye gitti bilmiyorum, muhtemel adada kalmaya ve seslerini ancak belli zamanlarda fısıltı olarak duyurmaya mahkum oldular..belki zamanın sonunda affedilecekler..Bir sürü insanı öldürmüş olan fakat sonrdan iyi olan ve yüzlerce yıl adaya hizmet eden Ben gibiler ise ancak binanın girişine kadar gelebildiler fakat içeriye giremediler, ancak adaya da hapsolmadılar..Ya da Benjamin aslında doğrusunu yaptı..Yaptıklarının, işlediği günahların farkına vardı. Nitekim Dharma halkını katletti. Bu yüzden ruhunun cennete girmeye layık olmadığı kanaatini getirerek içeri girmeyi red etti.Muhtemel flash sidelarda hafızalarını tekrar kaybedip o hayali dünyayı tekrar tekrar yaşayacaklar.. Mesela Hurley Ana Lucia'nın gelip gelmeyeceğini sorduğunda Desmond'dan o hazır değil yanıtını alır. İşte buradan hareketle de Ana Lucia'nın cennete layık olmadığı sonucu çıkıyor.
* Flash sideın gerçek olmadığının bir kanıtıda John'un senin oğlun yokki demesi Jack'e, çok önemli operasyon geçiren John'un hemen ayağa kalkması, karnından vurulan Sun'ın çocuğunu kaybetmemesi vs. vs.
* Aslında kilisedeki o son buluşma o kadar duygu yüklüydü ki...
Biz olayları Jack'in gözünden takip ettik 6 sezon boyunca... Bizim için kilisedeki olaylar Jack'in gözlerini kapatmasıyla başladı. Fakat Kate'i düşününce Jack'e ("Seni o kadar özledim ki..." deyişi mesela) veya Sawyer'ın Juliet ile kavuşması... Hugo'nun, adada ona uzun yıllar yardım ettiği için Ben'e teşekkürü...
MUHTEMEL AÇIKLAMALAR SEYİRCİYE BIRAKILMIŞ, NE GİBİ…
* Zaten heykel şudur, ada budur, ada koruyucusu şöyledir, adanın kalbindeki ışığın mahiyeti budur deselerdi, hadi canım, öyle açıklama mı olur, bu ne saçmalık derdi herkes..Yani esas itibariyle bu konularda yapacakları her açıklama fanteziye, fantastikliğe kaçacaktı, öyle ki bilim kurguyu bile aşacaktı ve yine kimse tatmin olmayacaktı..
* Senaristler de ne demiş, biz karakter odaklı bir dizi çektik ve karakter odaklı bitirdik..Yani esas itibariyle ordaki karakterlerin yaşamlarını, iç dünyalarını anlattık, adanın kendisini değil..
* Diğer açıklanmayan şeyleri izleyiciye bırakılmış..Adanın kendisi insanlara gösterilmemiş bir nevi kutsal mekandır..İçindeki ışık kaynaktır. Bu kaynaktan herkesde bir parça vardır ki ruhların fani bedenlerinin belli bir süre hayatta kalmasını sağlar..Bedenler öldüğünde bedenlerdeki ayrı kalmış ışıklar tekrar kayanağına döner..
* Jacop kimdir, kendisinden önce gelen koruyuculardan bu görevi devralmış ve kendisinden sonra birine devredecek olan biridir.(Hava bükücüdeki avatarlar gibi). Adayı ve ışık kaynağını korumakla görevlidir çünkü bir sebepten dolayı ada tamamen görünmez değil, belli yollarla ulaşılabilir haldedir.Bu ışık kaynağı görevini yapabilsin diye koruyuculara özel güçler vermektedir.
* Adada ölenler kötüyse ceza olarak oraya sıkışıp kalmaktadır. Işık kaynağına direk düşen bir ruh muhtemel kara duman gibi olacaktır, sudan geçemeyen ve insanlığı kalmamış, adaya hapsolmuş..ama ışık bazı kişileri etkilemeyecektir..
* Adadaki heykel ve tapınakları muhtemel Jacopun emriyle ondan sonra gelen insanlar yapmıştır...Heykel Mısır mediyetinden birilerinin geldiğine, tapınaktaki mısır hiyerogrilifleri, Budizm sembolleri ve diğer semboller farklı inanışlardan insanların sürekli adaya geldiğine ve her seferinde tapınakğa kendilerinden birşeyler kattığını göstermekte..
* Tapınaktaki şifalı su muhtemel ışık yüzünden bu güce sahip..Tapınağın başındaki japon, bir anlaşmayla Jacop tarafından getirilmiş, amaç tapınağı yönetsin, ordaki insanlar başıboş kalmasın..
vs. vs.. yani boşlukta kalan yerleri sen doldurabilirsin..
Bu alıntı dizinin bir görevlisinden mi? Yoksa bizim gibi ehrhangi bir izleyicinin kişisel teorisi mi? iki türlüde çok doğru olduğunu düşünüyorum
28 May 2010 1:05
sade Mangaka
Kayıt: 08 Nis 2010 Mesajlar: 1,390 Teşekkür: 372
Durumu: Çevrimdışı
sade Mangaka
Konu: Yanıt: LOST
@FaintSmile
Spoiler:
paralel evren diye bir şey yok. adanın dışındaki kesimin yaşadıkları araftı. jack'in oğlunun olmaması ve ordakilerin hepsinin bir arayış içersinde olması vesaire felan. yani orası gerçek değildi, sadece "move on" mevzusuna endeksli bir düzlemdi.
28 May 2010 18:11
sendoh Otaku (Level 3)
Yaş: 40 Kayıt: 10 May 2009 Mesajlar: 242 Favori Anime & Manga: naruro,bleach,death note Cinsiyet: Erkek Teşekkür: 7
Durumu: Çevrimdışı
sendoh Otaku (Level 3)
Konu: Yanıt: LOST
yapımcının finalle ilgili acıklaması, doğruluğundan emin değilim 22dakika.org dan alıntı
Spoiler:
tüm 6 sezon boyunca yaşananlar rüya mıydı?
jj abrams : elbette değildi. bölümlerin tamamını dikkatle izleyen hiç bir izleyicinin bu denli mantıksız bir sonuca varacağını sanmıyorum. dizinin jack’ in gözlerini aralayışıyla başlayıp, kapamasıyla bitmesi bu yanılgıya yol açmış olabilir. yaşanan her şey gerçekti. dahası, dizide rüya vizyonu asla yoktu.
finalde kilisede buluşan tüm ekip ölü müydü?
jj abrams : kafa karıştırıcı bir finalbölümü olduğunu kabul ediyorum, ki bu bilinçli bir tercihti. yine de, final bölümünü bir kaç kez izleyenlerin anahtarı anladıklarından eminim. forumlara göz attığımızda gördük ki, bulmacayı çözenler, kafası karışanlardan daha fazla.
dharma istasyonunu patlattıklarında, quantum fiziğine ilişkin prosedürü başlatmış oldular. diğer bir deyişle adada, bulundukları zaman boyutunu sonlandırdılar. böylelikle “uçak düşmeseydi, nasılbir hayatları olurdu” başlıklı paralel evrendeki hayatları ilerlemeye başladı.
einstein kuramlarını az çok okuyan herkes bilir ki, teori maddenin her iki evrende de varlığını sürdürebildiği üzerine inşa edilmiştir. bu yüzden, aynı ekip adadaki varlığını sürdürdü. fakat anımsanacağı üzere, farklı bir tarihe geçtiler. çünkü bulundukları zaman dilimini dharma istasyonunun merkezinin imhasıyla durdurdular.
“herkes ölü müydü” sorusunun yanıtı da burada aslında. hem evet, hem de hayır!
aslında hiç de karmaşık değil. paralel evrende, yani “uçak düşmeseydi hayatları nasıl olurdu” yu anlatan dilimdeki karakterlerle, adadaki karakterlerin bulundukları evren birleşti. biraraya geldikleri kilise, işte bu iki evreni biraraya getiren kozmik bir platformdan başka bir şey değildi.
jack’in babasının, “…buradan nereye gideceğiz” sorusuna verdiği yanıtı anımsayalım ; “hiç bir yere gitmeyeceğiz. ilerlemeye devam edeceğiz” demişti. bazı forumlarda gördükki, ekip öldü ve cennete gittiler diyenler var. bu nasıl mümkün olabilir. her biri, kaza olmayan evrende yaşamlarını gayet normal sürdürmekteler. fakat paralel evrende,adada yaşananları anımayarak biraraya geldiler. hem adada, hem de diğer hayatta ölenler zaten orada yoklardı.
dikkat edin! kilisede, adada var olan bir çok önemli karakter yoktu!
özetle, iki evren birleşti, ve onca badirenin ardından hayatlarına devam edenler birleştiler.
ben’ in kiliseye girmek istemeyişinin de yanıtı burada gizliydi zaten.
- peki ama, ada “neydi” aslinda?
şunu ekipçe kabul edebiliriz. haddinden fazla karmaşık bir hikaye örgüsü sunduk sizlere. böyle de olması gerekiyordu. işin içinde olduğunuzda bazen size çok basit gelen sorular, izleyenler için aynı kolaylıkta görünemeyebiliyor. ada meselesi de bunlardan biri. aslında adanın ne olduğu bence dizide enine boyuna anlatıldı.
ada, paralel evrenlerin geçiş noktasıydı elbette. evrenler arası geçişin yol açabileceği trajedileri engelleyebilmek için adanın korunması, çıkarları için bu geçiti kullanmak isteyenlerin engelenmeleri gerekiyordu. işte dharma ekibinin adada bulunma sebepleri de buydu.
uzay zaman eğrisinin kırılma noktasıydı ada.
jacob ve kara duman fenomenlerinin hikayeye yerleştirilmesi kasıtlı bir kafa karıştırma yöntemiydi, kabul ediyoruz. ve özellikle, bu iki karakterin dramatik yapılarını anlatmış olsak da, fazla detay vermedik.
alpert, adaya gemi kazasıyla geldiğinde kara duman’ ın ona “…burası cehennem” dediği sekansı anımsayın. aslında cennet de, “cehennem de bu dünyada” mesajı zaten hikayenin temel iddialarından biriydi.
tüm dizi boyunca yanıtını seyirciye bıraktığımız tek pasaj da aslında buydu. jacob ve isimsiz kardeşinin gizemleri. sıradan bir insandı anneleri, evet. fakat adanın koruyuculuğuyla görevlendirildiklerinde kutsal özelliklere sahip oldular. özelliklerini şeytani amaçlar için kullanma raddesine gelen kara duman’ ın adadan ayrılmasını engellemek istemeleri de bu yüzdendi zaten.
- jack’ in babasinin hikayedeki önemi neydi?
jj abrams : sanırız, jack’ in babası üserine bu kadar kafa yorulması final bölümündeki ağırlığından kaynaklanıyor. haklısınız da. fakat zannedildiği kadar kilit bir karakter değil aslında. baba figürü, yalnızca jack için önemliydi. ilk sezonları anımsayalım. babasının jack üzerindekietkisi, kötüleyen ilişkileri ve bu yüzden jack’ in giderek kaybolan özgüveni neticesinde adanın eline kalan tek değerli şey olduğunu düşünür hale gelmesi.
işte bu sürecin sonunda jack’ e, aslında ne denli değerli olduğunu anımsatabilecek en güçlü motifti babası.
ucak düşmeseydi ne olurdu onu gösterdik diyosun hepsinin geçmişleri de değişmiş ama artık hersey için çok geç
29 May 2010 0:39
sade Mangaka
Kayıt: 08 Nis 2010 Mesajlar: 1,390 Teşekkür: 372
Durumu: Çevrimdışı
sade Mangaka
Konu: Yanıt: LOST
Spoiler:
hem evet hem hayır hmm schrödinger'in kedisi burda da mı karşımıza çıktı. harika. farklı bir tarihi açıklayışı fena değil bence, çünkü dengesizliği yine dengeli hale getirmek için o kadar atlama olması anlayışla karşılanabilir, kurgunun kurgusu nasılsa. ama jacob'ın ve kara duman'ın güç kazanmaları hala anlamsız bence ki zaten jj de demiş kafa karıştırmaydı diye. iyi de kardeşim nerden bilcez; ne kafa karıştırma, ne değil. her değişkeni düşünmek lazım. bir de mantıksızlıkla suçlamış izleyicileri.
29 May 2010 1:03
sendoh Otaku (Level 3)
Yaş: 40 Kayıt: 10 May 2009 Mesajlar: 242 Favori Anime & Manga: naruro,bleach,death note Cinsiyet: Erkek Teşekkür: 7
Durumu: Çevrimdışı
sendoh Otaku (Level 3)
Konu: Yanıt: LOST
bırak muhattap olma serseriyle yaa zaten kassalarda yapılcak acıklamaların sacma olması muhtemeldi. En azından 6 sezon keyifle izledik bizden sonrakiler sacma diye izlemez, ama sonunu bilmeyince 6 sezon izlemesi hos oldu
29 May 2010 1:16
sade Mangaka
Kayıt: 08 Nis 2010 Mesajlar: 1,390 Teşekkür: 372
Durumu: Çevrimdışı
sade Mangaka
Konu: Yanıt: LOST
Spoiler:
ya bu dizinin ilk bölümünü izledikten sonra beni 2. bölüme koşturan tek şey kara dumandı. gel gelelim dizide fıs olan tek şey de buymuş. yani insanın gönlü el verir mi diziyi önermeye. ben hatırlıyorum ilk bahsedilen kara duman olurdu kim izlese. o ne lan o ne lan diye. şimdi 6 sezon bekle bekle dersen adama, adam diziyi bitirince tekme tokat dalar önerene.
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız