Hmm ilginç... Nasıl devam edeceğini merak ediyorum doğrusu... Bu ailede herkes bir alem galiba... Bir baba iyi gibi...

çok hoş olmuş. biraz isyankar bir kardeşimiz-biraz mı- (bu arada ben kardeş mi dedim yok ya bu çocuktan bana abi filan olmaz.zaten çocuk karizma bişi
bide yalan bir kardeşlik uydurup da kısmetimi elimin tersiyle itmeyeyim )
ya gerçekten de çok iyi anlatıyorsun.çocuğun yaşadıklarını okurken ben bunalıma girdim 5 yaş yaşlandım onun isyan etmesi doğal.yeni bölümü merak ediyorum umarım yakında koyarsın.bu arada hani ilerki bölümlerde çocuğu o karanlık ülkesinden kurtaracak ve ona beklediği ilgi,sevgi ve şefkati sunacak bir kızımız olursa adının gabriella olmasını dilerim (nedenini anlamışsındır herald. )
bu arada söylediğim şey şakaydı .adı önemli diil kızın yeter ki çocuğu çekip çıkarsın dimi

zavallı çocuk...babası hiç gelemeyeceğini biliyordu bence tabiiki yine çok güzel ve acıklı bir bölüm olmuş. babalı kısım beni çok duygulandırdı... ah ah bi saadete kavuşabilse curtis

nee-chan çok gecikti yeni bölümün

yaaaa nerde yeni bölüm ya özledim asi curtisi[/b]

hakikatten çok içten bi ff olmuş. sanki curtis adında bir kişi gerçekten var ve seninle sohbet edermiş gibi konuşuyor. bu tarz yazımları çok seviyorum ama seninki baya baya aşmış! harika olmuş yuki-chan!

anca okudum bölümü ya ama yine çok güzel olmuş. duygulandık... çok bekletme bizi.. yeni bölüm

Kum Ve Deniz



Arkadışmla plaj çantalarımızı kaptık ve babam bizi her zaman gittiğimiz sahile götürdü. İki gün sonra da yazlığa gidiyoruz!
Ne kadar heyecanlıyım bilemezsin!
Nadya ailesinden izin aldı ve yaz bitene kadar, bir ay bende kalacak!

Şu pırıl pırıl güneşe bak ya!
Dalgasız, masmavi denize, martılara, yakışıklı , kaslı erkeklere !
Tanrım!!! Bu yaz harika olacak anlaşılan!


- Nastyaaaa?! '' diye çığlık attı Nadya. Sevinç ve zevk çığlığıydı bu. Gözlüğünü fırlattı kumlara. ''Burası inanılmaz ya! Ölürümmm!!! ''
-Aaahh! Şu yakışıklıya bak! Kolları dehşet! Beni yatır-''
-Hey! Hey! Uçma '' diye kahkaha attım. Çantamı şenzonga fırlattım. Üzerimdeki mini eteği hemen çıkardım. Altıma Nadya gibi iddalı bikini giymemiştim.

Nadya , sapsarışın, açık tenli bir kızdı. Bana benziyordu dışardan. Açık kahverengi gözleri vardı. Her zaman cin gibi bakardı. İsteklerini, arzularını, heyecan ve korkularını saklamazdı. Açıkça belli ederdi. Bu yüzden hep etrafındaki insanlar tarafından sevilen biriydi. Daha on altı yaşında olmasına rağmen otur sekiz sevgilisi olmuştu. Her birini mükemmel hatırlıyordu. Bu otuz sekiz sevgilisinden on üçüyle yatmıştı. Ve aklında en net onlar kalmıştı. Ve şimdi iddalı bikinisiyle, kusursuz vücuduyla avlanmaya gelen dişi avcıydı. Her yeri gözlerini kısarak, merakla ve yüzünde muzip bir gülümsemeyle tarıyordu.

Sarı saçları hafif esen meltemin eşliğinde deniz dalgaları gibi dalgalanıyordu.

-Bana bakacağına etrafına bak güzelim,'' diye gülümsedi. Şenzonguna havlusunu serdi. Hemen çekici bir pozda uzandı. Ben ise havlumu daha yeni seriyordum. Güneş kremimi ve cep telefonumu çantama yerleştirmekle meşguldüm.
Hınzır bir kahkaha attı.

-Sen daha üzerini çıkarmadın mı?''
-Çıkarırım şimdi,'' diye gülümsedim.
-Bu kadar utangaç olma tatlım, bak daha burası dolmadı. Sadece iki yakışıklı var. Onlar da bronzlaşmakla meşguller,'' diye alt dudağını büktü. Bu kız küçük mü büyük mü anlamak zor. Ama yine de en iyi dostum ve onu çok seviyorum.

Üzerimi çıkardım, Nadya'dan yorum beklercesine her iki elimle 'nasılım?' hareketini yaptım. Dirseğininin üzerine kalktı, gözlüğünü indirdi. Şöyle bir baktı, '' masum ama sexy!'' diye göz kırptı. ''Seni gidi yere bakan yürek yakan seni ! ''

-Biz de biraz sana çektik Nadya hanım,'' dedim. Çok hoşlanmışa benziyordu ki büyük bir kahkaha attı. Öyle hoş bir kahkaha attı ki, aşağıdaki erkeklerin ikisi de başlarını kaldırıp, geri dönüp bize baktı. Sağdaki yakışıklı adam başını sallayıp, çekici bir şekilde gülümsedi.

-Ahayy! Baktı, baktı, baktı!''
-Gördüm,'' Nadya'nın bu halleri beni çok güldürüyor.
-Sence nasıl görünüyorum? Böyle tecavüze uğramış gibi fenaysam var ya burayı terk ederim, Saçlarım nasıl? Rimelim akmış mı? Rujum parlıyor mu?''
-Herşey yolunda Nadya,'' diye gülümsedim. '' Artık güneşlenelim mi? Yaza süt gibi beyaz tenle veda etmek istemiyorum da,'' dedim.
-Pekala,'' dedi Nadya.


Okul kapanalı bir ay çoktan geçmişti. Ben ancak şimdi tatil moduna girmiştim. Taşınmalar, alışverişler... Başımı döndürmüştü. Neyseki Nadya vardı. Canım benim, koskocaman evi onunla beraber düzenlemiştik. Babam işte , biz ikimiz hem eğleniyor hem de evi temizliyorduk. Gece babam geç geleceği zamanlarda Nadya'nın evini arıyor ve bana gelebilmesi için annesine yalvarırdım. Asla beni kırmazdı. Nadya'yı abisi, Seroja bırakırdı.

Tanrım!
Seroja!
Bu herhalde hayatımda görüp görebileceğim en harika yaratık olmalıydı.
Koyu sarışın, dalgalı, dağınık saçları... Açık teni, çocuksu ama çekici gözleri. Kusursuz gözleri ve burnu. Dudakları dolgundu. Yanındayken kendimi çirkin hissederdim. O kadar kusursuz biri ki! Nadya bile abisinden hoşlanmaz, kıskanır. Ama ben bir kere yüzüne bakınca, bir daha gözlerimi alamıyorum Seroja'dan. Sesi dışında kusursuz birisi...
Sana komik gelebilir ama bu kusursuz görünüşünün yanında sesi hiç ona uymuyor. Daha kaba ve sert. Küçükken daha zayıftı ama büyüdükçe sesi çatallaştı ve ona hiç yakışmıyor.

İşte yaza başlangıcım böyle oldu.


Ben Nastya , on altı yaşındayım. Lise öğrencisiyim

yine son derece güzel bir bölüm devamını heycanla bekliyoruzzzzzzzz *.**.*.*