' Curtis!' * Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 6, 7, 8, Sonraki |
Yazar
Mesaj
mangaka_sym*
Kaş yapayım derken göz çıkarmak gibi bir marifeti vardır Roy'un.
seras*
Önemli değil tatlım=))) Hikaye kaçmıyor, rahaaat rahaaat istediğin zaman yazabilirsin *-*
KaNaShiiSaigo*
Bu haftasonum çok doluydu. Sürekli dışardaydım, alışverişteydim. Bu yüzden yeni bölüm gelecek haftaya ertelendi. Özür dilerim
Kaş yapayım derken göz çıkarmak gibi bir marifeti vardır Roy'un.
seras*
Önemli değil tatlım=))) Hikaye kaçmıyor, rahaaat rahaaat istediğin zaman yazabilirsin *-*
KaNaShiiSaigo*
Bu haftasonum çok doluydu. Sürekli dışardaydım, alışverişteydim. Bu yüzden yeni bölüm gelecek haftaya ertelendi. Özür dilerim
Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): ay_prensesi_usagi
obarey beni ses efektimle hatırla iki gözüm süper sin Sedacım offf çok özlemişim fanficlerini yaaaaaaaaaağ süper sonik yazmışsın gene haftalar sonunda senin fanficini yeniden gördümya ölsüpte kurtlar tarafından kemirilsemde gam yemem daha:D nese dur geri kalanınıda okiyimde bi
[Bağlantı]
fan art sayfam
fan art sayfam
Talihime Tüküreyim
Hastane beni boğuyor.
Hastanelerde hastalar, çaresizler ve ölüm döşeyindekiler yatıyor. Ve tabi, ölmüş insanlar da. Onlarla aynı ortamda, çaresiz birisi gibi kalmak beni sinirlendiriyor.
Kardeşim annemin sevgilisinin yattığı odaya, anneme bakmak için gitmişken burdan kurtulmayı düşündüm.
Sandalyenin üzerinde özenle katlanmış olan kıyafetlerimi hızla giydim. Ayakkabılarımı da ayaklarıma geçirip, serumdan kurtuldum.
Kapyı yavaşça açıp gözledim koridoru. Sanki hasta değil de bi hasta yakınıymış gibi emin adımlarla, ziyaretten dönen kişiymişim gibi yürümeye başladım. İçimden:
-Ulan şimdi de annemle burun buruna geliyormuşuz, ne komedi olur ama'' diye güldüm. Tabi gerçekleşmemesi için çabalıyordum. Hastaların dolaştığı bahçede biraz dolandım. Etrafı gözledim. Çıkış kapsını görünce hemen topukladım hastaneden.
Sokakta hastaneden uzaklaşana kadar izleniyormuşum hissi geçmek bilmedi içimden. Ama uzaklaştıkça huzur bulmaya başladım. Hastane ortamları bana göre değil dostum, daralıyorum oralarda. Beyaz önlüklü hemşireler , sanki çok çekicilermiş gibi kıvırta kıvırta yürürler. Doktorlar da açıklamaları hastaların anlayacağı dilde yapmazlar, nasıl bir eziklik kompleksiyse bu, hava atmadan duramıyorlar. Gerçi olsun o kadar, ben de o kadar yıl okusam ben de kendimi göstermek isterdim. Sonra o bekleme bankları, aklımdan hep kötü ve acı dolu senaryoların geçmesini sağlıyor hep. İlaç kokuları... Onlar zaten bütün bunları geçip şampiyon oldular. Daha içeriye girmeden koku yeterli hastaneden nefret etmek için. Miğdem bulanmaya başlar, vücudum soğuyor gibi olur. Hasta olmasam bile hastaymışım gibi hissettiriyor bu ortam. Bir de ortalıkta hemşirelerin koluna girip götürdüğü hastalar, tekerlikli sandalyede başı yana düşmüş boş bakışlarla hareketsiz oturan hastalar, acil yaralı gelenler, acıdan çığlıklar atanlar, kan...
Daha sayayım mı?
Yok dostum, ben bile kötüleştim...
Ceplerimi yokladım.
Biraz para, eve gitmeme yeter galiba. Nerdeyim ben? Neyse soracağım birazdan. Telefonum, kimliğim, sigaram... Ohh!!! Bu en güzeli, çakmağım da yerinde. Oldu şimdi. Bütün gece dışarda kalabilirim valla.
Sokak boş neyseki. Sevmiyorum birkaç kişinin olmasından, heleki bu saatte. Bakıyorlar böyle hayatlarında insan görmemiş gibi, dalasım geliyor. Ama şimdi olsa keşke. Birini dövsem polis birşey diyemezdi. Hastaneden kaçmışım, birşey hatırlamıyorum derdim. Halime bak, öyle boş sokakta boş kafayla boş boş dolaşıyorum.
Yorgunum, bitkinim ama bunu sokakta kimse olmasa bile göstermemeye çalışıyorum. Biraz renk versem apartmanlardan fırlayacaklar ve üzerime saldıracaklarmış gibi geliyor. Babam gittiğinden beri böyle birşey var içimde.
Babamın gittiği günlerde, annemin yanına gitmiştim. Kucağında kardeşim,ağlıyordu. Kardeşim de ağlıyordu. Ben de ağlıyordum. Annem içeriye girdiğimi gördü ama takmadı. Kardeşimi kendine çekip sıkıca sarıldı. Ben de yatağa çıkıp annemin yanına oturdum. Başımı koluna dayadım. Ama aldırmadı. Kardeşim ağladıkça ağlıyordu. Annem onu sakinleştirmeye çalıştı. Ama yanında ağlayan bana hiç bakmadı.
-Anne,'' dedim. Kardeşimin saçlarını okşayarak diğer eliyle kafasını kavrayarak bana baktı. ''Ben çok üzgünüm'' dedim. Annem her iki gözümün içine baktı sırayla. Sonra yine kardeşimi avutmaya başladı.
-Baban çok güzel bi yere gitti. Orda çok güzel şeyler var ve bizi bekleyecek.''
Hadi lan ordan!!!
Babam yanımızda yok, bıraktı gitti. Mağdem orası çok güzel bi yer bencil gibi niye kendi gitti bizi burda bıraktı?! Babam bencil biri değildi, asla böyle birşey yapmazdı. Başka bir açıklaması olmalaıydı. O gün bunu düşünmüştüm. Annem yalancıydı ve beni hiç mi hiç sevmiyordu.
Sigaramı söndürdüm...
Keşke içimdeki acıyı da bu sigaranın ateşini söndürdüğüm gibi söndürebilsem. Üzerine var gücümle bassam, ezsem, parçalara ayrılsa. Ateşi de gitse, dumanı da...
Sesler duyuyorum.
Ambulans sesleri, polis sesleri... Işıklar saçılıyor binaların camlarına. Sesler şu sokaktan geliyor sanki.
Birşey olmuş olmalı. Bakacağım.
İnsanlar da toplanmış.
Bir araba... Küçük bi elektrik deposuna toslamış. Önü yanıyor, içerden elektrik sıçramaları gözlerimi kamaştırıyor. Yan taraftaki araba da yandan trafik ışıklarına çarpmış ama durumu bu öndeki araba kadar vahim değil. Arka koltukta bir kız var.
Vay canına! Sapsarışın birşey!
-İki ölü bir yaralı !'' Ambulans görevlisi böyle bağırdı telefonla konuşan polise. Polis te telefondakine aktarıyordu herhalde. Şöför koltuğunda birisinin oturduğunu gördüm. Ama yanıyordu. Kafası direksiyonda göz göre göre yanıyordu, itfaye sireni artık boşuna çalıyordu. Adam gitmiş, su şimdi gelmişti.
Bir kıpırtı dikkatimi çekti.
Yan tarafta yerde müthiş bir yaratık yatıyordu.
İncecik, narin, mühteşem birşey...
Hay talihime tüküreyim ! Burda mı görecektim ben onu! Böyle mi görecektim!
Sadece bakabilecek ve bi daha asla göremeyecektim!
Ben böyle kaderin içine tüküreyim lan!
Hastane beni boğuyor.
Hastanelerde hastalar, çaresizler ve ölüm döşeyindekiler yatıyor. Ve tabi, ölmüş insanlar da. Onlarla aynı ortamda, çaresiz birisi gibi kalmak beni sinirlendiriyor.
Kardeşim annemin sevgilisinin yattığı odaya, anneme bakmak için gitmişken burdan kurtulmayı düşündüm.
Sandalyenin üzerinde özenle katlanmış olan kıyafetlerimi hızla giydim. Ayakkabılarımı da ayaklarıma geçirip, serumdan kurtuldum.
Kapyı yavaşça açıp gözledim koridoru. Sanki hasta değil de bi hasta yakınıymış gibi emin adımlarla, ziyaretten dönen kişiymişim gibi yürümeye başladım. İçimden:
-Ulan şimdi de annemle burun buruna geliyormuşuz, ne komedi olur ama'' diye güldüm. Tabi gerçekleşmemesi için çabalıyordum. Hastaların dolaştığı bahçede biraz dolandım. Etrafı gözledim. Çıkış kapsını görünce hemen topukladım hastaneden.
Sokakta hastaneden uzaklaşana kadar izleniyormuşum hissi geçmek bilmedi içimden. Ama uzaklaştıkça huzur bulmaya başladım. Hastane ortamları bana göre değil dostum, daralıyorum oralarda. Beyaz önlüklü hemşireler , sanki çok çekicilermiş gibi kıvırta kıvırta yürürler. Doktorlar da açıklamaları hastaların anlayacağı dilde yapmazlar, nasıl bir eziklik kompleksiyse bu, hava atmadan duramıyorlar. Gerçi olsun o kadar, ben de o kadar yıl okusam ben de kendimi göstermek isterdim. Sonra o bekleme bankları, aklımdan hep kötü ve acı dolu senaryoların geçmesini sağlıyor hep. İlaç kokuları... Onlar zaten bütün bunları geçip şampiyon oldular. Daha içeriye girmeden koku yeterli hastaneden nefret etmek için. Miğdem bulanmaya başlar, vücudum soğuyor gibi olur. Hasta olmasam bile hastaymışım gibi hissettiriyor bu ortam. Bir de ortalıkta hemşirelerin koluna girip götürdüğü hastalar, tekerlikli sandalyede başı yana düşmüş boş bakışlarla hareketsiz oturan hastalar, acil yaralı gelenler, acıdan çığlıklar atanlar, kan...
Daha sayayım mı?
Yok dostum, ben bile kötüleştim...
Ceplerimi yokladım.
Biraz para, eve gitmeme yeter galiba. Nerdeyim ben? Neyse soracağım birazdan. Telefonum, kimliğim, sigaram... Ohh!!! Bu en güzeli, çakmağım da yerinde. Oldu şimdi. Bütün gece dışarda kalabilirim valla.
Sokak boş neyseki. Sevmiyorum birkaç kişinin olmasından, heleki bu saatte. Bakıyorlar böyle hayatlarında insan görmemiş gibi, dalasım geliyor. Ama şimdi olsa keşke. Birini dövsem polis birşey diyemezdi. Hastaneden kaçmışım, birşey hatırlamıyorum derdim. Halime bak, öyle boş sokakta boş kafayla boş boş dolaşıyorum.
Yorgunum, bitkinim ama bunu sokakta kimse olmasa bile göstermemeye çalışıyorum. Biraz renk versem apartmanlardan fırlayacaklar ve üzerime saldıracaklarmış gibi geliyor. Babam gittiğinden beri böyle birşey var içimde.
Babamın gittiği günlerde, annemin yanına gitmiştim. Kucağında kardeşim,ağlıyordu. Kardeşim de ağlıyordu. Ben de ağlıyordum. Annem içeriye girdiğimi gördü ama takmadı. Kardeşimi kendine çekip sıkıca sarıldı. Ben de yatağa çıkıp annemin yanına oturdum. Başımı koluna dayadım. Ama aldırmadı. Kardeşim ağladıkça ağlıyordu. Annem onu sakinleştirmeye çalıştı. Ama yanında ağlayan bana hiç bakmadı.
-Anne,'' dedim. Kardeşimin saçlarını okşayarak diğer eliyle kafasını kavrayarak bana baktı. ''Ben çok üzgünüm'' dedim. Annem her iki gözümün içine baktı sırayla. Sonra yine kardeşimi avutmaya başladı.
-Baban çok güzel bi yere gitti. Orda çok güzel şeyler var ve bizi bekleyecek.''
Hadi lan ordan!!!
Babam yanımızda yok, bıraktı gitti. Mağdem orası çok güzel bi yer bencil gibi niye kendi gitti bizi burda bıraktı?! Babam bencil biri değildi, asla böyle birşey yapmazdı. Başka bir açıklaması olmalaıydı. O gün bunu düşünmüştüm. Annem yalancıydı ve beni hiç mi hiç sevmiyordu.
Sigaramı söndürdüm...
Keşke içimdeki acıyı da bu sigaranın ateşini söndürdüğüm gibi söndürebilsem. Üzerine var gücümle bassam, ezsem, parçalara ayrılsa. Ateşi de gitse, dumanı da...
Sesler duyuyorum.
Ambulans sesleri, polis sesleri... Işıklar saçılıyor binaların camlarına. Sesler şu sokaktan geliyor sanki.
Birşey olmuş olmalı. Bakacağım.
İnsanlar da toplanmış.
Bir araba... Küçük bi elektrik deposuna toslamış. Önü yanıyor, içerden elektrik sıçramaları gözlerimi kamaştırıyor. Yan taraftaki araba da yandan trafik ışıklarına çarpmış ama durumu bu öndeki araba kadar vahim değil. Arka koltukta bir kız var.
Vay canına! Sapsarışın birşey!
-İki ölü bir yaralı !'' Ambulans görevlisi böyle bağırdı telefonla konuşan polise. Polis te telefondakine aktarıyordu herhalde. Şöför koltuğunda birisinin oturduğunu gördüm. Ama yanıyordu. Kafası direksiyonda göz göre göre yanıyordu, itfaye sireni artık boşuna çalıyordu. Adam gitmiş, su şimdi gelmişti.
Bir kıpırtı dikkatimi çekti.
Yan tarafta yerde müthiş bir yaratık yatıyordu.
İncecik, narin, mühteşem birşey...
Hay talihime tüküreyim ! Burda mı görecektim ben onu! Böyle mi görecektim!
Sadece bakabilecek ve bi daha asla göremeyecektim!
Ben böyle kaderin içine tüküreyim lan!
Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥
aaaaaaaaaauuuuuuuuuuuuuuuuuuuwwwwwwwwwwww. harika müthiş. oh be içim rahat etti be demek bizim kız kurtuldu ha (o kurtuldu dimi yani asıl karakter olduğuna göre.)
nadya ve roya gelirsek:::: e allah rahmet eylesin sevenlerinin başı sağolsun bacım.ölenle ölünmüyor biliyorsun (göbek atar bir yandan da*zaten hiç sememiştim o kızı*diye çılgınca bağırır.biliom accık psikoyum ve sonunda ilk karşılaşma hem de böylesi romantik(!)ortamda.curtisin ağzından akan sular gözümün önüne geliyo da lan kız orda ölüyo herifin düşündüğü şeye bak. BOŞUNA DEMİYORUM TUTTUM BEN BU ÇOCUĞU.
ay neşem yerine geldi.bomba gibiyim hadi hadi acele et de yeni bölümü koy bu noktadan sonra sabretmem çok zor
(biraz uzun oldu gibi yorum ve ayn zamanda anlamsız ama napıyım uzun zaman sonra seni bulmdum kolayca benden kurtulcanı sanma )
nadya ve roya gelirsek:::: e allah rahmet eylesin sevenlerinin başı sağolsun bacım.ölenle ölünmüyor biliyorsun (göbek atar bir yandan da*zaten hiç sememiştim o kızı*diye çılgınca bağırır.biliom accık psikoyum ve sonunda ilk karşılaşma hem de böylesi romantik(!)ortamda.curtisin ağzından akan sular gözümün önüne geliyo da lan kız orda ölüyo herifin düşündüğü şeye bak. BOŞUNA DEMİYORUM TUTTUM BEN BU ÇOCUĞU.
ay neşem yerine geldi.bomba gibiyim hadi hadi acele et de yeni bölümü koy bu noktadan sonra sabretmem çok zor
(biraz uzun oldu gibi yorum ve ayn zamanda anlamsız ama napıyım uzun zaman sonra seni bulmdum kolayca benden kurtulcanı sanma )
I miss you too yukiko.
ahh ahhh nerde o eski güzel günler.o zamanlar aksatmadan üşenmeden koyardın yeni bölümü noldu da soğudun klavyeden.oysa klavye benim can yoldaşım o da olmasa napardım.
ayyyyyyy dur yine heycan dalgası sardı beni.şu curtis meselesi nolcak bacım ya.kız orda can çekişio ne zamadır.ona da bizede yazık be hacı...muhteşem yaratık ha.bak kıskandım şimdi curtis benimdir benim kalcak dimi yukiko...
yazıom dediğine göre elinde birikmiş 1-2 bölüm vardır.
pat pat(morallendirmek için sırtına vurur) sen işini bilirsin be ablacım sana da yazına da güvenim sonsuz.benim gibi yazını yarım bırakmazsın sen.
yeni bölüm hazırsa gir hemen bizde merakımızı giderelim dimi ama.ay bu arada keşke roy ölmeseydi onla ilgili değuşuk fikirlerim vardı.
oyyy.midem kazındı ben bişeler yemeğe gidiom sende çabuk ol tamam mı güzel ablam yarın tekrar kontrol etcem girip girmediğini ona göre.
ahh ahhh nerde o eski güzel günler.o zamanlar aksatmadan üşenmeden koyardın yeni bölümü noldu da soğudun klavyeden.oysa klavye benim can yoldaşım o da olmasa napardım.
ayyyyyyy dur yine heycan dalgası sardı beni.şu curtis meselesi nolcak bacım ya.kız orda can çekişio ne zamadır.ona da bizede yazık be hacı...muhteşem yaratık ha.bak kıskandım şimdi curtis benimdir benim kalcak dimi yukiko...
yazıom dediğine göre elinde birikmiş 1-2 bölüm vardır.
pat pat(morallendirmek için sırtına vurur) sen işini bilirsin be ablacım sana da yazına da güvenim sonsuz.benim gibi yazını yarım bırakmazsın sen.
yeni bölüm hazırsa gir hemen bizde merakımızı giderelim dimi ama.ay bu arada keşke roy ölmeseydi onla ilgili değuşuk fikirlerim vardı.
oyyy.midem kazındı ben bişeler yemeğe gidiom sende çabuk ol tamam mı güzel ablam yarın tekrar kontrol etcem girip girmediğini ona göre.
7. sayfa (Toplam 8 sayfa) [ 77 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |