***Amy*** Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4 ... 10, 11, 12, Sonraki |
Yazar
Mesaj
size demiştim ya kısa bölümü telafi edice diye size özel uzun yaZdım bu seferkini
----------4. BÖLÜM
Masal MI? yOKSA GERÇEk Mİ?
Antony amca; dökümlü gömleğiyle, yakasındaki o zarif süsüyle yanımıza doğru geliyordu.
Cascada başta elleriyle öylece oynarken kapının gıcırdadığını duyunca, başını kapıya doğru yöneltmişti.O kapıdan girerken ikimizde dikkatlice ona bakıyorduk.Yanımıza gelirken sanki sinirliydi, sonucu yada nedeni önemli bir kargaşadan yada kavgadan çıkmış gibiydi.Bakışlarımızdan rahatsız olmuş olucak ki hızlıca gelirken başını camdan dışarıya; yeşilliklerin olduğu doğanın o eşsiz güzelliğine yöneltmişti...
Bir süre sonra iskemleye oturmuştu , ama yüzünde bir nebze olsun yumuşama belirtisi yoktu ...Bu nedenini birazdan öğreniceğimiz yada öğreneceğimizi sandığımız bi gizemin sonucu muydu acaba!
İkimizde dudaklarımızı bükerek hem birbirimize hemde amcamıza bakınıyorduk.Bu tutumun nedenini neydi acaba?...Artık sinirin yerini endişe, keder almıştı.Aslında bu açıklayamayacağımız bir duyguydu...
Amcam bişeyler söyleyecek gibiyken hep susuyordu, bir yandanda ellerini sıkıyor, iskemleyi yumrukluyordu.
-‘Kkkkk-Kızlar!’
İkimizde bu kelimenin sonunu nasıl bitiriceğini düşünüyorduk.Konuşucakken, her zaman susuyordu, taki kapı aralanıp içeri o üç sırlarla dolu yüzden birisi girene kadar...
-Kaşlarını kaldırarak eğildi ve ‘Efendim, araba hazırlandı, kaybedecek bir vaktimiz bile yok!’
-Cascada kaşlarını çatarak’Ne arabası bir yere mi gidicektiniz, efendim!’
Antony amca hışımla Cascada’ya yöneldi ona kızacağını sanarak;
-‘Evet amca ilk defa soyutlandık bunun sebebini öğrenmeden bir yere gidemezsiniz!Sonuçta biz de bu evde yaşıyorsak bizi görmezden gelemezsiniz’ dedim.Sinirle ayağa kalkmıştım, amcam ise sakince beni sandalyeye oturmam için davet etti...
-Camdan dışarı bakarak’Açıklıcam merak etmeyin.......Cascada’ya doğru baktı ve ‘Ama senin şimdi gitmen gerekiyor.Merak etme bu sebepsiz değil bundan sonra yapıcaklarım ve yaptırıcaklarım da sebepsiz olmayacak.Aslında bütün bunları size dün anlatmam gerekiyordu, ama ben bütün bunlardan uzun süre kaçmak istemiştim, lütfen bu hatamı mazur görün.Buraya gelmeden önce hizmetlilere eşyalarının hemen toplanması gerektiğini, senin uzun bir seyehate çıkacağını söyledim, şimdi arabaya binmelisin’ dedi ayağa kalkarak...Bizim bişey dememize hiç fırsat vermiyordu ama ikimizde çok sinirliydik niye böyle bir karar vermişti hem Cascada’yla beni neden ayırmak için böyle bir plana girişmişti...
-’Bize neler olup bittiğini nasıl anlatmazsınız.Neler olup bittiğinden haberim yok ama sizin bunlardan kaçmanızın sonucunu niye biz çekelimki!Hem ne kadar önemli olursa olsun kardeşimden ayrılamam o bana annemden babamdan kalan tek yadigar!O benim hazinem!!!!!...Senin emirlerin de yorumsuz, bunlara itaat edemeyiz...’diye haykırdım.Cascada ise sessizce yere doğru bakıyor benim dediklerimi dinliyordu.
Onun kolunu tutarak kendime doğru çektim ona sarılarak ‘Hadi canım burdan gidiyoruz biliyorumki ne senin nede benim gücüm kaldı’diyerek arabaya doğru gidiyordum Cascada’yla...Amcam ise şaşkındı benden böyle birşey beklemiyor gibiydi.Arkamızdan koşarak geliyordu.Tam arabanın kapısını açmıştımki bir el kabaca kapıyı kapadı.Yüzüme bakıyordu ama onun yüzünü göremiyordum sanki böyle bir durumla önceden karşılaşmıştım ama hatırlayamıyordum...Ben bunları düşünürken bir yandanda yabancının yüzünü görmeye çalışıyordum...Amcam hazinle:
-‘Amy dur ne yapıyorsun!’Soluk soluğa kalmıştı...Onun beni durdurmaya çalışacağından emindim ama yabancının hala o kapıyı tutması benim ve kardeşimin arabaya binmesine engel teşkil ediyordu...Öyle sinirliydimki bir an ağzımdan çıkacaklardan korkmuştum.O ise hayretle bakınıyordu: bana ve ellerime... ‘PPPP-Prenses...’diyerek bana baktı, sanki o sözcüğün doğruluğunu ölçüyordu yüzüme bakarak.Bende şaşırmıştım artık kapıyı çekiştirmeyi bırakmış yabancının yüzündeki o gizemi çözmeye koyulmuştum derken, amcam:
-‘İan lütfen!!’ Uzun süren sessizlikten sonra, bahçedeki oturakları göstererek‘Pekala Amy, ikinizde anneniz gibi inatçısınız....Size neden böyle birşey yapmaya giriştiğimi anlatacağım ama ilk önce şuraya oturup soluklanmam gerekiyor’dedi ve üçümüzde ahşap, eski, biçimsiz sandalyelere oturmak için yönelmiştik.Bir süre sonra amcam bütün herşeyi anlatmaya koyuldu...
-‘Evet şimdi beni sessizce dinlemenizi istiyorum...’
.....
.....
.....
‘South Croydno kentinde, her gün büyülü geçmekteydi; eşsiz, mükemmel bir yüzük ve onu taşıyan kişi sayesinde...O kişinin adı ise Alison yani annenizdi çocuklar’ dedi gülümseyerek ...Uzun uzun soluklandı ve ‘O eşsizdi, üzerindeki herşeyi büyük bir dikkatle ve nazik tavırlarıyla taşırdı.O parmağından çıkarmadığı yüzükle Alison büyük bir kötülüğün içerisine düşebilirdi.Bu yüzden ben, babanız ve diğerleri Alison’u korumayı üstümüze vazife olarak seçmiştik.İşte herşey burada başlamıştı.Karanlığın, gizemlerin, boşlukların ortasında yaşaayan kral Joshua, Alison’u seviyordu, ama onun çok iyi olması kendisinin dahada kötüleşmesine, insanların, cahiletin peşini kovalar olmuştu.Hem bu yüzden hemde babanızın Alison’la evlenmesi ve senin (Amy’nin) doğmandan: uzun, pis, kirli savaşın savaşın alacakaranlıkta başlamasına neden olmuştu.Savaş o kadar ilerliyorduki uçsuz bucaksız; yeşilliklerin, çalılıkların, hayvanların o dokunulmaz cennetini amansız bir vahşilikle, karanlık bir örtüyle kaplamıştı.Joshua’nın, annenizin yaşadığı yere kadar gelmesiyle herkes kraliçeyi korumak için örgütlenmişti, derken Cascada doğmuştu.Alison çocuklarına ve insanlarına eziyet çektirmemek, kimi yerlere hapsettirmemek için bütün yolları deniyordu...Kendisini zaten Joshua’nın bulacağını, bu mücadelenin sonuçsuz çıkacağını belirtmişti.Bütün bunlardan sizi bana bırakarak ‘Antoniy onlara iyi bak, ne söyleyeceğini bildiğim için sana herşeyi açıklamam, anlatmam gerek biliyorum; ama bizim zamandan kaybımız, onun kârına neden olacaktır.demişti.’Ben tam bütün bunlara karşı çıkacaktımki ‘Joshua zaten beni bulacak...lütfen sus...’demişti, parmağıyla karanlığın içine bulanmış araziyi göstererek ‘Hiçbir yerin tozdan dumandan görülemediğini, onun müttefiklerinin dört bir yandan bizi kuşattıklarını görüyorsun...Kocam ve sen şu anda tek güvenebileceğim kişilersiniz.İsteğim: İkinizinde o gizli bölgedeki ejderhamızla Joshua’nın bulamayacağı, sakin, tenha bir kasabaya yerleşip: Amy ve Cascada’ya hiçbirşey farkettirmeden yaşamanız’ o bunları derken bile güçlüydü, dimdik ayakalarının üzerinde duruyordu.Bu haliyle bu kararı çok önceden düşünerek verdiği belliydi.Sizleri kucağıma vererek parmağındaki değerli yüzüğü çıkarttı’’ amcam bunları anlatırken bebeksi gülümsemesiyle hafifçe yüzümü okşuyordu... ‘Amy’mim senin parmağından çıkartmadığın yüzüğü büyük bir içtenlikle, sadelikle dikkat çekmeyen bir kolyeyle boynuna takmıştı...Sonrasınıda biliyorsunuz:buradayız ve şu bir haftaya kadar sakin, huzurlu bir hayat yaşadık.Ama şimdi kardeşinin hayatta kalabilmesi için birinizin buradan ayrılıp uzun bir seyehate çıkması gerekiyor.Neden dersen Amy’cim Joshua Cascada’nın varlığından habersiz bir şekilde hareket ediyor...İşte bütün bunlar bu yüzden...’
Amcam bütün bunları anlattıktan sonra Cascada’yla ben ayakta duramıyorduk yere çökmüştük, oracıkta kıvranıyor, bütün bunlara inanamıyorduk...Bana bir peri masalına benzer geldi tek fark sonucun iyi yada kötü olarak bitmemesindeki belirsizlikti...Ellerimi sanki birisini yumruklayacak gibi sıkarak;
-‘Peki ya babam nerde!’dedim.
-‘O annenize öyle büyük bir aşkla bağlanmıştıki sizin için bile olsa onun yanından ayrılamazdı, onu korumayı kendisine vazife olarak seçmişti, onunla birlikte kaldı...’
-Cascada hışımla ayağa kalkarak ‘Bütün bu anlattıklarına inanmamızı beklemiyorsun değil mi! Bu sadece senin uydurduğun, saçma bir hikayeden başka birşey değil ...Tamam annemle babamın öldüğünü hiç öğrenemedik ama bunu senin vefasız bir masal olarak anlatman hem saçma hemde gerçek dışı!Bizi kandıramazsınız!!!!’
-Antony amca solgun bir şekilde gülümseyerek ‘Benim öyle bir niyetim yok küçüğüm...Elbette inanmanızı bekleyemem çünkü bende olsam bende inanmazdım.Ama topladığım bilgiye göre buradan biriniz gitmezse kendinizi kandırmış olursunuz, sonunuzda annenizinki gibi olur, sizi altı kişi olarak koruyamayız, ikinizde korunmasızsınız...’dedi
Cascada beni kolumdan tutarak konuşabileceğimiz bir yere çekti.
-Hafifçe beni dürterek ‘Bütün bunlara inanmadığını söyle bana!’dedi.Dikkatle dudaklarıma ve yüzüme bakıyordu... Ne söyleyeceğimi bir an önce duymak istiyor gibiydi...
Elimdeki narin, eşsiz yüzüğe bakarak ‘Canım, bende inanmıyorum bunlara ama ya bütün bunlar doğruysa ...Benim yüzümden sana herşey olabilir.Beni tanıyorsun,eğer bütün bu anlatılanlar doğruysa; olucaklara izin veremem’dedim. Kardeşimin belkide hiç okşuyamayacağım, öpüp koklayamayacağım yüzünü narince okşayarak ‘Ben gidiyorum, benim küçük meleğim’diyerek hüzünle gülümsedim...
Amcam bu söylediklerimi duyduğu gibi hizmetlilere eşyalarımı toplamaları için işaret göndermişti...
----------4. BÖLÜM
Masal MI? yOKSA GERÇEk Mİ?
Antony amca; dökümlü gömleğiyle, yakasındaki o zarif süsüyle yanımıza doğru geliyordu.
Cascada başta elleriyle öylece oynarken kapının gıcırdadığını duyunca, başını kapıya doğru yöneltmişti.O kapıdan girerken ikimizde dikkatlice ona bakıyorduk.Yanımıza gelirken sanki sinirliydi, sonucu yada nedeni önemli bir kargaşadan yada kavgadan çıkmış gibiydi.Bakışlarımızdan rahatsız olmuş olucak ki hızlıca gelirken başını camdan dışarıya; yeşilliklerin olduğu doğanın o eşsiz güzelliğine yöneltmişti...
Bir süre sonra iskemleye oturmuştu , ama yüzünde bir nebze olsun yumuşama belirtisi yoktu ...Bu nedenini birazdan öğreniceğimiz yada öğreneceğimizi sandığımız bi gizemin sonucu muydu acaba!
İkimizde dudaklarımızı bükerek hem birbirimize hemde amcamıza bakınıyorduk.Bu tutumun nedenini neydi acaba?...Artık sinirin yerini endişe, keder almıştı.Aslında bu açıklayamayacağımız bir duyguydu...
Amcam bişeyler söyleyecek gibiyken hep susuyordu, bir yandanda ellerini sıkıyor, iskemleyi yumrukluyordu.
-‘Kkkkk-Kızlar!’
İkimizde bu kelimenin sonunu nasıl bitiriceğini düşünüyorduk.Konuşucakken, her zaman susuyordu, taki kapı aralanıp içeri o üç sırlarla dolu yüzden birisi girene kadar...
-Kaşlarını kaldırarak eğildi ve ‘Efendim, araba hazırlandı, kaybedecek bir vaktimiz bile yok!’
-Cascada kaşlarını çatarak’Ne arabası bir yere mi gidicektiniz, efendim!’
Antony amca hışımla Cascada’ya yöneldi ona kızacağını sanarak;
-‘Evet amca ilk defa soyutlandık bunun sebebini öğrenmeden bir yere gidemezsiniz!Sonuçta biz de bu evde yaşıyorsak bizi görmezden gelemezsiniz’ dedim.Sinirle ayağa kalkmıştım, amcam ise sakince beni sandalyeye oturmam için davet etti...
-Camdan dışarı bakarak’Açıklıcam merak etmeyin.......Cascada’ya doğru baktı ve ‘Ama senin şimdi gitmen gerekiyor.Merak etme bu sebepsiz değil bundan sonra yapıcaklarım ve yaptırıcaklarım da sebepsiz olmayacak.Aslında bütün bunları size dün anlatmam gerekiyordu, ama ben bütün bunlardan uzun süre kaçmak istemiştim, lütfen bu hatamı mazur görün.Buraya gelmeden önce hizmetlilere eşyalarının hemen toplanması gerektiğini, senin uzun bir seyehate çıkacağını söyledim, şimdi arabaya binmelisin’ dedi ayağa kalkarak...Bizim bişey dememize hiç fırsat vermiyordu ama ikimizde çok sinirliydik niye böyle bir karar vermişti hem Cascada’yla beni neden ayırmak için böyle bir plana girişmişti...
-’Bize neler olup bittiğini nasıl anlatmazsınız.Neler olup bittiğinden haberim yok ama sizin bunlardan kaçmanızın sonucunu niye biz çekelimki!Hem ne kadar önemli olursa olsun kardeşimden ayrılamam o bana annemden babamdan kalan tek yadigar!O benim hazinem!!!!!...Senin emirlerin de yorumsuz, bunlara itaat edemeyiz...’diye haykırdım.Cascada ise sessizce yere doğru bakıyor benim dediklerimi dinliyordu.
Onun kolunu tutarak kendime doğru çektim ona sarılarak ‘Hadi canım burdan gidiyoruz biliyorumki ne senin nede benim gücüm kaldı’diyerek arabaya doğru gidiyordum Cascada’yla...Amcam ise şaşkındı benden böyle birşey beklemiyor gibiydi.Arkamızdan koşarak geliyordu.Tam arabanın kapısını açmıştımki bir el kabaca kapıyı kapadı.Yüzüme bakıyordu ama onun yüzünü göremiyordum sanki böyle bir durumla önceden karşılaşmıştım ama hatırlayamıyordum...Ben bunları düşünürken bir yandanda yabancının yüzünü görmeye çalışıyordum...Amcam hazinle:
-‘Amy dur ne yapıyorsun!’Soluk soluğa kalmıştı...Onun beni durdurmaya çalışacağından emindim ama yabancının hala o kapıyı tutması benim ve kardeşimin arabaya binmesine engel teşkil ediyordu...Öyle sinirliydimki bir an ağzımdan çıkacaklardan korkmuştum.O ise hayretle bakınıyordu: bana ve ellerime... ‘PPPP-Prenses...’diyerek bana baktı, sanki o sözcüğün doğruluğunu ölçüyordu yüzüme bakarak.Bende şaşırmıştım artık kapıyı çekiştirmeyi bırakmış yabancının yüzündeki o gizemi çözmeye koyulmuştum derken, amcam:
-‘İan lütfen!!’ Uzun süren sessizlikten sonra, bahçedeki oturakları göstererek‘Pekala Amy, ikinizde anneniz gibi inatçısınız....Size neden böyle birşey yapmaya giriştiğimi anlatacağım ama ilk önce şuraya oturup soluklanmam gerekiyor’dedi ve üçümüzde ahşap, eski, biçimsiz sandalyelere oturmak için yönelmiştik.Bir süre sonra amcam bütün herşeyi anlatmaya koyuldu...
-‘Evet şimdi beni sessizce dinlemenizi istiyorum...’
.....
.....
.....
‘South Croydno kentinde, her gün büyülü geçmekteydi; eşsiz, mükemmel bir yüzük ve onu taşıyan kişi sayesinde...O kişinin adı ise Alison yani annenizdi çocuklar’ dedi gülümseyerek ...Uzun uzun soluklandı ve ‘O eşsizdi, üzerindeki herşeyi büyük bir dikkatle ve nazik tavırlarıyla taşırdı.O parmağından çıkarmadığı yüzükle Alison büyük bir kötülüğün içerisine düşebilirdi.Bu yüzden ben, babanız ve diğerleri Alison’u korumayı üstümüze vazife olarak seçmiştik.İşte herşey burada başlamıştı.Karanlığın, gizemlerin, boşlukların ortasında yaşaayan kral Joshua, Alison’u seviyordu, ama onun çok iyi olması kendisinin dahada kötüleşmesine, insanların, cahiletin peşini kovalar olmuştu.Hem bu yüzden hemde babanızın Alison’la evlenmesi ve senin (Amy’nin) doğmandan: uzun, pis, kirli savaşın savaşın alacakaranlıkta başlamasına neden olmuştu.Savaş o kadar ilerliyorduki uçsuz bucaksız; yeşilliklerin, çalılıkların, hayvanların o dokunulmaz cennetini amansız bir vahşilikle, karanlık bir örtüyle kaplamıştı.Joshua’nın, annenizin yaşadığı yere kadar gelmesiyle herkes kraliçeyi korumak için örgütlenmişti, derken Cascada doğmuştu.Alison çocuklarına ve insanlarına eziyet çektirmemek, kimi yerlere hapsettirmemek için bütün yolları deniyordu...Kendisini zaten Joshua’nın bulacağını, bu mücadelenin sonuçsuz çıkacağını belirtmişti.Bütün bunlardan sizi bana bırakarak ‘Antoniy onlara iyi bak, ne söyleyeceğini bildiğim için sana herşeyi açıklamam, anlatmam gerek biliyorum; ama bizim zamandan kaybımız, onun kârına neden olacaktır.demişti.’Ben tam bütün bunlara karşı çıkacaktımki ‘Joshua zaten beni bulacak...lütfen sus...’demişti, parmağıyla karanlığın içine bulanmış araziyi göstererek ‘Hiçbir yerin tozdan dumandan görülemediğini, onun müttefiklerinin dört bir yandan bizi kuşattıklarını görüyorsun...Kocam ve sen şu anda tek güvenebileceğim kişilersiniz.İsteğim: İkinizinde o gizli bölgedeki ejderhamızla Joshua’nın bulamayacağı, sakin, tenha bir kasabaya yerleşip: Amy ve Cascada’ya hiçbirşey farkettirmeden yaşamanız’ o bunları derken bile güçlüydü, dimdik ayakalarının üzerinde duruyordu.Bu haliyle bu kararı çok önceden düşünerek verdiği belliydi.Sizleri kucağıma vererek parmağındaki değerli yüzüğü çıkarttı’’ amcam bunları anlatırken bebeksi gülümsemesiyle hafifçe yüzümü okşuyordu... ‘Amy’mim senin parmağından çıkartmadığın yüzüğü büyük bir içtenlikle, sadelikle dikkat çekmeyen bir kolyeyle boynuna takmıştı...Sonrasınıda biliyorsunuz:buradayız ve şu bir haftaya kadar sakin, huzurlu bir hayat yaşadık.Ama şimdi kardeşinin hayatta kalabilmesi için birinizin buradan ayrılıp uzun bir seyehate çıkması gerekiyor.Neden dersen Amy’cim Joshua Cascada’nın varlığından habersiz bir şekilde hareket ediyor...İşte bütün bunlar bu yüzden...’
Amcam bütün bunları anlattıktan sonra Cascada’yla ben ayakta duramıyorduk yere çökmüştük, oracıkta kıvranıyor, bütün bunlara inanamıyorduk...Bana bir peri masalına benzer geldi tek fark sonucun iyi yada kötü olarak bitmemesindeki belirsizlikti...Ellerimi sanki birisini yumruklayacak gibi sıkarak;
-‘Peki ya babam nerde!’dedim.
-‘O annenize öyle büyük bir aşkla bağlanmıştıki sizin için bile olsa onun yanından ayrılamazdı, onu korumayı kendisine vazife olarak seçmişti, onunla birlikte kaldı...’
-Cascada hışımla ayağa kalkarak ‘Bütün bu anlattıklarına inanmamızı beklemiyorsun değil mi! Bu sadece senin uydurduğun, saçma bir hikayeden başka birşey değil ...Tamam annemle babamın öldüğünü hiç öğrenemedik ama bunu senin vefasız bir masal olarak anlatman hem saçma hemde gerçek dışı!Bizi kandıramazsınız!!!!’
-Antony amca solgun bir şekilde gülümseyerek ‘Benim öyle bir niyetim yok küçüğüm...Elbette inanmanızı bekleyemem çünkü bende olsam bende inanmazdım.Ama topladığım bilgiye göre buradan biriniz gitmezse kendinizi kandırmış olursunuz, sonunuzda annenizinki gibi olur, sizi altı kişi olarak koruyamayız, ikinizde korunmasızsınız...’dedi
Cascada beni kolumdan tutarak konuşabileceğimiz bir yere çekti.
-Hafifçe beni dürterek ‘Bütün bunlara inanmadığını söyle bana!’dedi.Dikkatle dudaklarıma ve yüzüme bakıyordu... Ne söyleyeceğimi bir an önce duymak istiyor gibiydi...
Elimdeki narin, eşsiz yüzüğe bakarak ‘Canım, bende inanmıyorum bunlara ama ya bütün bunlar doğruysa ...Benim yüzümden sana herşey olabilir.Beni tanıyorsun,eğer bütün bu anlatılanlar doğruysa; olucaklara izin veremem’dedim. Kardeşimin belkide hiç okşuyamayacağım, öpüp koklayamayacağım yüzünü narince okşayarak ‘Ben gidiyorum, benim küçük meleğim’diyerek hüzünle gülümsedim...
Amcam bu söylediklerimi duyduğu gibi hizmetlilere eşyalarımı toplamaları için işaret göndermişti...
süpersin yaXD hadi üç ayı tin tin tin XD
Normalde kitap okumayi sevem ama bir goz gezdireyim diye basladim okumaya ve sonrasini tahmin ediyorsunuzdur 4 hikayeninde hepsini okumusum ne zaman okudum bende fark edemedim.Gercekten gusel ama isin icine birazda romantiklik ve ask katarsan dahada gusel olur. ayrica tabrik ederim begum bu iste cok basarilisn elbet hatalarin olacak ama sakin yilmadan sen yazmaya dewam et muhakkak takip eden olur.Belki ilerisi icin bile dusunebilirsin...
3. sayfa (Toplam 12 sayfa) [ 112 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |