Gecenin Efendileri... Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 7, 8, 9, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Bunu söylemek haddime değil belki, biliyorum. Ama eğer içsezilerime gerçekten güveniyorsam, "Kızgın bir Hatun" olarak asabi bir kişilikten çok, daha cana yakın bir karakterin olduğunu sezinliyorum. Neden bilmem, ama gerçekten böyle olduğuyla ilgili bir his var içimde ve bunu seni tanıdıkça daha iyi anlayacağımızı düşünüyorum. Aramıza tekrar hoşgeldin, iyi ki geldin Kızgın Ablacım.(Umarım abla dememin bir sakıncası yoktur, zira dil alışkanlığı; ben kendimden bir yaş büyük olanlara bile abla derim. Sakın yanlış anlama.)
Öncelikle; gerçekten güzel ve akıcı bir yazım tarzın olduğunu belirtmeliyim. Belirtmeliyim; çünkü sempatik ve iyi niyetli bir karakterin olduğunu yazım tarzından sezinledim. Karamsar, en azından "mazetetim var, asabiyim ben" diyecek kadar negatif yazmıyorsun. Bölümden bölüme duyguyu değiştirmen gerekebilir belki, bu ayrı bir konu, ve bunu ilerleyen bölümlerde tabii ki göreceğiz. Ama betimlemelerine ve cümle süslemelerine baktığımda, hiç de öyle durmuyor. Ve belirtmeliyim; çünkü insanı büyüleyen bir sempatikliği var.
İlginç bir içerik ve senaryo, ne kadar muhteşemdir ki karşımızda. Nadir bulunuyor böyle güzellikler; övmüyorum, doğruyu söylüyorum ve gerçekten bunu hissediyorum. Yazım tarzınla gayet iyi uyum da sağlamış. E ne diyeyim, tadından yenmez şimdi bu fan
Daha ilk yorumdan anlayacağın üzere, yorum yazmak konusunda saplantılı ve bir o kadar da sıkıcıyım, farkındayım. İlerleyen bölümlerde yorumlamalarıma karakterlerle ilgili düşüncelerim de eklenecek, biliyorum. Tüm forum bu özelliğimin olumsuz bir durum olmadığını söylese bile, sen öyle düşünmeyebilirsin belki.O yüzden şimdiden, uzun yorumlarım nedeniyle özür diliyorum.
Harika bir yazımın, harika bir içeriğin ve beni benden alan duygularla renklendirdiğin bir senaryon var. Daha ne diyelim, devamını beklemekteyim...
Öncelikle; gerçekten güzel ve akıcı bir yazım tarzın olduğunu belirtmeliyim. Belirtmeliyim; çünkü sempatik ve iyi niyetli bir karakterin olduğunu yazım tarzından sezinledim. Karamsar, en azından "mazetetim var, asabiyim ben" diyecek kadar negatif yazmıyorsun. Bölümden bölüme duyguyu değiştirmen gerekebilir belki, bu ayrı bir konu, ve bunu ilerleyen bölümlerde tabii ki göreceğiz. Ama betimlemelerine ve cümle süslemelerine baktığımda, hiç de öyle durmuyor. Ve belirtmeliyim; çünkü insanı büyüleyen bir sempatikliği var.
İlginç bir içerik ve senaryo, ne kadar muhteşemdir ki karşımızda. Nadir bulunuyor böyle güzellikler; övmüyorum, doğruyu söylüyorum ve gerçekten bunu hissediyorum. Yazım tarzınla gayet iyi uyum da sağlamış. E ne diyeyim, tadından yenmez şimdi bu fan
Daha ilk yorumdan anlayacağın üzere, yorum yazmak konusunda saplantılı ve bir o kadar da sıkıcıyım, farkındayım. İlerleyen bölümlerde yorumlamalarıma karakterlerle ilgili düşüncelerim de eklenecek, biliyorum. Tüm forum bu özelliğimin olumsuz bir durum olmadığını söylese bile, sen öyle düşünmeyebilirsin belki.O yüzden şimdiden, uzun yorumlarım nedeniyle özür diliyorum.
Harika bir yazımın, harika bir içeriğin ve beni benden alan duygularla renklendirdiğin bir senaryon var. Daha ne diyelim, devamını beklemekteyim...
Kızımız fantastik baş kahramanlara özenmenin sıkıntısını çekiyor galiba... O gelen kişilik de ayrı bir tuhaf... Ne ara geldi nerden geldi kime gidiyor belli değil... Kızın şaşırmaları ve düşündükleri yerindeydi... Nasıl ilerleyecek bakıp göreceğiz...
Devamını çok merak ediyorum...
Devamını çok merak ediyorum...
Hiç bu kadar eğlenceli hikaye okumamıştım Kızgın Hatun deyince sandım ki agresif, içine kapanık , death note animesinden fırlama bi karamsar çıkacak karşımıza. Ama büyük bi şaşkınlık yaşadım
Nickininin tersine bir kişiliğin var. Sanırım sen sürprizlerle dolu bi üyesin Bunu sevdim! Baya orjinal, kendi özünde bi üye! Bu başlığa daha çok uğrayacağıma benziyor.
Ve hikaye hakkında yorum:
1.Bölüm:
Kızın karakteri, istekleri hakkında bilgi aldık. Okurken sanki o sıra hayalettim ve baş kahramanımızın tepesinde onun zihnini okuyarak onunla geziyormuşçasına herşey gözümde canlandı. Çok etkileyici.
Hele kedi !
İnanılmaz! Gülmekten gözlerimden yaş geldi xD
2.Bölüm:
İpin koptuğu yer!
İşte burda, balkında heyecanlandım.
Çünkü cidden hepimizin yaptığı birşeyi büyük bir samimiyetle anlattın. Tehlikeli bir olayla karşılaştığımızda yaptığımız birşeydir korkmamış gibi davranmaya çalışmak. Kızımız öyle güzel ve samimi anlattı ki duygularını, diyecek laf bulamıyorum.
Hele bi de ''höst'' deyişiyle kopmamak elde değil.
Gerçekten orjinal bi giriş oldu Kızgın Hatun
Yetenekli ve kendine has bi zevkin var. Seni candan tebrik ederim!!!
Yeni bölüme hasret bırakma bizi=))))
Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥
Rhea, KaNaShiiSaigo, mirate, ay_prensesi_usagi, mangaka_sym, Klutz, Yukiko Yorumlarınız için çook teşekkür ederim Beni çok mutlu ediyorlar
KaNaShiiSaigo
Hmm o karakter bir sonraki bölümde daha da gözünden düşebilir..belki.. ama yinede yine belki ilerde o karakteri seversin... hikayede büyük yeri var anlamışsındır zaten
ay_prensesi_usagi
hiç de bilem ( bu kelime nasıl yazılıyor yaa ) Ne kadar uzun yorum o kadar "mutlu hatun" Ayrıca hoşbulduk
Hep pozitif yorumlar yazmayın, elinize geleni ardınıza koymayın, stres atın biraz, kötü düşüncelerinizi de yazın Hem bu gün pazartesi... Bedavaya stres atıcak adam var, kaçırmayın [/b]
KaNaShiiSaigo
Hmm o karakter bir sonraki bölümde daha da gözünden düşebilir..belki.. ama yinede yine belki ilerde o karakteri seversin... hikayede büyük yeri var anlamışsındır zaten
ay_prensesi_usagi
hiç de bilem ( bu kelime nasıl yazılıyor yaa ) Ne kadar uzun yorum o kadar "mutlu hatun" Ayrıca hoşbulduk
Hep pozitif yorumlar yazmayın, elinize geleni ardınıza koymayın, stres atın biraz, kötü düşüncelerinizi de yazın Hem bu gün pazartesi... Bedavaya stres atıcak adam var, kaçırmayın [/b]
Kızgın Hatun yazmış:
eee sende sık , boğ, kas azcık ozaman . bizde veryansın edelim ,atıp tutalım sana bu nebiçimm filan diye şööle ağız tadıyla ağzımıza gelenı yoralım bi güzel; sende kız bize
yanni hersey olması gerektiği gibi ilerlesin
Nemesis Divinaya sonsuz tesekkürlerimi sunarım ....cici kyo'm seviyorum seni...
_______________________
XD Güzel olmuş =) Ama ilk bölümü daha çok sevmiştim ben ^^ Neden bilmiyorum....
Bu kısa yorum için de affınıza sığınırım, bacım. Ama sizin de bildiğiniz üzere acelem var U_U
Yine de her ff oolduğu gibi bunda da bazı taleplerim var;
-Bu kız nedir kimin nesidir, adı sanı yok mudur, nerde yaşar?
Bu soruların cevabını talep ediyorum...
İyi günler =)
Bu kısa yorum için de affınıza sığınırım, bacım. Ama sizin de bildiğiniz üzere acelem var U_U
Yine de her ff oolduğu gibi bunda da bazı taleplerim var;
-Bu kız nedir kimin nesidir, adı sanı yok mudur, nerde yaşar?
Bu soruların cevabını talep ediyorum...
İyi günler =)
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Bu aralar çok yoğunum. Forma bile uğrayamıyorum. Normalde bu gün de bir şey yazmayacaktım ama Yukiko sırf sen istedin diye oturup yazdım
Çok parlak olmadı ama umarım beğenirsiniz.... Bu arada hiç kimseyi hiç bir şekilde kötüleme amacı gütmüyorum. Zaten kötüleyecek bir şey de yazmadım ama olsun hassas konular bunlar Neyden bahsettiğimi okuyunca anlarsınız.
----------------------------------------
3. Bölüm
-Ağlama, şekercik…
Bana mı öyle geliyordu yoksa sesinde bir acıma, şefkat var mıydı? Gözlerim dolu olduğu için yüzünü net göremiyordum ama gülümsemediği kesindi. Sanki kaşları da kalkmıştı.
-Lüt… lütfen bırak beni. Yapma.
-Ah, bu kadar korkma tatlım. Efendimiz kanını kurutmayacaktır. Sadece biraz içecektir… Tabii eğer çok beğenmezse.
Son cümleyi sanki duymamı istemiyormuşçasına mırıldanmıştı. Ne?! Kan içmek mi?! Tam da bundan daha kötüsü olamayacağını düşünüyordum. Herif hem sapık hem de kendini vampir zanneden ruh hastası bir psikopat çıkmıştı. Dudaklarımdan bir inilti koptu.
Adam beni ayağa kaldırdı ve gözlerimi sildi. Evet, yüzündeki ifade acımaydı. Elini çekti ve geri dönmeye hazırlandı ama aniden durdu. Bir 5-10 saniye uzaklara hiç hareket etmeden baktı Bu arada salak ben de tabanları yağlamak yerine korku ve şokun etkisiyle titriyor ve mal mal ona bakıyordum. Sonra yavaşça başını bana döndürdü ve “Üzgünüm tatlım ama yapmak zorundayım, diğer vampirlere göstermek zorundayım.”
Sonra ani bir hareketle beni omzuna aldı ve balkondan dışarı zıpladı. Tabii, bende çığlığı bastım. Ancak daha nefesimi tüketmeden soğuk elleri ağzımı kapattı. Çığlımı duymamışlardı, ya da duymuşlardıysa da kısalığından ve tizliğinden olsa gerek (boğazım kurumuştu) çok duyarlı komşularımız fare gören bir kadının çığlığı falan zannetmişlerdi. Hep biz kadınlar yüzünden, olur olmaz şeye çığlığı basıyoruz, yalancı çoban misali, gerçek acil durumlarda ,mesela bir psikopat tarafından kaçırılmak gibi, ortada kalıyoruz.
- Bir daha bunu yaparsan boynunu kırmak zorunda kalabilirim, şekercik… Söyle bakalım uslu duracak mısın?
Korku içinde başımı salladım.
- Unutma şekercik, söz verdin… Seni böyle götüremem… Koluma gir şekercik. Ve unutma, uslu dur yoksa…
Beni yere indirdi ve bende titreyerek uslu uslu koluna girdim. Yürümeye başladık. Bir beş altı dakika sonra korkumu kontrol altına almış ve mantıklı düşünebilir hale gelmiştim. Beni yanında götüren adama baktım. Yaptığından pek memnun görünmüyordu ama yinede kaçmayayım diye omzumu sıkıca tutuyordu. Ne garip, adam çelişkilerle doluydu. Sanki olmadığı biri gibi davranıyordu. Acaba diğer psikopatlar onu zorluyor muydu? Gerçi o da vampir olduğuna inanıyordu… Kafam çok karışmıştı. Sanki içindekileri atmama yarayacakmış gibi kafamı hızlıca salladım. Meraklı gözlerle bana baktı.
- Toparlandın mı şekercik? Korkma gün doğumunda eve dönmüş olursun. Efendimiz senin gibi bir kızla fazla ilgilenmeyektir.
Kaçık efendisinin benimle ilgilenmeyecek olması iyi haberdi. Ama şu “senin gibi” kısmı pek hoşuma gitmemişti. Ne yani, Angelina Jolie 2 olmadığımın ben de farkındaydım ama bunu bu şekilde gözümün içine sokmasına gerek yoktu.
Kahkaha sesleri nerede olduğumu farkına varmamı sağladı. Sakin mahallemden çıkmış, şehrin gece hayatı yoğun bir bölgesine gelmiştik. Bir gece kulübünün önünden geçiyorduk. İki kadınla bir adam kulüpten çıkıyordu. Sarışın kadının üstünde askısız kısa mavi bir elbise vardı. Kumral olan mini-şort giymişti. Kısaca içki reklamlarında fırlamış gibiydiler. Hani, şu içkiden çok, güzel kadınların uzuvlarını gösteren reklamlar. Yanlarındaki adamsa resmi olarak bir mülteciydi; Kaliforniya mültecisi. Kısa, sarı saçları bronz teni ve diş macunu reklamlarından fırlama dişeri vardı. Tabii, kaslı vücudunu saymaya bile gerek duymuyorum. Garibim, havalardan mıdır, yanındaki kızlardan mıdır bilemem bayağı bir sıcaklamış, üstündeki t-shirtü çıkarmıştı. Kızlarla adam birbirine garip sesler çıkararak vedalaşıp ayrıldılar. Ben, belki “benim gibi bir kızdan” vazgeçer de “ efendisinin ilgileneceği” bir “çıtır” bulmaya karar verir diye yanımdaki garip giyinişli adama(kibar olmayı bırakalım, herif resmen kıroydu.) baktım. Oysa onun hiç durmaya niyeti yok gibiydi ve hızlı olamam için beni çekiştirirken yan gözle t-shirtsüz sörfçü bozuntusunu kesiyordu… Ne?! Bir dakika, bir dakika doğa kanunlarına göre o anda diğer tarafta fingirdek fingirdek gülen kızları kesmesi gerekmiyordu? Harika, şu anda psikopat, kendini vampir sanan ruh hastası kıro bir gay tarafından kaçırılıyordum! Tamam, en azından bundan daha kötüsü olamaz…
Bütün bunlar aklımdan şimşek hızıyla geçerken vücudum bir gecede bu kadar garipliği kaldıramamış ve düşündüklerimi kontrolüm dışında tek kelimeyle ifade etmeye karar vermişti:
- Gay.
Kaçık, aniden döndü. Yüzünden şok okunuyordu.
- Kes sesini!
Aceleyle sanki birinin duyup duymadığını kontrol etmek istermiş gibi çevresine bakındı.
- Bunu bir daha sakın söyleme! Anlıyorsun değil mi? Yemin ederim anında boynunu kırarım! Yemin ederim yaparım!
Omzumu güçlüce sıkıyor beni silkeliyordu. Acı içinde inledim.
- Ta..Tamam.. Ama neden ki?
Neden bu kadar çok tepki vermişti ki? Neden bu kadar gizliydi ki? Tamam, bunu doğru bulmayan insanlar vardı ama hiç kimsenin karışma hakkı yoktu. Onun cinsel hayatından insanlara neydi? Kimsenin hiçbir tercih için kimseyi yargılama hakkı yoktu…
- Kes sesini dedim.
Gözlerinden korku okunuyordu ve o panikle omzumu çürütecek kadar çok sıkıyordu. Acıyla başımı salladım ve gözlerimi yere indirdim.
------------------------------------------------
Çok parlak olmadı ama umarım beğenirsiniz.... Bu arada hiç kimseyi hiç bir şekilde kötüleme amacı gütmüyorum. Zaten kötüleyecek bir şey de yazmadım ama olsun hassas konular bunlar Neyden bahsettiğimi okuyunca anlarsınız.
----------------------------------------
3. Bölüm
-Ağlama, şekercik…
Bana mı öyle geliyordu yoksa sesinde bir acıma, şefkat var mıydı? Gözlerim dolu olduğu için yüzünü net göremiyordum ama gülümsemediği kesindi. Sanki kaşları da kalkmıştı.
-Lüt… lütfen bırak beni. Yapma.
-Ah, bu kadar korkma tatlım. Efendimiz kanını kurutmayacaktır. Sadece biraz içecektir… Tabii eğer çok beğenmezse.
Son cümleyi sanki duymamı istemiyormuşçasına mırıldanmıştı. Ne?! Kan içmek mi?! Tam da bundan daha kötüsü olamayacağını düşünüyordum. Herif hem sapık hem de kendini vampir zanneden ruh hastası bir psikopat çıkmıştı. Dudaklarımdan bir inilti koptu.
Adam beni ayağa kaldırdı ve gözlerimi sildi. Evet, yüzündeki ifade acımaydı. Elini çekti ve geri dönmeye hazırlandı ama aniden durdu. Bir 5-10 saniye uzaklara hiç hareket etmeden baktı Bu arada salak ben de tabanları yağlamak yerine korku ve şokun etkisiyle titriyor ve mal mal ona bakıyordum. Sonra yavaşça başını bana döndürdü ve “Üzgünüm tatlım ama yapmak zorundayım, diğer vampirlere göstermek zorundayım.”
Sonra ani bir hareketle beni omzuna aldı ve balkondan dışarı zıpladı. Tabii, bende çığlığı bastım. Ancak daha nefesimi tüketmeden soğuk elleri ağzımı kapattı. Çığlımı duymamışlardı, ya da duymuşlardıysa da kısalığından ve tizliğinden olsa gerek (boğazım kurumuştu) çok duyarlı komşularımız fare gören bir kadının çığlığı falan zannetmişlerdi. Hep biz kadınlar yüzünden, olur olmaz şeye çığlığı basıyoruz, yalancı çoban misali, gerçek acil durumlarda ,mesela bir psikopat tarafından kaçırılmak gibi, ortada kalıyoruz.
- Bir daha bunu yaparsan boynunu kırmak zorunda kalabilirim, şekercik… Söyle bakalım uslu duracak mısın?
Korku içinde başımı salladım.
- Unutma şekercik, söz verdin… Seni böyle götüremem… Koluma gir şekercik. Ve unutma, uslu dur yoksa…
Beni yere indirdi ve bende titreyerek uslu uslu koluna girdim. Yürümeye başladık. Bir beş altı dakika sonra korkumu kontrol altına almış ve mantıklı düşünebilir hale gelmiştim. Beni yanında götüren adama baktım. Yaptığından pek memnun görünmüyordu ama yinede kaçmayayım diye omzumu sıkıca tutuyordu. Ne garip, adam çelişkilerle doluydu. Sanki olmadığı biri gibi davranıyordu. Acaba diğer psikopatlar onu zorluyor muydu? Gerçi o da vampir olduğuna inanıyordu… Kafam çok karışmıştı. Sanki içindekileri atmama yarayacakmış gibi kafamı hızlıca salladım. Meraklı gözlerle bana baktı.
- Toparlandın mı şekercik? Korkma gün doğumunda eve dönmüş olursun. Efendimiz senin gibi bir kızla fazla ilgilenmeyektir.
Kaçık efendisinin benimle ilgilenmeyecek olması iyi haberdi. Ama şu “senin gibi” kısmı pek hoşuma gitmemişti. Ne yani, Angelina Jolie 2 olmadığımın ben de farkındaydım ama bunu bu şekilde gözümün içine sokmasına gerek yoktu.
Kahkaha sesleri nerede olduğumu farkına varmamı sağladı. Sakin mahallemden çıkmış, şehrin gece hayatı yoğun bir bölgesine gelmiştik. Bir gece kulübünün önünden geçiyorduk. İki kadınla bir adam kulüpten çıkıyordu. Sarışın kadının üstünde askısız kısa mavi bir elbise vardı. Kumral olan mini-şort giymişti. Kısaca içki reklamlarında fırlamış gibiydiler. Hani, şu içkiden çok, güzel kadınların uzuvlarını gösteren reklamlar. Yanlarındaki adamsa resmi olarak bir mülteciydi; Kaliforniya mültecisi. Kısa, sarı saçları bronz teni ve diş macunu reklamlarından fırlama dişeri vardı. Tabii, kaslı vücudunu saymaya bile gerek duymuyorum. Garibim, havalardan mıdır, yanındaki kızlardan mıdır bilemem bayağı bir sıcaklamış, üstündeki t-shirtü çıkarmıştı. Kızlarla adam birbirine garip sesler çıkararak vedalaşıp ayrıldılar. Ben, belki “benim gibi bir kızdan” vazgeçer de “ efendisinin ilgileneceği” bir “çıtır” bulmaya karar verir diye yanımdaki garip giyinişli adama(kibar olmayı bırakalım, herif resmen kıroydu.) baktım. Oysa onun hiç durmaya niyeti yok gibiydi ve hızlı olamam için beni çekiştirirken yan gözle t-shirtsüz sörfçü bozuntusunu kesiyordu… Ne?! Bir dakika, bir dakika doğa kanunlarına göre o anda diğer tarafta fingirdek fingirdek gülen kızları kesmesi gerekmiyordu? Harika, şu anda psikopat, kendini vampir sanan ruh hastası kıro bir gay tarafından kaçırılıyordum! Tamam, en azından bundan daha kötüsü olamaz…
Bütün bunlar aklımdan şimşek hızıyla geçerken vücudum bir gecede bu kadar garipliği kaldıramamış ve düşündüklerimi kontrolüm dışında tek kelimeyle ifade etmeye karar vermişti:
- Gay.
Kaçık, aniden döndü. Yüzünden şok okunuyordu.
- Kes sesini!
Aceleyle sanki birinin duyup duymadığını kontrol etmek istermiş gibi çevresine bakındı.
- Bunu bir daha sakın söyleme! Anlıyorsun değil mi? Yemin ederim anında boynunu kırarım! Yemin ederim yaparım!
Omzumu güçlüce sıkıyor beni silkeliyordu. Acı içinde inledim.
- Ta..Tamam.. Ama neden ki?
Neden bu kadar çok tepki vermişti ki? Neden bu kadar gizliydi ki? Tamam, bunu doğru bulmayan insanlar vardı ama hiç kimsenin karışma hakkı yoktu. Onun cinsel hayatından insanlara neydi? Kimsenin hiçbir tercih için kimseyi yargılama hakkı yoktu…
- Kes sesini dedim.
Gözlerinden korku okunuyordu ve o panikle omzumu çürütecek kadar çok sıkıyordu. Acıyla başımı salladım ve gözlerimi yere indirdim.
------------------------------------------------
2. sayfa (Toplam 9 sayfa) [ 83 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |