Gecenin Efendileri... Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 7, 8, 9, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Bundan önceki bölüm kötüydü biliyorum Umarım bu seferki daha iyidir... Okuyan ve yorum atmış ve atacak olan herkese teşekkür ederim... Yorumlarınızı yine eksik etmeyin
..........................
7. Bölüm
Şoku atlatınca – ki bu biraz sürdü.- sordum: “ Şimdi ne olacak?” “ Şimdi, senin sayende artık bir hizmetkarım var.” Diye cevapladı. “ Ve sen sormadan söyleyeyim : hayır, seni hizmetkarlıktan atamam çünkü bu acıya daha fazla katlanmaman için öldürülürsün.”
Evet, Elizabeth, vampirler hakkında aklından çıkarmaman gerekenler: 1- Geceden çok narsislerin efendileridirler. Bu durumu göz ardı etmeye çalışarak -ki görünüşe göre bunu ilerde çok fazla yapacaktım.- sordum. “ Hizmetkarlar tam olarak ne yapar?” Aslında cevap vermeyebilirdi. Hatta veremeden kediye alerjisi olduğundan dolayı ölseydi çok daha mutlu olurdum. Ama ben şanssız bir kızdım ve geçen gece de bunu kanıtlamıştı. O yüzden karşımdaki vampir bozuntusu ölmek yerine sorumu cevapladı.
“ Sahiplerinin ihtiyaçlarını giderirler.” Sahi benim korkak kedim neredeydi? Neden sadece bize dayılanıyordu? Neden her yabancı gördüğünde kanepenin altına saklanıyordu? Ve neden bu pis vampire saldırmak yerine odamı temizlemesi gereken temizlikçiye saldırıyordu? Onun yüzünden odamı pislik götürüyordu. Ve şansa bakın ki görünüşe göre karşımdakinin toza alerjisi yoktu.
Yüzümde garip bir ifade görmüş olacak ki aceleyle ekledi. “Korkma şekercik, çok çok çok zorunlu olmadıkça sana dokunmayacağım…Ve sana zarar gelmesini engelleyeceğim. O yüzden lütfen artık benden korkma. Senden arkadaş canlısı olmanı istemiyorum. Sadece karşında korkunç ve sümüklü bir ork varmış gibi davranmayı keser misin?” Neden bu kadar hüzünlü görünüyordu? Neden bana yağmur altında ıslak ve yalnız bir yavru köpeği hatırlatıyordu? Ve neden bu yüz ifadesini gördükten sonra içimde korkunun kırıntısı kalmamıştı? Onun kötü adam olması gerekmiyor muydu? Hayır, bütün bu öğrendiklerim ve gördüklerimden sonra diyebilirdim ki ona komşumun hain köpeğine güvendiğimden daha çok güvenebilirdim. ( Siz ona yaklaşana kadar neşeli neşeli kuyruğunu sallayan ama yaklaştığınız anda sizi ısırmaya çalışan köpek hain değildir de nedir? ) Üstelik bana söz vermişti. Başıma bir şey gelmesini engelleyecek ve çok çok çok zorunlu olmadıkça kanıma dokunmayacaktı. Tamam, bununla yaşayabilirdim.
- Anlaştık.
Yüzü aydınlandı. Ve ben daha ne olduğunu anlamadan yanıma geldi gülümsüyordu. Şaşırarak geriye sıçradım. “Ama şunu yapmayı kes.” “Tamam, tamam” dedi gülerek. Tanrım, neden bu kadar sevinmişti ki? Elimden tuttu.
- Hadi gidelim?
- Nereye?
- “E heralde hizmetkarım var, ama evde.” Gibi salak bir durum hayal etmiyordun değil mi? Yüzüme baktı ve çabucak ekledi. “ Korkma ne olursa olsun sansa zarar gelmesini engelleyeceğim.
Peki tamam, öyle olsun… Üstüme baktım. Dün geceden beri üstümü değiştirmemiştim ve üstümde pijamalarım vardı. Lanet olsun!!! Pembe, ayıcıklı, kalpli tulumum vardı! Hangi yirmi iki yaşındaki kız tulum hem de ayıcıklı kalpli tulum giyerdi ki? Parmak havaya kalkar: ben öğğğğretmenim. Aferin Eliza otur. Kahretsin. Dün sokakta yürürken bakışlar, bıyık altından gülmeler vampirler ininde bu bıyık altının puhahaha gibi seslere dönüşmesi ve kulağıma çarpan alaylar bambaşka bir anlam kazanıyordu. Şu Mike salağı kıyafetimi görmemiş miydi? Gerçi onun tarzına bakarsak, insan içine çıkamayacak durumda olduğumu büyük ihtimal anlamamıştı. Kim bilir dışarıdan nasıl görünmüştük? Cevap: korkunç!
Kızardım. Hayır, morardım ve pencereyi işaret ettim. “ Çık, giyineceğim. Ve lütfen kimseye görünme! “ Dedikoducu komşum Martha’nın beni sürtük ilan etmesini istemiyordum. Bu hafaki 5. Sürtük ilan edilen kız olurdum herhalde. Zaten sürtük ilan etmediği neredeyse bir kilisedeki rahibeler bir de kendi kızı kalmıştı. Gerçi kendi kızından haberi yoktu…
- Çıplak olsan bile umrumda olmazdı. Dedi pencereye yönelerek ve aniden döndü. Unutma bu çok büyük bir sır.
Ağzımı fermuarla kapatırmış gibi yaptım ve pencereyi işaret ettim.
Üstüme bir kazak – tabii ki boğazlı- bir de kot giydim ve perdeyi araladım. Hemen içeri girdi. Ve beni şöyle bir süzdükten sonra “ kazak olamamış.” Dedi. Hey, bilmiyorum farkında mısın ama moda konusunda güveneceğim en son insan sensin!
“ Bence gayet iyi. Senin üstündekilerin yanında moda kraliçesi gibiyim.” Dedim. Kendi üstüne baktı ve dudak büktü. O kadar kötü mü? Tanrım, oysa bunu alalı sadece 25 yıl olmuştu… Hayır, olamamasının nedeni şıklığı değil. Unutma ilişkimiz aslında nasıl olursa olsun biz diğerlerinin önünde efendi – hizmetkarız. Bu saklaman gereken kaç oldu? 3. Hayati sır. Ve hadi ama hangi efendisine her an kan vermeye hazır, efendisi için deli olan, efendisinin bir dediğini iki etmeyen hizmetkar boynunu kapatan kiyafet giyer ki? Bu arada bilmem farkında mısın ama bu saydığım nitelikler senin rollerin.” Gülümsedi.
Karşılık olarak çıkmasını işaret ettim. Üstümü değiştirdim ve annemlere çıktığımı haber verdikten sonra “kapıdan” çıktım.
...............................
..........................
7. Bölüm
Şoku atlatınca – ki bu biraz sürdü.- sordum: “ Şimdi ne olacak?” “ Şimdi, senin sayende artık bir hizmetkarım var.” Diye cevapladı. “ Ve sen sormadan söyleyeyim : hayır, seni hizmetkarlıktan atamam çünkü bu acıya daha fazla katlanmaman için öldürülürsün.”
Evet, Elizabeth, vampirler hakkında aklından çıkarmaman gerekenler: 1- Geceden çok narsislerin efendileridirler. Bu durumu göz ardı etmeye çalışarak -ki görünüşe göre bunu ilerde çok fazla yapacaktım.- sordum. “ Hizmetkarlar tam olarak ne yapar?” Aslında cevap vermeyebilirdi. Hatta veremeden kediye alerjisi olduğundan dolayı ölseydi çok daha mutlu olurdum. Ama ben şanssız bir kızdım ve geçen gece de bunu kanıtlamıştı. O yüzden karşımdaki vampir bozuntusu ölmek yerine sorumu cevapladı.
“ Sahiplerinin ihtiyaçlarını giderirler.” Sahi benim korkak kedim neredeydi? Neden sadece bize dayılanıyordu? Neden her yabancı gördüğünde kanepenin altına saklanıyordu? Ve neden bu pis vampire saldırmak yerine odamı temizlemesi gereken temizlikçiye saldırıyordu? Onun yüzünden odamı pislik götürüyordu. Ve şansa bakın ki görünüşe göre karşımdakinin toza alerjisi yoktu.
Yüzümde garip bir ifade görmüş olacak ki aceleyle ekledi. “Korkma şekercik, çok çok çok zorunlu olmadıkça sana dokunmayacağım…Ve sana zarar gelmesini engelleyeceğim. O yüzden lütfen artık benden korkma. Senden arkadaş canlısı olmanı istemiyorum. Sadece karşında korkunç ve sümüklü bir ork varmış gibi davranmayı keser misin?” Neden bu kadar hüzünlü görünüyordu? Neden bana yağmur altında ıslak ve yalnız bir yavru köpeği hatırlatıyordu? Ve neden bu yüz ifadesini gördükten sonra içimde korkunun kırıntısı kalmamıştı? Onun kötü adam olması gerekmiyor muydu? Hayır, bütün bu öğrendiklerim ve gördüklerimden sonra diyebilirdim ki ona komşumun hain köpeğine güvendiğimden daha çok güvenebilirdim. ( Siz ona yaklaşana kadar neşeli neşeli kuyruğunu sallayan ama yaklaştığınız anda sizi ısırmaya çalışan köpek hain değildir de nedir? ) Üstelik bana söz vermişti. Başıma bir şey gelmesini engelleyecek ve çok çok çok zorunlu olmadıkça kanıma dokunmayacaktı. Tamam, bununla yaşayabilirdim.
- Anlaştık.
Yüzü aydınlandı. Ve ben daha ne olduğunu anlamadan yanıma geldi gülümsüyordu. Şaşırarak geriye sıçradım. “Ama şunu yapmayı kes.” “Tamam, tamam” dedi gülerek. Tanrım, neden bu kadar sevinmişti ki? Elimden tuttu.
- Hadi gidelim?
- Nereye?
- “E heralde hizmetkarım var, ama evde.” Gibi salak bir durum hayal etmiyordun değil mi? Yüzüme baktı ve çabucak ekledi. “ Korkma ne olursa olsun sansa zarar gelmesini engelleyeceğim.
Peki tamam, öyle olsun… Üstüme baktım. Dün geceden beri üstümü değiştirmemiştim ve üstümde pijamalarım vardı. Lanet olsun!!! Pembe, ayıcıklı, kalpli tulumum vardı! Hangi yirmi iki yaşındaki kız tulum hem de ayıcıklı kalpli tulum giyerdi ki? Parmak havaya kalkar: ben öğğğğretmenim. Aferin Eliza otur. Kahretsin. Dün sokakta yürürken bakışlar, bıyık altından gülmeler vampirler ininde bu bıyık altının puhahaha gibi seslere dönüşmesi ve kulağıma çarpan alaylar bambaşka bir anlam kazanıyordu. Şu Mike salağı kıyafetimi görmemiş miydi? Gerçi onun tarzına bakarsak, insan içine çıkamayacak durumda olduğumu büyük ihtimal anlamamıştı. Kim bilir dışarıdan nasıl görünmüştük? Cevap: korkunç!
Kızardım. Hayır, morardım ve pencereyi işaret ettim. “ Çık, giyineceğim. Ve lütfen kimseye görünme! “ Dedikoducu komşum Martha’nın beni sürtük ilan etmesini istemiyordum. Bu hafaki 5. Sürtük ilan edilen kız olurdum herhalde. Zaten sürtük ilan etmediği neredeyse bir kilisedeki rahibeler bir de kendi kızı kalmıştı. Gerçi kendi kızından haberi yoktu…
- Çıplak olsan bile umrumda olmazdı. Dedi pencereye yönelerek ve aniden döndü. Unutma bu çok büyük bir sır.
Ağzımı fermuarla kapatırmış gibi yaptım ve pencereyi işaret ettim.
Üstüme bir kazak – tabii ki boğazlı- bir de kot giydim ve perdeyi araladım. Hemen içeri girdi. Ve beni şöyle bir süzdükten sonra “ kazak olamamış.” Dedi. Hey, bilmiyorum farkında mısın ama moda konusunda güveneceğim en son insan sensin!
“ Bence gayet iyi. Senin üstündekilerin yanında moda kraliçesi gibiyim.” Dedim. Kendi üstüne baktı ve dudak büktü. O kadar kötü mü? Tanrım, oysa bunu alalı sadece 25 yıl olmuştu… Hayır, olamamasının nedeni şıklığı değil. Unutma ilişkimiz aslında nasıl olursa olsun biz diğerlerinin önünde efendi – hizmetkarız. Bu saklaman gereken kaç oldu? 3. Hayati sır. Ve hadi ama hangi efendisine her an kan vermeye hazır, efendisi için deli olan, efendisinin bir dediğini iki etmeyen hizmetkar boynunu kapatan kiyafet giyer ki? Bu arada bilmem farkında mısın ama bu saydığım nitelikler senin rollerin.” Gülümsedi.
Karşılık olarak çıkmasını işaret ettim. Üstümü değiştirdim ve annemlere çıktığımı haber verdikten sonra “kapıdan” çıktım.
...............................
Hatuncum yine haaaarika bir bölüm olmuş. giderek ısınmaya başladım karakterlere konusu zaten ayrı bir olay
ama yazarken konuşmaları daha belirgin yapmaya çalış.
"Kızardım. Hayır, morardım ve pencereyi işaret ettim. � Çık, giyineceğim. Ve lütfen kimseye görünme! � Dedikoducu komşum Martha�nın beni sürtük ilan etmesini istemiyordum. "
sanki böyle olsa daha iyi;
Kızardım.Hayır,morardım.
"Çık giyineceğim .Ve kimseye görnme!"
Dedikoducu komşum martha nın beni sürtük ilan etmesini istemiyordum.
sanırım sende tırnak işaretleri olmuyor.o yüzden biraz karışıyor ve cümlenin sonuna kadar konuşma olup olmadığını kestirmek zor oluyor.
ama yazarken konuşmaları daha belirgin yapmaya çalış.
"Kızardım. Hayır, morardım ve pencereyi işaret ettim. � Çık, giyineceğim. Ve lütfen kimseye görünme! � Dedikoducu komşum Martha�nın beni sürtük ilan etmesini istemiyordum. "
sanki böyle olsa daha iyi;
Kızardım.Hayır,morardım.
"Çık giyineceğim .Ve kimseye görnme!"
Dedikoducu komşum martha nın beni sürtük ilan etmesini istemiyordum.
sanırım sende tırnak işaretleri olmuyor.o yüzden biraz karışıyor ve cümlenin sonuna kadar konuşma olup olmadığını kestirmek zor oluyor.
23 Eyl 2009 15:12
*-* Bu bölüm oldukça güzel olmuş ^.^
Diyaloglarını sevdim ve bir kez aha Elizabeth'in Anita Blake'e ne kadar çok benzediğini düşünmeme engel olamadım =__=''
Elizabeth biraz daha hanım hanımcık ama espri yönünden bence benziyor *-* Mike'la aralarındaki diyaloglar hoşuma gitti ya da Mike mı hoşuma gitti desem
Hiç gay bir vampirin biseksül olmasını ümit etmemiştim, değişik bir duyguymuş
Liz (Elizabeth yazmaya üşendim =_='') ve Mike'ın değişik moda anlayışları içeren diyalogları hoşuma gitti *-* Bakalım Liz ve Mike bu sahte efendi-hizmetkar şeysini ne kadar saklayabilecekler?.. Mike'ın gay olduğu sırrı açığa çıkacak mı?
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar *-* Çok geçmeden bunların hepsinin bir bir ortaya çıkacağını düşünüyorum *-* Liz'in reddettiği o başvampir acaba bütün bu sırlar açığa çıktığında ne yapacak?..
En önemlisi Narsistlerin Efendisi Mike ve onun Çok Değerli Hizmetkarı Elizabeth sonunda ne yapacak?..
Sorular... Sorular...
Güzel bir bölümdü devamını bekliyorum Kızgın-nee-san *-*
Diyaloglarını sevdim ve bir kez aha Elizabeth'in Anita Blake'e ne kadar çok benzediğini düşünmeme engel olamadım =__=''
Elizabeth biraz daha hanım hanımcık ama espri yönünden bence benziyor *-* Mike'la aralarındaki diyaloglar hoşuma gitti ya da Mike mı hoşuma gitti desem
Hiç gay bir vampirin biseksül olmasını ümit etmemiştim, değişik bir duyguymuş
Liz (Elizabeth yazmaya üşendim =_='') ve Mike'ın değişik moda anlayışları içeren diyalogları hoşuma gitti *-* Bakalım Liz ve Mike bu sahte efendi-hizmetkar şeysini ne kadar saklayabilecekler?.. Mike'ın gay olduğu sırrı açığa çıkacak mı?
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar *-* Çok geçmeden bunların hepsinin bir bir ortaya çıkacağını düşünüyorum *-* Liz'in reddettiği o başvampir acaba bütün bu sırlar açığa çıktığında ne yapacak?..
En önemlisi Narsistlerin Efendisi Mike ve onun Çok Değerli Hizmetkarı Elizabeth sonunda ne yapacak?..
Sorular... Sorular...
Güzel bir bölümdü devamını bekliyorum Kızgın-nee-san *-*
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
hepinize tek tek yorumlarınız için çok teşekkür ederim. ve beğendiğinize de çok sevindim
bu arada Kanlı Kontes, Mike narsislerin efendisi değil. vampirler narsislerin efendileri Mike farklı. O bunun sacma olduğunun farkında hatta bu lizanın tutması gereken 2 no. lu sır
bu arada Kanlı Kontes, Mike narsislerin efendisi değil. vampirler narsislerin efendileri Mike farklı. O bunun sacma olduğunun farkında hatta bu lizanın tutması gereken 2 no. lu sır
kızgınım hatunum; güzeldi, gülümsetti, doyurmadı [ kısa olmuş... ]
anlatım duru ve içten; beğenerek okudum ...Mike 'ın moda anlayışına liz(teşekkürler sevgili kontes...) tarafından bi el atılabilecek mi merak da ettim [ne de olsa 25 yıl olmuş...]
bi miktar atraksiyonel olaylar beklemekteyim hala ...
varmı bir adet beyaz atlı acaba ? ....varsa nerede? bu arada bu bölümde beni hiç meraklandırmadın tatlım. sanki güneşli bir pazar gününde balkonda çayımı içerken gazetenin pazar ekini okuyormuşum gibi hissederek huzurlu bir biçimde okudum bu bölümü.
bu iyimi yoksa kötümü bilemedim, sen karar ver istersen.
sevimliydi heleki o ayıcıklı tulum müthiş sevdim onu (benim pijamalarıma benzemesinden dolayı olabilir mi ki ? )
Gelsin bakalım yeni bölüm ....
okuyalım coşalım....
anlatım duru ve içten; beğenerek okudum ...Mike 'ın moda anlayışına liz(teşekkürler sevgili kontes...) tarafından bi el atılabilecek mi merak da ettim [ne de olsa 25 yıl olmuş...]
bi miktar atraksiyonel olaylar beklemekteyim hala ...
varmı bir adet beyaz atlı acaba ? ....varsa nerede? bu arada bu bölümde beni hiç meraklandırmadın tatlım. sanki güneşli bir pazar gününde balkonda çayımı içerken gazetenin pazar ekini okuyormuşum gibi hissederek huzurlu bir biçimde okudum bu bölümü.
bu iyimi yoksa kötümü bilemedim, sen karar ver istersen.
sevimliydi heleki o ayıcıklı tulum müthiş sevdim onu (benim pijamalarıma benzemesinden dolayı olabilir mi ki ? )
Gelsin bakalım yeni bölüm ....
okuyalım coşalım....
Nemesis Divinaya sonsuz tesekkürlerimi sunarım ....cici kyo'm seviyorum seni...
_______________________
ahah yeni yetişmiş bulundum bölümleri bir solukta okudum. o kadar doğal ki =) liz kızımızı tarif etsek biraz? sarı saçlımı dır kumral mıdır? hmm şimdi Liz hala insanmı oluyo O.o çözemedim. integra'dan sonra doğal yazan yazarlarımızdan birisin hatun. güzel gidiyor... yeni bölümü beklemekteyiiiiiiiiiiz U_u
***VeRa TePeS***
Eski Maron_Rei
Karin Axelsson
Eski Maron_Rei
Karin Axelsson
Selam. Ben yeni üye ve yeni okuyucun. Ayrıca iyi bir başlangıç yapmak için senin hikayeni kasıtlı olarak seçtim. Çünkü gerçekten bir çok açıdan harika olarak tabir edebileceğim cinsten bir hikaye ve bir solukta tüm bölümleri okunacak kadar sürükleyici. Devamını sabırsızlıkla bekliyorum...(:
8. sayfa (Toplam 9 sayfa) [ 83 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |