L'ombre de la nuit |
Yazar
Mesaj
------1------
"La pluie sombre"
Burnuma klimadan dışarı çıkan duman kokusu geliyordu. Gözlerimi kapattım televizyondan gelen seslere dikkat kesildim. Yaklaşık yarım saat önce tepemdeki hoparlörü kapatmış olmama rağmen yine de sesleri rahatsız edici bir netlikte duyabiliyordum. Önümdeki adam sıcak havadan rahatsız olmuş görevliyi çağırmak için tüm düğmelere basmaya başlamıştı. Gerçekten sinir bozucu, klimasından gelen yanık kokusu yetmezmiş gibi şimdi de sinirle çağrı düğmesini öttürüyordu. Oysa benim bu yolculuktaki amacım biraz da huzur bulmaktı sessiz ve dinlendirici olması gerekmez miydi? Elimi uzatıp ışığı açtım ve aynada yüzümü incelemeye başladım. Uykusuzluktan gözlerimin altı mosmor olmuştu. En son ne zaman doğru düzgün uyuyabilmiştim? Geceleri geç yatarak sabahları erken kalkmaya o denli alışmıştım ki morlukların hala orda olabilmesine şaşırdım. Anlaşılan vücudum henüz buna alışamamıştı...
Hava kararmaya başladı, koca otobüste ışığı açık olan tek insan olduğumu fark edince ışığı söndürdüm. Fark edilmemek istiyordum, ne kadar az dikkat çekersem o kadar iyiydi. Kulaklıklarımı takıp gözerimi kapattım... Keşke...Keşke zihnimdekilerin de göz altı torbacıklarım gibi yol olma ihtimali olabilseydi...
Gözlerimi açtığımda otobüs duruyordu, içerisi buz gibi olmuştu montuma sarındıp gözlerimi kırpıştırdım. Varmış mıydık,ne kadar süre uyuyabilmiştim? Pencereden fastfood yazısını gördüm. Hayır demekki henüz sona ermemişti, bir süre aşağıda bir yandan zıplayarak ısınmaya çalışan diğer yandan da sigara içen insanları izledim. İnsan az önce rahatsız olduğu dumanı şimdi ciğerlerini çekmek için neden bunca zahmete girerdi ki? Bakışlarımı başka bir yöne çevirdim ve kafeteryanın camından bana bakan çirkin oyuncak bebekleri gördüm. Oldum olası oyuncak bebekleri sevmezdim hatta bana korkunç geldiklerini bile söyleyebilirim... Tembelce yeniden gözlerimi kapattım ve en azından zamanın hızlı geçmiş olmasını diledim.Kahretsin, on dakika bile olmamıştı! Oysa ben uyku sorunumun tamamen o evden kaynakladığına kendimi inandırmıştım. İnsanların içeri doluşması ile düşüncelerim yarıda kesildi,onlarla beraber duman kokuları da içeri girdikçe öksürerek nefesimi düzene koymaya çalıştım. Arkamdaki yol boyunca bir dakika susmayan yaşlı kadın iç çekti. "Allah kimseyi evinden, yurdundan ayırmasın evladım..." Gülünç; bu zaman, bu yer, bu sözler, hatta ben herşey gülünç, gerçekten...Sadece gülünç.
Bir iki başarısız denemeden sonra uyumaya çalışmaktan vazgeçtim, otobüsten çıt çıkmıyordu, sessizlik beni ürkütürdü; kulaklıklarımı taktım ve sesi sonuna kadar açtım. Kısa bir bip sesi ve yine "ebedi" sessizlik. Müzik durmuştu. Hayır, giderek sinirlemeye başlıyordum tamam son zamanlarda iyice agresif olmuştum ama; bu şimdi olmak zorunda mıydı yani? ...Önümde uzayan boşluk beni düşünmeye itiyordu az önce arkamda konuşan kadının uyanması için bile dua ettim. Çaresizlikle gözlerimi kapatarak içimden şarkı söylemeye başladım -aklıma gelen tüm şarkıları, ard arda durmaksızın, hatta zihmin bundan yorulana kadar-. Yeterki başka bir şeyler düşünmek zorunda kalmayayım. Başıma üşüşen anıları şiddetle geri püskürtüyordum. "Susun...yeter...gidin artık" Gözlerimin önünde herşey gecenin siyahından kanın kırmızısına döndü. Dehşetle çığlık atmamak için elimi ısırdım ve diğer elimle koltuğun kolunu sıkmaya başladım. Her iki eliminde acıdığını biliyordum ama hissetiğim korkunun büyüklüğünden fiziksel hislere yer kalmamıştı. Büyük bir tereddütle, aslında korkacak birşey olmadığını ve güvende olduğumu defalarca tekrarlayarak gözlerimi yavaşça araladım. Offf ,sadece otobüsün ışıkları yanmıştı. Gerçekten neden bu kadar paniklemiştim ki? Artık buna gerek yoktu... Ellerimi serbest bıraktım, çabucak yüzümü sildim ve gözyaşlarımın son beş dakikadır durmadan aktığını idrak ettim. Bu da nerden çıkmıştı, tüm bunların -kabusların,çığlıkların,sebepsizce akan gözyaşlarının- hepsinin geride kalması gerekliydi. Kaynağının ben olduğumu kabul edemezdim,etmiyecektim,değildim...
****
Soğuktan uyuşmuş olan elimle tuttuğum valizi sürükleyerek bu saatte tam anlamıyla kara delik gibi kapkaranlık olan caddede ilerledim. Etraf o kadar sessizdi ki valizin yere sürtünerek çıkardığı hafif sesler kulaklarımda çınlıyordu.Sokağın en ucundaki bir evin ışığı hafifçe yandı, o tarafa doğru giderek tabelayı okudum.
"La pluie sombre" isim gerçekten karanlık, eski ve rütubet kokan evi iki kelimede anlatıyordu. Neredeyse yıkılacak olan çite tereddütle yaklaştım ve dış kapıyı araladım. Bir yıkıma sebep olarak sorumluluk almak ihtiyacım olan belki de son şeydi. Eve doğru attığım her adımda kapıdan bana doğru gelen ayak sesleri netleşiyordu. Cesaret bulmak için derin bir nefes alarak göz kapaklarımı bir kez daha kapattım,saniyeler sonra gözlerimi açtığımda tam da beklediğim kişi karşımda durmaktaydı. Demiştim ya "Gülünç; bu zaman, bu yer, bu sözler, hatta ben herşey gülünç, gerçekten...Sadece gülünç"...
"La pluie sombre"
Burnuma klimadan dışarı çıkan duman kokusu geliyordu. Gözlerimi kapattım televizyondan gelen seslere dikkat kesildim. Yaklaşık yarım saat önce tepemdeki hoparlörü kapatmış olmama rağmen yine de sesleri rahatsız edici bir netlikte duyabiliyordum. Önümdeki adam sıcak havadan rahatsız olmuş görevliyi çağırmak için tüm düğmelere basmaya başlamıştı. Gerçekten sinir bozucu, klimasından gelen yanık kokusu yetmezmiş gibi şimdi de sinirle çağrı düğmesini öttürüyordu. Oysa benim bu yolculuktaki amacım biraz da huzur bulmaktı sessiz ve dinlendirici olması gerekmez miydi? Elimi uzatıp ışığı açtım ve aynada yüzümü incelemeye başladım. Uykusuzluktan gözlerimin altı mosmor olmuştu. En son ne zaman doğru düzgün uyuyabilmiştim? Geceleri geç yatarak sabahları erken kalkmaya o denli alışmıştım ki morlukların hala orda olabilmesine şaşırdım. Anlaşılan vücudum henüz buna alışamamıştı...
Hava kararmaya başladı, koca otobüste ışığı açık olan tek insan olduğumu fark edince ışığı söndürdüm. Fark edilmemek istiyordum, ne kadar az dikkat çekersem o kadar iyiydi. Kulaklıklarımı takıp gözerimi kapattım... Keşke...Keşke zihnimdekilerin de göz altı torbacıklarım gibi yol olma ihtimali olabilseydi...
Gözlerimi açtığımda otobüs duruyordu, içerisi buz gibi olmuştu montuma sarındıp gözlerimi kırpıştırdım. Varmış mıydık,ne kadar süre uyuyabilmiştim? Pencereden fastfood yazısını gördüm. Hayır demekki henüz sona ermemişti, bir süre aşağıda bir yandan zıplayarak ısınmaya çalışan diğer yandan da sigara içen insanları izledim. İnsan az önce rahatsız olduğu dumanı şimdi ciğerlerini çekmek için neden bunca zahmete girerdi ki? Bakışlarımı başka bir yöne çevirdim ve kafeteryanın camından bana bakan çirkin oyuncak bebekleri gördüm. Oldum olası oyuncak bebekleri sevmezdim hatta bana korkunç geldiklerini bile söyleyebilirim... Tembelce yeniden gözlerimi kapattım ve en azından zamanın hızlı geçmiş olmasını diledim.Kahretsin, on dakika bile olmamıştı! Oysa ben uyku sorunumun tamamen o evden kaynakladığına kendimi inandırmıştım. İnsanların içeri doluşması ile düşüncelerim yarıda kesildi,onlarla beraber duman kokuları da içeri girdikçe öksürerek nefesimi düzene koymaya çalıştım. Arkamdaki yol boyunca bir dakika susmayan yaşlı kadın iç çekti. "Allah kimseyi evinden, yurdundan ayırmasın evladım..." Gülünç; bu zaman, bu yer, bu sözler, hatta ben herşey gülünç, gerçekten...Sadece gülünç.
Bir iki başarısız denemeden sonra uyumaya çalışmaktan vazgeçtim, otobüsten çıt çıkmıyordu, sessizlik beni ürkütürdü; kulaklıklarımı taktım ve sesi sonuna kadar açtım. Kısa bir bip sesi ve yine "ebedi" sessizlik. Müzik durmuştu. Hayır, giderek sinirlemeye başlıyordum tamam son zamanlarda iyice agresif olmuştum ama; bu şimdi olmak zorunda mıydı yani? ...Önümde uzayan boşluk beni düşünmeye itiyordu az önce arkamda konuşan kadının uyanması için bile dua ettim. Çaresizlikle gözlerimi kapatarak içimden şarkı söylemeye başladım -aklıma gelen tüm şarkıları, ard arda durmaksızın, hatta zihmin bundan yorulana kadar-. Yeterki başka bir şeyler düşünmek zorunda kalmayayım. Başıma üşüşen anıları şiddetle geri püskürtüyordum. "Susun...yeter...gidin artık" Gözlerimin önünde herşey gecenin siyahından kanın kırmızısına döndü. Dehşetle çığlık atmamak için elimi ısırdım ve diğer elimle koltuğun kolunu sıkmaya başladım. Her iki eliminde acıdığını biliyordum ama hissetiğim korkunun büyüklüğünden fiziksel hislere yer kalmamıştı. Büyük bir tereddütle, aslında korkacak birşey olmadığını ve güvende olduğumu defalarca tekrarlayarak gözlerimi yavaşça araladım. Offf ,sadece otobüsün ışıkları yanmıştı. Gerçekten neden bu kadar paniklemiştim ki? Artık buna gerek yoktu... Ellerimi serbest bıraktım, çabucak yüzümü sildim ve gözyaşlarımın son beş dakikadır durmadan aktığını idrak ettim. Bu da nerden çıkmıştı, tüm bunların -kabusların,çığlıkların,sebepsizce akan gözyaşlarının- hepsinin geride kalması gerekliydi. Kaynağının ben olduğumu kabul edemezdim,etmiyecektim,değildim...
****
Soğuktan uyuşmuş olan elimle tuttuğum valizi sürükleyerek bu saatte tam anlamıyla kara delik gibi kapkaranlık olan caddede ilerledim. Etraf o kadar sessizdi ki valizin yere sürtünerek çıkardığı hafif sesler kulaklarımda çınlıyordu.Sokağın en ucundaki bir evin ışığı hafifçe yandı, o tarafa doğru giderek tabelayı okudum.
"La pluie sombre" isim gerçekten karanlık, eski ve rütubet kokan evi iki kelimede anlatıyordu. Neredeyse yıkılacak olan çite tereddütle yaklaştım ve dış kapıyı araladım. Bir yıkıma sebep olarak sorumluluk almak ihtiyacım olan belki de son şeydi. Eve doğru attığım her adımda kapıdan bana doğru gelen ayak sesleri netleşiyordu. Cesaret bulmak için derin bir nefes alarak göz kapaklarımı bir kez daha kapattım,saniyeler sonra gözlerimi açtığımda tam da beklediğim kişi karşımda durmaktaydı. Demiştim ya "Gülünç; bu zaman, bu yer, bu sözler, hatta ben herşey gülünç, gerçekten...Sadece gülünç"...
----ga eul (L) yi jung---
fanficim tııkla okuuu [Bağlantı]
Spoiler:
fanficim tııkla okuuu [Bağlantı]
Güzel bir başlangıç yaptığını düşünüyorum, anlatım tarzın gerçekten güzel ama geliştirmen gereken bir iki noktan var. Daha hikayenin başı olduğu için bunların olması olası bu yüzden onlar hakkında pek bir şey söylemeyeceğim. Stilin bana tanıdık geldi, karekter hakkında hiçbir bilgi yok, mutsuz ve esrarengiz bir karakter var. Altında yatan nice olayların kokusunu aldım güzel bir hikayeye adımımızı atmış bulunmaktayız demek oluyor bu Xd Daha başında olduğun için pek bir şey söyleyemeceğim ama merak uyandırıcı olmuş tebrik ederim. Devamını bekliyorum ^^
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
Bn beğendim devamını yazarsan mutlaka okurum xD
[img]http://i42.tinypic.com/zumslh.jpg[/img]
Yeni Fan Fictionum "ALONE VAMPİRE":
[Bağlantı]
4.BÖLÜM GELDİ!+Anket Eklendi!!
Elfian Dream-1.bölüm
[Bağlantı]
Yeni Fan Fictionum "ALONE VAMPİRE":
[Bağlantı]
4.BÖLÜM GELDİ!+Anket Eklendi!!
Elfian Dream-1.bölüm
[Bağlantı]
teşekkürler yakında yeni bölümü koyucam... aslında henüz bir aksiyon olmadı yani asıl hikaye daha başlamadı o yüzden başta sıkılabilirsiniz ama sonrası için çok fazla fikrim var genelde de gzl şeyler var... =]
bu arada okuyanlar yorum ya da eleştri yaparsa da sevinirim....
bu arada okuyanlar yorum ya da eleştri yaparsa da sevinirim....
----ga eul (L) yi jung---
fanficim tııkla okuuu [Bağlantı]
Spoiler:
fanficim tııkla okuuu [Bağlantı]
ay ay ay bence çok hoş olmuş seni tebrik ediyorum.çok güzel yazmışsın yalnız baştan anlaşalım lütfen doğaüstü olmadığını söyle.ben böyle ficleri daha çok beğeniyorum.çünkü şu ara herkes doğaüstü olayları konu ediniyor aslında güzel olanlar da var ama bazen de bir yerden sonra sıkıyor bu yüzden inş bu hikayen böyle normal ve güzel devam eder
hehe=] rahatla doğaüstü yapma gibi bi niyetim yok... son derece normal kişilikler olucaklar ... yakında yeni bölümü de koyucam yüksek ihtimalle salı akşamı falan...
----ga eul (L) yi jung---
fanficim tııkla okuuu [Bağlantı]
Spoiler:
fanficim tııkla okuuu [Bağlantı]
Güzel bir bölüm olmuş da otobüsteki karakterin kız mı erkek mi? Orasını anlayamadım. Belki de bir yeri kaçırdım. Neyse yorumlarım diğer bölümlerde daha geniş olur. Şimdilik fazla bir şey söyleyemem. Bu arada hikayenin gidişatını merak ediyorum.... Devamını bekliyorum...
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 7 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |