(serena) bir fen lisesi öyküsü(21. bölüm)--YENİ-- Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 11, 12, 13, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Bölüm 20:)
Ağırlığını ayaklarının hemen ön tarafına doğru verdi. Tamamen ayaklarının hizasına vermek hareketini zorlaştıracak, arkaya vermesi de anında buza çakılmasına neden olacaktı. Yere – neredeyse – düşmeden kaymayı öğrenmesi beş yılını almıştı. Bazen bu durumu düşündükçe anlama ve öğrenme yetisinde bir sorun olup olmadığını sorguladığı da oluyordu. Bir aks yapmaya hazırlanırken kollarını iki yana açtı ve “en azından temelim sağlam” diye mırıldanarak kendini havaya savurdu. O kadar kavisli ve zarif bir iniş yapmıştı ki kendisi dahi bunu nasıl yaptığına şaşırmıştı.
Amacı modern dans tekniklerini tamamiyle buz patenine uygulayabilmekti. Yani neredeyse imkansızı başarmak… Elbette ki buz pateni yapan herkesin temel esası buydu ama buzun üzerinde bale yapmak gibi bir şeydi bu.
Durup kenara çekildi. Bir küçük şişe suyu hiç zorlanmadan dikiverdi. Ardından kenardaki banklardan birine çöktü. Aklında Alev vardı. Neden O’nu da getirmemişti ki? Belki zor olurdu biraz ama imkansız da değildi hani. Şimdi burada olsa, oturup şuradan O’nu izlese, ez azından Yiğit, ‘Alev şu an mutlu mudur?’ diye kaygıya düşmese…
“Bunu düşünmek için geç kaldın.” Dedi kendi kendine. “Geçti dostum, sen işini btirip dönmeye bak hemen..”
“Hey!”
Arkasına dönünce kıvırcık saçlı, sıska çocukla burun buruna geldi.
“Kerem?”
“Vay, Yiğit? Buralara gelir miydin abi?”
Kerem ve Yiğit birbirlerini sıkıca kucakladılar.
“Görüşmeyeli üç sene mi oldu?” diye mırıldandı Yiğit.
“Hayır iki.” Dedi Kerem. “İyice feleğin şaşmış senin, tarihleri bile hatırlamıyorsun ya.”
“Sorma, aklım başımdan çok her yerde.”
“Aklını başından alan kim bakayım?”
Yiğit’in yüzünde masumane bir gülümseme belirdi. Bir an tamamen eridiğini hissetmişti. Tamamen…
“Kalbimdeki Alev…” diye mırıldandı. “İnan ki bu ateş çok yakıyor…”
Biliyorum çooook kısa oldu ama bundan sonra düzene girecek diye umuyorum...
Ağırlığını ayaklarının hemen ön tarafına doğru verdi. Tamamen ayaklarının hizasına vermek hareketini zorlaştıracak, arkaya vermesi de anında buza çakılmasına neden olacaktı. Yere – neredeyse – düşmeden kaymayı öğrenmesi beş yılını almıştı. Bazen bu durumu düşündükçe anlama ve öğrenme yetisinde bir sorun olup olmadığını sorguladığı da oluyordu. Bir aks yapmaya hazırlanırken kollarını iki yana açtı ve “en azından temelim sağlam” diye mırıldanarak kendini havaya savurdu. O kadar kavisli ve zarif bir iniş yapmıştı ki kendisi dahi bunu nasıl yaptığına şaşırmıştı.
Amacı modern dans tekniklerini tamamiyle buz patenine uygulayabilmekti. Yani neredeyse imkansızı başarmak… Elbette ki buz pateni yapan herkesin temel esası buydu ama buzun üzerinde bale yapmak gibi bir şeydi bu.
Durup kenara çekildi. Bir küçük şişe suyu hiç zorlanmadan dikiverdi. Ardından kenardaki banklardan birine çöktü. Aklında Alev vardı. Neden O’nu da getirmemişti ki? Belki zor olurdu biraz ama imkansız da değildi hani. Şimdi burada olsa, oturup şuradan O’nu izlese, ez azından Yiğit, ‘Alev şu an mutlu mudur?’ diye kaygıya düşmese…
“Bunu düşünmek için geç kaldın.” Dedi kendi kendine. “Geçti dostum, sen işini btirip dönmeye bak hemen..”
“Hey!”
Arkasına dönünce kıvırcık saçlı, sıska çocukla burun buruna geldi.
“Kerem?”
“Vay, Yiğit? Buralara gelir miydin abi?”
Kerem ve Yiğit birbirlerini sıkıca kucakladılar.
“Görüşmeyeli üç sene mi oldu?” diye mırıldandı Yiğit.
“Hayır iki.” Dedi Kerem. “İyice feleğin şaşmış senin, tarihleri bile hatırlamıyorsun ya.”
“Sorma, aklım başımdan çok her yerde.”
“Aklını başından alan kim bakayım?”
Yiğit’in yüzünde masumane bir gülümseme belirdi. Bir an tamamen eridiğini hissetmişti. Tamamen…
“Kalbimdeki Alev…” diye mırıldandı. “İnan ki bu ateş çok yakıyor…”
Biliyorum çooook kısa oldu ama bundan sonra düzene girecek diye umuyorum...
ammma da uzun olmuş(!) ya iki saat okumayla uğraştım(!)
ama yine de güzel
ama yine de güzel
BÖLÜM 21
Sevde ellerini Enes’in saçlarından çekti. Yüzündeki malum gülümseme bir kez olsun daha masum görünmüştü Enes’e. Gerçi masumluğuyla ya da başka bir huyuyla da ilgileniyor değildi..
Enes bu geri çekilişe aldırmadan O’nu kendine çekti ve daha arzulu bir şekilde öpmeye başladı. Sevde O’na şimdi “dur” demezse O’nun karşı konulması zor olan çekiciliğine kapılıp bir daha asla diyememekten korkuyordu. Ve bu rüyanın umduğundan daha çabuk bitmesinden…
Alev hayretler içinde merdivenleri üçer üçer indi. Oraya neden çıktığını bile unutmuş süpürgeyi ortalığa atıvermişti. Bu nasıl olabilirdi? Enes Elif’i aldatıyordu. Hem de “acaba” dedirtecek tek bir şüphe bırakmadan. Sevde de hiç pişman gibi görünmüyordu.. Elif’te garip davranışlar olmadığına göre haberi yoktu. Yiğit’in de bildiğini sanmıyordu çünkü böyle bir konuya duyarsız kalmayacağına emindi. Fakat nasıl?... İnanamamıştı işte. Böyle acınası bir olayın olmuş olmasına inananmamıştı. Dahası bunu Yiğit’e söylemeli miydi? Yoksa çok yakın arkadaşı olan Elif’in aldatıldığından habersiz Enes ile ilgili pembe düşler kurmaya devam etmesine göz mü yummalıydı? NE YAPMALIYDI?...
Sevde ellerini Enes’in saçlarından çekti. Yüzündeki malum gülümseme bir kez olsun daha masum görünmüştü Enes’e. Gerçi masumluğuyla ya da başka bir huyuyla da ilgileniyor değildi..
Enes bu geri çekilişe aldırmadan O’nu kendine çekti ve daha arzulu bir şekilde öpmeye başladı. Sevde O’na şimdi “dur” demezse O’nun karşı konulması zor olan çekiciliğine kapılıp bir daha asla diyememekten korkuyordu. Ve bu rüyanın umduğundan daha çabuk bitmesinden…
Alev hayretler içinde merdivenleri üçer üçer indi. Oraya neden çıktığını bile unutmuş süpürgeyi ortalığa atıvermişti. Bu nasıl olabilirdi? Enes Elif’i aldatıyordu. Hem de “acaba” dedirtecek tek bir şüphe bırakmadan. Sevde de hiç pişman gibi görünmüyordu.. Elif’te garip davranışlar olmadığına göre haberi yoktu. Yiğit’in de bildiğini sanmıyordu çünkü böyle bir konuya duyarsız kalmayacağına emindi. Fakat nasıl?... İnanamamıştı işte. Böyle acınası bir olayın olmuş olmasına inananmamıştı. Dahası bunu Yiğit’e söylemeli miydi? Yoksa çok yakın arkadaşı olan Elif’in aldatıldığından habersiz Enes ile ilgili pembe düşler kurmaya devam etmesine göz mü yummalıydı? NE YAPMALIYDI?...
çok kısa
12. sayfa (Toplam 13 sayfa) [ 125 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |