Suskun Ölüm(son gün) Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 |
Yazar
Mesaj
Gecikme için özür diliyorum ama tembel bir yazarım ben U_U
şaka bir yana dersler malum ödev üstüne ödev psiko en yakında sessiz şeytanın yeni bölümünü isteriz herkes tembelleşti
ay prensesi beğenmene çok sevindim bende senin büyük hayranınım 12 yaşında bizden iyi yazıyorsun
3.Bölüm (son gün)
Yavaşça kafamı kaldırdım.Rüzgarın ahenkli uğultusu kulaklarıma vuruyor tiz bir sesle kendi konserini veriyordu.Ellerim saçlarıma doğru gittiğinde anladım.Rüya değildi.Gencin göz yaşları saçımda hafif bir ıslaklık oluşturmuş,minik nem parçaları saçıma çıkmamacasına yapışmıştı.Rüzgarın savurmak için inatlaşmasına rağmen damlalar kollarından kelepçelenmiş bir köle gibi saçıma sarılmıştı.
Hainceydi saf bir varlıktan üzerimde bir şey taşımak.Yıkanmalı ve o saf varlığın göz yaşlarını vücudumdan atmalıydım.
Banyoya girdim.Kendimi suyun sıcak ve temizleyici gücüne bıraktım.Su damlaları ard arda geliyor ve vücudumdaki o saf göz yaşlarını söküp alıyordu.
İnce bir havluya sarılarak odamdan içeriye girdim.
Odamda Joshu bekliyordu.Sanırım beni bu şekilde göreceğini düşünmemişti.Yüzü kıp kırmızı olmuş kızıl saçlarıyla da birleşince bir domatesi andırmıştı.Fısıldar bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
-Şey Arada ben nasıl olduğunu görmek için gelmiştim.Rahatsız etmek istemedim.Özür dilerim.
Bu üzgün hali ile aciz bir varlığı andırıyordu. Bir süre rüzgarın sessizliğine bıraktık kendimizi.Sadece gözleriyle konuşuyor,seni seviyorum diyerek haykırıyordu.
Benim gözlerimde verecek fazla bir şey yoktu.Tebessüm bile edemiyordum.
Joshuysa ağlamak üzereydi.Kollarını açtı ve bana sarıldı.Vücudumu sıkmaya başlamıştı.Öylesine güçlüydü ki şeytanın kızı olan ben bile bazen ona hakim olamıyordum.
Bedenimin ellerine hapis olduğunu hissetmiş ve direnmek yerine teslim olmayı seçmiştim.Tek elini belime doladı. Diğer eli ile saçlarımı okşadı..Yavaşça yüzümde değdirdi ellerini.
Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı ve hafifçe öptü.Öylesine hafifti ki hissedememiştim.
Göz yaşları içinde yalvarıyordu.
"-Elimden gelini yaptım olmuyor arada.Bırakmıyorlar seni.Ben ,ben çok üzgünüm.Gitmeni istemiyorum ben seni bir insan olsan da daima seveceğim.Aramıza hiç bir şey giremez."
Birden irkilmiştim… İnsan olmak,bu son bana çok yakındı.Toparlanmalı son günümü en iyi şekilde geçirmeliydim.Joshuyu odasına yolladım.Üstümü giyindim.Büyük salona indim.
Akuma beni gördü.Ayakta olmama sevinmiş bir şekilde yanıma geldi.
-Günaydın güzel kızım.Nasılsın bakalım.
Belki bana karşı samimi olmak istiyordu bilemiyorum .ben hiçbir şey hissetmiyordum.Nefretten başka.Yıllardır yaşadığım tek his nefretti.
-Ey Akuma savaşta olduğumuzu unutuyorsun galiba.Bu ne samimiyet!
Ben senin kızın değil askerinim bunu aklından çıkarma.Ben ölümlü olduğumda kızını değil sadece bir askerini kaybedeceksin.
Silahlarla doldurduğum bedenimi savaşmaya hazırlıyordum son kez.
Melekler sadece ölümsüzler tarafından öldürülebilirlerdi.Çok dayanıklı yaratıklardı.
Hepsi en aşağılık şekilde ölmeyi hak ediyordu.
Savaş alanına geldiğimde beynimsarsılacak gibi oluyor kafamın içinde şimşekler çakıyordu..
Evrenin en yüce ulusu yeniliyor muydu.Nasıl olabilirdi.
Kılıcımı kınından çıkardım.Nefret duygum kılıcıma da yansımıştı.Yanıma gelen ilk küçük melekten başladım öldürmeye.O bacak kadar boyuyla eline geçirdiği küçücük bir bıçağı ayağıma saplamaya çalışıyor ve kabul olmayacağını bile bile ölmemi diliyordu.Hayır bu zavallı yaratıkla kılıcımı kirletmeyecektim.Parmaklarımın gücünü hissetmeliydi.
Gırtlağındaki küçük şeridi içeri bastırdım.Parmaklarımı göz yuvalarından içeri bastırırken sonu gelmeyen bir çığlık atıyor benden minicik bir acıma duygusu bekliyordu.
Gözleri minik misketler gibi yere düştü.Kafasına dirseğimi indirdiğim de 3-4 metre yuvarlanmış ve sanırım ölmüştü.Bütün meleklerin hak ettiği sonu yaşamıştı.Kılıcımı elime alarak duygusuzca öldürmeye başladım.Kiminin kafasını beninden ayırıyor,kimini ortadan ikiye bölüyor kimininse kanatlarını kesiyordum.
Sıçrayan her kan damlasından büyük bir zevk alıyor,ölürken ki acı çığlıkları dinlerken keyifleniyordum.
Damarlarımda ki kan kabarıyor zevk duygum artıyordu. Göklerde hissediyordum kendimi öldürdükçe..Bir yaprak gibi savrulup yere düşüyorlar son nefeslerinde arkadaşlarının kanlarını yutuyorlardı.Ayağımı kaldırdığımda küçük kan göllerini hissediyor susuz kalmış bir balık gibi içlerinde yüzmek istiyordum.
Kan birikintilerinden kafamı kaldırdığımda dayımı gördüm.
Bembeyaz kanatlarını açmış ırkını korumak için aslice savaşıyordu.Mükemmel bir liderdi o.
Yıllardır görmediğim dayım.Eskiden hiç ayrılmadığım dayım.Beni gördüğünde gözünden inci gibi yaşlar dökülmeye başlamıştı.Bir meleğin ağlaması çok hazindir.Birden kendime baktım bu ben değildim.Dayıma doğru koşmaya başladım.Annemden bir parçaydı dayım.Annemden kalan son hatıraya koşuyordum,Hayatımda hiç koşmadığım kadar hızlı koşuyordum.
Dayımsa kanatlarını açmış beni bekliyordu.Herkes şaşırmış savaş durmuştu.
Şimdi sadece ben dayım ve koştukça yüzüme sıçrayan kan damları vardı.Dayımın yanına vardığımda büyük bir hızla kılıcımı kaldırdım ve kafasına indirdim.
Dayım böyle bir hamleyi hiç beklemediği çok açıktı.Bir zavallı gibi ağlıyor ellerimi bırakmamacasına sarıyordu..Bense kılıcımı bütün gücümle aşağı doğru iterek ölmesi için tüm gücümü sarf ediyordum.
Belki karşı koyabilirdi benden güçlü olduğu şüphesizdi.Ama sahip olduğu bütün enerjiyi elimi tutmak ve bana son sözlerini söylemek için harcıyordu.
-Bu sen değilsin görebiliyorum, peki söyle kimsin sen Arada nesin sen?
şaka bir yana dersler malum ödev üstüne ödev psiko en yakında sessiz şeytanın yeni bölümünü isteriz herkes tembelleşti
ay prensesi beğenmene çok sevindim bende senin büyük hayranınım 12 yaşında bizden iyi yazıyorsun
3.Bölüm (son gün)
Yavaşça kafamı kaldırdım.Rüzgarın ahenkli uğultusu kulaklarıma vuruyor tiz bir sesle kendi konserini veriyordu.Ellerim saçlarıma doğru gittiğinde anladım.Rüya değildi.Gencin göz yaşları saçımda hafif bir ıslaklık oluşturmuş,minik nem parçaları saçıma çıkmamacasına yapışmıştı.Rüzgarın savurmak için inatlaşmasına rağmen damlalar kollarından kelepçelenmiş bir köle gibi saçıma sarılmıştı.
Hainceydi saf bir varlıktan üzerimde bir şey taşımak.Yıkanmalı ve o saf varlığın göz yaşlarını vücudumdan atmalıydım.
Banyoya girdim.Kendimi suyun sıcak ve temizleyici gücüne bıraktım.Su damlaları ard arda geliyor ve vücudumdaki o saf göz yaşlarını söküp alıyordu.
İnce bir havluya sarılarak odamdan içeriye girdim.
Odamda Joshu bekliyordu.Sanırım beni bu şekilde göreceğini düşünmemişti.Yüzü kıp kırmızı olmuş kızıl saçlarıyla da birleşince bir domatesi andırmıştı.Fısıldar bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
-Şey Arada ben nasıl olduğunu görmek için gelmiştim.Rahatsız etmek istemedim.Özür dilerim.
Bu üzgün hali ile aciz bir varlığı andırıyordu. Bir süre rüzgarın sessizliğine bıraktık kendimizi.Sadece gözleriyle konuşuyor,seni seviyorum diyerek haykırıyordu.
Benim gözlerimde verecek fazla bir şey yoktu.Tebessüm bile edemiyordum.
Joshuysa ağlamak üzereydi.Kollarını açtı ve bana sarıldı.Vücudumu sıkmaya başlamıştı.Öylesine güçlüydü ki şeytanın kızı olan ben bile bazen ona hakim olamıyordum.
Bedenimin ellerine hapis olduğunu hissetmiş ve direnmek yerine teslim olmayı seçmiştim.Tek elini belime doladı. Diğer eli ile saçlarımı okşadı..Yavaşça yüzümde değdirdi ellerini.
Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı ve hafifçe öptü.Öylesine hafifti ki hissedememiştim.
Göz yaşları içinde yalvarıyordu.
"-Elimden gelini yaptım olmuyor arada.Bırakmıyorlar seni.Ben ,ben çok üzgünüm.Gitmeni istemiyorum ben seni bir insan olsan da daima seveceğim.Aramıza hiç bir şey giremez."
Birden irkilmiştim… İnsan olmak,bu son bana çok yakındı.Toparlanmalı son günümü en iyi şekilde geçirmeliydim.Joshuyu odasına yolladım.Üstümü giyindim.Büyük salona indim.
Akuma beni gördü.Ayakta olmama sevinmiş bir şekilde yanıma geldi.
-Günaydın güzel kızım.Nasılsın bakalım.
Belki bana karşı samimi olmak istiyordu bilemiyorum .ben hiçbir şey hissetmiyordum.Nefretten başka.Yıllardır yaşadığım tek his nefretti.
-Ey Akuma savaşta olduğumuzu unutuyorsun galiba.Bu ne samimiyet!
Ben senin kızın değil askerinim bunu aklından çıkarma.Ben ölümlü olduğumda kızını değil sadece bir askerini kaybedeceksin.
Silahlarla doldurduğum bedenimi savaşmaya hazırlıyordum son kez.
Melekler sadece ölümsüzler tarafından öldürülebilirlerdi.Çok dayanıklı yaratıklardı.
Hepsi en aşağılık şekilde ölmeyi hak ediyordu.
Savaş alanına geldiğimde beynimsarsılacak gibi oluyor kafamın içinde şimşekler çakıyordu..
Evrenin en yüce ulusu yeniliyor muydu.Nasıl olabilirdi.
Kılıcımı kınından çıkardım.Nefret duygum kılıcıma da yansımıştı.Yanıma gelen ilk küçük melekten başladım öldürmeye.O bacak kadar boyuyla eline geçirdiği küçücük bir bıçağı ayağıma saplamaya çalışıyor ve kabul olmayacağını bile bile ölmemi diliyordu.Hayır bu zavallı yaratıkla kılıcımı kirletmeyecektim.Parmaklarımın gücünü hissetmeliydi.
Gırtlağındaki küçük şeridi içeri bastırdım.Parmaklarımı göz yuvalarından içeri bastırırken sonu gelmeyen bir çığlık atıyor benden minicik bir acıma duygusu bekliyordu.
Gözleri minik misketler gibi yere düştü.Kafasına dirseğimi indirdiğim de 3-4 metre yuvarlanmış ve sanırım ölmüştü.Bütün meleklerin hak ettiği sonu yaşamıştı.Kılıcımı elime alarak duygusuzca öldürmeye başladım.Kiminin kafasını beninden ayırıyor,kimini ortadan ikiye bölüyor kimininse kanatlarını kesiyordum.
Sıçrayan her kan damlasından büyük bir zevk alıyor,ölürken ki acı çığlıkları dinlerken keyifleniyordum.
Damarlarımda ki kan kabarıyor zevk duygum artıyordu. Göklerde hissediyordum kendimi öldürdükçe..Bir yaprak gibi savrulup yere düşüyorlar son nefeslerinde arkadaşlarının kanlarını yutuyorlardı.Ayağımı kaldırdığımda küçük kan göllerini hissediyor susuz kalmış bir balık gibi içlerinde yüzmek istiyordum.
Kan birikintilerinden kafamı kaldırdığımda dayımı gördüm.
Bembeyaz kanatlarını açmış ırkını korumak için aslice savaşıyordu.Mükemmel bir liderdi o.
Yıllardır görmediğim dayım.Eskiden hiç ayrılmadığım dayım.Beni gördüğünde gözünden inci gibi yaşlar dökülmeye başlamıştı.Bir meleğin ağlaması çok hazindir.Birden kendime baktım bu ben değildim.Dayıma doğru koşmaya başladım.Annemden bir parçaydı dayım.Annemden kalan son hatıraya koşuyordum,Hayatımda hiç koşmadığım kadar hızlı koşuyordum.
Dayımsa kanatlarını açmış beni bekliyordu.Herkes şaşırmış savaş durmuştu.
Şimdi sadece ben dayım ve koştukça yüzüme sıçrayan kan damları vardı.Dayımın yanına vardığımda büyük bir hızla kılıcımı kaldırdım ve kafasına indirdim.
Dayım böyle bir hamleyi hiç beklemediği çok açıktı.Bir zavallı gibi ağlıyor ellerimi bırakmamacasına sarıyordu..Bense kılıcımı bütün gücümle aşağı doğru iterek ölmesi için tüm gücümü sarf ediyordum.
Belki karşı koyabilirdi benden güçlü olduğu şüphesizdi.Ama sahip olduğu bütün enerjiyi elimi tutmak ve bana son sözlerini söylemek için harcıyordu.
-Bu sen değilsin görebiliyorum, peki söyle kimsin sen Arada nesin sen?
İnanılmaz gelebilir ama öm görme yeteneğim sıfır =_=
offffffff offf offfffffff. Coşagelmşin seras. Süperdi walla.Bi nefeste okudum Bu arada,Arada meleklerden niye nefret ediyor onu anlamadım
Şu ödewlerden dolayı yazamıyor olmamıza üzülüyorum. Geleceğin edebi sanatkarlarını kısıtlıyorlar yaa
Şu hayranlık meselesine de gelince... Ben sizin gibi mükemmel yazarların yanında,okyanusa düşen yağmur damlasına benziyorum. Asıl,ben sizler gibilerine hayranım Lütfin beni mahcup etmeyin
Şu ödewlerden dolayı yazamıyor olmamıza üzülüyorum. Geleceğin edebi sanatkarlarını kısıtlıyorlar yaa
Şu hayranlık meselesine de gelince... Ben sizin gibi mükemmel yazarların yanında,okyanusa düşen yağmur damlasına benziyorum. Asıl,ben sizler gibilerine hayranım Lütfin beni mahcup etmeyin
hain seras! Bir daha böyle bir temebllik yaptığını görüyüm hiç üşenemem gelirim sana zorla yazdırırım
o kadar güzel bir edebi dil kullanmışsın ki
bu en sevdiğim bölüm oldu
ahbu arada, çok sevdim ben bu kızı heleki son hamlesi
bak lütfen bu kadar tembel olmaaa
o kadar güzel bir edebi dil kullanmışsın ki
bu en sevdiğim bölüm oldu
ahbu arada, çok sevdim ben bu kızı heleki son hamlesi
bak lütfen bu kadar tembel olmaaa
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
keşke psiko da burda olsaydı
ama yok ne yazıkki olsun siz varsınızya oda yeter bana
ama söyliyim ben daha coşmadım,kan,vahşetidrama,acı,ve ölüm nihahahaahh
uçtum gene hep murat abi yüzünden o yerleştirdi beynime bunları testere serisini bir gecede izletti bana bende böyle oldum benim suçum yok
ama yok ne yazıkki olsun siz varsınızya oda yeter bana
ama söyliyim ben daha coşmadım,kan,vahşetidrama,acı,ve ölüm nihahahaahh
uçtum gene hep murat abi yüzünden o yerleştirdi beynime bunları testere serisini bir gecede izletti bana bende böyle oldum benim suçum yok
İnanılmaz gelebilir ama öm görme yeteneğim sıfır =_=
O zaman coş sen
biz severiz dehşetii
evet psicocuk nerdesin özlettin kendini
biz severiz dehşetii
evet psicocuk nerdesin özlettin kendini
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Psicocuk, psicocuk. Sanal alemin dadlu kraliçesi. Ahhh ahhh...Ne çok özledim onun o kendini yırtarak,kızarak,eline geçeni hayali de olsa bize fırlatarak, tatlı tehditlerle yazmaya teşvik eden yorumlarını. Hani bağırır "hele bi yazma gelir oraya klavyeni parçalarım ama haaaa " derdi. Hani kara kedimizin Niarası her ağladığında "zafer çığlıkları" atar teşekkür ederdi. Hani hatırlar mısınız,doğa üstü güçleriyle bizlere, destek olur,teselli eder,yatmadan önce 1elham 3 kulhüallah okumamızı tembih ederdi. Offf off.Kahbe kader, bi insana bu kadar mı gülmez yarabbim. Ya o imza mitingini izmirde yapalım kara pisim,serasım ve psico fanı muhterem arkadaşlarım. Yoksa böyle giderse ömrü billah göremeyiz onun yüce,ferman gibi uzun yorumlarını.
3. sayfa (Toplam 3 sayfa) [ 27 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |