***Amy*** Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6 ... 10, 11, 12, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Cok gusel gidiordu hikaye ama kotu yerde bitti yine.Walla bende anlamadin ne oldu bu kiza.Hizashinin dedigi gibi seytanm falanmi kacti
Biz yeni bolumu daha coook bekleriz bu gidisle:) Hana Yori Dango dan sira gelirse yazar belki bisiler walla biktirdi su anime pardon, liveaction 13 bolumluk bir seri bu kadarmi uzun serer ya
Biz yeni bolumu daha coook bekleriz bu gidisle:) Hana Yori Dango dan sira gelirse yazar belki bisiler walla biktirdi su anime pardon, liveaction 13 bolumluk bir seri bu kadarmi uzun serer ya
sağlun yorumlar için tekrar diğer bölümde görücez elinden çıkan ışıltıların şeytan mı yoksa başka bişey mi olduğunu heyecanlanın diye burda kesitim özellikle XD amacıma ulaştım yaşasın bu arada bekircem hana yori dAngo 2 hafta önce bitmişti şimdiki hana kimi
süpersin yaXD hadi üç ayı tin tin tin XD
artık actionlarımı izlemek için bizim Brubaker
'dan izin alıcam gibi görünüyor Merak edenler için yeni bölümü yazdım
---------6. BÖLÜM
Elime bakarak ‘Bana ne oldu böyle?’dedim.
Uzun süren sessizliğin ardından,
-*Elton*Sanırım elinden çıkan ışıltının nedeni Joshua’ydı.Aslında bundan tam olarak bizde emin değiliz, başka şeylerde olabilir.Ama şu anda iyisiniz efendim.’
Elton neler söylüyordu böyle Joshua bana böyle birşeyi nasıl yapabilirdiki o yapmasa bile bunun nedeni ne olabilirdi?Ne yani bunu yapan doğaüstü güçler miydi...
-*İan* ‘Gereken bütün önlemleri aldık efendim.Şimdi nasılsınız?’
Şaşkınlıktan dilimi yutmuş gibiydim...
-‘İyiyim, merak etmeyin.’ Uzun uzun soluklandıktan sonra ‘Amcam sizin onları gördüğünüzü biliyor muydu? ’dememle birlikte herkes herşeyi öğrenmek istediğimi anlamış gibiydi.
-‘Evet amcanız bütün bunlardan haberdardı.Onları gördüğümüzü söylediğimizde endişeye kapılmıştı, ayakta duracak halde değildi.Sizi oradan uzaklaştırmak için böyle bir plana girişti.’
-Ellerimi sıkarak ‘Tamam ama benim gideceğimi nereden biliyorduki, sonuçta Cascada’yı uzaklaştırmak istemişti o..’
Etrafa belirsiz bir suskunluk hakimdi.O kadar sinirliydimki kendimi kontrol edemez hale gelmiştim.Birden amcamın at arabası hareket etmeden önce alel acele bana verdiği o mühürlü mektubu hatırladım.Onu verirken bana ‘Lütfen kendine dikkat et, ne olursa olsun hiçbirşeyin seni yıpratmasına izin verme!!Sana vereceğim bu mektubu hazır olduğunda açmalısın.Bütün herşeyi buraya yazmayı denedim ama yazamadım zaman yetersizliğinden...Kendine dikkat et canım yiğenim.Seni seviyoruz.Dileklerimiz seninle!!!!’ diye bağırmıştı arkamdan...
Acaba amcamın verdiği mektup elimden çıkan ışıltıyı ve bana çektirdiği acıyı açıklayabilir miydi yada bütün bunlara nasıl karar verdiğini?
Bütün bunları düşünerek ayağa kalktım Ozzy, İan, Elton ve Samuel’e bakarak ‘Madem birşey açıklamamak için olaylara öylece kenetlendiniz.Ben buradan çıkıyorum!’
-Hepsi bir ağızdan ‘Nereye gidiyorsunuz?’
-*Elton* ‘Joshua’nın adamları hala dışarıda olabilir!’
-‘Evet biliyorum.Dışarda olabilirler hatta mağaranın yanında...Ama saklanarak nereye kadar gidebilirizki, sonuçta onlar bizi bulmak istiyorlarsa eminimki bulacaklardır.Hem at arabasında almam gereken önemli bir eşyam var.’
Adımlarımı mağaranın çıkışına doğru yöneltmiştim.Arkamdan Samuel,
-‘Evet haklısın.Hiç değişmemişsin benim küçük Amy’mim...’ eline kılıcını alarak ‘Hadi çocuklar buradan çıkıyoruz’ dedi.
Herkes halinden mutlu gibiydi.Samuel’in benimle böyle konuşması beni hem duygusallaştırmış hemde yaşadıklarımı unutturacak kadar iyi gelmişti.O benim hem koruyucum hemde devamlı /hiç ayrılmamacasına/ diye bağırdığımız en yakın çocukluk arkadaşımdı.En önemli olan bana güvenen, beni koruyan, benimle hareket eden insanların olmasıydı yanımda...
Narin ayakkabılarımla dikenli çalılıkları geçiyordum.Çimenden gelen sesler, çimenlerin ve çiçeklerin o hoş kokusu, rüzgarın sol tarafa doğru esmesiyle ağacın yapraklarının birbirine sürtünmesinden gelen o sesler benim neşe kaynağım sayılsabilecek kadar devâsaldı benim için.
Yarım saat kadar öylece arabanın yanına doğru yürüdük.Vardığımızda herşey parçalanmıştı.Elton at arabasının yanına giderek etrafa dağılmış olan tahtaları ayırıyordu.Ozzy’se
-‘Araba onarılamaz halde...Ama hiç değilse atlarımız sağlam’diyerek gülümsedi.
Geri kalan yolu atların üzerinde gidicez gibi görünüyordu:D Bütün bu olanlara rağmen herkesin neşesi yerindeydi...
Bende amcamın bana verdiği mektubu arıyordum...Uzun bir arayıştan sonra mektubu buldum.Elimde öylesine çevirip durduğum bu mektupta herşey olabilirdi.Aslında mühürü açmaya tam olarak hazır değildim.O mektubu elimde sağa sola çevirirken hafifçe başımı eğerek diğerlerine baktım.Ortalık aniden durulmuştu.Herkes bana ve elimdeki o mektuba bakıyordu.
Beş dakika sonra ağacın gövdesine dayanmış buldum kendimi...Mektubu hala elimde öylecesine çeviriyordum bir o yana bir bu yana...Bir an için gözüm mühürdeki sembole takıldı.Sekiz rakamına benzer bi şekil vardı mühürde.Ama ben bunu öncedende görmüştüm.Evet evet aynı şekil annemin yüzüğündede vardı.Elimdeki yüzüğü çıkararak o mühürle karşılaştırdım.Hani hep derler ya ‘kalbinin sesini dinle diye’ işte bu yüzden bende yüzüğü ve mektubu göğsüme dayadım, kalbime ‘kimden yanasın? Ne yapmalıyım?’ dercesine sorular soruyordum.Biliyorum aslında bu yaptığım çok saçma ama kendimi çıkmazda hissediyordum; ya açıcaktım ya da açıcaktım offf...Samuel sanki durumumu sezmiş gibi yanıma gelerek birbirine kenetlenmiş ellerimi ayırdı bana sıkıca sarılarak kulağıma,
-‘Herşey karmakarışık değil mi..Artık sen bizim ve iyilerin prensesisin, herkes sana güveniyor, kendini zorlama Amy’mim.Ne olursa olsun ben hep yanında olacağım’ diye sırıttıktan bir süre sonra ‘ve de diğerleri...’ diyerek kulağıma fısıldadı...
'dan izin alıcam gibi görünüyor Merak edenler için yeni bölümü yazdım
---------6. BÖLÜM
Elime bakarak ‘Bana ne oldu böyle?’dedim.
Uzun süren sessizliğin ardından,
-*Elton*Sanırım elinden çıkan ışıltının nedeni Joshua’ydı.Aslında bundan tam olarak bizde emin değiliz, başka şeylerde olabilir.Ama şu anda iyisiniz efendim.’
Elton neler söylüyordu böyle Joshua bana böyle birşeyi nasıl yapabilirdiki o yapmasa bile bunun nedeni ne olabilirdi?Ne yani bunu yapan doğaüstü güçler miydi...
-*İan* ‘Gereken bütün önlemleri aldık efendim.Şimdi nasılsınız?’
Şaşkınlıktan dilimi yutmuş gibiydim...
-‘İyiyim, merak etmeyin.’ Uzun uzun soluklandıktan sonra ‘Amcam sizin onları gördüğünüzü biliyor muydu? ’dememle birlikte herkes herşeyi öğrenmek istediğimi anlamış gibiydi.
-‘Evet amcanız bütün bunlardan haberdardı.Onları gördüğümüzü söylediğimizde endişeye kapılmıştı, ayakta duracak halde değildi.Sizi oradan uzaklaştırmak için böyle bir plana girişti.’
-Ellerimi sıkarak ‘Tamam ama benim gideceğimi nereden biliyorduki, sonuçta Cascada’yı uzaklaştırmak istemişti o..’
Etrafa belirsiz bir suskunluk hakimdi.O kadar sinirliydimki kendimi kontrol edemez hale gelmiştim.Birden amcamın at arabası hareket etmeden önce alel acele bana verdiği o mühürlü mektubu hatırladım.Onu verirken bana ‘Lütfen kendine dikkat et, ne olursa olsun hiçbirşeyin seni yıpratmasına izin verme!!Sana vereceğim bu mektubu hazır olduğunda açmalısın.Bütün herşeyi buraya yazmayı denedim ama yazamadım zaman yetersizliğinden...Kendine dikkat et canım yiğenim.Seni seviyoruz.Dileklerimiz seninle!!!!’ diye bağırmıştı arkamdan...
Acaba amcamın verdiği mektup elimden çıkan ışıltıyı ve bana çektirdiği acıyı açıklayabilir miydi yada bütün bunlara nasıl karar verdiğini?
Bütün bunları düşünerek ayağa kalktım Ozzy, İan, Elton ve Samuel’e bakarak ‘Madem birşey açıklamamak için olaylara öylece kenetlendiniz.Ben buradan çıkıyorum!’
-Hepsi bir ağızdan ‘Nereye gidiyorsunuz?’
-*Elton* ‘Joshua’nın adamları hala dışarıda olabilir!’
-‘Evet biliyorum.Dışarda olabilirler hatta mağaranın yanında...Ama saklanarak nereye kadar gidebilirizki, sonuçta onlar bizi bulmak istiyorlarsa eminimki bulacaklardır.Hem at arabasında almam gereken önemli bir eşyam var.’
Adımlarımı mağaranın çıkışına doğru yöneltmiştim.Arkamdan Samuel,
-‘Evet haklısın.Hiç değişmemişsin benim küçük Amy’mim...’ eline kılıcını alarak ‘Hadi çocuklar buradan çıkıyoruz’ dedi.
Herkes halinden mutlu gibiydi.Samuel’in benimle böyle konuşması beni hem duygusallaştırmış hemde yaşadıklarımı unutturacak kadar iyi gelmişti.O benim hem koruyucum hemde devamlı /hiç ayrılmamacasına/ diye bağırdığımız en yakın çocukluk arkadaşımdı.En önemli olan bana güvenen, beni koruyan, benimle hareket eden insanların olmasıydı yanımda...
Narin ayakkabılarımla dikenli çalılıkları geçiyordum.Çimenden gelen sesler, çimenlerin ve çiçeklerin o hoş kokusu, rüzgarın sol tarafa doğru esmesiyle ağacın yapraklarının birbirine sürtünmesinden gelen o sesler benim neşe kaynağım sayılsabilecek kadar devâsaldı benim için.
Yarım saat kadar öylece arabanın yanına doğru yürüdük.Vardığımızda herşey parçalanmıştı.Elton at arabasının yanına giderek etrafa dağılmış olan tahtaları ayırıyordu.Ozzy’se
-‘Araba onarılamaz halde...Ama hiç değilse atlarımız sağlam’diyerek gülümsedi.
Geri kalan yolu atların üzerinde gidicez gibi görünüyordu:D Bütün bu olanlara rağmen herkesin neşesi yerindeydi...
Bende amcamın bana verdiği mektubu arıyordum...Uzun bir arayıştan sonra mektubu buldum.Elimde öylesine çevirip durduğum bu mektupta herşey olabilirdi.Aslında mühürü açmaya tam olarak hazır değildim.O mektubu elimde sağa sola çevirirken hafifçe başımı eğerek diğerlerine baktım.Ortalık aniden durulmuştu.Herkes bana ve elimdeki o mektuba bakıyordu.
Beş dakika sonra ağacın gövdesine dayanmış buldum kendimi...Mektubu hala elimde öylecesine çeviriyordum bir o yana bir bu yana...Bir an için gözüm mühürdeki sembole takıldı.Sekiz rakamına benzer bi şekil vardı mühürde.Ama ben bunu öncedende görmüştüm.Evet evet aynı şekil annemin yüzüğündede vardı.Elimdeki yüzüğü çıkararak o mühürle karşılaştırdım.Hani hep derler ya ‘kalbinin sesini dinle diye’ işte bu yüzden bende yüzüğü ve mektubu göğsüme dayadım, kalbime ‘kimden yanasın? Ne yapmalıyım?’ dercesine sorular soruyordum.Biliyorum aslında bu yaptığım çok saçma ama kendimi çıkmazda hissediyordum; ya açıcaktım ya da açıcaktım offf...Samuel sanki durumumu sezmiş gibi yanıma gelerek birbirine kenetlenmiş ellerimi ayırdı bana sıkıca sarılarak kulağıma,
-‘Herşey karmakarışık değil mi..Artık sen bizim ve iyilerin prensesisin, herkes sana güveniyor, kendini zorlama Amy’mim.Ne olursa olsun ben hep yanında olacağım’ diye sırıttıktan bir süre sonra ‘ve de diğerleri...’ diyerek kulağıma fısıldadı...
süpersin yaXD hadi üç ayı tin tin tin XD
5. sayfa (Toplam 12 sayfa) [ 112 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |